7. Bölüm

1.SEZON / 6. Bölüm

Shu
shubastet

BÖLÜM 6 : BİR TAKIM HAYAL KIRIKLIKLARI

 

~10 AY SONRA~

Dırrr dırrr dırrr telefon sesiyle birlikte yataktan fırladı koşarak masanın yanına gitti ve telefonu eline aldı (B)"Efendim, Jenny." dedi, (J)"Merhaba, Brandon sana bir şey soracağım. Bu akşam 8 de araba yarışı yapacağız sende gelmek ister misin, abimde katılacak??", (B)"Aaaa, olabilir. Madelaine'da söyleyeyim mi?", (J)"Sen bilirsinn?", (B)"Aa, peki söylemeyeyim istemiyorsan. Akşam görüşürüz o zaman. Bana yeri mesaj atarsın.", (J)"Hıhı tamam, görüşürüz.".

Telefonu cebine koydu ve odanın kapısını tıklattı (J)"Adrien gelebilir miyim?", (A)"Gel." kapıyı aralayıp içeri girdi, (J)"Aradım Brandon'ı, gelecek, başka birisine söylemedim.", (A)"Tamam gidebilirsin." Jenny yavaşça kapıyı kapadı ve dışarı çıktı. Kızın gitmesiyle Adrien kendi kendine konuştu, (A)"Burdan nefret ediyorum. Sıkıldım be burdan, Amerika'ya geri mi dönsem? Offf babamla uğraşamam orda da. Alya'ya bulaşmayı özledim, napıyor acaba? Neyse gidip arabaya bakayım." merdivenden inip garaja girdi.

~

Hava kararmaya başlamıştı. Kai Brandon'ların evinin kapısını çaldı. Brandon aceleyle aşağı inip kapıyı açtı, (B)"Kai", (K)"Naber, ben geldim. Napıyorsun?" Kai hızlı adımlarla içeri girdi. (B)"Dışarı çıkacaktım hazırlanıyordum. Aramadan gelmezdin kötü bir şey yok ya?", (K)"Aaa yok burdan geçiyordum sadece. Nereye gidiyorsun!" dedi.

Kai masanın üzerindeki bibloyla oynarken, gergin görünen Brandon'ının suratına baktı. (B)"Jenny çağırdı yarış varmış da... Adrien'da katılacakmış, onu izleyeceğiz.", (K)"Ooo ne güzel bize niye demediniz?", (B)"Aa Jenny beni çağırdı sadece." dedi sırıtarak. (K)"Madelaine, onu da mı çağırmadı!", (B)"Hayır sadece ben.", (K)"Peki, öyle olsun o zaman. Sen hazırlan, ben gideyim." dedi yerinden kalktı ve kapıya yöneldi. (B)"Kusura bakma." dedi Brandon, (K)"Ahh, lafı olmaz." dedi ve dışarı çıktı Kai.

~

Saat akşam 7 buçuk olmuştu Brandon kapıyı kapatıp dışarı çıktı. Hava kararmak üzereydi. Jenny'nin attığı konuma gitmek için durağa doğru ilerledi.

~

Adrien arabasını hazırlamış, üzerini giyinmeye gitmişti. Jenny, kenarda oturmuş Adrien'ın çıkmasını bekliyordu. (B)"Hey, Jenny!" diye seslendi arkasından Brandon (J)"Merhaba Brandon, hoş geldin. Gel otursana!" dedi gülümseyerek. Brandon kafasını sallayarak oturdu. Biraz sonra Adrien elinde kask ile geldi (A)"Ooo, hoş geldin." dedi Brandon'a bakarak. (B)"Hoş buldum." dedi Brandon, oturduğu yerden kalktı. (B)"Ne zaman başlıyor?", (J)"Birazdan başlar, hadi yukarı çıkalım biz.", (B)"İyi şanslar." dedi Brandon, Adrien'ın omuzuna vurarak. Jenny ve Brandon yukarı çıkarken Adrien iç geçirerek (A)"Hadi, yapalım şu işi ." dedi ve kaskını takarak arabasının yanına doğru gitti.

Yan arabada oturan Hardy camını aralayarak yüzünü açık pencereye yaklaştırdı. "Heey Adrien, yenilmeye hazır mısın!!" dedi sırıtarak ve Adrien'ın bir şey demeye fırsatı bile olmadan yarış başladı. Yarış 10 turdan oluşan, çok uzun olmayan, tek bir derin kavisi bulunan, oval, eski toprak bir pistte yapılıyordu.

Dikkati dağılmış Adrien, herkesin gerisinde kalarak başladı yarışa. Önünde duran toz bulutu bir kaç saniyeliğine önündeki arabaların ne kadar uzağa gittiğini anlamasına engel olmuştu. Çalışan motorun hırlaması kulaklarında yankılanıyordu. Gözlerini kapatıp kafasını salladı ve gaza bastı. Bir kaç saniye sonra diğer arabalar önünde belirmişti.

~

(J)"Off, neden geç başladı." dedi Jenny stresli bir şekilde elleriyle oynarken, oturduğu yerden kalktı ve Brandon'a döndü. (J)"Acaba bir şey mi oldu?" dedi. (B)"Bak gidiyor." dedi Brandon ayağa kalkıp kızı arkasına döndürürken. Kafasını sallayıp yerine oturdu, Jenny.

~

Adrien gerisinde bıraktığı üç arabadan sonra geriye kalan son 2 turu düşündü, risk almalıydı. Önündeki iki araba, birbirlerine sıfırlamış bir şekilde ilerliyordu (A)'Yanlarından dolaşırsam dengem bozulabilir ama eğer onları geçmezsem hızımı kesmem gerekir.' diye düşündü Adrien, onlara doğru yaklaşırken gaza daha fazla basmaya başladı ve direksiyonu yana kırarak iki arabanın yanından hızla geçti, geriye kalan 6 arabayı daha geçmesi gerekiyordu ve son turun ortasındaydılar.

(A)'Sanırım yenildim.' diye düşündü Adrien, hayal kırıklığına uğramıştı, kendisine kızmıştı. Son tur tamamlanırken Adrien 7. olarak yarışı bitirmişti. Hiç durmadan, pistten çıkıp arabayı garaja soktu ve arabadan inip kaskı yere fırlattı , kollarını arabaya yaslayıp kafasını kollarının arasına gömdü.

Birkaç dakika sonra Jenny ve Brandon endişeli bir şekilde yanına geldi. (J)"Adrien ne oldu neden geç başladın?" dedi Jenny kolunu tutarak. (A)"Bilmiyorum." diyerek kestirip attı Adrien. (A)"Yalnız kalmak istiyorum, geldiğiniz için teşekkürler." dedi ve üzerini çıkarmak için kabine girdi.

(B)"Hadi gidelim de kafasını toplasın.". (J)"Tamam." Jenny başını aşağı eğip yere baktı, sakin bir şekilde. İkisi dışarı çıkıp yürümeye başladılar. (B)"Ne yapalım?" dedi Brandon hiçbir şey olamamış gibi, Jenny'yi güldürmek istemişti. (J)"Bilmem." dedi Jenny yeri seyrederken (B)"Hımm, ben biliyorum, tam senlik bir yere gideceğiz, hazır mısın?" Jenny başımı kaldırıp gülümsedi (J)"Neresiymiş orası?" dedi. (J)"Gidince görürsün.".

~

"Hey, Adrien o kadar üzülme ya, bir dahakine 2. olursun." dedi Hardy elindeki anahtarı sallarken, Adrien yerdeki kaskını almak için eğilmişken Hardy'nin sesini duyunca kafasını kaldırıp gözünün ucuyla baktı. (A)"Kavga etmek istemiyorum.". Adrien kaskı duvara dayalı masanın üzerine bırakıp anahtarı cebine attı. Dışarı çıkıp yürümeye başladı. "Neyse Jenny'ye öğreteyim bari senden bir şey olmaz." dedi Hardy.

Adrien iki adım arkasında duran çocuğun boynuna dirseğini dayadı, çocuğun sırtı duvara yaslandı. Hardy nefes almakta zorlanırken Adrien fısıldadı (A)"Jenny'den uzak dur anladın mı, seni bir daha uyarmam." kolunu çekip arkasını döndü. Hardy nefes almaya çalışırken, Adrien yürüyerek uzaklaştı ve gözden kayboldu. Telefonu cebinden çıkarıp Jenny'yi aradı (A)"Aaa, nerdesiniz? Gittiz mi?", (J)"Hayır, giriş kapısının hemen ilerisinde, duraktayız.", (A)"Bekleyin geliyorum.", (J)"Tamam.".

(J)"Şey, Adrien'da geliyormuş da." Brandon anladığını belli eder bir şekilde kafasını salladı. Birkaç dakika içinde Adrien yanlarına geldi.

(A)"Nereye böyle?" dedi Adrien, hızlı yürümekten nefes almakta zorlanıyordu. (B)"Aaa sürprizdi aslında ama söyleyeyim. Şehrin çıkışında yemek pazarı açıldı, daha dün açıldı o yüzden gidemedim yan tarafında da lunapark vardı, umarım hala duruyordur.", (J)"Ne, bunu seviceğimi de nerden çıkardın..." dedi Jenny ciddi bir yüz ifadesiyle. (J)"Teşekkür ederim moralim yerine geldi gerçekten." heyecanla ellerini çenesinin altında birleştirdi ve ekledi (J)"Ne zaman gelecek otobüs, hemen gelsin." Jenny yola doğru eğildi, sanki yolun diğer ucunu görebilecekmiş gibi. Biraz bekledikten sonra otobüs önlerinde durdu. Sırayla binip boş olan arka koltuklara üçü yan yana oturdu.

Biraz gittikten sonra Brandon'ın telefonu çalmaya başladı. Cebinden çıkarıp arayana baktı. (B)"Eyvah!" dedi sanki yapması gereken önemli bir şeyi unutmuş gibi. Öksürüp telefonu cevapladı (B)"Ne oldu Madelaine dışarıdayım hızlı söyle.", (M)"Neh, dışarıda mısın?" dedi Madelaine hayal kırıklığına uğramış bir şekilde. (M)"Bana söz vermiştin ama beraber yemek yemeğe gidecektik.", (B)"Aaa ben gelemem sonra gideriz. Kapatıyorum." dedi Brandon telaşla, Adrien eğilmiş merakla Brandon'a bakıyordu, Jenny hiç kıpırdamadan telefondan gelen sesi net bir şekilde duyabiliyordu. (M)"Hey dur, neredesin sen?" dedi Madelaine ses tonu düzelmiş, bir şeyler karıştırdığını anlamıştı. (B)"Ne yapacaksın arkadaşlarımlayım, senin aksine benim arkadaşlarım var." dedi hızlı bir biçimde ve telefonu kızın suratına kapattı.

~

Yüzüne kapanan telefonu yüzünden uzaklaştırırken kalbinin kırıldığını hissetti, Madelaine. Telefonu çalışma masasının üzerine koydu ve aşağı indi.

~

Adrien arkasına yaslandı (A)"Benim bile kalbim kırıldı, niye öyle söyledin kıza?". Ortalarında oturan Jenny, katılırcasına kafasını salladı. (B)"Merak etmeyin bir şey olmaz, Madelaine'dı konuştuğum, bu kadarcık bir şeye kırılmaz, eminim daha kötülerini duymuştur." dedi Brandon konuyu kapatmak istercesine, diğerleri bir şey demeden önlerine baktılar.

~

Annesinden izin aldıktan sonra yukarıya geri çıkan Madelaine, üzerini değiştirip hazırlandı, hızla merdivenleri inip Lia'yı aradı, (M)"Lia, merhaba, eğer müsaitsen yemek pazarına gidicem, şu her sene açılan, benimle gelmek ister misin? Hem biraz konuşuruz." dedi, ilk defa bu kadar uzun süre küs kalmışlardı. (L)"Brandon geliyor mu?", (M)"Aaaa hayır, sadece ben.", (L)"O zaman gelmiyorum, kapatıyorum." diyerek Madelaine'a konuşmaya fırsat bırakmadan telefonu kapadı. (M)"Hay ben senin Brandon'nına."

~

1 saatlik yolculuk sonrası varacakları yere geldiler. Otobüsten indiler, Jenny koşarak tezgahların arasına karıştı (B)"Hadi.", (A)"Benim pek aram yok yemekle, buralardayım siz gezin." dedi Adrien, yan tarafta duran banka oturdu.

~

Otobüsteki Madelaine, pazara varmadan biraz geride otobüsten indi. Kaldırımın kenarında duran, belediye bisikletlerinden birisine bindi, pazarın etrafından dolanarak yan taraftaki lunaparka kadar sürdü. Yıkılmaya yüz tutmuş lunapark ufak bir alanda birkaç oyuncaktan oluşuyordu. Sağ taraftaki dev salıncakların birkaçı kopmuş yerde sürünüyordu, atlı karınca kuşlara yuva olmuştu, tırtıl trenin yarısı raylardan çıkmış tepeden aşağı sallanıyordu, balerin ise dönmek yerine yere uzanmıştı.

Bisikleti atlı karıncanın altında bırakan Madelaine, etrafına bakındı. (M)'Ne olmuş burda, daha geçen sene gelmiştim, hiç böyle değildi. Neyse ki salıncak hala o kadar kötü değil.' diye düşündü, salıncağın yanına doğru gidip salıncağın dev metal duvarına yaslı uzun saplı süpürgeyi eline aldı ve merdivenden yukarıya çıktı.

Merdivene en yakındaki salıncağı süpürge yardımıyla kenara çekti, yan taraftaki uzun ipi yerinden çıkarıp merdivenin korkuluklarından birine bağladı, diğer ucunu da beline bağladı salıncağın üzerine bindi ve merdiveni bırakarak boşlukta sallanmaya başladı.

Gözlerini boşlukta duran ayaklarına dikti (M)'Amma da yüksekmiş.' dedi kendi kendine, başı döndü gözlerini sıkıp salıncağın zincirlerine parmaklarını geçirdi.

~

(J)"Brandon, burası çok güzelmiş ilk defa böyle bir yere geldim." dedi Jenny tıka basa doymuş bir şekilde, yan taraftaki tezgahta sıralanmış olan tatlılara bakarken. Brandon gülümseyerek (B)"Evet, bence de." dedi.

Bir an ilk defa buraya Madelaine'sız geldiği için kendine kızdı. (B)'Yarın ilk iş Madelaine'ı alıp buraya gelmeliyim.' dedi içinden, o sırada arkalarında beliren Adrien yanlarına yaklaşırken (A)"Ne zaman gidiyoruz ?" dedi.

Jenny, elindeki donatın birini Adrien ağzına yaklaştırırken (J)"Şunun tadına bak." dedi. Adrien ucundan ısırdığı donatı çiğnerken sorusunu tekrarladı, (A)"Eeee, ne zaman gidiyoruz?". (J)"Hani lunapark vardı, nerede?", Brandon arka tarafını işaret ederek (B)"O tarafta." dedi, (J)"Hadi bakalım, sonra gideriz. Olur mu?" kız ikna etmek istermiş gibiydi, (A)"Nereye yaa!" dedi Adrien bıkkınca, Jenny Adrien'ı kolundan tutup lunaparka doğru koşmaya başladı. Arkalarındaki Brandon gülerek geldi.

~

Salıncaktaki Madelaine, arkasından gelen seslerle irkildi. Arkasına döndü, çalılıkların ve ağaçların arkasına baktı. Birilerinin geldiğini fark edince beline bağladığı ipi çekerek demir korkuluğu tuttu, yukarıya çıkıp yere çömeldi. Hafif esen rüzgar ciğerlerine doldu, derin bir nefes alıp gözlerinin altını sildi, demir merdiven basamaklarına baktı kalkmak için korkulukları tuttuğu sırada tanıdık gelen sesle yerinden kalkmadan sessizce aşağıya baktı.

~

(J)"Hadi ama ne mızmızlandın Adrien iki dakika eğleni... Aaa, lunapark bu lunapark..." dedi Jenny parmaklarıyla ağzını kapayıp, (B)"TA TA, nasıl beğendiniz mi?" dedi Brandon ellerini birleştirirken. Aradan geçen 30 saniyelik sessizliği Brandon bozdu, (B)"Tamam şaka yaptım, zaten eski olduğunu söylemiştim, değil mi?", (J)"Aaa , şurada oturalım mı?" dedi Jenny atlı karıncanın altını gösterirken. Adrien başını sallayarak onayladı. Atlı karıncanın altına gidip oturdular.

Brandon elindeki mısır patlaklarıyla dolu olan karton kabı diğerlerine uzattı. Jenny ve Adrien elini kaba daldırıp birer avuç mısırdan aldıktan sonra Adrien hızla ayağa kalkarak (A)"Ben gidiyorum, gelicek misiniz??" diyerek elindeki mısırı yemeye başladı. (J)"Daha yeni geldik. İki dakika otur da yediklerimi sindireyim.", Adrien kalktığı yere tekrar oturup (A)"Hızlı sindir.". Jenny gülümseyerek başını salladı (J)"Tamam.", (B)"Gerçekten çok fazla yemişiz." dedi Brandon yana dönüp belini kıtlatırken (A)"Yemişiz değil, YEDİNİZ!" dedi Adrien.

~

Madelaine merdivenleri esmeye başlayan rüzgar sayesinde sessizce indi ve toprak zemine basınca durağa kadar hiç durmadan koştu. Kalbi hızla atıyordu, dakikalar içinde otobüs geldi. Kartını okutup boş koltuklardan birisine oturdu. Başını arkaya yaslayıp gözlerini kapadı, içeride sadece 4 kişi vardı. Otobüste çalan şarkı kulaklarında yankılandı, gözlerinde biriken yaşlar teker teker yanaklarında aşağıya süzüldü.

~

Kai elindekileri yere bırakıp hızla evden çıktı. Saatin bu kadar geç olduğunu fark etmemişti. Koşarak durağa gitti.

Lia piyano dersini bitirmiş karşı sınıfındaki kızla sohbete dalmıştı. (L)"Aaa, ben artık gideyim, sonra görüşürüz.", notalarının yazdığı dosyayı masanın üzerinden alıp kollarının arasına yerleştirdi. Merdivenleri inip kapıyı açtı.

Babası hala gelmemişti, telefonunu kontrol etti. İnterneti kapalı kalmıştı, babasından gelen mesajı görmemişti. (L)"Off, yine ne işin çıktı acaba, yemeğe gidecektik." diye mırıldandı, telefonunu açıp Brandon'ı aradı.

(L)"Merhaba Brandon, ne yapıyorsun, neredesin?" dedi bir çırpıda. (B)"Merhaba Lia, dışarıdayım." dedi Brandon bıkkın bir ses tonuyla (L)"Aaa, öyle mi? Bende dışarıdayım, nerdesin yanına geleyim.", (B)"Ben uzak bir yerdeyim, sonra görüşürüz." dedi ve telefonu kapattı.

Lia arkasından gelen sesle irkildi ve arkasına dönüp baktı, gelen Kai'ydi. Kai ellerini iki yana sallayıp Lia'ya doğru koştu. (K)"Merhaba Lia ne tesadüf değil mi, ne yapıyorsun burada?" koşmaktan nefes nefese kalmıştı.

(L)"Piyano dersim vardı. Biliyorsun sanıyordum." kuşkuluca Kai'ye baktı. (K)"Aaa yemek yemeğe gidiyordum bende, gelmek ister misin?", (L)"Aaa, benim dediğim yere gidersek olur." dedi Lia kendine güvenir bir şekilde. Kai başını salladı. (L)"Durağa gidelim." dedi Lia durağı işaret ederek. Durağa gidip otobüse bindiler ve kısa zamanda vardılar.

Otobüsten inip kaldırım kenarında yürümeye başladılar. Yemek pazarına gelmişlerdi, pazarın giriş kapısını geçip tüm pazarı bir şey arıyormuşcasına Lia önde Kai arkada hızla gezdiler, Kai Lia'nın koluna dokunup (K)"Lia sana bir şey sorucam." Lia etrafına bakınmakla meşguldü. (L)"Söyle." dedi Lia hala etrafı süzerken Kai hafifçe öksürerek boğazını temizledi.

(K)"Şey, bu yıl biliyorsun ki mezun oluyoruz.", (L)"Evet, nolmuş?" dedi Lia umursamazca, hala etrafına bakınıyordu. (K)"Acaba baloya ben...", (L)"Off, nerde bu!" dedi Lia aniden Kai'nin sözünü kesmişti. Kai şok olmuş bir şekilde etrafına bakındı. (L)"Brandon, burada olduğunu sanmıştım." Kai'nin bir an içi titredi yutkunamadı (K)"Sen..." diyebildi sadece, gözü arkadaki ağaçların arkasında beliren Adrien, Jenny ve Brandon'a kaydı.

Tek kaşını kaldırarak işaret etti. (K)"Doğru sanmışsın. Ben gidiyorum, doydum." dedi ve arkasını dönüp gitti. Durağa kadar yürüdü ve boş oturağa oturdu yan duraktan gelen insan sesleri kulaklarında çınlıyordu. Otobüsün korna sesiyle irkildi. Gelen, onun binmesi gereken otobüstü. Önündeki iki kişi otobüse bildikten sonra basamakları çıkıp kartını okuttu.

Arka koltukta, başını arkaya yaslamış bir şekilde gözleri kapalı oturan kızı gördü, boş otobüste ilerleyip fark ettirmeden yanına oturdu. (K)"Otobüste uyumak iyi bir fikir değil bence." dedi koluyla itekleyerek (K)"Durağı kaçırabilirsin." diye ekledi fısıldayarak. Madelaine gözlerini silip (M)"Bizden gizli yemek yemeğe mi geldin yoksa?" dedi alaycı bir tavırla. Kai burnunu büzüştürerek (M)"Sadece geçiyordum." dedi.

Biraz gittikten sonra Kai camdan dışarıyı izleyen kıza doğru eğilip (K)"Pışşt, yıl sonu baloya beraber gidelim.", (K)"Tabii, başkasıyla gitmeyeceksen." diye ekledi alay ederek. (M)"Ne, biliyorsun." dedi Madelaine gözlerini devirerek.

Bir an Adrien'ı düşündü. Sonra aklındaki düşünceleri dağıtacakmış gibi kafasını iki yana salladı. (M)"Tamam, bakarız." duraksadı (M)"Eğer kimseyi bulamazsan sana acırım belki.". (K)"Aklında başkası mı var?", kafasını hafifçe yukarı kaldırdı sorgular bir biçimde, şaşırmıştı.

(K)"Daha önceden söyleyip işimi garantiye alsaydım keşke." Kai somurtarak konuştu. (M)"O ne demek?", (K)"Hiç, lisenin başındayken.", (M)"Neh neh, sen?", (K)"Lia söylemişti, çook önceden benden hoşlanıyor muş...sun? İnanmamıştım ama doğruymuş utandığına göre.", (M)"Dediğin gibi çook öncedendi, Kai. Sadece bir kaç günlük bir şeydi, hoşlantı bile sayılmaz, anladın mı! Bu tamamen Lia'nın boş boğazlığı ve abartması, ayrıca...", (K)"Tamam anladık sus be, bir şey demedik.". Biraz gittikten sonra otobüsten inip vedalaştılar.

~

Güneş gökyüzünde parlıyordu, havanın sıcaklığı yaz kadar yakıcıydı. Brandon karşı evin bahçesinden içeriye girip kapıyı çaldı birkaç saniye içinde kapı açıldı. (B)"Hadi Madelaine hazırlan, pazara gidelim." dedi, Madelaine kapının yanına yaslanmış bir şekilde solgunca (M)"Ben biraz hasta hissediyorum, bu sene gitmeyelim." dedi.

Kapıyı tutup kapatacakken Brandon kapıyı tuttı, (B)"Neyin var?". (M)"Önemli bir şey değil biraz uyurum geçer.", (B)"Madelaine sana bir şey itiraf etmem gerekiyor." dedi pişman bir ses tonuyla Brandon, içeri girip kıza sarıldı.

(B)"Madelaine, ben dün Adrien ve Jenny'le pazara gittim, bir anda gerçekleşti sana haber vermeyi unuttum, bir anda sen arayınca da üzülürsün diye söyleyemedim, sana kızıp telefonu kapadım, lütfen beni affet.", Madelaine aynı ağlamaklı sesle (M)"Biliyorum bende oradaydım, gördüm sizi.", (B)"Neden gelmedin?", (M)"Bilmiyorum. ÇÜNKÜ BENİ ÇAĞIRMADINIZ".

İkisi sarılırken başlarına doğru uçan terlikle birbirlerinden ayrıldılar. "Al birini vur ötekini, siz ikiniz hiçbir işe yaradığınız yok çabuk aşağı inin depoyu temizleyin, her yer birbirinde.", (M)"Anne tamam sakin ol hallederiz, dimi Broş." dedi çocuğu kolundan tutarak. Brandon kafasını evet anlamında salladı. İkisi koşarak aşağıya depoya indiler.

Sonraki bölümde görüşmek üzere.

Bölüm : 02.07.2025 17:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...