15. Bölüm

15. Bölüm

simay...
simay_0809

Mavi yeni bir krize girerken, Bulut, Onat'ın yanından ayrıldığı için sinirlenmişti. Tekrardan Mavi yüzünden bir şeyden feragat etmek zorunda kalmıştı. Onat'ı bir daha ne zaman göreceğini belki de bir daha hiç görüp göremeyeceğini bilmiyordu. Bu yüzden sinirliydi Mavi'ye. Hep yaptığı gibi tekrardan tüm ilgiyi üzerine çekmişti Mavi...

 

Bulut, Aras'ın aramasının üzerine hızlıca ailenin yanından kalkmak zorunda kalmıştı. Telefonunun sesini kıstığı için mesajları görmemişti. Ancak telefon ekranına baktığında Aras'ın aradığını fark eder etmez gruba girip gördüğü mesajlar karşısında kaşları iki kat çatılmıştı. Çünkü Aden onlardan bir şey saklıyordu. Çünkü Aden'in onlara söylemediği bir şey vardı. Ve o şey her ne ise oldukça önemliydi...

 

&

 

Aden, Mavi'nin yeniden kriz geçireceğini bildiğinden öncesinde doktoru aramıştı. Mavi'nin elindeki telefon yere düşer düşmez de doktorları içeriye göndermişti. Çünkü Mavi ona canlı olarak lazımdı... Çünkü henüz Mavi'den intikam alamamıştı...

Doktorlar içeriye girer girmez karşı taraf aramayı sonlandırmıştı. Mavi belki karşıdaki sesi duyamamıştı ama onlar o odadaki sesi duymuşlardı...

Direkt sakinleştirici iğne vuran doktorlar Mavi'nin ellerini gözünden çekmeye çalışıyorlardı. Ancak Mavi kendini dışarıya karşı kilitlemişti. Kollarını asla açtırmıyordu. Çünkü Mavi kendi aklından geçen o görüntüleri unutmak istemiyordu...

 

Benim suçum... Tekrar benim suçum... Benim yüzümden acı çekti... Benim yüzümden!.. Yine benim yüzümden! Tekrar! Tekrar ve tekrar! O acı çekiyor... Benim inci tanem acı çekiyor! Ben olmasam çekmeyecekti. Ben aptal duyguların peşine gitmesem... Hayır... Ben... Ben suçluyum... Benim acı çekmem gerek... Benim ölmem gerek! Ben ölürsem o rahat yaşar... Ona bir şey yapamaz... O mutlu olur en azından... Evet...Benim ölmem gerek...

 

Mavi düşüncelerin arasında boğuşurken doktorlar işini yapmaya çalışıyordu. O esnada Aden'in topuklu ayakkabı sesi koridorda yankılanmaya başlamıştı. Arkasından Buray, Kayra ve Aras geliyordu. Bulut henüz madene gelememişti. Aden direkt olarak odaya girdi ve doktorları izlemeye başladı. Diğerleri de Aden'in yanında yer almıştı. Tam o esnada Mavi birden doktorları tüm gücüyle itip yerinden kalkmıştı. Gördüğü bir aynanın yanına gidip aynayı yere atarak kırmış ve kırdığı parçayı eline almıştı. Tüm bunlar çok kısa bir zamanda olduğu için ne olduğunu henüz kavrayamamışlardı. Ta ki Mavi'nin bileklerinden akan kanı görene kadar...

 

&

 

Mavi'nin iki bileğini kesmesinin ardından Kayra'dan gelen bir çığlıkla herkes koşuşturmaya başladı. Aden diğer doktorları arıyordu. Buray ve Aras, Mavi'yi sedyeye çıkarıyorlardı. Kayra ise direkt kan kardeşine kan vermeye gitmişti...

 

Bu beklenmedik durum karşısında hepsi farklı bir düşüncedeydi. Aden, intikamını alamadan Mavi'nin öbür dünyaya gitmesini istemiyordu... Kayra, kardeşi olarak gördüğü kızı tekrar kardeşi olarak görüp göremeyeceğini düşünüyordu... Buray, ilk âşık olduğu kadının karşısında beyaz çarşafı kıpkırmızı eden bileklerine bakarak onun yüzünü tekrardan görüp göremeyeceğini düşünüyordu... Aras, Canan'ın intikamını alamazsa çıkacak olan kıyameti düşünüyordu... Hepsi bir şey düşünüyordu lakin hiçbiri genç kadının iyi olup olmayacağını düşünmüyordu... Hiçbiri genç kadını neyin bu hâle getirdiğini düşünmüyordu...

 

Bulut madene girince büyük bir telaş dalgasıyla karşılaşmıştı. Çatılı olan kaşları daha çok çatılmıştı. Hızlıca Aden'in yanına gitmeyi düşündüyse de karşısına çıkan Tarık'tan tüm olanları duymuştu. Bulut tüm sinirini çıkaramadan kız intihar etmeye kalkmıştı... Belki de başarılı olacaktı... Belki de Mavi ilk defa istediği bir şeyi elde edecekti...

 

Doktorlar ilk müdahaleyi yapmak için herkesi odadan dışarı çıkarmıştı. Bulut, odanın önüne gelince Buray ve Aras'ın beyaz gömleklerinin kırmızıya boyandığını görünce işin ciddi olduğunu anlamıştı. Yine de bu durum Bulut'un içinin soğumasına yetmemişti.

 

Tüm ekip kapının önünde doktorların içeriden çıkmasını bekliyorlardı. İlk müdehale bir saati geçmişti. O esnada Aden, içeride Mavi'nin elinden düşen telefonu almış ve Tarık'a incelemesi için vermişti. İnceleme sonucuna göre planına devam edecekti. Kiminle konuştuğunu biliyordu sonuç olarak. Sadece konuşmanın içeriğini bilmesi gerekiyordu. Genç kadını neyin bu kadar zorladığını öğrenmek istiyordu. Genç kadının neden intihar etmeye çalıştığını öğrenmek istiyordu. Genç kadının ölüp ölmeyeceğini öğrenmel istiyordu. Çünkü Aden intikam uğruna kendisinden vaz geçebilecek bir kadındı... Çünkü Aden, kendisi uğruna her şeyi yapabilen bir kadındı...

 

İlk müdahalenin ardından içerideki tüm doktorlar çıkmış kapının önünde olan eski yakınlarına bilgi vermeye başlamışlardı.

-Aden Hanım, Mavi-

-Kartal Hanım diyeceksin bana! Aden demene kim izin verdi!

-Özür dilerim onun adına Kartal Hanım, yoğun bir ameliyat yaptığımız için beyni uyuşmuş olmalı yoksa böyle bir saygısızlık yapmaz asla.

-Kes şimdi özrünü ve kadının durumunu anlat!

-Tabi... Mavi'nin yaşayıp yaşamaması tamamen ona kalmış bir durum. Öncelikle bunu belirteyim. Bileklerini ayna ile kestiğinden ötürü içinde kalan tüm camları temizlemeye çalışırken çok fazla kan kaybetti. Ameliyat sırasında ne kadar takviye kan yapsak da bileğini derin kestiği için ilk andan itibaren çok çok fazla kan kaybetti. Durumu bu sebepten ötürü kritik. Yirmi dört saat yoğun bakımda kalması gerek fakat burda böyle bir imkan yok. Elimizden geldiğince yoğun bakımda kullanılan tüm tıbbi gereçleri buraya getiririz ancak ne kadar hastanedeki gibi olur bilemem. Hem o izolasyon hâlini sağlamak normal bir odada oldukça zor. O yüzden şimdilik kendisi hakkında kesin bir bilgi veremeyeceğiz. Güçlü bir zihin ve vücut yapısına sahipse çabucak gözlerini açar ve iyileşir. Ancak değilse hastayı kaybederiz. Geçmiş olsun...

Aden bir baş hareketiyle doktora gidebileceği haberini vermişti. Anlayan doktor diğerlerini de alarak koridoru hızlıca terk etmişlerdi. Doktorların gitmesinin ardından sessizce birbirlerinin gözlerine bakarak iletişim kurdular. O yaşamalı... O, yaşattığını yaşamadan ölmemeli...

 

&

 

İki gün olmuştu ve Mavi'den bir ses çıkmamıştı. Hâlâ takviye olarak kan veriyorlardı doktorlar. Bitkisel hayata geçmiş olabileceğini bile söylemişlerdi. Ancak belli bir durum yoktu. Bu iki günde hiçbiri doğru düzgün yerlerinden kalkmamış, yemek yememişti. Eğer kalkarlarsa kadına bir şey olacak endişeleri vardı çünkü... Tam o esnada Mavi'nin odasındaki kalp atışlarının bağlı olduğu cihazdan ses yükselmeye başlamıştı. İlk duyan Buray olmuştu ve koşarak doktorlara haber vermeye gitmişti. Onun koşmasıyla ne olduğunu kavramaya çalışırlarken duydukları sesle onları da bir telaş kaplamıştı. Çünkü genç kadının kalp atışları düşüyordu... Çünkü genç kadının nabzı düşüyordu...

 

Buray'ın gidip gelmesi beş dakikadan kısa sürmüştü. Kendisi arkadaşlarının yanına doktorlarsa içeriye girmişlerdi. Kapı açık olduğu için içeride yaptıklarını görebiliyorlardı. Doktorun biri serum takmaya çalışıyordu. Bir tanesi elleriyle kalp masajı yapmaya çalışıyordu. Diğer ikisi ise elektroşok cihazını hazırlıyorlardı. Kalp masajının etki etmemesiyle elektroşok cihazını çalıştırmaya başlamışlardı...

 

&

 

 

Sultanım! Neredesin bak sizin yanınıza geldim... Validem neredesin?.. Bak kızınız geldi... Sizi tek bırakmadım bakın ben de geldim neredesiniz Validem?.. Anne, baba? Anne neredesin? İncimi yalnız bıraktığım için mi çıkmıyorsunuz? Anne? Özür dilerim mecburdum... Onu kendimle getiremezdim... O, buraya gelmemeli... Vakti değil onun... Baba? Özür dilerim... Benim yüzümden oldu ama anlayın beni... İstemezdim baba! Anne? Neredesiniz? Ben size geldim... Anne? Baba? Neredesiniz lütfen ses verin... Anne, baba...

Bölüm : 28.11.2025 18:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...