Bunu söylemesiyle bakakaldım.O an o şarkının çoktan bittiğini fark ettim.Nasıl duymamışım?'Nasıl böyle konuşabilecek kadar tanıyorsun beni?' gözlerim ellerimize kaydı,sıktığımı fark ettiğimde tam özür dileyerek çekecektim ki anlamış gibi tutuşunu sıkılaştırdı."Sen nasıl bana hala bu kadar uzak olabilirsin?" 'Hayatımda ilk defa bu kadar hızlı ısındım,beni tanımıyorsun insanlara alışmakta zorlanırım.Sen de cevap vermelisin?' dudağının kenarı kıvrıldı."Hmm yeni bir bilgi bunu sevdim.Sebebini daha ilk konuşmamızda söylemiştim." Oflayarak 'Bu pek açıklayıcı değil...'dedim.
Gözleri sırtımdaki kanatlara kaydığında küçük bir kahkaha attı."Hadi fotoğraf çekilelim!" hızlıca ve istekli göründüğünü düşündüğüm bir ifadeyle başımı salladım.'A bu arada Minho bu oyuncaklar nereden geldi?' "Birkaç gün önce arkadaşım kardeşiyle birlikte gelmişti de o unutmuş." aa diye küçük bir mırıltıyla başımı salladığımda kamerayı ikimize tuttu.Öylece arkasında durup kameraya gülümsediğimde kaşlarını çatarak bana döndü.
"Ya Jisung poz versene ama!" 'Ne yapmam gerekiyor?' "Bilmem içinden ne geliyorsa" kısa bir süre düşündükten sonra ona yaklaşarak iki elimin işaret parmağını yanaklarına dokundurdum. Gözlerini kocaman açıp kameraya baktığında çekinerek ellerimi çektim. 'Özür dilerim bir a-' "Saçmalama! Hemen parmaklar eski yerine,sadece öyle beklemediğim için şaşırdım." gülümseyerek omuz silktim ve eski pozisyonuma geri döndüm.'Bir de şey yapalım...'tacındaki iki kulağı tuttum.Bu kahkaha atmasına sebep olmuştu."Çok tatlısın Jisung ya,ben nasıl bütün gün böyle dayanacağım?" gözlerimi kırpıştırdım.'Şey teşekkür ederim de neden dayanamayacaksın?' tam konuşmak için ağzını açtığında 'Minho ya da boş ver şimdilik utanma kotami doldurdum.' bunu dedikten sonra güldüğümde benim gülüşüme bakarak o da güldü.
-
Minho odayı süpürürken ona seslenmeye çalıştım.'Minhoo!' duymadığında çekinsemde gidip fişi çıkardığımda şaşkınca arkasına döndü.Beni gördüğünde gülümsedi,sürekli bunu yapıyor.'Neden odayı süpürüyorsun?' Saçlarını karıştırarak bana baktı."Belki bugün burda kalırsın diye düşündüm,beklememize gerek kalmaz yani belki...istersen." 'A şey...' dudaklarını büzerek bana baktı. 'O zaman evde kalan son eşyaları da şimdi getirip tamamen yerleşsem olur mu?' heyecanla kafa salladı."Tabiki zevkle hadi!" zaten iki bina ötede olduğu için hemen gidip eşyaları aldık.Eve gelip onları da yerleştirmemiz yaklaşık kırk dakikamızı almıştı.
"Yeni evine tam anlamıyla hoşgeldin Han Ji!" hitabı gülümsememe sebep oldu.'Hoşbuldum!'Kim derdi öylesine astığım ilanlar böyle bir karşılaşmaya sebep olacaktı.O gün ilanlar toplandığında ne kadar üzülsemde bir yandan da öyle olmasıydı kabul etmeme ihtimalim de yüksekti.O yüzden iyi ki demeliyim galiba...5
"Bunu kutlamak için tatlı mı yapsak!" Dudaklarımı büzdüm.'Bütün gün evle uğraştık çok yorulmadın mı?Yarın kutlasak olmaz mı hem saatte geç oldu.' saatti unutmuş gibi telefonunu açıp saate baktığında kaşları çatıldı ve kısık sesle fısıldadı "Zaman ne kadar hızlı geçmiş,hissetmedim bile." duymuştum."Nasıl istersen o zaman, ne yapalım uyuyacak mısın?" başımı yana yatırdım.'Uyuyabilir miyim?' güldü."Tabiki neden soruyorsun ki zaten,ben genelde geç uyurum bir şeye ihtiyacın olursa odama veya salona neredeysem fark etmez çekinmeden gel." 'Ben biraz uykucu biriyimdir...tamamdır teşekkür ederim!' Gülümseyerek el salladı.Fazla mı tatlı?
"İyi geceler Jisung." 'İyi geceler Minho birde şey teşekkür ederim,her şey için hem yardımın hemde bana karşı bu kadar iyi olduğun için...' "Ne demek zevkle yardım ettim hem sadece içimden geldiği gibi davranıyorum bunun için teşekküre gerek yok." bu sefer el sallayan bendim.Odadan çıkıp kapıyı kapattı.
'Alo Minho?' koltukta kucağımda Doriyle oturmuş ayaklarımı sallayarak konuşuyordum."Efendim güzelim,bir şey mi oldu?" Hitap şekli yine otuz iki diş gulumsememe sebep olurken konuştum 'Sey çok geç kaldın da merak ettim,sadece markete gidicem demiştin...' "Çok az kaldı 5 dakika içinde yanındayım!" 'Tamam o zaman, bekliyorum ben' "Görüşüz!" 'Bay bay!' telefon kapandıktan iki dakika sonra zilin çalmasıyla adete kapıya uçtum ve kapıyı acmamla çığlık atmam bir olmuştu.Kucaginda kocaman bir yılbaşı ağacı var!4
Ben şaşkınca ona bakmaya devam ederken ayakkabılarını cikarttı içeri geçti.'Bu...' "Geçen hafta film izlerken anlattığın hayalindeki beyaz büyük yılbaşı ağacı!" 'Sen o yüzden...' cumlemi tamamlamadan dudaklarımı büzerek yuzune baktım.Ağacı yere bıraktığında hiç düşünmeden boynuna atladım.Kollari birkaç saniye sonra biri belime biri ise saçlarıma olmak üzere yerini aldı.1
'İyi ki varsın, gerçekten o kadar çok teşekkür edecegim sey var ki sana...' saçımı oksarken konuşmak çok zor. 'En başta varlığın için teşekkür ederim,o kadar mutlu ediyorsun ki tahmin bile edemezsin.' "Sadece icimden geliyor,hem şuan için istesen dünyayı yakarım." Cevap vermek yerine kollarımı daha sıkı şekilde boynuna doladım.1
Ne kadar istemesem de sonunda ayrılmak zorunda kalmıştım."Kuralım mi,ister misin?" 'Ama sen sabahtan beri hiçbir şey yemedin ve saatlerdir disaridasin gel sana yemek hazırlıyım.' Konuşmasına izin vermeden elini tutup mutfağa götürdüm."Artık cekinmemen deli gibi hoşuma gidiyor." Tebessüm edip yemesi için birkaç şey hazırladım beni izlediğini hissetsemde takmamaya çalışıyordum.Benim için ne kadar mümkünse.
O yemek yerken ben de yanındaki sandalyeye oturup telefona bakmaya başladım.
Üstten gelen mesajla yanlışlıkla kahkaha attım ve Minho'ya baktım bana baktığını görünce istemsizce gözlerimi kaçırdım.
'Sadece yemek yediğin için bakıyordum..' gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım."Sen yine de yan yanayken bana bak,konuş ama birlikte yapalım!" Hızlıca kafamı salladım 'Tamamdir komutanım.' Gülümsedi.Ve yemeye koyuldu.
Ona bakarken sebepsizce ten rengi solgun gelmişti,hasta miydi acaba?'Senin bir şeyin var mı?' gözlerini kirpistirarak bana baktı "Ne açıdan?" 'Sey yani hasta mısın?' hızlıca kafasını iki yana salladı.'Sanki tenin solmus biraz...' "önemli değil ya." Biraz gün içinde yaptıklarımızdan bahsettikten sonra mutfağı topladık ve birlikte salona gittik.Yilbasi agacini sonra kurmaya karar vermiştik,daha 1 ay var...
_
Birlikte salonda bir şeyler izlerken Minho'nun kafası omzuma dusunce yerimden hoplamıştım.Erken uyumaz ki...Yavaşça omzuna dokundugumda saçlarını boyun girintime sürttü.Hos bir his.
'Minho iyi misin?Sen erken uyumazsin normalde.' yavaşça kafa salladı."Azıcık basım ağrıyor biraz böyle kalabilir miyim?" 'Kal tabiki,ciddi bir şeyse ilaç-' "Burası daha rahat..."Onun bana yaptığı gibi bir elimi saclarina attım,oda yaptığına göre sorun olmazdı değil mi?Yavaşça saclarini okşadım.Uyku bastırınca yanağımı saçlarına yasladım.Guzel kokuyor.
-
'Minho?' Hissettiğim hafif titreme ve mirildanma sesleriyle kafamı yattığım yerden kaldırdım.Hafifçe elimi elinin üzerine koydum.'Minho iyi misin?'diger elimi alnına koyduğumda korkuyla gözlerimi açtım.Aşırı sıcaktı.2
★
Lütfen yıldızı renklendirir misiniz canlarım?3
Ve yorum yaparsanız da çok mutlu olurmusum.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
1.81k Okunma |
567 Oy |
0 Takip |
14 Bölümlü Kitap |