170. Bölüm

U.S 2.K 14. BÖLÜM LİA

Esma Gül
sidelyacicegi

BEBEKLERİM KİTAPPAD GÜNCELLEMEDEYDİ VE BENİMDE BAYA UZUN SÜREN İŞLERİM VARDI. DOLAYISIYLA BİRAZ GEÇİKTİM. ÖNCELİKLE SİZLERDEN ÖZÜR DİLİYORUM VE SİZİ ÇOK SEVİYORUM.

BU BÖLÜMÜMÜZÜN SINIRI 250 OKUNMA 100 OY VE 230 YORUMDUR KEYİFLİ MUTLU OKUMALAR BEBEKOLARIM💜🩵🫶🏻

“Kendine çok güveniyorsun ama bu işler senin sandığın gibi ilerlemez.” Sırıtarak adama baktım. Beni kesinlikle tanımıyordu.

 

“Erkeklik belindeki silahla değil, yumruğun ne kadar güçlü indiğiyle belli olur. Yoksa o silahı bir çocuğa da versen o da vurur.” Adamın belindeki eli bir anda duraksadı. Sözlerim onun gururunu incitmiş gibiydi.

 

“Sen kendini ağa mı paşa mı sanıyorsun da görüp beğenip alacağını zannediyorsun?” Sesimin bu denli sert olacağını ben bile düşünmemiştim.

 

“Ben ne istersem.” Sözünü kestim. Ona doğru yaklaştım. İmre beni kolumdan tutuyordu. Ona yaklaşmamı istemediği kesindi.

 

“Senin ne istediğinin de emirlerinin de bizim için bir hükmü yok. Ya buradan gidersin ya da burayı sana dar ederim.” Adamın gözlerinin içine bakıyordum. Bir an müziğin sesinin kesildiğini ve sesimi herkesin duyabildiğini farkettim.

 

“Benimle oynama Öğretmen hanım.” Gözlerim adamlarına kaydı. Bellerindeki silahı ateşlemeden kaç adamı indirebilirdim onu hesaplıyordum.

 

“Yoksa seni buradan evine tabutla yollarım.” Bu tehdit nedense beni hiç korkutmadı.

 

“Bu yaptığınız aptallıktan başka bir şey değil. Sizin sözünüz koyunlarınıza geçerli.” İmre’nin sabrının taştığını hissediyordum. Çünkü dili sivriydi.

 

“Muho, şu iki kıza benim ne kadar ciddi olduğumu öğret, bir daha geldiğimde önümde eğilmesini unutmasınlar.” Adam arkasına dönmüş giderken bize doğru hareketlenen adama baktım. Arkasından 4 adam daha geliyordu. Hızla sağıma dönüp adamın karnına tekme attım. Arkasına dönmüş ilerleyen adam şok içinde arkasına baktı. Daha sonra İmre’yi arkaya doğru iterek, diğer adamdan gelecek darbeye karşı yana doğru savruldum. Kendi etrafımda dönerek tekmemi bu sefer çenesine doğru geçirdim. Adam sendeleyerek yere düştü. Yerdeki tabureyi bana yaklaşan adamın kafasına vurduğumda taburenin elimde kalacağını düşünmemiştim.

 

Bence kesinlikle malzemeden çalmışlardı.

 

Bir diğer adam bu sefer elinde bıçağı sallayarak geliyordu. Neyseki benim rahat durmayan kardeşim tabureyi kafasına geçirmişti. Adamların sayısı gittikçe artıyordu. Tek başıma ne kadar dayanabilirdim ve sonrasında ne olurdu bilmiyordum. Bunları düşünürken orkestranın yanına yaklaştığımızı farkettim. Üzgünüm ama bunu yapmak zorundaydım. Orkestranın ayaklı mikrofonunu alarak adamın boğaz kısmına doğru vurdum. Ardından yumruklarımı yüzüne doğru indirdim. Adam sendeleyerek yere düştüğünde, arkamdan enseme doğru biri hızla vurdu. Öne doğru düştüm.

 

“Sare!” İmre bana doğru gelirken elindeki tabureyi adamın sırtına fırlatmıştı. Bir adamın onu karnından tutup kendisine çektiğini görünce delirdim. Ama başım feci halde dönüyordu. İçimdeki Lia yeniden korkuya teslim olmuştu. Korkudan elim ayağım titremeye başladığında Lia’nın ortaya çıkacağına emindim. Ama onu kendi içimde bastırmaya çalışıyordum. Ve bunu ilk defa tek başıma yapmamıştım. Sare bana yardım ediyordu.

 

Başımı kaldırmaya çalıştığımda dibimdeki adamın kafama silah dayadığını gördüm. İmre’ye baktığımda adamdan kurtulmak için çırpınıyordu. Vücudum gerildi. Nefesim azalmaya ve boynum kaşınmaya başladı. Ve ben yine o ilk günkü gibi korkmaya başlayan o küçük kıza geri döndüm.

 

Ve Lia uzun zaman sonra ilk defa çıkmıştı.

LİA

Ayak sesleri duyuyordum. Kulaklarımı elimle kapadığımda sesler bir anlığına yok oluyordu. Anneciğim aşağıda feryat ediyordu. Bir şeyden korkuyordu. Ya da beni korumaya çalışıyordu. Bir şey oldu ve sesi bir anda kesildi. Küçük ellerimi kulaklarımdan çekip hızla arkamı döndüm. Babam odamın eşiğindeydi. Anneciğimin arkada korkuyla bakan kanlı yüzünü gördüm. Şok olmuştum. Burnundan ve alnından sızan kanlar boynuna doğru ilerliyordu. Hareket etmek istedim. Ama korkudan hiçbir şey yapamamıştım. Babam kapıyı sertçe anneciğimin yüzüne kapattı. Anneciğim defalarca kapıyı yumruklamaya başladı. Babam bana yaklaşırken yüzünde hiç anımsayamadığım bir ifade vardı. Bu da neydi?

 

“Benim küçüğüm nasılmış?” Bana yaklaştığında istemsizce gülümsedim. Babam beni sevmeye gelmişti.

 

“İyiyim babacığım sen nasılsın?” Kollarımı ona doğru açtım. Babam önümde eğildi ama sarılmadı.

 

“Hep bir kız çocuğum olsun istemiştim. Bunu sonunda başardım. Bugünü hep bekledim.” Sözlerinden anlamıyordum. Ama gözleri sanki babam olmadığını haykırır gibiydi. Elini yüzüme götürdü. Sadece izledi ve bekledi.

 

O gece her gün ölmeyi dileyeceğimi bilmeden gülümsedim babama.

 

Başımı kaldırdım vücudum titriyordu. Adam silahı bana doğrultmuştu. Gözlerim babamı anımsattı. O geceye gitmiştim. Beynim gürültülü bir şimşek gibi çakmaya başladı. Hava mümkün olabilirmiş gibi daha da kararmıştı sanki, elim ayağım titriyordu.

 

“Yapma.” Sesimin bu kadar güçsüz çıkacağını tahmin edememiştim.

 

“Seni ağam uyarmıştı.” Ne demek istediğini anlayamadım. Babamın korkunç yüzü gözlerimin önündeydi.

 

“Baba yalvarırım yapma.” Adam bana şok içinde baktı.

 

“Sare, sakin ol tamam mı?” İmre’nin sesini algılıyordum. İmre’nin odamda ne işi vardı?

 

“Sen artık yalvarsan da bir ölüsün.” Silahı yüzüme doğrulttu. Daha sonra havaya iki el ateş etti. Ellerimle kulaklarımı kapadım. İnsanlar çığlık çığlığa koşmaya başladı.

 

“Şimdi, bir daha kimseye kafa tutmaman gerektiğini anlamış olursun.” Silahı yeniden bana doğrulttuğunda İmre’nin boğazı yırtılırcasına bağırıp çırpındığını gördüm. Göz bebeklerime kadar titriyordum.

 

“Beni neden sevmedin baba?” Adam şok içinde yeniden baktı.

 

“Beni neden doğru şekilde sevmedin?” Gözlerim bana ihanet edip en nefret ettiğim adamın karşısında akmaya başladı.

 

“Ne saçmalıyorsun be!” Silahın tetiğini çektiğinde artık özgür olacağımı düşündüm. Klik sesi tüm sessizliği bozmuştu. Ta ki yakınımdan gelmeyen bir ses daha duyana kadar, adam yere yığıldığında korkuyla çığlık atıp arkaya doğru kaçtım. Adamın başından sızan sıvı ve açık olan ölü gözleri bana bakıyordu. Ve bir anda ardı arkası kesilmeyen bir çok ses duydum. Bir sürü silah sesi.

YAZARIN KALEMİNDEN

“Kaçın, asker geldi!” Adamlarını uyararak arabaya sokmaya çalışmıştı.

 

“Herkes olduğu yerde dursun!” Tuna Yüzbaşı bütün heybetiyle sert çıkan sesiyle konuşmuştu.

 

“Kımıldayan olursa indirin!” Adamlar sakince ellerindeki silahları tutmaya devam etti.

 

“Eşkiya mısınız lan siz? İki kadını saldırmak nedir!” Ömer Üsteğmen adamlardan birinin yakasına yapışmıştı.

 

“At silahını at!” Murat Teğmen bağırdı.

 

“At dedi lan sana duymadın mı!” Biran Teğmen adamlardan birinin eline tekme savurup silahını yere düşürmesine neden olmuştu. Daha sonra yakasından tutarak yere doğru savurdu.

 

“Sare” Tuna Yüzbaşı, Sare’ye yaklaşmaya başladığında İmre aceleyle konuştu.

 

“Dur Tuna, dur şimdi olmaz.” Nefes nefeseydi. Tuna Yüzbaşı şaşkınlıkla baktı.

 

“Şuanda kendisinde değil, onu tanımıyorsun, güvende hissetmezse kendisine zarar verir.” İmre nefes nefese Tuna Yüzbaşı’nın önüne geçmişti.

 

“Ne demek istiyorsun İmre, ne güvende hissetmemesi?” Şaşkınlıkla sormuştu.

 

“O Sare değil Lia, onunla hiç tanışmadın, o Sirel’e de diğer kişiliklerine de benzemez. Kendisine zarar vermeye oldukça yatkın, önce beni görsün güvende hissettiğinde onunla konuşmaya çalışırsın.” Kısık sesle söylemişti. Nefesini zar zor alıp veriyordu. Etrafta neredeyse Karasu ve saldıran adamlar dışında kimse kalmamıştı. İmre yavaşça Sare’ye doğru yaklaştı.

LİA

Korkudan ne yapacağımı şaşırmıştım. Yine ölmeyi diliyordum. Bu korkuyu artık yüreğim kaldıramayacak durumdaydı. Her koşulda zarar gören ben oluyordum. Her zaman umut dolu olup sonunda yine ölmeyi dileyen bendim, çünkü artık birinin daha bana zarar vermesine katlanamıyordum.

 

“Lia, beni biliyorsun değil mi?” Tanıdık bir ses başımın kalkmasına neden oldu.

 

“Hatırlıyor musun sen en çok yakalamaca oynamayı severdin. Seni koşturmam hoşuna giderdi.” Gözlerimin önüne gelen çocukluğuma gülümsedim.

 

“Evet.” Sesim boğuk çıkmıştı.

 

“Yakalanınca da bana küsüyordun.” Gülümseyerek bana doğru geldi. Bende gülümsedim.

 

“Sende beni hep yakalıyordun.” Başını salladı.

 

“Çünkü seni çok seviyordum. Ve sarılmak için hızlı olmam gerekiyordu.” Gülümsedim. Ama bir anda gülümsemem yüzümden silindi.

 

“Yaş 12 ve ben artık çocuk değilim.” İmre olduğu yerde kalakaldı. Hiçbir şey demeden öylece baktı.

 

“Baba beni üzdü.” Hiçbir şey yapmadı. Şaşkınlıkla baktım.

 

“Büyüdük, bak bende büyüdüm.” Gülümsedim.

 

“Ama sen 13’ünde 14’ünde 15’inde 16’ında 17’inde 18’inde 19’unda 20’inde yine çocuktun İmre, ben hep 12’de kaldım.” İmre, bana bakmıyordu. Gözlerim doldu.

 

“Ben hep 12 kaldım İmre, ben hiç büyümedim ki ben büyümek zorunda kaldım.” İmre hiçbir şey demeden öylece beklemeye devam etti.

 

“Biz toparladık, sen toparladın.” Başımı yavaşça iki yana salladım.

 

“Biz toparlamadık, biz parçalara bölünmeye devam ediyoruz. Ve bu onun sonu olacak.” İmre başını iki yana salladı.

 

“Buna izin vermeyeceğimi biliyorsun.” Gülümsedim. Gözlerim bir anda İmre’nin arkasındaki hareketliliğe kaydı. Bir sürü adam vardı. Bir kaçı diğer adamları bağlıyordu. Diğerleri ise bana bakıyordu. Biri vardı ki sadece gözlerimin içine bakıyordu. Sanki benim en derinlerimde sakladığım her şeyi görebiliyor gibiydi.

 

“Bu histen yoruldum.” Vücudum zangır zamgır titriyordu. Gözlerim yeniden yerde yatan kanlı bedene takıldı. Onu bu şekilde hayal etmemiştim. Ölüyor muydu?

 

“Öldü mü?” Sızan kana baktım.

 

“Babam?” İmre hiçbir şey demedi.

 

“O baban değil.” Sesi titriyordu.

 

“Öyleyse kim?” Hiçbir şey demedi.

 

“Ben artık burada olmak istemiyorum.” Hareketlenerek kanlı bedene yaklaştım. Silahı bir milim uzağımdaydı. Ona ulaşmak benim için aşırı kolay gibi geldi. Ama ellerim titremeye devam etti. Tam silaha uzandığımda silahın üzerine basan bir ayak, doğrulup yüzüne bakmamı sağladı. Ayağıyla silahı itip bana doğru eğildi. Korkudan gözlerine bakamıyordum.

 

“Ne düşündüğünü biliyorum.” Başımı kaldırmadım.

 

“İçinde bulunduğun bedene zarar vermene izin vermem.” Ses tonu içimde bir yerlerde heyecandan çırpınan Sare’yi uyandırdı.

 

“Onu kurtarmak zorundayım.” Başını iki yana salladı.

 

“Onu bu şekilde kurtaramayız.” Gülümsedim. O ne biliyordu ki?

 

“Hiçbir şey bilmiyorsun, yıllardır kurtulmak için uğraşıyoruz. Hangimiz yok olduk. Hala damarlarıma kadar korkuyla titriyorum. İliklerim yerinden çıkacakmış gibi, kalbim dehşetle göğsümü delip geçecekmiş gibi hissediyorum. Sen ne biliyorsun ki!” Elim yere bastırdım. Tırnaklarımın içi çakıl ve kum dolmuştu.

 

“Bilmeme gerek yok, gözlerinde görüyorum.” Bu kararlılık benim netliğime darbe indirmişti.

 

“İçimde seni heyecanla bekleyen biri var.” Sare çıkmak için bedenimi zorluyordu.

 

“Lütfen onu bana geri ver.” Başımı iki yana salladım. Uzun zaman sonra çıkmışken artık kendimizden kurtulmalıydık.

 

“Benim ölümüm onu özgür kılacak.” Belinde gördüğün silaha uzandığımda elimi tutarak beni sertçe kendisine çekti. Başım zonklamaya başlamıştı. Sare beni artık istemiyordu. Ona yakın olmam onu delirtiyor olmalıydı. Oysa o bendi, bende oydum. Beni ondan mı kıskanmıştı. Nefesim güçsüzleşti. Gözlerim bulanık görmeye başladı. Ve ben yavaş yavaş bedenini gerçek sahibine teslim etmeye başladım. Başım öne doğru düştü. Bir el çenemden kavramıştı.

SARE LİA SARUHAN

Yeni bir kişiliğimle daha tanışmıştı. Ben benden uzak olsun isterken her geçen gün beni daha da görüyordu. Bu beni yaralıyordu. Ya günün birinde beni bırakıp giderse korkusundan hiçbir şey düşünemiyordum. Kim 7 kişilikli bir cadıyı hayatında istesin ki? Babamında dediği gibi ben bir cadıydım. Herkesin pis, sevimsiz ve çirkin bulduğu bir cadı.

 

“Sarem” Sesini duyduğumda başım kaldıramayacak durumdaydım.

 

“Zorlama kendini” Uzanıp belimden kavradığında bir kaç saniye sonra havalandığımı hissettim.

 

“Siz burayı halledin, onu eve götüreceğim.” Bir kaç mırıltılı sesin ardından gözlerimi kapadım.

YAZARIN KALEMİNDEN

İmre öylece arkalarından bakakalmıştı. Hiçbir şey yapamıyordu. Kardeşi günden güne gözlerinin önünde eriyip gidiyordu. Boğazı düğüm düğümdü.

 

“İyi misin?” Duyduğu sesle başını yan tarafa çevirdi.

 

“Bilmiyorum.” Ömer Üsteğmen başını salladı.

 

“Toparlanalım yavaştan” İmre gözlerini Ömer Üsteğmene dikti.

 

“Eve bıraksın seni bizim çocuklar” Buz gibi bir ses tonuyla konuşmuştu.

 

“Kerim, İmre hanımı eve bırakın, Gökalp ve timini yeniden gönderiyor Yavuz Albay, onlar gelene kadar buradayız.” İmre hareketsiz bir şekilde sadece onları izliyordu.

 

“Ben kendim giderim. Yormayın kendinizi” Bastığı yer ayaklarının altından kayıyor gibiydi, ağladığıniçin her yeri bulanık görüyordu.

 

“Komutanım, üzerime düşmez ama bence siz bırakın.” Ahmet Başçavuş konuşmuştu.

 

“Siz halledin ben geliyorum.” Ömer Üsteğmen hızlı adımlarla İmre’nin peşinden ilerledi.

 

“Aferim Ahmet, baya iyi denk getirmişsinz.” Karan Asteğmen yerde yatan adama bakarak konuşmuştu.

 

“Valla ilk defa elim titredi Komutanım, namlunun ucunda sevdiğim bir insan olunca insan bildiğini de unutuyormuş.” Karan Asteğmen başını sallayarak hüzünle baktı.

    

👩🏼‍⚕️

 

“İyi olmadığını görüyorum, ama duymak bazen iyi hissettiriyor.” İmre’yi eve kadar arkasından takip etmişti. Rahatsız etmeden sessizce ilerlemişti. İmre eve girmeden merdivenlere oturduğunda acıyan kolunu ovuşturmaya başlamıştı.

 

“İyi değilim.” Ömer Üsteğmen yanına oturdu.

 

“Görüyorum.” İmre başını kaldırarak baktı.

 

“Doktorların en çaresiz anı nedir biliyor musun?” Ömer Üsteğmen merakla baktı.

 

“Bir hastanın çaresi var, ama çare sen olamıyorsun. Bir tedavi var ama o tedavinin doktoru sen değilsin.” Yutkunamıştı.

 

“Ben yıllardır tutunduğum umudun dallarının kırıldığını gördüm bugün, kardeşim karşımda eriyip giderken hiçbir şey yapamayacağımı gördüm.” Ağlamaya başlamıştı. Ömer Üsteğmen ne yapacağını şaşırmıştı.

 

“Ben doktor olduğum halde ona iyi gelemiyorum. Onu düştüğü bataklıktan çekip alamıyorum. Biliyor musun? Ben her gece nefes alıyor mu diye kontrol ediyorum. İstanbuldayken ansızın arar hayatta mı diye kontrol ediyordum. Neden biliyor musun? Hangi kişiliği çıkıp kendisine zarar verir bilemediğim için, bu çaresizliği kimse anlayamaz.” Ellerini yüzüyle kapadı. Kendisine itiraf edemediği ama yıllarca neyi ne sebeple yaptığı şeyi kendisine itiraf ettiğinde yüzleştiği acı gerçek onu mahfetmişti.

 

“Gözlerimin önünde onun eriyip gittiğini görüyorum. Ve ben hiçbir şey yapamıyorum.” Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığında Ömer Üsteğmen ellerini istemsizce ona doğru uzatıp geri çekti. Ne yapacağını bilememişti.

 

“Benim yüzümden bugün zarar gördü. Ve ben hiçbir şey yapamadım.” Ömer Üsteğmen anlık olarak onu kendisine çekerek sarıldı. Başını göğsüne yaslamıştı. İmre hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ederek elleriyle Ömer Üsteğmen’in sırtını sıkıyordu.

 

“Benim yüzümden” Kendisinden nefret ediyordu.

 

“Değil, inan bana biri kötülük yapmaya karar verdiğinde her şekilde yapar. Bu senin suçun değildi.” İmre ağlamaya devam etmişti. Bir süre daha böyle devam etti. Daha sonra hıçkırıkları sessiz ağlayışlara döndü.

                                            🫀

SARE LİA SARUHAN

“Emir geldi güzelim, seni bırakmak istemezdim. Albay çağırdı. Sanırım görev emri geldi. Gitmeden seni görmem lazım, vaktim olur mu bilmiyorum. Gelebilirsem geleceğim.” Tuna’nın saat 08:30’da attığı mesajı okur okumaz yola çıkmıştım. İmre tıkırtıma uyanıp benimle gelmişti. Şuanda ikimizde karargaha gidiyorduk.

 

“Bu yaptığımıza çok kızacaklar.” İmre’nin uyarıları elbette bitmek bilmiyordu.

 

“Ama onu görmem lazım.” Dik başlılığım her yerde kazanıyordu. Karargaha geldiğimde askeri iki aracın hızla karargahın önüne park ettiğini gördüm. Ve sırasıyla tanıdık olan yüzler karargahtan dışarıya çıktı.

 

“Herkes hazır değil mi?” Tuna’yı görür görmez arabadan indim.

 

“Evet Komutanım, hareket için emrinizi bekliyoruz.” Ömer cevaplamıştı.

 

“Herkes araca binsin.” Hızla onlara doğru koştum.

 

“Tuna!” Başlarını çevirdiklerinde elbette beni görmeyi beklememişlerdi. Tuna sakince yanıma geldi. Pekte sakin değildi. Daha doğrusu sakin kalmaya çalışıyor gibiydi.

 

“Sare, ne işin var bu saatte burada?” Kolumu tutarak biraz daha uzaklaştırdı. Arabamın arkasına doğru gitmiştik. Görüş açılarından çıktığımıza emindim.

 

“Mesajını okudum, seni merak ettim. Ne zaman döndünüz göreve, ne ara göreve gitme kararı alındı. Hiçbir şey anlamadım.” Tuna başını sıvazladı.

 

“Dün kesinleşti. Anlatırım daha sonra gitmem gerek. Bir an önce eve git. Tek başına dışarıya çıkma. Zaten yeniden babam birilerini görevlendirecek.” Başımı salladım.

 

“Seni özlemiştim.” Bakışları yumuşamaya başladı.

 

“Şöyle bakma.” Eli yanağımı bulduğunda alnımdan öpüp bir süre orada bekledi.

 

“Seni yaşamak istiyorum. Döndüğümde şu düğün işini halledelim.” Başımı hafifçe sallayıp ona sarıldım.

 

“Görev umarım bir kızı kurtarmak değildir.” İstemsizce güldüğünde bende güldüm.

 

“Yoksa saçlarını tek tek yolarım.” Gözlerime bakarak gülümsedi.

 

“İlaçlarını zamanında al, iyi beslen, seni geldiğimde ilk günkü gibi enerjik ve hayat dolu görmek istiyorum. Kendine dikkat gülüm.” Yanağından öptüğümde, etrafına bakındı. Ardından ciddi haline yeniden bürünmüştü.

 

“Biri görecek Sare” Boğazını temizler gibi yaptı.

 

“Ne, kocam olmayacak mısın? Kime ne?” Bana bir anda şaşkınlıkla baktı. Daha sonra bu hoşuna gitmiş gibi sırıtmaya başladı. Arkasına dönerek kendisini toparladı ve ilerledi.

 

“Gidiyoruz.” Nasıl bir anda ruh hali değişebiliyordu çözemiyordum.

 

“Kendine iyi bak yenge” Karasu, canım Karasu.

 

“Bakarım, sağ salim gelin, Allaha emanet olun.” Gülümseyerek baktım.

 

“Kendine dikkat et, takma kafana.” Ömer’in sesini duymuştum. İmre’ye bakıyordu. İmre gülümseyerek karşılık verdi.

 

“Sende, özellikle sen.” Gülümseyerek başımı salladım. Tuna ile göz göze geldiğimde, dudaklarını oynatarak, ‘Sana aşığım’ demişti. Şok içinde baktım. Bunu daha önce söylememişti.

BÖLÜM SONU

Bölüm : 12.06.2025 22:47 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Esma Gül / UZAKTAKİ SES / U.S 2.K 14. BÖLÜM LİA
Esma Gül
UZAKTAKİ SES

176.13k Okunma

15.54k Oy

0 Takip
177
Bölümlü Kitap
TANITIMBİR HAYAL UĞRUNAÇOCUK İSTİSMARIU.S DUYURUSUÇLULUKU.S 4. BÖLÜM DİKİŞU.S 5. BÖLÜM YAŞATMAK İÇİN ÖLDÜRMEKU.S 6. BÖLÜM ATEŞU.S 7. BÖLÜM SİLAHU.S 8. BÖLÜM İKNAU.S 9. BÖLÜM İNATÇIU.S 10. BÖLÜM HAİNU.S 11. BÖLÜM BEKLENMEYEN KİŞİLİKU.S 12. BÖLÜM TANINMAZ HALU.S 13. BÖLÜM TÜRKİYE GELMEYECEKU.S 14. BÖLÜM AY YILDIZU.S 15. BÖLÜM ŞEHİT EMRİU.S 16. BÖLÜM ZEHİRU.S 17. BÖLÜM KABUSLARU.S 18. BÖLÜM BIRAKMAMU.S 19. BÖLÜM MESAFEU.S 20. BÖLÜM KIRGINU.S 21. BÖLÜM AKREP VE ASLANU.S 22. BÖLÜM LOJMAN BASKINIU.S 23. GÖĞSÜMÜ SIKIŞTIRAN KADINU.S 24. BÖLÜM KALBİYLE SAVAŞMAKU.S 25. BÖLÜM SANA KAYBEDİYORUMU.S 26. BÖLÜM RUH İKİZİU.S 27. BÖLÜM KURŞUNU.S 28. BÖLÜM NİŞANLISIYIMU.S 29. BÖLÜM BANA GEÇ KALDINU.S 30. BÖLÜM HOŞUMA GİDİYORSUNU.S 31. BÖLÜM SALDIRIU.S 32. BÖLÜM ÖPÜCÜKU.S DUYURUU.S 33. BÖLÜM PERDEU.S 34. BÖLÜM DUDAKLAR VE PARFÜMU.S DUYURUU.S 35. BÖLÜM OYUNU.S 36. BÖLÜM KÜÇÜK DÜŞÜRMEKU.S 37. BÖLÜM ŞEHİTU.S 38. BÖLÜM KANLA SÜSLENMİŞ AY YILDIZU.S DUYURUU.S 39. BÖLÜM AŞIK ATIŞMASIU.S 40. BÖLÜM SEVDİĞİM KADINU.S 41. BÖLÜM SARE’DEN TUNA’YAU.S 42. BÖLÜM DEKOLTEU.S DUYURU VE ALINTIU.S 43. BÖLÜM SENİ YAŞAMAK İSTİYORUMU.S 44. BÖLÜM FRAGMANIU.S 44. BÖLÜM YALANINI ÖPEYİM SENİNU.S 45. BÖLÜM FRAGMANIU.S 45. BÖLÜM KISMEN SEVGİLİMU.S 46. BÖLÜM TELLİ TURNAU.S 47. BÖLÜM FRAGMANIU.S 47. BÖLÜM ÇOCUKLUKU.S 48. BÖLÜM FRAGMANIU.S 48. BÖLÜM TAKİPU.S 49. BÖLÜM FRAGMANIU.S 49. BÖLÜM VİDEO KAYDIU.S 50. BÖLÜM SENİ KENDİME SAKLIYORUMU.S 51. BÖLÜM FRAGMANIU.S 51. BÖLÜM ALYAU.S DUYURUU.S 52. BÖLÜM FRAGMANIU.S 52. BÖLÜM KOALAU.S ÖNEMLİ ACİL DUYURU ‼️‼️‼️U.S 54. BÖLÜM FRAGMANIU.S 55. BÖLÜM FRAGMANIU.S 53. BÖLÜM MANGALU.S 54. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S 54. BÖLÜM TEST SONUÇLARIU.S 55. BÖLÜM MADURU.S 56. BÖLÜM KARIM DİYECEĞİM TEK KADINU.S 57. BÖLÜM FRAGMANIU.S 58. BÖLÜM FRAGMANIU.S 59. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S 57. BÖLÜM ASKERİNE VEDA ETU.S DUYURU ACİL‼️U.S 58. BÖLÜM KISMEN BARIŞTIKU.S 59. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S 59. BÖLÜM KISKANÇLIKU.S ACİL DUYURUU.S 60. BÖLÜM KİŞİLİK ÇATIŞMASIU.S ÖNEMLİ DUYURUU.S ACİL DUYURU🥺‼️U.S 61. BÖLÜM FRAGMANIU.S 61. BÖLÜM MİSAFİRU.S 62. BÖLÜM FRAGMANIU.S 62. BÖLÜM İSTANBULU.S ACİL DUYURUU.S 63. BÖLÜM GEÇMİŞU.S SEZON FİNALİ DUYURUSUU.S 64. BÖLÜM YÜZÜKU.S 65. BÖLÜM FRAGMANIU.S 65. BÖLÜM EVLENME TEKLİFİU.S DUYURU🥲U.S 66. BÖLÜM KUTLAMAU.S 67. BÖLÜM FRAGMANIU.S 67. BÖLÜM KLİK SESİU.S 68. BÖLÜM FRAGMANIU.S ACİL DUYURUU.S 68. BÖLÜM KADINU.S 69. BÖLÜM FRAGMANIU.S 69. BÖLÜM İSTEME GÜNÜU.S 70. BÖLÜM FRAGMANIU.S 70. BÖLÜM KAHVEU.S 71. BÖLÜM FRAGMANIU.S 71. BÖLÜM MAPUSU.S 72. BÖLÜM FRAGMANIU.S 73. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S ACİL DUYURUU.S 72. BÖLÜM ZORLU BİR NİŞANU.S ÖNEMLİ DUYURUU.S 73. BÖLÜM MİT PERSONELİU.S 74. BÖLÜM FRAGMANIU.S 74. BÖLÜM İNKAR VE BEDELU.S SEZON FİNALİ FRAGMANIU.S 75. BÖLÜM SEZON FİNALİU.S 2. KİTAP 1. BÖLÜM FRAGMANIU.S 2. KİTAP YAYIN TARİHİU.S 2. KİTAP 1. BÖLÜM 2. FRAGMANU.S 2. KİTAP DUYURUSUU.S 2. KİTAP 1. BÖLÜM 3.FRAGMANU.S 2. KİTAP 1. BÖLÜM ÇİÇEĞİMU.S 2. KİTAP 2. BÖLÜM FRAGMANIU.S 2. KİTAP 2. BÖLÜM 2. FRAGMANU.S 2. KİTAP 2. BÖLÜM DÜZ ÇİZGİU.S 2. KİTAP 3.BÖLÜM NEFESSİZ BİR ÖPÜCÜKU.S 2. KİTAP YENİ KAPAĞIMIZU.S 2.KİTAP 4.BÖLÜM FRAGMANIU.S 2. KİTAP 4. BÖLÜM AYNAU.S ACİL DUYURUU.S 2.K. 5.BÖLÜM FRAGMANIU.S 2.K 5. BÖLÜM OPERASYONU.S ÖNEMLİ DUYURUU.S ÖNEMLİ DUYURUU.S 2.k 6. BÖLÜM FRAGMANIU.S 2.K 6. BÖLÜM 2. FRAGMANU.S 2.K 6. BÖLÜM GARİP GÖRÜNÜMLÜ KADINU.S 2.K 7. BÖLÜM FRAGMANIU.S ACİL DUYURUU.S DUYURU VE FRAGMANU.S 2.K 7. BÖLÜM YÜZLEŞMEU.S 2.K 8. BÖLÜM FRAGMANIU.S DUYURUU.S 2.K 8. BÖLÜM PATLAYAN MEZARU.S BÖLÜM GÜN DEĞİŞİKLİĞİU.S DUYURU ACİLU.S HATIRLATMAU.S ACİL DURUMU.S 2.K 9.BÖLÜM YARALIU.S 2.K 10. BÖLÜM FRAGMANIU.S DUYURU.S 2.K 10. BÖLÜM BIRAKIRSAM GELİR ALIRIMU.S DUYURUU.S SINIR İÇİN SON 5 OYU.S 2.K 11. BÖLÜM ÇOK BÜYÜLEYİCİ BİR KADINSINU.S 2.K 12.BÖLÜM FRAGMANIU.S DUYURUU.S DUYURU ACİLU.S 2.K 12. BÖLÜM TUTKUU.S DUYUR ÖNEMLİU.S DUYURUU.S 2.K 13. BÖLÜM KAN VE ZEHİRU.S DUYURU ÖNEMLİU.S ACİL DUYURUU.S 2.K 14. BÖLÜM LİAU.S DUYURUU.S ACİL DUYURUU.S DUYURUU.S 2.K 15. BÖLÜM NEFRETU.S ACİL DUYURUU.S DUYURU ACİLLU.S 2.K 16.BÖLÜM FRAGMANIU.S 2.K 16.BÖLÜM 7.KİŞİLİKU.S DUYURU
Hikayeyi Paylaş
Loading...