25. Bölüm

25.Bölüm

Esra Şen
sevipgidenbirisiii

Yarenin Ağzından

 

Akın kızımla olan konuşmasını bitirmişti. Yalnız bende bitmiştim. Kendimi ağlamadan durduramıyordum. Daha önce mezarlığa geldiğimde bu kadar fazla ağlamamıştım. Belki de ilk defa Akınla gelmemin etkisinden kaynaklı da olabilirdi.

 

Akın oturduğu mezar taşından kalktı ve bana doğru döndü.

Diyeceklerini tek bir çırpıda söylemeseni isterdim. İçinde tutmasındansa bana bir bir anlatmasını ve çözüm yolunu birlikte bulmak isterdim.

 

Hiç konuşmayacağını düşündüğüm Akın birden konuşmaya başladı.

 

"Sarılmak acıları hafifletir mi ?"

 

Konuştuğunda bana sorduğu ilk soru bu oldu. Sevgi iyileştirirdi ama sarılmak acıları hafifletir miydi bilmiyordum. Ne tepki vereceğimi bilememiştim. Yanlış bir şey sôyleyerek kalbini de kırmak istemiyordum.

 

En iyisi içinden geldiği gibi cevap vermekti. Akının beni o zaman daha iyi anlayacağını düşünüyordum.

 

"Sarılmak sadece ruhu yorgun olan kişilere iyi gelir. Acıları hafifletmeye de dindirmeye de gücü yok."

 

" Ya ruhu yorgun olan kişilerin acılarını kökten yüklenmek ve sırtlanmak istiyorsak peki o zaman ne yapmalıyız?"

 

Akın aklınca bugün beni sınamak için gönderilmişti. Başka açıklaması olamazdı. Bu tür soruları bana neden sorduğunu anlayamamıştım. Kimin acısını sırtlanmak istiyorsa onunkini sırtlanabilirdi.

 

" Yaren öyle bön bôn yüzüme bakmana gerek yok. Ben senin ruhen ve manen yorgun olduğunu görebiliyorum. Yılların vermiş olduğu yorgunlukla bir de üzerine bebeğimizi kaybetmenle derin bir hüzün hissettiğini ve yalnızlık duygusuyla başa çıkmaya çalıştığını gôrebiliyorum."

 

Bebeğim öldükten sonra yaşama daha az tutunmaya başlamıştım. Bu durumu zaten kimseden saklayamazdım.

 

Yine de yaşama tutunmaktan başka şansım yoktu. Bir ihtimal beni ayakta tutuyordu. Tekrar anne olabilme ihtimalim vardı. Tüm çabam bunun içindi.

 

Sevdiğim adamdan tekrar çocuk sahibi olmak istiyordum. Yalnız annesinin ödemediği bedeli onun ödemesini istiyordum. Her ne kadar onun suçunun olmadığını bilsem de bu içimdeki isteği susturamıyordum. O da benim yaşadıklarımı yaşasın, acı çeksin istiyordum. İçimdeki bu yangın ancak o zaman susardı.

 

Bebeği ölen bir kadının feryadını kimse susturabilir miydi?

 

"Bebeğimi kaybederken yanımda sen yoktun. Kimse yoktu. Hastane koridorlarında tek başıma ben cebelleştim. Feryat figan ağlamalarımı bir tek hastanedekiler duydu."

 

Akın bu söylediklerimden sonra susmayı tercih etti. Çünkü bu konuda benim haklı olduğumu sonuna kadar biliyordu.

 

Yanıma doğru adımladı ve köşeye oturdu. Şimdi ruhen yanımda olsa da aklen başka yerde olduğu çok belli oluyordu. Ben Akını işte bu yüzden tanıdığımı ve bana yakın olduğunu hissediyordum.

 

"Eğer bir bebeğimizin olduğunu öğrenseydim zaten seni annemin eline bırakmazdım. Annemin cani bir yönünün olduğunu, daha doğrusu insan olmadığını yeni öğreniyorum. Böyle bir durumda seni görev yaptığım yere götürürdüm. En azından ikimizde böyle ayrı gayrı acı çekeceğimize bir arada olurduk."

 

Akın her zaman haklı olmak zorunda mıydı?

 

Bu saatten sonra nasıl bir yol izleyecektim, bilmiyordum. Bildiğim tek bir şey vardı. O da Akını ne dersem diyeyim deli gibi sevdiğimdi. Ben bir tek bundan emindim.

 

"Yaren hanım şimdi ne yapıyoruz söyleyin bakalım? Oyunu kurallarına göre oynuyor muyuz? Yani sen hala aynı karardaysan bizim eve gidelim ve anlaşma maddelerini belirleyip imzalayalım."

 

Mezarlıkta beklemenin pek bir manası yoktu. Bir an önce Akının evine gidip nasıl bir ev tuttuğunu görmek istiyordum. Sonuçta belli bir süre de olsa orada yaşayacaktım.

 

Anlaşma maddelerini imzalayıp o kurallara uymamız gerekiyordu. Artık mezarlıktan çıksak iyi olacaktı. Burası bana iyi gelmiyordu. Ben mezarlığın çıkışına doğru yürümeye başlayınca arkamdan da Akın gelmeye başladı.

 

 

Bundan önce geçmişim çok iyi değildi. Bakalım bundan sonraki geleceğim iyi olacak mıydı?

 

Yaşayıp görecektik.

 

 

 

 

Yeni bölümü nasıl buldunuz gençler?

Bölüm : 21.09.2024 10:56 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...