İSYANIN ÇIKTIĞI GÜN LEDAN KRALLIĞI
"Kral Barkan" Komutan hızla kralın huzuruna çıkmıştı. Aldığı mühim haber ittifak halinde oldukları Jeyan krallığı hakkındaydı.
"Buyur Batıray" Kral Batıray'ın endişeli halini görünce şaşırmıştı.
"Kralım komşumuz ve ittifak içinde bulunduğumuz Jeyan krallığında isyan çıkmış aldığımız habere göre Jeyan kralının amcası isyan başlatmış ülkede taş taş üstünde başta baş üstünde kalmamış" Kral Barkan hem şaşırmış hem de üzülmüştü. Jeyan krallığının önce ki kralı olan Urağan ile çok iyi bir dostluğu vardı onunla birlikte hem Batı'ya hem de güney'e korku salmıştı. Kral Urağan'ın zamanın da çok yardımı da dokunmuştu.
"Batıray, askerleri toplayasın. Jeyan'a yardıma gidesiniz. Kral Alpagu'ya yardıma geldiğinizi, ve babası Kral Urağan'ın zamanın da yardımını kabul ettiğimi belirtesiniz. Zamanın da bizim için kendi ülkesi gibi savaşan Jeyan askerlerine bir can borçluyuz"
"Emriniz benim için şereftir Kralım"
Komutan askerlerini toplamış Jeyan'a doğru yola çıkmıştı.
Küçücük bedeni titriyordu. Korkudan koştukça koşmuş annesinin adını söyleye söyleye ağlıyordu. Nereye gideceğini bilmiyordu. Nereye gidebilirdi ki henüz 8 yaşında bir çocuktu annesinden babasından şifacı ablasından kopmuştu.
"Kraliçem ne kadar da huzurlu bir gün öyle değil mi?" Kraliçe gülümsedi. Sarayın stresinden biraz uzaklaşarak topraklarında ki ormanlık alanda dolaşmaya çıkmıştı.
"Huzurlu bir gün gibi ama sanki gökyüzü feryat ediyor" Yardımcısı şaşkınlıkla kraliçeye baktı. Ne demek istediğini anlamamıştı.
"Anlamadım kraliçem" Kraliçe yardımcısına döndü. Belki de bu sarayda onu olduğu gibi seven tek insandı yada can havli ile seviyordu.
"İçim de tuhaf bir his var sadece" Kraliçe üzgündü çünkü Büyükhanım yani Kralın annesi onu sarayda gelin olarak istemiyordu. Çünkü hala bir varis verememişti saraya Büyükhanım üzerine geliyor ve oğluna yeni bir kadınla evlenmesini söylüyordu. Sevdiği adamın başka bir kadınla olacağının düşüncesi bile korkunçtu.
"Çok mutsuzsunuz canınız çok yanıyor" Onu gerçekten anladığını düşünmüştü. Sevdiği adamın bir kral olduğunu bilmeden aşık olmuştu çok mutluydu. Ta ki saraya gelin olarak gelene kadar ne yaparsa yapsın bir evlat doğuramadığı için Büyükhanım onu hor görüyor kırıcı konuşuyordu. Cevap verememişti verebilecek cevabı var mıydı. Bilmiyordu ki kırgındı ama kızamıyordu.
"Anne" Kraliçe, yardımcı kız ve 3 asker bir ses duymuştu. Askerler kılıçlarını çekti etraflarına bakıyordu.
"O ses te nedir" Kraliçe sesin geldiği yöne doğru adımladı askerler tedbirli bir şekilde kraliçeyi koruyordu.
"Kraliçem fazla yaklaşmayın ne olur ne olmaz" küçük bir çocuğun ağlama sesini duydu. Uzun olan elbisesini iki eliyle tutarak oraya doğru koştu. Yardımcı kız ve askerler kraliçenin peşinden koşuyordu. Ağacın dibinde dizlerini karnına çekmiş başını kollarının üstüne koymuş anne diye ağlayan küçük bir çocuk vardı. Nasıl içi acıdı Kraliçenin, çocuğun anne diye ağlamasına, yanına gitti. Dizlerinin üstüne çöktü.
"Annen nerede küçüğüm senin" o kadar yumuşak sormuştu ki çocuk hafif irkildi. Ardından hızla Kraliçeye sarıldı. İçi bir hoş olmuştu. O kadar huzur dolmuştu ki kalbi bu duyguya aşina olmadığı için oldukça üzülmüştü.
Kraliçe etrafına bakındı kim küçük bir çocuğu tek başına ormanda bırakırdı. Kızıyordu sorumsuz bir davranışı kabullenemiyordu.
"Ne oldu, neden ağlıyorsun" Çocuk dolu dolu gözlerle Kraliçeye baktı. Korkmuştu tanımıyordu ama korkudan sarılıyordu.
"Baba gitti, Anne gitti, Şifacı abla gitti, Vera nerede bilmiyorum." Çocuk ağlayarak Kraliçeye sarılıyordu. O kadar güzel sesi vardı ki Kraliçenin çok hoşuna gitmişti. İçi yanmıştı kadının ailesinin gittiğini söylüyordu yoksa ölmüşler miydi?
"Baba ve anne nereye gitti" Sorduğu sorunun ardından askerler Kraliçeyle konuştu.
"Kraliçem belli ki buraya ait değil ayrıca burası güvenli olmayabilir saraya dönelim" Kraliçe hala kendisine sımsıkı sarılan çocuğa bakıyordu.
"Onu da yanımıza alalım" Kraliçe çocuğu ayağa kaldırdı. Çocuk Kraliçenin eteklerinden tutmuş arkasına saklanmıştı. Korku dolu bakışlarla askere bakıyordu. Az önce gördüğü askerler gibi giyinmişlerdi. Ama bu kadın ona kılıç doğrultmamıştı.
"Kraliçem kim olduğunu bilmeden saraya sokamayız Kralımıza sormalıyız" Kraliçe sinirlenmişti bu çocuğu yalnız başına burada bırakmaya gönlü el vermezdi.
"Ben senden emir almıyorum. Kraliçe olan benim bu çocuk benimle saraya geliyor. Kralınızdan korkuyorsanız ben onunla konuşurum." Askerler Kraliçeye itiraz edemezdi ama kimdir necidir bilmedikleri bir çocuğu saraya sokamazlardı.
"Kraliçem ben güven..." Kraliçe sözünü kesmişti.
"Güvenliğimizi huzurumuzu bir çocuk bozacak değil ya benim sözüm Kralın sözüdür. Eğer kabul etmiyorsan bunu Krala söyle" Kraliçe çocuğun yüzünü okşayıp elinden tuttu. O kadar tatlı gelmişti ki gözüne onun içini ısıtmıştı.
Ledan askerleri Jeyan sarayına varmıştı. Kapıda ki Jeyan askerleri Kral Alpagu'ya haber verdikten sonra sadece başlarında ki sorumlu olduğu komutanı görmek istediğini ve sadece onun saraya girmesini istediğini söylemişti her ne kadar ittifak halinde olsalarda yine de bu durum da kimseye güvenemezdi.
"Kral Alpagu, ben Ledan komutanı Batıray, Kral Barkan tarafından bizzat görevlendirildim. Askerlerimi toplayarak size yardıma gelmemizi emretti. Ve zamanın da babanız Kral Urağan'ın yardımını kabul ettiğini ve yardımımızı kabul etmenizi istedi." Kral Alpagu şaşırmamıştı. Komşusu Ledan krallığı yardıma gelmişti. Zamanında babasının yardım gönderdiğini biliyordu. Şimdi de gelen yardımı da geri çevirmeyi düşünmüyordu.
"Kral Barkan'a yardımı için minnet duyduğumu geri döndüğünüzde söylemenizi isterim. Yardımınızı geri çevirmek istemiyorum Jeyan askerlerinin komutanı İsfendiyar size yapılması gerekeni söyleyecektir" Ledan komutanı başını salladı. Ve Kral Alpagu'nun yanından ayrıldı.
"İsyancılar saraya sızmışlar. Jeyan askerlerinden bir bölüğün başı Komutan Arat ile saraya sızanları engelliyor. Diğer bölüklerde halka zulüm edenleri durdurmaya çalışıyor. Çok fazla yaralılarımız var. Ledan, Jeyan sokaklarında halkımıza zulm eden isyancıları Jeyan askerleriyle bastırmaya çalışırsa memnun oluruz"
"Ledan komutanı olarak Ledan adına gereken yardımı yapacağız. Bir şey olursa size bizzat ileteceğim" Jeyan ve Ledan askerlerinin dil sorunu mevcuttu. Fakat komutanlar Batıray ve İsfendiyar bir çok dili bildiklerinden kendi askerlerine gereken talimatı vermişlerdi.
"Ledan askerleri Kral Alpagu, Kralımızın yardımını geri çevirmedi. Ülkeye girdiğimizde Jeyan askerlerinin geçmişte Ledan için savaştıklarında nasıl canla başla mücadele ettiyse bugün Jeyan için Ledan askerleri de aynısı yapacak unutmayın kendi ülkeniz gibi savaşın asla ihanete başvurmayın bu Ledan komutanı olarak size emrimdir." Ledan askerleri ülkeye girmeden onlarla konuşan komutanlarına hep bir ağızdan emrini kabul buyurduklarını söylemişti.
" Emriniz şerefimizdir" Ledan askerleri ülkeye giriş yaptığında isyancılar arasında korku hızla nam salmıştı şimdi sıkışan ve kara kara düşünmesi gereken isyancılar ve isyanı başlatandı...
HATALARIM OLURSA YORUMLARDA BELİRTİRSENİZ BENDE DÜZELTMEYE ÇALIŞIRIM BU DAHA BAŞLANGIÇTIR. DAHA BİR ÇOK OLAY OLACAKTIR. 30 BÖLÜM HAZIRDIR. SADECE OKUNMA SAYISINA BAĞLI OLARAKTAN YAYIMLAMAYI DÜŞÜNÜYORUM TEŞEKKÜRLER...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |