12. Bölüm

THT 11 KİRLİ

Esma Gül
sidelyacicegi

BU HİKAYENİN BÖLÜMLERİ HAZIR HER GECE 21:00-01:00 ARASI BÖLÜMLER ATACAĞIM DESTEK OLURSANIZ MUTLU OLURUM🫶🏻🫀

OY VE YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN LÜTFEN🫶🏻🫀🥰

Karanlık çökmüştü. Kendini ateşler içinde bulan Prenses kafayı yiyecek gibiydi. Her bastığı yer ceset yığınlarıyla doluydu. Uzakta bir adam gördü kim olduğunu bilmiyordu. Sadece sırtını görebiliyordu. Adamın elinde ki kılıcı gördü. Kılıcından kan damlıyordu.

 

"Başaramadın" Adam Prensese döndü. Prenses iliklerine kadar titrerken acımasızca Prensese bakıyordu. Prensesin elinde de kanlar vardı. Yerde ki cesetlere baktığında koşarak uzaklaşmak istemişti. Adamın bakışlarını tüylerini ürpertmişti. Korkuyla adamın sırıtan suratına baktı. Neyi başaramadığını bile anlamamıştı.

 

"Başaramadın!!!" Adam bağırdığında Prenses bir adım gerilemişti. Elinde kılıcı yoktu hançeri de yoktu. Eline baktığında gördüğü kanların nasıl oluştuğunu da anlamamıştı. Canı acımıyordu. Peki neden ellerinde kan vardı?

 

"Başaramadın!!" Adam Prensese doğru koşmaya başladığında Prenses arkasını dönerek koşmaya başlamıştı. Sarayda askerlerine bağırarak koşuyordu. Lakin kimse Prensesin çığlıklarını duymamıştı. Adam Prensesin saçından tutty. Prensesi yere doğru fırlatmıştı. Prenses hiç bir şey yapamıyordu. Sanki eceli gelmişti ve bu adam onun azrailydi. Adam kılıcını havaya kaldırdı. Ve Prensesin iki göğsünün ortasına sapladı. Prensesin Ağzından kanlar gelmişti. Adam kılıcını yere sürterek gitmişti. Prenses bu kadar kolay pes edebildiğinden nefret etmişti. Sonsuz bir uykuya dalmadan önce fısıldadığı tek kelam...

 

"Başaramadım" Olmuştu.

 

Prenses çığlık atarak yataktan kalkmıştı. Deli gibi titriyordu. Odası karanlıktı. Gözlerinin önüne gelen görüntüler ona kafayı yedirecek türdendi. Ellerini saçlarına koydu. Çekiştiriyordu.

 

"Yardım edin!!" Ağzından duyulan çığlıklarla birlikte açılan kapıya baktı. Korkudan yatağın ucuna kaymıştı. Biri içeriye girdi. Elinde kılıç vardı. Ve kılıcından kan damlıyordu. Korkuyla hareket dahi edememişti. Adam rüyasında gördüğü adamdı. Prenses boğazı yırtılacakmış gibi bir çığlık atmıştı. Korkuyordu adam ona yaklaşmaya devam etti. Eli ayağı buz kesmişti.

 

"Başaramadın" Dedi sakin bir sesle Prenses buz tutan kollarını hareket ettirmeye çalışıyordu. Bir şeyler yapmak istiyordu.

 

"Hayır!! Hayır!! Dokunma, yard..." Adam Prensesi yakalayıp arkasına geçti. Elinde ki kanlı bıçağı boğazına yasladı. Prenses sözlerini bitiremeden boğazını kesmişti. Nefes alamayarak yere düştü.

 

Uykusundan dehşetle uyanan Prenses nefes nefese kalmıştı. Vücudu titriyordu. Sakinleşmeye çalıştı nefes alamıyordu. Kapı hızla açılınca bir çığlık attı.

 

Prenses ağabeyini karşısında görüyordu bu bir hayal miydi? Emin değildi. Lakin onu görüyor olması bile içine su serpmişti.

 

"Geçti Tahtımın sultanı geçti." Ağabeyinin sesi kulaklarına ilişti. Ona sarılıyordu. Ağabeyine sarılıyor olması bile bir mucizeydi.

 

"Ağabeyim Tahtının sultanı çok korkuyor." Ağlıyordu henüz 17 yaşında olmasına rağmen çok kayıp vermişti. Bu dünya, bu topraklar ondan çok can almıştı.

 

"Tahtımın sultanı yanında değilim sanmayasın. Ben senin kalbinde ki sarayındayım." Prenses ağabeyinin sesinin yavaş yavaş uzaklaştığını fark etti. Hızla başını kaldırdı. Gördüğü sima ağabeyine ait değildi. Ağabeyi bildiği Komutan İsfendiyar'a aitti.

 

"Prensesim geçti. Sadece kâbus gördünüz" Prenses yavaşça uzaklaştı.

 

"İsfendiyar ağabey" Şaşırmış gözlerle Komutan İsfendiyar'a baktı. Gözlerinden hala yaş akmaya devam ediyordu.

 

"Uyumadan önce son bir kez sarayı kontrol ediyordum. Çığlığınızı duyunca birinin size zarar verdiğini sandım."

 

"Sağolasın" Komutan İsfendiyar doğruldu. Ve ayağa kalktı.

 

"Uyumaya çalışın Prensesim" Prenses başını sallayarak yorganı üstüne çekip arkasını döndü. İsfendiyar kapıyı kapatarak odadan çıkmıştı. Rüya içinde rüya görmüştü. Oldukça korkunçtu. Ama aklında bir tek söz dönüp duruyordu.

 

"Tahtımın sultanı yanında değilim sanmayasın. Ben senin kalbinde ki sarayındayım." Sonsuza dek kalbibde olacaktı. Ama ona koşup sarılamayacak kadar uzaktaydı. Her şey gerçek gibiydi. Ağabeyinin ona sarılması ağabeyinin sesi hayal görmüştü belki de ama gördüğü en güzel mucizeydi. Prenses Talia Vera'nın mucizesi.

 

Karanlık bir kalpte her kötülüğün her hücresi doğar büyür ve gelişirdi. Kötülük ölmezdi. Kötülük nesilden nesile çoğalan ve hızla büyüyen bir şeydi. Kalbi kararmış olan gözlerde bir ışık bulunmazdı. Ve karanlıkta kalan kararmış insanlar bir gün başkalarının ışığını çalmak için harekete geçeçekti.

 

Meydanlar bozguncuların bıraktığı cesetlerle doluydu. Herkesin gözünde korku hakimdi. Bozguncular önlerine gelen herkesi ezip geçiyordu. Kataman askerleri için artık tam olarak bir isyan başlamıştı. Halk ikiye bölündü bir kesim Prensesin yanındaydı. Diğer kesim ise Prensesi öldürmek istiyordu. Türlü mücadele ile saraya sızmaya başarmışlardı. Her şey bir anda olmuştu. Ertunga ve Kataman askerleri uzun süren hazırlıkları sonucunda artık daha fazla beklemek istememişlerdi. Her yeri yakıp yağmalıyorlardı.

 

Meydanlar insanların çığlıklarıyla doluyordu. Bozguncular kendilerine katılmayan insanları katlederek meydanlara asıyordu.

 

"Prensesi tahttan indireceğiz ya bize katılırsın yada karını da kızını da öldürürüz." Bir bozguncu eve dalmıştı. Karşısında ki adamla alay eder gibi gülüyordu. Adam ise karısını ve kızını korumaya çalışıyordu.

 

"Jeyan halkı kana doymadı mı? Prensesten ne istersin soysuz eşkiya" Adamın sözleri bozguncunun hoşuna gitmemişti.

 

"Prensesin yanındasın o zaman öleceksin" Adam korkuyla karısını kızını arkasına alarak geriye doğru adımladı. Bozguncu gözlerini kızının üstünde gezdirdi.

 

"Kızın güzel hatunmuş" Kız titreyerek annesine sarılıyordu. Annesi kızını arkasına sakladı.

 

"Soysuz it" Adam öne doğru atılmıştı. Lakin eşkiya dediği bozguncu Kataman askeriydi kendisinden daha çevikti. Kısa bir boğuşmanın ardından Kataman askeri kuşağından çıkarttığı hançeri adamın boğazına sapladı. Karısı ve kızı çığlık atmıştı. Adam pis pis gülerek dışarıya seslendi.

 

"Darga. kom hjir binne d'r moaie froulju (Darga, buraya gel güzel kadınlar var)." Bozguncuya korkuyla bakan anne ve kız bozguncunun ne dediğini anlamamıştı. Başka bir dil ile konuşmuştu.

 

"Ik wol de lytse (Küçük olanı istiyorum." Adam kadının yanında ki kıza yaklaştı. Annesi kızını arkasına alarak korumaya çalışırken diğer bozguncu kadını kolundan çekmişti. Kız korkuyla geriye giderken bozguncu kızın üstüne yürümeye devam etti.

 

"Yapma lütfen kızımı bırak yalvarırım kızımı bırak!!" Genç kızın annesi bozguncunun elinden kurtulmaya çalışıyordu. Feryatları tüm evi dolduruyordu. Ama el uzatanı yoktu.

 

"Wat is jo namme" Genç kız sırtını duvara yaslamıştı. Kolları ile bedenini sarıyordu.

 

"Wat is jo namme!!" Adam yüksek sesle bağırdığında kız yerinden sıçramıştı. Neden bağırdığını ona ne söylediğini anlamıyordu.

 

"Ronkaz, freegje dit famke har namme (Ronkaz bu kıza adını sor)" Kafasını sola çevirip az önce kendisine seslenen adama baktı.

 

"Sana adını soruyor." Jeyan diliyle kızla konuştuğunda kız karşısında ki adama baktı. Titriyordu. Bedeninde kendi elleri dışında bir el istemiyordu.

 

"Sprek as jo net wolle dat jo mem stjert!!" Kız adamın yüksek çıkan sesi ile duvara iyice sindi. Korkuyordu annesine ve kendisine dokunulmasından deli gibi korkuyordu.

 

"Adını söylemez isen annenin kellesini yere serecek." Kız titreyerek annesine baktı. Bozguncu annesini yere diz çöktürmüştü. Ellerini arkadan tutuyordu. Bir dizi annesinin ensesindeydi. Karşısında ki adama baktı.

 

"Almas" Genç kız titreyerek kollarını bedenine daha sıkı sardı.

 

"Wat betsjut dat" Kız Jeyan diliyle konuşan adama baktı.

 

"Adının manasını soruyor" Kendisine neden bu soruları sorduğunu anlamamıştı.

 

"Manası nazlıdır." Kız titreyerek konuşuyordu. Adam kıza yaklaştı. Arkasında ki adam kızın ne dediğini söylemişti.

 

"Coy" Duvara bir elini koydu. Kız korkudan annesine bakıyordu. Annesini tutan adam ağzını kapatmıştı.

 

"Strip as jo net wolle dat jo mem stjert" Kız kulağına doğru fısıldayan adamın ile kendisini geriye doğru çekmeye çalıştı. Adam ısrarla başka bir dilde konuşuyordu.

 

"Annenin ölmesini istemiyorsan soyun" Kendi diliyle konuşan adamın söylediği sözleri duyunca gözleri korkuyla irileşmişti.

 

"İstemiyorum lütfen dokunmayın" Adam pis pis sırıtmaya başladı. Kuşağında ki hançeri çıkardı. Annesinin boğazına yasladı. Kız çığlık atarak annesinin yanına gitmek istediğinde adam karnından tutarak durdurmuştu.

 

"Yalvarırım yapma" Kız ellerini bedenine sardı. Karşısında ki adamdan uzaklaşmaya çalışıyordu. Ağlayarak annesine baktı.

 

"Ik wol dit famke" Kızın kolundan sürükleyerek karşısında ki odaya yöneldi odaya geçtiğinde kızı yere fırlatmıştı acıyla bağıran kız doğrularak ondan uzaklaşmaya çalıştı.

 

"Do bist prachtich" Kıza doğru yaklaşırken kurduğu cümleleri anlamayan kız daha çok korkuyordu. Annesinin dışardan gelen feryatlarını duydu.

 

"Bana dokunma" Kızın kaçması hoşuna gitmemişti. Ani bir şekilde kızın saçlarını ellerine aldı. Acıdan çığlık atan kızın yüzünü yüzüne yaklaştırdı.

 

"Ik fûn dy leuk" Kızı ayağı kaldırarak yatağa fırlattı. Kız yatakta geriye doğru gitmeye başladı. Ancak kızın bacağından tutarak kendisine çekti.

 

"Jo kinne net fan my ûntkomme" Kurtulmaya çalışıyordu. Kızı sıkıca tutan parmakları kızın etine gömülüyordu. Çığlık atarak onu kendisinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Delirecekmiş gibi hissediyordu. Kızın kıyafetlerini yırttı. Engel olmak istesede olamıyordu. Ağzından çığlık dışında bir ses duyulmamıştı. Ellerini bedenine siper etti.

 

"Jo lichem is prachtich" Bedenine arsızca bakan adamın ne söylediğini merak dahi etmiyordu. Tek istediği kurtulmaktı. Bozguncu kıyafetlerini çıkartmaya başladığında kız dehşetle kaçmaya çalışmıştı. Ama adam bacaklarından tutarak buna mani olmuştu.

 

Bir çığlık yükselmişti. Gökyüzü feryat eder gibi şimsek çaktığında yağan yağmur kirli insanları temizler gibi yağıyordu. Lakin yükselen çığlıklar kirli insanların, masumların ışığını söndürmesinin kanıtıydı.

 

Dünyanın her yerinde nerede olursanız olun çıkan ilk isyanın ateşi kadınları ve çocukları yakar...

 

Ve kararan kalpler kirli bedenleriyle masumların bedenlerini katletti.
BÖLÜM SONU

 

Bölüm : 09.12.2024 21:07 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...