

🌷
Ayaz gülmeyi bırakıp kafasını salladı
"peki, zaten kimin kazanacağı belli"
Bu dediğine neredeyse göz devirecektim kendimden beklemediğim bişey yaparak
"Sahada konuşalım istersen"
dediğimde ayazın kaşları yukarı kalkarken diğerleri gülümsemişti tuana'nın ifadesini merak ettiğim için başımı sağa doğru çevirip ona bakınca onunda gözlerimin içine bakıp ciddi olup olmadığımı anlamaya çalıştığını gördüm omuz silkip tekrardan önüme döndüm
Alperen oturduğu yerden kalkıp yüzündeki gülümsemeyle
"bi dakka şimdi ben anlamadım"
gözleri ben ve cemre arasında gidip geldi
"şimdi siz ciddimisiniz"
Kaşlarımı hafiften çattım ben kendimce ciddi değildim, basketbol hakkında tek bildiğim şey topu sektirmekti bunu bilmeme rağmen kendime olan güvenim tamdı
Cemre gururla kafasını salladı
"Evet alperen ciddiyiz, sizinle maç yapacağız ve ayazın dediği gibi kimin kazanacağı belli"
Egede yüzündeki gülümsemeyle ayağa kalkıp
"Peki o zaman hadi gidelim, bakalım ezel nasıl oynuyormuş merak ediyorum"
sertçe yutkundum
bence merak edilecek bişey yoktu
...
"Ezel! Topu sana atıyorum tutsana!"
Hızla bana bağıran şahısa yani Cemre ye döndüm
"Çok biliyorsan sen oyna eğer bu top benim kafama gelirse beyin kanaması yada hafıza kaybı geçiririm"
cemre sinirle kaşlarını çattı
"ben oynuyorum zaten-"
bu konuşmanın bitmesini istediğim için
"off tamam, tamam"
Topu sektire sektire bana doğru yaklaşan timuru görünce geri çekildim
"Ya! Ezel!"
Evet yani gerçekten bir işe yaramıyordum,Hiranur inanılmaz şekilde iyi oynuyordu hatta onun sayesinde ayazlardan öndeydik seren ve cemre de aynı şekilde iyi oynuyorlardı tuana nın her spor dalında iyi olduğunu biliyordum zaten
"üzgünüm!"
...
Evet maçın sonunda kazanan biz olmuştuk, açıkçası benim yararım hiç dokunmamıştı
Alperen yanımıza doğru gelip
"Sizden beklemezdim gerçekten, Tebriklerr!"
cemre ve diğerleri gülümserken ben suratımı asmıştım oysaki kendime azda olsa güvenim vardı bu halimi gören ayaz gülmeye başlayıp
"Vay be Ezel! Sahada ne güzel konuştun sen öyle"
Ayazı umursamadan sahte bir gülümsemeyle ona baktım
"Teşekkür ederim ayaz"
Ege gülümseyerek
"Üzülme başka bir sefere düzgün oynarsın artık"
Egenin bu dediğine göz devirdim şuan sinirden ağlaya bilirdim benim sporla hiçbir şekilde alakam yoktu. biz sporla matematik ve türkçe gibiydik
tuana egenin dediği şeye gülüp
"Bence siz gidin önce kendi halinize üzülün"
Cemre de aynı şekilde gülümseyip
"Evet ezelin söylediklerini söylemek yerine ayazın söylediklerinin altına çizgi atalım isterseniz"
gülmeye başlayıp ayazın dediklerini tekrarladım
"kimin kazanacağı belli zaten "
Hira kıkırdayıp
"Aynen belli oluyor"
Volkan kahkaha atmaya başladı
"en kısa sürede sizinle tekrardan maç yapmalıyız"
Timur da volkana katıldığını belli ederek kafasını salladı
"oynadığım hiç bir maçta bu kadar eğlenmemiştim "
Ayazda kafasını sallayıp gözlerini bana diktiğinde başımı başka bir tarafa çevirdim
"Peki o zaman bir dahaki sefere sende kendini geliştirirsin"
ayazı duymazdan gelerek gözlerimi etrafta gezdirmeye devam ettim. Artık bu çocukla muhatap olmayacaktım
seren gülümseyip
"bence sen önce kendi takımını geliştirmeye bak ayazcım"
Hirada kafasını sallayıp
"bize bile yenildiyseniz, sizin daha çook işiniz var"
bakışlarımı ege'ye çevirip dudaklarımı büzdüm
"ege eve gidelim mi ben çok yoruldum yaa"
Bana atılan şaşkın bakışları görünce 'ne var' dercesine kafamı salladım
"Sana inanamıyorum ezel yaa topu tutmayı bile beceremedin"
omuz silktim
"Sonuçta bende oradan oraya koşturuyordum yani"
Ege gülmeye başlayıp kafasını salladı
"Peki, üzerimizi değiştirip gidelim "
...
Eve gelir gelmez tuanayla birlikte odama girmiş bol bol konuşmuştuk şuan tuana caner'le konuşuyordu
"Ya! Abi dedim ya annemler burada kalmama izin verdi neden anlamak istemiyorsun"
"Annemlerden izin almış olabilirsin, annemler izin vermişte olabilir ama ben izin vermiyorum"
Dediğinde tuana sinirle kaşlarını çattı
"Sen o fesat oğuzun yanına gidince benden izin alıyor musun "
Caner tuana ile baş edemeyeceğini anlayınca
"Of peki ama eğer o ege denen çocuk sana en ufak birşey yaparsa hemen konum atıyorsun "
tuana canerin dediğine göz devirip
"off anladım, çocuk sanki bana ne yapacak "
anında canerin sesi çıktı
"yapamazda!"
Gülerek tuana'nın telefonuna yaklaştım
"merak etme caner kardeşin emin ellerde "
dediğimde tuana sinirle gülmüştü
"Ezel bak benim kardeşim biraz salaktır tamam mı belki birşey olur bana anlatmaz sen hemen bana anlatıyorsun okeyyy "
güldüm
"okeyy"
"hadi görü-"
tuana sinirle telefonu canerin yüzüne kapattı
"gıcık ya nolucak"
diye söylenip bana döndü ona gülümseyip
"tuana hadi aşağıya inelim akşam yemeyi saati yaklaşıyor"
kafasını sallayıp ayağa kalktı
"Ya ezel yemekten sonra kek yapalım mı"
Eskiden onlar yurt dışına çıktıkları zaman bende selma annelerde kalırdım, akşam oluncada tuanayla beraber kek yapar ve film izlerdik aklıma gelenlerle gülümsedim
"peki, yaparız "
oda aynı şekilde gülümseyince merdivenlerden aşağıya inmeye başladık aşağıya indiğimiz zaman doğan dışında herkes ordaydı tuanayla birlikte bir yere oturduğumuzda demet hanım tuanaya bakıp gülümsedi
"merhaba canım hoşgeldin"
tuanada gülümseyip
"hoşbuldum"
selçuk bey tuanaya dikkatle bakıp
"Ben sanki seni bir yerde gördüm ama "
düşünceli çıkan sesine karşılık kıkırdadım caner yüzünden nezarethaneye düştüğüm zaman tuanayı görmüşlerdi
tuana kafasını salladı
"Evet beni nezarethanede gördünüz"
demet hanım ve selçuk bey tuanaya şaşkınlıkla bakıyorlardı sanırım hâlâ hatırlamadılar, tuanada bunu fark edince devam etti
"ben caner yüce'nin kardeşiyim"
dediğinde demet hanımın ve selçuk bey şaşkınlıkla tuanaya bakmaya başladılar
Onların bu halini görünce ege ile göz göze gelip gülmeye başladık
demet hanım birkaç kez göz kırpıştırdıktan sonra bana bakıp
"nasıl yani, sevgilinin kız kardeşimi"
kuzey anında kaşlarını çattıp bana baktı
"ne sevgilisi ,caner kim, ben neyi kaçırdım"
tuana çaktırmadan kolumu cimcikledi
"ah"
diğer elimi koluma götürüp cimciklediği yeri sıvazladım durduk yere beni cimcikledi diğe bunun hesabını soracaktım bildiğin etimi tutup çevirdi!
diğerlerinin bana attığı anlamsız bakışları görünce kendimi toparladım
"Ah,ah, aaaaaa ne alakası var demet hanım caner benim Abim gibidir ben doğanı sinirlendirmek için öyle demiştim yok öyle bişey, hem tuana bizim okulda burslu bir öğrenci"
tuanayıda biraz övsem hiç bir şey olmazdı
Demet hanım rahat bir nefes alıp gözlerini kapattı ve elini kalbine koyup kısık sesle
"Allahım çok şükür"
dediği zaman gülümsedim
...
yemekten sonra tuana ile birlikte mutfağa doğru ilerledik, mutfağa girince çalışanların mutfaktaki masada oturmuş konuştuklarını gördüm mutfağın aşçısı ayşe abla beni görünce hemen yanımıza geldi
"Ezel kızım bişey mi oldu, canın bişey mi çekti söyle bana ben hemen hallederim"
gülümseyip kafamı hayır anlamında salladım
"yok ayşe abla, tuana ile beraber kek yapacağız"
ayşe abla tuanaya bakıp gülümsedikten sonra tekrardan bana döndü
"öyle şey olmaz siz ikiniz keki neyli istediğinizi bana söyleyin ben yaparım"
sahte bir sinirle ayşe ablaya baktım
"Aaaa ayşe abla her şeyi sen mi yapacaksın"
omuzlarından tutup ittirmeye başladım sandalyeyi çekip oturmasını sağlayınca
"sen şimdilik burada otur biz keki yapınca sende istediğini yaparsın"
Dediğimde pes ederek kafasını salladı bende tuana nın yanına gittim
"Tarçınlı yapalım"
"Çikolatalı yapalım"
ikimizde aynı anda söylediğimiz şeyle kaşlarımızı çattık
"Tuana tarçınlı ols-"
sinsi sinsi gülümsedi
"En son tarçınlı yapmıştık şimdi sıra çikolatalı kekte"
dediğinde göz devirdim bir insan çikolatalı herşeyi nasıl severdi çikolatalı puding, çikolatalı süt, çikolatalı kek, çikolatalı dondurma ben mesela hergün aynı şeyi yersem bıkarım mesela bu gün tarçınlı kek canım istiyorsa yarın çikolatalı kek, bu gün vanilyalı dondurma yediysem, yarın limonlu dondurma yerdim ama tuana çikolataya inanılmaz derecede sadıktır
"iyi tamam"
aklıma gelen şeyle telefonumu çıkardım
"Ya ben ablamı aramayı unuttum!"
aramalarda ablamın ismini bulup ablamı aradım
"ezel"
"abla doğan yanında mı"
Doğanın gelmesini bekliyordum ama adam saatlerdir eve gelmemişti
"Evet yanımda"
gözlerim irileşti
"ne demek yanımda abla"
"nerden bileyim ben bi arkadaşımdaydım ben gelene kadar kapının önünde beklemiş"
kaşlarım şaşkınlıkla yukarı kalktı
"Eeee"
"işte şimdide burda"
"Abla onu hemen eve gönderiyorsun"
"ama ezel ayıp yani adama ne-"
"bişey uydur abla"
"Of peki bişey söyleyeceğim işte"
"Görüşürüz"
"Görüşürüz"
...
"bişey diyim mi çok güzel oldu"
tuanada aynı şekilde kafasını salladı
"Evett"
yanımıza gelen ayşe abla yaptığımız keki görünce şaşkınlıkla bize baktı
"Bunu siz mi yaptınız"
tuana ile aynı anda kafamızı salladık
"güzel görünüyor"
tuana gülümseyip
"Sen onu tadına bakınca söylersin ayşe abla"
kekin yarısını çalışanlara verdikten sonra geri kalanı da diğerlerine verdik ege keki görür görmez yüzünü buruşturdu bunu gören tuana egenin tabağını alıp kendi önüne bıraktı ve kısık sesle
"zıkkımın körünü ye"
diye söylenince kıkırdadım
ege tabağını tuana nın önünden alıp
"Açgözlü müsün kızım, sen ne diye benim payımı alıyorsun"
dedi ve kekten yemeye başladı ama her lokmasında yüzünü buruşturuyordu
ege'yi umursamadan kekten yemeye devam ettim gözlerim kuzeye takılınca cemre ile beraber ege'ye bakıp güldüklerini gördüm
bir şey oluyor ve ben ve tuana tek bilmiyorduk!
içeri giren demet hanım yaptığımız keki görünce gülümsedi
"Aaa çok güzel gözüküyor kızlar ellerinize sağlık"
Gülümsedim
"teşekkürler"
gözlerim tuanaya kayınca sinirle kekini yediğini gördüm tekrardan demet hanıma döndüğümde oda şaşkınlıkla ege ye bakıyordu
"ege oğlum"
ege ona uyarılı bakışlar atmaya başladı
"senin çikolataya alerjin yokmuydu"
Benim lokmam boğazımda kalırken tuana'nın gözleri irileşti
"Ne!"
suyu içip kendime geldikten sonra
"ALLAH BELANI VERSİN EGE!"
sırf kızı tavlamak için yaptığı şeye bak
...
🌷
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |