13. Bölüm
Eylül / Ay Benim Gece Senin / Bana yalan söyledin

Bana yalan söyledin

Eylül
silayelifl

Telefonu elimden alıp kaşları çatık bir şekilde mesajı okumaya başladı.

"Gerçekleri öğrenmek istiyorsan ***** konuma gel" dediğinde anlamsızca baktım.

Alparslan'a baktığımda gözlerini kaçırdı

Niye gözlerini kaçırıyorsun Alparslan?

"Gidecek misin" dediğinde "o bilmediğim gerçek neyse bilmem gerekiyor" dediğimde kafasıyla onayladı.

Asena "bizde gelelim ister misin" "siz burada kalın gider hemen döneriz zaten asenam" dediğimde tebessümle onayladı.

Miran Alparslan'a dönüp "Haber ver kardeşim" dediğinde Alparslan omzunu sıktı.

"Hazırlanalım sonra çıkalım olurmu" dediğimde tuhaf bir şekilde bakıyordu.

"Olur miniğim" dediğinde odama girip kapıyı kapattım ardından dolabımı açıp krem bir crop altına beyaz bir eşofman giydim saçlarım at kuyruğu olacaktı.

Hemen sade bir makyaj yaptım.

Evet artık hazırım tam çıkacakken kapı açıldı içeriye Miray ve Asena girdi ardından kapıyı kapatıp yanıma geldiler.

"Melek gibi olmuşsun kardeşim" dediğinde Miraya tebessüm ettim "Çok güzel tatlı olmuşsun meleğim" dediğinde kollarımı iki yana açıp onlara sarıldım.

"Geldiğimde tekrar sarılırız şimdi gitmem lazım" dediğimde gülerek başlarını salladılar.

"Hazırsan gidelim tavşanım"

"Hazırım öküzcüm" dediğimde göz devirdi pek takmadım.

Yola çıktığımızda sessizliği bölen Alparslan oldu "özür dilerim güzelim çok özür dilerim" dediğinde çatık kaşlarla ona bakmaya başladım ​​​​​​"ne için özür diliyorsun Alparslan" dediğimde yutkundu.

Başımı öne çevirdiğimde gördüğüm binaya anlamsızca baktım "neden askeriyeye geldik?" dediğimde Alparslan cevap vermek yerine arabadan inip askeriyeye doğru yürümeye başladı.

Arkasından "Alparslan benide bekle" dediğimde duraksadı arabadan inip ona yetiştim.

Askeriyeye girdiğimizde Alparslan'ı takip ediyordum bir yandan etrafı inceliyordum babam şehit olduğundan beri hiç askeriye gitmemiştim.

Evet babam bu askeriyede çalışıyordu..

"Alparslan neden buraya getirdin beni neden buraya geldik" dediğimde artık sabrım kalmamıştı.

"Şimdi değil güzelim şimdi değil" dediğinde anlamsızca ona bakmayı sürdürdüm o ise bir arkama bir bana bakıyordu.

"Alparslan sen iyimisin neden bir arkama bir bana bakıyorsun neden bana cevap vermekten kaçı-" diyecekken bir ses böldü ve ağzından şu cümle çıktı.

"Kızım" hayır hayır olamaz bu ses... Baba?

Alparslan'a baktığımda üzgün bir şekilde bakıyordu arkamı döndüğümde 3 yıl ölen babamı gördüm.Burukça güldüm "b-baba" dediğimde sesim çok kısık çıkıyordu ben bile zor duymuştum.

"Y-yaşıyorsun" dediğimde burukça gülümsedi "yaşıyorum silayım" dediğinde ikisinede kırgın bir şekilde baktım.

"Hiç mi acımadınız" dediğimde ikiside yutkundu devam ettim "bana 3 yıl boyunca bu acıyı yaşatırken hiç mi vicdanınız acımadı" derken burukça gülümsedim tekrar devam ettim.

"ONCA YIL YA KAÇ KERE MEZARINDA AĞLADIM BEN SENİN BABA SEN BANA BUNUMU LAYIK GÖRDÜN SÖYLESENE HİÇ Mİ DEĞERİM YOKTU SENİN İÇİN HA" derken artık bağırıyordum herkes bizi izliyordu.

"YA BEN HER GECE KÂBUS GÖRDÜM PEKİ SEN NEREDEYDİN BABA HA SÖYLESENE BABA SEN NEREDEYDİN BENİ YALNIZ BAŞIMA BIRAKIRKEN NEREDEYDİN BABA?"

"BEN DOĞUM GÜNÜMDE SENİ BEKLERKEN BANA SENİN YERİNE SENİN TABUTUNU GETİRİRLERKEN NEREDEYDİN BABA?"

"SUSMA BABA KONUŞSANA BEN HER MEZARININ BAŞINDA AĞLARKEN BENİMİ İZLİYORDUN KEYİF ALABİLDİNMİ BARİ SÖYLESENE BABA"

BİLİYOR MUSUN SEN ÖLDÜĞÜN GÜN BEN DOĞUM GÜNLERİMİ KUTLAMAMAYA BAŞLADIM BABA ÇÜNKÜ DOĞUM GÜNÜME SENİN TABUTUNU GETİRDİLER BANA!"

Ardından Alparslan'a döndüm "sende biliyordun dimi Alparslan sende bana yalan söyleyip beni kandırdın her düştüğümde teselli ettin değil mi Alparslan!" "Silay be-"

Demesine izin vermeden sözünü kestim "sen ne Alparslan" derin bir nefes aldım devam ettim.

"Herkesten beklerdim de senden hiç beklemezdim biliyor musun Alparslan"

"Neden beni kandırdın onca yıl neden bana gerçeği söylemedin yalan mıydı sevgin, sözlerin, tesellilerin hepsi yalan mıydı" "ben istemedim demesini" dediğinde tekrar babama döndüm güldüm.

"Daha fazla acı çekeyim diyemi istemedin" derken tekrar güldüm "kızım görev iç-" dediğinde tekrar sözünü kestim.

"bana anneme mektup yollayabilirdin baba yaşadığını görev için ölü gösterildiğini söyleyebilirdin baba bir mektup yazmak çok mu zordu baba?"

"Ben ne acılar çektim biliyor musun baba bilmiyorsun dimi nereden bileceksin"

Alparslan kolumu tutup "silay bir dinle lütfen" dediğinde kahkaha attım kolumu çekip "neyi dinleyim yalanlarınızla beni nasıl avuttuğunuzumu" diyip arkama bakmadan koşmaya başladım Alparslan arkamdan geliyordu.

"Gelme istemiyorum gelme!" dediğimde kolumu tutup "geliyorum ve sende beni dinliyorsun" dediğinde güldüm ​​​​​​"neden benim canımı yakıyorsunuz keyif mi alıyorsunuz canımın yanmasından" dediğimde gözleri dolmuştu bana sarıldığınde göğsünden ittim.

"Sarılma, yaklaşma bana Alparslan" dediğimde ​​​​​​"silay lütfen bir kere dinle beni lütfen anlatmama izin ver" dediğinde gözümden bir yaş süzüldü.

Neden etrafımdaki insanlar benden birşey saklıyor yorulduğumu gören yokmu..

"Yoruldum" derin bir nefes aldım devam ettim "ben çok yoruldum, uyumak ve birdaha uyanmamak istiyorum" dediğimde ellerimi tutup minik öpücükler bırakmaya başladı.

"Güzelim öyle deme lütfen bir kere dinle beni biliyorum çok kırgınsın bize ama bir dinle"

"Tamam" dediğimde beni çardağa oturtup derin bir nefes aldı ardından konuşmaya başladı.

"3 yıl önce Hasan amcaya ve bana bir görev verildi" derken derin bir nefes aldı ve devam etti "görev bir suç örgütünün liderini imha edecektik... etmemiz gerekiyordu o örgüt kaç tane askeri şehit düşürdü, kaç tane kadını öldürdü, bebekleri diri diri gömmüştü" dediğinde yutkunamadım.

"Bizde görevi üstlendik ama bu görevden kimsenin haberi olmayacağına dair yemin ettirdiler bize vatan için her şeyi yapardık Silay" dediğinde burukça gülümsedim.

"Biz örgütle savaşırken içlerimizden biri vatana haini çıktı ve..." dediğinde derin bir nefes aldım.

"Hasan amcayla ben karın bölgemize 2 kurşun yedik o gün" dediğinde nefes alamadım.

"Görevi başarıyla tamamlamıştık ama çok kan kaybediyorduk"

"Sonra gözlerimi hastanede açtım baban yani Hasan amcayla aynı odaya alınmıştık ve üstlerimizin kesin emiriyle ölü gösterilecektik" dediğinde artık ağlıyordum.

"Güzelim ağlama lütfen" dediğinde daha çok ağlamaya başladım.

"Silay ben çok özür dilerim lütfen ağlama miniğim" derken beni kendine çekip sarıldı ağlamaya devam ettim.

"Neden bir kere olsun demediniz telefonla arayamadınız madem neden bir mektubu fazla gördünüz bana Alparslan" dediğimde yüzümü elleri arasına aldı.

"Güzelim görevdeyken hiçbir şekilde haber veremezdik üstlerimizin kesin emriydi ben istiyor muydum sanıyorsun hiç seni kandırıp yalan söylerken canım yanmadımı sanıyorsun Hasan amcanın da benim de aklımız hep sendeydi"

Dediğinde ağlamıyordum artık ayağa kalkıp yürümeye başladım Alparslan arkamdan "nereye gidiyorsun bende geliyorum" dediğinde ​​​​​​"Alparslan lütfen" dediğimde kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Seni bu halde yalnız bırakamam" dediğinde acıyla gülümsedim "3 yıl yalnız bıraktınız ama" dediğimde yutkundu "bende öyle tahmin etmiştim" diyip koşmaya başladım.

Yağmur yağmaya başlayınca kahkaha attım "sende bana ağlıyorsun o yüzden yağıyorsun değil mi"

"Haklısın acınacak haldeyim ben olsam bende kendime ağlardım..."

 

 

 

 

 

Bölüm : 24.05.2025 17:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...