47. Bölüm
~Mariposa negra🪷 / Cevapsız sorular(Düzenlenecek) / 43.Bölüm|Aşk nerden nereye

43.Bölüm|Aşk nerden nereye

~Mariposa negra🪷
soldeinvierno

 

Keyifli okumalar çok huzurla doldum bu bölümde de💙🦋💚

Şarkılar:

Balmorhea|Remembrance

Şebnem ferah|Eller günahkar

Gribin|Aşk nerden nereye

İbrahim tatlses:|Sarışınım

Emre altuğu|Neyleyeyim

Nilüfer|Ta uzaklardan

─────⊹⊱✫⊰⊹──────

Tamı tamına bir hafta geçmişti yekta uyanıyor tek bir şey söylemeden geri bayılıyordu doktorlar bunun normal bir şey olduğunu geçirdiği ameliyatın çok riskli olduğundan bahsediyorlardı. Bana bahsetmemişlerdi ama duymuştum. Vücudu dayanamayabilirmiş Allah'ım nolur koru onu alma onu benden. Şimdi de normal odada uyanmasını bekliyorduk yekta çok takıntılı biriydi kokusuna o yüzden ıslak havluyla vücudunu siliyor yara izlerini öpüyordum boynundaki iz gözlerime takılıyor ağlıyordum bittik bir durumdaydım kısacası uyanacaktı biliyordum inanmak istiyordum doğrusu.

"Uyan artık ne çok meraklısın uykuya birde bensiz uyumaya başlamışsın."yine yanıt yoktu. Artık umudumu yitirmeye başlamıştım belki de Doktor'un dediği olacak ve yekta komaya girecekti. Ya da ölecekti benim yüzümden. Ben sevdiğim adamın eceli mi olacaktım? Hayır ben kendime bile açıklayamıyordum ki hislerimi...

Sevdim yüzünü uzun uzun saçları uzamıştı hep uzun olsunlar isterdim ama biz ayrıldığımızdan beri hep kısa görüyordum. Göğsüne yasladım kafamı burası güvendi herşeydi.

"Kimsin?" ne yektanın sesiydi bu ama sorduğu soru beni unutmuş muydu?
"Ne demek kimsin uyandın zorlams kendini doktoru çağırayım ben." hızlıca kalktım göğsünden gidecekken kolumdan tuttu.

"Kimsin de uyanayım diye yalvarıyorsun? Tanımıyorum seni neden burdayım?" beni unutmuş muydu? Bu soruyu kendime kaç kere sorarsam sorayım algılamayacaktım.
"Sevgilinim yani öyleydim yani hala öyleyim işte bırak doktor çağıracağım." elim ayağım titriyordu korkudan ama yektaya baktığımda yüzünde muzip bir ifade vardı ne oluyordu?

"Barıştığımıza göre affettim seni kalbimden ilk vuruşun değil kurşunla izi kalması daha romantik bebeğim." orospu çocuğu benimle oyun oynamıştı.
"Şerefsizsin adisin köpeksin ödüm koptu şurada beni unuttun hafızanı kaybettin diye." hala gülüyordu adi piç.
"Ahh pardon ama tepkin çok iyiydi. Sevgilimm." kafasına bırtane geçirdim.

"Değilim sevgilin falan tamam mı değilim hala bir şeyler düzelmedi şimdi kal olduğun yerde çok hareket etme geliyorum ben." bir şey demesine fırsat vermeden çıktım odadan kapıda aşkın, doruk ve Hakan vardı.

"Uyandı şakacı arkadaşınız ben doktoru çağırmaya gidiyorum siz ne halt ederseniz edin aşkım gel benimle."
"Geldim bebeğim. Neden öyle dedin şakacı falan?"

"Ya adi piç demesin mi sen kimsin? Teyit etmek içinmiş sevgilin falan dedim o panikle tabi ben götü kalktı." sinirlerimi hoplatmıştı uyanır uyanmaz resmen.

"Sevinçten için içine sığmıyor ama her zaman ki gibi kırgınlığın ön planda ve kızgınlığın geçtiğine göre kırgınlığının geçmesine çok kalmamış."beni bu kadar çok tanıyor olması bazen canımı sıkıyordu bu aralar nasıl bir karmaşanın içinde olduğunu biliyor ama yardım eli uzatamıyırdum ama o hemen duygularımın tercümanı oluyordu rüzgar onun hiçbir şeyi değilken bile ben burdayım diye günlerdir buradaydı doruğa rağmen.

"Aşkın çok demiyorum farkındayım iyiki varsın. Ne olursa olsun seni çok seviyorum varlığın nasıl destek bir bilsen." hemen de gözleri dolmuştu oysa dışarıya ne kadar da taş kalpli imajını çizerdi oysa o kadar duygusaldı ki.

"Tamam her zaman de diye ağlamayacağım sende iyiki varsın çok seviyorum atlatacağız söz ve bunların sonunda senin düğününde deli gibi eğleneceğim yerimde durmayacağım." sımsıkı sarıldım umarım bu günleri de görürdük umarım yekta beni yanıltmazdı. Aşkının evlilik teklifinden haberi vardı ondan diyordur büyük ihtimalle.

"Hadi hadi Doktor'u çağıralım." hemen ayrıldı. Ve doktoru çağırdık odaya dönerken duyduğumuz bağırış çağırış sesleriyle hemen odaya daldım.
"BEN BU KIZ BU İŞLERDEN UZAK DURSUN DİYE ZAMANINDA ONU TERK ETTİM LAN SEN GELMİŞ DİYORSUN TOPLANTIYA KATILDI AMACINIZ BENİ DELİ ETMEK Mİ?" Gördüğüm manzara gerçekten şok ediciydi yekta yaralı haline rağmen oturmuş doruk ve hakanı dövüyordu.

"CANIM LAN O BENİM YA O GÜN BAŞİNA BİR ŞEY GELSEYDİ?" artık durdurmalıydım yarasına bir şey olacaktı.
"Yekta dur dur yaran." ayırdım beni itmek istedi beceremedi ağrısı başlamış olmalıydı.

Gözlerine baktım ordaki yorgun adam burdaydı dipteyim diyordu. O ilaç mevzusunu konuşacaktık paşa paşa.
"Ya sen neden gittin nasıl gidersin? Nefret etsene lan benden ne hali varsa gör de umrumda değil de gitme yeter ki." keşke bunlardan birini becerseydim ama olmazdı dalya yektadan nefret edemezdi bütün dünya nefret etsin gene de olmazdı imkansızdı. Mümkün değildi...

"Mümkün değil çok denedim olmadı bağlamışsın bu yüreği kendine o yüzden kes o sesini yatağa geç günlerdir başında uyanmanı bekliyoruz." toplantı ertendi iki haftaya bir hafta geçti kaldı bir bu bir haftada toparlanman gerek." ağrısı fazla olması gerekiyordu yoksa yeter asla beni anında dinlemezdi yattı yatağa.

Eli yarasındaydı. O sırada doktor gelmişti zaten genel bir kontrolden sonra baya bir tembihlemiş kendine bakmasını söylemişti yarın ki kontrolden sonra taburcu olup olmayacağına karar verecekti.

"O zaman ben sana yemek almaya gidiyorum huylu sen yemezsin burdaki yemekleri." yanağından öperek çekildim.

"Teşekkür ederim."hızlıca çıktım hastaneden Allah'tan hastanenin karşısında iskender satan bir yer vardı yektanın en sevdiği ikinci yiyecekti. İlk bol ekşili sarma.

Hastaneye dönerken bir anda kolumdan tutan kişiyle duraksamak zorunda kaldım. Dağhandı ne işi vardı burda?

"Napıyorsun kolumu bırak. Ne işin var burada?"
"Seni görmeye geldim güzelim uyanmış seninki duyduklarıma göre." her yüzüne baktığımda midem bulanıyordu.

"Siktir git güzelinmiş ben senin hiçbir şeyin değilim." bana yaklaştıkça ben uzaklaşıyordum ama orospu çocuğu durmak ne bilmiyordu.

"Baya sertiz bakıyorum şeyi haber etmeye geldim ya o toplantıya seni de beklerim güzelim." güzelimi bilerek bastırmıştı.

"Tabi sevgilim ile el ele geleceğime emin olabilirsin orospu çocuğu." bir anda sertçe boğazımdan tutup dudaklarıma saldırmıştı hayır hayır kriz geçirmemeliydim bitmişti o günler babam değildi bu başka bir sapıktı dalya kendine gel dalya. Olmadı itemedim bile tir tir titriyordum aşkının sesini belli belirsiz duydum ama donmuştum sonra önümdeki bedenin sertçe itildiğini hissettim.

"Yüsra bebeğim kardeşim bana bak burdayım burdayım BANA BAK KENDİNE GEL." Beni sarsması ile uykudan uyanmış gibi irkildim az önce beni öpmüştü ve ben hiçbir şey yapamamıştım bu kadar mıydı gücüm?

"Aaşkın iitemedim rüzgar ihanet mi ettim? İtemedim yemin ederim ki yapamadım dondum."

"Hayır hayır zorla yaptı zorla sen kriz geçiriyorsun sakın sakinleş kardeşim lütfen." elimde değildi ellerim titriyordu hemde fazlasıyla. Aşkının çığlığı ile herşey yerli yerine oturmuştu.

Aşkının saçlarını arkadan kavramış boğazını sıkıyordu heryerden hareketlerini kesmişti.

"Demek beni itersin ha küçük sürtük." daha fazla duramazdım konu en değerlimdi. Göğüslerimin arasındaki çakıyı dağhanın sırtına sapladım.
"AŞKIN KOŞ." adamları geliyordu arkamızdan koşarak hastaneye girdik yetmedi hemen odaya daldık hakanların bakışları şaşkındı ikimizde nefes nefeseydik. O an söylememeye karar verdim yekta acı çekiyordu yüzünden belliydi eğer dersem hastaneyi ayağa kaldırır gider o piçi döverdi.

"Biz geldik sana iskender aldım."
"Dalya iyi değilsin ne oldu?" nasıl yalan söyleyecektim ki? Hayır yalan söylemeyecektim sadece eksik anlatacaktım yemin ederim senin için sevgilim taburcu olur olmazda anlatırdım o zaman istediğini yapabilirdi.

"Babama benzeyen birini gördüm kriz geçirdim."

"Şşşş o öldü gel yanıma yok o sakinleş." sorgulamamıştı bile ben itiraz etmeden göğsüne çekmiş sarılmıştı.

"Aşkın geldi yanıma daha iyiyim merak etme yemek yemen gerekiyor iskender ve çorba aldım ilk önce çorbanı iç."

"Emin misin iyi olduğuna kandırma beni." yalan veya eksik her türlü canımı yakmıştı.

"Gerçekten daha iyiyim." hemen kollarından ayrılıp yemeğini masaya koydum. Yemeye çalıştı ama olmadı ağrısı oluyordu yüzünden belliydi elinden kaşığı aldım ve üfleye üfleye çorbasını içirdim oysa çorba zaten soğmuştu beni bozuntuya vermedi.

Artık hiç konuşmuyordu dipteydi görüyordum bende kırgın.

Şarkı belliydi adam inat kadın çok inat. Bizimki adam pişman kadın çok kırgındı...

 

 

 

 


Doruk'tan

Hepimiz odadan teker teker çıktık onları yalnız bırakmak en iyisiydi. Aşkın hemen koltuklara kurulmuştu boğazını ovuyordu.
"Neyin var?" klasik bir cevap gelmişti. "Sanane ne olduysa oldu Allah Allah." önünde diz çöktüm ellerini çekmek istedim izin vermedi sertçe ellerini çektim direnememişti. Boğazında beş parmak izi vardı çok sert sıkılmış gibiydi. Beynime kan sıçradı.

"Bunu kim yaptı? Aşkın bak bana güzeliğim kim yaptı bunu?" hemen eliyle kapatmıştı yine.

"Sanane dedim ya Allah Allah."

"Aşkın delirtme beni kim yaptı dedim sana."

"Hiç işte ben eve gidip geliyorum bugün yine hastanedeyiz belli kıyafet getireyim." hızlıca ayağa kalktı.

Peşinden gitmeden buraları hakana emanet ettim. Elini tuttum dursun diye durmadı elini bırakayım diye tırnakladı kedi kılıklı kaplandı resmen daha sıkı tuttum tırnaklarını daha fazla sapladı hastaneden çıkmıştık. Tırnaklarını saplamayı kesip elimi sımsıkı tuttu.

"Doruk arabaya koşmamız gerek koş." daha ne olduğunu anlamadan kendimi onunla koşarken buldum.

Arabaya biner binmez arabayı çalıştırdım ne boklara bukaşmıştı üç tane takım elbiseli adam bizi takip ediyordu.

"Artık anlat istersen ha ne boka karıştın?"
"Dağhan denen piçi dövdüm yüsra da sırtından bıçakladı. " ne diyordu lan bu deli? Yer altının en güçlü isimlerinden biriydi dağhan.

"Ne bunu neden yaptın neden bir mafya ile uğraşıyorsun?"

"Yüsrayı zorla öptü zorla kriz geçirecekti dondu bende ittim birkaç tekme savurdum hiç öyle bakma saçlarımı çekti boğazımı sıktı o da o yüzden yüsra bıçakladı." dediği şeyle direksiyona yumruğumu geçirdim.

"Orospu çocuğuna bak kimsin lan sen biz dokunmaya kıyamıyoruz lan."

"Sakinleş şuan gerçekten sakin olman gereken bir zamandasın çünkü sen daha kolay sakinleşiyorsun." aptaldı bu kız konu o ise sakinleşmem imkansızdı boğazındaki kızarık yerleri öptüm bu sefer dur demedi itmedi.

"O sakinleşme konu sen değilken oluyor. O zaman bir saniye yüsra yalan söyledi rüzgara ya siz aptal mısınız?"

"Yalan değildi ki dağhan gerçekten yüsranın babasına benziyor ve yüsranın babası kötü biri zamanında bana bile zarar verdi merak etme öldü onu da biz öldürdük ama oraları boşver. Rüzgarın hali belli ben kardeşimi biliyorsam rüzgar taburcu olur olmaz ona söyleyecek zaten."

"Sende aynısını yapar mıydın?"

"Sen beni anlamazdın gizlemezsem bile ben senin anladığın kişiler listesinde değilim genel olarak anlamazlar zaten suçlamıyorum seni. ." dediği şeyle kalbim sıkıştı haklı mıydı? Bilmiyordum cevap bile bulamıyordum.

"Özür dilerim." diyecek neyim vardı ki?

"Sorun değil." her zaman böyle olmayacaktı sana andım olsun güzelliğim...

Sessiz geçmişti yolculuğumuz aşkın bacaklarını kendine çekmiş kendine sarılmıştı anlaşılmadığını düşünüyordu zor biriydi ama imkansız değildi ben bunu ona inandıracaktım. Araba durunca hızlıca indim arabadan inmek istedi izin vermedim kucakladım.

"Anahtarı ver." inmeye çalıştı izin vermedim.

"Doruk lütfen artık yapma dokunma bana hayatına bak lütfen."hayatım sensin kadın.

"Sadece evine sokuyorum." öyle de oldu eve girer girmez indirdim kucağımdan. Odasına geçti hemen.

Aç olması gerek bende yemek yapmaya başladım keşke herşey doğru olsaydı da sevdiğim kadına mutfağımızda yemek yapıyor olsaydım ama olması gereken buydu sanırım imtihan dedikleri şeydi ne zaman bitecekti bu imtihanlar?

"Ellerine sağlık. Ben bir karar aldım sende onaylamak zorundasın." yemeğini bıraktım msaya.

"Dinliyorum."

"Arkadaş olalım doruk madem aynı ortamlarda bulunmak zorundayız arkadaş olalım düşman olamıyoruz bebekler bu dünyadaki en masum varlıklardır. O yüzden çocuğuna iyi bir baba ol altı aylık son üç ay bu aylar zordur." devamı gelmedi dilinden anladım onu verecek cevabım yoktu.

"Hazır değilim ki baba olmaya." şerefsizin tekiydim yine dert anlatan ben olmuştum.

"Artık olmak zorundasın doruk naneleri yemeseydin kanka." kanka mı demişti? Kanka?

"Birader de tam olsun."

"Olur birader."

Bu kız sinir bozucuydu gerçekten ama seviyordum vesalem ona uydum. Uzun uzun sohbet ettik güldük eğlendik herşey sanki olması gereken gibiydi...

Telefonumun çalması ile büyü bozuldu arayan asyaydı

"Aç bende tabakları toplayayım." açar açmaz ağlama sesi geldi.

"Kanamam var hastanedeyim lütfen gel bebeğime bir şey olursa yaşayamam lütfen gel." olduğum yerden hemen kalktım.

"Tamam konum at geliyorum." aşkına gidecekken onu dibimde buldum.

"Nolmuş?"

"Kanaması olmuş rüzgarla aynı hastane'de."

"Tamam ben zaten kıyafet hazırlamıştım alıp geliyorum arabaya geç istersen." belinden tuttum.

"Aşkın özür dilerim."

"Sorun değil." çok büyük sorundu biliyordum...

 

 

 

 


Yüsra'dan

Bugün doktor yektanın taburcu olabileceğini söylemişti bunu duyan yekta hemen ayaklanmıştı. İki gündür hastanedeydik ve her anında yardım etmiştim gerek yokları beni benden almıştı. Yemeğini yedirmiş en son huysuzluğu tuttuğu için saçlarını yıkamıştım.


"Bana tutun ani hareketler yapmayı bırak." sımsıkı tuttum kolunu.

"İyiyim gerçekten artık çıkalım daralıyorum burada." taburcu işlemlerini halledip çıktık hastaneden doruk bekliyordu.

"Bunlar hep dibimizde yeter ne zaman yalnız kalacağız biz?"

"Sanane rüzgar sanane seni benim kardeşim ile yalnız nırakacağımı düşündüren nedir?" aşkının dedikleri ile gülümsedim.

"Ben gülmedim az sevgilinle uyumlu ol."
"Sevgili değiliz yekta kaç kere söyleyeceğim."Omuz silkti.

"Haklısın karı koca olma vaktimiz geldi. " ofladım lan bir dur be adam iyice temas bağımlısı olmuştu elimi bir saniye bile bırakmıyordu.

"Ondan elimi mi bıraksan arabaya bineceğiz." yine dinlemedi arka koltuğa önce kendi bindi sonra beni de bindirdi.
"Gitmemden mi korkuyorsun?" artık bir yerden sonra anlıyordum ödü kopuyordu giderim diye. Oysa o beni bırakmıştı döndüğünde de her zaman kapıyı yüzüne kapatmıştım haklı olarak.

"Yoo düşme diye."

"He he aynen kesin öyledir." göz devirip omzuma yaslandı.

"Somurtma çocuk ya."

"Somurtmadım." saçlarını sevdim artık konuşması bile mucize gibi geliyordu. O kadar suskunluktan sonra.

"Sen yokken polis geldi sordu buna nasıl oldu bu demesin mi kendim yaptım intihar ettim. Bizde salak gibi onaylayamıyoruz gülüyoruz." doruğun dediği şeyle hepimiz kahkaha attık homurdayan rüzgar hariç.

"Ne boş adamsın anasını satayım sen tabiki öyle diyeceğim hapislere mi sokayım seni sevgilim?"

"Yok sağol çok incesin."gülmeye devam ettim.

"Her zamanki halim sağol."

"Şımarmayın vardık siz yalnız kalın biraz."daha ne olduğunu anlamadan yekta beni arabadan çıkarmış eve doğru çekiştiriyordu.

"Yavaş olsana yekta. " herşey çok farklıydı eski bizden eser yoktu.

"Acelem var demek ki Allah Allah." daha fazla uzatmadan sürüklendim peşinden kapuya varınca da açmam için bekledi tuhaftı yekta çok hemde konuşunca az konuşuyor susunca çok susuyordu dalgın ve agresifti.

Eve girer girmez kendimi banyoya attım evi biliyordu beklesindi bir haftadır leş gibiydim duş bile alamamıştım.

Üstümdekileri kirli sepetine atıp duşa girdim. Kapıyı kilitlemedim gelmezdi ama umduğum olmamıştı yektayı karşımda sadece baksırla görmemle çığlık atmam bir oldu.

"Öcü gördü sanki."ellerimle üstümü örtmeye çalıştım rezil haldeydim hala somurtma peşindeydi.

"Sen napıyorsun? Duş alıyorum farkında mısın ne geliyorsun çık çık." daha da girdi duş kabinine sanki çok büyükmüş gibi o girdiğinde kendimi kapana kısılmış gibi hissettim.

"Görmediğim şeyler değil beni yıkaman gerek iğrenç haldeyim tek başıma yapmayayacağıma göre?"

"Tamam üstüme bir şey alayım çekil." iki elimi de tutup başımda topladı çıplak göğsü ben nefes aldıkça göğüslerime sürtüyordu.

"İlk görüşüm değil bir şey de yapmayacağız duş alacağız sadece. Bende seni yıkamıştım zamanında ödeşelim." adi piç ellerimi ellerinden kurtardım.

"İyi otur gerizekalı."

"Çok hata yaptım çok ileri gittim kalbini paramparça ettim şuanki halim mahcubum diye gururlu biriyim o fazla gururlu olanlardan ama dedim ki yanından ayrılmazsam şebeklik yaparsam belki yumuşar ya da ben çabalamayı bırakırsam benden bıktı mı diye düşün istemedim korktum bundan ama sonuç bizi buraya kadar getirdi çok yorgunum çok bitkinim ama bunların hepsi sensizlikten ama anladım seni sıkmakla dibinde bitmekle olmuyormuş bu iş hata ettim özür dilerim en başından beri olan herşey için. İstersen giderim ne zaman istersen o zaman biterim dibinde ama bıktığımdan değil yeminle." ellerim omuzlarında kaldı bu konuşmayı şimdi beklemiyordum ama zamanı da gelmişti.

"Sana öfkeliyken hep dibimde bitmen benim öfkemin dinmesine izin vermiyordu bu yüzden ister istemez seni kırıyordum oysa herşeye rağmen seni kırmak en son isteyeceğim şeydi ama sen bunu hep istiyordun olan oldu bir sorun olduğunda bir süre yalnız bırak yeterli sen zaten hiç bıkmayacağını gösterdin bana özür dilerim vurduğum için."sımsıkı sarıldım arkadan elleri hemen ellerimi buldu sımsıkı tuttu.

"Çok teşekkür ederim beni vurduğun için insanlar bize deli diyebilir önemi yok deliyiz çok deli seviyorum güvenmen zaman alacak biliyorum olsun alsın ben bıkmam usanmam sonuçta." içim huzurla doldu yektaydı ya o sevdiğimdi yarimdi.

"Gerçekte delirmiş gibiydin seni kalbinden vurmuştum ve sen son gücünle kahkahalar ile gülüyordun." artık yıkamaya başlamıştım saçlarına döktüğüm şampuanı yavaş yavaş yediriyordum.

"Evet delirdim çünkü ona gideceksin sandım çok adice ama istemedim seni başkasıyla görmeyi. " öfkelendim saçını çektim bir ah etmedi.

"Ben çok istedim ya seni kendi ellerimle verdim melise tâbi haklısın." saçlarını yıkadım bana dönmek istedi izin vermedim çıplaktım az yardımcı ol be adam.

"Sevmedim onu ama sen onu sevebilirdin ben ondan korktum dalyam."yine dönmek istedi bu sefer zorlamadım zaten ayağa kalkar kalkmaz başımı kaldırmam gerekti bakmak için uzun adi piç.

"Olmadı yekta senden başkası olmadı bu kalp izin vermedi."

"Özür dilerim bitsin artık bu ayrılık tamı tamına 10 ay 5 gün 7 saa-" devam edecekti izin vermedim ayaklarına basıp yükseldim sımsıkı sarıldım boynuna. Önce o yüzden sustu sonra onu susturan şey dudaklarım oldu. Açlıkla susamışlıkla abandı dudaklarıma bende aynısını yaptım sanki çölde kalmış gibi tükettik birbirimizi. Kendimi duvarda bulmam uzun sürmedi öyle uzun bir süre öpüştük ki nefessiz kaldıkça nefesleniyor yine birbirimize saldırıyorduk. Elleri aşağı kaydı nefesim kesildi kalçamı sıkmasıyla inledim.

"Bugün duracağım ama ne zaman ki bana yeniden güvendiğini hisssetsem o gün denemeye devam edeceğiz her şeye." boynuna sımsıkı sarıldım. Bornozy üstüme geçirdi kendi de üstüne bir havlu almıştı.

"Teşekkür ederim. Bazen iradene şaşırmıyor değilim. Karşında çıplağım ama yine de kendini dizginleyebiliyorsun."
"Sen birde bunu küçük yektaya sor." dediği şeyle erkekliğine baktım havluya ve baksıra rağmen kalkmıştı gülmemeye çalıştım ama beceremedim kahkahamı patlattım.

Attı beni duştan işi vardı belli ki. Çıkar çıkmaz bağırdım.

"Eline kuvvet."artık gülebiliyordum. İçten ve mutlu bir şekilde. Üstüme efil efil bir elbise giydim yeşili bana yakıştırıyordu ama ben onun rengini giydim masmavi bir elbiseydi.

Hızlıca mutfağa girdim ve yemek hazırlamaya başladım. Şarkı söyleye söyleye dans ede ede yaptım yemeğimizi huzur buydu şarkının ortasında arkadan sımsıkı sarıldı huzurlu kollar.

Ne esmerde ne kumralda
Gönlüm yalniz sarisinda
Aradigim her sey onda sarisinim sarisinim
Aradigim her sey onda sarisinim sarisinim
Gözleri deniz mavisi saçlari altin sarisi
Sanki günesin yarisi sarisinim sarisinim
Gözleri deniz mavisi saçlari altin sarisi
Sanki günesin yarisi sarisinim sarisinim

"Vay vay vay bu şarkı beni fena şekilde etkiledi." ellerine sarıldım.

"Hmm etkilesin bakalım deniz gözlü çocuk."

"Hayat gözlüme bak sen huzurum pusulamsın."

"Kaybettiğim yollarımsın."

"Allah'ın verdiği en güzel hediyesin. Ben namaz kılmaya gidiyorum." şaşırmıştım açık açık söyleyeyim kafir sanırdım kendilerini.

"Ne neden?"

"Rabbime şükredeceğim."

"Sebep?"

"Seni bana geri verdiği için." gülümsedim uzun uzun içimdeki kelebekler oynamadı resmen coştu.

"Allâh kabul etsin."

"Gelde beraber etsin." başımla onayladım yenek olmuştu altını kapatıp namaz elbisemi giydim. Namazımızı kılıp birbirimize sımsıkı sarıldık Allah'ım alma bu adamı benden nolursun.

"Beni uyutur musun?" çekildim göğsünden.

"Gel kucağıma yat dinlen." sevdim saçlarını uzun uzun bir iki saat öyle uyumuştu yüzündeki ifade fazlasıyla huzurluydu benimde yüzümdr aynı huzurlu ifade vardı. Huzurumuzu bozan şey kapının zili olmuştu.

"Yekta kalk sevgilim kapıya bakmam gerekiyor." huysuz huysuz kalktı uykusu da hafiflemişti.

"Kim anasını satayım herşeyi de bozuyorlar." güldüm o kapıya bakarken seccadeyi birde namaz elbisemi katladım. Kapıya gittiğimde gelenler hoşuma gitmemişti. Hira ve hakan gelmişti sorun hakan değildi hiraydı.

"Yok kardeşim müsait değiliz biz."

"Senin keyfine bakmıyor bu işler rüzgar efendi." hira rüzgarı ittirerek içeri girdi arsızlığın kaçıncı seviyesiydi bu?

"Kusura bakma yenge işle ilgili önemli." hakana gülümsedim sadece yekta oflaya oflaya geldi yanıma.

"Özür dilerim çok kısa tutacağıma emin olabilirsin."

"Saçmalama önemli değil halledin mesele ciddi ve o kız senden nefret etmiyor seviyor beni dinle. "

"Anladım mesafemi korurum iş bitince de hayatımızda olmaz ama yanlış bir hareketinde sana söylerim halledersin bebeğim." direkt döv diyordu hava bana hoştu sonuçta.

"Tamammm." dudaklarına bir öpücük kondurup salona geçtim.

"Aç mısın hakan? Yemek yapmıştım. "

"Sağol bana da sorduğun için." hiraya cevap vermedim.

"Sağol yenge aç değiliz biz."

"Ben açım aç." gülümseyerek mutfağa girdim hepsine ve kendime birer tabak doldurdum yektaya da kola doldurdum ne daha fazlası şimdilik özelliklerimde yoktu belki ilerde eklenirdi.

"Mârifet akıyor senden de." hiraya göz devirdim sinir etmekti amacı ama karşılık vermeyecektim.

"Yemezsen yemezsin." hepimiz yemek masasına geçtik hirada koltukta kaldı. Yekta kıtlıktan çıkmışçasına yiyordu yediği ilk tabak yetmemiş hira için getirdiğim tabağı da yemişti.

"Yavaş boğulacaksın sevgilim."

"Çok güzel napayım?" tabakları topladım.

"Olsunn yersin sonra karnın ağrımasın." maviş maviş baktı özlem akıyordu gözlerinden bu ilgi onun için özeldi bilirdim.

"Tamamm."

"Ellerine sağlık yenge çok güzel olmuş."

"Afiyet olsun götüreyim mutfağa sizde işiniz neyse bitirin." onayladı ikisi de bulaşıkları yıkarken sesleri geliyordu. İşimi bitirmiş salona giderken aniden gelen kırılma sesi ile koşarak gittim.

"Oha dağdanla aldatması olay yalnız." yektanın telefonu elindeydi neye bakıyordu siktir. Dağhan demişti.

"Kes sesini." yektanın sinirli sesiyle herşey dank etti.

"Yekta."

"Bu ne? Ne bu dalya?" elinde dağhanın beni zorla öptüğü resim vardı.

"Zorla öptü kriz geçirdim dondum. Söyleyecektim ama yaran kötüleşip duruyordu taburcu olunca da söyleyecektim ama az önce olanları biliyorsun bozmak istemedim huzurumuzu özür dilerim."

"Orospu çocuğu OROSPU ÇOCUĞUNUN DALYANIN YANINDA NE İŞİ VAR LAN DALYANIN PEŞİNE ADAM TAK DEDİM SANA."

"Yekta yaran lütfen dur. Sakinleş. Aniden yaptı amacı sinir etmek zaten."

"İyi başardı üstüne kalın bir şey al aşkına gideceksin." sertçe koltuğa geri oturttum.

"Hayır burda kalacaksın hiçbir şey yapmayacaksın. Şimdi değil lütfen."

"Maalesef kız haklı senin beş güne gerçekten toparlanman gerek toplantıya az kaldı lider seçilmezsen işler istediğimiz sürede bitmez."

"Abi hira ve yüsra haklı lütfen bir dur." yanına oturdum haklıydı evet ama kendine zarar vernesine izin vermeyecektim. Sımsıkı tuttum elini.

"Özür dilerim." bir anda sertçe enseemden tutup dudaklarıma kapandı. Neye uğradığıma şaşırdım ama anında karşılık verdim. Camların patlama sesiyle kendimi yerde buldum.

"KAFANIZI SAKIN ÇIKARMAYIN EV KURŞUNLANIYOR." Silah saldırı neyin nesiydi? Dağhan'ın işi miydi buda?

Bölüm : 23.02.2025 23:49 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...