10. Bölüm

10. Bölüm

Sadece E
sonbahar_ayazi

Ölü birinin üstüne toprak atılırdı. Peki benim üstümdeki bu toprak kokusu neyin nesiydi.

 

Ölmüş gibiydim ama yaşıyordum. Nefes alıyordum ama boğuluyordum. Hareket edebiliyor ama kıpırdamıyordum.

 

Ağlayabilirdim... Fakat artık onu bile yapamıyordum.

 

Sessizlik birkaç saniye daha sürdü video tekrar oynatıma girdi.

 

Benim kulaklarım ise tek bir cümlede takılı kaldı.

 

' Şimdi neredeysem bul beni. Çünkü senin bana inandığını bilmeye ihtiyacım var. '

 

İnanıyordum. Ona inanmayacaktım da kime inanacaktım bu dünyada.

 

Fakat başımı ağrıtan bir gerçek vurdu yüzüme. Meryem, bana yalan söylemişti...

 

Hastalığı nedeniyle olduğunu tahmin edebiliyordum. Fakat bunu hiçbir zaman düşünmemiştim.

 

Gözlerim dönmüş bir şekilde ekrana bakıyordu. En sonunda yatakta bir hareketlenme oldu. Önüme bir karartı çöktü.

 

Kocaman iki el ellerimi kavradı.

 

" Çilen bak yemin ediyorum seni anlıyorum. Ama yıkılmaman lazım. "

 

Normalde ağlamazdım güçlü durmaya söz vermiştim. Ama bilmiyorum başımı sola çevirip elimle yüzümü kapatmaya çalıştım. Kara izin vermedi.

 

" Sana ağlama veya benden saklan demedim Çilen. Ağlamak yıkılmak değildir. Yaslan bana ağla istediğin kadar ama sonra kalkalım. "

 

Yavaşça onun yanına çöktüm bende, oturdum yere, karşısına.

 

" Kara ben napıcam, deliriyorum ben napıcam. Yaşıyo ama yaşadığına bile sevinemiyorum, ben napıcam Kara yemin ediyorum çok çaresizim ne yapacağım ben. Onun elinde canı yanarmı veya yanıyormu bilmiyorum. Kara ben onun elindemi onu bile bilmiyorum bana bir yol göster. Ben çok, çok korkuyorum."

 

Ellerimle yüzümü kapattım yatağın kenarına yaslandım. İki kol beni kendine çekti sıkıca sarıldı.

 

" Her şey hallolur Çilen. Sen savaştığını sürece her şey hallolur. Kutayı sağ salim bulacağız "

 

Tam o anda kapı yüksek bir sesle açıldı. Birbirimize sarılmış olan biz hemen ayrıldık.

 

Hayır dedi beynim saçmalama. Baş Savcı şuan hiç sırası değildi.

 

" Çilen Savcım. Sesiniz iyi gelmeyince size bir uğramak istedim. "

 

Ayağa kalkarken Kara da bilerek benim tarafıma doğru ayaklandı o sırada kimse görmeden göz yaşlarımı sildim.

 

" Teşekkürler sayın baş savcım fakat gördüğünüz gibi iyiyim. "

 

Bakışlarını benden ayırdı ve Kara ya döndü. Kaşlarını çattı.

 

" Peki sen hangi hakla ona sarılıyorsun? "

 

Tam birşey diyecekken Kara engel oldu.

 

" Kime sarıldığımıda size haber mi vericem Savcı. Sınırını aşma. "

 

Baş Savcı yüzünü burusturdu.

 

" Asıl sen sınırını aşma. Karşında bir baş Savcı duruyor. "

 

Kara bir adım öne ilerledi.

" Sizin karşınızda er yok. Ben Binbaşı Kara Yüce. Kararlarımı ve fikirlerimi kimseye bildirecek değilim."

 

Sesi sert ve inkar edilemezdi. Baş Savcı yerine sindi ve kapıyı yavaşça kapattı.

 

" Vay be. "

Dedim.

 

" İlk defa baş savcıya kök söktüren birini görüyorum. "

 

Yatağa oturdum. Bana yandan bir bakış attı.

 

" Bende ilk defa bukadar hızlı ruh hali değişen bir kadın görüyorum. "

 

Omuzlarımı kaldırıp indirdim.

 

" Hiçbir duyguyu gereğinden fazla yaşayamıyorum. Ve inan bu beni ben yapıyor. "

 

Ayağa kalktım.

 

" Sence benim Kutayın öldüğünü Kabullenmem 21 saate sığabilirmiydi, normal bir insan olsaydım. "

 

" Güçlüsün. "

 

" Güçlü değil duygusuzum. Ve bundan gurur duyuyorum çünkü başka türlü beni hiçbir şey ayakta tutamaz. "

 

Hızlıca yatağa geri oturdum ve videoyu kendi telefonuma aktardım. Video yu hem normalden hemde çöp kutusundan sildim.

 

" Adliyeye gitmemiz lazım fakat önce hızlıca bakmamız gereken birkaç yer daha var. "

 

" Not arıyorsun değilmi. " Dedi sessiz ve sakin bir ses tonuyla.

 

Başımı evet anlamında sallayıp hızlıca gözlerim ile taradım.

 

" Ya not bırakmamışsa o zaman ne yapacağız Kara. "

 

" Sanırım şu anlık bilemeyiz. "

 

Ne demekti şimdi bu anlamaz bakışlarım sonucunda bana gözleri ile kendi tül perdenin üstünü işaret etti.

 

Doğru ya önümdeki adam zürafaydı da bi ben bilmiyordum.

 

Ayakkabılarımı çıkardım ve yatağın üstüne çıktım fakat bu Kutay akıllısı öyle bir yukarı asmıştı ki tavana dokunabilmek yeterdi. Tam o an Kara yanıma yaklaştı.

 

" Bazen neden bukadar işleri zorlaştırdığını anlamıyorum.. "

 

Dedi ve aramızdaki mesafeyi de iyice kapatarak tülü tuttu ve salladı. Not onun kafasına düşünce istemsizce gülümsedim.

 

Kafasından notu aldığım gibi açtım yatağa çömeldim.

 

Elimde bir fotoğraf karesi vardı...

Hepimizin mutlu olduğu lise yıllarından bir fotoğraf.

 

Lunaparktaydık. Lunaparkın önünde çekilmiş bir fotoğrafımızdı 6 kişiydik, hep olduğumuz ve olmaya devam edeceğimiz gibi. Hızlıca fotoğrafın arkasını çevirdim.

 

Fotoğrafın arkasında şu not yazıyor:

 

"Bazı anılar sadece gülümsetmek için değil, bulmak için de saklanır.

Onu arıyorsan, ilk çığlık attığın yerden başla.

Ama dikkatli ol… aynı yerde iki kez gülünmez.

 

23 Mart 2017

Saat 21:32 "

 

Tekrar tekrar okudum satırları. Algıladım kapanmış gibiydi. Algılamak zor geliyordu artık bazı şeyleri.

 

" Burası eski lunapark değilmi? Şehrin dışında olan. "

 

Başımı yavaşça salladım.

 

" Oraya gitmemiz gerektiğini mi söylüyor."

 

Ellerimle yüzümü kapattım.

 

" Bilmiyorum. Bilmiyorum fakat bana bu tarih bir yerden tanıdık geliyor. "

 

Aniden telefonunu aldı ve ekranına baka kaldı. Bende başımı kaldırıp baktığımda, tarihi fark ettim.

 

" 21 Mart " Dedik ikimizde aynı anda.

 

" İki gün sonra. " dedim. Aniden ayağa kalktım. Ve Kara nında elinden tutup kaldırdım.

 

" Hadi hadi yapmamız gerekn ve planlamamız gereken çok şey var. "

 

Yüzümdeki mutluluğun sebebini bende bilmiyordum. Karşımda duran Kara ikidebir bana deli olduğumu anlatır gibi yüzüme baksada itiraz etmedi. Onun kolundan çekiştire çekiştire çekiştire salona getirdim. Salonda bizi el ele gören her asker şaşkınlıkla baksada umursamadım. Baş Savcının önünden bile geçmek umrumda değildi. Beni sevmesi umrumda bile değildi.

 

Arabaya geldiğimiz an elini bıraktım.

Kara gülerek bana baktı.

 

" Beni delirtmekte üstüne yok Çilen "

Dedi sessizce. Ve ekledi.

 

" Askeriyeye gırgır şamata çıktı. Şimdi anca konuşurlar. "

 

Dedi ellerine beline atıp oldukça komik duruyordu.

 

" savcı hanım, beklerseniz size bir şey söylemem gerekiyiror. "

 

Dedi arkadan, istenmeyen ot gibi biten sayın baş savcı.

 

" Buyrun baş Savcı. "

 

" Yarın hepimiz izinliyiz bunu haber vermek için gelmiştim."

 

Kaşlarımı çattım. Neden di ki.

 

" Son zamanlarda çıkan ölüm haberleri herkesi korkuttu ve bir günlüğüne bile olsa aileniz ile kalmanıza karar verildi. "

 

" Tamam Savcım haber için teşekkürler. "

 

" Bişey değil Çilen Savcım. Ayrıca "

 

Dedi Kara yı göstererek Kara bir sabır çeksede kendini bozmadı.

 

" Senin işin hâlâ devam ediyor bu Kara kutu meselesi ne zaman son bulursa ki yakın zamanda son bulacağına inanıyorum. O zaman seni birdaha Çilenin yanında görmeyeceğim. "

 

Başka bir şey demedi ve hızlıca yanımızdan ayrıldı.

Kara ise oldukça ciddi ve alaycı bir sesle konuştu.

 

" Boş umut boş bir ***' e benzer."

 

Dedi. 

 

" Biraz daha kibar olabilirsin. "

 

" ********** ******* "

 

" Şsş " dedim elimi dudaklarına bastırarak.

 

" Biri duyacak ondan sonra al belayı başa."

 

İç sesim benden bağımsız şeyler düşünüyordu. Mesela gözleri neden kahverenginin en güzel tonuydu.

 

Saçmalama dedim kendime cidden şuan aramızda şu mesafe varken bunu mu düşünüyorsun tam o an beynimin arkasından yeni bir ses yankılandı.

 

Cidden Kutayı bulmak yerine aşk mı düşünüyorsun Çilen.

 

Eli yavaşça elime değdi ve elimi indirdi.

 

" Bana kolay kolay bir şey olmaz hadi arabaya bin. "

 

Kara hızlıca arabaya bindiğinde bende ardından arabaya bindim. Uzun süren bir sessizliğin ardından telefonum çaldı.

 

Arayan Görkem di.

Hemen telefonu açtım. Elimi kaldıracak halim ile kalmamıştı. Hoporlöre alıp dizime koydum.

 

" Çilen kızım sen nerdesin. Sen bizi delirtmek mi istiyorsun. Neredesin sen. "

 

Nefes verdim.

" Hoporlördesin, ayrıca Kutayın evindeydik. "

 

" Sesin kötü geliyor. "

Dedi. Görkem hep anlardı söyleyemediklerimi.

 

" Yorgunum. Elimi kaldıracak halim kalmadı. "

 

" Yanında Binbaşı mı var. "

 

" Hıhı "

 

Koltuğa yaslanmış gözlerim kapalı öylece duruyordum.

 

" Binbaşı. " Dedi Görkem.

" Kardeşime iyi bak. Hele ona bir şey olsun dünyayı sana dar ederim. "

 

Başını salladı bende telefonu tekrar elime aldım.

 

" Görkem, kızlar nasıl, siz nasılsınız. "

Dedim sakince.

 

" Gamze ve Eflin perişan durumda. Evlerinde durmak istemedikleri için hepsi bizim evde. Ve itiraz istemiyorum sende bizim eve geliceksin. Binbaşı da gelebilir hepinizin yatakları hazır. "

 

Elimi başıma getirip yüzümü buruşturdum.

 

" Tamam Görkem haberleşiriz. "

Aniden telefonu kapattım.

 

" Kenara çek."

 

Midem bulanıyordu. Arabayı hemen kenara çekip dörtlüleri yaktı. Arabadan Tam anlamıyla uçma çıktım.

 

" Çilen, Çilen iyimisin. "

Midem sabahtan beri bir şey yemediği için kusamıyordumda.

 

Kara önüme gelen saçlarımı arkaya doğru aldı.

 

" Tamam, tamam geçti. "

Ne söyleyeceğini bilmiyor gibiydi. Doğrusu benim birşey duyacak halim de kalmamıştı.

 

Başımı kaldırdığım an ikinci bir baş dönmesi ile karşılaştım. Allahım bana ne oluyordu.

 

" Başım dönüyor... "

 

Daha birşey söylemedi ilk önce dizlerimin arkasında bir el hissettim sonra sırtımda aniden Kara beni kucağına alıp yürümeye başladı.

 

Gözlerimi açık tutamıyordum. Yavaşça kapandı engel olamadım.

 

 ~

 

Kara nında aklı karışıktı.

 

Kapıyı açıp arka koltuğa yerleştirdi kucağındaki kadını

 

" Dünyanın en hızlı uykuya dalan kişi rekorunu aldın Çilen. "

 

İstemeden gülümsedi Kara.

Yavaşça ön koltuğa geçti. Arabayı yavaşça evlerine doğru sürerken aklına Görkem komiserin evine gidecekleri geldi telefonunu aldı ve hızlıca kaydettiği tüm numaralardan Görkem komiseri buldu.

 

" Alo. "

Dedi tok ses.

 

" Ben Kara, Çilen küçük bir baygınlık geçirdi. Konum atarsanız gelebiliriz. "

 

" Biyerine birşey oldumu. "

 

Dedi telaşlı ses. Kara, Çilene baktı. Herhangibi bir kanama falan göremeyince tekrar telefona döndü.

 

" Olmadı. "

 

" Konumu atıyorum Kara, ama şukadarını söyleyeyim. Ona birşey olursa senden bilirim. "

 

Kara, telefonu Görkemin yüzüne kapattıktan sonra iyice gerilmişti. Alnından akan soğuk terler derisini yakıyordu sanki.

 

Ellerini tam direksiyona vurucakken durdu. Korkarmıydı arkadaki kadın? Sanırım bilmesine gerek yoktu. Korkacağını varsayarak ellerini yavaşça direksiyona yerleştirdi.

 

Gaza bastı. Ve Görkemin attığı konuma doğru arabayı yavaşça sürmeye başladı...

 

10. Bölüm sonu

 

Bölüm : 17.05.2025 23:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...