
Bir yandan dev c bir yandan HTML ve Css. Beynimden yanık kokuları geliyor artık. Aylar geçmesine rağmen sağlam bir düzen oturtamadım ama Allah'a şükür şuan iyiyim. Finaller de bitti çok şükür. Sonuçlara göre 1 ay tatil içerisinde olacağım. Umarım sizin sınavlarınız da güzel geçmiştir.
Neyse çok fazla uzatmayayım.
Burada olmayı çok seviyorum umarım sizde benimle eş duygular içerisindesinizdir.
Tatiliniz umarım güzel geçmiştir iyi okumalar dilerim...
.
.
.
.
.
.
..........
Bölüm 3-Garabet
..........
'Bedenimi sıkıca tutarak göğsüne iyice yasladı. "İzliyordum. Seni çocukluğundan beri izliyordum." Dudaklarından çıkan kelimeler kapalı gözlerimi açıp ela gözlerine bakmamı sağladı. Kalbim deli gibi atıyor, dahası göğsümü terk etmekle beni tehdit ediyordu.'
Of Sancak evlenelim. Sarı, arkasını iyice kemirdiğimden emin olduğum fosforlu kalemimle bu satırların altını kazımak istermişçesine çizdim. Zehra da odasında ağlayabilirdi valla.
' "Hiç söylemedim ancak..." diyerek masanın üzerinde birleştirdiğim parmaklarımla oynamaya başladım. "Adamlara karşı beni koruduğun için teşekkür ederim."
Şefkatle gülümseyerek , "Seni korumayacağımı mı düşünüyorsun?"dedi. "Başına bir iş gelse ailenden sonra en çok üzülen ben olurum, Mahira. Başımıza sürekli iş açan, yaramazlıkları bitmeyen bu kıza zarar gelse kahroluruz."
Tereddüt etmeden, "Sen de ailemsin," dedim.'
Oha Mahira birden böyle denir mi? Adamın kalbine indireceksin. Neyse bu satırların da altını çizeyim derken diğer fosforlu kaleme geçtim.
'Sancak abinin yeri her zaman özel olacaktı.'
Hay senin abine. Ulan ben dayanamıyorum sen nasıl dayandın be Sancağım?
'Beklemiyormuş gibi, "Ne?" dedi.
"Ailemsin," dedim yeniden.
"Ailenim," diyerek şefkatle gülümsedi ve göz kırptı.
"Biliyorum,"dedim zorlukla konuşarak. "Bu yüzden daha dikkatli olacağım."'
Çiz Berna. Bu satır iyiymiş burayı da çiz.
'"Ne oldu, Sancak abi?" diyerek bastıra bastıra sordum. "Hazımsızlık mı çekiyorsun?"
"Evet," diye yüzünü büzdüğünde gözlerinde öfke vardı. "Özellikle bazı kelimelerde."
"Yaa," dediğimde trip atarak başımı çevirdim."İyi misin Sancak abi?"
"Bir daha abi dersen tüm ailenin önünde dudaklarına yapışı-'
Oha oha yaşım tutmuyor durun. Buranın altını en sevdiğim renkli kalemle çizip süsledikten sonra saate baktım. Yaklaşık dört saat falan olmuştu kitap aşırı sarıyordu lakin aklıma sürekli Okan gelip duruyordu bunu okurken. Unutmak istiyordum. Unutmam lazımdı çünkü yine eskiye dönersem bu sefer toparlanmam daha uzun sürerdi. Ne kendime ne de çevremdekilere yine bunları yaşatamazdım. Buna hakkım yoktu. Yine eskisi gibi mutlu davranmaya devam edecek acımı içimde yaşayarak yavaş yavaş bitirecektim.
Yavaş yavaş hissizleşmeye başladığımı da düşünüyorum. Tamam yine kalbimde bir sızı var bu yalan değil ama sanki Okan'ın beni aldatması şimdi daha bir boş geliyor. Gerçekten onu sevmiş miydim? Yoksa ikinci kez aldatılmamın etkisi ile bunu umursamıyor muydum emin değilim. En iyisi akışa bırakmaktı bence. Artık birisi olmayacak. Sadece ben ve ailem. Kimseye gereğinden fazla sevgimi ve sadakatimi bağışlamayacağım. Bir yandan da eğitimime ağırlık vermeye başlamalıydım. Gezdik tozduk eğlendik bir yere kadar. Vizeler yeni bitmiş olabilirdi lakin günler çabuk geçiyordu. Bir bakmıştınız Finaller gelmiş.
Kitabı kapatıp ayağa kalktım. Sırtım da tutulmuştu. Birazcık gerindikten sonra aşağı kata indim. Ev sessizdi. Saatler oldu insan bi merak eder bu kız öldü mü kaldı mı?
Yukarı gerisin geri çıkıp üzerime adam akıllı kıyafetler giydim. Depresyonda gibi gözüküyordum azıcık bir silkelenip kendime gelmeliydim. Kahverengi renginde olan sweatshirt ve onun altına da siyah bir eşofman aldım. Tam da kahvede dayılarla okey oynayan dudağının yanından sigara sarkarken bir yandan da taş çalıp karşıya veren kız kombinine benziyordu ki bugünün planına oldukça uyuyordu.
Benim motivemi bir tek bermuda şeytan üçlüsü yerine getirebilirdi. O yüzden anahtarlarımı da alıp evden çıktım. Babamın kahvesi çok da uzak değildi Allah'a şükür. Donan götümü tuta tuta koşarak göz hizama giren kahveye koştum. İçeri girince sıcak hava dalgası yüzüme çarptı. Anında mayıştım.
"Ohhhh. Dünya varmış."
Babam elinde ki havluyla mutfaktan çıkıp bana baktı. Gülümseyerek,
"Ooo hoş gelmişsiniz Berna hanım. Akşama kadar uyursunuz sanmıştık."
Elindeki havluyu alıp elimde döndürürken gözlerim şeytan üçlüyü aradı.
"Özlemişsinizdir diye güzellik uykumdan ödün verdim. Nankör olma baba."
Burnumun ucuna vurarak elimden havlusunu geri aldı.
"Yok mu benimkiler?" diye sordum. Nerede huysuz tontonlarım? Masanın üzerinde boş duran çay bardağını alıp tezgahın üstüne koydum. Babam onu yıkarken ben de diğer masaların üzerindeki bardakları getirmek için içeri girdim.
"Daha gelmediler. Karıları izin vermemiştir."
Karıları? iyiymiş baba.
Istakaları toplayıp yerlerine koyduktan sonra okey taşlarını tek tek dizdim. Hazır olsunlar burası birazdan görünmez olacaktı. Işığımdan***
"Baba sen bizim ihtiyarların kivili oraletlerini hazırla. Burada birazdan büyük bir mücadele dönecek bunakların enerjiye ihtiyaçları olabilir."
Kapı açılma sesiyle beraber içerisi mükemmel bir kokuyla kaplandı. Vanilyaya karışmış sigara kokusuydu bu diyecekken wattpad'i çok abarttığım kafama dank etti. Bildiğiniz baston sesiydi bu. Bizim bunak Şükrü abi'nin baston sesi. Gönül isterdi ki yüz seksen küsür santim boyunda kara kaşlı kara gözlü yağız bir oğlan ama nerdeee?
"O oralet sana lazım olacak çilli. Ben seni katlar cebime koyarım."
Excuse me what did you say? Daha elinde ki bastonu bile zar zor tutan bu bunak ne diyor arkadaşlar siz biliyor musunuz?
"Taabi Şükrü dede. Alnına okey taşını yapıştırdığımda konuşalım bu konuyu."
"Hadi ordan dün ki bok seni!"
Şükrü dede is this you?
Babam araya girdi. "Yalnız Şükrü amca ayıp oluyor. Benim kızım küçükken babasının parasını bezlere yatırmasına sebep olmuş olabilir ama bunlar geçmiş gitmiş şeyler."
Bir de sen vur.
"Kahpee fişeeek nasılda delmiş sol elmacık kemiğimin altınııııı. Sol elmacık kemiğinin altında kalbim var yani anladınız mı? Ben burada beni kalbimden vurduğunuzu anlatmaya çalışıyorum. Yani kısaca kemiğimin altın-"
"Ooo bizsiz mi?" diyerek ortaya bir girişi vardı benimkinin. Offf ağlarsın.
"Olur mu FettttaHHHH amca'm. Ben dur dedim Şükrü dedeye ama nağğğlet gelsin ki en kötü yine ben oldum. Anlatabiliyor muyum?" Kapının girişinde duran FetttaHHH amcaya bir yandan yalakalık yaparken Şükrü dede'nin kınayıcı bakışları altında ezilmemeye çalışıyordum. Çünkü benim de bir gururum var????
FetttaHHH amca kulağımı tuttu birden.
"Ağğğğğğ bıraksana FettaHHHH amca."
"Kız ben seni bilmez miyim zilli? Boş yapma?"
Tch tch ayıpladım seni.
"Boş yapma mı? Hep Tik Tok'un zararları bunlar. Sen yaşlısın kendine gel, bu laflar afra tafralar ergenlere özgü."
Kulağımı FetttaHHH amcadan kurtarıp bastonunu çaldım. "Bu bastonu da!" diyerek yükseldim. Kulağında ki cihazın pili bitmişte olabilir ne kadar düşünceliyim???:)
"Eeee?" dedi FettaHHHH amca.
"Bu bastonu da hep o teyzeleri tavlamak için kullanıyorsun bilmiyorum sanma." Bu sefer darbe Şükrü dede tarafından geldi. Sağlı sollu noluyoruz ayol? Bana en yakın sandalyeye kendimi atarcasına oturdum.
"Siz hep vurun zaten. Bayramda da az harçlık veriyorsunuz. Ben sizi niye seveyim? Söyleyin niye seveyim. Allahımmm!"
Konudan konuya atlama hızım EF SA NE!
"Dayaktan harçlık meselesine atlaman.... neyse." Kafama bir tane daha geçirdi Şükrü dede. Sen yaşlı olduğuna dua et bunak! Yoksa kırar verirdim ağzına. Elini***
"Kız ne az harçlığı? Geçen kurbanda 500 vermedim mi ben sana?"
Hemen yerimde dikleştim. Kavga edicem.
"500? Senin ekonomiden haberin vardır FetttaHHHHH amca? 500 lirayla sadece 40 ekmek alınıyor. Geriye kalan 325 günde ben taş mı yiyeyim?"
"Ahah duyuyor musun Şükrü?"
Şükrü dede huysuzca başını salladı. O da benim gibi sandalyeye çöktü. Yoruldu sanırım. Yaşlı ya hani.
"Bununla laf dalışına girilmez."
Adadan ilk ayrılan isim ŞÜÜÜKRÜÜÜÜ arkadaşlar.
"Ha şunu bileydin." dedim vatan gülüşümle.
"Kalk bize 2 oralet getir. Kivili olsun." Elini cebine sokup 20 lira çıkarttı.
"Al bu parayı da üstü kalsın."
Bir elimdeki paraya baktım bir buruş buruş eline bir de ekonomiden haberi olmayan Şükrü dedeye.
BİR BARDAK ORALET ZATEN 10 LİRA????
"Ben bu para üstüyle yeni evin inşasına başlarım Şükrü reis. Kralllssııın. Allah hayrını kabul etsin."
Anlamadı tabi. Gülümsedi yüzüme. Öyle masumcaydı ki yüzü bir an kanacaktın kötü emellerine.
"Amin evladım Allah senden de razı olsun." dedi çaktırmadım. Çaktıramadım.
Mutfağa gidip çay bardaklarını aldım içlerine oraletleri de koydum bolca. Babam'ın kahvesi neden battı? Kaynayalı bir kaç dakika olmuş kaynar suyuda döktüm üzerlerine. Ohhh mis. Babam tezgahtan aldığı küp şekerleri bardakların yanına koydu.
Baba müşterileri öldürüp gelir kaynağımızı neden riske atıyorsun aşk çiçeğim böcüşüm?
"Bu ne?" dedim.
"Ses etmeee. Onlar baldan daha tatlı olmadan içmiyorlar biliyorsun."
"E ölecekler adamlar şekerden. Ay babaa! Ya burdayken ölürlerse de burayı devlet mühürletirse. Biz ne yer ne içeriz? Söz ver ilk iş abimi evden atmak olsun. Hayvan aç kaldığında canlı cansız demiyor yiyor biliyorsun. Ben de şeker gibi kızım Allah var. Ya beni yerse? Ay naparım. Henüz daha notlarımda açıklanmadı. Ben daha İsraili hackliycektim. Hayallerim vardı. Ya kariyerim?"
Babamın bakışını görünce paşa paşa çenemi kapatıp oraletleri sırtlandım. Bizim ihtiyar heyetinin önüne koydum.
"Alın bakalım kivili oraletlerinizi. Afiyet bal şeker olsun diyeceğim ama siz zaten öyle içiyorsunuz."
FetttaHHH amca içine abartısız 3 şeker attı. ÜÇ ŞEKER NEDİR YA?
"Ee ben sana şerbet getireyim sen bırak onu?"
"Çok konuşuyorsun Berna. Git ıstakaları sil. Pislenmişler."
"Pardon. Yalan atma bana yalan atma daha yeni sildim ben onları. Sen çok pis bir iftiracı oldun bilessiiin."
Huysuzca homurdandı. Ben sana Muzaffer nineyi ayarlasam mı acaba? Bunlar hep bekarlıktan böyle huysuz bence. Hazır muzaffer ninenin de azıtmışken. Tövbe tövbe. Düşünsenize 63'lük Muzaffer nene ile 71'lik FetttaHHH amcanın date'ye çıktığını. Bir şekliniz var olayyy. Bir gün gelmişler heyecanlı bir şekilde ellerinde de test çubuğu biz evleniyoruz çünkü Muzaffer hamile. Zort. benim hayal dünyasının uyumu.
"Gene ne düşünüyorsun o sinsi aklınla?"
"Seni hayatımmm."
Şükrü dedenin kaşları havaya kalktı alayla. O kadar kırışıklık arasında nasıl görüp anladınız diye sormayın ben bunun ciğerini bilirim ciğerini!
"Neyi mi düşünüyormuşsun söyle bakalım?"
"Ee yaşın geldi bir değil iki ayağında çukurda da inat ediyorsun gitmeyecem diye. Gidersen mezarını nereye yaptırsak diye düşünüyorum Şükrücüğüm dedeciğim."
"Ooooyyy Adem duyuyorsun değil mi senin kızın dediklerini? Hah mezarmış çukurmuş. Benim daha var gitmeme!"
Pardon daha var ne demektir acaba? Türkçeye çeviremedi benim sözlük.
Sen 94 yaşındasın be!
2 tane padişah gördün sen.
İstanbul fethedilirken en arkada sen vardın,
Sanırım kaçıyordun gizliden ama neysssee.
"He Şükrü dede he. Neyse benim ki gelsin de oyuna başlayalım fazla vaktim yok ben meşgul bir kızım."
.......
Yanımda ki hesap makinesi ile tekrardan ıstakamda ki sayıları topladım. Abi insan bir puanla nasıl 101'i kaçırabilir kiii derkeeen alttan bir darbe aldım.
Tövbe noluyor lan?
Pardon
Ay noluyor ayol?
5 parmağı olan iğrenç fırın küreği gibi bir ayak, parmak arasında ki okey taşı ile beni rahatsız ediyordu.
Önümde ki sinsiii yılann ama benim meleğim böcüşüm olan yakışıklı mı yakışıklı(!) Sadullah amcam bana taş uzatıyordu. Hayvanım benim yaaa.
Ayağından aldığım taşı gizlice ıstakama yerleştirip tekrar hesapladım.
12'yi de ekledim mi toplam da 113 oldu vee
Sıra bana gelince ıstakamdan aldığım okeyleri önüme dizdim.
"İzleyin bunaklar okey böyle oynanır. Hadi hesaplar sizde ben eve kaçar anam bekler."
.
.
.
.
.....................
Beğenmeyi unutmayın:)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |