
Aden üzerindeki kırgınlık hissiyle ne olur ne olmaz amaçlı Mavi'yi izlemeye devam ediyordu. Ne kadar üzgün olsa bile düşmanlarını daima izlemek zorundaydı. Yaşadıkları zaman ve mekân bunu gerektiriyordu... Bilgisayarın başında üzgünce oturuyordu. Bir yandan da oldukça dikkatliydi. Mavi'nin her hareketini izleyerek aklından geçenlerin hepsini tahmin etmeye çalışıyordu.
Şimdilik bir şeyi yok ama az kaldı... Yakın zamanda çıldıracak... Bana karşı çıkmaya da başlar... Aras ve Bulut o gün üzerine gitmeseydi olanları anlatacaktı ama kaldı... Anlatsa da bir şey değişmeyecekti... Aynı şey olacaktı biliyorum... Mavi sadece kendini düşünüyor... Küçükken de böyleydi... Gerçekten atalarımız 'huylu huyundan vazgeçmez' derken ne kadar doğru diyorlarmış... Keşke böyle olmasaydık Mavi... Seni gerçekten bir zamana kadar sevmiştim... Ancak şimdi düşmanlarımın başında geliyorsun...
Aden dikkatle izlerken Mavi'de bir hareketlenme fark etmişti. Mavi yavaşça oturduğu yataktan doğrulmuştu. Gizli kamerayı fark etmemesi nedeniyle gözlerini kapıya dikmiş bir şekilde göğsüne sakladığı küçük bir telefonu çıkarmıştı. Aden kamera kaydının sesini açarak Mavi'nin ne diyeceğini dinlemeye çalışıyordu.
Mavi ise kendisini izleyen Aden'den habersiz ne zamandır konuşmak istediği kişiyi arıyordu. Bir kaç saniye boyunca telefonu kulağına tutmuş bir gözü kapıda oturuyordu. Telefon dördüncü çalışında açılmıştı. Ancak karşıdakinden ses gelmiyordu. Mavi endişelenmeye başlamıştı fakat belli etmemek için olabildiğince normal davranmaya çalışıyordu.
Ses neden gelmiyor... Bir şey mi yaptı acaba... Hayır! Hayır! Hayır! Bunu kaldıramam lütfen yapmamış olsun! Gerçekten bu kadarını kaldıramam ben! Ben güçlü biri değilim... Allah'ım n'olur n'olur ona bir şey olmasın... Benim bir taneme bir şey olmasın... Yapmamış ol Gölge! Bu kez yapmamış ol! Bu kez onu rüyama sokma! Onlar zaten rüyamda bir de o girmesin lütfen! Hayır! Lütfen Gölge! Yalvardım sana yapmamış ol lütfen!..
Mavi kendi düşünceleriyle boğuşurken karşı hattan bir ses gelmişti. Mavi dikkatini tamamıyla oraya vererek dinlemeye başlamıştı. Genç kadının tek isteği bir iyiyim kelimesini duymaktı. Onun için bir kelime dünyaya bedeldi...
Aden ise ne olacağını bekliyordu. Bir yandan da gruba mesaj atıyordu. Kimsenin şu sıra Mavi'nin odasına girmesini istemiyordu. Yoksa planı alt üst olabilirdi.
BİRTAKIM ÖLÜM FERMANLARI:
ADEN: KİMSE MAVİ'NİN ODASINA GİRMESİN!
KAYRA: Bir sorun mu var?
ADEN: Şimdilik yok ama madenden çıkmayın!
ARAS: Bulut madende değil Aden.
ADEN: O görünce gelir siz ayrılmayın şuan.
ARAS çevrim içi, ARAS gördü...
BURAY çevrim içi, BURAY gördü...
KAYRA çevrim içi, KAYRA gördü...
BULUT çevrim dışı...
&
Mavi, karşıdan gelen bir nefes sesi yüzünden endişelerini iyice arttırmıştı. Düşündükleri yüzünden her geçen dakika daha da boğuluyorken üstüne bir buçuk yıldır yaşadıkları kendini tekrar tekrar hatırlatıyordu. Bir kaç dakika daha bekledikten sonra hattan bir gülme sesi gelmişti. Ve bu Mavi'nin rüyalarına giren gülme sesiydi... Ve bu Mavi'nin olmasını istemediği sesti...
- Neden ses vermiyorsun Okyanus? Ah! Pardon Mavi ya da hain mi demeliyim? Sen karar ver.
-Hayır! Sen... Nasıl... O iyi değil mi?.. Ona bir şey yapmadım de! Lütfen! Lütfen! Lütfen! Yalvarırım ona bir şey yapmadım de!
-Cık cık cık! Sana hiç yakışmıyor sorduğum soruya cevap vermemen. Ayrıca Mavi bugün yaptığın aptallık neydi?
Sakin ses tonu genç kadının sinirlerini iyice bozmaya başlamıştı. Çünkü bu ses tonu ile konuşmaya başladığı zaman daima genç kadının ruhunda geçmeyecek bir yara daha açıyordu.
-Dediğini yaptım. Başka bir şey yapmadım. Gerçekten. Yemin ederim yapmadım. Senin dediklerini yaptım. Başka bir şey düşünmedim bile. Hepsini onlar ayarladılar. Hepsini. İnan bana. Yemin ederim. Mazhar yemin ederim onlar yağtı ben...
-KES SESİNİ! BANA ADIMLA SESLENMEYECEKSİN DEMEMİŞ MİYDİM? SENİN CANIN ANLAŞILAN CEZA İSTİYOR! GETİRİN! BAKALIM YILANLARIMLA İYİ ANLAŞABİLECEK Mİ?
-HAYIR! YAPMA! YAPMA YALVARIRIM YAPMA! ÖZÜR DİLERİM UNUTTUM ÖZÜR DİLERİM! İSTEYEREK OLMADI! LÜTFEN GÖLGE YAPMA! YAPMA YALVARIRIM YAPMA!
-Sen yalvarmayı öğrenmişsin. Ne güzel... Ancak bu benim için yetmez! Eğer onlara acı çektiremiyorsan ben sana acı çektiririm... Hem de en sevdiğim şekilde...
-HAYIR! HAYIR! HAYIR! BANA YAP ONA YAPMA! N'OLUR! BANA YAP ONUN CANINI YAKMA! ONA ZARAR VERME! DOKUNMA ONA LÜTFEN!
-Yalvarman hoşuma gidiyor Mavi... Ancak ben birinin bedensel acı çekmesini istiyorum... Ve bak tahmin et yanımda kim var... Bence tahmin edebiliyorsun Mavi...
-Hayır! Lütfen! Ben kendime bir şey yapayım! Sana buraya girmenin gizli yollarını söyleyeyim ama bırak onu! Gerekirse her şeyin fazlasını anlatırım ama yapma! Lütfen!..
-Üzgünüm... Ya da değilim! Aa! Bak benim bir tanelerim de gelmiş!.. Katalina kızım acıktın mı sen?.. Burada doyurucu bir yemek var güzelim! Bowie ya sen acıktın mı oğlum?.. Bence de... Siz çok açsınız!
-Hayır...
Genç kadının sesi fısıltıyla çıkmıştı ama bu ses odanın içinde öyle bir yankılanmıştı ki genç kadın öldükten sonra bile bu odada kalacak bir fısıltıydı... Gözyaşları akmaya başlamıştı. Genç kadın her ne kadar sessizce gözyaşlarını akıtsa da o gözyaşları kıyamete kadar odanın bir izi hâline gelmişti... Ve o esnada genç kadının kulağına acı bir çığlık gelmişti. Ve bu çığlık aslında kadının sonu olacak çığlıktı...
Mavi gelen çığlık sesiyle elindeki telefonu yere düşürmüştü. Bir kaç dakika şok pozisyonunda gözyaşları aynı şekilde almaya devam etmişti... Daha sonra gelen ani fark edişle birlikte genç kadın ellerini kulaklarına götürüp sıkıca kapatmış, bacaklarını kendine çekmiş ve gözlerini kapatmıştı... Sanki o çığlık bir daha kulağından silinmesin diye kulaklarını kapatmıştı... Sanki o esnada kalkıp oraya gidemediği için bacaklarını kendisine çekmişti... Sanki o acıyı hayal edebilsin diye gözlerini kapatmış, o görüntüyü hayal edip bir daha asla o görüntü gitmesin diye gözlerini sıkıca yummuştu... Genç kadın aslında hiçbir zaman unutmamak için istemsizce bu hareketleri yapmıştı...
Ancak Mavi çok yanlış yapmıştı... Eğer ki o esnada kulaklarını kapatmasaydı, telefonu elinden düşürmeseydi, kendisine hakim olabilseydi arkadan gelen o sesleri duysaydı neler olup bittiğini anlayabilirdi... Ancak Mavi her zaman yapmaması gerekeni yapar, gitmemesi gerekn yerden giderdi...
&
Aden, beklediği şeyin erkenden gerçekleşmesi karşısında kaşlarını çatmıştı. Bu kadar erken olacağını tahmin etmemişti. Ancak Gölge'nin daima bazı şeyleri zamanından çok erken yaptığını hesaba katmamıştı. Yine öyle olduğunu fark edince sıkıntıyla bir nefes verdi. Şuan Gölge'nin elinde Mavi'yi tutabileceği bir şey yoktu ve bu Aden'in canını sıkmıştı.
Ne vardı yani biraz daha bekleseydin Gölge! Her zaman bir süpriz yapmana gerek yok! Ama yok beyefendinin keyfi ve kahyası öyle istiyor! Elimde bir dert yok, bir de bu çıktı başıma! Ben Bulut'un meselesini çözecektim! Hepsi yine senin yüzünden Mavi! Bir işi becerebilsen şaşıracağım! Bir işi ya! Ama bekle! Ben sana ne yapacağımı biliyorum!..
Aden düşüncelerinin ardından bir hışımla odadan çıkmıştı. Ancak telefonunu almadığını fark edince geri odasına dönerek hızlıca telefonu alıp odasının kapısını kilitlemişti. Ezbere bildiği koridorlarda yürürken bulunduğu kata diğerleri hariç kimsenin girmeyeceği bilinciyle gözlerini telefonuna indirmişti.
BİR TAKIM ÖLÜM FERMANLARI:
ADEN: DERHAL MAVİ'NİN OLDUĞU KORİDORA GELİN AMA KİMSE ODAYA GİRMESİN!
BURAY: Aden, Bulut hâlâ ortalıkta yok.
ADEN: BİRİNİZ BULUT'U ARASIN!
ARAS: Ben arıyorum.
ADEN çevrim içi, ADEN gördü...
BURAY çevrim içi, BURAY gördü...
KAYRA çevrim içi, KAYRA gördü...
BULUT çevrim dışı...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |