1. Bölüm

1. Bölüm

Genç _Muvahhide☝️
sibel_01

İlim ";

İnsanları Allah'a çağıran kimseden daha güzel sözlü (olan) kimdir.(Fussilet 33)

İlim talep eden kimsenin , Allah'ın ilim yolunun kolaylaştırmasına güvenip, O'nun rızasını kastederek halis bir niyetle , samimi bir gayretle ilme yönelmesi lazımdır. İlim yapmak isteyen kimsenin kendisinin kalan vaadlerle oyalanmaması ve devam eden meşgaleler bitecek de , daha sonra ilme yöneleceğim . Çünkü her vaktin bir meşgalesi ve her zamanın bir mazereti vardır .

İlim kalbin yiyeceği , içeceği ve şifasıdır. Kalbin yaşaması da bunlara bağlıdır. Kalp ilimden yoksun olduğu zaman ölür.(İbn Kayyım )

"Rabbine dön"(Fecr 28)

İnsan dünyadayken bir asıl yurdu olan âhiretten uzaktadır. Bu yüzden ayette ona "dön "çağrısında bulunmuştur.

Bu dünya insana gurbettir . Memleket isteyen Allah'a sığınsın.

Şeytanın ilk hilesi insanı ilimden alıkoymasıdır. Çünkü ilim nurdur , eğer nuru söndürürse onlara karanlığa istediği gibi vurur. En hayırlı genç odur ki ; ihtiyar gibi ölümü düşünüp ahiretine çalışarak , gençlik hevesatına esir olmayıp gaflette bogulmayandır . Ve ihtiyarlarınızın en kötüsü odur ki ; gaflette ve hevasatta gençlere benzemek ister , çocukçasına hevesat-ı nefsaniyeye tabî olur .

İslam'ı yaşatmak için ilik talep eden kimse sıddıklardan olup onun derecesi peygamberlik derecesinden sonra en üstün derecedir. (İbn Kayyım)

 

İlim nedir ;

 

İlim, kainata, yaradılışın sırlarına ve insana dair temel bilgilere vakıf olmak demektir. Allah'ın (c.c) evrendeki herşeyin bilgisine sahip olması, Kur'an'ın tabiriyle “ilim” olarak ifade edilmiştir. Dolayısıyla Allah'ın (c.c)sıfatlarından biri olan “ilim”, Allah'ın (c.c) herşeyi bilmesi demektir. Binaenaleyh Allah(c.c) her şeyi bilendir, yarattığı varlığı en ince teferruatına kadar bilmesi gerekir.

 

Allah'ın (c.c) Kur'an-ı Kerim'de zikri geçen sıfatlarından birisi, 'herşeyi bilen' anlamına gelen Alîm, diğeri 'ilim sahibi' anlamına gelen Âlim'dir

 

İlmin anahtarı nedir?

 

Sorular, ilmin anahtarıdır. Onun içindir ki, yine Peygamberimiz (s.a.s) ilmin “kadın-erkek” her Müslümana farz olduğunu bildirmiştir. Demek, ilim öğrenmek hiçbirimizin kaçamayacağı kadar önemli bir görevdir.

 

Tasavvufta ilim nedir?

 

İlim nefsini bilmektir. Nefsini bilince de insan Allah'ını (c.c) bilir. Marifet ise, şükretmek, sabretmek, razı olmaktır.

 

Resûlullah (s.a.s) söyle buyurmaktadır;

 

_ İlim öğrenmek kadın ve erkeğe her müslümana farzdır.(İbn Mace )

 

İlimle meşgul olmak hüzün ve kaderi giderir. Öğrenmenin acısını bir saat tatmayan ömrü boyunca cehaletin zilletiyle yutkunur..." ( İmam Şafîî )

 

Gençliğinde hep ilimle uğraş , çünkü gençlik gönlünün ve zihninin boş ve temiz olduğu andır..."

 

Öyle bir an gelir ki olmaz dediklerimiz olur . Gelmez zannedilen mutluluk kapımızı bir anda çalıverir. Yeter ki biz istemesini bilelim . Allah (c.c) samimi dua eden kulunu boş çevirmez. Ne diyor yüce Kur'an ;

 

Öyle bir dua et ki ; günahın, tövbenin büyüklüğünden ağlasın. Şeytandan yaradana sığın ki ; nefsin seni değil sen nefsini yakasın . Hayatta her zorlukla beraber elbette kolaylık da vardır .

 

Sizin hayır sandığınız şer şer sandığınız şeyde hayır vardır. Allah (c.c) bilir siz bilemezsiniz."(Bakara 216)

 

Dünya için üzülmek kalbe zulmet, ahiret için üzülmek ise kalbe nurdur.Niyetini düzelt ki Allah (c.c) da halini düzeltsin. Ve başkaları için hayır temenni et ki ; sana da hiç ummadığın yerlerden hayır isabet etsin ..."

 

En büyük zenginliğe helal ve haram ilmini öğrenmekle eriştim..."(İmam_ı Azam )"

 

Dünyayı isteyen ilim okusun. Ahireti isteyen ilim okusun.Her ikisini isteyen yine ilim okusun . ( Hz.Ali )

 

Ruh , dünyaya bağlandığı dünyalıklarla beslendiği zaman insan oğlunun içerisinde ki huzursuzluklar , sıkıntılar gitmeyecektir . İnsanın içerisindeki açlık hiçbir zaman bitmeyecektir. Takı ölüm gözünü açana kadar. Resûl_i Ekrem (s.a.s ) söyle buyurmuştur;

 

Ölmeden önce yani ölüm gözünüzü açmadan , yani hakikate uyanmadan evvel ölünüz..." ( Seyda Alameddin )

 

Allah ( c.c ) bir kulu severse , sevdiğine gönderir, terbiye ettirir. Azametine yakışacak şekilde ona edep öğrettirir ve nihayet onu sever.

 

“(Bir gün) Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v), huzûrunda ashâbı olduğu halde Mescid’inde otururken karşıdan üç kişi geldi. İkisi Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’e doğru teveccüh etti, birisi de gitti. Bu iki kişi Efendimiz’in huzûrunda durup selâm verdiler. Bunların biri halkada bir aralık bularak oracıkta oturdu. Diğeri ise cemaatin arkasında oturdu. Üçüncüye gelince arkasını dönüp savuştu. Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v) sözünü bitirince şöyle buyurdular:

 

«‒İsterseniz bu üç kişinin hâlini size haber vereyim. İçlerinden biri Allâh’a(c.c) sığındı, Allâh (c.c) da onu barındırdı. Diğeri (sıkıntı vermekten) utandı, Allâh (c.c) da ondan hayâ etti. Öteki ise (bu meclisten) yüz çevirdi, Allâh (c.c) da ondan yüz çevirdi».” (Buhârî, İlim, 8)

 

Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v) zamanında iki kardeş vardı. Bunlardan biri ilim yolunu tercih ettiği için dâima Peygamber Efendimiz’in rahle-i tedrîsinde bulunurdu. Diğeri de geçimlerini temin için çalışır, ilim yoluna fazla iltifat etmezdi. Dünya işlerine dalan kardeş bununla da kalmayıp birgün geldi kardeşini Peygamber (s.a.v) Efendimiz’e şikâyet etti. Belki de, üretime katkısı olmuyor, bir iş yapmıyor, ilim karın doyurmuyor gibi düşünceler geçirmişti içinden. Belki de kardeşinin boş işlerle meşgul olduğunu düşünüyor, “dünyaya faydası olmayan şeyi ben ne yapayım” diyordu.

 

Peygamberimiz (s.a.s) ona şu izahatta bulundu:

 

“−Belki de sen onun yüzünden iş buluyor ve rızıklandırılıyorsun!” (Tirmizî, Zühd, 33/2345)

 

O hâlde İbn-i Mes’ud (r.a)’in çağları aşan şu çağrısına kulak verelim:

 

“Ortadan kalkmadan önce ilme sarılınız. Onun ortadan kalkması ilim sâhiplerinin yok olup gitmesidir. İlme sarılın, çünkü bir insan ona ne zaman

muhtaç olacağını bilemez…” (Dârimî, Mukaddime, 19)

 

 

 

Bölüm : 13.01.2025 02:25 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...