15. Bölüm
Eylül / Ay Benim Gece Senin / Kalbim acıyor

Kalbim acıyor

Eylül
silayelifl

Kayalıklara geldiğimde öylece oturmuş yağmurun altında ıslanan Silayı görmemle adımlarımı hızlandırdım yanına oturduğumda hissetmiş gibi kafasını usulca bana çevirdi ilk önce gözlerime baktı birşey aramak ister gibi bir süre gözlerimizle konuştuk.

Dudaklarını araladığında "Alpars-" diyecekken hapşırdı "sağlıklı yaşa güzelim" derken o sürekli hapşırıyordu kahretsin hasta olmuştu.

Hızlıca elimi alnına koyduğumda ateşe dokunmuşum gibi çektim elimi cayır cayır yanıyordu.

"Silay güzelim ne zamandır beri burada bekliyorsun kızım cayır cayır yanıyorsun!" dediğimde yorgun gözlerini gözlerime dikti "iyiyim ben" dediğinde derin bir nefes aldım.

"Kalk gidiyoruz!" dediğimde o minik burnunu havaya dikip "ben seninle hiçbir yere gelmiyorum sen bana yalan söyledin" dediğinde haklıydı ona yalan söylemiştim!

"Silayım hadi seni eve bırakayım bunları sonra konuşalım bak ateşin var Silay hadi lütfen miniğim" dediğimde kararsız kalmıştı "iyi tamam" dediğinde hızla onu kucağıma aldım.

Küçük bir çığlık attığında kaşlarımı çattım "kızım ne bağırıyorsun" dediğimde kaşlarını çatmış "ben sana beni kucağına al dedimmi bırak be-" diyecekken bitirmesine izin vermeden "istediğin kadar diren seni birdaha bırakmam Silay" dediğimde yutkundu ve gözlerini kaçırdı.

İkimizde derin bir sessizliğe gömüldük yol boyunca hiçbir şey demedik konuşmaya karar vermiş olacakki "Alparslan" dediğinde ona baktım gözleri dolmuştu.

"Güzelim" dediğimde gözlerinden bir yaş süzüldü "Karan abi yıllar sonra gelseydi ben ölmedim yaşıyorum deseydi ne tepki verirdin" dediğinde yutkundum "hayal kırıklığına uğrardım, yaşadığını benden gizleseydi öfkelenirdim" dediğimde başını salladı.

"Bak güzelim sen sonuna kadar haklısın senden saklamamamız lazımdı kızmakta, sinirlenmekte haklısın miniğim ama bizide anla be gülüm gizli görev olmasa biz neden saklayalım güzelim sen söyle Silayım" dediğimde gözlerinden teker teker yaşlar akmaya başladı.

"Ağlama lütfen ağlama sen ağladığında kendimi çok çaresiz hissediyorum ağlama yalvarırım" derken derin bir nefes aldı.

"Yoruldum, çok yorgunum" dediğinde iç çektim yorulmuştu benim minik tavşanım çok yordular miniğimin kalbini haklı ne dese haklı...

"Eve gitmeyelim lütfen Alparslan götür beni buradan lütfen" derken başını göğsüme yasladı.

"Sen istemediğin sürece seni asla istemediğin bir yere götürmem miniğim"

"Alparslan neden hayatımda hiçbir şey yolunda gitmiyor, neden sevdiğim insanlar benden sürekli birşeyler saklıyorlar, gelip en başından anlatsalar olmuyor mu çok mu şey istiyorum ben" derken bir anda kucağımdan indi.

"Anlamaya çalışıyorum annemi, babamı, seni ama siz beni anlamıyorsunuz haklısın diyorsunuz bana ama haklı haksız olmak umrumda değil benim canımı yakan şey sizin benden bunu bile isteye saklamanız gizli görev anlıyorum ama bir mektup da yazıp veremediniz mi bana şimdi diyeceksin gizli görev yapamazdık edeme-" demesine izin vermeden sarıldım ona sımsıkı sarıldım sanki elimden gidecekmiş gibi sarıldım.

Oda bana sarılıp ağlamaya başladı bir süre ağladıktan sonra iç çekmeye başladı.

Silayın ağzından

Ayağa kalkıp gidecekken başımın dönmesiyle gözlerim kapandı en son Alparslan'ın kucağına düştüğümü hatırlıyorum birde bana seslenişini "güzelim!"

3 saat sonra

Gözlerimi açamazken Barlas "neden hala uyuyor birşey mi oldu neden uyanmıyor ki" dediğinde tebessüm ettim.

"Barlas sakin olurmusun ve ileri gitmeyi bırakırmısın başım döndü" diyen Asenaydı sanırım "ya ne sakin olması Asena kardeşimin canı yanarken ben sakinmi olacağım ya birşey olursa ona Asena" dediğinde sesi çok masum bir çocuk gibi çıkmıştı en sonunda yavaş yavaş gözlerimi açtığımda Miran hemen yanıma geldi.

"Kardeşim uyandı kardeşim uyandı!" dediğinde güldüm tam sarılmak için kalkacakken kolumdaki serum canımı acıttı "Ahh!" acıdan inlediğim de Alparslan "dikkat etsene neden kalkmaya çalışıyorsun canını yakacaksın!" diyince omuz silktim "ne zamandır uyuyorum ben" dediğimde Miray "3 saattir uyuyorsun" diyince şokla ona baktım "başım çok ağrıyor neden" derken derin bir nefes aldım "Çünkü yağmurda çok durdun ve yorgunluktan bayıldın" diyince Alparslan'a baktım.

"Çıkmak istiyorum burası beni boğuyor" diyince Alparslan kaşlarını çattı ​​​​​​"daha yeni bayıldın Silay nereye çıkıyorsun" diyince ofladım o sırada kapı açıldı içeriye annem ve babam girdi.

Babam yanıma gelip elimi eline aldığında bakmakla yetindim "kızım çok korktum sana birşey oldu diye" dediğinde içten içe tebessüm ettim ama yansıtmadım.

"İyiyim sorun yok" dediğimde sesim soğuk çıkmıştı ve yüzü asılmıştı sesimin soğuk olduğunu fark etmişti sanırım

"Bana hala kızgın mısın" dediğinde "sana kızgın değilim" dedim ve devam ettim "size kırgınım" dediğimde üzgünüz der gibi bakıyorlardı.

Kafamı Barlasa çevirdim "size tek birşey soracağım" dediğimde "sor güzelim"

"Biliyor muydunuz sizde babamın yaşadığını?" dediğimde "biliyorduk" dedi.

"Onca yıl bana gözümün içine baka baka yalan söylediniz yani" diyince Barlas "Silay zorundaydık, zorunda olmasaydık sana hiç yalan söyler miydik sanıyorsun lütfen" diyince gözlerim doldu ​​​​​​"çevremdeki herkes benden birşey saklıyor ben sizi anlıyorum peki siz neden beni anlamıyorsunuz çok mu şey istiyorum tek istediğim bana küçük bir yollada olsa baştan söylemenizi isterdim"

"Özür dilerim kızım" dediğinde anneme baktım ​​​​​​"özür dileme anne tamammı tekrarını yapacağınız şeylerin özrünü dilemeyin" dediğimde Miran "özrün bir faydası yok ama özür dilerim kardeşim çok özür dilerim Silay lütfen affet lütfen" diyince tebessüm ettim.

"Sorun yok Miran" dediğimde kaşlarını çattı ​​​​​​"sen bana Miran demezsin Silay kırıldığın için Miran diyorsun" "kırılmadım sonuçta olabilir demeyebilir demek zorunda değilsiniz boşverin" dediğimde Asena yanıma gelip sarıldı.

"Silay lütfen böyle yapma lütfen affet ben senle küs kalamam ki lütfen kardeşim affet" dediğinde gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

"Küsmem ki ben size küsemem sadece hayata çok kırgınım biliyor musun Asena biliyorsun tabi kardeşimsin evet hayata çok kırgınım babamı öldü gösterip onca acıyı yaşattığı için hayata çok kırgınım" dediğimde gülümsedim.

"Özür dilerim lütfen güzel kızım affet bizi ne desen haklısın çok acı çektin boşuna çektin hepsini ama lütfen Silay"

"Sorun yok baba alıştım birşey olmaz" "alışma kızım acıya ne olursa olsun alışma" "ya acı alışmamı istiyorsa baba ha"

"O zaman beraber alışırız kızım" dediğinde elimi sıktım.

"Yapma eline zarar veriyorsun" diyen Alparslan'la gülümsedim.

"Elimden daha çok acıyan yerlerim var" derken kalbimi gösterdim "burası🙂" dediğimde onunda gözleri doldu ve odadan çıkıp gitti.

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 07.06.2025 16:19 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...