
2- Ulûhiyet Tevhidi
Ulûhiyet tevhidini daha iyi anlayabilmemiz için öncelikle şunu bilmemiz gerekmektedir: insanoğlunun:
* dua,*
yardım isteme,
* secde,
* korku,
* ümit… gibi ibadet anlamında bir takım fiil ve eylemleri vardır. İnsan, bu fiillerini eğer yalnız Allah’a (c.c) sunarsa, o zaman Ulûhiyette Allah’ı (c.c) birlemiş ve Ulûhiyet Tevhid’ini gerçekleştirmiş olur. Daha orijinal bir tanımla ifade edecek olursak Ulûhiyet Tevhidi: Kulun kendine ait fiilleriyle Allah’ı(c.c) birlemesi demektir.
Ancak kul bu ve benzeri ibadet türlerini Allah’tan(c.c) başkasına sunar ve takdim ederse, o zaman ulûhiyette Allah’a (c.c)şirk koşmuş olur.
Geçmişte yaşamış olan toplumların şirki, genelde tevhidin bu kısmında meydana gelmiştir. Onlar Allah’ın (c.c) varlığını kabul etmekle birlikte, ibadet niteliği taşıyan eylem ve söylemlerini Allah’tan (c.c)başka varlıklara sunmak suretiyle şirke düşmüşlerdir. Bu günde yeryüzünde müşahede edilen şirk türlerinin büyük bir kısmı, tevhidin bu kısmında açığa çıkmaktadır. Buna dikkat etmeli ve tevhide zarar verebilecek her türlü şirk amelinden uzak durmalıyız.
Ulûhiyet Tevhidi’nin bir diğer adı da
İbadet Tevhidi’dir;
Yaşadığımız coğrafyaya baktığımızda bu gün insanların, ibadetlerini Allah’tan (c.c) başkasına yapmak sureti ile Ulûhiyet Tevhidi’nde şirke düştüklerini görmekteyiz. İnsanlar ―maalesef Allah’tan (c.c) başkasından meded bekleyerek, kimi sözde büyük zatlardan af dileyerek, onlardan çocuk ve benzeri ihtiyaçlarını isteyerek, onlar adına kurbanlar keserek, onlardan korkarak ve benzeri ibadet türlerini kendilerine takdim ederek şirke bulaşmaktalar.
Bizlerin, ibadet kapsamına girecek hiçbir ameli Allah’tan (c.c) gayrısına sunması caiz değildir. İbadet olan her türlü sözü ve fiili yalnız ve yalnız Allah’a (c.c) takdim etmek gerekir.
Nitekim Fatiha Suresi’nde şöyle buyrulur:
“Biz yalnız sana ibadet eder ve ancak senden yardım isteriz.” (Fatiha/5)
İşte her kim böylesi şeyleri Allah’tan (c.c) başkasına yaparsa, niyeti iyi olsa da, Allah’ı (c.c) sevdiğini iddia etse de veya namaz kılıp hacca gitse de bu insan" Ulûhiyet Tevhidinde" şirke düşmüş olur..."
Bilinmelidir ki, Ulûhiyette Allah’ı(c.c) birlemek tüm peygamberlerin ortak çağrısıdır. Hz. Âdem’den, Hz. Muhammed’e (s.a.s) kadar gelmiş geçmiş tüm peygamber, kavimlerini “Allah’a kulluk edin. Sizin ondan başka hiç bir ilahınız yoktur” (A’raf /85) diyerek “Lâ ilâhe illallâh” sözünün hakikati olan Uulûhiyet Tevhidi’ne davet etmişlerdir. Kur’an’ın ısrarla üzerinde durduğu tevhid kısmı da budur. Ulûhiyet tevhidi, Rububiyet tevhidini de içine almaktadır. Buna binaen Ulûhiyet Tevhidi asıl, Rububiyet Tevhidi ise onun fer’i kabul edilmiştir..."
İmam Şafiî rahimâhullah dedi ki:
" Bu dünyadaki yararsız şeylere duyulan özlem,
Allah'ın (c.c) tevhid ehlini cezalandırdığı bir cezadır.("Siyer Alam An-Nabulâ)
“….Bil ki olacak her şey yazılmış ve kalem kurumuştur. Eğer bütün insanlar Allah’ın (c.c) senin için yazmadığı bir faydayı sana vermek için toplansalar buna güç yetiremezler. Yine sana Allah’ın (c.c) senin için yazmadığı bir faydayı sana yetiremezler. Yine sana Allah’ın (c.c) senin için yazmadığı bir zararı vermeye çalışsalar buna da güç yetiremezler. Şunu da iyi bil ki! Senin hoşlanmadığın şeye sabretmende pek çok hayır vardır. Bil ki Allah’ın (c.c) yardımı sabırla, kurtuluş da sıkıntılarla birliktedir. Hiç şüphesiz zorlukla birlikte kolaylık vardır.”
_ALLAH'ım !(c.c)
SEN zenginsin biz ise SANA muhtacız.
SEN güçlüsün, biz ise zayıfız.
SEN Aziz'sin, biz ise zeliliz.
ALLAH'ım..(c.c)
Ey yolda kalmışları hedeflerine ulaştıran!
Bizi SANA ulaştır..
ALLAH'ım (c.c) , bizleri SANA yaklaştıracak salih ameller nasip et.
Ya ALLAH (c.c) , Ya RAHİM..."
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.2k Okunma |
779 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |