Seni seviyorum Ankara rüzgarı🙂 dedikten sonra çekip gitmişti bende arkasından bakakalmıştım gitmesini hiç istemiyordum korkuyordum çünkü babam gibi Alparslan'ın da ölmesinden sağ salim gelememesinden çok korkuyordum aklıma babamın öldüğü gün gelince dolan gözlerime ve hıçkırarak ağlamama engel olamadım.
"Anne babam neyde ben babamı çok özlediym anne noluy gelsin anne" dediğimde annem dolan gözlerle bakıyordu bana ardından konuştu.
"Babanın önemli bir işi varmış kızım baban'da seni çok özledim ve seni çok seviyor canım kızım gelecek kızım gelecek." Dediğinde sevinçle ellerimi çırptım "oley oley babam gelcek" diyerek zıplayarak koşmaya başladım.
"Silay koşma kızım düşüceksin" dediğinde ona dönüp konuşmaya başladım.
"Anne babam benim düşmeme izin veymezki anne düştüyümde hep o kaldıyıy beni anne" dediğimde annem ağlıyordu yanına koşup sarıldım ve yanaklarına öpücük bıraktım.
"Anne neden ağlıyoşun anne ağlama babam seni ağlayken göyüyse üzülür anne babam üzülmeşin ağlama anne nütfeen" dediğimde annem bana sıkı sıkı sarılmıştı gözyaşlarını silip konuştu.
"Ağlamıyorum benim biricik kızım baban üzülür yoksa dimi kızım ağlamak yok ne olursa olsun hep başımız dik durucaz benim güzel kızım" dediğinde tebessüm ettim anneme.
"Anne babam saçımı okşar mı anne" dediğimde annem beni kendine çekip tekrar sarıldı ve konuşmaya başladı.
"Okşar tabi güzel kızım" dediğinde konuşmaya başladım.
"Oley oley babam saçlarımı okşayacak 🥰" dediğimde annem tebessüm etmişti bana ve birbirimize sıkı sıkı sarılmıştık.
O sırada zil çaldı anneme dönüp konuşmaya başladım.
"Anne babam geldi anne babamı çok özlediym ben anne ona sarılmak istiyorum hadi gidip babama sarılalım anne" dedikten sonra kapıya koştum kapıyı açmaya çalıştım ama açamadım çünkü küçüktüm kapıyı açması için anneme dönüp konuşmaya başladım.
"Anne babam geldi anne kapıyı açamıyorum anne nütfen sen aç anne babama sayılmak istiyoyum." Dediğimde annem yanıma gelip kapıyı açtı kapıyı açmasıyla gülen yüzüm soldu babam gelmemişti neden gelmemişti ki babam bana doğum gününe geleceğim söz veriyorum kızım demişti ama yoktu.
"Baba sayılalımmı ben seni çok özledim babacığım" dediğim de babam beni kendine çekip sarıldı ve konuşmaya başladı.
"Sarılırım tabi güzeller güzeli kızım" dediğinde tebessüm edip konuştum "Baba doğum günüme gelecekmişin baba gel noluy ben seni çok özlüyoyum baba nütfen gel baba sensiş biy doğum günü istemiyoyum baba" dediğimde babamın gözleri dolmuştu neden dolmuştu ki ben babamı üzmüş müydüm.
"Babacıym neden ağlıyoşun baba ağlama noluy sen hiç üzüyme babacıym" dediğimde babam yanaklarımı öpüp konuşmaya başladı.
"Ağlamıyorum tamam kızım hem ben ne dedim hatırlıyor musun güzel kızım" dediğinde konuşmaya başladım.
"Ağlamak yok her ne olursa olsun başımız dik durucaz güçlü olucaz" derdin baba dediğimde babam tebessüm ederek bakıyordu bana ardından konuştu.
"Aynen öyle benim güçlü savaşçı kızım" dediğinde tebessüm ettim ve konuştum.
"Baba doğum gelecekşin ama dimi baba ne olursa olsun gelecekmişin babacıym" dediğimde babam yanaklarımı öpüp saçımı okşadı ardından konuştu.
"Her ne olursa olsun doğum gününe geleceğim bebeğim söz veriyorum" dediğinde sevinçle ellerimi çırptım "oley oley babam doğum günüme gelecek🥰" dediğimde babam tebessüm etti ardından konuştum.
"Baba beni uyuturmuşun ama saçımıda okşa oluymu baba" dediğimde babam beni kucağına alıp yatırdı ve konuştu.
"Tabi uyuturum prensesim sen iste ben seni hep uyuturum bebeğim" dediğinde heyecanla sordum.
"Baba hep saçımı okşamaya gelecekşin dimi babacıym" dediğimde babam saçlarıma minik minik öpücükler bırakmaya başladı ve konuştu.
"Geleceğim benim güzel bebeğim hep saçını okşayacağım silayım" dediğinde sevinçle konuştum.
"Söz mü babacıym" dediğimde babam saçımı okşadı ardından konuştu.
"Söz bebeğim baba sözü" dediğinde tebessüm ettim babama oda bana tebessüm etti.
Babam baba sözü dediyse tutardı hep bu zamana kadar verdiği her sözü tutmuştu babam meğer bunlar babamın son sözleri, babamın son sarılışları, son öpüşleri, son saçımı okşayışlarıymış ama ben bilememişim🙂
Asker amcalara baktığımda hepsinin gözleri dolmuştu ve başı eğik bakıyordular ama neden ağlıyordular ki onlara doğru dönüp konuşmaya başladım.
"Asker amcalay neden ağlıyoysunuz ve neden başınız eğik bakıyosunuz" dediğimde aniden bir asker beni kucağına alıp sarılmıştı ardından gözyaşlarını silip konuştu.
"Ağlamıyoruz kardeşim ağlamak yok ağlamak bize yakışır mı" dediğinde tebessüm ettim asker amcaya ve konuştum.
"Babam bana hep her ne oluysa olşun başın dik duy güçlü duy ağlama ağlamak bize yakışmaz dey asker amca sende ağlama her ne oluysa olşun başın dik duy güçlü duy asker amca" dediğimde asker amca beni kendine çekip sarıldı ve başıma öpücük bıraktı ardından konuştu.
"Baban yani albayımız çok doğru demiş kardeşim baban haklı ağlamak yok ağlamak yakışmaz bize" dediğinde tebessüm ettim asker amcaya ve konuştum.
"Asker amca babam neyde doğum günüme geleceğine daiy söz veymişti babam ama şuan yok neden gelmedi babam asker amca unuttumu yoksa doğum günümü" dedikten sonra gözlerim istem dışı dolmuştu ama neden asker amca birşey demiyordu neden kimse konuşmuyordu neden kimse bana bir açıklama yapmıyordu.
"Neden hiç konuşmuyoşunuz neden bana bir açıklama yapmıyoysunuz babam neyde dedim size!"
Dediğimde herkes bana üzgün dolmuş gözlerle bakıyordu onlar öyle baktıkça sessiz kaldıkça ben daha çok sinirleniyordum en sonunda asker amca konuşmaya başladı.
O an anladım içime bir ateşin düştüğünü birşey olmuştu ve bana demiyorlardı ardından konuştum.
"Asker amca babam ne dedim sana! Asker amca noluy söyle babam neyde neden gelmedi söyle asker amca nütfen" dolan gözlerimle asker amcaya bakıyordum beni kucağından indirip ardından konuştu ama keşke konuşmasaydı be keşke sussaydı da ben duymasaydım o cümleyi
Demişti başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki yer ayaklarımın altından kayıp gitti ve ben kendimi karanlığa bıraktım duyduğum son ses ise annemin ve asker amcaların "Silay!" diyişiydi.
Ben acıya, üzüntüye herşeye dayanırdım'da babasızlığa dayanamazdım işte babamın saçımı okşayamamasına prensesim, bebeğim, güzeller güzeli kızım diyememesine dayanamazdım, ben babamın sarılamayışına dayanamazdım, öpemeyeşine dayanamazdım, ben babamın kokumu içine çekerek koklayamayaşına dayanamazdım ama hayat bana bu acıları yaşatıp dayanmaya mecbur bırakmıştı işte öyle acımasızdı ki bu hayat insanın sevdiğini gözünü kırpmadan alırdı sonra o insanın kara toprağına hasret bırakırdı bizi hayat böyleydi birgün mutlu olduğunda diğer gün cehennemi yaşatırdı insana sahi hayat neden bu kadar acımasızdı ki ben susuzluğa, açlığa, evsizliğe bile dayanırdım da işte babamın elimden kayıp gitmesine dayanamazdım o gün ben bin defa ölmüştüm bedenim yaşıyor ama benim ruhum ölmüştü keşke dedim keşke babam ölmeseydi de onun yerine ben ölseydim dedim ama o öldü, gitti ben kaldım...
Daldığım düşüncelerden sıyrılıp babamın mezarına çökmüş kara toprağını okşuyordum ardından konuştum.
"Baba bak sen ben ve annem bak baba ne kadar mutluyuz yüzümüzde güller açıyor baba sen fotoğrafta elini annemin beline koymuş sarılıyorsunuz baba bende kara kedi gibi ortanıza oturmuş size gülerek bakıyorum baba" dediğim cümleyle güldüm ardından tekrar konuştum. "Baba hatırlıyor musun bana hep prensesim, güzeller güzeli kızım, bebeğim derdin hatırlıyor musun baba çünkü ben hiçbir zaman sana ait hiçbir şeyi unutmadım baba beni öpüşünü, koklayışını, sarılışını, saçımı okyaşıylarını hiçbirini unutmadım baba, baba bu ayrılık uzun sürmedimi baba bak kızın mezarına geldi babam ama sen yoksun be baba sahi neden gittin baba söz vermiştin bana, anneme hani gelecektin saçımı okşamaya baba, hani gelecektin doğum günüme baba, baba zil çaldığında kapıya koştum geldin sandım baba kapıyı açmaya çalıştım ama açamadım baba" dediğimde tekrar güldüm ama bu sefer acılarıma gülmüştüm "Çünkü küçüktüm baba boyum yetmemişti anneme döndüm kapıyı açması için açtı ama keşke hiç açmasaydı baba, o asker amcalara sordum babam nerde dedim neden gelmedi dedim bana doğum gününe geleceğim söz veriyorum dediğini dedim baba ama hiçbir şey demediler baba sustular biliyormusun onlar sustu ben daha çok sinirlendim baba doğum günümü unuttun sandım baba ama doğum günüme sen değilde senin tabutun geldi ve baba" dediğimde babamla küçüklük fotoğrafıma bakıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım haykırmak istedim hayatın bana yaşattığı bu acımasızlığa bağırmak istedim ama sesim çıkmıyordu sesim yok olmuştu sanki öyle sessiz ağlıyordum ki kimse duymuyordu kimse görmüyordu ne kadar acı çektiğimi canım yanıyordu ben her gün can veriyordum o kara toprağa her gün biraz daha ölüyordum ben ardından babamın fotoğrafını okşayıp konuşmaya başladım.
"B-Baba biliyormusun seni çok özlüyorum baba" dediğimde gözümden bir yaş süzüldü.
Ardından tekrar konuşmaya başladım.
"Baba canım yanıyor baba ben ölüyorum baba yardım et bana baba ne yapacağım ben sensiz nasıl başım dik duracağım baba nasıl güçlü duracağım düştüğümde sen beni kaldırırdın ama şimdi kaldırmıyorsun baba neden kaldırmıyorsun baba he babam güzel babam benim düşmeme izin vermezdin ki baba sen hep silay koşarken dikkatli ol derdin baba biliyormusun sen öldüğün gün ben koşmayı bıraktım baba düşmek istemedim çünkü kaldıracak bir babam olmayacaktı yanımda baba..."
"Baba yattığın yer rahat mı babam rüyaların uyanamayacak kadar mı güzel babam..."
"Baba annem sen öldükten sonra çok dağıldı biliyormusun bende dağıldım ama en çok annem dağıldı baba hep güçlü gözüktü bana hep başı dik durdu hiç ağlamadı baba ama meğer odasına uyumaya giderken hep hıçkıra hıçkıra ağlıyormuş be baba🙂" dediğimde babamın kara toprağını okşadım, öptüm, kokladım ve kara toprağından bir avuç alıp peçeteye sardım geceleri babamın toprağıyla uyumak için...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |