
Tevhit ya da tevhid (Arapça: التوحيد), teizm tarifinin İslâm terminolojisindeki karşılığıdır.Tevhit Allah'ın (c.c) isim ve sıfatları konusunda şirki reddetmektir.
Arapça dilinde ''vahhade'' fiilinden türemiş olan tevhid; sözlük içerisinde ''tek kılmak, birlemek'' manasına gelir. Terim olarak; Allah’u Teâlâ’yı ibadet ile birlemeyi ifade etmektedir.
Tevhid; Allah'ın (c.c) tekliğine, varlığına, bütün yetkin konuların kendisinde toplandığına inanmaktır. Bu inançla; Allah'ın (c.c) eşi ve benzerinin bulunmadığı belirtilir. Allah (c.c) birdir ve tektir inancını tanımlayan; Lâ İlâhe İllallah sözcüklerine kelime- i tevhid adı verilir ve sık bir şekilde tekrarlanır.
" Bütün peygamberlerin insanları ilk davet ettiği şey "Tevhid" inancıdır..."
"En güzel isimler (esmâ-i hüsnâ) Allah'ındır" denir.(Araf 180 )
Yine tevhit ehline göre "Allah'ın (c.c) kemal sıfatlara sahip olduğuna ve bütün noksan sıfatlardan ve mahlukata benzemekten uzak olduğuna mutlaka inanmak gerekir.
Tevhid, Lâ ilâhe illallah cümlesi ile ifade edilen, Allah'tan (c.c) başka tanrıları reddedip tanrı olarak yalnızca onu kabul etmek anlamına gelen bir ilkedir. İslam'a girişin anahtarı kabul edilir: Tevhid Allah'ın (c.c)varlığına, tekliğine, tüm yetkin niteliklerin kendisinde toplandığına, eşi ve benzeri bulunmadığına inanmaktır. Bu inancı açıklayan Lâ İlâhe İllallah cümlesine kelime-i tevhid denir ve sık sık tekrarlanır. Tevhide inanan kişi mümin ve muvahhit adını alır.
Tağutu reddetmek, Allah’ın (c.c) emir ve yasağına ters düşen hevayı ve şeytanı reddetmektir. "Lâ ilâhe illallah"ın gereği olarak kişi ibadette Allah'ı (c.c)birlediğini, Allah'tan (c.c) başkalarına, putlara, kabirlere, evliyalara ve salihlere ibadet etmenin batıl olduğunu ilan eder. Allah'a (c.c)yaklaşmak için ölülere kurban kesen, türbelerden yardım isteyen, kabirlerin etrafını tavaf eden ve adak adayanlar, Allah'ın (c.c)yaratıcı ve her şeyin sahibi olduğuna inansalar bile, Arap paganlar gibi Allah'a (c.c) ortak koşmuş olurlar. Mekke paganları, kabirlere ve putlara tapmadıklarını söylüyor fakat uygulamada aksini yapıyorlardı. Onlar yaratıcı ve rızık verici olduğuna inanmadıkları halde, sırf kendilerini Allah’a (c.c)daha çok yaklaştırsınlar diye salih olduğuna inandıkları bazı kişilere ibadet ediyorlardı.
Tevhidi şeriat açısından yorumlayanlara göre ibadet, muamelat ve bütün meselelerde Allah'ın (c.c) hükümlerini kabul edip beşeri kanunları reddetmek, insan ve cin şeytanlarının revaca çıkardığı bütün hurafeleri ve bidatleri ortadan kaldırmak bu kelimenin ameli gereklerindendir. Allah'ın (c.c) kendi indirdiği şeriatle hükmetmeyenler hakkında kâfir, zalim, fasık diye hüküm verdiğine inanılır. Dinde haram olmayanı haram, farz olmayanı farz ilan etmek de tevhid açısından sakıncalı bulunur ve şirkle eşdeğer tutulur: "...
Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını, rahiplerini ve Meryemoğlu Mesih'i Rabler edindiler." (Tevbe 31)
Nebi bu ayeti okudu. Bunun üzerine Adiyy b. Hatem dedi ki: "Muhakkak onlar, onlara ibadet etmiyorlar ki.'' Resulullah: "Onlar Allah'ın (c.c) helal kıldığı bir şeyi haram, haram kıldığı bir şeyi helal kıldıkları zaman onlara itaat etmiyorlar mı?" dedi. Adiyy b. Hatim: "Evet" deyince,
Resulullah (s.a.s):
"İşte böylece onlara ibadet ediyorlar." buyurdu.
Tevhid ilmini bilmeyen kendini asla şirkten kurtaramaz...
O halde "tevhid" hem ilk farzdır, hemde son farzdır.
İslamda Allah'ın (c.c) çok sayıda ismi ve sıfatı bulunur. Kelamcılar tevhit açısından Allah'ın (c.c) özü, isim ve sıfatları nedir, bu isim ve sıfatlar Allah'ın (.c.c) zatının aynısı mı yoksa gayrısı mı olduğu konusunda uzun fikir mücadeleleri yapmışlardır. Onlara göre tevhid açısından sorunlar şunlar idi;
Allah'ın (c.c) özü (zatı) nedir, sıfatları nelerdir, bu sıfatlar özden ayrı mıdır, aynısı mı dır? Bu sıfatlar ezeli ve ebedi midirler, yoksa hadis (sonradan olma, yaratılmış) mıdırlar. Sorun kelamcılar açısından şuydu ki örneğin yaratıcının yaratma, görme, işitme, rızık verme, merhamet etme vb. sıfatlarının ezeli olması, yaratılmışların da ezeli olmasını gerektiriyordu. Bu ise tevhide aykırı idi.
Tevhid inancı hak dinin temelini teşkil eder. İslâm dinine girmek isteyen kimsenin yapması gereken ilk şey kelime-i tevhidi içtenlikle benimsemesidir. Kelime-i tevhid hayatın birçok safhasında insana telkin edilir. Yeni doğan çocuğa isim konulurken kulağına kelime-i tevhid fısıldanır, son demlerinde olan kimseye de kelime-i tevhidi söylemesi telkin edilir.Kelime-i tevhidin aslı “lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah” cümlelerinden ibaret olup “Allah’tan (c.c) başka tanrı yoktur, Muhammed Allah’ın elçisidir” şeklinde Türkçe’ye çevrilir. Kelime-i tevhid, inanç esaslarının ve dolayısıyla dinin özünü oluşturan iki temel üzerine kurulmuştur. Bunların ilki Allah’ın (c.c)yüceliğini ve birliğini, ikincisi de O’nun insanlarla münasebetini sağlayan nübüvveti vurgulamaktadır. Kelime-i tevhid gramer açısından incelendiğinde önce “lâ” olumsuzluk edatı ile hiçbir tanrının bulunmadığı, sonra da sadece bir ve gerçek tanrı olan Allah’ın (c.c) varlığının ispat edildiği görülür. Bu ise tevhid ilkesinde öncelikle şirke sebebiyet verecek inançların geçersiz hale getirilmesi, ardından ispatın gerçekleştirilmesinin gerektiğini gösterir. Gazzâlî, Allah’tan(c.c) başka ilâhın bulunmadığına inanmanın imanın kemali için yeterli olamayacağını kaydettikten sonra Hz. Peygamber’in risâletinin önemine değinir ve nübüvveti tasdik etmekle imanın tamamlanacağını belirtir. (İḥyâʾ, I, 120).
Bu da Allah’ın (c.c) varlığına ve birliğine Resûl-i Ekrem’in açıkladığı şekilde inanılması gerektiğini gösterir. “De ki, Allah’ı (c.c) seviyorsanız bana uyun ki Allah da (c.c) sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın...”
(Âl-i İmrân 3/31) meâlindeki âyet bu gerçeği kanıtlamaktadır.
Kur’an’da ilim sahiplerinin Allah’tan(c.c) başka ilâh olmadığına şahitlik yaptığı belirtilir.(Âl-i İmrân 3/18)
Hz. Peygamber bir hadisinde imanı, daha sonra “âmentü” şeklinde ifade edilen altı esas çerçevesinde tanımladıktan başka İslâm’ın ilk ilkesini de kelime-i şehâdete esas teşkil edecek bir cümle ile anlatmıştır..."
(Müslim, “Îmân”, 2; Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 16).
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.2k Okunma |
779 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |