Yemek yedikten sonra birlikte balkona çıktık.Yağmur yağıyordu ama iki yağmur aşığı için bu pek sorun değildi.4
Balkon camlarla kapalı ve oldukça büyüktü.Birlikte yaptığımız ledlerle kaplı,armut koltukların olduğu yere elimde battaniyelerle koştururken Minho arkamdan kahvelerle geliyordu.Pembe yeşil armut koltuklara oturduktan sonra Minho'ya baktım.Göz göze gelmemizle birlikte benim oturduğum yere doğru uzanıp kendi yanına doğru çekti,ikimizin ki birleşti.Başımı omzuna koyup yağan yağmuru izlemeye başladım.5
Arkadaki ledler sayesinde camda içerinin yansıması görünüyordu. Gözlerim Minho'ma döndüğünde gözlerini kapatmış şekilde burnunun saçlarımın arasında dolaştığını gördüm.Uzanıp elini tuttum.Bir elimi de onun saçlarına götürüp karıştırdığımda başını kaldırarak bana doğru eğdi.
Bana yaklaşmasıyla hızlıca dudaklarına bir öpücük kondurup geri çekildim.'Ne zaman anlatıcaksın?' gözlerini kırpıştırarak bana baktı."Boşuna kafanı yormanı istemiyorum." 'Boşuna derken?Senden daha önemli hiçbir şeyim yok Minho,tabi ki yanında olacağım.Anca beraber kanca beraber.' oflayarak bana baktı.6
'Hadi,söyle işte sevgilim.' başımı omzundan kaldırdım ve oturuşumu düzelttim."Şimdi şöyle..." söylemek için doğru kelimeleri seçmeye çalışıyordu ya da söylemekte zorlanıyordu,bilmiyordum ama bir şey söylemesine engel oluyor gibiydi.Güç vermek istercesine gülümsedim.
"Dün restauranta çok önemli bir grup gelecekti.Asıl ana yemekleri yapması için de tek kişi seçti,canım patronum.O kişide bendim ve o yemeğin ne kadar meşakatli olduğunu hatta sadece sunumu için ne kadar çok uğraştığımı anlatamam sana..." dudaklarını ısırdı."İşte sonra denetlemek için geldiler,biliyorsun hiçbirimiz profesyonel değiliz.Sonra tam benimkilerin tadımında patron geldi...İşte tadına baktı ve iğrenir gibi bir yüz yaptı,gözlerimin içine baka baka yediği şeyi tükürdü.Sonra bir anda tabağımı alıp ayaklarımın ucuna fırlattı.Diğerleri sakin olmasını falan söyledi,Hyunjin kenardan iki çatal aldı biri kendine biri Changbin'e cidden öyle mi diye denemek adına.Bunu gördü sonra bir anda bağırmaya başladı...siz benim dediğime inanmak yerine...onun iyi yaptığına mı inanıyorsunuz,gibi şeyler söyledi,bir tanesine yaptığı yetmemiş gibi hepsini teker teker yere fırlattı, ayaklarıyla hepsinin üzerinde tepindi.Hak ettikleri yerdeler artık, gibi aşağılayıcı şeyler söyledi.Beni odasına çağırdı,konuştu baya." derin bir nefes verdi.6
"Jisung." başını yana yatırdı.Hafifçe burnumu çekip saçlarımı geriye doğru savurdum.'Aşkım.' "Bakma bana öyle." artık gerçekten ağlamamak için kendimi dehşet derece sıkıyordum.Kendimi tutmadan direk boynuna atladım. Sanki ihtiyacı olan buymuş gibi anında sıkıca sarıldı ve hızlıca öpücükler kondurmaya başladı saçlarıma,ona iyi gelen tek şey buymuş gibi.Benmişim gibi...
Asıl canımı yakan neydi biliyor musunuz?Ben çok üzülmeyeyim, kafama takmıyım diye en sadece haliyle anlatmıştı,çok belliydi.Kendi canının yanmasını göze alıp içine atıyordu her şeyi.Sanki önemli olan bu durumda bile benmişim gibi.2
Onu daha çok üzmemek için hafifçe uzaklaşıp ona baktım dolu gözlerimle gülümseyerek.Kötü anıların üzerine güzel anılar eklemek o kadar da zor değildi değil mi?Belki sağlam olmazdı bu,kötü bir temele harika bir bina inşa etmek ve olası bir depremde onun yıkılışını izlemekle aynı etkiyi yaratıyordu belkide,ama hayat bize iyileşmek için başka seçenekler de sunmuyordu işte.
'Hangi yemekti bebeğim?' soruyu sormamla beraber yanından telefonunu aldı,telefonu ikimizin görebileceği şekilde tuttu ve galeriye girdi.
Yemeklerle olan kocaman gülümsediği bir fotoğraf vardı.Sekiz tabak?Sekiz tabak aynı yemekten mi yaptırmışlardı?Yemeğe dikkat ettiğimde dehşet derece güzel bir sunumu vardı ve lezzetli olduğu dış görünüşünden bile belli oluyordu. Zaten onun yaptığı bir şeyin kötü olabileceğine inanmak güçtü.2
Dolu gözlerimi ona çevirdiğimde bana baktığını gördüm.Göz göze gelince telefonu kapatıp yeniden yanına koydu.
'Çok güzel görünüyorlar bebeğim, yemin ederim sana kötü yapmış olma ihtimalin yok.Hele ki sekiz tabak yapmışsın!Onun yaptığı insafsizlik.Senin yaptığın bir yemeğin kötü olma şansı yok.' cevap vermeden gözlerini kaçırdığında uzanıp elini tuttum.1
'Peki sana takık olduğunu biliyorum ama nasıl müşterileri de riske atmış böyle?' belki saçma bir soruydu şuan için ama bu olay akışına uymuyordu."Riske atmamış zaten." Kaşlarımı çatarak ona baktığımda devam etti."Yemeği yapmak için görevlendirilen kişi ile ayrı mutfaklarda çalıştığımız için benim haberim olmamış..." şaşkınca ona baktığımda güldü.Gercekten bu bir komploydu,tuzaktı.7
Dilimi yutmuş gibi ona baktığımda kahkaha attı.Bir anda yüzümü avuçlayıp yanaklarımı öptü.
"Tepkini yiyeceğim,iyiki varsın güzelim benim,çok seviyorum seni cidden her şeyden çok seviyorum." Küçük bir gülümsemeyle ona baktım.
Ellerimi bileklerine sardım. 'Duygularimiz karşılıklı beyefendi.' dediğimde "Artık şu konuyu bir daha açmayalım olur mu,lütfen?Ben seninleyken unutuyorum zaten."
Kafamı yavaşça salladım.'O zaman son sözlerimi söylüyorum yarın o lanet yere gitmiyorsun.Buna bir daha asla moralini bozmuyorsun ve hiçbir şeyi bak,hiçbir şeyi benden saklamiyorsun.Senin yanında olmak istiyorum.Sen beni kırmamak için hep böyle şeyleri gizlersen ben sana nasıl iyi gelebilirim?Hem bu bizim ilişkimize de zarar verir,yani veremez tabiki d-' "Bebeğim biliyorum ben bunları,tamam mı?Çok özür dilerim çok büyük bir hataydı bunları saklamam ama sen uzun zaman sonra iyiyken, mutluyken bozan kişi ben olmak istemedim.Beni de anla olur mu?Hem senin varlığın bile bana delicesine iyi geliyor.Ayrıca bizim ilişkimize değil ki bu hiçbir şeyin zarar vermesine izin vermem." Sonunu aynı anda söyledik 'İkimizde asla buna izin vermeyiz.' "İkimizde asla buna izin vermeyiz."1
Heyecanla yerinde kipirdandi "Bence bir süre staj yeri denemelerine ara verip sevgilime vakit ayırmalıyım,ne kadar uzun zaman olmuş böyle birlikte oturmayalı." Hızlıca kafamı sallayarak onayladım 'Sevgilinde birazcık derslerini asıp sana z-' "bebeğim..." bıkmış gibi bir nefes verdi.
"Sen derslerine odaklan zaten son senen,bu gidişle bu iş uzar bak." haklıydı,ustelemeden dudaklarımı büzdüm.
Bir anda heyecanla yerimden kalkınca şaşkınca bana baktı.'Bugünkü yemeğin malzemeleri nelerdi?' gözlerini kırpıştırdı birkaç kez."Neden soruyorsun ki?" anlamamazliktan geldiği çok barizdi.'Şimdi birlikte yapacagız çünkü.' gülümsedim kocaman,gülümsedi.Gözleri parladı,karşı çıkmak istese de kendiside biliyordu iyi geleceğini,bana bunu öğreten de oydu.1
Ayağa kalkıp elimi tuttu sıkıca."O zaman şimdi markete gidiyoruz!" elini bırakmadan peşinden ilerlerken hızlıca yanına varıp yanağına küçük bir öpücük kondurduğumda oda aynı şeyi bana yaptı.
Yolda giderken son ses müzik açmıştım,şarkı söyleyip dans ederek yürüdük bütün yolu.Normalde buna çok utanırdım ama yanımda Minho olduğunda güzel olan hisler dışında hepsi yok oluyormuş gibi geliyordu.Ne kadar saçmaymış eskiden kendime yaptığım,ben bu anı yıllar sonra bile hatırlayacaktım bu insanlar ise yanlarından geçip gittiğim kişiler olucaktı.Sırf onlardan utandığım için bu anları yok etmeye değer miydi hiç?
Markette almamız gerekenlere ek olarak bir sürü aburcubur aldıktan sonra geri döndük.
İkimizde kendi önlüklerimizi taktığımızda yumruklarımızı tokuşturduk 'Hadi başlayalım biricik şefim!' "Başlayalım bakalım sevgili aşçım."3
_
Benim çocukları üzebilme sürem bu kadar maalesef bu çift için çünkü hiç ayrılabilecek gibi değiller açıkçası olamaz öyle bir şey yakışmaz yani bence.Birbirlerini her durumda destekleyen,sağlıklı bir ilişkileri varr!Hem gerçek hayatta yeterince kafamızı allak bullak eden şeyler var,bari biraz olsa burada kafa dağıtalım.Zaten Minsung'a bu yakışırrr benim açımdannn.10
Seviliyorsunuz,yıldızcıkk!7
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.81k Okunma |
567 Oy |
0 Takip |
14 Bölümlü Kitap |