16. Bölüm
Sevda / Hayat bu (Gerçek ailem) / 13. Bölümm

13. Bölümm

Sevda
siyahgul

 

Tuana yüce

 

 

 

Selamm aslında bu bölümü önceden paylaşmıştım ama silinmişti onun için tekrar yazmak zorunda kaldım

 

İyi okumalarr💞

🌷

 

"off burada olduğuma hâlâ inanamıyorum caner, hepsi senin yüzünden"

evett, caner yüzünden nezarethaneye düşmüştüm, caner yüzünden yaşamadığım bir tek bu vardı sağolsun bunuda bana yaşattı!

"off,kızım pardonda benim ne suçum var kızlara saldıran sendin"

Parmaklıkların arasından, yanımızdaki nezarette duran kızlara baktım, caner ve bana sinirli bakışlar atıp bize sövüyorlardı başımı tekrardan caner'e çevirdim kaşlarımı havaya kaldırarak

"Kusura bakmayın caner bey kızlar sizi iyice bir döverken, dua edin! Gönlüm orada sizi izlemeye elvermedi yoksa şuanda burada değilde sizin cenazenizde olabilirdim"

eliyle kulaklarını kapatıp kaşlarını çattı

"Ya tamam,tamam Allah'ını seversen ezel, bi sus!"

inatla kafamı hayır anlamında salladım

"sanane istediğim zaman konuşurum! zaten senin yüzünden buraya düştüm caner hepsi senin yüzünden!"

caner eliyle hâlâ kulağını kapatmıştı, sinirle kollarımı göğsümde bağladım birkaç saniye sonra aklıma gelen şeyle gülerek caner'e döndüm

"selma annenin sana yapacaklarını çook merak ediyorum"

dediğim zaman hızla bana döndü

"annem mi"

Dediği zaman kahkaha attım

"Yok deden caner! tabikide annenden bahsediyorum "

dediğimde duraksadı birkaç saniye sonra kafasını iki yana sallayarak

"bu sefer ben bittim"

aynı şekilde kafamı salladım

"Bu sefer sen bittin"

"Ezel!"

duyduğum sesle caner'e aynı anda o tarafa doğru baktık doğan kaşlarını çatmış bana bakıyordu oturduğum yerden kalkıp parmaklıkların yanına gelip

"doğann lütfenn beni buradan çıkar, benim bir suçum yook kii"

bıtkınca nefes verip kollarını göğsünde birleştirdi

"Suçun yoksa seni buraya neden alsınlar"

"İşte kızlar caner'i döverken bende onları ayırmaya çalışıyordum-" "

ciddi yüz ifadesiyle bana bakmaya devam ederken

"kamera görüntülerini izledim ezel"

bir an duraksadım sonra oflayarak

"Ama doğan ben ne yapsaydım onlar canomu döverken bende orda durup onları mı izleseydim "

kaşlarını çatıp caner'e baktı

"bu çocuk senin tam olarak neyin oluyor "

gözleri hâlâ canerdeyken sinsi, sinsi gülümsedim doğan tekrardan bana bakınca yüzümdeki o sinsi gülümsemeyi silip utançla başımı yere eğdim sahte bir utangaçlıkla gülümseyerek

"yaaa şimdi nasıl desem"

"ezel!"

uyarılı sesi ile derin bir nefes alıp

"caner benim-"

"Ezel kızım!"

Sesin geldiği yöne baktığımda gördüğüm kişilerle gözlerim irileşti demet hanım ve selçuk bey endişeyle beni süzerken egenin gözleride bana endişeyle bakıyordu ama gözleri caner'e kaydığı zaman o endişede kayboldu, cemre de sırıtarak bana ve caner'e bakıyordu. Demet hanım parmaklıkların arasından elini uzatı ve elimi tutup okşadı

"Ezel iyimisin kızım "

tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki doğan gıcık sesi konuşmama izin vermeden

"İyi anne iyi baksana turp gibi maşallah "

doğanı umursamadan

"iyiyim demet hanım merak etmeyin"

dediğim zaman demet hanım bana nedenini anlamadığım bir hüzünle baktı. Kaşlarımı çattım acaba farkında olmadan kötü bir şey mi demiştim

"evet ezel"

duyduğum sesle şaşkınlıkla başımı doğana çevirdim bu içimden ne söylediğimi duymuş olamazdı öyle değilmi

"bana hâlâ bu çocuğun neyin olduğunu söylemedin"

"Sevgilim, oldumu"

doğan fazlasıyla canımı sıktığı için pat diye söylemiştim. sırayla herkeste göz gezdirdim selçuk bey kaşlarını çatmış caner'e bakarken demet hanım umutsuz vaka görmüş gibi caner'e bakıyordu ege ise böyle birşey olmadığını bildiği için rahattı ama gözlerindeki tereddütü görmedim değil cemre ise hâlâ sırıtıyordu tuanada sinirle gülüyordu arkamda canerin bana şaşkın bakışlar attığını hissedebiliyordum ama en komiği doğandı yüzü sinirden kızarmıştı sakinleşmek ister gibi derin bir nefes alıp parmaklıkların kilidini açtı

"yürüyün! daha ifade vericeksiniz "

...

evett nezaretten çıkıp eve gelir gelmez odama çekilmiştim ve şuanda kitap okuyordum. taki kapı açılana kadar irkilerek kimin geldiğine baktım gördüğüm kişi ile kitabımı kapatıp oturur pozisyona geldim

"hayırdır ege, uyumadın mı"

iç çekerek yatağımın kenarına oturdu, karşısındaki duvara bakarken

"uyku tutmadı"

kaşlarımı çattım

"Bir sorun mu var "

başını bana doğru çevirip gözlerini bana dikti

"Bana tuana'nın numarasını verebilirmisin "

Dediğinde ona 'benimle dalga mı geçiyorsun' bakışları attım ama yüzündeki o ciddi ifadeyi görünce duraksadım

"ciddi olamazsın"

Göz devirip

"numarayı vericek misin yoksa-"

"Tuana'nın haberi olmadan veremem ege"

kafasını salladığı zaman kitabımı tekrardan alıp okumaya başladım

"bırak o kitabı geç oldu zaten hem sen bu saate kadar neden uyumadın"

kitaptan başımı kaldırdım ve ege'ye bakıp gülümseyerek onu taklit ettim

"uyku tutmadı"

oda aynı şekilde gülümseyip

"Bu saate kadar kitap okursan tabikide uyku tutmaz"

"ya tutarsa"

...

"cemre hadi çık artık"

Dün akşamki rezillikten sonra kimsenin yüzüne görünmemekte kararlıydım tek başıma gitmek istemediğim içinde soluğu cemrenin odasında almıştım.

"çıktım"

odadan çıktığında sessiz bir şekilde aşağıya indiğimizde önce etrafta göz gezdirdim

"Ezel ne yapıyorsun "

"etrafta birileri varmı diye kontrol ediyorum cemrecim"

gülmeye başladığında kaşlarımı çattıp ona döndüm

"Pişmiş kelle gibi gülmeyi bırakta bu evden sağ salim çıkalım"

Evden çıktığımız zaman okula doğru yürümeye başladık

...

Yol boyunca cemre ye dün akşam caner yüzünden nasıl nezarette düştüğümü en ufak ayrıntısına kadar anlatmıştım okula geldiğimiz zaman kantinde oturup birşeyler yiyip sohbet etmeye başladık

"otura bilirmiyim "

duyduğum sesle başımı kaldırdım bu hiranın söylediğine göre basketbol takımının takım başkanı emreydi ege ve diğerlerininde dillere destan düşmanı.

"hayır"

"evet"

Cemre bana şaşkın bakışlar atarken bende emre ye bakıyordum. emre cemreyi umursamadan yanıma oturup elini uzattı

"Bu arada tanışalım, ben emre"

Gözüm bana uzattığı elindeyken kafamı salladım

"Senin kim olduğunu biliyorum "

elini indirdi ve gülerek

"Senin kim olduğunu bende biliyorum ezel"

cemre derin bir nefes alıp

"Eee, o zaman ne diye sordun"

emre yine cemre'yi duymazdan gelerek

"Ezel, ege ile ikiz olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım hiç benzemiyorsuz"

dediğinde gülümsedim

"evet bende duyduğum zaman çok şaşırdım "

kahkaha attı

"bence sen ne olur, ne olmaz yeni bir Dna testi daha yap"

dediğinde kıkırdadım

...

emre ile birkaç dakikadır konuşuyorduk aslında iyi birisiydi

"Yaa emre sana bişey sorucam. Neden ege ve diğerleri ile aranız biraaz bozuk, merak ettim"

tek kaşını alayla yukarı kaldırdı

"biraz mı"

gülerek kafamı salladım

"evet biraaazzz"

Gülümsedi

"aslında merak edilecek birşey değil aramızın bozuk olması nedeni bir rekabet içinde olmamız "

kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırdım

"bu kadar mı"

"evet yani her maçta benim takımım kazandığı için alınma ama ayaz ve diğerleri benim takımımı kıskanıyor "

dediğinde kahkaha attım

"seni kıskanıyorlar yani öyle mi"

omuzlarını dikleştirip bana göz kırptı

"eeee yanii"

zil çaldığı zaman ayağa kalktım

"cemre ge-"

Cemre'nin oturduğu yere baktığımda olduğu yerde olmadığını gördüm emre ile konuşmaya nasıl daldıysam cemrenin gittiğini bile fark etmemiştim

...

yine öğle arasında kızlarla kantinde oturmuş sohbet ediyorduk

"kızlar ben çok kötü bir şey yaptım"

tuana hiranın dediği şeye göz devirirken ben cemre ve seren hiraya 'yine ne yaptın' bakışları atıyorduk hiranın gözleri bir yere takılınca merakla nereye baktığına baktım timur a baktığını görünce gülümsedim timur üzerindeki bakışları hissetmiş gibi önce bana sonra hiraya baktığı zaman dudaklarında tebessüm oluştu hiraya göz kırptı ve gülümseyerek alperenle konuşmaya başladı tekrardan hiraya baktığımda yanaklarının kızardığını gördüm

"eeee hira hâlâ ne yaptığını söylemedin "

serenin sorusu ile birşeyler hatırlayıp

"yaaaa"

eliyle yüzünü kapatarak

"sen ve caner nezarette düşmeden önce timur a yazdım"

ben şaşkın bir şekilde hiraya bakarken cemre

"Aaa o yüzden mi timurun numarasını benden istedin"

cemre ye döndüm

"Aaa o yüzden mi egenin telefonundan gözünü ayırmıyordun"

bu seferde seren

"Aaa o yüzden mi volkandan timurun numarasını istedin"

Hiranur'a baktığım zaman elleri ile hâlâ yüzünü kapattığını gördüm

"hira şuan kafam fazlasıyla karıştı"

hira cevap vermeyince tuanaya baktım oda aynı hiranın az önce yaptığı gibi sinirle bir yere bakıyordu baktığı yere bakınca ege'ye baktığını gördüm sanırım egenin caner'i dövmesini hâlâ sindiremiyordu tekrardan önüme döndüm seren tuanayı sarsarak

"tuana sen anlat"

tuana gözlerini seren e çevirdi

"ya bak hira, cemre numarayı vermeyince volkanı aradı volkan verince de timur a saçma sapan şeyler yazıp gönderdi işte ondan sonrada caner ve ezelin nezarette düştüğünü öğrendim bu kadar"

üzerimde gözleri hissettiğim zaman gözlerimi etrafta gezdirdiğimde emre ve takımının bakışlarının bende olduğunu gördüm emre onlara baktığımı görünce bana gülümsedi ve yanındaki sandalyeyi çekip oraya oturmamı işaret edince gülümseyerek yanlarına gittim ve işaret ettiği yere oturdum

...

emrenin takımıda tam bir kafa dengiydi onlara konuşmaya devam ederken kolumun çekilmesiyle ayağa kalktım kolumu çeken şahısa baktığım zaman ayaz olduğunu gördüm ben ona şaşkın bakışlar atarken oda kolumdan çekip beni kendi masalarına nehir ve büke'nin arasına oturttu üçüde bana şaşkın bakışlar atarken benimde onlardan farkım yoktu

🌷

 

 

Bölüm : 27.12.2024 15:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...