22. Bölüm
Slytherin queen / Kraliçe felâket devri / 21.bölüm bir ceset iki kırık kalp

21.bölüm bir ceset iki kırık kalp

Slytherin queen
slytherinqueen

"hayat oyundur. kuralları bozmak üzere kuruludur."

-slytherin queen -

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

gecenin bir saatinde aniden deli gibi çalan kapı bana o geceyi buraya geldiğim ilk geceyi hatırlamışttı o anın yaşattığı korku ve endişe ve şuan yaşanıdığım yaşadığım korku ve endişe kalbim deli gibi atıyordu sanırım biz lanetliydik draco bir eli kapıdayken bir eli hala beline sakladığı silahtaydı söylediği kelime karşısında şokla öyle kalmıştık söyledeği kelime aklımda dönüp duruyordu cinayet cinayet demişti okulda bir cinayet işlenmişti yalnışmı anladım diyordum kendi kendime ama hayır doğru anlamıştım

 

"ne cinayeti cayric ne diyorsun sen ?!"

 

" okulda cinayet işlenmiş !"

 

" Allahım sen koru kim ölmüş ne cinayeti "

 

"tam bilmiyorum arselion bizi yani büyün okulu ortak salona çağırıyor herkes çok korkuyor "

 

"bu ne biçim bir gün ne lanet bir gece ya tamam geliyoruz" drcaonun gözlerin öfke ve sinir akıyordu aslında sır katili timinden beri onda bir gariplik seziyordum ama sormaya fırsat bulamamıştım

 

"bu gece çok uzun olacak ..." dedi cayric korku ile fısıldayral

 

"tamam sen git geliyoruz biz " dedi draco ve kapıyı kapattı cayricte gitti

 

draco derin bir nefes aldı elindeki silahı aynanın önüne koydu

eliyle yüzünü avuşturdu öyle donmuştu draco kafasını kaldırıp bana sorgular meraklı gözlerle baktı

 

" afet iyimisin ?"

 

"iyiyim sadece idrak etmeye çalışıyorum "

bana doğru geldi kolumu tuttu

 

"emin misin sen pek iyi görünmüyorsun "

 

" iyiyim sadece dejavu yaşadım ilk kaldığım gece geldi aklıma "

 

"biliyorum" bana sarıldı bende ona karşılık verdim

 

"gene o günki gibi sarıldın bana her zaman yaptığın gibi "

 

" herzaman yanında olacağım sorun yok "

 

"biliyorum yıldızım" ona sarılırken gözümü kapıtıp derin bir nefes verdim

 

"afetim sorun nedir ?"

 

"bilmiyorum lanetli gibiyiz"

 

"lanetli değiliz herkesin hayatında oluyor zorlukla hiç kimsenin ki mükemmel değil bebeğim unutma bunu"

 

" draco korkuyorum "

 

"biliyorum..."

 

"okulda bir cinayet işlenmiş bir katil var"

 

"hey bana bak" eliyle çenemi tutup başımı kaldırdı konuşmaya devam etti

 

" isterse dünyadaki bütün katiller bir araya gelsin hiç kimse sana zarar veremez tamammı asla korkma ben yanındayken sana zarar gelmesine asla izin vermem "

 

"tamam " yanağıma bir buse kondurdu saçımı okşadı

 

"şimdi üstüne bi eşofman tişört geçir gidelim tammmı ?"

 

"tamam seni seviyorum" gülümsedi

 

"bende seni seviiyorum hemde daha çok"

 

"buna inanıyorum biliyormusun "

 

"neye ?"

 

"senin daha çok sevdiğine "

 

"gerçekten bunu beklemiyordum ben daha çok seviyorum diye inatlaşmamız gerekiyordu bence " güldük

 

"bak bence bir erkek gerçekten severse tam sever çoşkulu bir şekilde onu asla üzmen değer verir bu yüzden erkeğin dahaçok sevdiği ilişkiler daha mutludur kadın daha çok seviyorsa adam sevmiyordur zaten"

 

"aslında haklısın bir erkek olarak çevremdeki görsdüğüm tanıdığım erkeklere bakaraktan konuşuyorum haklısın bir erkek seviyorsa üzmez en azından umursar "

 

" o zaman senin gibi bir adamı sevdiğim için şanslıyım ya başkasını sevseydim "

 

kaşlarını çattı

 

"o münküm değil küçül hanım "

 

"küçük hanımmı ? alt üstü bir yaş var aramızda "

 

"olsun konumuz bumu şimdi ?"

 

"neden münkün değilmiş ya başka birine" sözümü tamamlamadan hızlıcaa dudakdalarımdan öperek susturdu beni anlık şoka uğradım

 

"birincisi münküm değil çünkü senin kaderin benimkine benim kaderimde senin kine bağlı ikinci küçük hanım canım sana canım nasıl isterse öyle hitap ederim"

 

" lanet olsun ya !"

 

"ne oldu?"

 

"ya sana sinirlencem sinirlenemiyorum defol git ya " güldü gerçekten ona sinirlenemiyordum ve bu beni delirtiyordu

 

" tamam tamam kızma hadi giyin " ikimizde üstümüzü giyindik draco üstüne pantolon kalın kazaklardan giyindi ve lemer taktı bende üstüme hızlıca kazak ve pantolon geçirdim draco aynanın önündeki silahı aldı ve beşine koydu

 

"draco ne yapıyorsun ?"

 

"silahı yanımam alıyorum"

 

"bunu alman riskli yan görürlerse ya kazaya sebep olursa? suçlu durmuna dülme şimdi" gülümsedi yanıma geldi ve kollarımdan tuttu

 

"bak afetim düşüncelerinde haklısın ama emniyeti kapalı sende silah kullanan birisin bir kaza olmayacağını biliyorsun ve az önce okulda cinayet işlendiğini öğrendik

yanımızda olması iyi olacaktır hem senin kocan bir asker unuttun mu ?"

 

"tamam peki haklısın bişey olmaycağını biliyorumda işte"

 

"sorun yok hem bol kazak giyindim belliolmaz tamammı kabanda giyinicem sorum olmaz "

 

"tamam haklısın bu arda bişey dicem"

 

"evet ?"

 

"elin değmişken artık biliyorsun silah kasasına benim içinde silah koy ne olur ne olmaz " gülümsedi

 

"seni bu yüzden seviyorum "

 

"bende seni" yanağından hızlıca öptü

 

" diğer odadan alırız bi ara tammmı ?"

 

"tamam hadi gidelim"

 

"tamam gidelim ama sakın elimi bırakma tammı sakın yanımdan ayrılma "

 

"tamam ayrılmam ,ayrılamam zaten "

 

"ve afet silah olduğunu kimseye belli etmeyelim tammı senden başka kimse odamda silah sakladığıını bilmiyor "

 

"tamam ben iyi oyuncuyum bilirsin"

 

"bilmemmi hiç ?" dedi küçük silah oyunuma ima ederek masumca güldüm sen iflaf olmazsın der gibi bakış attı

 

"ama eğlenceliydi " güldü

 

"bişey demedim ama hoşuma gitti benim kim olduğumu görün dedin fark ettim"

 

"aynen öyle nasıl anlarsın beni"

 

"anlarım seni " odadan çıktık her ne kadar gülsekte sakalaşsakta çok korkmuş ve endişeliydik buda bizim stresle başa çıkma yöntemimizdi ama okulda ceset ve katil olduğu gerçeğini unutmuyorduk unutmak ne münkündü herkes bütün okul odalarından çıkmıştı her yer kaos doluydu ve tabiki dedikodu kazanı kaynıyordu çoğunluk yani nerdeyse bütün okul ortak salona gelmişti bu salonda bi garipti sabah kahvaltı ederdik akşamına okulda bir cinayet işlendiğini öğrendiğimizde burda duyuru yapıyorlardı çok garip bir okulduk elemetler sihir ve güç okulu olduğumuz içindir belki ortak salona gittiğimiz çok kalabalıktı bizimkileri kısa bir arayış sonunda bulduğumuzda yemek bölümünün az ötesinde oturma bölümünü şöminenin yanındaki koltuklarda oturuyorlardı yanlarına gittik oturduk

 

"çocuklar ne oluyor ne cinayeti ?" dedi draco

 

" belli değil tam ama sanırım biri ölmüş" dedi elaris

 

" sadece ölmemmiş öldürülmüş !" de fealen dehşete düşmüş bir şekilde herkes deli gibi korkuyordu

 

"napıcaz çocuklar korkuyorum" dedi lunaria gerçekten korktuğu bellioluyordu

 

"bilmiyorum ama okul ani bir tatil yapa bilir yada araştırma devam edebilir okul açıkken " dedi hemira

 

" bi dinliyelim belki bir yalnışlık olmuştur kimin öldüğü bile belli değil ne katil var nede kurban belki ?" iyi düşünmek istiyordum fısıltılar gittikçe yükseliyor dedikodular arttıkça artıyordu bazı insanlar ölenin bir kız olduğunu bazıları ise erkek bir siyahi olduğunu beyaz bir oğlan kavga ettiğini söylüyordu insanlar ırkçılık yapmaya başlamıştı bazıları silah olayı gibi büyük bir şaka olduğunu söylüyordu kesin bir bilgi yoktu

 

"cayric sen bizi çağırmıştın bişey öğrenebildin mi ?"

 

"hala pek bişey öğrenemedim bildiğim tek şey bir ceset ve cinayet olduğu"

 

"korkuyorum draco ortada bir katil var" dedim ona doğru kısık sesle kolunu omzuma attı kolumu okşadı başımı omzuna yasladım

 

"merak etme ne dedim ben sana ? ben yanındayım bu tamammı bu olayşarın için sıyrılıp çekip gidicez" kafasını oda bana yasladı ona sarıldım

 

" cayric ceset ve cinayet olduğuna eminmisin ?" dedi haylen

 

"evet cesedi kendi gözümle gördüm ceset torbasına koymuş götürüyorlardı !

üstü kapılıydı kim olduğunu göremedim zaten konseyin polisleri vardı hemen herkesi uzaklaştırdılar" draco ile ikimiz birbirimize baktık ikimizinde aklında yanı şey geçiyordu konsey onlar bizim düşmanımızdı bunu biliyorduk yutkundum

 

"Allahım sen bizi koru yarabbim" dedim kısık sesle bu işin başımıza bela olsun istemiyordum magistar elenya ve diğer magistarlar öğrencileri kontrol ediyordu soru sorduğumuzda ise cevap vermiyorlardı sadece bekleyin diyorlardı ama çok telaşlı ve korkuyorlardı bu olay okulun kaç asırlık itibarınıda etkileycekti ve dumbledor sonunda büyük duyuru ve konuşma yaptığı kürsüye çıktı

 

"hey bakın baş magistar arselion geldi!" dedi draco hepimiz doğrulduk ve merakla baş magistarın ne diyeceğini bekledik magistar elenyada onun yanına kürsüye çıkmıştı

 

"SESSİZLİK !" diye bağırdı baş magistar arselion eliyle kürsüye vurdu ve o an herkes sustu ve bütün öğrenciler dikkatlerini baş magistar arselion'a ve magistar elenya verdi sessizlik çöktüğünde magistar elenya konuştu

"Evet Sevgili öğrenciler büyücüler korktuğunuzu ve sorularınız olduğunu biliyoruz

ama sizden sakin olmanızı ve bizi dinlemenizi istiyoruz"

Baş magistar derin bir nesfes aldı ve konuşmaya başladı

 

" Valserin Aerva elementler sihir ve güç okulunun öğrencileri öncelikle malesef üzülerek söylüyorum duyduklarınız doğru" öğrencilerden sesler yükseldiğinde tekrar kürsüye vurdu konuşmakta zorlandığı gergin olduğu belliydi tekrar sustuklarında konuşmaya devam etti

 

" Okulumuzda bir cinayet işlendi Çok korktuğunuzun farkındayız

Okulumuzda on dört yaşında olan nocterra bölümünden maktul Jennifer smith malesef kimliğini bilmediğimiz Biri tarafından katledildi

Şuanda bildiğimiz fazla bir şey yok Auravest elementler konseyi adalet bölümü cinayet masası dedektifleri bu durumu araştıracak lar ve suçluyu bulup cezasını çekmesini sağlayacaklar şuanki adli tıp bilgilere göre olayın gece yarısı on iki ile on iki buçuk Arasında gerçekleştiğini öğrendik dedektiflerimizin dediğine göre kayıtlara bakıldığında okula bugün magistarlar ve siz öğrenciler dışında kimse ne girmiş nede çıkmış özellikle de gece yarısı bu saatlerde güvenlik önlemlerini aşan ve kayıtlarda görünmeden birinin girmesi ve çıkması mümkün değildir yani bu demek oluyorki maalesef..." herkes birbirine baktı o an baş magistar konuşmakta zorlanıyordu derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti

 

"malesef suçlu aramızdan bu okuldan biri bende dahil olmak üzere bütün magistarlar yetkililer esuçluyu bulmaları için elimizden gelen yardımı yapaçağız

siz öğrencilerimizdende o saatler de uyanık olan birşey duyan ve gören varsa bunu bize korkmadan söylemenizi istiyorum derslerimize ara vereceğiz lakin okulumuz valsein Aervera elementler sihir ve güç okulumuzu kapatmayacağız son olarak genç nocterra savaşçı ruh bölümü öğrencisi jennifer smith başına gelenler için çok üzüldüğümü yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum odalarınıza gidebilirsiniz " her keş şakınlık konuşmaya başlamıştı herkes korkuyordu baş magistar arselion gittiğinde bizde kendi aramızda konuşmaya başlamıştı

 

" o zaman gidelim odalara diyeceğim ama siz uyuya bilecekmisiniz çocuklar ?" dedi draco

 

"ben uyuyamam yalnız hiç kalamam" dedi elaris

 

"bende uyuyamam gelin yalnız kalmayalım kahve falan içip bir şeyler bi kendimize gelelim hepimizin gözleri şiş " dedi haylen

 

"bencede hadi nişeyler yiyelim yada içelim " dedi rowen

 

"aynen bu sefer bende açım hem bügün maria ile draco geldiklerinde fazla bişey anlatmadılar ne oldu bilmiyoruz " dedi hemira

 

" evet doğru hadi gidelim oturalım bişeyler yer içerken konuşuruz " dedi gareth

 

"tamam hadi gidelim size anlatacağımız şeyle var zaten" dedi draco ve ve bişeyler yemek içmek için kaltık tüm ekip beraber bir an bile ayrılmamıştık çünkü hepimiz korkuyorduk okulda katil vardı ya birmize zarar gelirse diye düşünmeden edemiyordum içimden bildiğim tüm duğaları okuyordum allaha dua ediyordum inaçlı biriydim ve allahın her zaman yanımda olduğunu ve beni koruduğunu düşünüyordum kendimize yiyecek ve içecek birşeyler aldıktan sonra oturduk

kendi kendime düşünüyordum annemi çünkü zaten aileme hep kırgındım bir gece acılar içinde göz yaşlarıyla uyudum ve uyandım o geceden sonra ben yaşadım ama içimdeki herkesi öldürmüştüm

 

annemle aramız özellikle ben gerçeği yani 11 yaşında nişanlı olduğumu öğrendiğim zamana kadar aramız iyiydi ama ondan sonra ben sessizce yakın gibi olsamda onlardan kopmuştum bana söyledikleri zamanı hatırlıyorumda donmuş kalmıştım öyle idrak edememiştim valserin Aerveya gitmiceksin dedileri önce sonra nedenini anlatılar on bir yaşında bir günde bütün hayatım değişmiş ailemin yükünü omuzlarıma almıştım zorundaydım çağrem yoktu ve onu zamanı gelene kadar göremezsin dediklerinde dahada şaşırmış sinirlenmiş üzülmüş ağlamıştım bir anda ailem asır önceye gitmişti sanki vâris olduğunuzu için demişlerdi yıllar önce aynı soy ikiye ayrıldığını ve bu iki soyun tekar birleşmesi gerektiğini anlattılar ve o günden sonra hiç birşey eskisi gibi olmadı ne ailemiz nede ben anneme kırgındım çünkü evet aramız uzaktı ama bana hep sırdaşım derdi ve benimle konuşurdu ama sadece o konuşurdu ben konuşmazdım bri nedeni olduğuna inamak istiyordum elimdeki kahveyle boşluğa bakarak düşünceler arsında boğulurken draconun sesi ile irkildim

 

" afetim ? güzelim iyimisin ?" elini sırtıma attı

 

"hiç öyle annemi düşünüyordum olanları ve dua ediyordum öyle içimden işte "

 

"burda duamı edilir ? istiyorsan kiliseye git " dedi haylen başka dine inanan insablarla arkadaş olmak arda ufak sorunlara neden olabiliyordu unutuyorladı

 

"salakmısın haylen?" dedi hemira eliyle haylenin kafasına vurdu

 

" ne kullanıyorsun haylen ? kafanmı güzel ?" dedi draco güldüm herkes güldü ben gülünce

 

"ne oldu ya ?!" dedi haylen

 

" maria müslüman ya kardeşim" dedi fealen

 

" önemli değil çocuklar ne olacak olur öyle şeyler hem dua her yerde hem zaten tek derdimiz bu olsun "

 

" e bugün daha doğrusu dün ne oldu anlatacakmısınız ?" dedi haylen

 

" türkiye gidiyoruz " diye direk bodoslama lafa girdi draco herkes aiden şaşkınlıklşa gözleri açıldı

 

"ne?" dedi haylen

 

"ne ?" dedi elaris hepsi bildiğim teker teker ne diye şakınlıklarını belli ettiler

 

sonra biz sakince olan bitenleri sindire sindire anlattık çok içinde bizi dinliyorlardı en sonun türkiye gitmeye karar verdiğimizi ve yeni tanıdğım iki kuzeniminde bizimle geleceğini söyledim hepsinin ağzı açık kalmıştı ve hiç bilmediğim teyzemin yiğenimden dinlediğim hikayesinide şaşkınla dinlenişlerdi ve klasik o düşünce bunlar şakamı bazen hayatımın şaka olduğunu düşünüyordum ama kötü haber şaka değildi hepsi gerçekti ve hayatım yalanlar üzerine kuruluydu

 

"yani iki kuzenin daha varmış " dedi haylen

 

"hadi canım bak bunu beklemiyordum" dedi elaris

 

"ya niye kızıyosun şimdi "

 

"şaka yaptım ya hoşuma gidiyor"

 

" bende bu olanları beklemiyordum şimdi bahsettiğimiz tatil planı türkiyedemi yapıyoruz ?" dedi gareth

 

"kaç kere anlatcaklar lan mal " dedi cayric

 

" sizde süreli birbirinize lan der oldunuz" güldüm onlarda benimle beraber güldü

 

" sen alıştırdın lan" dedi tekar gülerek caryric her zaman olduğu gibi korku ve gerginliğin yerini kahkahalar gülüşler almıştı napalım bizde böyleydik çok kötü bişey yaşardık içimiz kan ağlardı ama yinede birlikte gülerdik bazı insanların bize deli diyebelirdi bu kadsr olayı hemen nasıl böyle aşıpta gülebiliyor bunlar diyebilirler

ama aslında biz bu olayları hızlı atlatmıyorduk yada kabullenmiyorduk istesekte kabullenemezdik ama bu bizim olayları aşma şeklimizdi rol yapıyorduk her şey iyiymiş gibi içimizdeki acıya rağmen gülüyorduk ağlamıyorduk gülüyorduk biz gülerken ağlıyorduk gülerken göz yaşlarımız içimize akıyordu biz sahnede maske takan oyuculardık

   

içimde büyük bir acı vardı köyü olayları hepimiz unutmaya çalışıyordu kalbimde bir şüphe bir ağırlık vardı içimdeki yangın beni cayır cayır yakarken benim korktuğum içimdeki yangının afetin etrafa sıçramasıydı beraber türkiyede bir güzel bir yer seçtik istanbulda güzel bir bungalov evlerinden iki tane seçtik evlerler iki yada üç odalı olarak değişiklik gösteriyordu draco ile geçireceğimiz ilk normal zaman olacağı için bizi ayrı bir evde baş başa bırak istemişlerdi bende olsam aynı şeyi yapardım aslında zaten dip dipe olacaktık yine valserin Aervera dan pek fark olmaycaktı

olaylrı unutmatya ne olursa olsun güzel şeylere odaklanmaya çalışıyorduk saat sabaha karşı üç üç buçuktu havanın aydınlanmasına daha saatler vardı yarın aslında bu gün sabah onda burdan gidiyorduk ingilterden türkiyeye draco tanıdıkları sayesinde hızlıca herkese ben hariç vize aldı zaten onlar için vize almak kolaydı mevsim kıştı ama yinede güzeldi arkadaşlarım hiç türkiyeye gelmemişti o yüzden onlarında gelmesini istemiştim çocukkken onlarla hep türkiye gitmek istemiştim biz draco hariç hepmiz çocukken tanıştık bir tek dracoyu tanımamıştım

ama onlar tanımıştı ailerimiz vesilesiyle çocukken tanışmıştık valserin aervera yıl bizim için başlamadan önce sekiz dokuzlu yaşlarda tanışmıştık hepimizin aileis bir araya gelmiş toplanırlardık hepmizin ailesinde büyücü birileri vardı çocukluğumuzdan beri kardeş gibi büymüştük ve hep bir aradaydık şimdi benimle türkiye gelmelerinin en büyük sebebi ise bana destek olmaktı yorgunluk iyice çökmüştü üstümüze saat sabah dörte geliyordu

 

"çocuklar benim çook uykum var" dedi cayric

 

" aynen gidip bavul falan hazırlayalım sonra biraz uyuruz beş altı satimiz var bakın"

dedi haylen

 

" aynen dinlenim yarın yolculuk var " dedi elaris

 

"aynen yalnız sabah altı yedi gibi hazır olun çıkmamız lazım uçuş dokuzda "

draconun özel uçağı ile özel pistinden evel özel bir pistten türkiye gidiyorduk ortalama üç yada dört saatlik bir uçuş olacaktı hava şartlarına göre değişirdi tabi aileme konuşmlar arsında yazmıştım bir şeymi oldu diye sormuşlardı geçiştirmiş sizi türkiyeyi özledim diye falan yalan sıktım

 

"tamam ozaman ben bavul hazırlanmaya gidiyorum " dedi hemira

 

" e tamam ozaman gidelim hazırlanalım " ded cayric

 

hepimiz vedalaştıktan sonra odalara dağıldık bizde odamıza gittiğimizde çok yorgun olsakta hızlıca bavul hazırlamya başladık çok gergindim içimde karmaşa vardısağa sola gidip duruyordum birşeyler unutuyor sonra geri hatırlıyordum kafamı boşaltamıyorduk sonra aniden beni diaktle izleyen dracoya kaydı gözüm

bavulu bırakmış yada bitirmiş bana bakıyordu

 

"draco ne oldu neden bana öyle bakıyorsun "

 

"bunu kendine yapma ben çok yaptım biliyorum sen yapma" şakınca anlık dondum kaldım ona baktım

 

" ne ? neyi yapmıyım ?"

 

"kendini kaptıyorsun içine duygularına kilit vuruyorsun yapma"

 

" draco ben şuan sadece bavul hazırlıyorum"

 

" afet deminden beri sürekli seni izliyorum "

 

"evet ? yani ?"

 

" geldiğimizden beri doğru düzgün tek kelime etmedin konuşmak istiyorsun ağzını açıyorsun geri kapatıyorsun süreli bişey düşünüyorsun yapma bunu kendine seni anlıyorum ama benim anlacak kimsek yoktu kardeşim gibi dediğim arkadaşlarımada anlatamazdımama sen konuşa bilirsin ben burdayım "

 

"draco ben.."

 

"konuşmak zor biliyorum ama okadar aklın dolu huzursuzki şu elindeki kazağı elli kere bavula koydun çıkardın afet " kendimi tutamadım güldüm oda güldü

yanıma geldi kolarımı tuttu sıvazladı elimdeki kazağa baktım ve hatırlaıdm sürekli bavula koyup çıkarmıştım gerçekten bıkınlıkla valizin içine attım

 

"pardonya fark etmemişim hiç seninde konuşacağın biri var biliyorsun dimi ben burdayım " gülümsedi elimi tuttu ve elimin üstünden öptü

 

"fark etmediğini fark ettim ve evet yanımda olduğunu biliyorum bunu çok güzel hissediyorum hissetiriyorsun müstakbel karıcım bana açılırmısın artık ?"

gülümsedim

 

" anlataçak yada açılcak bişey yok herzamanki bildiğin şeyler işte "

 

"ney miş her zamanki şeyler peki ?"

 

"işte gerinim çok doluyum çok kırgınım aileme vaktinde haksızlığa çok uğradım okul hayatımda yada aile hayatımda bilerek yada bilmeyerek kalbimi çok kırdılar yaraladılar sonra bende kendime bir süre sonra umursayan yok diyerek uzaklaştım

sonra beni uzaklaştığım sessizleştiğim için suçladılar ama yinde sevdim onları aileyi ne olursa olsun koparıp atamıyorsun işte ama annem aram yine iyi gibiydi sanki bana sırdaşım derdi benimle dertleşirdi yada ben öyle sanıyordum anlaşılan öyle değilmişim ben annemden hiç bişey saklmadım ablam ve abim onlar on sekiz yada on dokuzlu yaşlarda evden ayrıldılar iş içindi ama gittiler işte onlara seçim hakkı verildi bana ise verilmedi anlıyorsun dimi ?" yüzünde acı bir gülümseme oluştu

 

"anlamammı ? benim abim ablam yada kardeşim yoktu ama benimde söz hakkım yoktu onlar ne yaprlarsa ne derlese o oluyordu "

 

" onlar için elimden geleni yaptım onlara layık olmaya çalıştım yalnış anlama sebi seviyorum ama ya sevmeseydik birbirimizi? birimiz başka birini sevseydi mesela sen benden başka birine aşık olasaydın yada ben sevmediğin bir inasanla aynı yatağı bırak aynı eve girebililirmi ? yaşana bilirmi ? korkunç ne kadar acı çekeceğimizi bir düşünsene ben bunu bile göze aldım" yüzü anlık bozuldu

 

"öncelikle her nekadar senin başka birini sevme düşüncesi beni deli etsede bi yönden haklısın şuanki durumunun tam tersi olabilirdi "

 

"ama ne yaprsan yapayım yeterli olmadı yeteri kadar iyi olmadım zaman geçtikçe benim gerçek ailem bile beni tanıyamadı okadar uzak olduk işte aynı evin içinde yaşayan yabancılara dönüştük"

 

"hissetiğin herşeyi anlıyorum dedim ya ben güçlü olmak zorunda kaldım diye seçim hakkım yoktu ya kendi söz hakkım için savaşaktım kendi gücümü kendim elde edecektim yada onların emirnin altında yaşayacaktım bende böyle bir şeyi asla yapmam bunu biliyorsun "

 

"bilmemmi ? hayır özel pistinden özel uçağınla uçuyoruz " dedim imayla güldü

 

"benim adım draco elserin valerion tatlım bunlar bilidğinin birazı "

 

" birazmı gerçekten birazmı " kafasını söyle böyle der gibi salladı

 

" senden korkuyorum bazen "

 

"niyemiş o ?"

 

"bizim türkiyede bir laf vardır ata sözü "

 

"neymiş o laf ?"

 

"çok laf yalansız çok para haramsız olmaz" güldü

 

"o zaman bende sana şöyle söyliyim "

 

"evet?"

 

"bu lafı söyleyen hayatta hiç bişey başaramayan başaranları kıskanlar tarafından söylenen bir laftır "

 

"diyosun "

 

"aynen öyle fakir doğmak senin suçun değil ama fakir ölmek senin suçun mesela bana göre ben fakir doğdum ama fakir ölmeyeceğim " ona tabi canım der gibi baktım

 

" draco senin adın draco elserin valerion sen hem elserin varisisin hemde bir valerionsun sen nasıl fakir doğabilirsin?" güldü

 

"o para benim değildi afet ne zaman babama karşı gelsem çocukken bile parasını kesmekle cezaladırırdı mesela babam bir ara beni yazılım kursuna yazdırmıştı teknolji sevdiğimi söyleyince kursa yazıldıktan sonra bir hafta sonra kavga edince kesti kursu elimde sadece internet vardı kednimi internetle geliştirdim ve gerçekten faydası oldu aslın birşeyleri öğrenmek için illa kursa gitmeye gerek yok elimden gelenin en iyisiyle geliştim ama para kazanmam lazımdı arkadaşlarımdan biri bir gün benden yazılımla iligili tavsiye istedi bende biliyorsun okulumuzda böyle bölümler dersler var destek oldum sonra arkadaşlarıma kurslar vermeye başladım uzun hikaye evet ben büyük bir evde yaşadım belki ama zengin değildim bir keresinde babam beni dışarda yağmurun altında üstümde ceket bile olmadan inceceik pijamalrımla gece yarısı dışarda bıraktı annem hiç bişey demedi yada kaç gece aç uyuttu hiç unutmam sabaha kadar aç ağlayarak uyudğum geceleri ben böyle bir zenginlik olabilirmi ?" anlattıkları karşısında donmuş kalmıştım

 

"haklısın aslında böyle zenginlik olmaz ben bilmiyordum özür dilerim"

 

"dileme sen bişey yapmadım özürdilemesi gereken sen değilsin aslında biz onların kurbanlarıyız "

 

"haklısın bizi kurban seçtiler" derin bir iç çektim

 

" bak afetim"

 

"evet"

 

"hayatında sorunlar varmı ?"

 

"evet var "

 

"çözemiyeceğin imkansız sorunlarmı peki ?"

 

"yani imkansız değil sanırım "

 

" o zaman niye üzlüyorsun ki ? yada diyelimki imkansız bir çözümü yok ozaman nie üzelsinki anlamı yok zaten " güldüm

 

"hiç böyle düşünmememiştim "

 

"hayatta olumlu yerden bakmak lazım "

 

" haklısın çok mantıklı konuşuyorsun" dedim gülerek

 

"biraz öyle "

 

"egoist "

 

"evet öyleyim ne yapabilirim ki ? ama seni sveiyorum biliyorsun " dedi göz kırparak

 

" biliyormuyum*" dedim gülümseyerek ve deam ettim

 

" evet biliyorum " dudağına hızlı bir öpücük bıraktım derin bir nefes verdi

 

" arsız hallerine bayılıyorum " dedi ve hızlıca dudağımdan öptü

 

"hadi ozaman tatile hazırlanalım ozaman "

 

"aynen öyle bak bana rehberlik yapma zamanın geldi " güldü bende güldüm iki elimi hızlıca birbirine çarptım

 

"evet çok heycanlı türkiyenin sihirli tarih kokan topraklarına hazırmısın ?"

 

"evet hazırım" dedi gülerek

 

"harika ama söylemden edemeyeceğim endişelendiğim bir şey var "

 

"neymiş o ?"

 

"kuzenlerim yani jone burak ve emily yada leyla bizimkilerin arasında yalnızlık çekecekler "

 

" doğru bu ihtimal var ama bizimkileri bilirsin sıcak kanlı iyi insanlar bence iyi anlaşaklardır hem ben burakı sevdim eminim kız kardeşide iyi biridir "

 

"başta sevmedin gibi gelmişti "

 

" sadece güven sizlik diyelim yeni tandığım biri olduğu için sana zarar veriri diye korktum sadece " gülümsedim

 

"benim için yani"

 

"evet senin için"

 

" şapşik " dedim gülerek oda güldü

 

"seni seviyorum "

 

"ne kadar ?"

 

"soykırım çıkaracak kadar "

 

" bende seni seviyorum "

 

"ne kadar?" dedi benim gibi

 

" soykırım çıkaracak kadar " dedim bende onu gibi güldü beni belimden tutup kendine çeti bende kollarımı boynuna doladım

 

" dudakların..."

 

"nesi varmış dudaklarımın?"

 

"hiç bir şeyi yok sadece çok cazip görünüyorlar" dedi tam ağzımı açıcaktımki beni öperek susturdu öpüşüne karşılık verdim kısa süre sonra durduğumuzda konuştu

 

" bana kalsa sorun yopk ama bavulunu artık bitirmen lazım"

 

" tamam haklısın sonra dinlenmemiz lazım"

 

"ayen öyle beniki bitti sana yardım edeyim" güldüm

 

"iyikivarsın müstakbel kocacım "

 

"sende iyiki varsın müstakbel karıcım " birbirimize saroldık onun benim kaderim olduğunu zamanla daha iyi anlıyordumailem bile beni anlamazken o ilk andan beri anlıyor ve dinliyordu ondan ayrıldım dracoda bana yardım etti ve bavulu toparladık ve biraz uyumaya karar verdik yatağa girdik ve birbirimize sarıldık onun güzel güçlü kollarında güven hissi her yanımı sarmalıyordu

"draco yıldım..."

" efendim afet, afetim "

" seni neden çok seviyorum biliyormusun?" tam ben cümlemi bitirdiğim dışarda çok şiddeli bir şimşek çarptı ve yağmur başladı yapmuru çok severdim

draco bana merakla bakıyordu

" neden?"

"aslında bir nedeni yok yani ilk andan beri ben neden bukadar sevdim diyorum neden bulamıyorum ama..."

"ama..."

" bana güven hissini veriyorsun hiç güven duymayan biriydim şimdi senin yanında güvende hissediyorum" gülümsedi

"bunu duymak çok güzel" dışardaki yağmurun sesi odanın içini tamamen doldurmuştu cama vuran yağmur damlarının sesini çok seviyordum yağmuru çok seviyordum beni çok mutlu ediyordu

" en sevdiğim iki şey bir arada"

"neymiş o?"

" yağmur ve sen" güldü burnumun ucundan öptü

"bende gağmuru çok severim"

"draco senden bişey isteyeceğim"

" evet?"

"bir gün beraber yağmurun altında dans edelim ısnalalım sadece"

" olur yapalım istediğin bu olsun"

" iyi geceler veya sabablar" güldü

"sanada iyi geceler veya sabahlar"

"seni seviyorum"

"seni seviyorum soykırım çıkaracak kadar"

yağmurun huzur verici sesini dinlerken draconun yıldızımın huzur veren kokusunu içime çekerek uykuya daldım

🌊🔥

 

"hayat oyundur. kuralları bozmak üzere kuruludur."

-slytherin queen -

 

 

 

gecenin bir saatinde aniden deli gibi çalan kapı bana o geceyi buraya geldiğim ilk geceyi hatırlamışttı o anın yaşattığı korku ve endişe ve şuan yaşanıdığım yaşadığım korku ve endişe kalbim deli gibi atıyordu sanırım biz lanetliydik draco bir eli kapıdayken bir eli hala beline sakladığı silahtaydı söylediği kelime karşısında şokla öyle kalmıştık söyledeği kelime aklımda dönüp duruyordu cinayet cinayet demişti okulda bir cinayet işlenmişti yalnışmı anladım diyordum kendi kendime ama hayır doğru anlamıştım

 

"ne cinayeti cayric ne diyorsun sen ?!"

 

" okulda cinayet işlenmiş !"

 

" Allahım sen koru kim ölmüş ne cinayeti "

 

"tam bilmiyorum arselion bizi yani büyün okulu ortak salona çağırıyor herkes çok korkuyor "

 

"bu ne biçim bir gün ne lanet bir gece ya tamam geliyoruz" drcaonun gözlerin öfke ve sinir akıyordu aslında sır katili timinden beri onda bir gariplik seziyordum ama sormaya fırsat bulamamıştım

 

"bu gece çok uzun olacak ..." dedi cayric korku ile fısıldayral

 

"tamam sen git geliyoruz biz " dedi draco ve kapıyı kapattı cayricte gitti

 

draco derin bir nefes aldı elindeki silahı aynanın önüne koydu

eliyle yüzünü avuşturdu öyle donmuştu draco kafasını kaldırıp bana sorgular meraklı gözlerle baktı

 

" afet iyimisin ?"

 

"iyiyim sadece idrak etmeye çalışıyorum "

bana doğru geldi kolumu tuttu

 

"emin misin sen pek iyi görünmüyorsun "

 

" iyiyim sadece dejavu yaşadım ilk kaldığım gece geldi aklıma "

 

"biliyorum" bana sarıldı bende ona karşılık verdim

 

"gene o günki gibi sarıldın bana her zaman yaptığın gibi "

 

" herzaman yanında olacağım sorun yok "

 

"biliyorum yıldızım" ona sarılırken gözümü kapıtıp derin bir nefes verdim

 

"afetim sorun nedir ?"

 

"bilmiyorum lanetli gibiyiz"

 

"lanetli değiliz herkesin hayatında oluyor zorlukla hiç kimsenin ki mükemmel değil bebeğim unutma bunu"

 

" draco korkuyorum "

 

"biliyorum..."

 

"okulda bir cinayet işlenmiş bir katil var"

 

"hey bana bak" eliyle çenemi tutup başımı kaldırdı konuşmaya devam etti

 

" isterse dünyadaki bütün katiller bir araya gelsin hiç kimse sana zarar veremez tamammı asla korkma ben yanındayken sana zarar gelmesine asla izin vermem "

 

"tamam " yanağıma bir buse kondurdu saçımı okşadı

 

"şimdi üstüne bi eşofman tişört geçir gidelim tammmı ?"

 

"tamam seni seviyorum" gülümsedi

 

"bende seni seviiyorum hemde daha çok"

 

"buna inanıyorum biliyormusun "

 

"neye ?"

 

"senin daha çok sevdiğine "

 

"gerçekten bunu beklemiyordum ben daha çok seviyorum diye inatlaşmamız gerekiyordu bence " güldük

 

"bak bence bir erkek gerçekten severse tam sever çoşkulu bir şekilde onu asla üzmen değer verir bu yüzden erkeğin dahaçok sevdiği ilişkiler daha mutludur kadın daha çok seviyorsa adam sevmiyordur zaten"

 

"aslında haklısın bir erkek olarak çevremdeki görsdüğüm tanıdığım erkeklere bakaraktan konuşuyorum haklısın bir erkek seviyorsa üzmez en azından umursar "

 

" o zaman senin gibi bir adamı sevdiğim için şanslıyım ya başkasını sevseydim "

 

kaşlarını çattı

 

"o münküm değil küçül hanım "

 

"küçük hanımmı ? alt üstü bir yaş var aramızda "

 

"olsun konumuz bumu şimdi ?"

 

"neden münkün değilmiş ya başka birine" sözümü tamamlamadan hızlıcaa dudakdalarımdan öperek susturdu beni anlık şoka uğradım

 

"birincisi münküm değil çünkü senin kaderin benimkine benim kaderimde senin kine bağlı ikinci küçük hanım canım sana canım nasıl isterse öyle hitap ederim"

 

" lanet olsun ya !"

 

"ne oldu?"

 

"ya sana sinirlencem sinirlenemiyorum defol git ya " güldü gerçekten ona sinirlenemiyordum ve bu beni delirtiyordu

 

" tamam tamam kızma hadi giyin " ikimizde üstümüzü giyindik draco üstüne pantolon kalın kazaklardan giyindi ve lemer taktı bende üstüme hızlıca kazak ve pantolon geçirdim draco aynanın önündeki silahı aldı ve beşine koydu

 

"draco ne yapıyorsun ?"

 

"silahı yanımam alıyorum"

 

"bunu alman riskli yan görürlerse ya kazaya sebep olursa? suçlu durmuna dülme şimdi" gülümsedi yanıma geldi ve kollarımdan tuttu

 

"bak afetim düşüncelerinde haklısın ama emniyeti kapalı sende silah kullanan birisin bir kaza olmayacağını biliyorsun ve az önce okulda cinayet işlendiğini öğrendik

yanımızda olması iyi olacaktır hem senin kocan bir asker unuttun mu ?"

 

"tamam peki haklısın bişey olmaycağını biliyorumda işte"

 

"sorun yok hem bol kazak giyindim belliolmaz tamammı kabanda giyinicem sorum olmaz "

 

"tamam haklısın bu arda bişey dicem"

 

"evet ?"

 

"elin değmişken artık biliyorsun silah kasasına benim içinde silah koy ne olur ne olmaz " gülümsedi

 

"seni bu yüzden seviyorum "

 

"bende seni" yanağından hızlıca öptü

 

" diğer odadan alırız bi ara tammmı ?"

 

"tamam hadi gidelim"

 

"tamam gidelim ama sakın elimi bırakma tammı sakın yanımdan ayrılma "

 

"tamam ayrılmam ,ayrılamam zaten "

 

"ve afet silah olduğunu kimseye belli etmeyelim tammı senden başka kimse odamda silah sakladığıını bilmiyor "

 

"tamam ben iyi oyuncuyum bilirsin"

 

"bilmemmi hiç ?" dedi küçük silah oyunuma ima ederek masumca güldüm sen iflaf olmazsın der gibi bakış attı

 

"ama eğlenceliydi " güldü

 

"bişey demedim ama hoşuma gitti benim kim olduğumu görün dedin fark ettim"

 

"aynen öyle nasıl anlarsın beni"

 

"anlarım seni " odadan çıktık her ne kadar gülsekte sakalaşsakta çok korkmuş ve endişeliydik buda bizim stresle başa çıkma yöntemimizdi ama okulda ceset ve katil olduğu gerçeğini unutmuyorduk unutmak ne münkündü herkes bütün okul odalarından çıkmıştı her yer kaos doluydu ve tabiki dedikodu kazanı kaynıyordu çoğunluk yani nerdeyse bütün okul ortak salona gelmişti bu salonda bi garipti sabah kahvaltı ederdik akşamına okulda bir cinayet işlendiğini öğrendiğimizde burda duyuru yapıyorlardı çok garip bir okulduk elemetler sihir ve güç okulu olduğumuz içindir belki ortak salona gittiğimiz çok kalabalıktı bizimkileri kısa bir arayış sonunda bulduğumuzda yemek bölümünün az ötesinde oturma bölümünü şöminenin yanındaki koltuklarda oturuyorlardı yanlarına gittik oturduk

 

"çocuklar ne oluyor ne cinayeti ?" dedi draco

 

" belli değil tam ama sanırım biri ölmüş" dedi elaris

 

" sadece ölmemmiş öldürülmüş !" de fealen dehşete düşmüş bir şekilde herkes deli gibi korkuyordu

 

"napıcaz çocuklar korkuyorum" dedi lunaria gerçekten korktuğu bellioluyordu

 

"bilmiyorum ama okul ani bir tatil yapa bilir yada araştırma devam edebilir okul açıkken " dedi hemira

 

" bi dinliyelim belki bir yalnışlık olmuştur kimin öldüğü bile belli değil ne katil var nede kurban belki ?" iyi düşünmek istiyordum fısıltılar gittikçe yükseliyor dedikodular arttıkça artıyordu bazı insanlar ölenin bir kız olduğunu bazıları ise erkek bir siyahi olduğunu beyaz bir oğlan kavga ettiğini söylüyordu insanlar ırkçılık yapmaya başlamıştı bazıları silah olayı gibi büyük bir şaka olduğunu söylüyordu kesin bir bilgi yoktu

 

"cayric sen bizi çağırmıştın bişey öğrenebildin mi ?"

 

"hala pek bişey öğrenemedim bildiğim tek şey bir ceset ve cinayet olduğu"

 

"korkuyorum draco ortada bir katil var" dedim ona doğru kısık sesle kolunu omzuma attı kolumu okşadı başımı omzuna yasladım

 

"merak etme ne dedim ben sana ? ben yanındayım bu tamammı bu olayşarın için sıyrılıp çekip gidicez" kafasını oda bana yasladı ona sarıldım

 

" cayric ceset ve cinayet olduğuna eminmisin ?" dedi haylen

 

"evet cesedi kendi gözümle gördüm ceset torbasına koymuş götürüyorlardı !

üstü kapılıydı kim olduğunu göremedim zaten konseyin polisleri vardı hemen herkesi uzaklaştırdılar" draco ile ikimiz birbirimize baktık ikimizinde aklında yanı şey geçiyordu konsey onlar bizim düşmanımızdı bunu biliyorduk yutkundum

 

"Allahım sen bizi koru yarabbim" dedim kısık sesle bu işin başımıza bela olsun istemiyordum magistar elenya ve diğer magistarlar öğrencileri kontrol ediyordu soru sorduğumuzda ise cevap vermiyorlardı sadece bekleyin diyorlardı ama çok telaşlı ve korkuyorlardı bu olay okulun kaç asırlık itibarınıda etkileycekti ve dumbledor donunda büyük duyuru ve konuşma yaptığı kürsüye çıktı

 

"hey bakın baş magistar arselion geldi!" dedi draco hepimiz doğrulduk ve merakla baş magistarın ne diyeceğini bekledik magistar elenyada onun yanına kürsüye çıkmıştı

 

"SESSİZLİK !" diye bağırdı baş magistar arselion eliyle kürsüye vurdu ve o an herkes sustu ve bütün öğrenciler dikkatlerini baş magistar arselion'a ve magistar elenya verdi sessizlik çöktüğünde magistar elenya konuştu

"Evet Sevgili öğrenciler büyücüler korktuğunuzu ve sorularınız olduğunu biliyoruz

ama sizden sakin olmanızı ve bizi dinlemenizi istiyoruz"

Baş magistar derin bir nesfes aldı ve konuşmaya başladı

 

" Valserin Aerva elementler sihir ve güç okulunun öğrencileri öncelikle malesef üzülerek söylüyorum duyduklarınız doğru" öğrencilerden sesler yükseldiğinde tekrar kürsüye vurdu konuşmakta zorlandığı gergin olduğu belliydi tekrar sustuklarında konuşmaya devam etti

 

" Okulumuzda bir cinayet işlendi Çok korktuğunuzun farkındayız

Okulumuzda on dört yaşında olan nocterra bölümünden maktul Jennifer smith malesef kimliğini bilmediğimiz Biri tarafından katledildi

Şuanda bildiğimiz fazla bir şey yok Auravest elementler konseyi adalet bölümü cinayet masası dedektifleri bu durumu araştıracak lar ve suçluyu bulup cezasını çekmesini sağlayacaklar şuanki adli tıp bilgilere göre olayın gece yarısı on iki ile on iki buçuk Arasında gerçekleştiğini öğrendik dedektiflerimizin dediğine göre kayıtlara bakıldığında okula bugün magistarlar ve siz öğrenciler dışında kimse ne girmiş nede çıkmış özellikle de gece yarısı bu saatlerde güvenlik önlemlerini aşan ve kayıtlarda görünmeden birinin girmesi ve çıkması mümkün değildir yani bu demek oluyorki maalesef..." herkes birbirine baktı o an baş magistar konuşmakta zorlanıyordu derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti

 

"malesef suçlu aramızdan bu okuldan biri bende dahil olmak üzere bütün magistarlar yetkililer esuçluyu bulmaları için elimizden gelen yardımı yapaçağız

siz öğrencilerimizdende o saatler de uyanık olan birşey duyan ve gören varsa bunu bize korkmadan söylemenizi istiyorum derslerimize ara vereceğiz lakin okulumuz valsein Aervera elementler sihir ve güç okulumuzu kapatmayacağız son olarak genç nocterra savaşçı ruh bölümü öğrencisi jennifer smith başına gelenler için çok üzüldüğümü yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum odalarınıza gidebilirsiniz " her keş şakınlık konuşmaya başlamıştı herkes korkuyordu baş magistar arselion gittiğinde bizde kendi aramızda konuşmaya başlamıştı

 

" o zaman gidelim odalara diyeceğim ama siz uyuya bilecekmisiniz çocuklar ?" dedi draco

 

"ben uyuyamam yalnız hiç kalamam" dedi elaris

 

"bende uyuyamam gelin yalnız kalmayalım kahve falan içip bir şeyler bi kendimize gelelim hepimizin gözleri şiş " dedi haylen

 

"bencede hadi nişeyler yiyelim yada içelim " dedi rowen

 

"aynen bu sefer bende açım hem bügün maria ile draco geldiklerinde fazla bişey anlatmadılar ne oldu bilmiyoruz " dedi hemira

 

" evet doğru hadi gidelim oturalım bişeyler yer içerken konuşuruz " dedi gareth

 

"tamam hadi gidelim size anlatacağımız şeyle var zaten" dedi draco ve ve bişeyler yemek içmek için kaltık tüm ekip beraber bir an bile ayrılmamıştık çünkü hepimiz korkuyorduk okulda katil vardı ya birmize zarar gelirse diye düşünmeden edemiyordum içimden bildiğim tüm duğaları okuyordum allaha dua ediyordum inaçlı biriydim ve allahın her zaman yanımda olduğunu ve beni koruduğunu düşünüyordum kendimize yiyecek ve içecek birşeyler aldıktan sonra oturduk

kendi kendime düşünüyordum annemi çünkü zaten aileme hep kırgındım bir gece acılar içinde göz yaşlarıyla uyudum ve uyandım o geceden sonra ben yaşadım ama içimdeki herkesi öldürmüştüm

 

annemle aramız özellikle ben gerçeği yani 11 yaşında nişanlı olduğumu öğrendiğim zamana kadar aramız iyiydi ama ondan sonra ben sessizce yakın gibi olsamda onlardan kopmuştum bana söyledikleri zamanı hatırlıyorumda donmuş kalmıştım öyle idrak edememiştim valserin Aerveya gitmiceksin dedileri önce sonra nedenini anlatılar on bir yaşında bir günde bütün hayatım değişmiş ailemin yükünü omuzlarıma almıştım zorundaydım çağrem yoktu ve onu zamanı gelene kadar göremezsin dediklerinde dahada şaşırmış sinirlenmiş üzülmüş ağlamıştım bir anda ailem asır önceye gitmişti sanki vâris olduğunuzu için demişlerdi yıllar önce aynı soy ikiye ayrıldığını ve bu iki soyun tekar birleşmesi gerektiğini anlattılar ve o günden sonra hiç birşey eskisi gibi olmadı ne ailemiz nede ben anneme kırgındım çünkü evet aramız uzaktı ama bana hep sırdaşım derdi ve benimle konuşurdu ama sadece o konuşurdu ben konuşmazdım bri nedeni olduğuna inamak istiyordum elimdeki kahveyle boşluğa bakarak düşünceler arsında boğulurken draconun sesi ile irkildim

 

" afetim ? güzelim iyimisin ?" elini sırtıma attı

 

"hiç öyle annemi düşünüyordum olanları ve dua ediyordum öyle içimden işte "

 

"burda duamı edilir ? istiyorsan kiliseye git " dedi haylen başka dine inanan insablarla arkadaş olmak arda ufak sorunlara neden olabiliyordu unutuyorladı

 

"salakmısın haylen?" dedi hemira eliyle haylenin kafasına vurdu

 

" ne kullanıyorsun haylen ? kafanmı güzel ?" dedi draco güldüm herkes güldü ben gülünce

 

"ne oldu ya ?!" dedi haylen

 

" maria müslüman ya kardeşim" dedi fealen

 

" önemli değil çocuklar ne olacak olur öyle şeyler hem dua her yerde hem zaten tek derdimiz bu olsun "

 

" e bugün daha doğrusu dün ne oldu anlatacakmısınız ?" dedi haylen

 

" türkiye gidiyoruz " diye direk bodoslama lafa girdi draco herkes aiden şaşkınlıklşa gözleri açıldı

 

"ne?" dedi haylen

 

"ne ?" dedi elaris hepsi bildiğim teker teker ne diye şakınlıklarını belli ettiler

 

sonra biz sakince olan bitenleri sindire sindire anlattık çok içinde bizi dinliyorlardı en sonun türkiye gitmeye karar verdiğimizi ve yeni tanıdğım iki kuzeniminde bizimle geleceğini söyledim hepsinin ağzı açık kalmıştı ve hiç bilmediğim teyzemin yiğenimden dinlediğim hikayesinide şaşkınla dinlenişlerdi ve klasik o düşünce bunlar şakamı bazen hayatımın şaka olduğunu düşünüyordum ama kötü haber şaka değildi hepsi gerçekti ve hayatım yalanlar üzerine kuruluydu

 

"yani iki kuzenin daha varmış " dedi haylen

 

"hadi canım bak bunu beklemiyordum" dedi elaris

 

"ya niye kızıyosun şimdi "

 

"şaka yaptım ya hoşuma gidiyor"

 

" bende bu olanları beklemiyordum şimdi bahsettiğimiz tatil planı türkiyedemi yapıyoruz ?" dedi gareth

 

"kaç kere anlatcaklar lan mal " dedi cayric

 

" sizde süreli birbirinize lan der oldunuz" güldüm onlarda benimle beraber güldü

 

" sen alıştırdın lan" dedi tekar gülerek caryric her zaman olduğu gibi korku ve gerginliğin yerini kahkahalar gülüşler almıştı napalım bizde böyleydik çok kötü bişey yaşardık içimiz kan ağlardı ama yinede birlikte gülerdik bazı insanların bize deli diyebelirdi bu kadsr olayı hemen nasıl böyle aşıpta gülebiliyor bunlar diyebilirler

ama aslında biz bu olayları hızlı atlatmıyorduk yada kabullenmiyorduk istesekte kabullenemezdik ama bu bizim olayları aşma şeklimizdi rol yapıyorduk her şey iyiymiş gibi içimizdeki acıya rağmen gülüyorduk ağlamıyorduk gülüyorduk biz gülerken ağlıyorduk gülerken göz yaşlarımız içimize akıyordu biz sahnede maske takan oyuculardık

   

içimde büyük bir acı vardı köyü olayları hepimiz unutmaya çalışıyordu kalbimde bir şüphe bir ağırlık vardı içimdeki yangın beni cayır cayır yakarken benim korktuğum içimdeki yangının afetin etrafa sıçramasıydı beraber türkiyede bir güzel bir yer seçtik istanbulda güzel bir bungalov evlerinden iki tane seçtik evlerler iki yada üç odalı olarak değişiklik gösteriyordu draco ile geçireceğimiz ilk normal zaman olacağı için bizi ayrı bir evde baş başa bırak istemişlerdi bende olsam aynı şeyi yapardım aslında zaten dip dipe olacaktık yine valserin Aervera dan pek fark olmaycaktı

olaylrı unutmatya ne olursa olsun güzel şeylere odaklanmaya çalışıyorduk saat sabaha karşı üç üç buçuktu havanın aydınlanmasına daha saatler vardı yarın aslında bu gün sabah onda burdan gidiyorduk ingilterden türkiyeye draco tanıdıkları sayesinde hızlıca herkese ben hariç vize aldı zaten onlar için vize almak kolaydı mevsim kıştı ama yinede güzeldi arkadaşlarım hiç türkiyeye gelmemişti o yüzden onlarında gelmesini istemiştim çocukkken onlarla hep türkiye gitmek istemiştim biz draco hariç hepmiz çocukken tanıştık bir tek dracoyu tanımamıştım

ama onlar tanımıştı ailerimiz vesilesiyle çocukken tanışmıştık valserin aervera yıl bizim için başlamadan önce sekiz dokuzlu yaşlarda tanışmıştık hepimizin aileis bir araya gelmiş toplanırlardık hepmizin ailesinde büyücü birileri vardı çocukluğumuzdan beri kardeş gibi büymüştük ve hep bir aradaydık şimdi benimle türkiye gelmelerinin en büyük sebebi ise bana destek olmaktı yorgunluk iyice çökmüştü üstümüze saat sabah dörte geliyordu

 

"çocuklar benim çook uykum var" dedi cayric

 

" aynen gidip bavul falan hazırlayalım sonra biraz uyuruz beş altı satimiz var bakın"

dedi haylen

 

" aynen dinlenim yarın yolculuk var " dedi elaris

 

"aynen yalnız sabah altı yedi gibi hazır olun çıkmamız lazım uçuş dokuzda "

draconun özel uçağı ile özel pistinden evel özel bir pistten türkiye gidiyorduk ortalama üç yada dört saatlik bir uçuş olacaktı hava şartlarına göre değişirdi tabi aileme konuşmlar arsında yazmıştım bir şeymi oldu diye sormuşlardı geçiştirmiş sizi türkiyeyi özledim diye falan yalan sıktım

 

"tamam ozaman ben bavul hazırlanmaya gidiyorum " dedi hemira

 

" e tamam ozaman gidelim hazırlanalım " ded cayric

 

hepimiz vedalaştıktan sonra odalara dağıldık bizde odamıza gittiğimizde çok yorgun olsakta hızlıca bavul hazırlamya başladık çok gergindim içimde karmaşa vardısağa sola gidip duruyordum birşeyler unutuyor sonra geri hatırlıyordum kafamı boşaltamıyorduk sonra aniden beni diaktle izleyen dracoya kaydı gözüm

bavulu bırakmış yada bitirmiş bana bakıyordu

 

"draco ne oldu neden bana öyle bakıyorsun "

 

"bunu kendine yapma ben çok yaptım biliyorum sen yapma" şakınca anlık dondum kaldım ona baktım

 

" ne ? neyi yapmıyım ?"

 

"kendini kaptıyorsun içine duygularına kilit vuruyorsun yapma"

 

" draco ben şuan sadece bavul hazırlıyorum"

 

" afet deminden beri sürekli seni izliyorum "

 

"evet ? yani ?"

 

" geldiğimizden beri doğru düzgün tek kelime etmedin konuşmak istiyorsun ağzını açıyorsun geri kapatıyorsun süreli bişey düşünüyorsun yapma bunu kendine seni anlıyorum ama benim anlacak kimsek yoktu kardeşim gibi dediğim arkadaşlarımada anlatamazdımama sen konuşa bilirsin ben burdayım "

 

"draco ben.."

 

"konuşmak zor biliyorum ama okadar aklın dolu huzursuzki şu elindeki kazağı elli kere bavula koydun çıkardın afet " kendimi tutamadım güldüm oda güldü

yanıma geldi kolarımı tuttu sıvazladı elimdeki kazağa baktım ve hatırlaıdm sürekli bavula koyup çıkarmıştım gerçekten bıkınlıkla valizin içine attım

 

"pardonya fark etmemişim hiç seninde konuşacağın biri var biliyorsun dimi ben burdayım " gülümsedi elimi tuttu ve elimin üstünden öptü

 

"fark etmediğini fark ettim ve evet yanımda olduğunu biliyorum bunu çok güzel hissediyorum hissetiriyorsun müstakbel karıcım bana açılırmısın artık ?"

gülümsedim

 

" anlataçak yada açılcak bişey yok herzamanki bildiğin şeyler işte "

 

"ney miş her zamanki şeyler peki ?"

 

"işte gerinim çok doluyum çok kırgınım aileme vaktinde haksızlığa çok uğradım okul hayatımda yada aile hayatımda bilerek yada bilmeyerek kalbimi çok kırdılar yaraladılar sonra bende kendime bir süre sonra umursayan yok diyerek uzaklaştım

sonra beni uzaklaştığım sessizleştiğim için suçladılar ama yinde sevdim onları aileyi ne olursa olsun koparıp atamıyorsun işte ama annem aram yine iyi gibiydi sanki bana sırdaşım derdi benimle dertleşirdi yada ben öyle sanıyordum anlaşılan öyle değilmişim ben annemden hiç bişey saklmadım ablam ve abim onlar on sekiz yada on dokuzlu yaşlarda evden ayrıldılar iş içindi ama gittiler işte onlara seçim hakkı verildi bana ise verilmedi anlıyorsun dimi ?" yüzünde acı bir gülümseme oluştu

 

"anlamammı ? benim abim ablam yada kardeşim yoktu ama benimde söz hakkım yoktu onlar ne yaprlarsa ne derlese o oluyordu "

 

" onlar için elimden geleni yaptım onlara layık olmaya çalıştım yalnış anlama sebi seviyorum ama ya sevmeseydik birbirimizi? birimiz başka birini sevseydi mesela sen benden başka birine aşık olasaydın yada ben sevmediğin bir inasanla aynı yatağı bırak aynı eve girebililirmi ? yaşana bilirmi ? korkunç ne kadar acı çekeceğimizi bir düşünsene ben bunu bile göze aldım" yüzü anlık bozuldu

 

"öncelikle her nekadar senin başka birini sevme düşüncesi beni deli etsede bi yönden haklısın şuanki durumunun tam tersi olabilirdi "

 

"ama ne yaprsan yapayım yeterli olmadı yeteri kadar iyi olmadım zaman geçtikçe benim gerçek ailem bile beni tanıyamadı okadar uzak olduk işte aynı evin içinde yaşayan yabancılara dönüştük"

 

"hissetiğin herşeyi anlıyorum dedim ya ben güçlü olmak zorunda kaldım diye seçim hakkım yoktu ya kendi söz hakkım için savaşaktım kendi gücümü kendim elde edecektim yada onların emirnin altında yaşayacaktım bende böyle bir şeyi asla yapmam bunu biliyorsun "

 

"bilmemmi ? hayır özel pistinden özel uçağınla uçuyoruz " dedim imayla güldü

 

"benim adım draco elserin valerion tatlım bunlar bilidğinin birazı "

 

" birazmı gerçekten birazmı " kafasını söyle böyle der gibi salladı

 

" senden korkuyorum bazen "

 

"niyemiş o ?"

 

"bizim türkiyede bir laf vardır ata sözü "

 

"neymiş o laf ?"

 

"çok laf yalansız çok para haramsız olmaz" güldü

 

"o zaman bende sana şöyle söyliyim "

 

"evet?"

 

"bu lafı söyleyen hayatta hiç bişey başaramayan başaranları kıskanlar tarafından söylenen bir laftır "

 

"diyosun "

 

"aynen öyle fakir doğmak senin suçun değil ama fakir ölmek senin suçun mesela bana göre ben fakir doğdum ama fakir ölmeyeceğim " ona tabi canım der gibi baktım

 

" draco senin adın draco elserin valerion sen hem elserin varisisin hemde bir valerionsun sen nasıl fakir doğabilirsin?" güldü

 

"o para benim değildi afet ne zaman babama karşı gelsem çocukken bile parasını kesmekle cezaladırırdı mesela babam bir ara beni yazılım kursuna yazdırmıştı teknolji sevdiğimi söyleyince kursa yazıldıktan sonra bir hafta sonra kavga edince kesti kursu elimde sadece internet vardı kednimi internetle geliştirdim ve gerçekten faydası oldu aslın birşeyleri öğrenmek için illa kursa gitmeye gerek yok elimden gelenin en iyisiyle geliştim ama para kazanmam lazımdı arkadaşlarımdan biri bir gün benden yazılımla iligili tavsiye istedi bende biliyorsun okulumuzda böyle bölümler dersler var destek oldum sonra arkadaşlarıma kurslar vermeye başladım uzun hikaye evet ben büyük bir evde yaşadım belki ama zengin değildim bir keresinde babam beni dışarda yağmurun altında üstümde ceket bile olmadan inceceik pijamalrımla gece yarısı dışarda bıraktı annem hiç bişey demedi yada kaç gece aç uyuttu hiç unutmam sabaha kadar aç ağlayarak uyudğum geceleri ben böyle bir zenginlik olabilirmi ?" anlattıkları karşısında donmuş kalmıştım

 

"haklısın aslında böyle zenginlik olmaz ben bilmiyordum özür dilerim"

 

"dileme sen bişey yapmadım özürdilemesi gereken sen değilsin aslında biz onların kurbanlarıyız "

 

"haklısın bizi kurban seçtiler" derin bir iç çektim

 

" bak afetim"

 

"evet"

 

"hayatında sorunlar varmı ?"

 

"evet var "

 

"çözemiyeceğin imkansız sorunlarmı peki ?"

 

"yani imkansız değil sanırım "

 

" o zaman niye üzlüyorsun ki ? yada diyelimki imkansız bir çözümü yok ozaman nie üzelsinki anlamı yok zaten " güldüm

 

"hiç böyle düşünmememiştim "

 

"hayatta olumlu yerden bakmak lazım "

 

" haklısın çok mantıklı konuşuyorsun" dedim gülerek

 

"biraz öyle "

 

"egoist "

 

"evet öyleyim ne yapabilirim ki ? ama seni sveiyorum biliyorsun " dedi göz kırparak

 

" biliyormuyum*" dedim gülümseyerek ve deam ettim

 

" evet biliyorum " dudağına hızlı bir öpücük bıraktım derin bir nefes verdi

 

" arsız hallerine bayılıyorum " dedi ve hızlıca dudağımdan öptü

 

"hadi ozaman tatile hazırlanalım ozaman "

 

"aynen öyle bak bana rehberlik yapma zamanın geldi " güldü bende güldüm iki elimi hızlıca birbirine çarptım

 

"evet çok heycanlı türkiyenin sihirli tarih kokan topraklarına hazırmısın ?"

 

"evet hazırım" dedi gülerek

 

"harika ama söylemden edemeyeceğim endişelendiğim bir şey var "

 

"neymiş o ?"

 

"kuzenlerim yani jone burak ve emily yada leyla bizimkilerin arasında yalnızlık çekecekler "

 

" doğru bu ihtimal var ama bizimkileri bilirsin sıcak kanlı iyi insanlar bence iyi anlaşaklardır hem ben burakı sevdim eminim kız kardeşide iyi biridir "

 

"başta sevmedin gibi gelmişti "

 

" sadece güven sizlik diyelim yeni tandığım biri olduğu için sana zarar veriri diye korktum sadece " gülümsedim

 

"benim için yani"

 

"evet senin için"

 

" şapşik " dedim gülerek oda güldü

 

"seni seviyorum "

 

"ne kadar ?"

 

"soykırım çıkaracak kadar "

 

" bende seni seviyorum "

 

"ne kadar?" dedi benim gibi

 

" soykırım çıkaracak kadar " dedim bende onu gibi güldü beni belimden tutup kendine çeti bende kollarımı boynuna doladım

 

" dudakların..."

 

"nesi varmış dudaklarımın?"

 

"hiç bir şeyi yok sadece çok cazip görünüyorlar" dedi tam ağzımı açıcaktımki beni öperek susturdu öpüşüne karşılık verdim kısa süre sonra durduğumuzda konuştu

 

" bana kalsa sorun yopk ama bavulunu artık bitirmen lazım"

 

" tamam haklısın sonra dinlenmemiz lazım"

 

"ayen öyle beniki bitti sana yardım edeyim" güldüm

 

"iyikivarsın müstakbel kocacım "

 

"sende iyiki varsın müstakbel karıcım " birbirimize saroldık onun benim kaderim olduğunu zamanla daha iyi anlıyordumailem bile beni anlamazken o ilk andan beri anlıyor ve dinliyordu ondan ayrıldım dracoda bana yardım etti ve bavulu toparladık ve biraz uyumaya karar verdik yatağa girdik ve birbirimize sarıldık onun güzel güçlü kollarında güven hissi her yanımı sarmalıyordu

"draco yıldım..."

" efendim afet, afetim "

" seni neden çok seviyorum biliyormusun?" tam ben cümlemi bitirdiğim dışarda çok şiddeli bir şimşek çarptı ve yağmur başladı yapmuru çok severdim

draco bana merakla bakıyordu

" neden?"

"aslında bir nedeni yok yani ilk andan beri ben neden bukadar sevdim diyorum neden bulamıyorum ama..."

"ama..."

" bana güven hissini veriyorsun hiç güven duymayan biriydim şimdi senin yanında güvende hissediyorum" gülümsedi

"bunu duymak çok güzel" dışardaki yağmurun sesi odanın içini tamamen doldurmuştu cama vuran yağmur damlarının sesini çok seviyordum yağmuru çok seviyordum beni çok mutlu ediyordu

" en sevdiğim iki şey bir arada"

"neymiş o?"

" yağmur ve sen" güldü burnumun ucundan öptü

"bende gağmuru çok severim"

"draco senden bişey isteyeceğim"

" evet?"

"bir gün beraber yağmurun altında dans edelim ısnalalım sadece"

" olur yapalım istediğin bu olsun"

" iyi geceler veya sabablar" güldü

"sanada iyi geceler veya sabahlar"

"seni seviyorum"

"seni seviyorum soykırım çıkaracak kadar"

yağmurun huzur verici sesini dinlerken draconun yıldızımın huzur veren kokusunu içime çekerek uykuya daldım

🌊🔥

 

Bölüm : 30.05.2025 17:14 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...