

Nisa Özdemir
🌷
...
Ayaz ve nisa kardeşmiş!
şaşkınlıkla nisaya bakmaya devam ederken ayaz sinirle sınıftan çıkmıştı
bunlar abi kardeş değil miydi neden nisanın bu okula gelmesini sorun etmişti anlayamamıştım
sınıftakilerin nisaya benim baktığım gibi baktıklarını görünce kafamı iki yana sallayıp kendime çekidüzen verdim ve başını önüne eğmiş derin düşüncelerde olan nisanın kolundan tutup boş bir yere oturmasını sağladım
hâlâ yüzüme bakmıyordu
"Nisa iyimisin"
endişeli sesime karşılık kafasını sallamakla yetinmişti
hocanın gelmesiyle bende yerime geçmiştim
...
tenefüste nisa ile dışarıya çıkmıştık ve şuan bankta oturmuş konuşuyorduk aslında konuşmak denemezdi aramızda bir ölüm sessizliği vardı ayaz ve onun hakkında konuşma istiyor ama çekiniyordum
aramızdaki sessizliği yanımıza gelip nisanın yanına oturan büke bozmuştu
"geri gelmişsin"
nisa büke'nin sorusuna kafasını salladı
onların arkadaş olduklarını anlayınca ayağa kalktım sonuçta bir yabancı ile konuşacağına arkadaşı ile konuşması daha iyiydi
nisa ile konuşmayı bu kadar istemem ayaz ile kardeş olduğunu öğrenmem ve üstüne üstün ayazın nisaya olan düşmanca bakışların sebebini öğrenmek değildi
nisa için endişeleniyordum
ayazın ona attığı o bakışlardan nefret ediyor gibi bir hali vardı ve aynı zamanda gergindi burada olmak istemiyor ama buraya zorla getirilmiş gibi bir hâlide vardı
ayağa kalkmamla nisa elimi tutmuştu merakla ona baktığımda
"Gitme, zil çaldığında sınıfa beraber gideriz"
"yani eğer istersen"
Bana attığı bakışları görünce tereddütle geri oturdum büke göz ucuyla bana bakıp nisaya bakmaya devam etti
"İyi tamam, Şimdi nasıl geldiysen öylede git"
nisanın kaşları çattılırken benim gözlerimde gözle görülür bir şaşkınlık oluştu
"Ne"
büke kafasını salladı
"Ne duyduysan o senin buradaki varlığın ancak ayazı üzer nisa"
konuyu bilmediğim için tek yaptığım dinlemekti
nisa gerginlikle
"hâlâ mı"
büke kollarını göğsünde birleştirdi
"hâlâ"
dedi ve devam etti
"onun için git nisa, tek üzülen ayaz değil sende üzülüyorsun kendinede ayazada zarar vermeyi bırak artık"
Nisa gözlerini büke den çekip tamda karşısına baktı
"inan buraya gelmeyi isteyen ben değildim. Babam zorladı"
"o zaman sende karşı gel nisa"
nisa ona cevap vermeyincede devam etti
"Belli ki hâlâ ayazla gerçek abi kardeş olma gibi bir hayalin var"
omuz silkti
"boş boş hayaller kurma kaç yıl geçse de ayaz seni hiçbir zaman kardeşi gibi görmeyecektir"
nisa başını eğdiğinde dolan gözlerini saklamaya çalıştığı anlamıştım
olayı bilmiyordum ama büke'nin söylediği lafların ağır olduğunun farkındaydım
"bundan sana ne büke"
büke'nin bakışları bana dönünce devam ettim
"abi kardeş değiller mi aralarındaki mesele seni ne ilgilendiriyor, sen kimsin"
Alayla güldü
"peki sen, sen kimsin ezel seni ne ilgilendiriyor "
omuz silktim
"beni ilgilendiren bir şey yok ama neden ayazı düşünmüş gibi yapıyorsun onu anlamış değilim"
ayaz ve nisa kardeşti ve ayazın iyiliği için nisanın gitmesini söylüyordu ve bu hiç normal değildi
"evet ezel, ayazı düşünüyorum çünkü bu kız sevg-"
ayazın eski sevgilisi olduğunu hatırlayınca düzeltti
"ayaza zarar veriyor, hem bence sen bilmediğin bir konu hakkında fazla yorum yapma"
evet konuyu bilmiyordum ama söylediği şeyler fazla saçmaydı
büke'yi zerre umursamayıp
"bence nisanın burada olması daha iyi"
nisa kafasını kaldırıp dolu gözleriyle bana bakınca göz ucuyla ona bakıp tekrardan büke'ye baktım
"evet doğru konuyu bilmiyorum ama eğer nisa burada kalırsa belki bir ihtimal aralarındaki buzları eritirler. Ama eğer nisa bundan kaçarsa aralarındaki bu durum hiç bir zaman sona ermez"
nisaya baktığımda bu dediklerimi düşünür bir hali vardı bencede düşünmeliydi abi kardeşlerdi sonuçta aralarındaki sorun her neyse düzeltmeleri fazla uzun sürmezdi
ama büke bu söylediklerime hâlâ karşıydı
"eğer nisa burada olmaya devam ederse araları daha fazla açılacak "
sanırım neden nisanın gitmesini bu kadar çok istediğini anlamıştım
çünkü eğer nisa gitmezse ayazın gideceğini düşünüyordu
ayağa kalktım
"bu bizi ilgilendiren bir konu değil canım kuzenim, bırakalım abi kardeş sorunlarını konuşarak halletsinler kaçarak değil"
...
Öğle arasında ders çalışmak için kütüphane girmiştim bu aralar ders çalışmayı bırakmıştım
"sen ders çalışırmıydın ya"
duyduğum sesle kafamı kitabın üzerinden kaldırdım
ayaz yüzündeki gülümsemeyle beni izliyordu
"sanane bundan"
Karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu
"Bir kerede düzgün cevap ver"
göz devirdim
"inanın ayaz bey, maalesef ki şuan müsait değilim sizin benimle uğraşma mesainizi biraz ertelesek nasıl olur"
dediğimde gülmüştü, pislik herif
gözleri matematik kitabıma kaydı buraya ders çalışmaya gelmiştim ama matematik kitabım resimlerle doluydu
çizdiğim resimleri fark etmesin diye çaktırmadan kalemliğimle resimleri üzerini kapatmaya çalıştım
ama çok geçti çünkü fark etmişti bile
Dudağı yukarı doğru kıvrıldı
"Ders çalışmadığını biliyordum"
kaşlarımı çattım
kim demiş ders çalışmıyorum diye tabikide çalışıyordum sadece biraz resim çizmiştim o kadar
"kör müsün çalışıyorum tabikide sadece soruyu anlamaya çalışırken biraz karaladım o kadar"
pes ederek kafasını salladı
"iyi o zaman anladın mı peki"
birkaç kez göz kırpıştırdım
Hiç birşey anlamamıştım ama bunu ona söylemeyecektim tabi ki
"senin işin gücün yok mu "
omuz silkti
"Şuan işimi yapıyorum"
afalladım
ilk başta ne dediğini anlamamıştım ama anlayınca alayla güldüm
"Ha yani senin işin benimle uğraşmak öylemi"
sabır dilenir gibi kafasını yukarıya kaldırdı
"kızım sen hep benimle böyle inatlaşacak mısın seninle insan gibi iletişim kuramıyorum çünkü"
sonunda anlamıştı sevinçle kafamı salladım
"işte! kendinde söyledin insan değilsin ki seninle insan gibi iletişim kurayım"
sinirle alnını ovaladı
Benimse gözlerim matematik kitabıma kaydığında dudaklarımı büzdüm yarın matematik sınavı vardı ve ben henüz hiç bir şey bilmiyordum
gözlerim bu sefer ayaza kaydı ayazın matematiği iyiydi gözlerim ayaz ve kitap arasında gidip gelirken
"Ayaz"
diye fısıldadım yüzümün domatese döndüğüne adım gibi emindim
eli hâlâ alnındayken
"hı"
"bana yardım edermisin"
elini alnından çekip şaşkınlıkla domatese dönmüş yüzüme baktı
"sen iyimisin"
yüzümü saklamak için başımı eğdiğimde kulaklarımı kahkaha sesi doldurdu
"hayatımda gördüğüm en dengesiz kişisin ezel"
Ne diyebilirdim ki haklıydı ama tabi ki ona boyun eğmeyecektim
"Dengesiz senin ebendir"
İlk başta afalladı ardındansa, kaşlarını çattı
"lan! ebemi karıştırma"
evet yine başa dönmüştük ve hepsi ayazın suçuydu benimle inatlaşmak yerine konuyu hafife almalıydı
...
Okuldan geldikten sonra ayazın bana anlattığı yerleri tekrar etmiştim
Evet yani zorda olsa sonuçta bana anlata bilmişti ve şuanda odamda oturmuş kitap okuyordum
"kızım girebilirmiyim"
demet hanımın sesiyle kitabımı yatağımın üzerine bırakıp yatakta oturur pozisyona geldim
"evet"
demet hanım küçük bir gülümsemeyle yanıma geldi
"nasılsın"
diğe sorunca afalladım
"iyiyim demet hanım"
eliyle belime kadar olan saçlarımı okşadı bunu yaparken yüzündeki gülümseme genişlemişti
"keşke"
diye mırıldandı
"keşke o zaman zümrütle karıştırılmasaydın. O zaman bana anne demen senin için bu kadar zor olmazdı"
yutkunamadım
ellerini saçlarımdan çekip yüzümü avuçlarının içine aldı dolu gözleriyle bana bakarken içimin sızladığını hissettim
"biliyorum senin içinde zor ama bana sanki bir yabancıymışım gibi bakma lütfen"
sonlara doğru sesi kısılmıştı
haklıydı demet hanım benim için anneden çok yabancı gibiydi
Söyleyemedim
Kollarımı beline sardığımda elleri saçlarımı buldu okşadı, kokladı ve öptü
...
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın
🌷
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |