Kraliçe uzun bir yolculuğun ardından saraya varmıştı. Yanında ki çocuğun elini sımsıkı tutuyordu. Yanında ki askerler ve yardımcı kız endişeliydi. Kralın kızacağını ve ortalığın karışacağını sanıyorlardı.
"Kral Barkan ile konuşmak istiyorum" Elinde ki çocuk ile Kralın huzuruna çıkmak istiyordu. Çocuğun elini sımsıkı tuttu ve başını okşadı.
"Kral Barkan mühim bir konu üzerinde Batı da ki Kataman krallığının elçisiyle konuşuyor" Kraliçe sabırla hareket etmek istemişti. Kralın konuşması biter bitmez konuşacaktı.
"Kralın mühim konuşması bittiğinde yanına gelmek istediğimi söylersiniz"
Kral Barkan kendisine elçi gönderen Batı da ki Kataman krallığının elçisiyle oldukça ciddi bir konuyu konuşuyordu. Elçi onun hiç te hoşuna gitmeyen şeyleri söylüyordu.
"Kral Barkan bence bir düşünün sizce birlik olup Jeyan Krallığının üstüne yürüsek bu topraklarda ne sizi ne de bizi tehdit eden bir krallık olmayacak"
"Jeyan ile ittifak halindeyiz Kataman elçisi ve bizim böyle bir düşüncemiz yoktur." Kral oldukça sertti çünkü her ne kadar artık Urağan yaşamıyor olsa da dostuna ihanet etmeyecek kadar şerefliydi.
"Hata yapıyorsunuz Kral güney ve batı krallıkları birleşip kuzey de zayıflamış olan Jeyan'a savaşa hazırlanırsa sonra ki geleceği yer Ledan olur" Kral hiddetlendi ve ayağa kalktı. Nasıl bir elçi onu tehdit eder gibi konuşurdu. Buna nasıl cüret ederdi. Kral ayağa kalkıp elçinin üstüne yürüdü. Kralın muhafızları ne olur ne olmaz diye el kılıçta bekliyordu.
"Ben bu zamana kadar kimseye boyun eğmemiş bir krallığın tahttının sahibiyim benim size boyun eğeceğimi düşünüyorsanız eğmem. Zayıf gördüğünüz Jeyan'a saldırın o halde, tabi bu topraklara ayak basmadan Ledan askeri kellenizi almaz ise" Kral sinirlenmişti içinde ki öfke biraz daha konuşursa kılıcı ile elçinin kellesini alabilirdi sakin kalmak zorundaydı.
"Ben sadece Kataman krallığının kralı olan Barza'nın elçisiyim size söylememi istediği sözleri söyledim eğer ki ittifağı geri çeviriyor iseniz iki ülkeyi savaşa sürüklüyorsunuz anlamına gelir ve bu da birimizin kaybedeceği demektir." Elçi krala gözlerini dikmiş korkusuzca bakıyordu. Kral kendisine yapılan bu saygısızlığı gün gelecek kelleleriyle ödetecekti.
"O gün geldiğinde göreceğiz. Kimin kaybeden kimin kazanan olacağını şimdi kralına gittiğinde söyleyesin, Ledan kralı sizin ittifağınızı kabul etmedi sonuna kadar Jeyan ve Ledan dostluğunun süreceğini söylüyor ve bu dostluğun ancak Kral Barkan ölürse bitebileceğini söyledi dersin"
Kral sözlerini söylemiş ve elçiyi göndermişti. O kadar çok kızgındı ki ne olursa olsun onlara boyun eğmeyecekti. Komutanı Ayvaz'ı çağırdı.
"Ayvaz, bundan sonra askerleri savaşa hazırla güney ve batı da ki krallıklar belli ki kolay kolay geri durmayacak"
"Jeyan'a gönderdiğim askerlerden hala bir haber var mı? Jeyan da her şey yolunda mı?" asker derin bir iç çekti. Hala bir haber gelmemişti.
"Henüz bir haber almadık Kralım"
Kral hafifçe başını salladı ve komutanın gitmesini işaret etti.
Jeyan krallığın da yavaş yavaş ortalık duruluyor gibiydi yardıma gelen Ledan askeri isyancıları kıstırmış ve çoğunu yakalıyordu. Yakalanan askerler ilk önce esir alınıyordu.
"Bırak, dokunma bana bırak" İsyancılardan biri kadının evine zorla girmişti. Kadın çırpınıyor ve bağırıyordu. Elleriyle her ne kadar itmeye çalışsa da isyancıyı üzerinden itememişti kıyafetinin bir kısmını yırtıp kafasını kadının köprücük kemiğine uzatmıştı. Kadın çığlık çığlığa bağırsada üzerinde ki isyancı onu bırakmıyordu. İsyancı vahşice kadını hem yumrukluyor hem de kıyafetini yırtıyordu. Kadının üzerinden yırttığı kumaşı kenara doğru fırlatmıştı. Kadın ne yaparsa yapsın kimse duymuyordu. Hissettiği acıyla çığlık çığlığa feryat etmişti.
"Yardım edin!!!" öyle bir çığlık kopmuştu ki dudaklarından canı çok yanmıştı. Gözyaşları yanaklarından boynuna uzanıyordu. Kadın daha fazla acıya dayanmadı gözleri kapanıyor bilinci gidiyordu. Fakat kadın bayılmadan önce üzerinde ki isyancının çekildiğini hissetti. Hem utanç duyuyordu. Hem de kendinden tiksiniyordu.
"Soysuz köpek!" Kadının çığlıklarını duyan bir Ledan askeriydi. Çığlığı duyar duymaz kapıyı kırmış içeri girmişti. Kadını o halde görmesi kanına dokunmuştu. İsyancıyı üzerinden aldı ve kılıcı ilk önce erkeğin o bölgesine sapladı daha sonra çıkarttığı kılıcı isyancının boğazına sapladı. Etrafa sıçrayan kanlar komutanın üstüne sıçramıştı. Kadının vücuduna bakmadan üzerin de ki asker kıyafetinin kaftanını kadının üstüne örttü.
"Ne olur, bana zarar verme" Kadın son takatiyle Ledan komutanına yalvarıyordu. O sanıyordu ki o da onun canını yakacaktı.
"Ben Ledan komutanı Batıray, size zarar vermeye gelmedim yardım etmeye geldim." Komutan kadını kucağına aldı ve oradan uzaklaştırdı. Jeyan halkı için yapılan sığınaklara götürüyordu.
Kraliçe bir oyana, bir bu yana dönüp duruyordu. Hala kralla konuşamamıştı. Kral sinirli olduğundan kralın yanına gitmek istememişti. Ama onun izni olmadan bu çocuğu sarayda tutamazdı.
"Kraliçem Kralımız sizi görmek istiyor"
Kraliçe heyecanlanmıştı kral onun eşiydi ama izin vermez diye de endişeliydi. İçeriye girdi. Kral sevdiği kadını gülümserken gördüğünde tüm siniri akıp gitmişti. Ama saşırmıştı da elinde bir erkek çocuğu vardı ve bu durumu garipsemişti.
"Loya" kralın şaşkınlığı yüzüne yansımıştı. Bir eşine bir de elini tuttuğu küçük çocuğa bakıyordu.
"Barkan" Kraliçe gülümseyerek eşine bakıyordu. Kral oturduğu yerden kalktı ve eşinin yanına gitti.
"Şaşırtıyorsun beni Loya, bu çocuk da kimdir." Kral merak dolu gözlerle eşine bakıyordu.
Komutan Jeyanlı kadını sığınağa götürüyordu. Ama yolunu isyancılar kesmişti 5 isyancının arasında kalan komutan ne yapacağını düşünüyordu.
"Ledan askeri neden geldiniz buraya" İsyancı elinde ki kılıcı askere doğrultarak konuşuyordu. Ledan komutanı kucağında baygın olan kadınla ne yapacağını düşünüyordu. İsyancılar ona yaklaşmadan geriye doğru yürüdü. Kadını kucağından indirmişti. İsyancılar saldırabilirdi ama Ledan askeri olduğundan tedirginlerdi onlardan daha iyi kılıç kullanıyordu.
"Sizin gibi kendi ülkesine ihanet edip kendi halkının kadınlarına çocuklarına tecavüz eden masum insanları katleden soysuz köpeklerin kellesini almaya geldik diyelim"
İsyancılar komutanın üstüne yürümüştü komutan onları kadından daha uzak bir yere çekmeye çalışıyordu kılıcıyla bir isyancının karnında derin bir yara açarken diğerinin dönerek kellesini kesmişti. Az ilerde ona doğru okunu atacak olan isyancıyı belinde ki hançeri çıkartıp fırlattı. Hançer isyancının kalbine saplanmıştı. İsyancılar yere yığıldıklarında kılıcını kınına koymuştu.
Kadına doğru yaklaştı. Kadın kendinde değildi. Yüzünde ki kanlar terlerle birlikte yapışmıştı.
"İyi olacaksın" Kadını kucağına tekrar almıştı ilerledi bu sefer daha hızlı hareket etmişti. Kadını kucağına aldığı sırada koluna saplanan ok ile bir dizini kırdı. Kadını yer düşürmemek için tekrar indirdi. İsyancı okunu bir kez daha doğrulttuğunda oku atamadan boğazına ok saplanmıştı. Komutan Batıray, oku atana baktığında Komutan İsfendiyar olduğunu gördü.
"Acele edesin" Komutan İsfendiyar konuştuktan hemen sonra oradan ayrılmıştı. Komutan Batıray ise, kadını tekrar kucağına alıp sığınaklara doğru yol aldı.
OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM 🫶🏻
Okur Yorumları | Yorum Ekle |