

Bu kitabın gerçek kadar hayalden de ibaret olduğunu unutmadan bu bölümü okuyun yoksa ortalık karışacak dmdmmdmdmdmdmm
Kişiler ve karakterleri aralarında olan şeyler gerçektir biraz artık hayale kayıyoruz ve bir yandan da bir totem kitabı🤭🤭
💛💙
Şarkılar:
~Nerdeysen
~Ta uzak yollardan
~Yansın
✼ •• ┈┈┈┈๑⋅⋯ 🦋 ⋯⋅๑┈┈┈┈ •• ✼
O gün sanki son kezmiş gibi öpüştük.
Aramıza mesafeler girecekti. Okul bitince herşey değişecekti. Ben doğru düzgün dışarı çıkmayacaktım. Gezmek istesem de beraber gezecektik. Bizim evde işler öyle ilerlerdi. Hep bir yerleri gezerdik kavga gürültü olurdu sonra dinerdi. Ve biz hiçbir şey olmamış gibi gezerdik ailecek.
Yiğit okula daha az geliyordu. Farkındaydım annesini korumalıydı. Çalışmak zorundaydı annesi felçti onun tedavisi vardı bir sürü masraf demekti bu. Yardım etmek istiyordum ama ne buna imkanım ne de yiğit'in kabul edeceği bir şey değildi. Ara ara yanıma geliyor boynuma soluklanıyor sonra antremanlara gidiyordu. Futbol konusunda gerçekten çok yetenekliydi. Ve mutlu olduğum konu kendini harcamıyordu. Bugün önemli bir maç vardı. Okulda olacaktı bu benim için çok büyük avantajdı. Büyük kulüplerden kişiler gelecek ve transfer için birkaç kişiyle ilgilenecekti. Bunlardan biri yiğitti umarım öyle olurdu. Seçileceğine o kadar emindim ki. Gece boyu ona dua etmiştim şimdi de şans dilemek için soyunma odasına gidiyordum.
"Girebilir miyim?" çıplak erkek görmeye hazır değildim. Ama herkes çıkmış gibi görünüyordu. Kimse cevap vermeyince kapıyı araladım. Bir anda kolumdan çekilmem ile çığlık attım.
"Hoşgeldin sevgilim." yiğit'in sesiyle rahatladım hemen. Üstünde okulun arması olan bir takım vardı kasları ortadaydı resmen.
"Ya yiğit korktum of." sımsıkı sarıldım kokusunu özlemiştim
"Yaa kardelen güzelim." güldüm dediğine boynuna bir öpücük kondurdum.
"Sana şans öpücüğü vermeye geldim."
"Ah çok ince düşüncelisiniz hanımefendi bu düşünce sayesinde kulüp beni hemen trasnfer edecek." dudaklarına yapıştım.
"Buna ihtiyacın bile yok yetenekli sevgilim benim."
"Hmm ama şuan herşeyi garantiye aldım. Attığım her gol sana kardelen güzelim izle ve gör gitmem lazım." birdaha öptü doyamıyor gibiydi ben de öyleydim doyamıyordum ona.
"Bence hemen gitmelisin." içli bir nefes verdi. İçim gidiyor sana derdi galiba benimde içim ona gidiyordu.
"Bence de." o gittikten sonra hemen soyunma çantasına ona aldığım hediyeyi koydum. Ona araba koleksiyonu bir araba almıştım o koleksiyondan birtek benim haberim vardı zaten. Sonra ordan ayrılıp onu izlemek için yerime geçtim. Takımın kaptanıydı konuşuyorlardı şuan.
Maç o kadar iyi ilerlemişti ki 45 dakikada 2 gol atmışlardı ve ikisini de yiğit atmıştı her attığı gol için bana kalp yapmıştı. Bu beni utandırmıştı herkesin gözleri bana yöneliyordu o zamanda.
Aradalardı hemen yanıma gelmişti ona aldığım suyu uzattım.
"Çok iyiydin yiğit gerçekten çok yeteneklisin olacak inanıyorum sende inan sevgilim."
"Umarım tek dileğim bu eğer olursa iyi para da olacak annemin tedavisi için bile fırsat bu iyiyim dimi yanlışım olmadı." güldüm bu çocuksu haline.
"Çok iyiydin ama sakin ol birbirinize giriyordunuz bir ara o çocukla." bir ara baya gerilmiştim onlar birbirini ittiğinde.
"Sıkıntı yok sana kalp yaptığımda mal mal bakmasaydı." göz devirdim.
"Kıskanç gamzelim benim. Dikkat et."
"Öp öyle söz veririm." gamzesine bir öpücük kondurup sevdim.
"Hadi ağlat bakalım sahayı."
"Ağlatayımm hepsi senin için. " ve ikinci yarı başlamıştı. Bir adam baya dikkatli izliyordu yiğitti. Biraz inceledikten son gördüğüm arma ile gözlerim büyüdü. Ne? Fenerbahçe arması mıydı bu? Yiğit baya koyu Fenerbahçeliydi ve eğer bu gerçekleşitrse ondan mutlusu yoktu. Dua etmeye başladım. Allah'ım nolur bu olsundu. Allah'ım nolur sevdiğim adamı mutlu et.
Gol sesiyle hemen sahaya odaklandım yiğit yine gol atmıştı ve bana kalp yapmıştı bu sefer bende yaptım. Kalbimsin be adam.
Ve biz kazanmıştık koşarak indim sahaya ve yiğite sımsıkı sarıldım.
"Kazandın yetenekli sevgilim benim." bize gelen adamla sevinçten çığlık atabilirdim şuan o az önceki adamdı Fenerbahçeli adam.
"Merhaba yiğit kazdal yanılmıyorsam." adam İngilizce konuşmuştu. Yanındaki adam bize açıklayacağı zaman yiğit İngilizce yanıt vermişti vay şerefsiz İngilizcesi bile vardı.
"Evet benim siz siz Jose Mourinho değil misiniz? Size hiç dikkat etmedim oysa tanışmak en büyük hayalimdi." ney bu yiğit'in öve öve bitiremediği yeni teknik direktör muydu?
"Oyuna olan odağındandır. Seninle bir görüşme yapmak istiyoruz yarın."
"Tabi olur gelirim." yüzündeki heycan beni o kadar çok mutlu etmişti ki. Elini sımsıkı tuttum birkaç kelime seçebilmiştim ve görüşme onlardan biriydi. Birkaç şey konuştuktan sonra yanımızdan ayrıldılar.
"Kardelen bu sana bahsettiğim teknik direktör ve ve benimle görüşmek istiyor hemde yarın takım için ben fenerbahçede oynayabilirim bu benim için hep hayaldi her çocuğun hayali real madrid iken benimki hep fenerbahçeydi anlatabiliyor muyum?" gamzesini sevdim.
"Sevgilim nefes al bence sen nefes al." hızlıca başını salladı ve derin bir nefes aldı bir anda beni kucaklayıp etrafında döndürdü.
"Aşığım lan aşık dört yılımsın sen benim dört yılda ne acılarım oldu ama geri dönüp güldüğüm tek şey seninle olan anılarım oldu kardelen güzelim benim. Adın gibi kokuyorsun adın senin için yaratılmış." bu sefer gerçekten bir aşk itirafı gelmişti hemde nefes alıcı bir aşk itiraftı dört yıl derken ben bu sene sevdi sanarken o beni yıllarca seviyormuş ve ben onu görmemiştim bile. Hep arkadaş niyetiyle yaklanmış öyle sevmiştim. Bu onun canını bir hayli yakmış olmalıydı.
"Özür dilerim ben fark etmedim sende beni arkadaş olarak seviyorsun sandım ona göre davrandım sende benim gibi bu sene sevmeye başladın sanmıştım aslında."
"Ben ilk yanına oturduğum günden beri seni sevmeye başladım yavaş yavaş önce küçük bir tohumdun sonra seni ektim o tohum filizlendi bende o filizi ektim suladım sevdim. Koskoca bir ağaç oldu şimdi de tam ümidini kesmişken güneş açtı ve meyve verdi o koskoca ağaç şuan meyveleri o kadar güzel ki yedikçe hayat veriyor adını da hayat meyvesi yaptım." beni öyle bir mest etti ki dilim lal olmuştu alan ne ara boşlmıştı dikkat dahi edememiştim. Zar zor konuştum.
"Ağaç onun adını ne koydun?"
"Hmm mavi kelebek onun adı bir ağaca bir hayvan ismini vermek ne kadar delice ise ben sana o kadar delice aşığım." konuşacak sözcük bırakmamıştı diyecek tek güzel şeyim bile kalmamıştı.Sevgimi sözlere dökemedim. Benimki bu kadar büyümemişti tohumunu ekmiştim filizlenmesini bekliyordum.
Bende onu öptüm uzun uzun boynuna sarıldım uzun uzun."Filizleniyor sevgim şaha kalkacak kalbimi hızlandırıyorsun yiğit kazdal."
"Kalp hırsızı kardelen yıldız."daha sıkı sarıldım boynuna uzun uzun kokladım. İçimde acı vardı azda olsa çünkü babama ihanet ediyordum bu pek affedilir bir şey değildi ama beni buna zorlayan babamdı.
"Çifte kumrulara bak sen." duyduğumuz sesle yiğit beni kucağından indirmiştim kerem ve leyla bize doğru geliyorlardı.
"Sen dayaklara doyamıyorsun kerem be napayım ben seni nasıl öldüreyim he söyle öyle yapayım." yiğiti kolundan tuttum hemen.
"Dur saldırmadığı sürece saldırma sakın."
"Ah kardelen her zamanki gibi güya birilerini düşünüyormuş rolleri falan kesmeye başladı gerek yok tatlım." leylanın sesiyle bu sefer öfke benim bedenimde alevlendi.
"Kesin sesinizi ve kaybolun önümüzden. Gidelim sevgilim." ikisinin elinde de koca koca şişeler vardı neydi bunlar tam çözememiştim.
"Gidemezsiniz yiğit Allah aşkına sen kendini o transfere layık gördün mü ya gerçekten soruyorum." neyden bahsediyordu bu ya.
"Kerem bizden uzak durun ve yiyişmeye devam edin seversiniz siz." elindekileri dökmeye başladılar benzindi bunlar ne yani burayı yakacaklar mıydı yapamazlardı o kadarını yapamazlardı.
"DURUN NAPIYORSUNUZ APTALLAR SİZDE YANARSINIZ." yiğitin sesiyle bende paniklemiştim.
"Kapıya gidelim gel bunlar kafayı yemiş." keremin bir anda elindeki çakıyı çıkarmasıyla çığlık attım.
"Asla çok istiyorsanız gidin tabiki." napacaktık şimdi bizden yavaş yavaş uzaklaşıyorlardı yiğit beni elimden tutup onlara doğru yürümeye başladı konuşmuyordu ama illa aklından bir plan geçiyordur. Yani umarım...
"Durun orda yemin ederim hiç gocunmam saplarım birinize." durduk elindeki çakı gerçekten büyüktü fırlatsa birimizin zarar görmesi çok olasıydı.
"Yiğit napacağız? " eimi bıraktı ona korkuyla baktım.
"Bana güven ve sakın arkamdan geleyim deme." kerem kapıya gitmiş ve kibrit fırlatmıştı ortam bir anda alev aldı. Onun kibriti atmasıyla yiğitin kapıya koşması eşdeğer olmuştu kapıyı kapatmaya çalışıyorlardı ama yiğit yapabildiği kadarıyla ayağı ile engellemeye çalışıyordu. Ayağı zarar görecekti.
"YİĞİT DİKKAT ET AYAĞIN ZARAR GÖRECEK YİĞİT." Koştum ona alevler çoğalıyordu.
"Ahh kahretsin kilitlediler kahretsin." şimdi napacaktık gerçekten korkmaya başlıyordum ellerim titriyordu. Alevler sanki mümkünmüş gibi daha da alevlendi.
"Y-yiğit alev çok var nefes alamıyorum duman." hemen üstündeki formayı çıkarıp yırttı hemen burnumu ve kendi burnunu kapatmıştı.
"YARDIM EDİN YANGIN VAR KİLİTLİ KALDIK YARDIM EDİN." onunla beraber bende bağırmaya başladım.
"YARDIM YİĞİT YANGIN ALARMI." Nerdeydi nerde karşıdaydı oraya gitmek zorundaydık oraya gitmeliydik ama ortada öyle büyük alev vardı ki gitmemiz imkansıza yakındı.
"Burda bekle." kafamı hemen iki yana salladım.
"Gitme dur zaten dumanlardan dolayı ötecek şimdi." ona sıkıca sarıldım. çıplak teeninde gördüğüm birkaç yarayla canım yandı.
"Baban mı yaptı." artık zar zor konuşuyordum. O da aynı durumdaydı.
"Evet konuşma yorma kendini artık sevgilim bak ötmeye başladı gelirler şimdi gel onlar gelene kadar bu köşeye kadar sıçramaz umarım." dediğini yaptım küçücük bir köşeydi önce o oturdu sonra beni kucağına oturttu göğsüne sokuldum. Onun kokusu azda olsa hala yerli yerindeydi onu kokladım.
"Beni kokla yiğit azda olsa iyi geliyor."dediğimi yaptı boynuma sokuldu. Başım çok dönüyordu bilincimi artık açık tutamıyordum.
"Yiğ-" devamı gelmedi gözlerim kapandı sonra bütün sesler yok oldu.
"Hayır lütfen az kaldı dayanalım dayanacağım senin için."

Yazar'dan
Yiğitin de pek gücü kalmamıştı uzun uzun kokladı sevdiğini ama olmuyordu soluduğu dumalar kafasını bulandırıyordu. Onunda bilinci kapanmıştı. Yetkililer gelmişti ama onları görememişlerdi kerem ve leyla kimsenin olmadığını savunmuşlardı yangın söndürülmüştü. Ve kimse onları aramamıştı kardelenin babası deliye dönmüştü okula gitti artık kızını bulmalarını sağlayacaktı kızı kayıptı telefonlarına cevap vermiyordu.
Okulun önünde gördüğü itfaiye ekibi ile neye uğradığına şaşırdı bir hayli korkmuştu koşarak girdi içeri. Kızına bir şey olmuş olabilirdi. Ama göreceklerinden habersizdi. Öfkesi mi baskın çıkacaktı? Yoksa kızına olan sevgisi miydi bilinmezdi...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 728 Okunma |
318 Oy |
0 Takip |
23 Bölümlü Kitap |