3. Bölüm

3.BÖLÜM

Softd3egilim_kardeş
softd3egilim_karde

Selammm yine yeni bir bölümle karşınızdayım😉 yazarınız iyileşti Ve sahalara geri döndü💪Uzatmadan bölüme geçiyorum unutmadan,düşüncelerinizi yazmayı ve oylamayı unutmayın. İyi okumalar✨💎

 

 

Yaklaşık 2-2,5 saat sonra tren hogwartsa ulaşmıştı ama harry beni uyandırmak istemediği için kucağına aldı. İlk gün olduğu için ders olmayacaktı bu yüzden herkes yatakhanesine gidiyordu. Harry beni kucağında taşırken hermione ve ron’a döndü “siz gryffindor ortak salona gidin ben emily’i yatakhanesine götürüp geleceğim” hermione ve ron anlamaz bir şekilde ilk birbirlerine baktılar sonra tekrardan harry’e döndüler. Ron kafası karışmış bir şekilde “ama harry sen bir gryffindorsun Slytherin ortak salonuna giremezsin” hermione ron’u onaylayarak “Evet, hele hele kız yatakhanesine hiç giremezsin yasak” harry bu detayı unutmuş gibiydi,birkaç saniye düşündükten sonra cevap verdi “ o zaman bende onu Slytherin ortak salonunun önüne kadar taşırım sonra onu uyandırırım kendisi gider” hermione gülümsedi “tamam sen emily’i bırak gel biz seni gryffindor ortak salonunda bekliyor olacağız hadi ron gidelim” ron ve hermione gryffindor salonuna doğru giderken harry de dediği gibi beni Slytherin ortak salonuna kadar taşıdı ve beni dürtmeye, seslenmeye başladı. 5. Seslenişinde gözlerini araladım, uykulu bir sesle “neredeyiz? Geldik mi hogwarts’a?” Harry yavaşça beni ayaklarımın üzerine bıraktı. Hala uykulu olduğum için dengede durmakta zorlanıyordum harry omuzlarımdan destek veriyordu. Gülümseyerek “evet geldik, şu an Slytherin ortak salonunun önündeyiz, belli ki hakan uykun var hadi git yatakhanene uyu” gözlerimi açık tutmaya çalışırken kafamı salladım tam içeri gireceğim sırada Draco ve Blaise yanımızda belirdi. Harry dracoyu görünce aklına trende olanlar geldi bu yüzden istemsizce kaşlarını çattı ve “Emily sadece yatakhanene git ve kimseyle uğraşma” hala uykulu olduğum için pek birşey anlamamıştım ama kafamı salladım, o kadar çok uykum vardı ki harry omuzlarımdan desteklemese şap diye yere yapışırdım, Draco bunu fark etmiş olacak ki her zamanki gibi aptal bir sırıtışla “istersen kardeşini yatağına kadar taşıyabiliriz potter. Kendisi gidemeyecek gibi görünüyor, değil mi blaise? ” Blaise kıkırdadı ve kafasını salladı. ben hala anlayamıyorken harry kaşlarını daha çok çattı “gerek yok Malfoy, ondan uzak dur yeter”Draco sanki harry’i çıldırtmak için yemin etmiş gibi sahte bir hüzünle dudaklarını büzdü “hadi ama potter kıskanç olma, merak etme yemeyiz kardeşini. Hem bizim yanımızda daha güvende değil mi Blaise?” Blaise kollarını göğsünde birleştirirken Harry’nin gözlerine meydan okur gibi baktı ve “aynen öyle” draco bana kısa bir bakış attı onu umursamadan sallana sallana ortak salona kadar anca gittim. Gözlerimi kapatmamak için büyük çaba sarf ediyordum. Harry benim içeri girdiğimi gördü. içi her ne kadar rahat olamasa da gryffindor ortak salonuna gitmesi gerektiğini biliyordu. Draco onunla uğraşmaya devam etmek istese de harry sakin kalamayacağını fark edip uzaklaştı oradan. Blaise ve Draco harry’nin o anki surat ifadesiyle ve tepkisiyle dalga geçe geçe ortak salona girdi. Yatakhaneme çıkamayacak kadar yorgundum bu yüzden yanımda duran geniş koltuklardan birine bıraktım kendimi. Cenin pozisyonunda dizlerimi karnıma çekerek rahat bir şekilde uykuma devam ettim . Draco koltukta uyuyan beni görünce kaşlarını kaldırarak “minik potter koltukta uyuya kalmış ha?” Blaise kıkırdadı “zavallı” Draco tam karşımdaki koltuğa oturdu Blaise de yanına, sohbet etmeye başladılar. Draco alaycı bir sesle “şu potteri ilk defa bu kadar öfkeli gördüm, kardeşini çok önemsediği belli. Bunu nasıl daha önce nasıl fark etmedim ki?” Draco Bunu daha önce fark etseydi harry’i çıldırtarak ne kadar çok eğlenebileceğini düşündü. Blaise düşünceli bir sesle çenesini tutuyordu “haklısın onu o kadar çok önemsiyor ki üç yıl hatta bu yılla birlikte dört yıl neredeyse kimseye bahsetmemiş yada bahsetti de Biz duymadık gerçi bu imkansız da neyse., sanırım şu kız onun için çok önemli, zayıf noktası gibi birşey” Draco uyuyan bana bakarak “Evet potter’in zayıf noktası şu kız, çok belli” Draco koltuğunda iyice yayılırken kıkırdamaya başladı “ona yaklaşınca bile potter çılgına dönüyor, acaba dokunsam ne yapar?” Blaise aynı şekilde gülerek “çok gülünç olurdu,onu o şekilde görmek çok isterdim” Draco sırıtırken “İnan bana çok gülünç bir surat ifadesi oluyor,yakında sende görürsün” Blaise kaşlarını kaldırdı ve imalı bir sesle “yakında görürsün? Sanki onun o ifadesini görmüş gibi konuşuyorsun yoksa..şu kıza dokundun ve potter gördü?” Draco minik bir kahkaha attı “tam olarak öyle oldu ve potter öfkeden titriyordu çok komikti!” Aracı ona trende olanları anlattı tabikide harry’e laf soka soka. Konuşması bitince Blaise bozulmuş bir şekilde “böyle bir olay yaşadın ve bana şimdi mi söylüyorsun? Arkadaş olduğumuzu sanmıştım...” draco gözlerini devirdi “dramatikleşme Blaise, bu olay birkaç saat önce trendeyken oldu bende şimdi anlattım işte. Biraz fazla abartıyorsun” Blaise birkaç saniye sonra kollarını göğsünde birleştirip “belki biraz olabilir” Slytherin ortak salonu pek sıcak değildi ve benim üstümde sadece hırka vardı,blaise bana bakarak “hey burası olduğundan daha soğuk, minik potter üşümüş gibi gözüküyor hatta titriyor” draco da bana doğru döndü ve beni baştan aşağı süzdü. Blaise “suratına bir dokunsana üşümüş mü” dedi meraklı bir sesle. Draco Blaise’e baktı sonra bana yaklaşıp ilk olarak sıcak ellerini anlına sonra yanağıma koydu ve hemen geri çekti “evet gerçekten de çok üşümüş suratı buz gibi, şimdi ne yapacağız?” Blaise de onu düşünüyordu ne yapmalılardı? Kendilerince şaka mı yapmalılar yoksa sıcak tutmak İçin üstümü mü örtmelilerdi?

Blaise şüphesiz birinci seçeneği seçti “hadi ona bir şaka yapalım hem bize karşı nasıl davranması gerektiğini öğrenir” draconun cevabını beklemeden ne yapacağını sesli bir şekilde düşünmeye başladı. Draco uyuyan birine şaka yapma taraftarı değildi, o genelde şakalarını uyanıkken yapardı çünkü uyanıkken suratlarındaki o aptal ifadeyi görmek ona çok zevk veriyordu “ boşver hiçbirini yapmayalım” Blaise ne yapacağını bulmuştu “buldum! Hadi burayı iyice soğutalım bu soğukta hasta olmaması imkansız acaba potter kardeşini hasta olmuş bir şekilde görünce ne tepki verecek?” Draco gözlerini devirdi “bu çok saçma bir şaka ama bende potter’in ifadesini görmek isterdim.” Blaise dracoyu ikna etmeye çalışıyordu “saçma mı? Eh belki biraz ama düşünsene hasta olursa çoğu derse katılamaz ve geride kalır snape’nin bunu kabul etmeyip bayağı ödev vereceğini görmek istemez misin?” draco biraz düşündükten sonra sıkıntılı bir nefes verdi ve ardından alaycı gülümsemesiyle konuştu “peki hadi yapalım şunu” blaise ve draco zaten az yanan şömineyi söndürdü. Blaise çenesini tuttu “hımm şu hırkasını da çıkartalım ki iyice hasta olsun” draco yüzünü buruşturdu “ona zaten bir kez dokundum birdaha dokunmam , sen çıkart” Blaise gözlerini devirdi ve hırkayı çıkartıp köşeye bıraktı “hey şuna bak titremeye başladı bile. Burası iyicene soğudu bizde hasta olmadan yatakhanelerimize gidelim” draco son kez bana baktı ve blaise’ye kafasıyla ‘gidelim’ der gibi yolu işaret etti.

Saat 01:08’di Blaise mışıl mışıl uyurken draco uyuyamamıştı.masanın üstündeki sürahiye baktığında boş olduğunu gördü susadığı için ortak salona indi burası gerçekten de çok soğumuştu draco soğuğun tenine temas etmesiyle ürperdi. Suyunu içtikten sonra gözü koltukta uyuyan bana takıldı yanıma yaklaşınca titrediğimi gördü, her ne kadar istemese de merakına yenik düşüp sıcak ellerini yanaklarıma koydu ve koyduğu gibi geri çekmişti gözleri kocaman açıldı, bu kadar üşümüş ve buz gibi olmamı beklemiyordu. Yaptıkları şakanın ne kadar gereksiz ve saçma olduğunu fark etti ‘onunla uğraşmam ve sinir etmem için sağlıklı olması gerek’ diye düşündü ve hayatında ilk defa yapacağı birşey yaptı. Şömineleri tekrar yaktı. Ortak salon ısınmaya başlamıştı elini tekrar yanağıma koydu, biraz olsun ısındığımı ama hala soğuk olduğunu fark etti ve ‘sadece onunla daha çok uğraşabilmek için başka hiçbir sebebi yok’ diye düşünürken kendi cübbesini üstüme örttü. Isınıp ısınmadığımı kontrol ettiğinde yavaş yavaş ısındığımı fark etti ama odasına gitmek yerine koltuklardan birine oturup kitap okumaya başladı ne de olsa uykusu yoktu odasında boş boş oturacağına burada kitap okumanın daha iyi olduğunu düşündü. Arada da ısınıp ısınmadığımı kontrol ediyordu. Bir süre sonra, ben iyice ısındıktan sonra esneyerek yatakhanesine gidip uyudu ama aklında hep şu sorular dönüyordu; neden düşmanının kardeşine yardım etmişti? Neden ısınana kadar başında beklemişti? Bunlar her aklına geldiğinde ‘sadece onunla daha çok uğraşabilmek için başka hiçbir nedeni yok olamaz da’ diye düşünüp durdu ve sonunda uykuya daldı.

 

 

Eveeet bir bölümün daha sonuna geldik, bu bölüm pek içime sinmedi gibi. Aslında bu bölümü dün yayınlayacaktım ama kitappad birden hata verince atamadım kusura bakmayın kitappad açıldığı gibi attım bölümü. Umarım beğenmişsinizdir fikirleriniz benim için çok önemli, bir sonraki bölümde görüşmek üzere💓

Bölüm : 16.10.2024 18:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...