Tarih dersinde sıkıntıdan kafayı yerken telefonumun hafifçe titremesiyle hocaya fark ettirmeden sıranın altından mesaja tıkladım.
Siz
Dersteyim bebeğim sen nerdesinn
Ben stajdayım her zamanki gibi de çok sıkıldım
Gülümseyerek telefonu birazcık yukarı kaldırarak fotoğrafımı çektim.
Siz
Bu çocukta seni ççooook özlemişş1
of her şeyi bırakıp bütün gün evde seni izlemek istiyorum/
Siz
seni böyle görmekten nefret ediyorum/
gözlerin/2
eve geldiğinde umarım gözlerin kızarmış olmaz
Bu aralar o kadar çok çalışıyordu ki,her eve geldiğinde yaptığı ilk iş uyumak oluyordu.Keşke şu staj meseleleri bir an önce bitse.
Ne olmuş gözlerime yok ki bir şey yorulmadım sevgilim
Siz
Siz
her zaman doğru zamanı hissediyorsun zatennn
Mesajlara bir süre bakmadığında bir işi çıktığını anlayarak telefonu bıraktım.Ve kafamı koluma gömerek uyumaya çalıştım.
Zilin çalmasıyla sevinçle dışarı çıktım.Kapıda beni bekleyen Jeongin'i görmemle heyecanla konuştum.'Jeong naber?' yanına gidip elimi omzuna attım."İyiyim hyung senden?" 'Ben de iyi!' Minho da iyi olursa daha iyi olacağım.
"Aslında ben sana bir şey anlatmaya geldim." bunu dediğinde yüzüm düştü,kötü bir şey vardı,bakışından belli.'Sorun ne?' "Kahve içerken konuşalım mı,dersin var mı?" var ama kimin umrunda...'Olur olur,yok dersim.'İçimi kaplayan kötü hisle gidip kahvelerimizi aldık.
"Hyung..." stresten dolayı bacağımı sallamaya başlamıştım bile."Şimdi biliyorsun ki Hyunjin,Changbin ve Minho hyung aynı bölümde okudu ve staj yerleri-" 'Tahmin ediyordum ben ya!Geç buraları olaya gel.' kahveyi bırakıp ellerimi telefonuma sardım.Mesaj bildirimi gelmesiyle ekran parladı ve Minho'nun mesajı ekranda göründü ama şuan ilk önceliğim Jeongin'i dinlemekti.1
Devam etmesi için başımı salladım hafifçe."O yerin patronu Minho hyung'un alması gereken parayı ödememiş,üzerine ona çok daha fazla iş kitliyor ve sürekli olarak azarlayıp duruyormuş." 'Ne?' tam konuşacakken yeniden lafa girdim.'Bunu kim söyledi sana Hyunjin mi Changbin mi?' "Hyun aslında sana da anlatacakmış ama Minho hyung sürekli onu uyarıp duruyormuş,riske girememiş.Ben senin ne olursa olsun bilmen gerektiğini düşündüm." 'Teşekkür ederim Jeongin ben ilgileneceğim Minhoyla.'3
Telefonumun çalmasıyla izin isteyerek masadan kalkacaktım ki o o da gitmesi gerektiğini söyleyince vedalaştık.
"Aşkım." sesini duyunca istemsizce gözlerimi kapatıp nefesimi verdim. 'Bebeğim,iyi misin?Bir sorun mu var?' duraksadı."Sorun yok,bugün eve erken gelebilmek için izin koparmayı başardım." 'Minho.' "Jisung?" dediğinde konuştum. 'Sesin iyi gelmiyor.' "Eve gelince konuşalım olur mu?Sen erken çıkabilir misin?" bunu söylediğinde sınıfa varmış çantamı alıyordum bile.'Eve uçuyorum şuan!' "Dikkat et kendine sevgilim." 'Sende aşkım, görüşürüz!'
Eve gider gitmez üzerimi değiştirdim aslında yemek hazırlamayı düşünüyordum ama kapının çalmasıyla bu hayalim suya düştü.Boş vererek hızlıca kapıyı açtım.
'Hoşgeldin!' ayakkabılarını çıkarmaya çalışıyordu.Fazlasiyla sinirli bir şekilde.Telefonla konuşurken böyle değildi...
'Minho?' ayakkabılarını çıkardıktan sonra içeri girdi ve hızlıca ceketini dolaba aştı.Kaşlarımı çatarak ona baktım.
'Sarılmak ister misin?' gözlerini kapattı kısa süre."Çok terliyim, rahatsız olursun." sesi mi titredi ben mi öyle duydum?'İyi değilsin.' bana dönüp gülümsedi.Gözleri...1
"İyiyim sevgilim, duş alıp geleceğim." arkasını dönmüş odasına giderken hiçbir şeyi umursamayarak koşup arkasından sarıldım.Onunla ilgili hiçbir şeyden rahatsız olmazdım.Terlemedigini anlayınca kaşlarımı çatarak ondan ayrıldım.
'Sen terli değilsin...' arkasını bana dönmedi.Kolunu tuttum.'Sarılmak bile istemedin.Kötü bir şey değil çok kötü bir şey olmuş.'
Telaşla önüne geçmeye çalıştığımda hızlı ilerleyerek odaya girdi ve kapıyı tam anlamıyla yüzüme kapattı.Neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde kapıya bakaldım.Kilitledi.
'Minho!' kapıya vurdum birkaç kez.'Tek başına almamalısın şuan ama...' nefesimi verdim.O en küçük şeyde benim yanımdayken o şuan bile yanında olmama izin vermiyordu.
Kapıya sertçe vurmaya başladığımda su sesi geldiğini duydum.'Minho hayır ya,açar mısın şu kapıyı!' alacaklı gibi kapıya vurduğumda su sesleri tekrar kesildi.
'Kapıyı aç dedim!' bir şeyin düşme sesi geldi.'Sevgilim,bebeğim yalvarırım çıkar mısın su lanet odadan?'yere çöktüm ve kapıya yaslandım.1
'Sen çıkana kadar burdayım.' parmaklarımla kapıya ritim tuttum.'İstersen günlerce kal yine de buradayım.' duraksadım.'Yine de kalma tabi,çok özlerim seni.' ritim tutmaya devam ettim.'Şuanda da özlüyorum.'
Derin bir nefes verdim.'Staj yerinde neler olduğunu biliyorum!' yanlışlıkla sesim yükseldiğinde derin bir nefes verdim.Zaten böyleyken kırmak,isteyeceğim son şey bile değildi.
'Hata yapıyorsun bu ilişkideki tek önemli taraf ben değilim.Ben üzülürüm diye benden bir şeyleri saklama.Benden o duyguyu alan sensin,yerine bütün iyi duyguları veren de sensin.Bilmedigimde hissedemeyeceğimi mi sanıyorsun?Günlerdir çok kötüsün,kafayı yiyorum çünkü bana hiçbir şey anlatmıyorsun!'
Ağlamamak icin dudaklarımı birbirine bastırdım.'Ben bunları başkalarından öğrenmek istemiyorum.Her zaman iyi olamazsın,her zaman her şeyi en iyi haliyle yapamazsın.Hayat karşına çok boktan insanlar çıkarır ve sen onları değiştiremezsin sevgilim. Şuan ne olduğunu bilmiyorum ama tahmin edebiliyorum,patronunun ne yaptığı o kadar önemli değil ki,sen bunları hissetmesen o kadar sikimde değil ki.O stajı bırakacaksın tamam mı?Yok bundan sonra orası.'
İçeriden bir hıçkırık sesi geldiğinde anında oturduğum yerden fırlayarak alacaklı gibi kapıya vurdum.'Yapma bunu kendine,yalvarırım yapma!' 'Ben varım burda,tek başına ağlama yapma!' gözlerim dolduğunda daha fazla kapıya vurdum.5
Kapı bir anda açıldığında elim havada kaldı ve bebeğim bir anda sıkıca sarılarak yüzünü boyun girintime sakladı.Hemen aynı şekilde ona sarıldığımda saçlarını okşadım.
Omzumda duran kafasına yasladım kafamı.Minik öpücükler bıraktım. 'Gecicek tamam mı?Ne olduğunu anlatıcaksiın bana,çözümü bulucaz.Ama önce benim bebeğim iyi hissedicek.' ağlamamak için kendimi sıkıyordum.Öncelik asla bu olmamalıydı bunun sırası değildi.
Nefes alışları yavaşlayıp yavaşça burnunu çektiğinde kafamı uzaklastirdim."Kalbin çok hızlı atıyor." Gözlerimi açarak ona baktığımda gülümsedi.Yanagima bir öpücük bıraktığında ellerimi yüzüne yerleştirdim.
Gözyaşlarını sildim.'Yarın ben de seninle oraya geleceğim.' kaşlarını çattı."Ne?" 'Patronun hayatının sonuna geldi benim Minhomu aglatamaz kimse, yoramaz, üzemez...' bir anda dudaklarımızı birlestirdiginde sırtımı duvara yasladım.3
Kısa süreli bu dokunuş ikimizin de gözlerinin parlamasına sebep olmuştu.'Bebegim.' yavaşça yaklaştığında öpeceğini sandığım için gözlerimi kapatmıştım ama o kafasını omuz hizama getirmeyi seçmişti.Burnunu saçlarımın arasında dolaştırdı."Çok iyi geliyorsun bana." Gözlerimi kapattım ve ben de onun kokusunu içime çektim.
'Hadi yüzünü yıka veya cidden duş almak istiyorsan duş al,sonra yemek yiyelim tamam mı?' hızlıca başını salladı ve odasına ilerledi ben de mutfağa giderken seslenmesiyle ona döndüm.
"Güzelim..." 'hm?' "Özür dilerim." Sinirle ona baktım.'Umarim bu özrün sebebi ağlaman değildir yok-' güldü."Sarılmanı reddettiğim ve yalan söylediğim için." Ben de gülümsedigimde konuştum 'O zaman özrünüz kabul edilmiştir, sebebini tahmin etmek zor değil zaten.' uzaktan öpücük attığımda sesli bir gülücük göndererek odasına girdi.
Bir süre sonra gelen su sesinden dolayı duş aldığını anladım.Yemek hazırladım ve en hızlı yapılan tatlılardan biri olan pudingi alarak yapmaya başladım.Belki tatlı biraz moralini düzeltirdi.Bana iyi geliyordu,ona da gelirdi belki.2
Kapı açılma ve ayak seslerini duymamla gözlerim kapıya yöneldi.Onu görmemle 'Minho!' diye bağırmam bir olmuştu.'Saçlarını neden kurutmadın,canına mı susadın,hasta mı olmak istiyorsun!'9
Şaşkınca bana bakarken elini tutup odasına götürdüm.Yatağa oturttuktan sonra fön makinesini alarak yatağa çıktım ve arkasına oturdum.
Elimle dağıtarak saçlarını kuruturken etrafa yayılan kokuya gülümsedim.O kadar güzel kokuyor ki...Kafamı kaldırmamla dolap aynasında göz göze gelmemiz bir olmuştu.Küçük bir gülümseme sunduğum da bir anda arkasına yaslandı,yani bana.
Makineyi kapatıp kenara koydum,zaten neredeyse bitmişti.Arkadan sarılıp ellerini tuttuğumda aynadan bana bakmaya devam ediyordu."İyiki varsın ya sevgilim." Gülümsedim. 'Duygusallığınızdan eksilen bir şey yok anlaşılan beyefendi.'
Sesli bir şekilde güldüğünde yanağına küçük bir öpücük kondurdum.Bir anda arkasından kalktığımda düşecek gibi olsada dengede kalmayı başardı.
'Hadi yemeğe!' oda hızlıca peşimden geldiğinde masaya oturduk.İkimizinde masamızda belli bir yeri vardı.Ama bazen karşı karşıya oturmaktansa yan yana oturmayı tercih ediyorduk.
Ben bu sefer direkt olarak Minho'nun yanına oturdum.'İstersen daha var.' "Pek yiyebilecegimi sanmıyorum aşkım." Dudaklarımı büzerek ona baktığımda yemeğini yemeye başladı.
Hafif bir fısıltıyla "Şu adam yüzünden mesleğimden de yemekten de soğudum yemin ederim." Çatalı bırakıp elleriyle yüzünü sıvazladığında içim gitmisti.1
Minho aşçı olma yolunda ilerliyordu.2
Uzanıp ellerini tuttuğumda yeniden dolu gozlerle bana baktı.Siktir.Bu kadar üzecek ne yaptı bu adam.
'Gercekten yarın ben de geleceğim galiba.' küçük bir gülümseme yerleşti dudaklarına.
Bir elim yanağına gittiğinde konuştum 'Ne oldu bugün anlatmak ister misin?İyiysen tabi yani nasıl iyi hissedeceksen bebeğim.' baş parmağıyla elimin tersini okşadı. "Önce yemeğimizi yesek?" Hızlıca başını salladım.
'Sonra da sana puding yaptım!Onu yeriz!' kocaman bir gülümseme yerleşti yüzüne."Of sevgilim benim. Sen misin aşçı ben mi belli değil." 'Üzgünüm sayın Lee Minho,bizim evimizin aşçısı benim,o yer çoktan dolu maalesef!'
-
Bir sonraki bölüm ne olduğunu öğreneceğiz!5
Seviliyorsunuz,yıldızcığı renklendirmeyi unutmayın★
Yorum yaparsanız da mutlu olurumm🥹
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.84k Okunma |
567 Oy |
0 Takip |
14 Bölümlü Kitap |