7. Bölüm

Sanki Dünya sadece o an için varmış gibi

★Bebeğinn Bebiikii★
skzlovia_8s

Sabah gozlerimi araladığımda yanımda yatan Minho'yu görmek için kafamı kaldırdım göz göze geldik."Günaydın güzelim." 'Günaydın,ne zaman kalktin sen ya?' "Daha yeni uyandım ben de." Gözlerimi ovusturmak için ellerimi kendime çekeceğim sırada gözlerimi büyüterek oturur pozisyona geldim.Kuala gibi sarilmisiz birbirimize...Bu hareketim gülümsemesine sebep olmuştu.6

"Hayatımdaki en iyi uykumdu sanarim." 'Ya!' öne eğilip omzuma vurdugumda bileğimi yakalayarak yeniden göğsüne çekti."O yüzden bence biraz daha uyuyabiliriz." 'Ya Minho!Saat kaç ki?' Uzanıp telefonu aldığında ekranı bana çevirdi.'Yuh!' saat öğlen iki.'Ben nasıl bu saate kadar uyudum,sen zaten hastasın ama...' "Bütün gece uyumadigin için olabilir,sürekli kalkıp kontrol ettin."

Gece birkaç kez kalkıp Minho'nun ateşini kontrol etmiştim arada bir yukselsede en baştaki kadar kötüleşmemisti.

'Sen iyi misin bu arada,şimdi ateşin var mı acaba?' Doğrulup ateş olceri aldım.Cikan sonuca dudak büzdüm.'Asla tam olarak düşmedi dünden beri...' Yine gözlerine baktığımda o parlayan gözlerle bana bakıyordu."Sadece usuttum işte bu kadar endişelenmene gerek yok." 'Nasil gerek yok,Minho dünden beri ne kadar kötü olduğunun farkında mısın,eğer ben böyle olsam sen en-' "ambulans çağırmaya kadar gidebilirdi." Söylediği şeye kocaman gözlerimi açtığımda kahkaha attı.'Yuh biraz abartı oldu,ambulans çağırmayi gerektirecek kadar kötü müsün cidden niye öyle dedin şimdi?' bunu söylediğimde yeniden kahkaha attı."Hayır tabiki,fazla endiselenmek anlamında söylemiştim.Senin saçının teline zarar gelse kafayı yerim." Dudağımı ısırıp üstten ona baktım.

'Hadi doktora gidicez,itiraz yok!' dudaklarını büzdü.'Ama yapma böyle...'kaldirmak için elini tuttum. Yavasca kalktı.'Ağrın var dimi?' "Birazcık." 'Gel once ağrı kesici içelim.'

İlaçları içip ikimizde ustumuzu değiştirdikten sonra çıktık.

Otobüs için durakta beklerken sessizce oturuyorduk."Jisung..." Yüzümü ona çevirdiğimde kafasını arkaya yaslamış bana bakıyordu. 'Bebegim?' Dilin kopsun Jisung,o da bu kadar tatlı bakmasın ya!Kocaman gulumsedi."Sen çok yoruldun,hiç doğru düzgün uyumadın da eğer serum takarsa orda uyu lütfen,benim için." 'Ben yorulmadim ki,hem uyuduk zaten.' "Serum olmayan kolumun altında yanimda uyuyabilirsin ya da koltuk falan olursa..." Kızarmış gözlerine baktım.'Sanarim uyuma konusunda seçim şansım yok.' "Hayır,yok." Öyle sessizce birbirimize baktığımızda oturduğum yerde ona yaklaşıp kafamı omzuma koydum.Başını kafama yasladı.2

_

Hastaneye gittiğimizde birkaç ilaç içirip serum taktılar ben de onunda dediği gibi yanında uyumuştum.

En sonunda ateşi tamamen düştügunde bu derin bir nefes vermeme sebep oldu, rahatlamıştım.

Hastaneden çıktık.'Eve mi?' "Bir yere mi gitmek istersin?" 'Yok yani o yüzden sormadım da...' göz göze geldiğimizde ne oldu anlamında tek gözünü kırptı.'Ya öylesine sormuş olmak için,sessizlik olunca kötü hissettiriyor,sen konuşmayınca falan.' Gulumsedi,sonra bakışları burnumun ucuna kaydı.Yuksek ihtimal kızarmıştı."Üşüyor musun?" 'Azıcık belki' Elini montunun cebinden çıkardı ve elimi tuttu.Önce iki eliyle benim ellerimi sıkıca sardı."Buz gibi olmuşsun..." Bir elimi bıraktı,digerini kendi eliyle beraber montunun cebine soktu,baş parmagıyla elimi yavaşça okşadı.Bunlar olurken yolun kenarında öylece duruyorduk.Kafasını kaldırdıgında göz göze geldik.

Nasıl böyle hissettirebilirdi?Nasıl kalplerimizin birlikte çarptıgını hissettirebilirdi bana?"Hey ne old-" cumlesini tamamlamasına izin vermeden ellerimizi ayırıp boynuna atladım.Ne kadar sıkı sarılabilirsem o kadar sıkı sarılıyordum.Bu sefer ellerinin yerini alması uzun surmuştu."Jisung'um,iyi misin?" O an garip bir his kapladı içimi.Neden ikimizde böyle hissederken zaman kaybedelim ki,yeterince geç kalmadım mı?O an butun duygularımı bir kenara atıp içimden geleni söyledim.'Seni çok seviyorum Minho'm,bebegim.' bedenimde hissettiğim kalp atışı kendi kalp atışımın iki katına çıkmasına sebep olmuştu.2

"Jisung..." 'Bebegim...' boynundaki ellerimi gevsettim ve yüzünü görebilecek şekilde ellerim boynuna sarili halde yüzümü uzaklastirdim."Hangi anlamdaydi bu cümle?" 'Sen hangi anlamda anlamak istiyorsan o anlamda.' Gülümseyerek ona baktım.Bir süre her zamanki gibi parlayan gözlerle bana baktı.Sonra bir anda ellerini belimden ayırıp yüzümü avuçladı ve yanağıma kocaman bir öpücük bıraktı.Sonra hızlıca benden ayrıldı,zıplayarak önümden yürümeye başladı.Tabi ben olduğum yerde kalmıştım."Hadi evimize gidelim!" bu sözun ardından bir gülüş dolduruştu sokağı.2

Kendime geldiğimde yetişmek için hızlıca arkasından koştum ve bir anda elinin cebinde olduğu koluna girdim.'Kendini iyi hissediyorsun değil mi?Hala ağrın falan var mı?' hızlıca kafasını iki yana salladı.Yüzünü bana doğru eğip "İnan bana şuan hiç hissetmediğim kadar iyi hissediyorum." utangaç bir şekilde gülerek koluna sokuldum.Tamam,artık bu utangaçlık meselesi Minho'ya karşı çok işlemiyordu.

Eve geldiğimizde sırayla duş alıp yemek yedik.Sonrasında ikimizde odalarımıza çekilmiştik.Gece 11 sularıydı.Minho'yu kontrol etmek için odasına gitmeye karar verdim.Sonucta patdadanak iyileşemezdi değil mi?Ne güzel bahaneler buluyorum böyle.7

Odasının kapısını birkaç kez tıklatmama rağmen ses gelmeyince girmek zorunda kalmıştım.Gördüğüm manzara ise içimi ısıtmaya yetmişti.Bebek kulağında kulaklıkla uyuyakalmıştı.Sessizce önünde diz çökerek kulaklığı kafasından çıkardım.Önüne gelen birkaç saç tutamını yavaşça düzeltirken aynı zamanda kenardan ateş ölçeri aldım.Ateşini ölçtükten sonra tam elimi çekecektim ki bileğimi tutmasıyla duraksadım.Elini elime kenetleyip yüzünün yanına koydu,başparmağıyla hafifçe okşuyordu.Gözlerini hafifçe araladığında göz göze geldik.Çekindiğim için konuşmamayı seçtim ve gözlerine baktım."Uyanınca direk seni görmek çok güzel." gözlerimi kaçırdım.'Terlemişsin uyurken...' diye fısıldadım kısık sesle ve üzerindeki örtülerden birini çektim.Saçlarını düzeltirken fark etmiştim terlediğini."Senin güzelliğinin ateşindendir o." omzuna vurarak ellerimizi ayırdım.'Pislik ya anca iltifat anca!'Arkamdan kahkaha attığında odadan çıkıp kapıyı kapattım.Sonra yeniden açıp kafamı içeri soktum.'Şey eğer uyumayacaksan salona gelsene,çok sıkıldım ben.' gülümseyerek başını sallayınca yeniden odadan çıktım.Ve mutfağa gidip kahve yaptım.

Tam bardakları dolaptan çıkarmak için uzandağımda tezgahın iki yanında eller görmemle duraksadım.Kahretsin elleri çok-Saçmalama Jisung.Hızlıca arkamı döndüğümde bu kadar yakın olmayı beklemiyordum.Neredeyse burun burunaydık.'Minho ne yapıyorsun?' "Asıl sen ne yapıyorsun güzelim?" 'Ya ben kahve yapıyordum.' ciddi ciddi cevap mi verdim ben şimdi?Fazla heyecanlanınca aklımın durduğu doğru.6

Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı."Aklımı başımdan aldığını söylemek istiyorum." 'Minho...Cidden ne yapıyorsun?' biraz daha yaklaşıp burunlarımızı birbirine sürttü.Bu his gözlerimi kapatmama sebep oldu."Beni sevdiğini söyledin..." 'Evet,söyledim?' Madem o başlattı,Han Jisung bundan geri kalamaz. "Benim cevabımı merak etmiyor musun?" Tezgaha dayalı olan ellerimi üzerindeki sweatin iplerine doladım ve onlarla oynamaya başladım.Yüzümde küçük bir tebessüm vardı.'Sen cevabını fazla belli ettiğin için biliyorum zaten.' Hafiften fazla sıcak olmaya başladı.Yüzünde yavaş yavaş kendini belli eden bir gülüş oluştu,o istekli bakışları bir anda yumuşamıştı.Duygu değişimi yaşamıştık?Bir kez olsun ilk adım benden gelsin.3

Hala yüzünde bir gülümseme varken bu fırsatı kaçırmadım ve tuttuğum ipleri sertçe kendime çekip ellerime doladım.Dudaklarımız hafifçe birbirine değdiğinde ileri giderek dudaklarımı bastırdım.Nefesini tutması hafifçe gülümsememe sebep olmuştu.Hafifçe geri çekildim.3

'En güzel iyikim.' diye fısıldadım.Bunu dememle elleri iplere dolanmış ellerimi buldu ve onları çekerek kendi boynuna doladı.Kendi elleriyse belime yerleşti ve bedenlerimizi tamamen birleştirdiğinde dudaklarıma yöneldi.

Heyecandan ellerim titremeye başlamıştı önemsemeyerek ellerimi saçlarına yönlendirdim.Bu ev arayışına ilk başladığımda bir hissi çok merak ettiğimi söylemiştim.İnsanları mutluluktan ayakları yerden kesiliyormuş gibi hissettiren,uçabilecek kadar özgür,imkansızlıkları imkanlı kılabilecek derecede hissettiren bir duygu.Şuan tam olarak bunu yaşıyordum.Sanki Dünya sadece bu an için varmış gibi hissediyorum.5

Yavaşça dudaklarımızı ayırdığında nefes nefese kaldığımı o an fark etmiştim.Alınlarımızı birleştirdi.Elleriyle belimi okşadı."Her zerren benim için yaratılmış gibi hissediyorum."dediğinde zorda olsa gözlerine bakmıştım.Dudaklarımı büzdüm.'Minho'm...' Bir elini yanağıma çıkardı."Jisung'um,güzelim,bebeğim,hayatım." Ensesindeki saçları okşadım.'Sana geç kaldığım için özür dilerim.' Bunu söylememle anında yüzüme küçük bir öpücük kondurdu."Hiçte bile şuan tam zamanıydı." gözlerine bakmaya devam ettiğimde yine parlayan gözlerle bana bakıyordu.2

"Çok aşığım sana,çok tahmin bile edemezsin." Ellerini vücudumdan çektiğinde ben hala sadece ona bakıyordum.Tezgaha çarpan seslerle irkilmiştim ki bunu fark ettiğinde konuştu."Kahve için bardak." diyerek bana gösterecek şekilde iki elindeki bardağı salladı.1

Önümden çekildi ve kahveleri yapmaya koyuldu.Hiç düşünmeden arkasından sarıldığımda elleri direk ellerimi buldu.Başımı sırtına yaslayarak konuştum 'Gerçekten baştaki teklifini gerçekleştirdiğine inanamıyorum,resmen bedenen aradığım bir evde kalbime de bir yuva buldum.'6

_

Yıldızı renklendirmeyi unutmayınn!3

 

 

 

 

Bölüm : 04.01.2025 21:51 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...