16. Bölüm
Slytherin queen / Kraliçe felâket devri / 15.bölüm:gelecek yıl değil bütün ömrüm

15.bölüm:gelecek yıl değil bütün ömrüm

Slytherin queen
slytherinqueen

 

 


muhtemel aşk için
aştım bendimi
yolculuk nereye?
dinlemeden kendimi
ah
muhtemelen aşk
bir anda çocuk oldum
yumdum gözlerimi
sana açtım kendimi ah...
o ingilizdi ben türk ne garipti hayat ikimiz bir nevi aynı soydan geliyorduk ama o ingilizdi ben türk nasıl olduysa kaderin işine bakın ikimizde elserin valdereth soyundan geliyorduk ve onun tahtını devr alacak vârisleriydik kader o ki elserin soyunun bir kısmına türk karışmıştı nasıl olduysa onun çocuklarının çocuklarıdan biri vaktinde bir türk ile evlenmiş ve bu olay günümüze kadar bu şekilde gelmişti işte şimdi ise ikimiz birlikteydik onunla yaşadığım her bir olayda aklıma annemin sözü geliyordu gerşey senin için bir gün beni anlyacaksın diyordu hala onu anlayamıyordum ama belkide herşey benim iyiliğim içimdir diyordum şimdi ikimiz herşeye rağmen burdaydık şimdi ikimiz baş başa arabada şarkı dinliyorduk yolculuk boyunca şarkı açtım bazen türkçe bazen farklı dillerde şarkılar dinliyorduk şuan içe içimde ona karşı duyduğum aşkı anlatan bir şarkı olduğunu düşünüyordum muhtemel aşk , muhtemel aşk çünkü bizimkiside muhtemel aşktı muhtemel aşk için virane almuştum ikimiz beraber şarkıya eşlik ederek dinliyorduk ve onunda aynı şeyi düşündüğü düşünüyordum bazen iki beden bir ruh gibiydik çünkü ikimizde şarkıya eşlik ediyorduk

muhtemelen aşk
of
muhtemel aşk için
virane oldum
bir anı aşk ömrüme
divane oldum
muhtemel aşk için
virane oldum, aman man
virane aşk ömrüme
divane oldum
ah
muhtemelen aşk

şarkı nakarata geçtiğin sözler kısa süreliğine durduğunda ikimizde güldük hatta kahkaha attık uzun zammandır böyle eğlenmemiştik kısa süre sonra müzik durduğunda bu sefer sedece draco şarkıyı söylemeye başladı " hiç canım acımadan aşık oldum sandım dikenlerin üntüne bir tebessüm yüzümde ah muhtemelen aşk" draco gülerek şarkıya eşlik ettiğinde hayranlıkla onu dinliyordum çünkü gerçekten güek türkçe konuşuyordu ana dili gini şarkının son kısmı geldğinde ikimizde eşlik ettik

of
muhtmel aşk için
virane oldum
biranı aşk ömrüme
divane oldum
muhtemel aşk için
virane oldum, aman aman
bir anı aşk ömrüme
divane oldu
ah
muhtemelen aşk
of
muhtmel aşk için virane oldum aman
bir anı aşka ömrüme divane oldum

şarkı bitince ikimizde güldük çalma listesini durdurdum
onun yanağıdandan öptüm beklemediği beliydi sorgular gözlerle bana baktı
" ya benim müstakbel kocam ne güzel şarkı söyler ne güzel türkçe konuşurumuş"
güldü " şımardım bak güzel konuşuyormuyum gerçekten?"
" evet gerçekten bilmesem türk sanırım öyle yani"
"yok canım o kadarda değil"
" yok yok öyle "
"iyi sen öyle diyorsan öyle olsun türk olan sensin"
" hiç türk biriyle konuştunmu "
" türkçe hocam vardı birde türkiyedeki iş bağlantılarım "
" türkiyede iş mi yapıyorsun?"
"biliyorsun benim teknoloji şirketim var ve bazen türkiyeye iş yapıyoruz"
"peki hiç gittin mi?"
" hayır gidemedim daha interneten yaptık görüşmeşeri işleri falan "
" iyi belki bi gün beraber gideriz "
" neden olmasın? belki baş başa gideriz bir gün ne dersin?" heycanla ellerimi bir birine çarptım
" hih gidermiz gerçekten ?"
"gideriz tabi afetim niye gitmeyelim "
" draco bişey sorcam ?" çof fena acıkmıltım miğdemi gurultusu nerdeyse draco duyacaktı hızlıca konuyu değiştirince draco bana sorgular gözlerle baktı
"sor afetim?"
"acıktın mı ?"
"pek değil niyeki ? sen acıktınmı yoksa?"
"yani biraz tam kahvaltı yapamadımya ondan sanırım"
" doğru ya benim yüzümden tam doyamadın ozaman hemen yemek yeriz "
"iyi tamam"
"niye acıktığını bana söylemedin merkeze gireli çok oldu bişeyler alırdım yerdik beraber bir resterona flan otururduk?"
" ya öylesine aklıma geldi ne biliyim söylemedim işte"
"benden çekindiğini söyleme bana"
"yok canım çekinmek değilde"
" afet ben seni tanımıyormuyum sanki e ozaman şimdi söylediğine göre çok acıktın dimi?"
"yani " dedim i harfini uzatarak
" bakya afetim birdaha bunu yapma canın bişey istediğinde söyle bana benim senin nerdeyse kocanım benden çekinmemem lazım benimde canım bişey istediğinde senden isteyemezmiyim ?"
"tabiki isteyebilirsin canım o söz ?"
" tamam bak gördünmü senin benden çekinmemen lazım bir dahakine söyle hemen tamammı afetim?"
" tamam yıldızım" dedim gülerek sonra
" alışveriş merkezine az kaldı gidince yeriz olurmu?"
"olurrr ama ilk yemek yicez ona göre miğdem içine çekiliyorda " güldü
" tamam söz ilk yemek yicez canım ne isterse "
"tamam ne kadar kaldı"
"en fazla beş dakika " kısa süre sonra alışveriş mekezine vardık ve otaparka girdik
lodra merkez gerçekten çok ihtişamlıydı en büyük alış veriş merkezine gitmiştik büyücü olmayan insanlarların arasına karışacaktık büyücülerle büyüvü olmayalar arasında fazla bir fark yoktu biz sürekli onların arasına karışıyorduk arkadaş bile oluyorduk onlar sadece bizim büyücü olduğumuzu bilmiyordu özellikle hava limanını çok kullanırdık yada bazen öyle şehir merkezlerini gezerdik
" ikimiz beraber bir gün türkiyeye gidersek beni seni sabahtan akşama kadar gezdiririm artık" gülümsedi
"benim güzel müstekbel karımcım merak etme her şeyi yaparız "
" benim gibi harika bir rehbere ihtiyacın olucak,ama baştan anlaşalım müstakbel kocacım"
" ne konuda?"
" türkiyede bensiz hiç bir yere gitmeyceksin çünkü bizim oranın kızları seni havda kapar yavşar beni katil etme" kızları geçtim bizikiler bunu havada tokatlar canım ülkem ya draco kahkahaa atıyordu gülme krizine girdi hatta koluna vurdum
" ya gülme"
" kusura bakmaya ma bayağa komiğik geldi sen benimi kıskanıyorsun"
" ya öyle deme sen kendine dışardan bakmıyormusun hiç?"
" nasılmışım dışardan?" dedi merakla
" yani yakışıklısın mavi gözlü sarışınsın çok şıksın kibarsın kaslısın kültürlüsün e yaknış anlama ama zenginsinde kene gibi yapışırlar sana " gülüyordu
" merak etme ben üstüme kene ve sinek savar sıkarım" ikimiz kahkaha attık konuşurken arabayı part etmiştik emniyet kemerini çıkardı
" ya sen bitanesin ya "
" eh bitaneyimdir"
" egoist " dedim gülerek
" küstah ve terbiyesiz demeyi unuttun bebeğim" bi anda dudağımdan öptü anlık şoka uğradım hızlıca öpüp geri çekildiğinde tekrar konuştu
" tüh bu çok terbiyesizceydi"
" deli!" güldü
" ama sana" deyip son kez hızlıca yanağımdan öptü
" hadi gidelim ben kurt gibi açım" güldü
" bende açım hadi gidelim söz sözdür" dedi ve göz kırptı güldüm ikimizde
arbadan indik ve avm'ye girdik ve güzel yemek yiyip kahve içebileceğimiz güzel bir yer seçip oturduk ve garson menüleri getirdi ve gitti
" ne yiyelim afetim varmı aklında bir şey varmı?"
" aklımda bişey yok ama kahvaltılık yemek istiyorum sence ne yiyelim?" menüye şöyle bir göz gezdirdi ve kapattı hevesle
" pankek yemek istermisin?" diye sordu
"olur fena olmaz " kulağa lezetli gelmişti
" tamam ozaman eminsin dimi?"
"evet evet eminim"
" neyle yersin bal,şurup, reçel yada çikolata ?"
ben çikolata ile severim sen?"
"bazen şurup bezen çikolata"
"iyi ozaman " dracao garsonu çağırdı
" buyrun efendim seçim yaptınızmı ?"
" evet iki pankek alalım çikolata , çilek ve vişne reçeli alalım" garson not aldı
"peki içecek bişey istermisiniz efendim?"
" ben su alıyım sadece karıcımın sen? "şaşkınca ona baktım ama belli etmedim
"bende su alıyım "
"tamam iki su "
" peki efendim başka bir arzunuz varmı? "
" yok belki sonra "
" peki efendim on beş yirmi dakika içinde gelir" garson yanımızdan gitti
sorgular gözlerle ona baktım oda bana öyle baktı
" ne oldu?"
" karıcım mı?" güldü
" derken "
" bana karıcım dedin?"
"evet ne olmuş yani ha müstakbel karıcım ha karıcım ne fark eder?"
"çok şey fark eder"
"benim için fark etmiyor sen benim gözümde benim karımsın"
" bak sen " güldü
"sana karım demek hoşuma gidiyor"
"iyi ozaman bende sana kocam diyim bari"
" beni çok mutlu edersin " güldüm
"iyi peki " konuşurken yanımıza bir kız geldi ikimizde şaşıkınca baktık
" hey draco merhaba !" draco sargular gözlerle kıza bakıyordu
" pardon tanışıyormuyuz " şasırşın yeil gözlü bir kızdı saçları dümdüz beline kadar uzanıyordu platin sarısıydı üstünde şürt ve crop vardı bu kış ayında! boyuda yaklaşık 150 yda 160 civarlarındaydı
" aa beni hatırlamadın mı ? ben olivia !"
"olivia ! ha hatırladım "
"naber nasılsın ? "
"iyi" bana doğru döndü
"merhaba " dedi samiyetsiz bir gülümsemeyle gülümseyerek cevap verdim
"merhaba "
" sen kimsin yalnış anlaşamaz san draconun kız arkadaşımısın yoksa ?"
"hayır kız arkadaşı değilim" draco bana gülerek bakıyordu ama içinde büyük bir merak ile bana bakıyordu
" ya kimsin ozaman kardeşimisin yoksa?"
" hayır kardeşi değilim "
"e kimsin ozaman?"
oturduğum yerde dikeldim ve bacak bak üstüne attım bir kolum sandalyenin başına bir elimi masanın üstüne koydum çenemi kaldırarak konuştum
" ben kimiyim ?" gülümsedim ve devam ettim
" ben draconun arkadaşı ,dostu, sevgilisi karısıyım!"
"ne?!"
" ne , ne? duydun işte sağırmısın? kimsin dedin söylüyorum işte karısıyım diyorum"
" hadi canım ben draconun evlendiğini bilmiyorum" draco bana bakıp gülüyırdu benim kızım benim karım der gibi bakıyordu bana
" bundan sana ne olivia ! sen sadece nerdeyse yıllar önceki bir arkadaşımsın okadar sana haber verecek değilim" kızın suratı öyle bir bozulmuştuki morardı sanki
"tamam canım ben parmağınızda yüzükte görmeyince "
" yüzüğümüz tabiki var " diye lafa girdim
"ama sadece şuan bakımdalar bilirsin bazen altınları pırlantaları parlatmaya bakıma göndeririz "
"hmm peki anladım ne kadar oldu evleneli?" bu sefer draco cevap verdi
" 3 ay eylül ün dokuzunda evlendik "
" ya daha yeni evlisiniz demek"
"evet öyle kendisi hayatımın tek kadınıdır dünyanın en güzel kadını ile evliyim "
masanın üstünde duran elimi tuttu ve dudaklarına götürdü elimin tersine öpücük bıraktı " canım kocam benim hep böyle şımartır beni" sahte bir şekilde gülümsüyordu " ya ne güzel ne şanslısın e sen nerelisin pek ingilize benzemiyorsun da " gülümsedim
" türküm ben" dedim gururla "türkiyeliyim "
" ne hadi canım türk mü?" draco lafa girdi
" evet ne olmuş karım türk " dedi draco bviraz sert bir tavırla kız biraz çekindiğini fark ettim " yok canım bişey olacağından değil senin ailen bek türkleri sevmez ya ondan" draco kaşlarını çattı
" nerden biiyorsun sen benim ailemle yanyana bile gelmedim çok yakında değildik öyle" draconun cümlesi bitince ben lafa girdim
"evet ayrıca serenya teyze ile lucen amca beni çok sever hatta sürekli darlıyorlar bize gelin diye saolsunlar çok ilgileniyorlar bizimle ailemlede çok iyi anlaşıyorlar "
" gerçekten öyle bir birleri ile çok iyi anlaşıyorlar " dedi gülerek draco
" ya negüzel ben şeyden dolayı dedim türkler müslümandı değilmi yani o yüzden"
" müslüman olmamızın ne zararı olabilirki?"
" a sen müslüman mısın ben müslümanlılar siz kapalı falan giymiyormusunuz ne biliyim böyle herşey günahtır falan"
" ne alakası var canım tamam evet müslümanlıkta kapanma var ama öyle dışardan göründüğü gibi herşey günah falan değil hem siz hristiyanlarda da rahibeler pederler falanda çok kapalı giyiniyorsunuz ve çocuk sahibi olmanız eşiniz olması yasak değilmi? ama bizim dinimizde böyle bişey yok mesala hem açıkca söylemek gerekiyor bu bana saçma geliyor din adamının ailesinin olmaması? yada ne biliyin hz isanın tanrının oğlu olarak kabul etmeniz bana mesala çok garip geliyor açıkcası yani mantıksız anlata biliyormuyum ? ama ben mesala biz hiç kimseye sorun çıkarmıyoruz yargılamıyoruz aslı sizin müslüman insanları yargılamanızı anlıyorum medyadan kaynaklı ve müzlümanlar müslümanlığı tam olrak doğru yaşamadığı için mesala bir müslüman asla ama asla yalan söylemeli en büyük yalnış ama söylüyorlar mesana kuranın ilk emri okudur mesala incilin ilk emrinin sevhi olduğu gibi ama müslümanlar okumyor islam düşünmeyi araştırmayı bilimi ilimi tavsiye eder hatta şarttır kuraldır ama yapmıyorlar " konuşmam bittiğin dracoya döndüm ne yalan söyliyim biraz tedirgindim ama ona doğru döndüğümde bitin tedirginiğim gitti bna gülümseyrek bakıyordu ve öyle bi bakıyorduki bana hayran diyebilirdim seninle gurur duyorumda diyordu sanki bilmem belkide konuşman düşüncelerim onu etkilemiştir
" hmm anlıyorum tabi haklısın herkesin kendi düşüncesi tabi kacıncı yüzyılda yaşıyoruz canım ama şaşırdım belliki bir çok konuda bilgi sahibisin" gülümsedim
" evet öyledir benim karım kendisi kitap okumayı çok sever her türden her şeyden okur izler " dedi draco beklediğim bir anda kounuşmuştu ya bu adam benim için özel yaratlmış gibi ya maşallah yüze rabbim neler yaratıyor kurban olduğum ablamın dediği gibi böyle zoraki evlilileğe can kurban valla
" ya ne güzel kitap okumak güzel ya " tam o sırada garson pankeklerimizi ve sularımızı getirdi
" pardon hanımafendi " dedi ve masaya yiyeceklerimizi yerleştirdi
" teşekkürler" dedi draco
" rica ederim afiyet olsun efendim bir arzunuz?"
" yok" garson kibarca başını salladı ve gitti ve draco olivia doğru baktı
"izninle karımla yemek yiyeceğiz" kız bayağa bozuldu renkten renge girdi resmen masya davet etmemizi bekliyodu heralde salak!
" a tabi ben gidiyorum e sonra görüşürüz draco" draco yalandan başını salladı ve dudağının altında mırıldandığını duydum
" allah korusun" şok içinde gülmemi bastırarak ve şaşkınca ona baktım türkçe bir şekilde aniden konuşun yalan yok allahta diyince baya şaşırdım
kız gitti şaşkınca ona sorundum
" allah korusun mu?" sorgular ifadeyle bana baktı
" evet allah korusun çünkü kendisini hiç sevmem ve salağın teki kışın ortasında yazlık giyinecek kadar salak hemde gerizekalı" gülüdüm
" kız salak salak olmasınada pek yakın gibiydiniz sanki en azında geçmişte "
" yok hiç yakın değildik bak hayatımda flört ettiğim insanlar oldu yalan yok tamammı
bunu söyledim zaten sana ama o onlardan biri değildi " pankakeninden biraz kesti ve bir lokma ağzına attı ve yuttu ve bana baktı ve tekrardan konnuşmaya başladı
" yoksa sen allah dememi bukadar şaşırdın? " her şeyide anlıyor maşallah adam zihnimi okuyor resmen
" yani biraz senden hiç duymamıştımda" gülümsedi
" aman canım ne olacak ha tanrı ha allah ikisi aynı şey hem sanırım senden dolayı şimdi seninle çok yakın olduğumuz için banada yansıyor"
" yani benim için fark etmiyor tabiki yalnış anlama ben sadece Hristiyan olduğun için şaşırdım öyle " biraz durdu öyle bende pankeklerimden birine çikolata sürdüm ve ağzıma bir lokma attım draco biraz düşündükten sonra konuştu
" aslında afetim ne olduğumu bilmiyorum " sorgular ifadeyle ona baktım
" yani hristiyan olduğumdan pek emin değillim neye inandığımı pek bilmiyor ailem hristiyandı ama çok inançlı değillerdi bende pek inaçlı büyümedim ve demin senin söylediklerin banada saçma geliyor yani inanamıyorum anlata biliyormuyum "
" hangi söylediğim mesela ?"
" ne biliyim demin şu salağa söyledinya hz isa tanrının oğlu muhambbeti filan kutsal ruh ne biliym din adamlarının çocuğunun olmaması falan inancım yok yani " onu dikatle dinledim belliki din konusunda kafası bayağa karışıktı ama sanki inanmak ta istiyordu
" yani bak ben müslümanım inaçlıyımda herşeyi mükemmel yapmasamda hristiyanlıkla alakalı sana bişey diyemem çünkü bana göre yalnış zaten bunu anlatmaya gerek yok yani sana hristiyanlıkla ilgili bişeyler anlatamam ama kafanın içindekileri biraz anlatırsan belki bir kaç fikir verebilirim "
" ateist değilim ama tam şuna inanıyorum diyemiyorum yani bir yaratıcı olduğu kesin bana göre ne biliyim bu kadar düzen bu evren gezegenler bu ekosistem ne biliym dünyada bile hiç hata yok insan vücüdu yada ben hiç gereksiz bir canlı görmedim mesala " gülümsedim bi yandan yemek yerken bi yandan baya koyu konulara girmiştik
" düşündüğün şeyler mantıklı sana verebiliceğim tek tavsiye dinleri araştırman ve okuman olur ne biliyim incili oku tevratı falan oku eğer istersen kuran oku ila kuran almana gerek yok interte var ingilizce tercümelerini okuya bilirsin istersen türkçede okuyabilirsin bende anlamadıklarını analtırım sana "
"yapa biliceğim tek şey bu sanırım "
"yani başka aklıma bişey gelmiyor "
" yani sende bana, kocana uyardım edersin artık " dedi gülümseyerek, güldüm
" ya draco"
" yalnız ne güzelde karısım kocam olur diye sahiplendin öyle birde ben karım diyince şaşırmıştın sen daha fenasın " masanın altından ayağını dürttüm
" ya draco ne yapıyım demin sen garsona karım dedin diye " güldü
" tabi canım aynen ondan yalnız kıza önce kız arkadaşı değilim deyip sonra karısım diyince kız şoka uğradı kızı beyniyle oynadın" dedi gülerek
" beyni varmıymışki o salağın siz onunla nerden tanışıyorsunuz "
" yanen öyle beyni yok "
" soru sordum kaytarma "
" kaytaymıyorum canım sakin ol yanıtlayacağım "
" evet kocacım seni dinliyorum bu saçı uzuın beyni kısa kızlşa nberden tanışıyorsunuz " güldü s uyundan bir yudum aldı
" tamam bak dinle biliyorsun benim birt şirketim var bir gün biriyle iş görüşmesine gittim iş görüşmesi derken ortaklık yapmaya yani onlar güven lik sistemlerini önemlşi verilerni güvenle saklamak istiyormuş bana başvurdular bende görüşmeye gittim görüşmeye gittiğim kişi bir kaç yıl önceydi ellili yaşlarda bir adamda bir ticaret şirletleri vardı adamla konuştuk falan " dikatle onu dinliyordum
" ee sonra adamın kızı mıydı? "
"hayır adamın birde oğlu vardı pek iyi değildi anlarsın zeginliğin içine doığmuş şımartmışlar pek işte değil aklı şirketi yönetcek kafası yok yani varda aklını aylaklığa çalıştırıyor "
"sonra?"
" sonra sevili müstakbel karıcım adam beni oğlula tanıştırdı filan damla bayağa yakın olduk ismide neydi micheal dı oğluda jake tamammı"
" tamam"
" adam beni çok sevdi oğlum tanış konuş falan dedi ben başta yaklaşmak istemedim ama kısa süre sonra adam evinde bir iş daveti veriyormuş yani iş daveti değilde neydi ya ha hatıladım şirketin 50. yıl dönümüydü benide davet etti çünkü onları milyon dolarlık zararlardan kurtardım tabi davette oğluda vardı oğlula konuştuk falan sonra onun oğlu beni bir arkadaş ortamına davet etti sende gel falan dedi ben can sıkıntısından gittim bu olivia ilede orda tanıştım jake in üniversite arkadaşıymış öyle sonra biraz ortam sardı bende geçliğimde fazla böyle şeyler yaşayamadığım için içinde yakın sevdiğim arkadaşlarımda oldu michealda mutlu oldu öyle bir kaç kere aynı ortamda bulunduk iki lak lak yaptık o kadar kız değişik bir tip ya ben katlanamam öyle insanlar ben lik değil"
" hmm anladım sana yürüdümü peki anlarsın ya farlı bir beklentisi oldumu?"
" cevabını biliyorsun ve bana cevabını bildiğin soruyu soruyorsun sence?"
" yani aslında eminimde öyle soruyorum işte"
"sen bana yanaşığ yanaşmadığını değil aramızda ufakta olsa bişey geçip gçemediğini soruyorsun değilmi?" güldüm
" cevabımı biliyorsun ve bana cevabını bildiğin soruyu soruyorsun sence?" güldü
" hayır deminde dediğim gibi onunla aramda öylesine bir kaç sohbetten fazlası olmadı"
" peki tamam ozaman"
"yalnız çok güzel kıskanıyorsun "
" yo kıskanmadım "
"afet" dedi hafifçe e harfi imalı uzatarak
" iyi tamam belki biraz sinir olmuş olabilirim türküm oğlum ben!"
" iyi tamam canım bişey demedim sadece hoşuma gitti yani"
" tamam artık kız yeterince sinirimi bozdu zaten "
"tamam tamam " dedi gülerek
" pankekte güzelmiş"
" evet sen seviyorsun dimi"
" severim sen ?"
"severim" dedi haif bir gülümsemeyle
" özel bir anlamı varmı bana öyle geldi"
"yani bilmem sen karar ver özel mi değilmi"
" peki"
" şimdi bizim pek notmal zamanlarımız olmadı aile olarak hep kavga gürültü hiç normal olamadık yeni hiç o sevgiyi hissetmedim ha sevgi vardı ama bana değil annemle babamın ikisine olan sevgisi vardı hele annem" kafasını sağa sola salladı çok kötü yada yalnış manasında suyundan yudum alfı ve devam etti
" annemin sevgisi hastalıklıydı babamda seviyordu annemi tabiki hemde yine hastalıklı dicek kadar belkide ama annem her şeyde babamı tutardı her zaman babam haklıydı her zaman o daha öndeydi evladından bile yani adam öldürse kızmıycak aldatsa belki ona tepki verir ki bence annem onu bile affeder belkide affetti onu bilemicem" derin bir nefes verdi
" ama yinede sizde bir söz var yiğidi öldir hakkını yeme diye babamın annemi aldatcağını düşünmüyorum yani adam öldürür ama aldatmaz gibi geliyor bana yada bilmem bana öyle geliyor neyse dediğim gibi biz böyle deli gibi kavga ederdik son kavgamızdan önce falan işte daha birlikte yaşarken "
"evet" dikattle onu dinliyorum
" ben sinirlenir odaya giderdin yada bahçeye yada ne biliyim bazen deli gibi kavga eder üçümüz beraber bazen aniden olduğumuz yerde sesizce dururduk annem bi anda sesizce ortadan kaybolurdu sanki mutfağa giderdi pankek pişirirdi neden bilmiyorum üçümüzü toplardı bi masaya pankek yedirirdi neden bilmiyorum
ama öyle yapardı işte odama gidip direk uyuduğum zamanlarda ise sabah kalktığımda pankek pişirmiş olurdu" kendi kendine gülümsedi
" bizde anormal aile olarak herşey güzelmiş gibi yapardık hatta bazen biraz gülerdik iki dakika sonra tiyatronun gerçek yüzü ortaya çıksada pankek yediğimizde herşey normal miş gibi davrabırdık o yarım saat güzel geçiyordu en azından babamda sanki çok normalmiş gibi hiç yadırgamazdı ... "
" bence " dedim gülümseyrek
" sence?" dedi merakla
" bence çok özel ama daha da özeli bence " tekrar dedi
"sence?"
" annen için daha özel bence anesi için daha büyük bir anlamı var bana öyle geliyor yani hatta babanda bunu biliyor "
" diyosun peki bunu düşündüren nedir sana?"
"yani bence öyle bence annenin de pankekle özel bir bağı var nedeni var babanda hiç sorgulamadığına göre biliyor bence "
" şimdi öyle düşününce banada öyle geldi "
" afetim konuşurken aklıma bişey geldi merak ettim" dedi heycanla
" sor yıldızım"
" sen şimdi yemek hazırlamayı falan biliyomusun yani ne biliyim kahvaltı öyle yemekler falan" ona aşk olsun dercesine baktım
" tabiki biliyorum draco "
" ne biliyim canım burdaki çoğu kız bilmiyor "
" beni o çoğunluğun içine katma yıldızım bak bizim ailede herkes yemek yapmayı bilir babamla baim bile abim şef zaten annemle ablamda biliyor yani herkes baışını çaresine baksın diye "
"anladım bende yemek yaparım ikimiz beraber yaparız kendi mutfağımızda" dedi gülerek ve göz kırptı
" olur müzik eşliğinde ama " gülümsedi
" olur ikimizin elinde kadeh şarapla "
" mükemmel boyumun yetişemediği yerlere sen yetişirsin artık"
" olur sende bana türk yemekleri yaparsın artık evlenince "
" tabi yaparım sana bişey söyliyeceğim ama gülmeyeceksin "
" tamam gülmeyceğim söz söyle"
" ben biz tanışmadan önce senin boyunu çok merak ediyordum biliyormusun allahım diyordum lutfen yanındanda topuklu ayakkabı giyebileğim" sözlerimi dikattle dinlerken ciddiyetini kaybetti gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığını gördüm " hey! gülmeyeceğine söz vermiştin " kendini toparladı
" tamam gülmüyorum ozaman uzun boylu olduğum için çok şanslıyım"
" ya bu arada boyun kaçtı senin? bi ara söylemiştin sanki ama unuttum " düşündü biraz " ımm evet sanırım bi ara söylemiştim sanki ha ben seni bikere uyandığında seni dinlemişte ya sabah yatakta hani ozaman söylemiştim bana kzaık kadar adam demiştin" dedi gülerek bende gülüdüm
" ya doğru hatıladım ama boyunu hatırlamadım"
" 195 boyum 195" gözlerimi açtım şaşkınlıka bu boyumla yanında küçü kalmamdan belliydi gerçi
" ney hoy maşallah " dedim bayağa içten bana anlamayan gözlerle baktı
" maşallah ne demek" güldüm baya tatlı söylemişti
" şimdi bak maşallah dini bir kelime yani nasıl anlatıyım şimdi bitane kız çocuğu var mesala ay maşallah ne güzel derler bizde allah güzel yaratmış nazarlardan korusun diye söylenir bişey çok güzel olduğunda söyleriz yani"
" hmm anladım sanada maşallah ozaman güzeliğine nazar değmesin" dedi gülerek
" ay seni yerim bak çocuk" dedim gülerek güldü
" dikkat ette yenen sen olma"
" deli"
"ama sana " dedi herzamanki gibi göz kırparak
" draco sana bişey soracağım "
" sor afetim" bişeyi merak ettimiştim
" şimdi konuşunca aklıma geldi"
"evet?"
"yani demin kızla falan konuştukya hani konu dine falan geldi merak ettim eğer bir gün kapanmaya karar verirsem naparsın ?" yüzüme dikatlice baktı
"şuan kapanmayımı düşünüyorsun?"
" hayır açıkcası yani kapanma düşüncesi bile benim hoşuma gitmiyor yani bana çok ağır gelen bişey ama ya ilerde fikrim değişirse senin için sorun olurmu"
"hmm açıkcası bence sorun olmaz hem bu dini bir konu ben bu konuda sana yap yada yapma diyemem hem sen müslüman biriyle olmayarak zaten bana büyük bir tolerans gösteriyorsun ben seni her konuda desteklerim arkanda dururum merak etme eğer endişen çevremse onlarda hiç bir şey diyemez" gülümsedim içim rahat etmişti
" bunu duymak beni çokrahatlattı şuan kesinlikle kapanmak gibi bir düşüncem yok ama ilerde değişebilir" gülümsedi
" merak etme için rahat olsun ve evet özellikle böyle konularda insanın fikri değişe bilir ozamand ayanında olurum merak etme her türlü dini ibadetini yapabilirsin"
" iyi ozaman ilerde aramızda sorun çıksın istemedim sadece "
" çıkmaz çıkmaz hem belkide hoşuma gider sonçta güzelliğini ben görücem sadece ben kıskanç bir adamım " güldüm
"ay draco ya"
" gerçekten hatta böyle düşününce hoşuma gitti"
" hm baksen "
"evet bu arda balo için aklında bişey varmı elbise olarak"
"bilmem ama renk olrak kırmızı sanırım"
"hm iyi tamam "
" sen sende kendine alıcaksın dimi "
"bende kendime yeni takım elbise alırım"
"iyi ozaman ay çok heycanlı"
"katılıyorum uzun zamandır normal gün geçirmemiştik "
"evet yemğin bittimi ?"
"evet az kaldı"
"afet bana sordun bende sana soruyorum senin en sevdiğin yemek ne ?"
"hmm bu zor bir soru ama anlamlı olcaksa belki hamburger diye bilirim "
"hamburger mi?"
"evet biliyorum çocukça ma ne bilyim seviyorum işte çocukkende her zaman hamburger yerdim"
"hmm anladım" yemeğimizi bitirdik draco hesabı ödedi ağzımı bile açmamı izin vermedi centilmek çocuk mağzaları gezmeye başladık ama istediğim gibi bir elbise bulamadım bir mağzada balo için elbise deniyordum bu yeşildi
ipek üstü corseli straplez vir modeldi yırtmaçı vardı küçük bir plortformun üstüne çıkmış deniyordum ama elbise biraz fazla bol gelmişti korse kısmı dar gelmişti
" efendim bu elbseyi nasıl buldunuz?" dedi satış görevlisi
" yani üst kımı biraz bol geldi bide tam içime sinmedi "
" eğer sorun bol gelmesi ise onu halledebiliriz efendim"
" afetim içine sindiyse daraltırız "
" yok ya hep yıl başında yeşil yada farklı renkler giyindim bu sefer içimden kırmızı geliyor"
" ozaman elinizde kırmızı modeller yokmu ? onları deniyelim"
" efendim biz bu avmni en iyi giyim mağzasıyız hanfendi bütün modellere baktı ama istediği olmadı isterseniz tekrar bakın"
"afetim tekrar bakmak istermisin?"
" iyi tamam tekrar bakayım" plartfordan elbisemin eteğini tutarak inmeya çalıştım drcao gelip elimden tutarak bana yardım etti
" dikkat et düşeceksin bu el biseyle " dedi gülerek
"haha çok komik sende bu elbisenin içne gir de göreyim ben seni ayakta duramazsın!" dedim gülerek
" tamam şampiyon kızma " kadınlar bize öyle bi bakıyoduki kıskandıkları belliydi
kıyafetlere dikkatle baktım dracoda benimle birlikte bakıyordu canım müstakbel kocam ya
" bu modele ne dersiniz efendim " elinde kırmızı bir elbise vardı düz v yaka
ince askıları vardı askıları simliydi bileğe kadar uzanıyordu
"yok ya bu çok sade tam istediğim gibi değil aslında ben eldivenli bir model isitiyorum ve ipek olsun istiyorum bu elbisenin kumaşı çok sert" yanımıza bir satış elmanı geldi yetkili olduğu belliydi
" efendim isterseniz özel VIP müşterilemize ayırdığımız bir koliksiyonumuz var size onları gösterelim eminim hanfenindinin oradan kendine en güzel yıl başı elbisesi seçeceğine eminin "
" afetim bakmak istiyormusun ?"
"tabi olur "
" ozaman VIP koleksiyonunuzu görelim " dedi draco kadın gülümseyrek
" tabiki efendim yalnız sizi bilgilendirmek isterim VIP koleksiyonumuzda fiyatlarımız biraz yüksektir " ikimizde gülümseyerek aynı anda konuştuk
" fiyat önemli değil" ikimizde birmize bakıp gülümsedik böyle olunca çok mutlu oluyordum ayro havalı oluyorduk kadın gülümsedi
" peki efendim ozaman beni takip edin üst kata çıkalım "
" peki" dedim ve ve kadını takip etmeye başladık ve merdivenlerden tukarı çıktık
üst kat ayrı bir güzel ve extra luxtü zaten lux bir mağzaydı ama üst kat ayrı bir güzeldi
" efendim eşiniz kıyafet bakarken isterseniz siz böyle oturun size bişey ikram edelim hanfendi sizede bir soğuk yada bir kahve ikram edelim mi?"
" afetim ben otururken seni izleyeceğim zaten çok yakın olurmu?"
" tabi canım sen otur"
"ben bi su alıyım lütfen"
"tabi efendim hanfendi siz?"
"bende soğuk su alıyım"
" tabi efendim siz modellerimize bakmaya başlayın " kadın gitti bende elbiselere göz gezdiyordum bir süre sonra kadın elinde iki su ile geldi birini dracoya birini bana verdi suyu içip kadına uzattım
" teşekkürler"
"ne demek siz yabancısınız galiba" dedi kadın
" ah evet ingliz değilim ben "
"nerelisiniz merakımı mazur görün "
" türküm ben türkiyeliyim"
"ya ne güzel eşinizde size çok değer veriyor ne güzel"
"evet kocam bana çok değer verir bende ona "
" ne güzel çok yakışıyorsunuz ingilizcenizde çok iyi"
"teşekür ederim ben 5 dil biliyorum ve çocukluğumdan beri ingilterede yaşıyorum"
kıyafetlere göz gezdirirken bir tane elbise geldi elime kırmızı ipek uzun dökümyaka sıtı açık ipli bir modeldi çok hoşuma gitti onu askıdan aldım ve elimde dracoya doğru döndüm
" yıldızım sence nasıl?" bana ve elimdeki elbiseye baktı
" bence askıda bile oldukça güzel görünüyor ama birde üstünde göreyim "
" tamam şunu denemek istiyorum"
" tabii efendim şöyle deneme kabinine geçin " denme kabinine gittim ve lbiseyi denedim kırmızı ipek haif dekolteli birazda sırt dekolteli ve dizine kadar yırtmacı olan bir elbiseydi oldukça güzel ve dikat çekiviydi banada çok yakışmıştı
kabinden çıktım
"draco "
"afetim "koltuktan bana doğru döndü gözleri şaşkınlıkla açıldı
koltuktan kaltı ve bana doğru geldi
"bu ne güzellik böyle ?" gülerek
"güzel olmuş mu gerçekten"
"efendim bu elbise size gerçekten çok yakışmış dedi satış görevlisi kadın
" ay gerçektenmi çok teşekkürler"
"gerçekten çok yakışmuş güzelim"
" efendim birde gelim şöyle büyük aynadan bakın"
büyük aynanın önünde keçtüm ve mik bir plartforma çıktım kendimi bir manken gibi hissediyordum arkama önüme bakıp duruyordum bira fazla açık gibi gelmişti
"nasıl sence?"
"bana göre harika çok güzel sanada çok yakışmış ama sen benyendinmi ?"
"yani beyendim de falzamı açık biraz ? "
"efendim bence model çok güzeş ve zarif sizede çok yakıştı kaçırmayın derim"
" bilemedim bi fazla açık geldi "
"bence okadarda çık değil afetim hem açık olsa bile kime ne? sana çok yakıştı kimse seni rahatsız edemez hem sen beğendin önemli olan bu" gülümsedim
"tamam ozaman bu olsun"
"tabi efendim ımm bu elbisenin fiaytı yirmi bin dolar ama hanfendinin güzeliğine isterseniz ne yapabileceğime bakarım" fart ettirmedim ama elbisenin fiyatından karnıma ağrılar saplanmıştı ben tam ağzımı açıkcaktım ki draco kandına doğru döndü ve alaycı bir gülümsemeyle
"hayır ne yapabileciğinize bakamayın gerek yok yapcağınız tek şey bu elbiseyi paketlemek "
"peki efendim" yabancı insanların yanında bişey demek istemediğim için sustumve kabine gidip elbiseyi çıkardım ve kadına verdim ben üstümü giynip çıktığımda elbise paketlenmişti kadın paketi bana uzattı
" iyi günlerde kullanın efendim "dedi ve draco yanıma geldi
"hadi hayatım daha çok işimiz var ayakkabı bakacağız"
"tabi canım "dedim çalışanlarda bize iyi günler diledi ve çıktık
biraz yürüdük
"draco" lafımı kesti
"ne söyliyeceğini biliyorum afetim ama hiç kendini yorma güzelim "
"ama" gene lafımı kesti
"hayır o elbise çok güzeldi ve sana çok yakıştı hayır bir elbise için ilk bakışta yirmi bin dolar fazla gibi görüne bilir ama değil elbise açıkta değil "
"ama draco lafı ağzıma tıkmasana aklımı mı okuyorsun sen" söyliyeceğim bütün sözlerin hepsini yanıtlamıştı
" hayır afetim öyle bi özelliğim yok sadece seni tanıyor ve anlıyorum tamammı"
"iyi peki"
"ve kendini hiç yorma daha ayakkabı bakacağız "
" benim için bu kadar masrafa girmene gerek yoktu hem daha kendine bişey almadın benim topuklu ayakkabım var zaten"
"hayır gerek var güzelim lütfen bişey duymak istemiyorum hem o elbise sana çok yakıştı elbiseye bakarken gözlerin parladı ben o elbiseyi bırakırmıyım hiç?" lafına devam etti "hem çok şükür o elbiseyi alacak durumum varken neden almayayım ki? benim adım draco elserin valerion afetim unutma sen hiç bir zaman para ile ilgili bişey düşünme " yürmeye devam ettik
" peki draco elserin velarion"
"tamammı hem merak etme dediğim gibi kendimede takım alacağım "
"peki " dedim gülümseyrek
"draco"
"afetim?"
"teşekkür ederim" gülümsedi
"etme sadece iste " elini omzuma attı ve beni kendine çekti o şekilde yürüdük
draco beni bir mağzaya getirdi bu markayı biliyordum kim bilmezdiki
christian loubautin ayakkabılarını dünyaya duyurmuş marka aslında benim zaten vardı ben bu ayakkabıyı alacak güce sahiptim ama eşyalarım hepsi yangında kül olmuştu hem draco hem ben ordan ayakkabı aldık hatta ben draconun ısrarı üzerine birkaç ayakkabı aldım aslında maçup oldum yalnış anlamasını istenezdim beni ama beni tanıyordu ben onu yalan yok bir süre sonra aman koca benim keyif ebnim dedim içinde ben bunlara layık bir kadındım ve draconunda dediği gibi o zaten bu güce sahipti ben onu zora sokmuyordum sonra draco için takım bakmaya gittik draco direk bir mağzaya yöneldi bende onu takip ettim
ordan bir kaç takım inceledi birkaçını denedi bende onu dikatle izleyip yorumlarımı yaptım en sonunda içine sindiğini düşündüğüm simsiyah bir takımı denedi
" nasıl olmuş ?"
"çok güzel yani bütün takımlar çok güzel karar veremiyorum denediğin mavi takımda güzeldi aslında ama yıl başına mavi pek olumuyor en sonunda gene siyaha kalıyoruz" güldü
"evet en sonunda gene siyaha kalıyoruz başka güzel renk yok ama siz kadınlar her renk yakışıyor şimdi ben yeşil renk takım elbise giysem olmaz ama sen yeşil giysen sana oluyor!" dedi hafif isyankar ikimizde güldük
" ay doğru söze ne denir " dedim gülerek
"hiç böyle düşünmemiştim "
"dimi ya bende"
" ee sence hangisi?"
" önemli olan senin beğenmem ama bu daha iyi sanki hem sende bunu beğendin belli"
" ya nerden biliyorsun aklımı mı okuyorsun sen?" dedi gülerek
" hayır" dedim gülümseyrek " kocamı tanıyor ve anlıyorum" dedim ve göz kırptım
güldü " iyi ozaman bunu alıyorum paketleyip"
"peki efendim" dedi erkek satış elamanı
" afet " dedi draco
" efendim" drcao bana doğru yaklaştı otuduğum koltuğa geldi ve kulağıma doğru üstüme eğildi şok içnde utanarak ne yaptığını anlamaya çalıyordum özel bişey dicek sandım başta " afetim birdaha böyle herkesin içinde cilve yapmaya devam eder seni insanlar var demeden öperim ayarlarımla oynuyorsun" dedi gülerek ve türkçe konuşmuştu ben utançtan kızarmıştım ağzımı açamadan geri çekilmişti
ona sinirli bakışlar gönderdim oda gülümseyim bana göz kırptı beni sinerlendirmek ve untandırmak onun hobisi olmuştu kabine gitmiş üstünü değiştirip gelmişti
" tamam ozaman gidelim artık " dedi ve ödemeyi yaptı bizde çıktık
" tamam şimdi ne yapıyoruz?" dedim merak ve haycanla
"şimdi ne yapıyoruz ? elbiseler, ayakkabılar tamam geriye tek bişey kaldı"
"ne?"
"yıl başı süsleri odayı süslemek istersin dimi ? ağaç falanalırız istersen"
"ay çoooookkkk isterim" dedim o harfini uzatarak
" ozaman yılba başı süsü almaya gidecğiz sonra bi kahve içeriz"
" tamam hemen gidelim ben çok heyecanlandım" gülümsedi
"uzun zaman sonra bende heycanlandım "
"ya ne güzel ne yalan söyliyim uzun zamandır bende heycanlamamıştım" güldü
" bu sefer seni heycanlandıran nedir?" dedi yürürken
"bilmem sanırım adı d ile başlıyor " dedim cilveli cilveli koluna girdim yürürken kafamı omzuna yasladım sesli güldü kafa sını bana çevirdi
" baksen demek d ile başlıyor"
"evet peki seni heycanlandıran nedir?" dedim gülerek düşünüyomuş gibi yaptı
" hm bilmem sanırım a ile başlıyor" güldüm onun gibi
" baksen demek a ile başlıyor" dedim
" evet" süs ve ağaç satılan yerlere gittik ikimizde dikatle süslere baktık ve ağaç seçmeye çalışıyorduk
" bu nasıl ?"
" güzel ama canlı , canlı ğaç istemiyorum sonra birde vicdan azabı çekeceğim" güldü
" ağacın nesine vicdanazabı duycak sın güzelim? ağaç o!" omzuna haif bir yumruk attım " hey! ağaç diyip geçme o canlı " güldü
" iyi tamam tamam bişey demedim"
" hem canlı ağacın bakıma var sulaması var varda var "
"iyi tamam peki sahte alırız bizde"
" ay çok çeşit var"
" bebeğim alt tarafı bir ağaç seç artık!" dedi gülerek
"ya sussarmısın sen!?"
"iyi tamam su nasıl "
" ya güzelde "
" de ne?"
"çok büyük draco odayı boğar bu" kahkaha attı
" ya afet ama hiç bir ağacı beğenmiyorsun"
"buldum "
" ha hangisi ?"
" sen!"
" ben mi?!" dedi gözlerini açarak şaşkınlıkla
" evet sen bu ağaçtan daha odunsun çünkü!"
" ya bakya ! " ikimizde kahkaha patlattık çebremizdeki insanlar bize bakıyordu
" bak görüyormusun senin yüzünden insanlar bize bakıyor!"
" iyi tamam bişey demedim ben " ağaçlara göz gezdirdim en sonunda sahte ne çok büyük ne çok küçük bir ağacın önünde durdum
" bunun boyu kaçtır sence?"
"hmm bakalım" etiketine baktı
"170 cm miş boyu "
" hm dallarıda sağlam güzel bunu alalım mı ?"
" sen beğendiysen bana tamam güzel boyuda fena değil sağlamda iyi seçim "
" iyi ozaman bu alalım"
"tamam ozaman pardon bi bakarmısın ?" çalışanlardan birini çağırdı
" buyrum efendim"
"bu ağacı paketleye bilirmisiniz ?"
" tabi efendim " adam ağacı aldı ve götürdü paketledi ağacı aldık ve mağzadan çıktık
" ee afetim gitmek istediğin yada almak istediğin bişey varmı ?"
"yok bence akşamda oldu okula geri gidelim hem bu kadar eşya le dolaşmak yorar bizi koca ağacı elinde ordan buraya taşıtmayım sana" güldü
"peki ozaman istikamet araba" otaparka doğru gittik ve arabaya vardık draco önce bagajı açtı eşyaları koydu sonra geldi benim için yolcu koltuğun açtı ve kendisi söfor koltuğuna geçti tam koltuğa oturacaktımki bişey fark ettim koltuğun üstünde bir zarf vardı elime alıp koltuğa oturdum draconun du heralde kapıyı kapatım eminiyet kemrini taktım elimde mektuba bakıyordum tam draco ya sorcaktım ama
" afetim o elindeki ne?" diye sordu şaşkınlıkla ona baktım
"tam bende sana soracaktım senin değilmi?" oda şaşkınlık ve merak içinde bana baktı " hayır benim değil bana bi verirmisin bi bakayım mektuba benziyor "
"tabi al" kahve rengi eski bir zarf gibiydi mektuba benziyordu ama bizim arabamızda be işi vardı ve nasıl gelmişti
"bu çok kaliteli bir kağıt" draco elinde zarfı çevirerek baktı ve zarfın önünü bana doğru çevirdi
" ve üstünde ikimizin baş harfleri var başta benim adım ve soy ismim sandım ama hem eksik olurdu s harfi yok çünkü hemde aralarında yan çizgi var" şaşkınlıkla mektuba bakıyordum ve elinden mektubu aldım ve baktım
" draco bu hiç hoşuma gitmedi"
"benimde şaka falan yapmıyorsun değilmi afetim?"
" hayır keske öyle olsaydı"
" ozamana bunu açıp öğreneceğiz aç bakalım içinde ne var?"
" draco sende şaka yapmıyorsun değilmi?" draco derin bir nefes verdi
" hayır afetim yemin ediyorum benle ilgili değil bende senin gibi şaşırdım"
"tamam ozaman açıyorum"
"aç bakalım" zarfı açtım ve ve içinde kağıt vardı mektup olduğu gayet açıktı
"draco bu mektup sanırım"
" tamam aç oku " derin bir nefes verdim ve kağıdı açıp okumaya başladım

zaman ilerliyor durmuyor hiç durmuyor durmaycak
gelecek yaşanıyor yeni yıl geliyor ama olduğu yerde duruyor
kan ve geçmiş sahi geçmiş geçmiştemi kalırdı öylece?
öylece unutulup gidilirmiydi? gelecek geliyor evet,
hayat devam ediyor ama geçmiş?
geçmişi inşa eden kanlı eller şimdi temiz olurmu ?
geleceğin hemen yanında önünde, arkasında, sağında,solunda
geçmişin kanlı izi, karanlık gölgesi hep oradaydı hep orada kalacak
merak mı ediyorsun ne olduğunu? neden olduğunu?
o zaman kafanı çevir geçmişe bak
cevapların hepsi yaşanan günlerde saklı
gerrçekler orada yaşanıldığı yerde duruyor
daha herşey yeni başlıyor
dikkat et hep yanında
hiç beklemediğin anda hatılayacaksın
ama merak etme geçmişin vicdansızlığına
kötülüğüne karşı ben merhametli olacağım dostum
karanlık hep sizinleydi siz görmediniz,unuttunuz
unutanlar acıya, karanlığa ve kaybetmeye mahkumdur
volucris maskarum panthera

korku heryanımı sardı içimi ruhumu bedenimi bedenim korkudan kas kastı kesildi
ne vardı geçmişte? , geçmişimizde ? biz ne yapmıştık? ne istiyordu bizden draco elini sinirle dikreksiyona vurdu ve bağırdı
" OROSBU ÇOCUĞU EVELİYATINI YEDİ CEDDİNİ SİKTİMİN PEZEVENGİ! " o an korukum bi yana dracoya şaşkınlıkla baktım beklemdiğim bir tepki oldu nefesini verdi ve bana doğru döndü mahçup olmuş gibiydi
" özür dilerim ben anlık sinirle söyledim" küfüre takılmadım tabiki şaşırmıştım sadece yoksa bende çok küfür eden bir insandım heleki sinirlendiğimde
" sorun değil küfüre takılmadım sadece şuan bir çok duyguyu aynı anda hissediyorum korku endişe panik ne hissetiğimi bilemiyorum bile "
" biliyorum ben ne diyeceğimi biliyorum şoktayım yani şuan"
" draco bunu yazan kişi bizim düşmanımız ve biz açıkça tehtit ediyor ve kim bilmiyoruz "
"biliyorum onu bir elime geçirirsem zaten" dedi burnundan soluyordu elini sinirle saçlarını geçirdi yüzünü okşadı
"draco bu mektubu yazan kimse sürekli bizi takip ediyor "
"farkındayım benim anlamadığım bu kadar adama rağmen bu mektubu nasıl bıraktı? arabamıza kadar bu kadar dibimize nasıl geldi" dudaklarının arasından kahretsin diye mırıldandığını duydum gözlerini sıktı söylememesi gereken bişeyi söylemiş gibi bilmediğim bişey vardı
" okadar adam derken draco ? hangi adamlar? " derin bir nefes verdi yüzüme mahçup bir ifadeyle baktı
" afet ben şey " boğazını temizledi
" benden ne saklıyorsun?"
"saklamak denemez sadece bizi korumaya çalışıyordum"
"açıklamısın?! "
" bak sadece bizi koruyordum tamammı "
"orasını anladık"
" birkaç koruma sadece "
"birkaç koruma öylemi? sadece bumu?"
" silahlı birkaç arabalı koruma sadece " durdu ve devam etti
"tamam bir koruma birimim olabilir "
"koruma birimi ? silahlı araçlı bilmediğim bişeymi var draco?"
" hayır bu senden öncede vardı çünkü bak sana herşeyi anlattım şirketimi, timi
timden ayrılsakta tam olrak bağlantımızı kaybedemeyiz ben hala onlardan biriyim ve
büyük bir şirketim olduğunu biliyosun bu yşadıklarımız benim aldığım ilk ölüm tehtidi değil "
"ne?"
"tamam sakin ol onlar boş şeyler icraatsız işte bu yüzden tamammı"
"bunu neden bana söylemedin ki ? "
" yalnış anlarsın yada korkarsın diye kendini normal hisetmeni istedim ve bana kızacağını düşündün" dedi dürütçe
" öncelik beni koruduğun için sana kızacak değilim ve korkuya gelince zaten her saniye deli gibi korkuyorum yaşadığım herşey aklımda kalbimde ,beynimde düşünceler hiç susmuyor ve" derin bir nefes verdim
"hem ben hiç normal olmadım ki ben hiç kendimi normal hissetmedi"
"üzgünüm afetim "
"sorun değil hem"
"hem?"
"ben büyücüyüm ve elserin vârisiyim ve zorla daha doğmadan nişanladığım ve 20 yaşına kadar görmediğim bir nişanlım var?" dedim gülerek ve devam ettim
"sence ben ne kadar normal hissedebilirim?" güldü
"haklısın"
"hem belkide doğrusu budur belki bendekendimi sevdiğim insanın ve kendimim korunduğunu bilmek bana iyi gelir" gülümsedi elimden mektubu aldı
" haklısın ama üzgünüm yeterince koruyamamışım demekki "
" deme öyle elinden gelenin en iyisini yaptın hem belkide fiziksel olarak gelip koymadı büyü filan yaptı ne bilileyim o okulda bize saldırdığına göre bizim büyücü olduğumuzu biliyor belliki o da büyücü "
"aslında son zamanlarda bir proje üzerinde çalışıyordum yani bulunduğumuz ortamam büyü yapılamasında bizim dışımızda kişinin büyü yapmasını engellemek için "
"hm anladım peki ne oldu?"
"son olan olaylardan sonra fazla vakit bulamadım çalışanlara bıraktım işi "
"hmm anladım ve son olarak sana kızgınım bunuda bil konu kaynadı ama"
"niye?"
"benden niye bişey saklıyorsunki eminim bunu bizkiler biliyordu değilmi?"
"evet"
"al işte benden saklama bir daha"
"tamam özür dilerim "
"benden sakladığın başka bişey varmı?" sessiz kaldı bir süre
" yok" dedi sonra
" ben salakmıyım!?"
"ne alaka?"
"bari yalan söyleme tamam sonra anlat hazır hisettiğinde anlat ama yok deme
nasıl sen beni anlıyorsan bende seni anlıyorum bunu unutuyorsun"
"tamam peki sonra anlatayım olurmu?"
"tamam sorun değil"
"afet"
"efendim "
"iyiki varsın afetim" gülümsedim
"sende iyiki varsın fırtılalı okyanusum " onu yanağından öptüm
" bak bu iyi geldi işte " dedi gülerek
"salak!"
"ben seni seviyorum bebeyim" dudağıma hızlı küçük bit öpücük bıraktı
"şimdi ne yapacağız"
"hmm doğru ya seninleyken kafa kalmıyorki " telefonundan birini aramaya geçti
hapörlere aldı elinde tuttu isimine baktım hemen Morgan, morgan diye birini aradı
ve hemen telefon açıldı
"buyrun efendim "
"morgan nerdesiniz tam olarak?"
"etrafınızdayız efendim"
"tamam yerinizi bize belli edermisiniz"
"peki efendim" hemen sağımızda bir arabanın farları yandı
" hepiniz" dedi draco draco sonra etrafımızdaki arabaların farları yanmaya başladı nerdeyse etrafımızdaki bütün arabaların ışığı yandı bizden uzaktakilerin hariç
"ne oluyor?"
"merak etme onlar bizim adamlarımız bizi güvensiz bırakamazdım"
"oha bu kadar fazlasına gerek varmı bn bir iki ikişi diye düşünmüştüm "
mektubu işaraet etti
"sence? daha fazlasıda var" dedi ve telefona konuşmaya başladı
" tamam şimdi yanıma morgan"
"tamam geliyorum velarion" dedi ve telefonu kapattı
"nasıl bir konuşma tarzı bu bi efendim dedi şimdi velarion diye hitap ediyor" dedim şaşkınlıkla " morgan sadece güvenlik adamım güvendiğim bir dostumdur mazen resmi olur bazende isimimle falan hitap eder şuan anormal bir durum olduğunun farkında endişelendi "
"tamam geldi sanırım bu mu" dışarda arabaya gelen bir adam vardı tam göremedim ama uzun boylu yapılıydı zaten bir koruma öyle olurdu
"evet o " düğmeyle arka kapının kilitini açtı adam geldi ve camı tıklattı
draco camı indirdi
" arabaya bin "
"tamam" dedi morgan merakla onun hareketlerini inceliyordum yabancı biriydi sonuçta arabanın arka koltuğuna bindi
"draco ne oldu" draco elindeki mektubu ona verdi oda aldı
" bu ne?"
" tehtit mektubu"
"ne bu imkansız"
" hayır imkansız değil biz avm ye girdikten sonra konmuş afetin koltuğunun üstüne bırakılmıştı " morganda teleşlandı ama en çokta şaşkınlık vardı yüzünde esmerdi koyu saçlı koyu tenli yapılı bir adamdı takım elbise giyinmişti mektubu okudu
" ama bu ikinizide tehtit etmiş"
"evet orasını malumun zaten nasıl geldiği problem bu!"
" ama biz yedi yirmi dört sizi koruyoruz bazıları alışveriş merkezine sizinle geldi ama arabayı etrafı izledik hem kameralardan hemde canlı hiç kimse sizden başka arabanıza yaklaşmadı"
"ama biri bizi sürekli bir şekilde bizi izliyor ve bu mektubu arabaya koymayı başarmış"
" belliki bu mektup büyü ile konmuş buraya yoksa imkansız biliyorsun büyü ile olan projemiz yeterince gelişmedi böyle olmasına rağmen büyü konusundada koruma altındasının bu demek oluyorki bunu yapan kişi büyü konusunda çok bilgili güçlü
normal bir büyücü değil "
" evet orası aşikar zaten"
"ozaman hiç iş yaptığın kişilerle uğraşmayalım onların bunu yapması imkansız çünkü hiç biri büyücü değil"
"oda doğru zeten aklımda bir kişi var ve kesin o yaptı "
"kim yoksa"
"kimliğini bilmiyoruz ama okulda salakça o şakayı yapan afete tehtit mesajları gönderen odasını ateşe veren kişi ile aynı "
"bencede yazı bilgisyarla yazılmış el yazısı değil kağıtta bayağa kaliteli"
kendimi tutamadım ve konuşmaya başladım
" bunu yapan kişi sürekli geçmişi vurguluyor durmandan geçmişten bahsediyor hatta
geçmişi inşa eden kanlı eller şimdi masum olurmu diyor hatta geçmişin vicdansızlığına kötülüğüne karşı ben merhametli olucağım diyor"
"yani?" dedi morgan
" bunu yapan kişi kimse mektupta sizden intikam alacağım diyor bunun başka açıklamsı yok bunu yapan kişi intikam istiyor " dedim draco dikatle beni dinliyordu
" doğru bu kelimeler intikamı anlatıyor" dedi draco
"ve anlattığı birşey diye var "
ikiside merakla bana bakıyordu
" sizi hep izliyorum diyor onu çok vurguluyor karanlık hep yanınızdaydı siz görmediniz ve unuttunuz diyor"
"evet" dedi morgan " bunu yazan kimse sizi izlediği aşikar" diye devam etti
"ama anlamadığım bişey var büyük bir soru var"
" ne sorusu?" dedi draco
" sürekli unuttunuz diyor geçmiş diyor ve itikam peşinde olduğunu belli ediyor bu neyin intikamı? biz neyi unuttuk neyi unutmamamız gerekiyor geçmişe dönde bak diyor bu ne geçmişi" ikisde durdu sonra morgan konultu
" afet hanım doğru söylüyor draco bu kişi sürekli intikamı geçmişi vurguluyor bunun kuyruk acısı büyük"
" evet ama bu neyin intikamı ben onu anlamadım şimdi iş dünyasından olsa anlıyacağım bir nebze ama onlarda böyle mektup yollamaz ve bu geçmiş derken farklı şekilde bahsediyor iş değil bu o kadar basit değil "
"evet" dedi morgan ve devam etti
"merak etme elimden geleni yapacağım"
" fark ettinizmi ?" ikisde merakla bana baktı
"neyi ?" dedi draco
" mektubun altında yazan ismi diyorum değişik bir yüksek ihtimal latince "
"evet bu isim çok değişik" draco morgana doğru döndü
"isimde neyazıyor söylesene "
"volucris maskurum panthera "
"volucris maskurum panthera" diye tekrar etti
"bu ne demek ? şimdi ne biçim isim bu ? afet hanım anlamış gibi "
"birincisi bana hanım demene gerek yok bi tuhaf geliyor"
morgan dracoya baktı
"bakma bana öyle bana beyfendi demiyorsun benim dostumsun demene bencede gerek yok "
"peki afet hanım yani afet" lafıma devam ettim
" ve ikinci tam ne olduğunu anlamadım ama latince gibi yani bizim büyülerimiz falanda latince ya hani ? ve kitaplarda falanda latince bir kaç bişey okumuştum çok benziyor"
"doğru " dedi draco
" ozaman ismide araştırırım draco sır katili timi ilede paylaşalımmı ?"
"evet bencede zaten onlarda araştıyor onları biliyorsun zaten"
"tamam ben gerekli olan herşeyi yapacağım afet hanım yani afet sizde merak etmeyin mektup bırakmatan fazlasını yapamazlar buna izin vermem rahat olun"
" umarım mağdem draco sana dostum diyecek kadar güvenmiş eminim yaparsın
ama bu kadar arabay birlikte gezince dikat çekmez mi ? fanilerle uğraşmayalım birde"
"merak etmeyin biz onu ayarlarız dikkat çekmeden koruruz sizi"
"eminim yaparsın" dedi draco
"peki ozaman şimdi okula dimi"
"evet okula gideceğiz"
"tamam ozaman biz gerekeni yaparız"
"tamam"
"ben gidiyorum artık "
"peki"
" iyi günler ikinizede "
"sanada iyi günler" dedim gülümseyerek ve arabadan indi draco gülümsedi
" baksen benim karım ne kadarda zekiymiş ne güzel konuşuyorsun sen öyle aklına hayran kaldım"
"ha önceden bu salak diyordun yani?"
"bak ya yok öyle bişey yemin ederim öyle demek istemedim " güldüm
" korma şaka yaptım "
"afet ya"
" bu arkadaşınında adı morgan dimi?"
"evet "
"iyi birine benziyor güvenilir gibi yada sen dostum dediğin için ben otamatik öyle hissetim"
" iyi biri ya temiz yüzlü sır katili timinde tanış herşeyimde yanımdaydı sırdaşımdıraynı zamanda dertleşiriz bazen laf aramızda haylen cayric filan kıskanır bazen"
"bende kıskanırım"
" erkekten" dedi gülerek "öyle değil ama bazen erkeleri insan daha çok kıskanıyo ama hayır sadece onu kast etmedim yani benim en iyi kız arkadaşımı başka arkadaşalrından kıskanırım bazen"
"hmm anladım"
" gidiyormuyuz ?"
"evet başka istediğin bişey yok dimi bak dışarda istediğimiz kadar geze biliriz"
"yokya huzursuzda oldum zaten hem aladığımız süsleri yerleştiririz ben ağaç için sabırsızlanıyorum"
"hmm tamam ozaman bak sen istiyosun diye"
"için rahat olsun bişey anlamanı beklemiyorum gerçekten evimize dönmek istiyorum" gülerek baktı bana
"evimiz?"
"ay öylemi dedim ben okula odamıza diyecektim ama napiyim oda oda değilki mübarek ev gibi hissediyorum "
"sakin ol canım bişey demedim hoşuma gitti sadece kulağa hoş geldi evimiz bizim evimiz"
"evet kulağa güzel geliyor "
"ama bir gün evimiz olacak merak etme nasıl istiyorsak öyle bir evimiz olacak"
" evet" draco arabayı çalıştırdı ve yola çıktık telefona kızlardan mesaj gelmişti
biraz onlarla konuş bazı şeyleri çıtlattım artık hepimiz olan olaylardan bıkmıştık
genemi ya diye söylenmişlerdi
"afetim"
"efendim"
"müzik açmıyorsun"
"ha nebiliyim öyle aklıma gelmedi"
"istiyorsan aç "
" iyi peki"
"afet onların düşmanlarımızın istediğide bu moralimiz düşmesi sinirlenmemiş herşey yoluna giracek sen bana güven ve gülüşünü yüzünden eksik etme "
" iyi tam nasıl istiyorsan "
"ben istiyorum diye değil bebeyim sen mutsuz olma istiyorum benle alkası yok"
"peki tamam yıldızım" dedi ve uzanıp yanağından öptüm
"ya afet!" güldüm
"ne?"
" ya araba kullanırken yapma kaza yapacağım senin yüzünden "
"sen iradesizsen ben ne yapayım?"
" şimdi arabayı durdurumsan görürsün iradeyi "
" iyi tamam tamam ben müzik açayım en iyisi"
"hemde kıvır"
" estağfurullah bacım" güldü
"bacım mı ?"
"evet bacım" dedim gülerek
" hmm odadayken yatakta bacım demiyordun ama" dedi sıratarak
"MALFOY!" kahkaha attı
" tamam tamam sustum"
" sen çok küstah terbiyesiz ve egoistsin!"
" bende seni seviyorum yavrum"
"deli!"
" ama sana" diyerek göz kırptı güldüm herşeye rağmen yineden gülümseye biliyorduk
napalım bizim kaderimizde böyleymiş sevdiğim insanlar yanımda olsun iyi olsunda gerisi önemli değil bir yada bir buçuk saat sonunda okula varmıştık yine müzik dinleyrek bütün yolu bitirmiştik okula vardığımız direk kendimizi odaya attık yorulmuştuk draco hızlıca ayakkabılarını çıkardı veve yatağa uzandı
" ah ne yorucu bir gündü ama"
"evet iki türlüde yorucuydu"
"iki türlü?"
"hem fiziksel hem mental olarak demek istedim"
"hmm anladım" üstümden mantomu çıkardım makyajımı falan çıkarmam gerekiyordu ama ilk önce takılarımı çıkardım draconun gözleri üğzrimdeydi sürekli beni izliyordu hoşuma gitmiyorda değildi
" hey neden beni izliyorsun?"
"karıma bakamazmıyım?"
"iyi tamam" dedim gülerek
" napıyorsun"
"üstümü çıkarıp makyajımı falan sileceğim "
"boşver şimdi gel yanıma biraz beraber dinlenelim sonra yaparsın"
"peki" dedim ve yata doğru gittim öylece yatağa sırt üstü uzandım
" ne bu mesafe ?"
"ne mesafesi draco yan yanayız işte" çıkladı
"ıı bana yeterli değil" dedi ve kollarını açtı kucağıma gel diyerek
" iyi tamam " dedim ve ona doğru iyice yaklaştım ve kollarımı ona doladım oda benim için açtığı kollarını bana sardı kafamı göğüsüne yasladım
" hah işte böyle iyi"
"draco ya "
" ne ya sı yavrum beni kendine bağımlı ettin benim suçum yok"
"hı hı aynen kesin" saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu
" bebeğim benim miniğim"
"miniğim mi ?"
"evet miniğim sen benim miniğimsin "
" 177 boyunda minikmi olur" dedim gülerek
" benim için miniksin benim miniğim"
" iyi öyle olsun"
"öyle olcak tabi " dedi gülerek bende güldüm bir kaç dakika sessiz uzandık öyle ona baktım gözlerini kaptmıştı
"uyuyormusun ?"
"hayır sadece huzurun tadını çıkarıyorum uzun zaman sonra" gülümsedim gözlerini açtı oda gülümseyerek baktı bana kahvelerimi mavilerime diktim
"draco"
"efendim afetim"
"ben korkuyorum"
"neyden?"
"seni kaybetmekten "
"o nerden çıktı ? "
"öyle ya sana zarar verirse , verirlerse?"
"merak etme olmaycak ne sana ne bana zarar gelmesine izin vermem"
"söz mü?"
" söz buldum seni bikere sevdim seni bırakmam bırakamam"
"ya şapşikk " dedim gülerek kahkaha attı
"şunu söylediğinde içim gidiyor bayılıyorum sana ya " dudağıma bir öpücük bıraktı
"bende hoşuna gittiğini biliyorum o yüzden söylüyorum"
"yerim seni"
"yeme hadi kalk " öfledi
"öflemeya süslemeleri yapmak istiyorum"
"peki tamam " dedi ve yataktan kalktı ve süslemeleri yapmaya başladık
bir iki saat sonra süslemer bitti
" oh be ne yoruldum "
"ama çokk güzel oldu"
"evet bebeyim " kapı çaldı
" ben bakarım " kapıyı açtım gelen hermonie niydi
" hemira"
"ben geldim"
" onu görüyoruz "dedi draco
" aşk olsun draco" dedi hemira
" tamam şaka yaptımda gene ne var bi rahatbırakın bizi ya"
"lan bütün gün beraberdiniz zaten asıl sen arkadaşımı rahat bırak bu arada odanız çok güzel olmuş bizde süsledik neyse hemen geliyorsun maria çünkü geldiğinden beri kız kıza vakit geçiremedik hemen geliyorsun dedikodu vakti len"
" aslında doğru söylüyorsun ben kızlarla biraz odada takılcam senin için sorun olurmu ?"
" hayır canım keyfine bak bütün gün benimleydin zaten sen kızlarla takılın ama güvenli yerlerde bı günde yaşadımız olaydan ötürü diyorum yalnış anlama"
" yok canım başka yere gitmeye korkarım zaten onlar okuldada görevini yapıyorlar heralde?"
" hiç kuşkun olmasın eğer başka bişeye karar verirseniz haber ver nerde olduğunu biliyim ki seni koruya biliyim"
"tamam canım merak etme sen"
"ozaman iyi eğlenceler " draco yanağımdan öptü ve odadan çıktık
kol kola girip yürümeye başladık
"ay sizede yani beni şaşırtıyorsunuz adam şuan seni nikah masasına oturacak" güldüm "bende böyle hayal etmiyordum ama kader işte"
" sizin azgınlığınız kader mi oldu şimdi?" dedi gülerek
" hemira!"
" iyi tamam tamam bişey demedim" ikimiz odaya vardık
" ay merahabaaa canlarım" bütün kızlar burdaydı
"oo maria hanım nabersiniz ya!" dedi lunira ona sarıldım
" ya bi draco ile tanıştı kız bizi unuttu ya!" dedi elaris
"aynen zaten draco utanmasa yanımızsa yiyecek mariayı " hepimiz kahkaha attık
" yalnızken ne oluyor kim bilir" dedi elaris gülerek dillerine fena düşmüştüm
" hey yeterya ayrıca draco beni yiyecek gibi davranmıyor" hepsi güldü
" sen hiç draconun hareklerini fark etmedin sanki maria sen ne fenasın varya !" dedi lunaria hepimiz otuduk
" sen hiç fark etmiyorsun heralde draconun gözü hep sende her fırsatta yakın davranıyorsana çocuk seni gördüğü an vuruldu " dedi hemira
" ya öylemi sizce?"
" ay maria naz yapma! adam ikinci gün senin için canını hiçe saydı bizi bile haşladı çocuk" dedi elaris
" ne harbibi ne yaptık ki ?"
" ay hiç sorma" dedi lunaria ve devam etti
" odanda yakın öyle çoktuki biz kapıyı açamadık biliyorsun güvenlik nedeni ile kapılara büyü işlemiyor tek çare kapıyı kırmaktı draco gelfiğinde bize öyle bir bağırdı çağırdıki biz şaşırdık yani sana bir günde böyle bağlanmasına kapıyı kırıp içeri bir girişi vardı seni hızlıca kucaklayım alevlerin arasından çıktı sonra alevler draconun sırtına sıçradı umrasamdı bile gömleği bile yanmıştı sırtının ortası kıp kırmızıydı
sonra seni revire ladılar hala canının acısı farketmedi çocuk biz zorla baktırdık bize bağırıp çağırıyordu hiç bişey umrunda değildi delirmişti sakin"
"yaa şimdi hoşuma gitmedi desem yalan olur " dedim gülerek onlarda güldü
" sonra kendine geldi zaten özür diledi bizden" dedi lunaria
" sinirlenince olur öyle şeyler boşver in" dedi elaris
" evet adamın gözü dönmüştü" dedi hermonie
" hoşuna gitti dimi?" dedi lunaria gülerek
"yani biraz " dedim gülerek
" sahi" dedi lunaria ve devam etti "yarasını gördünmü ?"
"hayır görmedim"
"nasıl görmedin ya ?"
" görmedim işte ben çocuğun bedeninimi izliyorum sanki?"
"sizin aranızda bişey olcağını tahmin etmiştim ama ilk andan
böyle aşık olacağınızıda düşünmemiştim " dedi elaris
"evet bende kader işte"
" demin bende gelirken söyledim gene söylüyorum sizin azgınlığınız ne zaman kader oldu ?"
" ya hemira !" dedim gülerek
"ne yalanmı?"
"yalan yok öyle azgınlık falan"
" sen öyle diyorsan"
"afet bişey soracağım " dedi ely
"sor"
"ama biraz kıza bilirsin?"
"tamam sor"
"ama sakin ol tamammı?"
"ay tamam sor"
" siz hiç öhöm öhöm"
"ne biz?"
"şey iste yakınlaştınızmı?" gözlerim faltaşı gibi açıldı
" ne?"
"anladın işte maria"
" ya yok artık"
"aman be maria burda biz bizeyiz"
"öf iyi tamam hayır öyle bişey yok yani"
" nasıl ya e siz aynı yatakta falan yatıyorsunuz ?"
" ay lunaria bizde aynı yatakta yatıyoruz ama şevişmiyoruz" dedi elaris demesiyle hepimiz kahkaha attık
" ay ginny ne kadar iyi özetledin durumu"
"aman ya aslında ben pek şaşırmadım senin dracodan önce eline erkek eli değmedi"
"hazır hissetmiyorsun değilmi?" dedi hemira
" yani aynen hem oda çok anlayışlı bir kere bile cinsellik imasında bulunmadı hissettirmedi"
"ne güzel tebrik ediyorum gerçekten dracoda yani sağlam iradeye sahipmiş "
"aynen lunaria onun yerinde başka erkek olacak aynı yatakta yatacaksın aynı odada kalacaksın sabretmez yani " dedi ginny
"onu o yüzden seviyorum zaten"
" canım arkadaşım kardeşim benim umarım hep böyle muylu olursunuz" dedi hemira ve bana sarıldı diğer kızlara tek tek sarıldı
"ay durun ağlatacaksınız beni abartmayın"
"tamam şimdi bu gün neler yaptınız anlatın bakalım" dedi lunaria
" ay aynen çatlaycağım yoksa " dedi elaris
" ve mektup olayınıda anlat lütfen " dedi hemira
"aynen mesajlarda tam anlyamadık " dedi elaris
"tamam her şeyi anlatacağım " dedim ve anlatmaya başladık mektup olayını zaten mesajlarda anlattığım için fazla üstünde durmadık kötü şeyleri değil iyi şeyleri
konuşup gülmek istiyorduk herşeyi anlattım binevi draconun dedikodusunu yaptık
her harektini her lafını dakilarca konuştu güldük şaklar yaptık çekiştirdik yorumladık bu bana çok iyi gelmişti çok gülmüş eğenlenmiş kötü olayları azda olsa unuttmuştum ama mektup diyorduya karanlık her zaman oradaydı işte bu olaylar başladığından beri kalbimde beğinimde o endişe korku düşünce hiç geçmedi
ama şuan iyi hissediyordum en azından draconu her hareketine şaşırıyorlardı
"vay be bu bizim draco mu?" dedi lunaria
" harbi piçe bak bize öyle davranmıyor ama gerçi biz onun arkadışıyız mari onun mustakbel karıcığı tabiki fark olacak " dedi elaris
"aynen ama ben hala aynı kişi olduğunu sorguluyorum" dedi lunaria
" ya bide yok ben senin arkandayım demeler romantik imalar yok öpmeler türkiyeye götürmeler hiç bişey ödetmemler bizimkide naz yapıyor ay ne gerek vardı diye maria çok fenasın " güldüm
"ay ne yapayım hemen çocuğun üstüne mi anlayayım görmemiş gibi
hem zaten bana okadar çok şey almasını baştan istemedim gerçekten zora girmesini istemem hemde bunların hepsini bende yapa bilrim ben onun parasını sevmiyorum muhtaçta değilim "
" canım benim biliyoruz bizde muhtaç olmadığını kendi şirketin olduğunu ama
bırak harcasın hem ona istesende zora sokamasın adamın bir serveti var " dedi hemira
" doğru bende bi süre sonra öyle dedim zaten dedim hem o güce sahip hemde kendisi istiyor bırak yapsın dedim bunda kötü bişey yokzaten"
" aynen öyle bırak harcasın hem erkekler harcama yaptık ları kadını gerçekten severler sallaa" dedi gülerek
" ayne be sallaa " dedim gülerek biraz daha sohbet ettik saat akşam sekiz olmuştu
herkes odasına dağıldıu bende odama gittim tabi
kapıyı açtım gözüm telefondaydı kapıyı kapattım kafamı telefondan kaldırdım
" ben geldi- hasiktir! " hızlıca arkamı geri döndüm
" lanet olsun! lanet olsun! keşke kapıyı tıklatsaydım!" kafamı telefondan karşılaştırdığımda dracoyu tamamen anadan doğma dediğimiz şekilde gördüm
hassiktir ! üstünde hiç bişey yoktu hiçbişey ! tam üstünü giyiniyordu muhtemelen duş almıştı kahretsiz salak kafam! tam boxsır giyniyordu herşeyini görmüştüm çocuğun şimdi ben bunu nasıl unutucam ! draco kahkaha sesini duyuyordum
" afet! "
" susup üstünü giyinir misin!"
"afet ay gülmekten konuşamıyorum" traji komik yanı draco şuan kahkha tufanı atmasıydı yerin dibine girmek istiyordum
" gülme giyin!"
"keşke haber verseydin benim için sorun yokta sen" dedi gülerek
" sen bana laf atacağına üstünü giyin unuttuk haber vermeyi işte ellim gözümün üstünde gözlerimi sıkıca bastırmıştım kafamı haif ona doğru çevirerek elimi ona doğrulttum başım ise hala eğikti
" tamam tamam kızma giyindim " bana doğru gelen ayak seslerini işittim tam karşımda durduğunu hissettim sonra elini yüzünde hissetim başımı kaldırdı
ve elimi yüzümden çekti gözlerimi açtım yavaşça üstünü giyinmişti ellerini belime götürdü " beni böyle görmek istiyorsan söylemen yeterliydi " alev alev olmuştum
" ne alkası var? bunu daha öncede söylemiştin bi anlık dalgınlığıma geldi bi erkekle aynı odayı paylaşmaya alışık değilim bir dahakine kapıyı çalarım"
" benim açımdan sorun yok güzelim utanan sensin benlik sıkıntı yok heryerimi görebilirsin " göz kırptı herzam ki gibi zevk alıyordu beni delirtmek ister gibi üstüne basa basa konuşuyordu
" ya draco çok terbiyesizsin küstah ve egoistsin!" hala gülüyordu istemsizce bende sırıttım
" yalnız beni güldüren şey bi anda hassiktir diye bağırmandı" dedi gülerek baya keyif almıştı
" öyle anlık boşluğuma geldi ya kusura bakma"
"yok canım ne kusuru yalnız afet ben hayatımda böyle gülmemiştim"
"ya draco"
" tamam tamam bişey demedim ama bukadar utanacağını düşünmemiştim"
"hala anlamadınmı ? ben senin tanıdığın diğer kızlara benzemem benim ar çizgim varya ben öyle herşeyi açıkca konuşamıyorum"
"onu anladım zaten seni o yüzden seviyorum ya" belime dokunan elleri dahada sıkı hale geldi ve beni kendine çekti ona tripli tripli altan bakışlar gönderdin çocuk gibi
" iyi "
"ama utanışın çok güzeldi hassiktir lanet olsun lanet olsun keşke kapıyı çalsaydım! "
" ya benim le alay etme" ya omzuna bitane vurdum ve gitmeye çalıştım ama beni kendine daha sert çekti
" tamam tamam bişey demiyeceğim şimdi bayılacaksın sen yoksa"
"bak hala komik mi?"
"komik komikte neyse tamam konuyu değiştiriyorum"
" iyi olur"
"ee naptınız kızlarla güzel vakit geçirdinizmi ?"
" evet güzel vakit geçirdik sohbet ettik ya bayadır vakit geçirmiyorduk"
" hmm beni bol bol çekiştirdinizmi?" dedi gülerek
" ne alaka? pardon" dedim bizi dinlememiştir heralde inşallah
" yani biliyorum olcakları bir kaç kadın bişr araya geldiniz bana beni konuşmadığınıza inanmamamı bekliyorsun?"
" ya yok öyle bişey sen bizimi dinledin yoksa !"
" yok canım okadarda değil ama tahmin diğelim tam not aldımmı bari ? geçe bildimmi sınavdan ?"
" geçtin geçtin " dedim kendimi tutamayarak güldü
" iyi ozaman sevindin "
" draco sana bişey soracağım"
" sor afetim"
" hani benim odamda yagın çıktığı gün bizim kilerle kavgamı ettin?"
" yani bilerek olmadı hiç bişey senin odanda yangın çıktığında kapın kilitliy güvenlik nedeniy kapılar büyü işlemeyecek şekilde yapıldığı için büyü ile kapıyı açamıyorlardı biliyosun tekçare kapıyı yok etmekti yangından kapıya yaklaşamıyorlardı bende o an sinirlendim anlık gözüm döndü biraz sesimi yükseltmiş olabilirim "
" draco sırtınıda ben revire alına kadar umrasamamışsın zorla baktırmışlar yarana "
" o an pek fark etmemiştim umrumda değildi "
" gömleğin bile tamamen yanmış" dedim üzülerek
" evet ama sorun değil gömlek yansın ne olcak sana bişey olmadıya tanrıya şükür yetiştim sen üzülme boşver "
"yaran nasıl hala acıyormu ?"
" yok canım ertesi güne bişey kalmadı "
" izi kaldımı ? "
" biraz kaldı sanırım"
" şey baka bilirmiyim?" sorum karşısında şaşırmıştı
" tamam" ikimiz yatağa oturduk bana sırtını döndü ve tişörtünü çıkardı sırtına baktım sırtınının tam ortasında bir yanık izi vardı orta boylarda istemsizce gözüm dolmuştu içimdeki suçluluk duygusunu bastıramıyordum sırtında başka izlerde vardı çizik çizik yara izleri draco kafasını çevirmiş bana bakıyordu elimi çekinerek yaralarına dokundurdum
" çok üzgünüm" dedim gözümden yaş düşmüştü
" üzülme senin suçum değil ki?"
" draco sırtında başka izlerde var "
"evet daha öncede gördün fark etmedin mi? "
" hayır ben utandığım için sana hiç doğru düzgün bakamadım"
"bende tiksindiğini düşünmüştüm , tiksindinmi ?"
"ne hayır tabiki tiksincek bişey yokki ben sana aşığım bikere tiksincek hiç bişeyin yok" acıyla gülümsediğini gördüm
" timde çalışırken oldular merak ettiğini biliyorum"
" canın çok acıdımı ?"
" acıdı bunu inkar edemem ama alıştım" draco bana dğru döndü gövdesine baktım burdada izler vardı doğru düzgün bkmadığımdan fark etmemişim göğsünde bir iz vardı elimi utanarak ve çekinerek oraya götürdüm
" buraya ne oldu ?"
" çatışırken mermi isabet etmişti amiliyat olsum onun izi" gözümde yaş durmamaya başaladı
" draco ya sana bişey olsaydı?" gülümsedi
" ama olmadı sen alıyormusun ?" eliyle göz yaşlarımı sildim
" ben biraz duygulandım sanırım " beni kendine çekti sarıldı bende ona sarıldım başımı göğsüne yasladım
" ağlama lütfen senin ağlam üzer beni anca "
"ama canın çok acımıştır " güldüğünü duydum
" acımıyor ama artık hem onların hepsi geride kaldı hatılamıyorum bile hem senin ağlaman benim canımı daha çok yakıyor "
" gerçekten mi ?" burnumu çektim
"gerçekten " saçlarımı okşadı
" draco"
" afetim"
" ben seni çok seviyorum biliyorsun dimi ?" gülümsedi
" biliyorum afetim bende seni çok seviyorum " kendimi tutamadım ve dudağına bir öpücük bıraktım gülümsedi
" bak işte şimdi bütün yaralarım iyileşti hiç bişeyim kalmadı"
"yalancı " dedim gülerek
" gerçekten hadi artık üzülme bak "
"iyi tamam " kendimi toparladım anlık duygusallıklar geliyordu insana
" hadi uyalımmı artık ?"
"evet ben hemen üstümü değiştiriyim üstümü değiştirip yüzü yıkadım ve ikimizde yatağa girdik
" iyi geceler afetim"
" iyi geceler yıldızım "

balo günü 31/12/2024

sonunda beklediğim balo günü gelmişti en çok beklediğim gündü çok heycanlıydım ve mutluydum tabiki draco kavalyemdi üstüme balo için aldığım özel elbisemi giyindim makyajımı yaptım ve ayakkabımı giyindim dracoda takım elbisesini giyindi çok yakışıklı olmuştu aynada kendime bakıyordum
" çok güzel oldun"
" teşekkür ederim ama "
"ama ?"
"sence elbisem fazlamı açık ben dedim bunu alamayalım diye " yanıma yaklaştı elini belme götürdü
"senin içine sindiyse gerisi önemli değil ben yanındayım rahatsız edenin haddini biliririm benim müstakbel karımı rahatsız edecek adam anasının karnından doğmadı daha " gülümsedim
" sen harika bir adamsın" güldü
" sende harika bir kadınsın bebeyim"
"neyse sadece takılarım kaldı onuda takalım gideriz "
"ha dur bakalım sana bir hediyem var"
"ne hediyesi ama ben sana hediye almadım " dedim yıl başı hediyesini nasıl unuturum tamamamen aklımdan çıkmıştı
" önemli değil benim içimden geldi " dracao giysi dolabına doğru gitti ve içinden bir tane kutu aldı şık ve zarif bir kutuydu
" draco bu nedir ?"
" aç bakalım " kutuyu açtım ve şaşkın kaldım çok zarif çok güzel bir kolye ve küpeler vardı pırlantaydı belliki
" draco inamıyorum çok güzel ama ne gerek vardı"
"çok gerek vardı takmamı istermisin ?"
"çok isterim " dedim araka geçti saçım bir omuzumda topladı ve kolyeyi taktı çok hoş ve zarif bir kol yeydi su yolu dediğimiz modellerdendi saçımı geri arkaya aldı
"hadi küpelerinide tak" küpelerimide taktım ve aynada kendime baktım çok yakışmıştı çok güzeldi
" çok yakıştı sana "
"çok teşekkür ederim"
" rica ederim ne demek"
"bu arada aslında bir hediyem var"
"ama demin yok dedin" dedi şaşkınca
" sadece tepkini merek ettim sen hiç hediye aldığını falan belli etmeyince bende unuttum aldığımı"
"sen nezaman ne ara aldın"
" şey sen orda kıyafet denerken hızlıca bişey almış olabilirim"
"ne aldın" dedi heycanla
" bi saniye hemen getiriyorum" o kıyafetlerini denerken hızlıca orda ona hediye almıştım gizliden üstünde harfler yazan kol düğmeleri vardı üstünde d yazan vardı bitane çok hoşuma gitmişti draco üstünü değiştirirken kasada hızlıca almıştım ve satıcaya belli etmemesini rica etmiştim ve eve geldiğimizde draco süsleri takarken gizlice çantamdan alıp iç çamaşır çekmeceme saklamıştım onun orayı asla çamıyacağını biliyordum çekmecemi açıp ordan küçük kutuyu aldım
" sen ne fenasın afet çekmecenemi sakladın oraya asla bakmaycağımı biliyorsun tabi "
ona doğru yaklaştım ve kutuyu ona uzattım
" napayım süpriz olsun istededim mutlu yıllar yıldızım sevgilim mütakbel kocacım"
kutuyu elimden aldı ve açtı gülüyordu kol düğmelerinden birini eline aldı
" bu gerçekten çok güzel niye zahmet ettin ?"
"aşk olsun draco ne zahmeti iyi ozaman zahmet diye sende bana hiç bişey yapma ayrıca hiçde zahmet değildi lafımı olur"
"teşekkür ederim beni düşündüğün için"
"rica ederim ben takayımmı ?" dedim heycanla
" istiyorsan tabiki" dedi ve düğmeyi uzattı elinden düğmeyi aldım
"kolunu uzat bakalım yakışıklı " dedim gülerek
" emredersin güzellik " kolunu bana uzattı kolun daki takılı olan kol düğmesini çıkarttım ve yerine yeni olan kol düğmesini taktımçok güzel olmuştu
birine taktıktan sonra diğerinide taktım ve eskileri aynanın önüne koydum
" çok güzel oldu tşekkür ederim efetim "
hiç önemli değil senin hediylerinin yanında bana okdar şey yaptın odamı bana tekrar verdin benim için yangında yanan telefonu tabletimi bilgisiyarımı bana tekrar aldın bana özel elbise ayakbılar aldın şimdi ise bana özel bir takı almışsın herşeyden önemlisi " dedim ve ona yakluştım kolarımı boynuna attım oda ellerini belime koydu
"herşeyden önemlisi"
" heyşeyden önemlisi benim için hayatını tehlikeye atın bana güven verdin sevgi saygı anlayış sevgili ve dost oldun bana bunların yanında benim küçük hediyem neki ?" gülümsedi
" şair oldun yine gerçekten bazen cümlerine hayran kalıyorum "
"eh öyleyimdir "
" bu arada " dedi saçlarımı okşarken
" evet "
" sende bana güven verdin sevgi ve saygıda anlayışlı oldun hep hem dostum hem sevgilim oldun sığanacak limanım oldun yıllar sonra hatta ömrümde belkide hiç tatmadığım huzuru verdin yanında benim yaptıklarım aldıklarım ne ki ? hem benim yaptıklarım bir erkeğin görevi ben sana bunları yapmaktan gocunmuyorum "
"tamam peki ozaman artık hazırız dimi "
"evet ama önce bi fotaraf çekinelim istermisin ?"
"evet çok isterim" aynanın karşısına geçtik ben aynaya sırtımı döndüm v kolarımın birini draconun omzuna koydum birini belin saçlarımı bir omzumda tolayıp sıt dekoltemi açığa çıkardım kafamı haif aynya çevirdim dracoda bir elimi belime koydu aynda bir kaç benzer fotaraf çekildik ve bir kaç tane selfi çektik ve balo solonuna indik küçük sınıfların patisi öğlen başlayıp akşama doğru bitmişti çünkü bi byüklerin partisi farklı olacaktı bizim patimizde alkol vardı ve geç saatlere kadar sürecekti
ikimiz beraber balo salonuna girdiğimizde bütün gözler üstümüzdeydi bizimkilerin yanına gittik
" benim canım arkadaşım harika olmuşsun" dedi hemira
" aynen yakıyorsun ortalığı" dedi lunaria
" sizede çok güzelsiniz teşekkür ederim " herkes birbiri ile selamlaştı erkekler biz kızlara iltifat ettikten sonra sırayla artık sıra bişeyler içmeye gelmişti
" kızlar ne içersiniz baştan söylüyorum kola içmek yok ha şarap viski konyak şampanya " dedi cayric
" ben kırmızı alayım şarap alıyım " dedi elaris
" ben şampanya alıyım " dedi hemira
" ben beyaz alıyım" dedi lunaria
" bebeğim sen ne alırsın afetim ?"
" bende ballı viski alıyım"
"vay ağır başlıyorsun ha ?" dedi haylen
" ay ne ağırı bir kadeh viskinin ağırı olur ?"
" tamam apla kızma " dedi gülerek rowen
" biz getiriyoruz kızlar" dedi draco ve içkeleri almaya gittiler
" ay maria kıyafetin çok güzel olmuş efsane bayıldım " dedi hemira
" aynen bir elbise bu kadarmı güzel olur ?" dedi lunaria
" ay yirmi bin dolarmış güzel olsun ama hak ediyor " dedi elaris
"ay abartmayın kızlar şımarıcam valla "
"lan bu güzellik bende olsa varya draco boşuna aşık değil sana deli gibi"
"harbi ah be maria melek gibisin gerçekten kraliçe gibisin elaris vârisi yerine kraliçesi olacağın günü heycanla bekliyorum "
"teşekkür ederim kızlar iyiki varsınız " bizimkiler geldi ve içkilerimi içmeye başladık müzükler çalıyor danslar ediliyordu draco ile ikimizde dans edip eğleniyorduk
saat gece yarısı olmak üzereydi bazıları karoke yapıyordu
" maria hadi sende karoke yap !" dedi nevan
" aynen marianın sesi çok güzel hem eskiden beraber takılırken şarkı söylerdin! " dedi heycanla cayric
" aynen maria bizim için lütfen" dedi hemira
" ay utanırım ben şimdi !"
" hadi afet benim için güzel şarkı söylediğini biliyorum"
" iyi lan peki" dedim fena gaza gelmiştim he tabi alkolun etkiside büyüktü elimdeki
" bana tekila getirn" diye bağırdı masada ooo sesleri yükseldi ve lunaria bana tekila verdi onu kafaya diktim ve ayağa kalktım dracoya doğru yaklaştım ve ani gelen cesaret ve içgüdü ile kravatını tuttum ve kendime çektim herkes hareketime şaşırırken draco hem çok şaşırmış hemde çok hoşuna gitmiş olacakki gülüyordu
kulağına eğildim ve fısıldadım herkes bize merakla bakıyordu
" şimdi bu şarkı sana itaf draco elserin valerion beni iyi izle ve bana büyülen dahada aşık ol bu satti bu dakikayı unutma bana her gün her saniye dahada aşık olcak her gün karşımda keybedikceksin!" dedim içimde ona biriken aşk ,tutku, Şevhet , sevgi duygularıyla konuşamadan kendimi geri çektim ve çok uzakta olmayan sahneye doğru şarkı söylemek için yürüdüm draco arkamdan şaşkınlıkla bakarken insanlar beni alkışlayıp tezavrat yapıyordu ve beni alıkışlıyorlardı okulun en popüleri en güzeli en asili elaris varisi maria afet elrais olarak sahneye çıkıyordum
mikrofonu elime aldım ve dj ye söylemek istediğim şarkıyı söyledim bu gün bu sahneyi ismim gibi afet gibi yakacaktım şarkıyı söylemye başladım

tomame la mano que tu eres cosa buena
esta noche quiero bailar sobre la arena

no soy una arena, no soy nada mal
veb p' aca , ven p'aca y ahora

tomame la mono que tu eres cosa buena
esta noche quiero bailar sobre la arena

no soy una arena , no soy nada mal
ven p'aca ven P'aca y ahora

mikrofonu elime aldım kıvırarak dans ederek cilveli bir şekile şarkıyı söylüyordum herkes beni alkışlıyor havada oo lamar ve ıslıklar eksik olmuyordu gözüm dracodaydı beni dikkatle izliyor arda alkış tutuyor ve gülüyordu saneden kıvırtarak iniyor şakıyı söylemeye devam ediyordum dracoya bakarak söylüyordum

gimme boy , gimme boy
ı'm your lady , ı got here
what you want feels so crazy
gimme boy , gimme boy
ı'm your baby , ı'm your lady
ı'm your girl , ı'm girl
ı'm your mama
come on boy , don't be shy
don't drama
ı'm your girl ,ı'm your girl
bellodonna , sexy mama

şarkı söylerken dans ederek bizimkilerin oturduğu masaya kadar elmiştim havada ıslıklar ve alkışlar eksik olmuyodu en sonunda draconun önüne geldim bol cilveli bir şekile saçlarımı savurarak yavaşca kıvırarak ritme göre dans ediyordum

you star this fire
they way you look et me
takes me higher

ı want this moment to
last forever
and ever, and over again

gimme gimme some of that (oh-la, ooh-la-la)

draco elimden tutup beni kucağına çekti insanlarçıldırmış gibi bağıroy gülüyor alkışlıyor ve ıslık çalıyorlardı ve hatta bazıları bizi videoya çekiyolardı
onu kucağında bacak bacak üstüne atarak şarkı söylemeye devam ettim

tomame la mono que
tu eres cosa buena
esta noche quiero
bailar sobre la arena
no soy una ajena, no
soy nada mal
y ahora

draconun kucağından kaltım ve onu elinden tutup ayğa kalktım
ve ikimiz ben şarkıyı söylerken ritme uygun dans etmeye başladık

tomame la mono que
tu eres cosa buena
esta noche quiero
bailar sobre la arena

no soy una ajena no soy nada mal
ven p' aca , ven p'aca y ahora

kısa süre sonra şarkı bittiğinde bizi alkışladılar bizde selam verdik içimden gülmek geliyordu durmadan dracoda benimle gülüyordu sonra kulağıma eğildi ve fısıldadı
" yeni yıla girmemize çok az kaldı afetim" kafamı uzaktı duvardaki saate çevirdim
yani yıla girmeye gece yarısına nerdeyse bir dakika kalmıştı
güldüm ve mikrofonu ağzıma götürdüm
" evet arkadaşlar yeni yıla girmeye bir dakikadan az kaldı birazdan benile beraber ondan geriye sayın!" herkes gülüyordu mutlu bende öyle herkes sevdiklerine
sarılıyordu dracoda elini belime attı ve ben kendine yaklaştırdı
gülüyordu ve bende gülümsüyordum
" bu yılın bana en güzel hediyesi sensin afetim"
"bu yılın bana güzel hediyesi sensin yıldızım"
" iyiki varsın birazdan yeni yıla gireceğiz yeni yıla kiminle girersen gelecek yıl onunla geçermiş, güzelim, afetim benim gelecek yılım değil bütüm ömrüm her saniyem seninle geçsin hayatımın kadını "
" iyiki varsın birazdan yeni yıla gireceğiz " dedim onun gibi
" yeni yıla kiminle girersen gelecek yıl onunla geçermiş, benim fırtınalı denizim okyanusum , gökyüzüm karanlık gecelerde parlayan yıldızım benim gelecek yılım değil bütün ömrüm her saniyem seninle geçsin hayatımın adamı" bu
" seni çok seviyorum "
" seni çok seviyorum
" bütün ömrümün senile geçmesi dileğiyle "
" bütün ömrümün senile geçmesi dileğiyle "
mikrafona ikimizde bağırarak bütün salon beraber saymaya başladık

10!
9!
8!
7!
6!
5!
4!
3!
2!

tam o anda tam yeni yıla geçerken bir demeden hemen draco bir daha söyledi
" seni seviyorum afetim " bende bir daha söyledim
"seni seviyorum yıldızım" ve herkes bağırdı

1! MUTLU YILAR !

draco yeni yıl tam girdiğimiz esnada bir derken 2024 geride kalırken
draco dudaklarını benim dudaklarımla buluşturdu hayatımızda bu anı asla unutmayacaktık yeni yıl gelmiş bir yıl iyisyle kötüsüyle geride kalmıştı ve ikimiz içinde geride kalan bu yılın en güzel hediyesi birbirimizdik

hatırladın o an annemin sözünü her şey senin iyiliğin için kızım demişti
bir gün beni anlayacaksın demişti belki şuan anlamıyordum ama biliyordum
herşey benim iyiliğim içindi dudakları dudaklarımdan ayrıldı
" mutlu yıllar sevgili müstakbel karıcım"
" mutlu yıllar sevgili müstakbel kocacım"
son kez birazdaha eğlendik son danslar edildi saat biri geçmek üzereyken
herkes odasına dağıldı artıl dağılmanında vakti gelmişti özelliklede bizimkiler için rowen haylen nevan ceyric okadar çok içmiştiki saçma sapan hareketler yapıyorlardı
iyice rezil olmadan odalrına gitmelerini sağladık biz kızlar zaten okadar çok içmemiştik dracoda kendi kaybetmemişti cayric çok içmemişti aslında hala kendinde sayılırdı en azında kendini rezil etmiyordu
bişekilde zar zor herkes odasına dağıldı odamız avardığımızda yorgunluktan bitmiştik topuklu ile okadar süre ayakta kalmak kolay değildi
" ay çok yoruldum hemen yatmak istiyorum "
" evet afetim bende "
" yalnız senin yüzünden bizimkilerin diline düştük ya "
" ben neyaptım ya " dedi gülerek
" beni bütün okulun önünde öptün daha ne olsun
" e sende karşılık verdin" dedi sırıtarak
" verseydim daha kötü olurdu!"
" evet haklısın aman boşver insanların ne düşündüğünü sadece bu okulun değil
bütün düyanın önünde öperim ben seni gıram gocunmam sana olan aşkımı herkese duyurum "
" eminim okulun bütün kızları çatlamıştır " dedim kendimi tutamauarak
" gebersinler banane " dedi draco umursamazlık bu cümlesi beni kahkaya boğarken oda benimle gülmeye başladı ikimizde çok yorgunduk o yüzden hızlıca üstümüzü değiştirip yüzümüzü yıkadıktan sonra hemen yatağa girdik ve uyuduk yeni yılın ilk saatlerinde birbirimiz kollarında kendimizi uykuya bıraktık

sabah 

uykuya duymayan bendenim güneşin yüzüme vurmasıyla yorgunlukla
gözlerimi açtım zar zor sate baktım sabah sekiz buçuktu
dracoya doğru döndün mırıldandığını duydum
" hmm boş ver uyu "
"benimde çok uykum var ama kalkmamız lazım"
"niye?" dedi kafasını zorala yastıktan kaldırıp gözlerini açarken
" hem açım yemek yememiz lazım"
" doğruya aslında bi kahve fena olmaz ya"
"ay çok iyi olu draco ya"
" biz nasıl hep geç yatıp bukadar erken kalkıyoz ya "
"bende bilmiyorum alışığız sanırım ondan"
"puf"
" bencede puf "
"ama yinede bu sabaha yeni yıla seninle uyanmak çok güzel "
"katılıyorum"
"hadi ilk kahvemizi içelim "
"içelim yıldızım " yataktan kaltık ve önce su içip lavoboya girip kendimize geldik
sonra bir kahve içip kolay şeyler giyip kendimize geldik ve aşağı kahvaltıya indik herkes selamlaştıktan sonra geceyi konuşmaya başladık bizimkilerin rezillikleri başroldeydi çok gülüyorduk haylen ve rowen la dalga geçiyorduk
" ya siz salakmısınız niye kadar içiyorsunuz ki ? " dedim gülerek
" hepsi salak" dedi hemira ve devam etti
" çünkü haylen en son boş şişe neden boş diye atarlanıp Rowena kızıp gel saqna şiseyi içrirecem diye kovalıyordu "
" aynen ya sonra şişe bana dokunuyor diye bağırdı rowen" hepimiz kahkha atıyorduk
" hadi ya yaptık mı ?" dedi rowen
" evet" dedi gareth ve devam etti "yaptınız bide sonra yere çöküp bu şişeyi kim içecek diye ağladınız amk !" hepimiz kahkaha atarken haylen
" ya of susunya sinirim bozuk zaten başım ağrıyor "
"ay sizin rezaletiniz bizde dalga geçeceğiz " dedi lunaria
" aynen ağzınızla içseydiniz " dedi ginny hepimiz eğlenirken çantamı ve telefonumu unuttuğumu fark ettim
" ya draco çantamla telefonum odada kalmış gidip alalım?"
"a bak bende hiç fark etmedim iyi tamam yemekte bitti zaten "
"neyse çocuklar geri geldiğimizde sizinle salga geçmeye devam ederiz "
" ya bi git ya !" dedi rowen
" aşk olsun maria " dedi haylen
"biz kaçar dedim" ve eşyalarımızı almak üzere odya gittik
odaya vardık kapıyı açtım draco biraz gerimdeydi kapıyı açınca şok geçirdim içerde biri vardı tam uzun zaman sonra mutlu olmuşken gene bişey olacaktı hissediyordum
korku kalbimi beynimi bütün hücrelerimi sarmıştı içimdeki bu yıla güzellikle girdin ama karlıkta beraberinde geldi diyordu
" hey sende kimsin!" draco şakınlıkla beni kolumdan tuttu ve beni arkasına aldı hızla ben neolduğunu anlamazken odaya adım attı
" kim var oda_" diye bağırıyorduki cümlesi yarıda kesildi şok içinde dondu kaldı bi anda içerdeki zenci yeşil gözlü uzun boylu simsiyah takım elbiseli adam konuştu
" merhaba eski dostum görüşmeyeli yıllar oldu " draonun kolumu tutan eli sıkılaşmışltı içeriye girdi şşuan kendinde değilmiş gibi yapıyordu boş olan eliyle kapıyı kapattı şokiçindey ken dudaklarından tek bir kelime döküldü
" blaith ..."
"ne hassiktir!" şuan draco zar zor ayakta druyordu kolumu sıkıca tutmaya devam ediyordum bende şok içindeydim ne yapacağımı bilemiyordum
draco şuan yıkılmıştı nasıl olurdu bilmiyordum hiç aklımdan almıyordu kafaya yemek üzereydi korku endişe içimi yiyip bitiriyordu

bu nasıl münkün olabilirdi nasıl oldu hiç bir fikrim yokru ama draconun öldü bildiği kollarımda kan kaybından öldü diye bassetiği kardeşim dediği dostum dediği yoldaşı sırdaşı herkezin öldü diyebildiği
draconu uğrana mafolduğu yıllarca pisikilojik destek aldığı yıllarca yasını tuttuğu kişi şuan tam karşımızda duruyordu
blaith zael
🌊🔥

 

 


muhtemel aşk için
aştım bendimi
yolculuk nereye?
dinlemeden kendimi
ah
muhtemelen aşk
bir anda çocuk oldum
yumdum gözlerimi
sana açtım kendimi ah...
o ingilizdi ben türk ne garipti hayat ikimiz bir nevi aynı soydan geliyorduk ama o ingilizdi ben türk nasıl olduysa kaderin işine bakın ikimizde elserin valdereth soyundan geliyorduk ve onun tahtını devr alacak vârisleriydik kader o ki elserin soyunun bir kısmına türk karışmıştı nasıl olduysa onun çocuklarının çocuklarıdan biri vaktinde bir türk ile evlenmiş ve bu olay günümüze kadar bu şekilde gelmişti işte şimdi ise ikimiz birlikteydik onunla yaşadığım her bir olayda aklıma annemin sözü geliyordu gerşey senin için bir gün beni anlyacaksın diyordu hala onu anlayamıyordum ama belkide herşey benim iyiliğim içimdir diyordum şimdi ikimiz herşeye rağmen burdaydık şimdi ikimiz baş başa arabada şarkı dinliyorduk yolculuk boyunca şarkı açtım bazen türkçe bazen farklı dillerde şarkılar dinliyorduk şuan içe içimde ona karşı duyduğum aşkı anlatan bir şarkı olduğunu düşünüyordum muhtemel aşk , muhtemel aşk çünkü bizimkiside muhtemel aşktı muhtemel aşk için virane almuştum ikimiz beraber şarkıya eşlik ederek dinliyorduk ve onunda aynı şeyi düşündüğü düşünüyordum bazen iki beden bir ruh gibiydik çünkü ikimizde şarkıya eşlik ediyorduk

muhtemelen aşk
of
muhtemel aşk için
virane oldum
bir anı aşk ömrüme
divane oldum
muhtemel aşk için
virane oldum, aman man
virane aşk ömrüme
divane oldum
ah
muhtemelen aşk

şarkı nakarata geçtiğin sözler kısa süreliğine durduğunda ikimizde güldük hatta kahkaha attık uzun zammandır böyle eğlenmemiştik kısa süre sonra müzik durduğunda bu sefer sedece draco şarkıyı söylemeye başladı " hiç canım acımadan aşık oldum sandım dikenlerin üntüne bir tebessüm yüzümde ah muhtemelen aşk" draco gülerek şarkıya eşlik ettiğinde hayranlıkla onu dinliyordum çünkü gerçekten güek türkçe konuşuyordu ana dili gini şarkının son kısmı geldğinde ikimizde eşlik ettik

of
muhtmel aşk için
virane oldum
biranı aşk ömrüme
divane oldum
muhtemel aşk için
virane oldum, aman aman
bir anı aşk ömrüme
divane oldu
ah
muhtemelen aşk
of
muhtmel aşk için virane oldum aman
bir anı aşka ömrüme divane oldum

şarkı bitince ikimizde güldük çalma listesini durdurdum
onun yanağıdandan öptüm beklemediği beliydi sorgular gözlerle bana baktı
" ya benim müstakbel kocam ne güzel şarkı söyler ne güzel türkçe konuşurumuş"
güldü " şımardım bak güzel konuşuyormuyum gerçekten?"
" evet gerçekten bilmesem türk sanırım öyle yani"
"yok canım o kadarda değil"
" yok yok öyle "
"iyi sen öyle diyorsan öyle olsun türk olan sensin"
" hiç türk biriyle konuştunmu "
" türkçe hocam vardı birde türkiyedeki iş bağlantılarım "
" türkiyede iş mi yapıyorsun?"
"biliyorsun benim teknoloji şirketim var ve bazen türkiyeye iş yapıyoruz"
"peki hiç gittin mi?"
" hayır gidemedim daha interneten yaptık görüşmeşeri işleri falan "
" iyi belki bi gün beraber gideriz "
" neden olmasın? belki baş başa gideriz bir gün ne dersin?" heycanla ellerimi bir birine çarptım
" hih gidermiz gerçekten ?"
"gideriz tabi afetim niye gitmeyelim "
" draco bişey sorcam ?" çof fena acıkmıltım miğdemi gurultusu nerdeyse draco duyacaktı hızlıca konuyu değiştirince draco bana sorgular gözlerle baktı
"sor afetim?"
"acıktın mı ?"
"pek değil niyeki ? sen acıktınmı yoksa?"
"yani biraz tam kahvaltı yapamadımya ondan sanırım"
" doğru ya benim yüzümden tam doyamadın ozaman hemen yemek yeriz "
"iyi tamam"
"niye acıktığını bana söylemedin merkeze gireli çok oldu bişeyler alırdım yerdik beraber bir resterona flan otururduk?"
" ya öylesine aklıma geldi ne biliyim söylemedim işte"
"benden çekindiğini söyleme bana"
"yok canım çekinmek değilde"
" afet ben seni tanımıyormuyum sanki e ozaman şimdi söylediğine göre çok acıktın dimi?"
"yani " dedim i harfini uzatarak
" bakya afetim birdaha bunu yapma canın bişey istediğinde söyle bana benim senin nerdeyse kocanım benden çekinmemem lazım benimde canım bişey istediğinde senden isteyemezmiyim ?"
"tabiki isteyebilirsin canım o söz ?"
" tamam bak gördünmü senin benden çekinmemen lazım bir dahakine söyle hemen tamammı afetim?"
" tamam yıldızım" dedim gülerek sonra
" alışveriş merkezine az kaldı gidince yeriz olurmu?"
"olurrr ama ilk yemek yicez ona göre miğdem içine çekiliyorda " güldü
" tamam söz ilk yemek yicez canım ne isterse "
"tamam ne kadar kaldı"
"en fazla beş dakika " kısa süre sonra alışveriş mekezine vardık ve otaparka girdik
lodra merkez gerçekten çok ihtişamlıydı en büyük alış veriş merkezine gitmiştik büyücü olmayan insanlarların arasına karışacaktık büyücülerle büyüvü olmayalar arasında fazla bir fark yoktu biz sürekli onların arasına karışıyorduk arkadaş bile oluyorduk onlar sadece bizim büyücü olduğumuzu bilmiyordu özellikle hava limanını çok kullanırdık yada bazen öyle şehir merkezlerini gezerdik
" ikimiz beraber bir gün türkiyeye gidersek beni seni sabahtan akşama kadar gezdiririm artık" gülümsedi
"benim güzel müstekbel karımcım merak etme her şeyi yaparız "
" benim gibi harika bir rehbere ihtiyacın olucak,ama baştan anlaşalım müstakbel kocacım"
" ne konuda?"
" türkiyede bensiz hiç bir yere gitmeyceksin çünkü bizim oranın kızları seni havda kapar yavşar beni katil etme" kızları geçtim bizikiler bunu havada tokatlar canım ülkem ya draco kahkahaa atıyordu gülme krizine girdi hatta koluna vurdum
" ya gülme"
" kusura bakmaya ma bayağa komiğik geldi sen benimi kıskanıyorsun"
" ya öyle deme sen kendine dışardan bakmıyormusun hiç?"
" nasılmışım dışardan?" dedi merakla
" yani yakışıklısın mavi gözlü sarışınsın çok şıksın kibarsın kaslısın kültürlüsün e yaknış anlama ama zenginsinde kene gibi yapışırlar sana " gülüyordu
" merak etme ben üstüme kene ve sinek savar sıkarım" ikimiz kahkaha attık konuşurken arabayı part etmiştik emniyet kemerini çıkardı
" ya sen bitanesin ya "
" eh bitaneyimdir"
" egoist " dedim gülerek
" küstah ve terbiyesiz demeyi unuttun bebeğim" bi anda dudağımdan öptü anlık şoka uğradım hızlıca öpüp geri çekildiğinde tekrar konuştu
" tüh bu çok terbiyesizceydi"
" deli!" güldü
" ama sana" deyip son kez hızlıca yanağımdan öptü
" hadi gidelim ben kurt gibi açım" güldü
" bende açım hadi gidelim söz sözdür" dedi ve göz kırptı güldüm ikimizde
arbadan indik ve avm'ye girdik ve güzel yemek yiyip kahve içebileceğimiz güzel bir yer seçip oturduk ve garson menüleri getirdi ve gitti
" ne yiyelim afetim varmı aklında bir şey varmı?"
" aklımda bişey yok ama kahvaltılık yemek istiyorum sence ne yiyelim?" menüye şöyle bir göz gezdirdi ve kapattı hevesle
" pankek yemek istermisin?" diye sordu
"olur fena olmaz " kulağa lezetli gelmişti
" tamam ozaman eminsin dimi?"
"evet evet eminim"
" neyle yersin bal,şurup, reçel yada çikolata ?"
ben çikolata ile severim sen?"
"bazen şurup bezen çikolata"
"iyi ozaman " dracao garsonu çağırdı
" buyrun efendim seçim yaptınızmı ?"
" evet iki pankek alalım çikolata , çilek ve vişne reçeli alalım" garson not aldı
"peki içecek bişey istermisiniz efendim?"
" ben su alıyım sadece karıcımın sen? "şaşkınca ona baktım ama belli etmedim
"bende su alıyım "
"tamam iki su "
" peki efendim başka bir arzunuz varmı? "
" yok belki sonra "
" peki efendim on beş yirmi dakika içinde gelir" garson yanımızdan gitti
sorgular gözlerle ona baktım oda bana öyle baktı
" ne oldu?"
" karıcım mı?" güldü
" derken "
" bana karıcım dedin?"
"evet ne olmuş yani ha müstakbel karıcım ha karıcım ne fark eder?"
"çok şey fark eder"
"benim için fark etmiyor sen benim gözümde benim karımsın"
" bak sen " güldü
"sana karım demek hoşuma gidiyor"
"iyi ozaman bende sana kocam diyim bari"
" beni çok mutlu edersin " güldüm
"iyi peki " konuşurken yanımıza bir kız geldi ikimizde şaşıkınca baktık
" hey draco merhaba !" draco sargular gözlerle kıza bakıyordu
" pardon tanışıyormuyuz " şasırşın yeil gözlü bir kızdı saçları dümdüz beline kadar uzanıyordu platin sarısıydı üstünde şürt ve crop vardı bu kış ayında! boyuda yaklaşık 150 yda 160 civarlarındaydı
" aa beni hatırlamadın mı ? ben olivia !"
"olivia ! ha hatırladım "
"naber nasılsın ? "
"iyi" bana doğru döndü
"merhaba " dedi samiyetsiz bir gülümsemeyle gülümseyerek cevap verdim
"merhaba "
" sen kimsin yalnış anlaşamaz san draconun kız arkadaşımısın yoksa ?"
"hayır kız arkadaşı değilim" draco bana gülerek bakıyordu ama içinde büyük bir merak ile bana bakıyordu
" ya kimsin ozaman kardeşimisin yoksa?"
" hayır kardeşi değilim "
"e kimsin ozaman?"
oturduğum yerde dikeldim ve bacak bak üstüne attım bir kolum sandalyenin başına bir elimi masanın üstüne koydum çenemi kaldırarak konuştum
" ben kimiyim ?" gülümsedim ve devam ettim
" ben draconun arkadaşı ,dostu, sevgilisi karısıyım!"
"ne?!"
" ne , ne? duydun işte sağırmısın? kimsin dedin söylüyorum işte karısıyım diyorum"
" hadi canım ben draconun evlendiğini bilmiyorum" draco bana bakıp gülüyırdu benim kızım benim karım der gibi bakıyordu bana
" bundan sana ne olivia ! sen sadece nerdeyse yıllar önceki bir arkadaşımsın okadar sana haber verecek değilim" kızın suratı öyle bir bozulmuştuki morardı sanki
"tamam canım ben parmağınızda yüzükte görmeyince "
" yüzüğümüz tabiki var " diye lafa girdim
"ama sadece şuan bakımdalar bilirsin bazen altınları pırlantaları parlatmaya bakıma göndeririz "
"hmm peki anladım ne kadar oldu evleneli?" bu sefer draco cevap verdi
" 3 ay eylül ün dokuzunda evlendik "
" ya daha yeni evlisiniz demek"
"evet öyle kendisi hayatımın tek kadınıdır dünyanın en güzel kadını ile evliyim "
masanın üstünde duran elimi tuttu ve dudaklarına götürdü elimin tersine öpücük bıraktı " canım kocam benim hep böyle şımartır beni" sahte bir şekilde gülümsüyordu " ya ne güzel ne şanslısın e sen nerelisin pek ingilize benzemiyorsun da " gülümsedim
" türküm ben" dedim gururla "türkiyeliyim "
" ne hadi canım türk mü?" draco lafa girdi
" evet ne olmuş karım türk " dedi draco bviraz sert bir tavırla kız biraz çekindiğini fark ettim " yok canım bişey olacağından değil senin ailen bek türkleri sevmez ya ondan" draco kaşlarını çattı
" nerden biiyorsun sen benim ailemle yanyana bile gelmedim çok yakında değildik öyle" draconun cümlesi bitince ben lafa girdim
"evet ayrıca serenya teyze ile lucen amca beni çok sever hatta sürekli darlıyorlar bize gelin diye saolsunlar çok ilgileniyorlar bizimle ailemlede çok iyi anlaşıyorlar "
" gerçekten öyle bir birleri ile çok iyi anlaşıyorlar " dedi gülerek draco
" ya negüzel ben şeyden dolayı dedim türkler müslümandı değilmi yani o yüzden"
" müslüman olmamızın ne zararı olabilirki?"
" a sen müslüman mısın ben müslümanlılar siz kapalı falan giymiyormusunuz ne biliyim böyle herşey günahtır falan"
" ne alakası var canım tamam evet müslümanlıkta kapanma var ama öyle dışardan göründüğü gibi herşey günah falan değil hem siz hristiyanlarda da rahibeler pederler falanda çok kapalı giyiniyorsunuz ve çocuk sahibi olmanız eşiniz olması yasak değilmi? ama bizim dinimizde böyle bişey yok mesala hem açıkca söylemek gerekiyor bu bana saçma geliyor din adamının ailesinin olmaması? yada ne biliyin hz isanın tanrının oğlu olarak kabul etmeniz bana mesala çok garip geliyor açıkcası yani mantıksız anlata biliyormuyum ? ama ben mesala biz hiç kimseye sorun çıkarmıyoruz yargılamıyoruz aslı sizin müslüman insanları yargılamanızı anlıyorum medyadan kaynaklı ve müzlümanlar müslümanlığı tam olrak doğru yaşamadığı için mesala bir müslüman asla ama asla yalan söylemeli en büyük yalnış ama söylüyorlar mesana kuranın ilk emri okudur mesala incilin ilk emrinin sevhi olduğu gibi ama müslümanlar okumyor islam düşünmeyi araştırmayı bilimi ilimi tavsiye eder hatta şarttır kuraldır ama yapmıyorlar " konuşmam bittiğin dracoya döndüm ne yalan söyliyim biraz tedirgindim ama ona doğru döndüğümde bitin tedirginiğim gitti bna gülümseyrek bakıyordu ve öyle bi bakıyorduki bana hayran diyebilirdim seninle gurur duyorumda diyordu sanki bilmem belkide konuşman düşüncelerim onu etkilemiştir
" hmm anlıyorum tabi haklısın herkesin kendi düşüncesi tabi kacıncı yüzyılda yaşıyoruz canım ama şaşırdım belliki bir çok konuda bilgi sahibisin" gülümsedim
" evet öyledir benim karım kendisi kitap okumayı çok sever her türden her şeyden okur izler " dedi draco beklediğim bir anda kounuşmuştu ya bu adam benim için özel yaratlmış gibi ya maşallah yüze rabbim neler yaratıyor kurban olduğum ablamın dediği gibi böyle zoraki evlilileğe can kurban valla
" ya ne güzel kitap okumak güzel ya " tam o sırada garson pankeklerimizi ve sularımızı getirdi
" pardon hanımafendi " dedi ve masaya yiyeceklerimizi yerleştirdi
" teşekkürler" dedi draco
" rica ederim afiyet olsun efendim bir arzunuz?"
" yok" garson kibarca başını salladı ve gitti ve draco olivia doğru baktı
"izninle karımla yemek yiyeceğiz" kız bayağa bozuldu renkten renge girdi resmen masya davet etmemizi bekliyodu heralde salak!
" a tabi ben gidiyorum e sonra görüşürüz draco" draco yalandan başını salladı ve dudağının altında mırıldandığını duydum
" allah korusun" şok içinde gülmemi bastırarak ve şaşkınca ona baktım türkçe bir şekilde aniden konuşun yalan yok allahta diyince baya şaşırdım
kız gitti şaşkınca ona sorundum
" allah korusun mu?" sorgular ifadeyle bana baktı
" evet allah korusun çünkü kendisini hiç sevmem ve salağın teki kışın ortasında yazlık giyinecek kadar salak hemde gerizekalı" gülüdüm
" kız salak salak olmasınada pek yakın gibiydiniz sanki en azında geçmişte "
" yok hiç yakın değildik bak hayatımda flört ettiğim insanlar oldu yalan yok tamammı
bunu söyledim zaten sana ama o onlardan biri değildi " pankakeninden biraz kesti ve bir lokma ağzına attı ve yuttu ve bana baktı ve tekrardan konnuşmaya başladı
" yoksa sen allah dememi bukadar şaşırdın? " her şeyide anlıyor maşallah adam zihnimi okuyor resmen
" yani biraz senden hiç duymamıştımda" gülümsedi
" aman canım ne olacak ha tanrı ha allah ikisi aynı şey hem sanırım senden dolayı şimdi seninle çok yakın olduğumuz için banada yansıyor"
" yani benim için fark etmiyor tabiki yalnış anlama ben sadece Hristiyan olduğun için şaşırdım öyle " biraz durdu öyle bende pankeklerimden birine çikolata sürdüm ve ağzıma bir lokma attım draco biraz düşündükten sonra konuştu
" aslında afetim ne olduğumu bilmiyorum " sorgular ifadeyle ona baktım
" yani hristiyan olduğumdan pek emin değillim neye inandığımı pek bilmiyor ailem hristiyandı ama çok inançlı değillerdi bende pek inaçlı büyümedim ve demin senin söylediklerin banada saçma geliyor yani inanamıyorum anlata biliyormuyum "
" hangi söylediğim mesela ?"
" ne biliyim demin şu salağa söyledinya hz isa tanrının oğlu muhambbeti filan kutsal ruh ne biliym din adamlarının çocuğunun olmaması falan inancım yok yani " onu dikatle dinledim belliki din konusunda kafası bayağa karışıktı ama sanki inanmak ta istiyordu
" yani bak ben müslümanım inaçlıyımda herşeyi mükemmel yapmasamda hristiyanlıkla alakalı sana bişey diyemem çünkü bana göre yalnış zaten bunu anlatmaya gerek yok yani sana hristiyanlıkla ilgili bişeyler anlatamam ama kafanın içindekileri biraz anlatırsan belki bir kaç fikir verebilirim "
" ateist değilim ama tam şuna inanıyorum diyemiyorum yani bir yaratıcı olduğu kesin bana göre ne biliyim bu kadar düzen bu evren gezegenler bu ekosistem ne biliym dünyada bile hiç hata yok insan vücüdu yada ben hiç gereksiz bir canlı görmedim mesala " gülümsedim bi yandan yemek yerken bi yandan baya koyu konulara girmiştik
" düşündüğün şeyler mantıklı sana verebiliceğim tek tavsiye dinleri araştırman ve okuman olur ne biliyim incili oku tevratı falan oku eğer istersen kuran oku ila kuran almana gerek yok interte var ingilizce tercümelerini okuya bilirsin istersen türkçede okuyabilirsin bende anlamadıklarını analtırım sana "
"yapa biliceğim tek şey bu sanırım "
"yani başka aklıma bişey gelmiyor "
" yani sende bana, kocana uyardım edersin artık " dedi gülümseyerek, güldüm
" ya draco"
" yalnız ne güzelde karısım kocam olur diye sahiplendin öyle birde ben karım diyince şaşırmıştın sen daha fenasın " masanın altından ayağını dürttüm
" ya draco ne yapıyım demin sen garsona karım dedin diye " güldü
" tabi canım aynen ondan yalnız kıza önce kız arkadaşı değilim deyip sonra karısım diyince kız şoka uğradı kızı beyniyle oynadın" dedi gülerek
" beyni varmıymışki o salağın siz onunla nerden tanışıyorsunuz "
" yanen öyle beyni yok "
" soru sordum kaytarma "
" kaytaymıyorum canım sakin ol yanıtlayacağım "
" evet kocacım seni dinliyorum bu saçı uzuın beyni kısa kızlşa nberden tanışıyorsunuz " güldü s uyundan bir yudum aldı
" tamam bak dinle biliyorsun benim birt şirketim var bir gün biriyle iş görüşmesine gittim iş görüşmesi derken ortaklık yapmaya yani onlar güven lik sistemlerini önemlşi verilerni güvenle saklamak istiyormuş bana başvurdular bende görüşmeye gittim görüşmeye gittiğim kişi bir kaç yıl önceydi ellili yaşlarda bir adamda bir ticaret şirletleri vardı adamla konuştuk falan " dikatle onu dinliyordum
" ee sonra adamın kızı mıydı? "
"hayır adamın birde oğlu vardı pek iyi değildi anlarsın zeginliğin içine doığmuş şımartmışlar pek işte değil aklı şirketi yönetcek kafası yok yani varda aklını aylaklığa çalıştırıyor "
"sonra?"
" sonra sevili müstakbel karıcım adam beni oğlula tanıştırdı filan damla bayağa yakın olduk ismide neydi micheal dı oğluda jake tamammı"
" tamam"
" adam beni çok sevdi oğlum tanış konuş falan dedi ben başta yaklaşmak istemedim ama kısa süre sonra adam evinde bir iş daveti veriyormuş yani iş daveti değilde neydi ya ha hatıladım şirketin 50. yıl dönümüydü benide davet etti çünkü onları milyon dolarlık zararlardan kurtardım tabi davette oğluda vardı oğlula konuştuk falan sonra onun oğlu beni bir arkadaş ortamına davet etti sende gel falan dedi ben can sıkıntısından gittim bu olivia ilede orda tanıştım jake in üniversite arkadaşıymış öyle sonra biraz ortam sardı bende geçliğimde fazla böyle şeyler yaşayamadığım için içinde yakın sevdiğim arkadaşlarımda oldu michealda mutlu oldu öyle bir kaç kere aynı ortamda bulunduk iki lak lak yaptık o kadar kız değişik bir tip ya ben katlanamam öyle insanlar ben lik değil"
" hmm anladım sana yürüdümü peki anlarsın ya farlı bir beklentisi oldumu?"
" cevabını biliyorsun ve bana cevabını bildiğin soruyu soruyorsun sence?"
" yani aslında eminimde öyle soruyorum işte"
"sen bana yanaşığ yanaşmadığını değil aramızda ufakta olsa bişey geçip gçemediğini soruyorsun değilmi?" güldüm
" cevabımı biliyorsun ve bana cevabını bildiğin soruyu soruyorsun sence?" güldü
" hayır deminde dediğim gibi onunla aramda öylesine bir kaç sohbetten fazlası olmadı"
" peki tamam ozaman"
"yalnız çok güzel kıskanıyorsun "
" yo kıskanmadım "
"afet" dedi hafifçe e harfi imalı uzatarak
" iyi tamam belki biraz sinir olmuş olabilirim türküm oğlum ben!"
" iyi tamam canım bişey demedim sadece hoşuma gitti yani"
" tamam artık kız yeterince sinirimi bozdu zaten "
"tamam tamam " dedi gülerek
" pankekte güzelmiş"
" evet sen seviyorsun dimi"
" severim sen ?"
"severim" dedi haif bir gülümsemeyle
" özel bir anlamı varmı bana öyle geldi"
"yani bilmem sen karar ver özel mi değilmi"
" peki"
" şimdi bizim pek notmal zamanlarımız olmadı aile olarak hep kavga gürültü hiç normal olamadık yeni hiç o sevgiyi hissetmedim ha sevgi vardı ama bana değil annemle babamın ikisine olan sevgisi vardı hele annem" kafasını sağa sola salladı çok kötü yada yalnış manasında suyundan yudum alfı ve devam etti
" annemin sevgisi hastalıklıydı babamda seviyordu annemi tabiki hemde yine hastalıklı dicek kadar belkide ama annem her şeyde babamı tutardı her zaman babam haklıydı her zaman o daha öndeydi evladından bile yani adam öldürse kızmıycak aldatsa belki ona tepki verir ki bence annem onu bile affeder belkide affetti onu bilemicem" derin bir nefes verdi
" ama yinede sizde bir söz var yiğidi öldir hakkını yeme diye babamın annemi aldatcağını düşünmüyorum yani adam öldürür ama aldatmaz gibi geliyor bana yada bilmem bana öyle geliyor neyse dediğim gibi biz böyle deli gibi kavga ederdik son kavgamızdan önce falan işte daha birlikte yaşarken "
"evet" dikattle onu dinliyorum
" ben sinirlenir odaya giderdin yada bahçeye yada ne biliyim bazen deli gibi kavga eder üçümüz beraber bazen aniden olduğumuz yerde sesizce dururduk annem bi anda sesizce ortadan kaybolurdu sanki mutfağa giderdi pankek pişirirdi neden bilmiyorum üçümüzü toplardı bi masaya pankek yedirirdi neden bilmiyorum
ama öyle yapardı işte odama gidip direk uyuduğum zamanlarda ise sabah kalktığımda pankek pişirmiş olurdu" kendi kendine gülümsedi
" bizde anormal aile olarak herşey güzelmiş gibi yapardık hatta bazen biraz gülerdik iki dakika sonra tiyatronun gerçek yüzü ortaya çıksada pankek yediğimizde herşey normal miş gibi davrabırdık o yarım saat güzel geçiyordu en azından babamda sanki çok normalmiş gibi hiç yadırgamazdı ... "
" bence " dedim gülümseyrek
" sence?" dedi merakla
" bence çok özel ama daha da özeli bence " tekrar dedi
"sence?"
" annen için daha özel bence anesi için daha büyük bir anlamı var bana öyle geliyor yani hatta babanda bunu biliyor "
" diyosun peki bunu düşündüren nedir sana?"
"yani bence öyle bence annenin de pankekle özel bir bağı var nedeni var babanda hiç sorgulamadığına göre biliyor bence "
" şimdi öyle düşününce banada öyle geldi "
" afetim konuşurken aklıma bişey geldi merak ettim" dedi heycanla
" sor yıldızım"
" sen şimdi yemek hazırlamayı falan biliyomusun yani ne biliyim kahvaltı öyle yemekler falan" ona aşk olsun dercesine baktım
" tabiki biliyorum draco "
" ne biliyim canım burdaki çoğu kız bilmiyor "
" beni o çoğunluğun içine katma yıldızım bak bizim ailede herkes yemek yapmayı bilir babamla baim bile abim şef zaten annemle ablamda biliyor yani herkes baışını çaresine baksın diye "
"anladım bende yemek yaparım ikimiz beraber yaparız kendi mutfağımızda" dedi gülerek ve göz kırptı
" olur müzik eşliğinde ama " gülümsedi
" olur ikimizin elinde kadeh şarapla "
" mükemmel boyumun yetişemediği yerlere sen yetişirsin artık"
" olur sende bana türk yemekleri yaparsın artık evlenince "
" tabi yaparım sana bişey söyliyeceğim ama gülmeyeceksin "
" tamam gülmeyceğim söz söyle"
" ben biz tanışmadan önce senin boyunu çok merak ediyordum biliyormusun allahım diyordum lutfen yanındanda topuklu ayakkabı giyebileğim" sözlerimi dikattle dinlerken ciddiyetini kaybetti gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığını gördüm " hey! gülmeyeceğine söz vermiştin " kendini toparladı
" tamam gülmüyorum ozaman uzun boylu olduğum için çok şanslıyım"
" ya bu arada boyun kaçtı senin? bi ara söylemiştin sanki ama unuttum " düşündü biraz " ımm evet sanırım bi ara söylemiştim sanki ha ben seni bikere uyandığında seni dinlemişte ya sabah yatakta hani ozaman söylemiştim bana kzaık kadar adam demiştin" dedi gülerek bende gülüdüm
" ya doğru hatıladım ama boyunu hatırlamadım"
" 195 boyum 195" gözlerimi açtım şaşkınlıka bu boyumla yanında küçü kalmamdan belliydi gerçi
" ney hoy maşallah " dedim bayağa içten bana anlamayan gözlerle baktı
" maşallah ne demek" güldüm baya tatlı söylemişti
" şimdi bak maşallah dini bir kelime yani nasıl anlatıyım şimdi bitane kız çocuğu var mesala ay maşallah ne güzel derler bizde allah güzel yaratmış nazarlardan korusun diye söylenir bişey çok güzel olduğunda söyleriz yani"
" hmm anladım sanada maşallah ozaman güzeliğine nazar değmesin" dedi gülerek
" ay seni yerim bak çocuk" dedim gülerek güldü
" dikkat ette yenen sen olma"
" deli"
"ama sana " dedi herzamanki gibi göz kırparak
" draco sana bişey soracağım "
" sor afetim" bişeyi merak ettimiştim
" şimdi konuşunca aklıma geldi"
"evet?"
"yani demin kızla falan konuştukya hani konu dine falan geldi merak ettim eğer bir gün kapanmaya karar verirsem naparsın ?" yüzüme dikatlice baktı
"şuan kapanmayımı düşünüyorsun?"
" hayır açıkcası yani kapanma düşüncesi bile benim hoşuma gitmiyor yani bana çok ağır gelen bişey ama ya ilerde fikrim değişirse senin için sorun olurmu"
"hmm açıkcası bence sorun olmaz hem bu dini bir konu ben bu konuda sana yap yada yapma diyemem hem sen müslüman biriyle olmayarak zaten bana büyük bir tolerans gösteriyorsun ben seni her konuda desteklerim arkanda dururum merak etme eğer endişen çevremse onlarda hiç bir şey diyemez" gülümsedim içim rahat etmişti
" bunu duymak beni çokrahatlattı şuan kesinlikle kapanmak gibi bir düşüncem yok ama ilerde değişebilir" gülümsedi
" merak etme için rahat olsun ve evet özellikle böyle konularda insanın fikri değişe bilir ozamand ayanında olurum merak etme her türlü dini ibadetini yapabilirsin"
" iyi ozaman ilerde aramızda sorun çıksın istemedim sadece "
" çıkmaz çıkmaz hem belkide hoşuma gider sonçta güzelliğini ben görücem sadece ben kıskanç bir adamım " güldüm
"ay draco ya"
" gerçekten hatta böyle düşününce hoşuma gitti"
" hm baksen "
"evet bu arda balo için aklında bişey varmı elbise olarak"
"bilmem ama renk olrak kırmızı sanırım"
"hm iyi tamam "
" sen sende kendine alıcaksın dimi "
"bende kendime yeni takım elbise alırım"
"iyi ozaman ay çok heycanlı"
"katılıyorum uzun zamandır normal gün geçirmemiştik "
"evet yemğin bittimi ?"
"evet az kaldı"
"afet bana sordun bende sana soruyorum senin en sevdiğin yemek ne ?"
"hmm bu zor bir soru ama anlamlı olcaksa belki hamburger diye bilirim "
"hamburger mi?"
"evet biliyorum çocukça ma ne bilyim seviyorum işte çocukkende her zaman hamburger yerdim"
"hmm anladım" yemeğimizi bitirdik draco hesabı ödedi ağzımı bile açmamı izin vermedi centilmek çocuk mağzaları gezmeye başladık ama istediğim gibi bir elbise bulamadım bir mağzada balo için elbise deniyordum bu yeşildi
ipek üstü corseli straplez vir modeldi yırtmaçı vardı küçük bir plortformun üstüne çıkmış deniyordum ama elbise biraz fazla bol gelmişti korse kısmı dar gelmişti
" efendim bu elbseyi nasıl buldunuz?" dedi satış görevlisi
" yani üst kımı biraz bol geldi bide tam içime sinmedi "
" eğer sorun bol gelmesi ise onu halledebiliriz efendim"
" afetim içine sindiyse daraltırız "
" yok ya hep yıl başında yeşil yada farklı renkler giyindim bu sefer içimden kırmızı geliyor"
" ozaman elinizde kırmızı modeller yokmu ? onları deniyelim"
" efendim biz bu avmni en iyi giyim mağzasıyız hanfendi bütün modellere baktı ama istediği olmadı isterseniz tekrar bakın"
"afetim tekrar bakmak istermisin?"
" iyi tamam tekrar bakayım" plartfordan elbisemin eteğini tutarak inmeya çalıştım drcao gelip elimden tutarak bana yardım etti
" dikkat et düşeceksin bu el biseyle " dedi gülerek
"haha çok komik sende bu elbisenin içne gir de göreyim ben seni ayakta duramazsın!" dedim gülerek
" tamam şampiyon kızma " kadınlar bize öyle bi bakıyoduki kıskandıkları belliydi
kıyafetlere dikkatle baktım dracoda benimle birlikte bakıyordu canım müstakbel kocam ya
" bu modele ne dersiniz efendim " elinde kırmızı bir elbise vardı düz v yaka
ince askıları vardı askıları simliydi bileğe kadar uzanıyordu
"yok ya bu çok sade tam istediğim gibi değil aslında ben eldivenli bir model isitiyorum ve ipek olsun istiyorum bu elbisenin kumaşı çok sert" yanımıza bir satış elmanı geldi yetkili olduğu belliydi
" efendim isterseniz özel VIP müşterilemize ayırdığımız bir koliksiyonumuz var size onları gösterelim eminim hanfenindinin oradan kendine en güzel yıl başı elbisesi seçeceğine eminin "
" afetim bakmak istiyormusun ?"
"tabi olur "
" ozaman VIP koleksiyonunuzu görelim " dedi draco kadın gülümseyrek
" tabiki efendim yalnız sizi bilgilendirmek isterim VIP koleksiyonumuzda fiyatlarımız biraz yüksektir " ikimizde gülümseyerek aynı anda konuştuk
" fiyat önemli değil" ikimizde birmize bakıp gülümsedik böyle olunca çok mutlu oluyordum ayro havalı oluyorduk kadın gülümsedi
" peki efendim ozaman beni takip edin üst kata çıkalım "
" peki" dedim ve ve kadını takip etmeye başladık ve merdivenlerden tukarı çıktık
üst kat ayrı bir güzel ve extra luxtü zaten lux bir mağzaydı ama üst kat ayrı bir güzeldi
" efendim eşiniz kıyafet bakarken isterseniz siz böyle oturun size bişey ikram edelim hanfendi sizede bir soğuk yada bir kahve ikram edelim mi?"
" afetim ben otururken seni izleyeceğim zaten çok yakın olurmu?"
" tabi canım sen otur"
"ben bi su alıyım lütfen"
"tabi efendim hanfendi siz?"
"bende soğuk su alıyım"
" tabi efendim siz modellerimize bakmaya başlayın " kadın gitti bende elbiselere göz gezdiyordum bir süre sonra kadın elinde iki su ile geldi birini dracoya birini bana verdi suyu içip kadına uzattım
" teşekkürler"
"ne demek siz yabancısınız galiba" dedi kadın
" ah evet ingliz değilim ben "
"nerelisiniz merakımı mazur görün "
" türküm ben türkiyeliyim"
"ya ne güzel eşinizde size çok değer veriyor ne güzel"
"evet kocam bana çok değer verir bende ona "
" ne güzel çok yakışıyorsunuz ingilizcenizde çok iyi"
"teşekür ederim ben 5 dil biliyorum ve çocukluğumdan beri ingilterede yaşıyorum"
kıyafetlere göz gezdirirken bir tane elbise geldi elime kırmızı ipek uzun dökümyaka sıtı açık ipli bir modeldi çok hoşuma gitti onu askıdan aldım ve elimde dracoya doğru döndüm
" yıldızım sence nasıl?" bana ve elimdeki elbiseye baktı
" bence askıda bile oldukça güzel görünüyor ama birde üstünde göreyim "
" tamam şunu denemek istiyorum"
" tabii efendim şöyle deneme kabinine geçin " denme kabinine gittim ve lbiseyi denedim kırmızı ipek haif dekolteli birazda sırt dekolteli ve dizine kadar yırtmacı olan bir elbiseydi oldukça güzel ve dikat çekiviydi banada çok yakışmıştı
kabinden çıktım
"draco "
"afetim "koltuktan bana doğru döndü gözleri şaşkınlıkla açıldı
koltuktan kaltı ve bana doğru geldi
"bu ne güzellik böyle ?" gülerek
"güzel olmuş mu gerçekten"
"efendim bu elbise size gerçekten çok yakışmış dedi satış görevlisi kadın
" ay gerçektenmi çok teşekkürler"
"gerçekten çok yakışmuş güzelim"
" efendim birde gelim şöyle büyük aynadan bakın"
büyük aynanın önünde keçtüm ve mik bir plartforma çıktım kendimi bir manken gibi hissediyordum arkama önüme bakıp duruyordum bira fazla açık gibi gelmişti
"nasıl sence?"
"bana göre harika çok güzel sanada çok yakışmış ama sen benyendinmi ?"
"yani beyendim de falzamı açık biraz ? "
"efendim bence model çok güzeş ve zarif sizede çok yakıştı kaçırmayın derim"
" bilemedim bi fazla açık geldi "
"bence okadarda çık değil afetim hem açık olsa bile kime ne? sana çok yakıştı kimse seni rahatsız edemez hem sen beğendin önemli olan bu" gülümsedim
"tamam ozaman bu olsun"
"tabi efendim ımm bu elbisenin fiaytı yirmi bin dolar ama hanfendinin güzeliğine isterseniz ne yapabileceğime bakarım" fart ettirmedim ama elbisenin fiyatından karnıma ağrılar saplanmıştı ben tam ağzımı açıkcaktım ki draco kandına doğru döndü ve alaycı bir gülümsemeyle
"hayır ne yapabileciğinize bakamayın gerek yok yapcağınız tek şey bu elbiseyi paketlemek "
"peki efendim" yabancı insanların yanında bişey demek istemediğim için sustumve kabine gidip elbiseyi çıkardım ve kadına verdim ben üstümü giynip çıktığımda elbise paketlenmişti kadın paketi bana uzattı
" iyi günlerde kullanın efendim "dedi ve draco yanıma geldi
"hadi hayatım daha çok işimiz var ayakkabı bakacağız"
"tabi canım "dedim çalışanlarda bize iyi günler diledi ve çıktık
biraz yürüdük
"draco" lafımı kesti
"ne söyliyeceğini biliyorum afetim ama hiç kendini yorma güzelim "
"ama" gene lafımı kesti
"hayır o elbise çok güzeldi ve sana çok yakıştı hayır bir elbise için ilk bakışta yirmi bin dolar fazla gibi görüne bilir ama değil elbise açıkta değil "
"ama draco lafı ağzıma tıkmasana aklımı mı okuyorsun sen" söyliyeceğim bütün sözlerin hepsini yanıtlamıştı
" hayır afetim öyle bi özelliğim yok sadece seni tanıyor ve anlıyorum tamammı"
"iyi peki"
"ve kendini hiç yorma daha ayakkabı bakacağız "
" benim için bu kadar masrafa girmene gerek yoktu hem daha kendine bişey almadın benim topuklu ayakkabım var zaten"
"hayır gerek var güzelim lütfen bişey duymak istemiyorum hem o elbise sana çok yakıştı elbiseye bakarken gözlerin parladı ben o elbiseyi bırakırmıyım hiç?" lafına devam etti "hem çok şükür o elbiseyi alacak durumum varken neden almayayım ki? benim adım draco elserin valerion afetim unutma sen hiç bir zaman para ile ilgili bişey düşünme " yürmeye devam ettik
" peki draco elserin velarion"
"tamammı hem merak etme dediğim gibi kendimede takım alacağım "
"peki " dedim gülümseyrek
"draco"
"afetim?"
"teşekkür ederim" gülümsedi
"etme sadece iste " elini omzuma attı ve beni kendine çekti o şekilde yürüdük
draco beni bir mağzaya getirdi bu markayı biliyordum kim bilmezdiki
christian loubautin ayakkabılarını dünyaya duyurmuş marka aslında benim zaten vardı ben bu ayakkabıyı alacak güce sahiptim ama eşyalarım hepsi yangında kül olmuştu hem draco hem ben ordan ayakkabı aldık hatta ben draconun ısrarı üzerine birkaç ayakkabı aldım aslında maçup oldum yalnış anlamasını istenezdim beni ama beni tanıyordu ben onu yalan yok bir süre sonra aman koca benim keyif ebnim dedim içinde ben bunlara layık bir kadındım ve draconunda dediği gibi o zaten bu güce sahipti ben onu zora sokmuyordum sonra draco için takım bakmaya gittik draco direk bir mağzaya yöneldi bende onu takip ettim
ordan bir kaç takım inceledi birkaçını denedi bende onu dikatle izleyip yorumlarımı yaptım en sonunda içine sindiğini düşündüğüm simsiyah bir takımı denedi
" nasıl olmuş ?"
"çok güzel yani bütün takımlar çok güzel karar veremiyorum denediğin mavi takımda güzeldi aslında ama yıl başına mavi pek olumuyor en sonunda gene siyaha kalıyoruz" güldü
"evet en sonunda gene siyaha kalıyoruz başka güzel renk yok ama siz kadınlar her renk yakışıyor şimdi ben yeşil renk takım elbise giysem olmaz ama sen yeşil giysen sana oluyor!" dedi hafif isyankar ikimizde güldük
" ay doğru söze ne denir " dedim gülerek
"hiç böyle düşünmemiştim "
"dimi ya bende"
" ee sence hangisi?"
" önemli olan senin beğenmem ama bu daha iyi sanki hem sende bunu beğendin belli"
" ya nerden biliyorsun aklımı mı okuyorsun sen?" dedi gülerek
" hayır" dedim gülümseyrek " kocamı tanıyor ve anlıyorum" dedim ve göz kırptım
güldü " iyi ozaman bunu alıyorum paketleyip"
"peki efendim" dedi erkek satış elamanı
" afet " dedi draco
" efendim" drcao bana doğru yaklaştı otuduğum koltuğa geldi ve kulağıma doğru üstüme eğildi şok içnde utanarak ne yaptığını anlamaya çalıyordum özel bişey dicek sandım başta " afetim birdaha böyle herkesin içinde cilve yapmaya devam eder seni insanlar var demeden öperim ayarlarımla oynuyorsun" dedi gülerek ve türkçe konuşmuştu ben utançtan kızarmıştım ağzımı açamadan geri çekilmişti
ona sinirli bakışlar gönderdim oda gülümseyim bana göz kırptı beni sinerlendirmek ve untandırmak onun hobisi olmuştu kabine gitmiş üstünü değiştirip gelmişti
" tamam ozaman gidelim artık " dedi ve ödemeyi yaptı bizde çıktık
" tamam şimdi ne yapıyoruz?" dedim merak ve haycanla
"şimdi ne yapıyoruz ? elbiseler, ayakkabılar tamam geriye tek bişey kaldı"
"ne?"
"yıl başı süsleri odayı süslemek istersin dimi ? ağaç falanalırız istersen"
"ay çoooookkkk isterim" dedim o harfini uzatarak
" ozaman yılba başı süsü almaya gidecğiz sonra bi kahve içeriz"
" tamam hemen gidelim ben çok heyecanlandım" gülümsedi
"uzun zaman sonra bende heycanlandım "
"ya ne güzel ne yalan söyliyim uzun zamandır bende heycanlamamıştım" güldü
" bu sefer seni heycanlandıran nedir?" dedi yürürken
"bilmem sanırım adı d ile başlıyor " dedim cilveli cilveli koluna girdim yürürken kafamı omzuna yasladım sesli güldü kafa sını bana çevirdi
" baksen demek d ile başlıyor"
"evet peki seni heycanlandıran nedir?" dedim gülerek düşünüyomuş gibi yaptı
" hm bilmem sanırım a ile başlıyor" güldüm onun gibi
" baksen demek a ile başlıyor" dedim
" evet" süs ve ağaç satılan yerlere gittik ikimizde dikatle süslere baktık ve ağaç seçmeye çalışıyorduk
" bu nasıl ?"
" güzel ama canlı , canlı ğaç istemiyorum sonra birde vicdan azabı çekeceğim" güldü
" ağacın nesine vicdanazabı duycak sın güzelim? ağaç o!" omzuna haif bir yumruk attım " hey! ağaç diyip geçme o canlı " güldü
" iyi tamam tamam bişey demedim"
" hem canlı ağacın bakıma var sulaması var varda var "
"iyi tamam peki sahte alırız bizde"
" ay çok çeşit var"
" bebeğim alt tarafı bir ağaç seç artık!" dedi gülerek
"ya sussarmısın sen!?"
"iyi tamam su nasıl "
" ya güzelde "
" de ne?"
"çok büyük draco odayı boğar bu" kahkaha attı
" ya afet ama hiç bir ağacı beğenmiyorsun"
"buldum "
" ha hangisi ?"
" sen!"
" ben mi?!" dedi gözlerini açarak şaşkınlıkla
" evet sen bu ağaçtan daha odunsun çünkü!"
" ya bakya ! " ikimizde kahkaha patlattık çebremizdeki insanlar bize bakıyordu
" bak görüyormusun senin yüzünden insanlar bize bakıyor!"
" iyi tamam bişey demedim ben " ağaçlara göz gezdirdim en sonunda sahte ne çok büyük ne çok küçük bir ağacın önünde durdum
" bunun boyu kaçtır sence?"
"hmm bakalım" etiketine baktı
"170 cm miş boyu "
" hm dallarıda sağlam güzel bunu alalım mı ?"
" sen beğendiysen bana tamam güzel boyuda fena değil sağlamda iyi seçim "
" iyi ozaman bu alalım"
"tamam ozaman pardon bi bakarmısın ?" çalışanlardan birini çağırdı
" buyrum efendim"
"bu ağacı paketleye bilirmisiniz ?"
" tabi efendim " adam ağacı aldı ve götürdü paketledi ağacı aldık ve mağzadan çıktık
" ee afetim gitmek istediğin yada almak istediğin bişey varmı ?"
"yok bence akşamda oldu okula geri gidelim hem bu kadar eşya le dolaşmak yorar bizi koca ağacı elinde ordan buraya taşıtmayım sana" güldü
"peki ozaman istikamet araba" otaparka doğru gittik ve arabaya vardık draco önce bagajı açtı eşyaları koydu sonra geldi benim için yolcu koltuğun açtı ve kendisi söfor koltuğuna geçti tam koltuğa oturacaktımki bişey fark ettim koltuğun üstünde bir zarf vardı elime alıp koltuğa oturdum draconun du heralde kapıyı kapatım eminiyet kemrini taktım elimde mektuba bakıyordum tam draco ya sorcaktım ama
" afetim o elindeki ne?" diye sordu şaşkınlıkla ona baktım
"tam bende sana soracaktım senin değilmi?" oda şaşkınlık ve merak içinde bana baktı " hayır benim değil bana bi verirmisin bi bakayım mektuba benziyor "
"tabi al" kahve rengi eski bir zarf gibiydi mektuba benziyordu ama bizim arabamızda be işi vardı ve nasıl gelmişti
"bu çok kaliteli bir kağıt" draco elinde zarfı çevirerek baktı ve zarfın önünü bana doğru çevirdi
" ve üstünde ikimizin baş harfleri var başta benim adım ve soy ismim sandım ama hem eksik olurdu s harfi yok çünkü hemde aralarında yan çizgi var" şaşkınlıkla mektuba bakıyordum ve elinden mektubu aldım ve baktım
" draco bu hiç hoşuma gitmedi"
"benimde şaka falan yapmıyorsun değilmi afetim?"
" hayır keske öyle olsaydı"
" ozamana bunu açıp öğreneceğiz aç bakalım içinde ne var?"
" draco sende şaka yapmıyorsun değilmi?" draco derin bir nefes verdi
" hayır afetim yemin ediyorum benle ilgili değil bende senin gibi şaşırdım"
"tamam ozaman açıyorum"
"aç bakalım" zarfı açtım ve ve içinde kağıt vardı mektup olduğu gayet açıktı
"draco bu mektup sanırım"
" tamam aç oku " derin bir nefes verdim ve kağıdı açıp okumaya başladım

zaman ilerliyor durmuyor hiç durmuyor durmaycak
gelecek yaşanıyor yeni yıl geliyor ama olduğu yerde duruyor
kan ve geçmiş sahi geçmiş geçmiştemi kalırdı öylece?
öylece unutulup gidilirmiydi? gelecek geliyor evet,
hayat devam ediyor ama geçmiş?
geçmişi inşa eden kanlı eller şimdi temiz olurmu ?
geleceğin hemen yanında önünde, arkasında, sağında,solunda
geçmişin kanlı izi, karanlık gölgesi hep oradaydı hep orada kalacak
merak mı ediyorsun ne olduğunu? neden olduğunu?
o zaman kafanı çevir geçmişe bak
cevapların hepsi yaşanan günlerde saklı
gerrçekler orada yaşanıldığı yerde duruyor
daha herşey yeni başlıyor
dikkat et hep yanında
hiç beklemediğin anda hatılayacaksın
ama merak etme geçmişin vicdansızlığına
kötülüğüne karşı ben merhametli olacağım dostum
karanlık hep sizinleydi siz görmediniz,unuttunuz
unutanlar acıya, karanlığa ve kaybetmeye mahkumdur
volucris maskarum panthera

korku heryanımı sardı içimi ruhumu bedenimi bedenim korkudan kas kastı kesildi
ne vardı geçmişte? , geçmişimizde ? biz ne yapmıştık? ne istiyordu bizden draco elini sinirle dikreksiyona vurdu ve bağırdı
" OROSBU ÇOCUĞU EVELİYATINI YEDİ CEDDİNİ SİKTİMİN PEZEVENGİ! " o an korukum bi yana dracoya şaşkınlıkla baktım beklemdiğim bir tepki oldu nefesini verdi ve bana doğru döndü mahçup olmuş gibiydi
" özür dilerim ben anlık sinirle söyledim" küfüre takılmadım tabiki şaşırmıştım sadece yoksa bende çok küfür eden bir insandım heleki sinirlendiğimde
" sorun değil küfüre takılmadım sadece şuan bir çok duyguyu aynı anda hissediyorum korku endişe panik ne hissetiğimi bilemiyorum bile "
" biliyorum ben ne diyeceğimi biliyorum şoktayım yani şuan"
" draco bunu yazan kişi bizim düşmanımız ve biz açıkça tehtit ediyor ve kim bilmiyoruz "
"biliyorum onu bir elime geçirirsem zaten" dedi burnundan soluyordu elini sinirle saçlarını geçirdi yüzünü okşadı
"draco bu mektubu yazan kimse sürekli bizi takip ediyor "
"farkındayım benim anlamadığım bu kadar adama rağmen bu mektubu nasıl bıraktı? arabamıza kadar bu kadar dibimize nasıl geldi" dudaklarının arasından kahretsin diye mırıldandığını duydum gözlerini sıktı söylememesi gereken bişeyi söylemiş gibi bilmediğim bişey vardı
" okadar adam derken draco ? hangi adamlar? " derin bir nefes verdi yüzüme mahçup bir ifadeyle baktı
" afet ben şey " boğazını temizledi
" benden ne saklıyorsun?"
"saklamak denemez sadece bizi korumaya çalışıyordum"
"açıklamısın?! "
" bak sadece bizi koruyordum tamammı "
"orasını anladık"
" birkaç koruma sadece "
"birkaç koruma öylemi? sadece bumu?"
" silahlı birkaç arabalı koruma sadece " durdu ve devam etti
"tamam bir koruma birimim olabilir "
"koruma birimi ? silahlı araçlı bilmediğim bişeymi var draco?"
" hayır bu senden öncede vardı çünkü bak sana herşeyi anlattım şirketimi, timi
timden ayrılsakta tam olrak bağlantımızı kaybedemeyiz ben hala onlardan biriyim ve
büyük bir şirketim olduğunu biliyosun bu yşadıklarımız benim aldığım ilk ölüm tehtidi değil "
"ne?"
"tamam sakin ol onlar boş şeyler icraatsız işte bu yüzden tamammı"
"bunu neden bana söylemedin ki ? "
" yalnış anlarsın yada korkarsın diye kendini normal hisetmeni istedim ve bana kızacağını düşündün" dedi dürütçe
" öncelik beni koruduğun için sana kızacak değilim ve korkuya gelince zaten her saniye deli gibi korkuyorum yaşadığım herşey aklımda kalbimde ,beynimde düşünceler hiç susmuyor ve" derin bir nefes verdim
"hem ben hiç normal olmadım ki ben hiç kendimi normal hissetmedi"
"üzgünüm afetim "
"sorun değil hem"
"hem?"
"ben büyücüyüm ve elserin vârisiyim ve zorla daha doğmadan nişanladığım ve 20 yaşına kadar görmediğim bir nişanlım var?" dedim gülerek ve devam ettim
"sence ben ne kadar normal hissedebilirim?" güldü
"haklısın"
"hem belkide doğrusu budur belki bendekendimi sevdiğim insanın ve kendimim korunduğunu bilmek bana iyi gelir" gülümsedi elimden mektubu aldı
" haklısın ama üzgünüm yeterince koruyamamışım demekki "
" deme öyle elinden gelenin en iyisini yaptın hem belkide fiziksel olarak gelip koymadı büyü filan yaptı ne bilileyim o okulda bize saldırdığına göre bizim büyücü olduğumuzu biliyor belliki o da büyücü "
"aslında son zamanlarda bir proje üzerinde çalışıyordum yani bulunduğumuz ortamam büyü yapılamasında bizim dışımızda kişinin büyü yapmasını engellemek için "
"hm anladım peki ne oldu?"
"son olan olaylardan sonra fazla vakit bulamadım çalışanlara bıraktım işi "
"hmm anladım ve son olarak sana kızgınım bunuda bil konu kaynadı ama"
"niye?"
"benden niye bişey saklıyorsunki eminim bunu bizkiler biliyordu değilmi?"
"evet"
"al işte benden saklama bir daha"
"tamam özür dilerim "
"benden sakladığın başka bişey varmı?" sessiz kaldı bir süre
" yok" dedi sonra
" ben salakmıyım!?"
"ne alaka?"
"bari yalan söyleme tamam sonra anlat hazır hisettiğinde anlat ama yok deme
nasıl sen beni anlıyorsan bende seni anlıyorum bunu unutuyorsun"
"tamam peki sonra anlatayım olurmu?"
"tamam sorun değil"
"afet"
"efendim "
"iyiki varsın afetim" gülümsedim
"sende iyiki varsın fırtılalı okyanusum " onu yanağından öptüm
" bak bu iyi geldi işte " dedi gülerek
"salak!"
"ben seni seviyorum bebeyim" dudağıma hızlı küçük bit öpücük bıraktı
"şimdi ne yapacağız"
"hmm doğru ya seninleyken kafa kalmıyorki " telefonundan birini aramaya geçti
hapörlere aldı elinde tuttu isimine baktım hemen Morgan, morgan diye birini aradı
ve hemen telefon açıldı
"buyrun efendim "
"morgan nerdesiniz tam olarak?"
"etrafınızdayız efendim"
"tamam yerinizi bize belli edermisiniz"
"peki efendim" hemen sağımızda bir arabanın farları yandı
" hepiniz" dedi draco draco sonra etrafımızdaki arabaların farları yanmaya başladı nerdeyse etrafımızdaki bütün arabaların ışığı yandı bizden uzaktakilerin hariç
"ne oluyor?"
"merak etme onlar bizim adamlarımız bizi güvensiz bırakamazdım"
"oha bu kadar fazlasına gerek varmı bn bir iki ikişi diye düşünmüştüm "
mektubu işaraet etti
"sence? daha fazlasıda var" dedi ve telefona konuşmaya başladı
" tamam şimdi yanıma morgan"
"tamam geliyorum velarion" dedi ve telefonu kapattı
"nasıl bir konuşma tarzı bu bi efendim dedi şimdi velarion diye hitap ediyor" dedim şaşkınlıkla " morgan sadece güvenlik adamım güvendiğim bir dostumdur mazen resmi olur bazende isimimle falan hitap eder şuan anormal bir durum olduğunun farkında endişelendi "
"tamam geldi sanırım bu mu" dışarda arabaya gelen bir adam vardı tam göremedim ama uzun boylu yapılıydı zaten bir koruma öyle olurdu
"evet o " düğmeyle arka kapının kilitini açtı adam geldi ve camı tıklattı
draco camı indirdi
" arabaya bin "
"tamam" dedi morgan merakla onun hareketlerini inceliyordum yabancı biriydi sonuçta arabanın arka koltuğuna bindi
"draco ne oldu" draco elindeki mektubu ona verdi oda aldı
" bu ne?"
" tehtit mektubu"
"ne bu imkansız"
" hayır imkansız değil biz avm ye girdikten sonra konmuş afetin koltuğunun üstüne bırakılmıştı " morganda teleşlandı ama en çokta şaşkınlık vardı yüzünde esmerdi koyu saçlı koyu tenli yapılı bir adamdı takım elbise giyinmişti mektubu okudu
" ama bu ikinizide tehtit etmiş"
"evet orasını malumun zaten nasıl geldiği problem bu!"
" ama biz yedi yirmi dört sizi koruyoruz bazıları alışveriş merkezine sizinle geldi ama arabayı etrafı izledik hem kameralardan hemde canlı hiç kimse sizden başka arabanıza yaklaşmadı"
"ama biri bizi sürekli bir şekilde bizi izliyor ve bu mektubu arabaya koymayı başarmış"
" belliki bu mektup büyü ile konmuş buraya yoksa imkansız biliyorsun büyü ile olan projemiz yeterince gelişmedi böyle olmasına rağmen büyü konusundada koruma altındasının bu demek oluyorki bunu yapan kişi büyü konusunda çok bilgili güçlü
normal bir büyücü değil "
" evet orası aşikar zaten"
"ozaman hiç iş yaptığın kişilerle uğraşmayalım onların bunu yapması imkansız çünkü hiç biri büyücü değil"
"oda doğru zeten aklımda bir kişi var ve kesin o yaptı "
"kim yoksa"
"kimliğini bilmiyoruz ama okulda salakça o şakayı yapan afete tehtit mesajları gönderen odasını ateşe veren kişi ile aynı "
"bencede yazı bilgisyarla yazılmış el yazısı değil kağıtta bayağa kaliteli"
kendimi tutamadım ve konuşmaya başladım
" bunu yapan kişi sürekli geçmişi vurguluyor durmandan geçmişten bahsediyor hatta
geçmişi inşa eden kanlı eller şimdi masum olurmu diyor hatta geçmişin vicdansızlığına kötülüğüne karşı ben merhametli olucağım diyor"
"yani?" dedi morgan
" bunu yapan kişi kimse mektupta sizden intikam alacağım diyor bunun başka açıklamsı yok bunu yapan kişi intikam istiyor " dedim draco dikatle beni dinliyordu
" doğru bu kelimeler intikamı anlatıyor" dedi draco
"ve anlattığı birşey diye var "
ikiside merakla bana bakıyordu
" sizi hep izliyorum diyor onu çok vurguluyor karanlık hep yanınızdaydı siz görmediniz ve unuttunuz diyor"
"evet" dedi morgan " bunu yazan kimse sizi izlediği aşikar" diye devam etti
"ama anlamadığım bişey var büyük bir soru var"
" ne sorusu?" dedi draco
" sürekli unuttunuz diyor geçmiş diyor ve itikam peşinde olduğunu belli ediyor bu neyin intikamı? biz neyi unuttuk neyi unutmamamız gerekiyor geçmişe dönde bak diyor bu ne geçmişi" ikisde durdu sonra morgan konultu
" afet hanım doğru söylüyor draco bu kişi sürekli intikamı geçmişi vurguluyor bunun kuyruk acısı büyük"
" evet ama bu neyin intikamı ben onu anlamadım şimdi iş dünyasından olsa anlıyacağım bir nebze ama onlarda böyle mektup yollamaz ve bu geçmiş derken farklı şekilde bahsediyor iş değil bu o kadar basit değil "
"evet" dedi morgan ve devam etti
"merak etme elimden geleni yapacağım"
" fark ettinizmi ?" ikisde merakla bana baktı
"neyi ?" dedi draco
" mektubun altında yazan ismi diyorum değişik bir yüksek ihtimal latince "
"evet bu isim çok değişik" draco morgana doğru döndü
"isimde neyazıyor söylesene "
"volucris maskurum panthera "
"volucris maskurum panthera" diye tekrar etti
"bu ne demek ? şimdi ne biçim isim bu ? afet hanım anlamış gibi "
"birincisi bana hanım demene gerek yok bi tuhaf geliyor"
morgan dracoya baktı
"bakma bana öyle bana beyfendi demiyorsun benim dostumsun demene bencede gerek yok "
"peki afet hanım yani afet" lafıma devam ettim
" ve ikinci tam ne olduğunu anlamadım ama latince gibi yani bizim büyülerimiz falanda latince ya hani ? ve kitaplarda falanda latince bir kaç bişey okumuştum çok benziyor"
"doğru " dedi draco
" ozaman ismide araştırırım draco sır katili timi ilede paylaşalımmı ?"
"evet bencede zaten onlarda araştıyor onları biliyorsun zaten"
"tamam ben gerekli olan herşeyi yapacağım afet hanım yani afet sizde merak etmeyin mektup bırakmatan fazlasını yapamazlar buna izin vermem rahat olun"
" umarım mağdem draco sana dostum diyecek kadar güvenmiş eminim yaparsın
ama bu kadar arabay birlikte gezince dikat çekmez mi ? fanilerle uğraşmayalım birde"
"merak etmeyin biz onu ayarlarız dikkat çekmeden koruruz sizi"
"eminim yaparsın" dedi draco
"peki ozaman şimdi okula dimi"
"evet okula gideceğiz"
"tamam ozaman biz gerekeni yaparız"
"tamam"
"ben gidiyorum artık "
"peki"
" iyi günler ikinizede "
"sanada iyi günler" dedim gülümseyerek ve arabadan indi draco gülümsedi
" baksen benim karım ne kadarda zekiymiş ne güzel konuşuyorsun sen öyle aklına hayran kaldım"
"ha önceden bu salak diyordun yani?"
"bak ya yok öyle bişey yemin ederim öyle demek istemedim " güldüm
" korma şaka yaptım "
"afet ya"
" bu arkadaşınında adı morgan dimi?"
"evet "
"iyi birine benziyor güvenilir gibi yada sen dostum dediğin için ben otamatik öyle hissetim"
" iyi biri ya temiz yüzlü sır katili timinde tanış herşeyimde yanımdaydı sırdaşımdıraynı zamanda dertleşiriz bazen laf aramızda haylen cayric filan kıskanır bazen"
"bende kıskanırım"
" erkekten" dedi gülerek "öyle değil ama bazen erkeleri insan daha çok kıskanıyo ama hayır sadece onu kast etmedim yani benim en iyi kız arkadaşımı başka arkadaşalrından kıskanırım bazen"
"hmm anladım"
" gidiyormuyuz ?"
"evet başka istediğin bişey yok dimi bak dışarda istediğimiz kadar geze biliriz"
"yokya huzursuzda oldum zaten hem aladığımız süsleri yerleştiririz ben ağaç için sabırsızlanıyorum"
"hmm tamam ozaman bak sen istiyosun diye"
"için rahat olsun bişey anlamanı beklemiyorum gerçekten evimize dönmek istiyorum" gülerek baktı bana
"evimiz?"
"ay öylemi dedim ben okula odamıza diyecektim ama napiyim oda oda değilki mübarek ev gibi hissediyorum "
"sakin ol canım bişey demedim hoşuma gitti sadece kulağa hoş geldi evimiz bizim evimiz"
"evet kulağa güzel geliyor "
"ama bir gün evimiz olacak merak etme nasıl istiyorsak öyle bir evimiz olacak"
" evet" draco arabayı çalıştırdı ve yola çıktık telefona kızlardan mesaj gelmişti
biraz onlarla konuş bazı şeyleri çıtlattım artık hepimiz olan olaylardan bıkmıştık
genemi ya diye söylenmişlerdi
"afetim"
"efendim"
"müzik açmıyorsun"
"ha nebiliyim öyle aklıma gelmedi"
"istiyorsan aç "
" iyi peki"
"afet onların düşmanlarımızın istediğide bu moralimiz düşmesi sinirlenmemiş herşey yoluna giracek sen bana güven ve gülüşünü yüzünden eksik etme "
" iyi tam nasıl istiyorsan "
"ben istiyorum diye değil bebeyim sen mutsuz olma istiyorum benle alkası yok"
"peki tamam yıldızım" dedi ve uzanıp yanağından öptüm
"ya afet!" güldüm
"ne?"
" ya araba kullanırken yapma kaza yapacağım senin yüzünden "
"sen iradesizsen ben ne yapayım?"
" şimdi arabayı durdurumsan görürsün iradeyi "
" iyi tamam tamam ben müzik açayım en iyisi"
"hemde kıvır"
" estağfurullah bacım" güldü
"bacım mı ?"
"evet bacım" dedim gülerek
" hmm odadayken yatakta bacım demiyordun ama" dedi sıratarak
"MALFOY!" kahkaha attı
" tamam tamam sustum"
" sen çok küstah terbiyesiz ve egoistsin!"
" bende seni seviyorum yavrum"
"deli!"
" ama sana" diyerek göz kırptı güldüm herşeye rağmen yineden gülümseye biliyorduk
napalım bizim kaderimizde böyleymiş sevdiğim insanlar yanımda olsun iyi olsunda gerisi önemli değil bir yada bir buçuk saat sonunda okula varmıştık yine müzik dinleyrek bütün yolu bitirmiştik okula vardığımız direk kendimizi odaya attık yorulmuştuk draco hızlıca ayakkabılarını çıkardı veve yatağa uzandı
" ah ne yorucu bir gündü ama"
"evet iki türlüde yorucuydu"
"iki türlü?"
"hem fiziksel hem mental olarak demek istedim"
"hmm anladım" üstümden mantomu çıkardım makyajımı falan çıkarmam gerekiyordu ama ilk önce takılarımı çıkardım draconun gözleri üğzrimdeydi sürekli beni izliyordu hoşuma gitmiyorda değildi
" hey neden beni izliyorsun?"
"karıma bakamazmıyım?"
"iyi tamam" dedim gülerek
" napıyorsun"
"üstümü çıkarıp makyajımı falan sileceğim "
"boşver şimdi gel yanıma biraz beraber dinlenelim sonra yaparsın"
"peki" dedim ve yata doğru gittim öylece yatağa sırt üstü uzandım
" ne bu mesafe ?"
"ne mesafesi draco yan yanayız işte" çıkladı
"ıı bana yeterli değil" dedi ve kollarını açtı kucağıma gel diyerek
" iyi tamam " dedim ve ona doğru iyice yaklaştım ve kollarımı ona doladım oda benim için açtığı kollarını bana sardı kafamı göğüsüne yasladım
" hah işte böyle iyi"
"draco ya "
" ne ya sı yavrum beni kendine bağımlı ettin benim suçum yok"
"hı hı aynen kesin" saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu
" bebeğim benim miniğim"
"miniğim mi ?"
"evet miniğim sen benim miniğimsin "
" 177 boyunda minikmi olur" dedim gülerek
" benim için miniksin benim miniğim"
" iyi öyle olsun"
"öyle olcak tabi " dedi gülerek bende güldüm bir kaç dakika sessiz uzandık öyle ona baktım gözlerini kaptmıştı
"uyuyormusun ?"
"hayır sadece huzurun tadını çıkarıyorum uzun zaman sonra" gülümsedim gözlerini açtı oda gülümseyerek baktı bana kahvelerimi mavilerime diktim
"draco"
"efendim afetim"
"ben korkuyorum"
"neyden?"
"seni kaybetmekten "
"o nerden çıktı ? "
"öyle ya sana zarar verirse , verirlerse?"
"merak etme olmaycak ne sana ne bana zarar gelmesine izin vermem"
"söz mü?"
" söz buldum seni bikere sevdim seni bırakmam bırakamam"
"ya şapşikk " dedim gülerek kahkaha attı
"şunu söylediğinde içim gidiyor bayılıyorum sana ya " dudağıma bir öpücük bıraktı
"bende hoşuna gittiğini biliyorum o yüzden söylüyorum"
"yerim seni"
"yeme hadi kalk " öfledi
"öflemeya süslemeleri yapmak istiyorum"
"peki tamam " dedi ve yataktan kalktı ve süslemeleri yapmaya başladık
bir iki saat sonra süslemer bitti
" oh be ne yoruldum "
"ama çokk güzel oldu"
"evet bebeyim " kapı çaldı
" ben bakarım " kapıyı açtım gelen hermonie niydi
" hemira"
"ben geldim"
" onu görüyoruz "dedi draco
" aşk olsun draco" dedi hemira
" tamam şaka yaptımda gene ne var bi rahatbırakın bizi ya"
"lan bütün gün beraberdiniz zaten asıl sen arkadaşımı rahat bırak bu arada odanız çok güzel olmuş bizde süsledik neyse hemen geliyorsun maria çünkü geldiğinden beri kız kıza vakit geçiremedik hemen geliyorsun dedikodu vakti len"
" aslında doğru söylüyorsun ben kızlarla biraz odada takılcam senin için sorun olurmu ?"
" hayır canım keyfine bak bütün gün benimleydin zaten sen kızlarla takılın ama güvenli yerlerde bı günde yaşadımız olaydan ötürü diyorum yalnış anlama"
" yok canım başka yere gitmeye korkarım zaten onlar okuldada görevini yapıyorlar heralde?"
" hiç kuşkun olmasın eğer başka bişeye karar verirseniz haber ver nerde olduğunu biliyim ki seni koruya biliyim"
"tamam canım merak etme sen"
"ozaman iyi eğlenceler " draco yanağımdan öptü ve odadan çıktık
kol kola girip yürümeye başladık
"ay sizede yani beni şaşırtıyorsunuz adam şuan seni nikah masasına oturacak" güldüm "bende böyle hayal etmiyordum ama kader işte"
" sizin azgınlığınız kader mi oldu şimdi?" dedi gülerek
" hemira!"
" iyi tamam tamam bişey demedim" ikimiz odaya vardık
" ay merahabaaa canlarım" bütün kızlar burdaydı
"oo maria hanım nabersiniz ya!" dedi lunira ona sarıldım
" ya bi draco ile tanıştı kız bizi unuttu ya!" dedi elaris
"aynen zaten draco utanmasa yanımızsa yiyecek mariayı " hepimiz kahkaha attık
" yalnızken ne oluyor kim bilir" dedi elaris gülerek dillerine fena düşmüştüm
" hey yeterya ayrıca draco beni yiyecek gibi davranmıyor" hepsi güldü
" sen hiç draconun hareklerini fark etmedin sanki maria sen ne fenasın varya !" dedi lunaria hepimiz otuduk
" sen hiç fark etmiyorsun heralde draconun gözü hep sende her fırsatta yakın davranıyorsana çocuk seni gördüğü an vuruldu " dedi hemira
" ya öylemi sizce?"
" ay maria naz yapma! adam ikinci gün senin için canını hiçe saydı bizi bile haşladı çocuk" dedi elaris
" ne harbibi ne yaptık ki ?"
" ay hiç sorma" dedi lunaria ve devam etti
" odanda yakın öyle çoktuki biz kapıyı açamadık biliyorsun güvenlik nedeni ile kapılara büyü işlemiyor tek çare kapıyı kırmaktı draco gelfiğinde bize öyle bir bağırdı çağırdıki biz şaşırdık yani sana bir günde böyle bağlanmasına kapıyı kırıp içeri bir girişi vardı seni hızlıca kucaklayım alevlerin arasından çıktı sonra alevler draconun sırtına sıçradı umrasamdı bile gömleği bile yanmıştı sırtının ortası kıp kırmızıydı
sonra seni revire ladılar hala canının acısı farketmedi çocuk biz zorla baktırdık bize bağırıp çağırıyordu hiç bişey umrunda değildi delirmişti sakin"
"yaa şimdi hoşuma gitmedi desem yalan olur " dedim gülerek onlarda güldü
" sonra kendine geldi zaten özür diledi bizden" dedi lunaria
" sinirlenince olur öyle şeyler boşver in" dedi elaris
" evet adamın gözü dönmüştü" dedi hermonie
" hoşuna gitti dimi?" dedi lunaria gülerek
"yani biraz " dedim gülerek
" sahi" dedi lunaria ve devam etti "yarasını gördünmü ?"
"hayır görmedim"
"nasıl görmedin ya ?"
" görmedim işte ben çocuğun bedeninimi izliyorum sanki?"
"sizin aranızda bişey olcağını tahmin etmiştim ama ilk andan
böyle aşık olacağınızıda düşünmemiştim " dedi elaris
"evet bende kader işte"
" demin bende gelirken söyledim gene söylüyorum sizin azgınlığınız ne zaman kader oldu ?"
" ya hemira !" dedim gülerek
"ne yalanmı?"
"yalan yok öyle azgınlık falan"
" sen öyle diyorsan"
"afet bişey soracağım " dedi ely
"sor"
"ama biraz kıza bilirsin?"
"tamam sor"
"ama sakin ol tamammı?"
"ay tamam sor"
" siz hiç öhöm öhöm"
"ne biz?"
"şey iste yakınlaştınızmı?" gözlerim faltaşı gibi açıldı
" ne?"
"anladın işte maria"
" ya yok artık"
"aman be maria burda biz bizeyiz"
"öf iyi tamam hayır öyle bişey yok yani"
" nasıl ya e siz aynı yatakta falan yatıyorsunuz ?"
" ay lunaria bizde aynı yatakta yatıyoruz ama şevişmiyoruz" dedi elaris demesiyle hepimiz kahkaha attık
" ay ginny ne kadar iyi özetledin durumu"
"aman ya aslında ben pek şaşırmadım senin dracodan önce eline erkek eli değmedi"
"hazır hissetmiyorsun değilmi?" dedi hemira
" yani aynen hem oda çok anlayışlı bir kere bile cinsellik imasında bulunmadı hissettirmedi"
"ne güzel tebrik ediyorum gerçekten dracoda yani sağlam iradeye sahipmiş "
"aynen lunaria onun yerinde başka erkek olacak aynı yatakta yatacaksın aynı odada kalacaksın sabretmez yani " dedi ginny
"onu o yüzden seviyorum zaten"
" canım arkadaşım kardeşim benim umarım hep böyle muylu olursunuz" dedi hemira ve bana sarıldı diğer kızlara tek tek sarıldı
"ay durun ağlatacaksınız beni abartmayın"
"tamam şimdi bu gün neler yaptınız anlatın bakalım" dedi lunaria
" ay aynen çatlaycağım yoksa " dedi elaris
" ve mektup olayınıda anlat lütfen " dedi hemira
"aynen mesajlarda tam anlyamadık " dedi elaris
"tamam her şeyi anlatacağım " dedim ve anlatmaya başladık mektup olayını zaten mesajlarda anlattığım için fazla üstünde durmadık kötü şeyleri değil iyi şeyleri
konuşup gülmek istiyorduk herşeyi anlattım binevi draconun dedikodusunu yaptık
her harektini her lafını dakilarca konuştu güldük şaklar yaptık çekiştirdik yorumladık bu bana çok iyi gelmişti çok gülmüş eğenlenmiş kötü olayları azda olsa unuttmuştum ama mektup diyorduya karanlık her zaman oradaydı işte bu olaylar başladığından beri kalbimde beğinimde o endişe korku düşünce hiç geçmedi
ama şuan iyi hissediyordum en azından draconu her hareketine şaşırıyorlardı
"vay be bu bizim draco mu?" dedi lunaria
" harbi piçe bak bize öyle davranmıyor ama gerçi biz onun arkadışıyız mari onun mustakbel karıcığı tabiki fark olacak " dedi elaris
"aynen ama ben hala aynı kişi olduğunu sorguluyorum" dedi lunaria
" ya bide yok ben senin arkandayım demeler romantik imalar yok öpmeler türkiyeye götürmeler hiç bişey ödetmemler bizimkide naz yapıyor ay ne gerek vardı diye maria çok fenasın " güldüm
"ay ne yapayım hemen çocuğun üstüne mi anlayayım görmemiş gibi
hem zaten bana okadar çok şey almasını baştan istemedim gerçekten zora girmesini istemem hemde bunların hepsini bende yapa bilrim ben onun parasını sevmiyorum muhtaçta değilim "
" canım benim biliyoruz bizde muhtaç olmadığını kendi şirketin olduğunu ama
bırak harcasın hem ona istesende zora sokamasın adamın bir serveti var " dedi hemira
" doğru bende bi süre sonra öyle dedim zaten dedim hem o güce sahip hemde kendisi istiyor bırak yapsın dedim bunda kötü bişey yokzaten"
" aynen öyle bırak harcasın hem erkekler harcama yaptık ları kadını gerçekten severler sallaa" dedi gülerek
" ayne be sallaa " dedim gülerek biraz daha sohbet ettik saat akşam sekiz olmuştu
herkes odasına dağıldıu bende odama gittim tabi
kapıyı açtım gözüm telefondaydı kapıyı kapattım kafamı telefondan kaldırdım
" ben geldi- hasiktir! " hızlıca arkamı geri döndüm
" lanet olsun! lanet olsun! keşke kapıyı tıklatsaydım!" kafamı telefondan karşılaştırdığımda dracoyu tamamen anadan doğma dediğimiz şekilde gördüm
hassiktir ! üstünde hiç bişey yoktu hiçbişey ! tam üstünü giyiniyordu muhtemelen duş almıştı kahretsiz salak kafam! tam boxsır giyniyordu herşeyini görmüştüm çocuğun şimdi ben bunu nasıl unutucam ! draco kahkaha sesini duyuyordum
" afet! "
" susup üstünü giyinir misin!"
"afet ay gülmekten konuşamıyorum" traji komik yanı draco şuan kahkha tufanı atmasıydı yerin dibine girmek istiyordum
" gülme giyin!"
"keşke haber verseydin benim için sorun yokta sen" dedi gülerek
" sen bana laf atacağına üstünü giyin unuttuk haber vermeyi işte ellim gözümün üstünde gözlerimi sıkıca bastırmıştım kafamı haif ona doğru çevirerek elimi ona doğrulttum başım ise hala eğikti
" tamam tamam kızma giyindim " bana doğru gelen ayak seslerini işittim tam karşımda durduğunu hissettim sonra elini yüzünde hissetim başımı kaldırdı
ve elimi yüzümden çekti gözlerimi açtım yavaşça üstünü giyinmişti ellerini belime götürdü " beni böyle görmek istiyorsan söylemen yeterliydi " alev alev olmuştum
" ne alkası var? bunu daha öncede söylemiştin bi anlık dalgınlığıma geldi bi erkekle aynı odayı paylaşmaya alışık değilim bir dahakine kapıyı çalarım"
" benim açımdan sorun yok güzelim utanan sensin benlik sıkıntı yok heryerimi görebilirsin " göz kırptı herzam ki gibi zevk alıyordu beni delirtmek ister gibi üstüne basa basa konuşuyordu
" ya draco çok terbiyesizsin küstah ve egoistsin!" hala gülüyordu istemsizce bende sırıttım
" yalnız beni güldüren şey bi anda hassiktir diye bağırmandı" dedi gülerek baya keyif almıştı
" öyle anlık boşluğuma geldi ya kusura bakma"
"yok canım ne kusuru yalnız afet ben hayatımda böyle gülmemiştim"
"ya draco"
" tamam tamam bişey demedim ama bukadar utanacağını düşünmemiştim"
"hala anlamadınmı ? ben senin tanıdığın diğer kızlara benzemem benim ar çizgim varya ben öyle herşeyi açıkca konuşamıyorum"
"onu anladım zaten seni o yüzden seviyorum ya" belime dokunan elleri dahada sıkı hale geldi ve beni kendine çekti ona tripli tripli altan bakışlar gönderdin çocuk gibi
" iyi "
"ama utanışın çok güzeldi hassiktir lanet olsun lanet olsun keşke kapıyı çalsaydım! "
" ya benim le alay etme" ya omzuna bitane vurdum ve gitmeye çalıştım ama beni kendine daha sert çekti
" tamam tamam bişey demiyeceğim şimdi bayılacaksın sen yoksa"
"bak hala komik mi?"
"komik komikte neyse tamam konuyu değiştiriyorum"
" iyi olur"
"ee naptınız kızlarla güzel vakit geçirdinizmi ?"
" evet güzel vakit geçirdik sohbet ettik ya bayadır vakit geçirmiyorduk"
" hmm beni bol bol çekiştirdinizmi?" dedi gülerek
" ne alaka? pardon" dedim bizi dinlememiştir heralde inşallah
" yani biliyorum olcakları bir kaç kadın bişr araya geldiniz bana beni konuşmadığınıza inanmamamı bekliyorsun?"
" ya yok öyle bişey sen bizimi dinledin yoksa !"
" yok canım okadarda değil ama tahmin diğelim tam not aldımmı bari ? geçe bildimmi sınavdan ?"
" geçtin geçtin " dedim kendimi tutamayarak güldü
" iyi ozaman sevindin "
" draco sana bişey soracağım"
" sor afetim"
" hani benim odamda yagın çıktığı gün bizim kilerle kavgamı ettin?"
" yani bilerek olmadı hiç bişey senin odanda yangın çıktığında kapın kilitliy güvenlik nedeniy kapılar büyü işlemeyecek şekilde yapıldığı için büyü ile kapıyı açamıyorlardı biliyosun tekçare kapıyı yok etmekti yangından kapıya yaklaşamıyorlardı bende o an sinirlendim anlık gözüm döndü biraz sesimi yükseltmiş olabilirim "
" draco sırtınıda ben revire alına kadar umrasamamışsın zorla baktırmışlar yarana "
" o an pek fark etmemiştim umrumda değildi "
" gömleğin bile tamamen yanmış" dedim üzülerek
" evet ama sorun değil gömlek yansın ne olcak sana bişey olmadıya tanrıya şükür yetiştim sen üzülme boşver "
"yaran nasıl hala acıyormu ?"
" yok canım ertesi güne bişey kalmadı "
" izi kaldımı ? "
" biraz kaldı sanırım"
" şey baka bilirmiyim?" sorum karşısında şaşırmıştı
" tamam" ikimiz yatağa oturduk bana sırtını döndü ve tişörtünü çıkardı sırtına baktım sırtınının tam ortasında bir yanık izi vardı orta boylarda istemsizce gözüm dolmuştu içimdeki suçluluk duygusunu bastıramıyordum sırtında başka izlerde vardı çizik çizik yara izleri draco kafasını çevirmiş bana bakıyordu elimi çekinerek yaralarına dokundurdum
" çok üzgünüm" dedim gözümden yaş düşmüştü
" üzülme senin suçum değil ki?"
" draco sırtında başka izlerde var "
"evet daha öncede gördün fark etmedin mi? "
" hayır ben utandığım için sana hiç doğru düzgün bakamadım"
"bende tiksindiğini düşünmüştüm , tiksindinmi ?"
"ne hayır tabiki tiksincek bişey yokki ben sana aşığım bikere tiksincek hiç bişeyin yok" acıyla gülümsediğini gördüm
" timde çalışırken oldular merak ettiğini biliyorum"
" canın çok acıdımı ?"
" acıdı bunu inkar edemem ama alıştım" draco bana dğru döndü gövdesine baktım burdada izler vardı doğru düzgün bkmadığımdan fark etmemişim göğsünde bir iz vardı elimi utanarak ve çekinerek oraya götürdüm
" buraya ne oldu ?"
" çatışırken mermi isabet etmişti amiliyat olsum onun izi" gözümde yaş durmamaya başaladı
" draco ya sana bişey olsaydı?" gülümsedi
" ama olmadı sen alıyormusun ?" eliyle göz yaşlarımı sildim
" ben biraz duygulandım sanırım " beni kendine çekti sarıldı bende ona sarıldım başımı göğsüne yasladım
" ağlama lütfen senin ağlam üzer beni anca "
"ama canın çok acımıştır " güldüğünü duydum
" acımıyor ama artık hem onların hepsi geride kaldı hatılamıyorum bile hem senin ağlaman benim canımı daha çok yakıyor "
" gerçekten mi ?" burnumu çektim
"gerçekten " saçlarımı okşadı
" draco"
" afetim"
" ben seni çok seviyorum biliyorsun dimi ?" gülümsedi
" biliyorum afetim bende seni çok seviyorum " kendimi tutamadım ve dudağına bir öpücük bıraktım gülümsedi
" bak işte şimdi bütün yaralarım iyileşti hiç bişeyim kalmadı"
"yalancı " dedim gülerek
" gerçekten hadi artık üzülme bak "
"iyi tamam " kendimi toparladım anlık duygusallıklar geliyordu insana
" hadi uyalımmı artık ?"
"evet ben hemen üstümü değiştiriyim üstümü değiştirip yüzü yıkadım ve ikimizde yatağa girdik
" iyi geceler afetim"
" iyi geceler yıldızım "

balo günü 31/12/2024

sonunda beklediğim balo günü gelmişti en çok beklediğim gündü çok heycanlıydım ve mutluydum tabiki draco kavalyemdi üstüme balo için aldığım özel elbisemi giyindim makyajımı yaptım ve ayakkabımı giyindim dracoda takım elbisesini giyindi çok yakışıklı olmuştu aynada kendime bakıyordum
" çok güzel oldun"
" teşekkür ederim ama "
"ama ?"
"sence elbisem fazlamı açık ben dedim bunu alamayalım diye " yanıma yaklaştı elini belme götürdü
"senin içine sindiyse gerisi önemli değil ben yanındayım rahatsız edenin haddini biliririm benim müstakbel karımı rahatsız edecek adam anasının karnından doğmadı daha " gülümsedim
" sen harika bir adamsın" güldü
" sende harika bir kadınsın bebeyim"
"neyse sadece takılarım kaldı onuda takalım gideriz "
"ha dur bakalım sana bir hediyem var"
"ne hediyesi ama ben sana hediye almadım " dedim yıl başı hediyesini nasıl unuturum tamamamen aklımdan çıkmıştı
" önemli değil benim içimden geldi " dracao giysi dolabına doğru gitti ve içinden bir tane kutu aldı şık ve zarif bir kutuydu
" draco bu nedir ?"
" aç bakalım " kutuyu açtım ve şaşkın kaldım çok zarif çok güzel bir kolye ve küpeler vardı pırlantaydı belliki
" draco inamıyorum çok güzel ama ne gerek vardı"
"çok gerek vardı takmamı istermisin ?"
"çok isterim " dedim araka geçti saçım bir omuzumda topladı ve kolyeyi taktı çok hoş ve zarif bir kol yeydi su yolu dediğimiz modellerdendi saçımı geri arkaya aldı
"hadi küpelerinide tak" küpelerimide taktım ve aynada kendime baktım çok yakışmıştı çok güzeldi
" çok yakıştı sana "
"çok teşekkür ederim"
" rica ederim ne demek"
"bu arada aslında bir hediyem var"
"ama demin yok dedin" dedi şaşkınca
" sadece tepkini merek ettim sen hiç hediye aldığını falan belli etmeyince bende unuttum aldığımı"
"sen nezaman ne ara aldın"
" şey sen orda kıyafet denerken hızlıca bişey almış olabilirim"
"ne aldın" dedi heycanla
" bi saniye hemen getiriyorum" o kıyafetlerini denerken hızlıca orda ona hediye almıştım gizliden üstünde harfler yazan kol düğmeleri vardı üstünde d yazan vardı bitane çok hoşuma gitmişti draco üstünü değiştirirken kasada hızlıca almıştım ve satıcaya belli etmemesini rica etmiştim ve eve geldiğimizde draco süsleri takarken gizlice çantamdan alıp iç çamaşır çekmeceme saklamıştım onun orayı asla çamıyacağını biliyordum çekmecemi açıp ordan küçük kutuyu aldım
" sen ne fenasın afet çekmecenemi sakladın oraya asla bakmaycağımı biliyorsun tabi "
ona doğru yaklaştım ve kutuyu ona uzattım
" napayım süpriz olsun istededim mutlu yıllar yıldızım sevgilim mütakbel kocacım"
kutuyu elimden aldı ve açtı gülüyordu kol düğmelerinden birini eline aldı
" bu gerçekten çok güzel niye zahmet ettin ?"
"aşk olsun draco ne zahmeti iyi ozaman zahmet diye sende bana hiç bişey yapma ayrıca hiçde zahmet değildi lafımı olur"
"teşekkür ederim beni düşündüğün için"
"rica ederim ben takayımmı ?" dedim heycanla
" istiyorsan tabiki" dedi ve düğmeyi uzattı elinden düğmeyi aldım
"kolunu uzat bakalım yakışıklı " dedim gülerek
" emredersin güzellik " kolunu bana uzattı kolun daki takılı olan kol düğmesini çıkarttım ve yerine yeni olan kol düğmesini taktımçok güzel olmuştu
birine taktıktan sonra diğerinide taktım ve eskileri aynanın önüne koydum
" çok güzel oldu tşekkür ederim efetim "
hiç önemli değil senin hediylerinin yanında bana okdar şey yaptın odamı bana tekrar verdin benim için yangında yanan telefonu tabletimi bilgisiyarımı bana tekrar aldın bana özel elbise ayakbılar aldın şimdi ise bana özel bir takı almışsın herşeyden önemlisi " dedim ve ona yakluştım kolarımı boynuna attım oda ellerini belime koydu
"herşeyden önemlisi"
" heyşeyden önemlisi benim için hayatını tehlikeye atın bana güven verdin sevgi saygı anlayış sevgili ve dost oldun bana bunların yanında benim küçük hediyem neki ?" gülümsedi
" şair oldun yine gerçekten bazen cümlerine hayran kalıyorum "
"eh öyleyimdir "
" bu arada " dedi saçlarımı okşarken
" evet "
" sende bana güven verdin sevgi ve saygıda anlayışlı oldun hep hem dostum hem sevgilim oldun sığanacak limanım oldun yıllar sonra hatta ömrümde belkide hiç tatmadığım huzuru verdin yanında benim yaptıklarım aldıklarım ne ki ? hem benim yaptıklarım bir erkeğin görevi ben sana bunları yapmaktan gocunmuyorum "
"tamam peki ozaman artık hazırız dimi "
"evet ama önce bi fotaraf çekinelim istermisin ?"
"evet çok isterim" aynanın karşısına geçtik ben aynaya sırtımı döndüm v kolarımın birini draconun omzuna koydum birini belin saçlarımı bir omzumda tolayıp sıt dekoltemi açığa çıkardım kafamı haif aynya çevirdim dracoda bir elimi belime koydu aynda bir kaç benzer fotaraf çekildik ve bir kaç tane selfi çektik ve balo solonuna indik küçük sınıfların patisi öğlen başlayıp akşama doğru bitmişti çünkü bi byüklerin partisi farklı olacaktı bizim patimizde alkol vardı ve geç saatlere kadar sürecekti
ikimiz beraber balo salonuna girdiğimizde bütün gözler üstümüzdeydi bizimkilerin yanına gittik
" benim canım arkadaşım harika olmuşsun" dedi hemira
" aynen yakıyorsun ortalığı" dedi lunaria
" sizede çok güzelsiniz teşekkür ederim " herkes birbiri ile selamlaştı erkekler biz kızlara iltifat ettikten sonra sırayla artık sıra bişeyler içmeye gelmişti
" kızlar ne içersiniz baştan söylüyorum kola içmek yok ha şarap viski konyak şampanya " dedi cayric
" ben kırmızı alayım şarap alıyım " dedi elaris
" ben şampanya alıyım " dedi hemira
" ben beyaz alıyım" dedi lunaria
" bebeğim sen ne alırsın afetim ?"
" bende ballı viski alıyım"
"vay ağır başlıyorsun ha ?" dedi haylen
" ay ne ağırı bir kadeh viskinin ağırı olur ?"
" tamam apla kızma " dedi gülerek rowen
" biz getiriyoruz kızlar" dedi draco ve içkeleri almaya gittiler
" ay maria kıyafetin çok güzel olmuş efsane bayıldım " dedi hemira
" aynen bir elbise bu kadarmı güzel olur ?" dedi lunaria
" ay yirmi bin dolarmış güzel olsun ama hak ediyor " dedi elaris
"ay abartmayın kızlar şımarıcam valla "
"lan bu güzellik bende olsa varya draco boşuna aşık değil sana deli gibi"
"harbi ah be maria melek gibisin gerçekten kraliçe gibisin elaris vârisi yerine kraliçesi olacağın günü heycanla bekliyorum "
"teşekkür ederim kızlar iyiki varsınız " bizimkiler geldi ve içkilerimi içmeye başladık müzükler çalıyor danslar ediliyordu draco ile ikimizde dans edip eğleniyorduk
saat gece yarısı olmak üzereydi bazıları karoke yapıyordu
" maria hadi sende karoke yap !" dedi nevan
" aynen marianın sesi çok güzel hem eskiden beraber takılırken şarkı söylerdin! " dedi heycanla cayric
" aynen maria bizim için lütfen" dedi hemira
" ay utanırım ben şimdi !"
" hadi afet benim için güzel şarkı söylediğini biliyorum"
" iyi lan peki" dedim fena gaza gelmiştim he tabi alkolun etkiside büyüktü elimdeki
" bana tekila getirn" diye bağırdı masada ooo sesleri yükseldi ve lunaria bana tekila verdi onu kafaya diktim ve ayağa kalktım dracoya doğru yaklaştım ve ani gelen cesaret ve içgüdü ile kravatını tuttum ve kendime çektim herkes hareketime şaşırırken draco hem çok şaşırmış hemde çok hoşuna gitmiş olacakki gülüyordu
kulağına eğildim ve fısıldadım herkes bize merakla bakıyordu
" şimdi bu şarkı sana itaf draco elserin valerion beni iyi izle ve bana büyülen dahada aşık ol bu satti bu dakikayı unutma bana her gün her saniye dahada aşık olcak her gün karşımda keybedikceksin!" dedim içimde ona biriken aşk ,tutku, Şevhet , sevgi duygularıyla konuşamadan kendimi geri çektim ve çok uzakta olmayan sahneye doğru şarkı söylemek için yürüdüm draco arkamdan şaşkınlıkla bakarken insanlar beni alkışlayıp tezavrat yapıyordu ve beni alıkışlıyorlardı okulun en popüleri en güzeli en asili elaris varisi maria afet elrais olarak sahneye çıkıyordum
mikrofonu elime aldım ve dj ye söylemek istediğim şarkıyı söyledim bu gün bu sahneyi ismim gibi afet gibi yakacaktım şarkıyı söylemye başladım

tomame la mano que tu eres cosa buena
esta noche quiero bailar sobre la arena

no soy una arena, no soy nada mal
veb p' aca , ven p'aca y ahora

tomame la mono que tu eres cosa buena
esta noche quiero bailar sobre la arena

no soy una arena , no soy nada mal
ven p'aca ven P'aca y ahora

mikrofonu elime aldım kıvırarak dans ederek cilveli bir şekile şarkıyı söylüyordum herkes beni alkışlıyor havada oo lamar ve ıslıklar eksik olmuyordu gözüm dracodaydı beni dikkatle izliyor arda alkış tutuyor ve gülüyordu saneden kıvırtarak iniyor şakıyı söylemeye devam ediyordum dracoya bakarak söylüyordum

gimme boy , gimme boy
ı'm your lady , ı got here
what you want feels so crazy
gimme boy , gimme boy
ı'm your baby , ı'm your lady
ı'm your girl , ı'm girl
ı'm your mama
come on boy , don't be shy
don't drama
ı'm your girl ,ı'm your girl
bellodonna , sexy mama

şarkı söylerken dans ederek bizimkilerin oturduğu masaya kadar elmiştim havada ıslıklar ve alkışlar eksik olmuyodu en sonunda draconun önüne geldim bol cilveli bir şekile saçlarımı savurarak yavaşca kıvırarak ritme göre dans ediyordum

you star this fire
they way you look et me
takes me higher

ı want this moment to
last forever
and ever, and over again

gimme gimme some of that (oh-la, ooh-la-la)

draco elimden tutup beni kucağına çekti insanlarçıldırmış gibi bağıroy gülüyor alkışlıyor ve ıslık çalıyorlardı ve hatta bazıları bizi videoya çekiyolardı
onu kucağında bacak bacak üstüne atarak şarkı söylemeye devam ettim

tomame la mono que
tu eres cosa buena
esta noche quiero
bailar sobre la arena
no soy una ajena, no
soy nada mal
y ahora

draconun kucağından kaltım ve onu elinden tutup ayğa kalktım
ve ikimiz ben şarkıyı söylerken ritme uygun dans etmeye başladık

tomame la mono que
tu eres cosa buena
esta noche quiero
bailar sobre la arena

no soy una ajena no soy nada mal
ven p' aca , ven p'aca y ahora

kısa süre sonra şarkı bittiğinde bizi alkışladılar bizde selam verdik içimden gülmek geliyordu durmadan dracoda benimle gülüyordu sonra kulağıma eğildi ve fısıldadı
" yeni yıla girmemize çok az kaldı afetim" kafamı uzaktı duvardaki saate çevirdim
yani yıla girmeye gece yarısına nerdeyse bir dakika kalmıştı
güldüm ve mikrofonu ağzıma götürdüm
" evet arkadaşlar yeni yıla girmeye bir dakikadan az kaldı birazdan benile beraber ondan geriye sayın!" herkes gülüyordu mutlu bende öyle herkes sevdiklerine
sarılıyordu dracoda elini belime attı ve ben kendine yaklaştırdı
gülüyordu ve bende gülümsüyordum
" bu yılın bana en güzel hediyesi sensin afetim"
"bu yılın bana güzel hediyesi sensin yıldızım"
" iyiki varsın birazdan yeni yıla gireceğiz yeni yıla kiminle girersen gelecek yıl onunla geçermiş, güzelim, afetim benim gelecek yılım değil bütüm ömrüm her saniyem seninle geçsin hayatımın kadını "
" iyiki varsın birazdan yeni yıla gireceğiz " dedim onun gibi
" yeni yıla kiminle girersen gelecek yıl onunla geçermiş, benim fırtınalı denizim okyanusum , gökyüzüm karanlık gecelerde parlayan yıldızım benim gelecek yılım değil bütün ömrüm her saniyem seninle geçsin hayatımın adamı" bu
" seni çok seviyorum "
" seni çok seviyorum
" bütün ömrümün senile geçmesi dileğiyle "
" bütün ömrümün senile geçmesi dileğiyle "
mikrafona ikimizde bağırarak bütün salon beraber saymaya başladık

10!
9!
8!
7!
6!
5!
4!
3!
2!

tam o anda tam yeni yıla geçerken bir demeden hemen draco bir daha söyledi
" seni seviyorum afetim " bende bir daha söyledim
"seni seviyorum yıldızım" ve herkes bağırdı

1! MUTLU YILAR !

draco yeni yıl tam girdiğimiz esnada bir derken 2024 geride kalırken
draco dudaklarını benim dudaklarımla buluşturdu hayatımızda bu anı asla unutmayacaktık yeni yıl gelmiş bir yıl iyisyle kötüsüyle geride kalmıştı ve ikimiz içinde geride kalan bu yılın en güzel hediyesi birbirimizdik

hatırladın o an annemin sözünü her şey senin iyiliğin için kızım demişti
bir gün beni anlayacaksın demişti belki şuan anlamıyordum ama biliyordum
herşey benim iyiliğim içindi dudakları dudaklarımdan ayrıldı
" mutlu yıllar sevgili müstakbel karıcım"
" mutlu yıllar sevgili müstakbel kocacım"
son kez birazdaha eğlendik son danslar edildi saat biri geçmek üzereyken
herkes odasına dağıldı artıl dağılmanında vakti gelmişti özelliklede bizimkiler için rowen haylen nevan ceyric okadar çok içmiştiki saçma sapan hareketler yapıyorlardı
iyice rezil olmadan odalrına gitmelerini sağladık biz kızlar zaten okadar çok içmemiştik dracoda kendi kaybetmemişti cayric çok içmemişti aslında hala kendinde sayılırdı en azında kendini rezil etmiyordu
bişekilde zar zor herkes odasına dağıldı odamız avardığımızda yorgunluktan bitmiştik topuklu ile okadar süre ayakta kalmak kolay değildi
" ay çok yoruldum hemen yatmak istiyorum "
" evet afetim bende "
" yalnız senin yüzünden bizimkilerin diline düştük ya "
" ben neyaptım ya " dedi gülerek
" beni bütün okulun önünde öptün daha ne olsun
" e sende karşılık verdin" dedi sırıtarak
" verseydim daha kötü olurdu!"
" evet haklısın aman boşver insanların ne düşündüğünü sadece bu okulun değil
bütün düyanın önünde öperim ben seni gıram gocunmam sana olan aşkımı herkese duyurum "
" eminim okulun bütün kızları çatlamıştır " dedim kendimi tutamauarak
" gebersinler banane " dedi draco umursamazlık bu cümlesi beni kahkaya boğarken oda benimle gülmeye başladı ikimizde çok yorgunduk o yüzden hızlıca üstümüzü değiştirip yüzümüzü yıkadıktan sonra hemen yatağa girdik ve uyuduk yeni yılın ilk saatlerinde birbirimiz kollarında kendimizi uykuya bıraktık

sabah 

uykuya duymayan bendenim güneşin yüzüme vurmasıyla yorgunlukla
gözlerimi açtım zar zor sate baktım sabah sekiz buçuktu
dracoya doğru döndün mırıldandığını duydum
" hmm boş ver uyu "
"benimde çok uykum var ama kalkmamız lazım"
"niye?" dedi kafasını zorala yastıktan kaldırıp gözlerini açarken
" hem açım yemek yememiz lazım"
" doğruya aslında bi kahve fena olmaz ya"
"ay çok iyi olu draco ya"
" biz nasıl hep geç yatıp bukadar erken kalkıyoz ya "
"bende bilmiyorum alışığız sanırım ondan"
"puf"
" bencede puf "
"ama yinede bu sabaha yeni yıla seninle uyanmak çok güzel "
"katılıyorum"
"hadi ilk kahvemizi içelim "
"içelim yıldızım " yataktan kaltık ve önce su içip lavoboya girip kendimize geldik
sonra bir kahve içip kolay şeyler giyip kendimize geldik ve aşağı kahvaltıya indik herkes selamlaştıktan sonra geceyi konuşmaya başladık bizimkilerin rezillikleri başroldeydi çok gülüyorduk haylen ve rowen la dalga geçiyorduk
" ya siz salakmısınız niye kadar içiyorsunuz ki ? " dedim gülerek
" hepsi salak" dedi hemira ve devam etti
" çünkü haylen en son boş şişe neden boş diye atarlanıp Rowena kızıp gel saqna şiseyi içrirecem diye kovalıyordu "
" aynen ya sonra şişe bana dokunuyor diye bağırdı rowen" hepimiz kahkha atıyorduk
" hadi ya yaptık mı ?" dedi rowen
" evet" dedi gareth ve devam etti "yaptınız bide sonra yere çöküp bu şişeyi kim içecek diye ağladınız amk !" hepimiz kahkaha atarken haylen
" ya of susunya sinirim bozuk zaten başım ağrıyor "
"ay sizin rezaletiniz bizde dalga geçeceğiz " dedi lunaria
" aynen ağzınızla içseydiniz " dedi ginny hepimiz eğlenirken çantamı ve telefonumu unuttuğumu fark ettim
" ya draco çantamla telefonum odada kalmış gidip alalım?"
"a bak bende hiç fark etmedim iyi tamam yemekte bitti zaten "
"neyse çocuklar geri geldiğimizde sizinle salga geçmeye devam ederiz "
" ya bi git ya !" dedi rowen
" aşk olsun maria " dedi haylen
"biz kaçar dedim" ve eşyalarımızı almak üzere odya gittik
odaya vardık kapıyı açtım draco biraz gerimdeydi kapıyı açınca şok geçirdim içerde biri vardı tam uzun zaman sonra mutlu olmuşken gene bişey olacaktı hissediyordum
korku kalbimi beynimi bütün hücrelerimi sarmıştı içimdeki bu yıla güzellikle girdin ama karlıkta beraberinde geldi diyordu
" hey sende kimsin!" draco şakınlıkla beni kolumdan tuttu ve beni arkasına aldı hızla ben neolduğunu anlamazken odaya adım attı
" kim var oda_" diye bağırıyorduki cümlesi yarıda kesildi şok içinde dondu kaldı bi anda içerdeki zenci yeşil gözlü uzun boylu simsiyah takım elbiseli adam konuştu
" merhaba eski dostum görüşmeyeli yıllar oldu " draonun kolumu tutan eli sıkılaşmışltı içeriye girdi şşuan kendinde değilmiş gibi yapıyordu boş olan eliyle kapıyı kapattı şokiçindey ken dudaklarından tek bir kelime döküldü
" blaith ..."
"ne hassiktir!" şuan draco zar zor ayakta druyordu kolumu sıkıca tutmaya devam ediyordum bende şok içindeydim ne yapacağımı bilemiyordum
draco şuan yıkılmıştı nasıl olurdu bilmiyordum hiç aklımdan almıyordu kafaya yemek üzereydi korku endişe içimi yiyip bitiriyordu

bu nasıl münkün olabilirdi nasıl oldu hiç bir fikrim yokru ama draconun öldü bildiği kollarımda kan kaybından öldü diye bassetiği kardeşim dediği dostum dediği yoldaşı sırdaşı herkezin öldü diyebildiği
draconu uğrana mafolduğu yıllarca pisikilojik destek aldığı yıllarca yasını tuttuğu kişi şuan tam karşımızda duruyordu
blaith zael
🌊🔥

 

Bölüm : 12.03.2025 16:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...