O parlaklık sadece sana.

Jisung'tan

"Ya ben gerçekten sizi ayakta alkışlıyorum!Lan daha dün sevgili olmadınız mı siz,bizi şu oyundan kovduracak o minnacık odanın içinde ne bok yediniz?"diye neredeyse bağıran Hyunjin hyung'a dil çıkartarak Minho'nun arkasına geçtim."Ya hyung karışmıyım diyorum ama harbiden ya adamlar kendi eliyle bizi tutup çıkışa götürdü ya,daha ikinci leveldeydik!" diyen Jeonginle daha fazla Minho'nun arkasına saklandım.

"Jisung artık sabahları benim kahvemi içmediği için eksiklik hissediyordur o yüzdendir yani,eksiklik hissi nasıldır bilirim..." diyen Chan hyunga dudaklarımı büzdüm.Saçma da olsa haklı,Minhoyla yaşamaya başladığımızdan beri neredeyse hiç gitmedim."dedi Chan hyung bugün 12. kez." "Yuh Seung saydın mı cidden?" Seungmin hızlıca kafasını salladı.

Minho'nun arkasından çıkarak Chan hyunguma sarılmaya gittim.Yol boyunca o kadar çok bu konudan bahsettiler ki utançtan gebericektim.

Tam biz ayrılırken Changbin hyung yanıma gelerek binlerce kez teşekkür etti.En azından o bu durumdan memnundu...Ne var yani bir fazla şey yaptıysak içerde?Orda kamera mı olur canım,mahremiyet lütfen.

Sonununda çocuklarla vedaştığımızda Minho sıkıca elimi tutup montunun cebine koydu.Utandığım için konuşmaya bir türlü başlayamamıştım,oda konuşmuyor...'Minho'm' bana baktı."Güzelim" gözlerimi kırpıştırarak ona baktım,o kadar çok birlikteyiz ki ona dönüşmeye başladığımı hissediyorum.

'Eve mi?' "Sormuş olmak için mi soruyorsun yoksa cidden mi?" kafamı iki yana salladım.'Cidden soruyorum aşkım.' düşünür gibi bana baktı."Sen şuan üşüyor musun?" gözlerine bakıp gülümsedim,cebinde duran ellerimizi hafifçe oynatıp elini okşadım.'Bu haldeyken bu pek mümkün değil.' bir anda eğilip yanağıma küçük bir öpücük kondurmasıyla gülüşüm iki katına çıktı.

Aklıma gelen şeyle heyecanla zıpladım 'Minho!Sahile gidelim ilk karşılaştığımız yere hem çok uzun zamandır gitmedik!' küçük bir kahkaha attı,yüksek ihtimal heyecanım içindi."O zaman önce üzerimizi değiştirelim çünkü ikimizin de hasta olması en son isteyeceğim şey hem de orda yapıcak bir şeyler bulalım olur mu sevgilim?" 'Olur tabi.Hadi yarışalım!'

Bunu söylememle ellerimizi ayırarak koşmam bir oldu."Hey hile yapıyorsun!" kahkaha atarak koşmaya devam ederken tam bana yaklaştı mı diye bakacaktım ki ayaklarımın yerden kesilmesiyle çığlığı bastım."Her yerde anca beraber kanca beraber." 'Minho ya bebek değilim ben,belin ağırır!' kaşlarını çatarak bana baktı."Bebek olmayabilirsin ama benim bebeğimsin." 'Ya ama...' göz göze geldiğimizde bana göz kırparak eve doğru koştu.Şapsal.

_

Sahil kenarında oturmuş kahve içerek uno oynuyoruz.Ve benim bebeğim yine kazanma hırsıyla yanıp tutuşuyor.Her oyun oynadığımızda gülmekten karnım ağrıyordu.

"Bu turu da kaybedersem çıldıracağım..." diye mırıldandığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.5 dakikadır unomun hangi renk olacağını hissetmeye çalışıyordu.En son aklıma gelen fikirle çaktırmadan kenardan bir kart daha olarak elimdeki kartın arkasına sakladım.

'Minho'm' gözlerini kartlardan ayırmadan konuştu "Jisung,aşkım dikkatimi dağıtma bebeğim." gülmemek için nefesimi tutmam gerekti.'Ama çok önemli...' kaşlarını çatarak gözlerini bana çevirdiğinde elimdeki kartı havaya kaldırdım ve arkasındaki kartı çıkartarak göz kırptım.İnanamıyormuş gibi gözlerini kocaman açarak bana baktı.

Hiç düşünmeden elindeki bir kartı attığında artık kahkahamı tutamadan anırmaya başlamıştım,benim normalde olan unomun rengini attı!"Noldu aşkım ya?" anlamaz gözlerle bana bakarken durmaya çalıştım.'Çok sinirim bozuldu boş ver beni.' diyerek kartı attım.'Uno!'kader benden yanaysa ne yapabilirim?

"Jisung..." 'Bebeğim?' göz göze geldiğimizde başını yana yatırdı."Bu oyunu son oynayışımız bir daha asla seninle oynamam ben bunu." dediği şeyle kahkaha atmam bir oldu."Hatta" diye fısıldayarak bir anda ortadaki kartları etrafa dağıttı.

Şaşkınca ona baktığımda emekleyerek karşıya geldi,yani benim yanıma.Başını omzuma koyduğunda dayanamayıp bir kahkaha daha atmam bir oldu.'Hadi önce şu kartları toplayalım.' oflayarak omzumdan kalktı ve beraber etrafı toplamaya koyulduk.

Güneş yavaş yavaş batmaya başladığında Minhomun dizlerine yattım.Bir eli yine saçlarıma gitti.Bu o kadar çok hoşuma gidiyordu ki.

"Güneş senin yüzünden batıyor." kaşlarımı çatarak gözlerimi ona çevirdiğimde zaten bana baktığını gördüm.Elimi kaldırıp saçlarına daldırdım,elim orada oyalanırken konuştu "Sen öyle çok,öyle güzel parlıyorsun ki güneş kendinden utanıyor." çok aşığım. 'Ben mi çok parlağım?Hiç aynaya baktın mı sevgilim,sadece gözlerinin bile nasıl parladığını bir bilsen.' düşünür gibi yaptı "Sanarım bunu hiçbir zaman göremeyeceğim." uzunca bana baktığında dudaklarımız aynı anda aralandı."O parlaklık sadece sana." 'O parlaklık sadece bana.' gülümseyerek ona baktım.

Bir anda dizinden kalktığımda soran gözlerle bana baktı.'Hadi gitarı çıkaralım!' "Sen çal ben söyliyim." dediğinde heyecanla başımı salladım.Gitarı alıp karşısına oturdum.

'Hangi şarkı?' "Bizimki?" cevap vermeden direk şarkıya girdim.Söylemeye başladığında gözlerimi ona çevirdim,sevgilime.

"Whenever I'm alone with you.You make me fell like ı am home again..." söylemeye devam ettiğinde dolu gözlerle onu izledim.

Şarkı biter gitmez gitarı bıraktım,anlamış gibi kollarını açtı.'Çok seviyorum seni.' belimi okşadı yavaşça."Ben de seni,her şeyden çok." ayrılıp yanağına küçük bir öpücük bıraktım.

"Eve gidelim mi?" 'Neden ki?' "Uyuyalım sevgilim." ' Ay benim bebeğimin uykusu mu gelmiş.' derken yaklaşıp yanaklarını sıktım.Yine parlayan gözlerle bileklerimi kavradı.Kendine çektiğinde dengemi sağlayamadan kucağına düştüm.Dudaklarımızı birleştirdi kısa sürede olsa."Birlikte uykumaktan söz ediyorum..." 'Ya!' kucagından kalkıp kızan gözlerle ona baktım.Gözlerini kırpıştırdı masumca."Ne var sevgilime sarılıp uyumak istiyorsam?Sen ne anladın bakalım?" gülüşü bile demek istediği şeyi anlatıyor,ya tabi sarılıp uyumak...'Of Minho of!' hızlıca eşyaları toplayıp evin yolunu tuttuğumuzda ben hızlı adımlarla önden gidiyordum.

"Jisung'um..." sesinin kısık çıkmasıyla inadı bırakıp ona baktım.'Bebeğim?' "Bekle beni,birlikte yürüyelim,lütfen!" elimi tutması için uzattığımda koşarak sıkıca elimi tuttu ve elime küçük bir öpücük bıraktı.

_

Çok alakasız bir yerde bitti ama olsunn,ben hiç üzücü sahne,kavga vb şeyler yazmadığımı fark ettim ya...(aklımda deli fikirler)

Seviliyorsunuzz.

YILDIZCIIKK!!