
Arkadaşlarr mdmdmdmdmdmd bölümü yazarken kafayı yedim kafayı okuyun rahatsız olacaklar için zaten uyarı koydum ama okuyun lan çok güzel olduuu dmdndmdndmmdmd
Keyifli okumalar oy ve yorumlarınızı asla sakınmayınnn❤️🩹🤍
Şarkılar:
Yalın|Sensiz olmaz
Sena şener|Teni tenime
Tan taşçı|Yalan
Kenan doğulu|Aklım karıştı

∘₊✧──────✧₊∘
Karanlık kapkaranlık bir kabustan uyanmıştım nefes nefeseydim sevdiğim adam adımı sayıklıyordu...
Yaşam sahiden neydi? Nefes almak mıydı? Yoksa ruhun nefes alması mıydı? Benim ruhum yıllardır nefes almıyordu annem gitti nefesim kesildi, yekta geldi nefesim geri geldi şimdi ise herşeyin yalan olduğunu öğreniyordum bu yalanların ortasında tek bir gerçek vardı o da sevdiğim adamdı, yektamdı, yarimdi ve kara sevdamdı. Onun dışında hayatım yalandan ibaretti...
Bilincim yerine geliyordu yüzümü okşayan eli nerde olsam tanırdım dokunuşlarıyla sakinleştiriyordu. Oysa varlığı yeterdi bilmiyordu...
"Yektam yekta." defalarca fısıldadım adıno hepsinde burdayım demişti hepsinde.
"Burdayım sevdiğim nolursun kendine gel." sen istedin diye gelirdim gelemiyorum uyuşmuş gibiydim.
"Özür dilerim gelemiyorum neden yalan? Neden böyle oldu? Annem o benim beraber mezarına gittik sen ektin çiçekleri bende sevdim toprağını neden?"
"Büyükler kendi zevkleri için bizi kullanmış sevdiğim ama melek hala senin annen benim bir annem yok. Anne olmak için kan bağına ihtiyaç yok o seni büyüttü o seni sen yaptı o zaman o senin annen." mağaramızdaydık kucağındaydım dediklerini düşündüm defalarca gözlerimi açıp kapattım.
"O zaman kim seni sen yaptı?"
"Sensin sevdiğim beni ben yapan sensin."
Sevdiğimdi yektamdı herşey yalan olabilirdi tek gerçeğim bu adamdı.
"Canım yanıyor benim." beni kucağında bir bebek gibi taşıyordu göğsüne bastırdı. Akmayan yaş bununla beraber aktı hıçkırıklarım büyüdü bir ah etmedi kollarını heryerime doladı o da iyi değildi dalya o da acı çekiyor. Çekilmek istedim izin vermedi yüzünü sevdim ellerim ıslandı o da ağlıyırdu beraber ağlıyorduk ortak acımıza hayatımızın yalanına.
"Y-yekta seni çok seviyorum nolur sende bırakma beni ölürüm bu sefer."
"Ben sensiz öldüm zamanında ama şimdi ölmekte asla gözüm yok ağla sevdiğim ağla akıt zehrini ben rüzgarsam yakacağım herkesi cayır cayır." yekta dememişti çünkü yekta kimsenin canını yakmazdı ama rüzgar benim bile canımı yakacak kadar zalimdi.
"Rüzgar çok zalim artık bana da zalim olmasın olmaz mı?" böyle oturunca istediğim gibi yüzünü göremiyordum bacaklarımı aralayıp ata biner gibi oturdum kucağına önceden olsa yekta buna şaşırırdı ama acı devasaydı şaşıramıyordu bile bende korkmuyordum bile.
"Birtek sana değil artık pişman affet onu." yüzünü sevdim.
"Affettim ben yektayı da rüzgarı da çok seviyorum onlar benim herşeyim ve artık rüzgar ne yapacaksa yapsın söndürsün yangınlarımızı." ellerimi öptü yanaklarımı öptü, boynumu öptü geçsin istiyordu bütün acılarım geçsin canım yanmasın. Oysa bilmiyordu öptüğü her yerde çiçekler açıyordu.
"Film izleyelim mi?" sunduğum soruyla gülmüştü iyice sinirlerimiz bozulmuştu.
"Tek bir şartla kucağımda kal." başımla hemen onayladım ve kucağına iyice kuruldum telefondan bir film açıp ikimizin de göreceği bir yere koydu.
Filme odaklandığımda hem korku hemde romantizm filmi olduğunu gördüm. Romantizmi anladıkta korku çok korkuyordum biliyordu!
"Yaa yekta neden böyle filmler açıyorsun?" çok masum bir şekilde bakıp cevap verdi.
"Hiçbir şey yapmadımm önüme geleni açtım." yanağını ısırdım.
"Korkuyorum." daha sıkı sarmaladı kolları beni.
"Ben varken korkmak mı? Kalp kırıcısın." yutkundum aklıma gelen şeyle.
"Sen varken hiçbir şeyden korkmayayım mı?" başını hemen iki yana salladı.
"Hiçbir şeyden korkma. Ben varken sen bir meleksin bende seni koruyan koruyucuyum." filmi duraklattıp ve ona iyice yaklaştım.
(+18)
"O zaman istiyorum yekta korkmak yoksa yekta olsun herşeyi ile ben onun o benim olsun." başta anlyamadı dudaklarına kapanan dudaklarım ile hoyratça karşılık verdi. Açlıkla, susamışlıkla birazdan bu büyü bozulacakmış gibi...
"Sen ciddi misin? Gerçekten istiyor musun? Lütfen dur de artık zor durmam başlarsam dal-" daha fazlasına izin vermedim dudaklarımla cevap verdim sertçe öpüyor kanatıyordum bir inleme bıraktım dudaklarına.
"Hiçbir şeyden bu kadar emin olmamıştım burada mağaramızda istiyorum yekta seni istiyorum." sanki asırlardır sadece bu cümleyi beklercesine öpmeye başladı ikimizin de dudakları kana bulanmıştı emdi uzun uzun akıttığı kanları diliyle temizledi yine inledim aklımı başımdan almaya yetmişti bu yaptığı.
"Dalya dalya dalya." defalarca sayıkladı adımı saçlarını sevdim boynuma yönlendirdim. Her bir öpücük bana yeni bir yaşam veriyordu ama yanlarında verdikleri zevk ve haz devasaydı kafayı yemek üzereydim. İstemsizce kucağında sürtündüm. Bu ondan erkeksi bir inleme duymama neden oldu. Sertçe ısırdı boynumu.
"Ahh yekta." bana mısın demedi öyle bir ısırıp öpüyordu ki. Gözlerimin önü kararıyordu zevkten.
"Yekta ah durma sakın." bende ona ayak uydurmak istercesine sürtünmeye devam ettim. Altımdaki şişlik artık kendini belli ediyordu. Benim üstümde kısacık bir elbise vardı yektanın ise eşofman ve tişört. Boynumla ilgilenirken tişörtünün eteklerinden tutup çıkarmayı denedim ama tık olmamıştı hem zevk hem sabırsızlık. Sinirlenmiştim yakasından tutup dudaklarına kapandım. İçimde bir volkan patlamak üzereydi.
"Dalya dalya mahvediyorsun beni kadın."
"Kendine bak çıkar şunu dokunmak istiyorum." üstümdeki elbisenin düğümelerini açmaya başladı uzun sürünce bir anda yırtması ile homurdandım.
"Yaaa ben bu elbiseyi çok sevmiştim."
"Tek derdin elbise olsun dalya mağaza alacağım sana." dediği şeyle kahkaha attım. Karşısında bir sütyen ve iç çamaşırı ile kalmıştım. Sütyenimi parçalamadan kendim açtım.
"Nefesimi kesmiyor sikiyorsun." yine kahkaha attım.
"Düzgün konuşşşş." kahkahamı kesen şey göğüslerime saldıran dudaklar oldu. Derin bir inleme kaçtı dudaklarımdan.
"Ah yekta lütfen." saçlarına asıldım çekmeye kıyamadım daha çok sevdim.
"Lütfen ne?"
"Durma sakın durma devam et lütfen." sol göğüs ucumu ısırmasıyla ufak bir çığlık kaçmıştı dudaklarımdan. Kafayı yiyordum delirmek üzereydim. Bu zevkte neyin nesiydi?
"Emrin olur asla durmak yok." hala üstündeki tişörtten kurtulamamıştım. Yakasından tutup yine çektim kendime. Tişörtünü yırtmayı denedim olmadı yapamadım bana yardımcı olup çıkarmıştı beni kucağından indirip eşofmanını da çıkarmıştı iç çamaşırına rağmen gözüken sertlik ile yutkundum. Ayağa kalkıp dudaklarına yapıştım. Volkan patlamak üzereydi.
"Biz hep öpüşüyoruz neden şuan kafayı yiyorum."
"Bana hiçbir şey sorma kafayı yedim bile." boynuna sarılıp daha sert öpmeye başladım. Elleri heryerdeydi şuan bile parmaklarının izinin çıktığına emindim.
"Şimdi şuan durduracaksan dur." güldüm aklıma gelen şeyle.
"Özür dilerim duralım." bana öyle bir baktı ki şakam yüzünden gülmek istedim ama ne kadar devam edebilirim diye bakmakta istiyordum.
"Tamam sıkıntı yok yok." yıkılmış gibiydi yere oturdu yine. İç çamaşırımı da çıkarıp kucağına yine kuruldum. Boynunu öpmeye ısırmaya başladım. Erkeksi inlemesi volkanı daha da harladı.
"Şakaydı deli gibi istiyorum yekta." kalçama yediğim şaplakla zevkle inledim.
"Cezandı birdaha yapma." sen öyle yap diye sonsuza kadar yaparım.
"Öyle mi senin de cezan var desene." şişliğine iyice oturup sürtünmeye başladım aynı zamanda boynunu bırakmıyordum.
"Dalya." göğüslerimi sıkmasıyla duraksadım nefesimi kesiyordu.
"Ah sevgilim." boynunu ısırdım kalçama yine şaplak atmıştı. Ne zaman ısırsam atıyordu. İnanılmaz bir zevkti. Artık altımdaki şişlik öyle bir şişmişti ki sürtünürken zorlanıyordum ama durmuyorduk birbirimizi tüketmekten öyle bir zevk alıyorduk ki defalarca kez inmemiştim. Adını sayıklamıştım. Adem elması takıldı gözüme.
"Çok güzel." anlayamamıştı paşamızın başka dertleri vardı. Göğüslerimi parçalamak gibi. Göğüs ucumu parmaklarıyla sıkıştırmasıyla çığlık attım.
"Dayanamıyorum artık bir volkan var patlamak üzere deliriyorum yekta." mağaranın zeminine yatırdı beni taşlar batıyordu ama hiçbiri umrumda değildi şuan aldığım zevk hepsini siliyordu. Kadınlığımda hissettiğim ıslaklıkla kafamı kaldırdım. Kadınlığımı emiyor, yalıyordu. İnledim deli gibi.
"Iıııı ah lütfen daha fazla." daha fazlasını istiyordum durmasın istiyordum.
"Göğüslerini okşa." hemen dediğini yaptım göğüslerimi okşamaya tırnaklamaya başladım.
"Y-yekta."öyle bir zevk alıyordum ki artık kekeliyordum kelimeler ağzımdan düzgün çıkmıyordu. Bacaklarımı daha çok araladım.
"Söyle." volkan patlamak üzereydi hatta patlamıştı. Kuş gibi titredim. Kadınlığımdaki bütün sıvıları emdi. Kafasını kaldırdığında gördüğüm görüntü beni yerle bir etmeye yetmişti. Dudakları sıvımla parlıyordu yüzü kıpkırmızı kesilmişti bacaklarımı kapatmak istedim izin vermedi. Daha çok araladı.
"Seni öpmek istiyorum. Hemen buraya gel." emrime uydu deli gibi öptüm. Saçını istemsizce biraz çektim hemen kendimi frenledim. Kıyamıyordum o saçlara.
"Çekebilirsin."
"Çekmek istemiyorum o saçları hep seveceğim dedim unuttun mu yektam?" kadınlığımda hissettiğim parmaklarla gözlerimi kapattım artık açık tutamıyordum öyle bir zevk alıyordum ki bulutların üstündeydim volkan patlayınca yere çakılmadan yine tutmuştu.
"Unutmadım unutmam seni hazırlamam gerek diye düşünmüştüm ama sen bana çoktan hazırsın." öyleydim sanki en başından beri yekta için vardım şimdi de vücudum ona kavuşuyor gibiydi. İçimde hissettiğim dolulukla çığlık attım. Parmakları içimdeydi.
"Ahhh yekta seni istiyorum seni." çekti parmaklarını boşluğa düştüm göğüslerime tokat atmasıyla yine çığlık attı.
"Beni mahvediyorsun." sen birde beni gör. Olduğum yerden doğuruldum. Elim iç çamaşırına gitti tereddüt yoktu. Hemen çıkardım gördüğüm sertlikte yutkundum. Bana zaman veriyordu bende zamanımı en iyi şekilde değerlendirecektim. Biraz ürkmüştüm yalan yoktu ama aklıma az önce aldığım zevk gelince korku yok olmuştu yerine doyumsuzluk gelmişti. Elimle tuttum okşadım sevdim. Erkeksi bir hırıltı döküldü dudaklarından yine ıslandığımı hissediyordum hazırdım herşeyimle ona hazırdım.
"Yap şimdi hadi sevgilim." yere yine yattım bacaklarımı açtım onun için.
"Dalya öyle güzelsin ki bildiğim herşeyi unuttum aptal gibiyim."
"Deniz gözlüm yap artık şunu." kafayı yemiştim karşımda çırılçıplak duruyordu içimdeki doluluk hissini istiyordum.
"Özür dilerim." neden demeden içimde hissettiğim sertlikle bu sefer hepsinden şiddetli bir çığlık attım.
"Şşş geçecek." kalkmak istedim izin vermedi. Omuzlarına sarıldım. Canım yanıyordu.
"Hareket edeceğim." başımla onayladım içimde hissettiğim hareketlikle çığlık attım yine ama bu sefer zevk dalgası devasaydı.
"Hızlan durma hiç ah yektam." yüzü daha çok kırmızı olabilirmiş gibi kıpkırmızıydı. Kendini tuttuğu her halinden belliydi.
"Canın yanıyor." başımı iki yana salladım yanıyordu ama zevk daha fazlaydı.
"Hayır verdiğin zevk daha fazla sakın durma sıkma kendini sevgilim." hareket etmesiyle tırnaklarımı sırtına geçirdim. İmlemelerim artık biliyordum bu aslında hiçbir şeydi ama ilkten korkutmak istemiyordu. İkinci deprem geldi kuş gibi titredim yine altında.
"Canım benim yoruldun mu?" kafamla onayladım hem üşüyor hemde yanıyordum çok değişik bir ruh halindeydim o hala rahatlamamıştı. Göğsüne çekti üşüdüğümü anlamıştı biraz dinlendikten sonra kucağına çıktım doyamıyordum. Kendimi sürtmeye başladım.
"Çok güzelsin ve doyumsuz."
"Sence doyumsuz olan ben miyim sen mi? Dursak mı ya bilemedim." aniden içimi doldurması ile çığlık attım onu sinir etmek bile zevkliyken şimdi ise çifte zevk yaşıyordum resmen.
"Kendini bana it sürtünür gibi devam et bebeğim." ne dese yaptım şaşırtmak için bir iki kere zıpladım kucağında ensemden tutup sertçe öptü. İçimdeki volkan yine patlamak üzereydi ama belli ki onun içindeki volkan da aynı durumdaydı erkeksi bir inleme ile boşaldı ardından ben. Mahvolmuş gibiydim. Boynuna sarılıp soluklandım.
"Çok güzeldi." hemde nasıl.
"Yeniden doğmuş gibiydim sihir gibisin yekta keskin." cevabı daha çok sarmalamak oldu vücudumda izler vardı hissediyordum ve bu beni rahatsız etmek yerine mutlu ediyordu.
"Film izliyorduk film çektik." dediği şeyle kahkaha attım. Haklıydı film izleyelim derken erotik bir film çekmiştik daha sıkı sarıldım. Kokusunu biraz daha soluduğum anda uyuya kaldım...
Uyandığımı anımsıyordum evimizin kapısını açıyordu yekta. Beni duşa sokuyor bir baba edasıyla yıkıyordu. Yorgunluktan bir şey diyemiyordum duştan çıktığımızda uyku yine beni esir almıştı...
Aşkın'dan
Bugün çekim vardı yine doruğun şirketinde artık bu işten gerçekten zevk alıyordum takılara bayılırken şimdi ise onların modelliğini yapmak çok güzeldi doruk bilmese bile onunla vakit geçirmek için de yapıyordum uzaktan da olsa sevmek suç değildi değil mi? Yoksa öyle miydi? Bebeği olacak bir adamı sevmek. Kendimi iğrenç hissediyordum ama kalbime de söz geçiremiyordum. Allah'tan aklım beni bırakmıyor saçma sapan şeyler yapmamaı engelliyordu. Derin bir nefes aldım sildim herşeyi kendimi işime vermek ve bitirmek tek bir amaç ötesi yok. Doruğun odasına girdiğimde son kez takılara bakıyordu girdiğimi gördüğünde hemen bana döndü.
"Hoşgeldin yeni koleksiyonumun teması lotus çiçeği en sevdiğin çiçek." için burkuldu sevgili olsaydık bu çok romantik bir şey olur nefesimi keserdi ama maalesef artık öyle bir şansımız yoktu.
"Hoşbuldum sağol ne zaman başlıyoruz hazırlıklara?" çok uzun sürüyordu hazırlıklar kıyafet hazır olsa bile bu aralar verdiğim kilolardan dolayı hep terzi uğraşıyor küçültüyordu defalarca kez benden başkası ile çalışması gerektiğini söylemişlerdi doruğa çünkü verdiğim kilolar her ay onları zorluyordu.
"Birazdan yine ve yine kilo vermişsin saklamak için bol giyinince yüsra görmüyor diye seviniyorsun da biz görmüyor muyuz? Aptal yapma artık. Neyin var bilmiyorum." konu sensin aptal adam umursamayınca unuttum zannediyordu herhalde. Benim tükenme sebebim oydu asya hala doğum yapmamıştı ama dokuzuncu aya da girmişti.
"Seni ilgilendirmez kilom hadi başlayalım." hazırlanma odasına gittim. Bu ay kilo vermemiştim. Çünkü yüsra fark etmişti ve ağzıma sıçmıştı bu demek oluyor ki zorla yemek yiyecektim öyle de oldu defalarca da kussam yine de yemek yedirmişti.
"Aşkın yapma böyle bir ilişkimiz olsun istemedim tamam ama yapma kendine zarar verme önüne bak lütfen." bakamıyordum yapamıyordum beni kanatlarımdan kırmıştı görmüyordu belli etmekte istemiyordum. Bir çocuğun canını yakmak istemiyordum. Cevap vermeden çıktım odasından. Hazırlıklar oldu bu sefer kilo aldın diye azarlamadılar kilo almadığımı anlayınca doruk yine kendine küfür etti. Beni tanımamasından. Ben buna izin vermemiştim ondan tanımıyordu oysa.
"Çekim çok güzel oldu arkadaşlar aşkın ellerine sağlık. " başımla onaylayıp giyinme odasına gittim. Arkamdan gelen gölge farkında olmadan canımı yakıyordu.
"Çıkar mısın?" çıkmadı aksine konuşmadı bile kabine girip kıyafetlerimi değiştirdiğimde de ses etmedi.
Çıktığımda elinde bir lotus buketi vardı. Boğazım düğümlendi mutlu bile olamıyordum.
"Doruk yapma lütfen." gözlerinde acı vardı.
"Ben almadım aşkın birinden geldi." ne kimden gelmiş olabilirdi ki? Çiçeğin üstündeki nota baktım.
"Deli kız seni bulmak ne güzel numaramı aşağiya bıraktım umarım beni haturlarsın lütfen hatırlamazsan arama kaldıramam..."
~Egemen
Ne egemen beni mi bulmuştu? Yetimhanede ilk geldiğim zamandan bir arkadaşımfı hatta yüsra ile tanışmadan önce bunalıma girmem de etkeni olanlardandı evlatlık alınmıştı bir aileye zorla müdire onu vermişti.
"Kim bu egemen?" gözlerindeki korkuyu gördüm ama gidermedim. Ona cevap vermeden terk ettim orayı. Aradım hemen ordaki numarayı.
"Egemen seni nasıl unuturum abi." benden büyüktü abi derdim hep bir yaş olmasına rağmen bana o kadar çok abilik yapmıştı ki kısacık zamanda yüsra da az çok tanıyordu çünkü bir kereliğine gelebilmişti ziyarete ondan sonra da zaten Türkiye'den gitmişti.
"Ne bileyim o kadar yıl olunca numaralar değişmiş senle yüsranın bir türlü bulamadım. Seni dergi sayfalarında bulunca dedim kesinlikle oraya gönderirsem bir şey o zaman kesin ulaşırım instegramdan defalarca yazdım tık olmayınca." çok mesaj oluyor diye bakmıyordum bile suçluluk hissettim.
"Özür dilerim akşam sen, ben ve yüsra vakit geçirelim mi? Size ihtiyacım var."
"Olur tamam konum atarsın." hemen evimin konumunu attım. Yüsrayı aradım tık yoktu. Dünde konuşamamıştık kafeden sonra bir şey olmuş olmasın? Rüzgarı aradım.
"Efendim." sesi uykulu geliyordu uyuyor olmalıydılar.
"Enişte kılıklı bebeğim, miniğim, aşk tanem bana neden cevap vermiyor?"
"Aşkın bazen başımı şişirdiğini söylemiş miydim?" çokta umrumdaydı ya.
"Bazen seni doğramak istediğimi söylemiş miydim eniştecim."
"Uyuyor aşkın uyuyor." istediğimi almıştım kapattım yüzüne uyuyorsa uyanınca telefona bakardı bende olanı amlattığım bir mesaj attım yorulmuştum. Hemen eve geçip kısa bir duş alıp uyudum...
Yüsra'dan
Uyandığımda sıcak kollar sarmıştı heryerimi. Kafamı kaldırdığımda yektamın uyanık olduğunu gördüm beni İzliyordu utanma duygum geri yüklenmişti.
"Yaaa ne bakıyorsun?" üstümde onun tişörtü vardı onun ise üstü çıplaktı.
"Güzelliğini izliyorum yasak mıı?" gömüldüm göğsüne utanmıştım.
"Değil de öyle derin bakınca." aklıma gelen şeyi kısık sesle söyledim.
"Ne dedin duyamadım sevgilim." duyma zaten adam duyma.
"Hiç." kafamı kaldırması ile melül melül baktım.
"Dinliyorum hayat gözlüm."
"Gözlerin eski rengine dönmüş diyorum mavilikleri laciverte dönmüştü öyle bir büyümüştü şey yaparken." kahkaha atması ile olduğum yere daha çok sindim yani göğsüne.
"Heycandan kendi gözlerini görmeliydin." elimle ağzını kapattım bu kadarına hazır değildim utanıyordum. Kalktım göğsünden.
"Gidiyorum ben yaaa." kaçmaya çalıştım belimden tuttu.
"Nereye kaçak?" gerçekten kaçmalıydım yanaklarım al al olmuştu. Aynada yansımamıza baktım. Boynu mosmordu Adem elması da aynı. Adamı yemiştim resmen!
"İşlerim var gitmem lazım bırakk." bırakmadı aniden yatağa çekip yapıştı.
"Ben şey yapacağım." dudağını ısırıp evden kaçtım Allah'tan altımda da şortum vardı. Koşarak aşkının evine gittim. Defalarca tıkladım uyuyor olmalıydı. Saksının altında yedek anahtar vardı onu aldım ve girdim içeri gerçekten uyuyordu yanına kıvrılıp uyudum...
Yanaklarımdan öpen kişi ile güldüm aşkın öpüyordu defalarca.
"Günaydın kardeşim attığım mesajı görüp geldin dimi?" hayır görmemiştim mal mal bakmamdan anlamıştı.
"Nasıl ya tamam söyleyeyim egemen aradı beni akşam geliyor beraber sohbet edeceğiz işte bende aradım rüzgar uyuyor diyince uyanınca görürsün diye yüz kere aramadım." egemeni tanır severdim abimiz sayılırdı ama hep uzaktaydı. Olanı pat diye söylemeliydim en iyisi çünkü aşkın bir şey olduğunun farkındaydı bilirdi o mesajı illa görürdüm.
"Biz yektayla birlikte olduk."
"Zaten birliktesiniz mal bir şey diyeceksin sandım ya." bu kızın aptallığı tutunca gerçekten her anlamda aptal oluyordu.
"Aşkın birlikte olan birliktelik yatak olan sevişme olan." dediğim şeylerle çığlık attı.
"Oha nasıl yani iyi misin korktun mu ay korkmadan ham ham yediniz mi birbirinizi oha ay çok sevindim yuh ama evleniyoruz dediniz bekleyemediniz mi illa yüce Rabbime şirk koşacaksınız." yastığı yüzüne fırlattım.
"Kapa çeneni oldu İşte korkmadım biliyor musun? O kadar güzel hissettim ki korkmak yerine zevk aldım çok iyiyim hala pişman değilim ya da korku yok çok mutluyum. " sımsıkı sarıldı bana ben mutluysam aşkın da mutlu olurdu ama bu aralar kötüydü görüyordum Asya'nın doğumu yaklaştıkça daha çok yıpranıyordu.
"Çok sevindim gerçekten off sonunda herşey daha da güzel olacak kardeşim söz." başımı hızlıca salladım olacaktı onu da mutlu edecektim bugün.
"Sana da birini mi bulsak napsak?" yüzündeki hüzünlü tebessüm canımı yakmıştı
"Unutamıyorum ki aramızda adam akıllı bir şey geçmedi ama ben onu unutamıyorum şaka gibi."
"İlkler unutulmaz aşkın defalarca sevgili yapmış olabilirsin ama hiçbirini severek yapmadın takıldın ve o kadar yüreğin güzel ki bu kafada olan birileriyle sevgili oldun kimse üzülmesin diye şimdi ise sevdiğin için bir el tutuşması bile sana yıllar özlem yaşatabilir." gözünden akan yaşlarla anladım ki yılların özlemi dediğim şeyi şimdiden yaşıyordu.
"Tek bir şansımız olsa yemin ederim ki ona tutunurum ama tek bir şansımız bile yok tek ya çok mu şey istiyorum." gözyaşlarını sildim ona ilaç olamıyor olmak canımı yakıyordu.
"Şşş olmasa bile o acıya alışacaksın geçmeyecek ama alışacaksın söz alışınca az da olsa azalacak acıların kardeşim." sımsıkı sarıldık birbirimize. Uzun uzun dinledik birbirimizi ne olursa olsun hayatımda hep aşkın olmaya devam edecekti emin olduğum sayılı şeylerden biriydi aklıma gelen şeyle genzim yandı.
"Aşkın melek benim annem değilmiş yektanın annesiymiş benim annem ise melike yektanın anne bildiği kadın." yüzündeki şoku gördüm. Bende böyle olmuştum. Nasıl olmazdı? Benim herşeyim bildiğim kadındı melek babam benden herşeyi almıştı sahiden ben ise ondan sadece canını almıştım.
"Anne doğurmakla olmuyor ki bak benim anneme doğurdu da ne oldu? En azından annen seni korumuş annelik budur o yüzden onu hala anne bil unutma annelik doğurmakla olmuyor mesela ben asla anne olamayacağım ama biliyorum ki bir çocuğu mutlu etmekte annelik." test sonucunu öğrendiğimizden beri içim paramparça oluyordu onun için o yüzden mahvoluyordu çünkü aşkının sevdiği adama veremediği şeyi başkası vermişti. Haklıydı melek benim annemdi sevdiğim adamın da annesi olabilirdi beni öyle büyüten kadının oğlunu seviyordum sevinmeliydim aslında.
"Öyle hem sevdiğim adamın annesi benim de annem sayılmaz mı?" sevdi saçlarımı.
"Sayılır kardeşim benim sayılır herşeyin sayılır." kapının sesiyle hemen ayaklandık.
"Gelmiş olmalı. Ben açayım sende bir şeyler hazırla yiyelim." kafamla onayladım. Hazırladığım şey Aburcubur tabağıydı hemen salona gittim gördüğüm egemenle hemen ona sarıldım.
"Abisinin gülleri nasıl da büyümüşler. Samet üvey kardeşim kusura bakmayın getirdim ama işimiz uzayınca." ikimizde sorun yok diyip Sametle tanıştık. O da iyi biriydi sohbet baya bir akmıştı telefonu elime aldığımda yektadan bir sürü arama ve mesaj olduğunu gördüm. Hemen aradım. Onu sinir etmeye karar verdim.
"Sevgilim kusura bakma görmedim sohbet ilerleyince yeni manitalarla falan." sinirli nefesini işittim.
"Beni sinir etme dalya aşkınla işin bittiyse seni almaya geliyorum."
"Ya niye inanmıyorsun aşkım benim atayım dur." uzaktan sameti egemen ve aşkını çektim aşkın yine ağlıyordu o yüzden egemene sımsıkı sarılmıştı.
"Gördün mü aşkım şimdi ben manitamla ilgileneyim olmaz böyle." yüzüne kapatıp aramasını bekledim aramamıştı hih.
Birkaç dakika sonra kapının alacaklı gibi çalınmasıyla koşarak gittim. Açtığımda doruk ve yekta karşımdaydı ikisinin de bakışlarında öfke vardı. Yekta dudaklarıma yapışıp kucaklamıştı beni çok sert öpüyordu onu gerçekten sinirlendirmiştim. Ağzına inledim.
"Noldu kızdın mı? Ne olur ki? Onunla da film çekecektik." boğazımdan tutup öyle öpmeye başladı ilk kez bu kadar sert haliyle tanışıyordum.
"Iıımm noldu ki ya?" daha fazla sinir etmeme izin vermeden omzuna attıp evet yürümeye başladı.
"Ama film içimde mi kalsın ya?"
"Dalya sikicem belanı kadın." ay olur şimdiden özlemiştim sevdiğimi.
Eve gidene kadar homurdandım sinir ettim gerçekten kafayı yedirdim çünkü eve girer girmez holdeki duvara yaslayıp sert sert öpmeye başlamıştı.
+18
Dili ağzımın içindeydi ve canımı yakarak öpüyordu beni. Bir şeyleri kırıyordu beni koridordaki ayakkabı dolabına yasladı herşey yerinden oynuyordu evi yakacaktı başımıza deli adam.
"Film çekeceksin demek?" başımla onayladım üstümdeki tişört ve sütyenin yırtılma sesi geldi. Artık ürkmeye başlıyordum gözleri lacivert olmuştu resmen beni mahvedecektii dokunuşlarından belliydi sertti hoyrattı. Altımdaki şortun da yırtılma sesi geldi sonra iç çamaşırımı çekiştirdi.
"Ahh sakin oll." dinlemedi bile çekip aniden bıraktı lastik aniden vurunca irkildim. Gerçekten bana geçmiş olsun bu gece için.
"Yektaaa sakin aşkımm." defalarca tekrar etti iyice kafayı yemeye başlamıştım. Sağ göğsümü avuçlayıp sıkınca olduğum yerde daha da kıvrandım.
"Ah sevgilim." göğüs ucumu sıkması ile kendimi iyice kastım.
"Ne var?" hih cidden sinir olmuştu.
"Şakaydı." beni kucaklayıp yatağa fırlattı BAYA FIRLATTI!
"Ayı, öküz, dana, mağara adamı ya." üstüme abanan ayıyla neye uğradığıma şaşırdım soyunmuştu çırılçıplaltı anadan doğma. Sanki ilk kez görüyordum ama şuan ki sert halleri karizması aklımı şimdiden yerinden oynatmıştı.
"Aynen öyleyim dalya mağara adamı mağara adamları sevgililerini yerler pardon nişanlılarını."göğüslerime attığı dil darbesi ile inledim. Saçlarını sevdim. Kendime daha çok çektim.
"Beni mahvediyorsun yekta keskin." kadınlığımdaki parmaklarla çığlık attım.
"Ahhh yekta sakın ama sakın durma devam et ah daha hızlı." delirmiş gibiydim. Dudaklarını göğüslerimden çektiği gibi aşağılara inmeye başladı karnımı öptü bacaklarımın içini önce öptü sonra ısırdı istemsizce bacaklarımı kapatmaya çalıştım izin vermedi.
"Ahh yekta."
"Daha çok ah yekta olacaksın bu gece bekle sen demek ki yeni manita." kadınlığıma attığı tokatla irkildim.
"Demek onunla film çekeceksin?" bir tokat daha...
"Demek benden başkasıyla film çekeceksin film bizim filmden." son tokatla kendimden geçmiştim. Daha fazlası için daha çok kışkırtmaya karar verdim.
"Evet yapacaktım. Hemde sen gelmedennnn." bir anda içime giren sertlikte çığlık attım. Canım yanmıştı.
"Siktir ah yekta." dünki sakin adam yoktu her dokunuşu sert ve hoyrattı. Aniden içime köklemesiyle adını haykırdım.
"YEKTA." göğüslerimi sıkmaya başladım ne kadar çığlık atarsam atayım durmuyordu dursun isteyen yoktu. Sırtını paramparça etmiştim bende.
"Yekta daha hızlı lütfen." hızlan dedikçe sanki mümkünmüş gibi daha da hızlanıyordu. Arkada bir şarkı çalıyordu genelde hep müzik açık olurdu evde yaşadığımız ana göre açılmış gibiydi şarkı
Elleri gidere hep
Canımı yakar beni şiddetlik
Öyle bir gözlerime
Aklımı yıkanmış hislerime
Sen korkmamdan sadece
Dinle, derdimi anla
Ben karanlıkayım
Ben korkmam senden sadece
Her şey çok uzak gelir
Ben hep yalnızdım
Ama bu sefer
Teni tenime teni tenime ah
Ten dokunur ruh denene
Beni bir öper hisserek
aklımı yıkıp dans ederek
Teni tenime teni tenime ah
Ten dokunur ruh denene
Belimi sararerek
Yüreğimi tam hapsederek
"Dalya beni mahvediyorsun bu güzelliğin benim sonum olacak sana doyamıyorum sikeyim teni tenime." içime boşaldığında omuzlarından itip yatağa yatırdım kucağına iyice yerleşip kendimi erkekliğine sürtmeye başladım.
"Sadece seninle film çekeceğim nişanlım bey ne bu şiddet ne bu celallll." kalçama şaplak attı.
"Delirttin ondan olabilir mi?" güldüm cilveli cilveli.
"Şakaydı bırtanem sakin." daha çok sürtünmeye başladım göğüslerimi ağzına dayadım açlıkla emmeye başladı diğer göğsümü de sıkıyordu. Erkekliğine dokundum taş gibiydi baya sert olmuştu deliğime hizaladım ve zıplamaya başladım bu onun delirmesine neden olacak ki göğsümü baya sert ısırmıştı.
"Aaahhh sevgilim." belime destek oluyordu elimden geldiğince zıplamaya çalışıyordum ama yorulmuştum. Bunu anlayan yekta yerlerimizi değiştirdi. Artık altindaydım boynuna sarıldım sımsıkı.
Gelgitleri öyle bir hızlanmıştı ki artık çığlıklarıma engel olamıyordum bile.
"YEKTA."
"Söyle emrindeyim söyle ne istiyorsun?"
"Seni daha fazlasını hızlan. AHH. " Öyle de yaptı öyle bir hızlandı ki artık yatakta bizimle beraber sallanıyordu. Aniden çökmesi ile birbirimize melül melül bakmaya başladık. İçimde hissettiğim sıcak sıvıyla kahkaha attım. Yekta boynuma sokulup gülmeye başladı. Yatağı kırmıştık! İçimden çıktığında bitik bir haldeydim bunu anlamıştı hemen kucaklayıp duşa soktu.
"Yatağı kırdık nerede uyuyacağız?"
"Koltukta kıvrılır uyuruz nişanlım üstümde uyursun bu aralar üstüme çıkmaya bayılıyorsun mağlum." göğsüne sarıldım amacı utandırmaktı ve amacına ulaşıyordu.
"Yaaaa yekta utanıyorum."
"Yaa hayat gözlümmm." dudağını sertçe öptüm.
"İyiki varsın yekta keskin.
"İyiki varsın dalya müstakbel keskin." huzur buydu meğer herşeye ve herkese rağmen sevdiğin adamla mutlu olmakmış.
Gerçekten de dediğini yapmıştı kanepeye kıvrılıp yattık. Sabahında ağır bir sırt ağrısıyla uyanacağımı bile bile hayatımın en güzel uykusunu çektim...
Aşkın'dan
Kapıda dikilen doruğa baktım napmak istiyordu? Egemenin yanından kalkıp kapıya gittim.
"Girsene içeri." bir anda alkışlaması ile neye uğradığıma şaşırdım.
"Yeni manitanla mutluluklar yok çiçekler, sarılmalar eve gelmeler falan." dediği şeyle acıyla güldüm hakkı var mıydı ki azarlamaya?
"Belki de sevgilim belde de değil doruk seni ne ilgilendirir ki? Kimsin ki sen hayatımda? Arkadaştan farkın mı var da bilmiyorum? Tanıdık bir arkadaşsın o yüzden beni böyle azarlayamazsın geleceksen gelirsin gelmeyeceksen kapıyı arkandan kapatırsın." dibime girmesiyle çekildim artık onunla yakın olmaktan korkuyordum kendime hakim olmamaktan korkuyordum.
"Bu kadar mıydı sevgin? Bekleyemedin değil mi? Beni biraz bile olsa bekleyemedin sevgin yalan aşkın kara senin gibi." içim titredi. Sözleri ağırdı hakkı bile yoktu bu sözleri söylemeye. Kapıyı çarpıp gitti. Ve o an farkında değildi ama kalbimin kapılarını da sertçe vurmuştu. Egemenlere bakmadan odama geçtim. Yüsrayı rahatsız edemezdim o yüzden yastığıma sarıldım ona akıttım hıçkırıklarımı aklımdan çıkmıyordu dediği şey sevgin senin gibi yalan...
Bu muydum ben gözünde? Yalan mıydım? Oysa ben herşeye ve herkese rağmen ondan vazgeçmiyor uzaktan seviyordum ben ne zaman ona zehrimi akıtsam o beni paramparça etmeyi seçiyordu...
Daha çok ağladım daha çok kahroldum buna rağmen yine bir günü sabah edecektim biliyordum bazen o sabahı asla görmek istemiyordum bu da o gecelerden biri olacaktı. Kapımın açıldığını hissettim dönüp bakmadım oydu doruk ben onu ayak sesinden tanıyorken o benim bakışlarımı bile anlamıyordu. Arkadan sarılam kollarda hem güven vardı ses etmedim sakinleşmeye ihtiyacım vardı ve bunu sağlayan tek şey doruğun kokusuydu. Uykuya dalmadan önce duyduğum tek cümle kulağıma fısıldadığı özürüydü...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.6k Okunma |
1.1k Oy |
0 Takip |
56 Bölümlü Kitap |