9. Bölüm

9. Bölüm Video

Sadece E
sonbahar_ayazi

 

Hayır hayır ben hiçbir zaman duygusuz bir insan olmamıştım olamamıştım. Yeri gelmiş ağlamış yeri gelmiş acılı insanlara sarılmıştım.

 

1 gün hariç, duygusuzluk sınavı.

 

Savcılığın en önemli sınavı, kameralarla izlendiğim bir gün hiç bukadar zor olmamıstı.

 

Önümde ağlayan bir asker vardı yüzünde siyah bir şey vardı. Adam askerdi kardeşi de askerdi. Ve kardeşi şehit düşmüştü.

 

 

Kurşunun sahibine kadar bulmuş fakat vuran kişiyi birtürlü bulamamıştık.

 

" Kara "

 

Dedim kendimi sakinleştirmeye çalışırken.

 

 

" O gün beni kameralardan izliyorlardı, yoksa yemin ederim sarılırdım sana. "

 

 

Yutkundu farketmişmiydi bilmiyordum. Yavaşça yere çömeldi elleriyle beni kendine çekip sıkıca sarıldı.

 

 

" Sakin ol benim salaklığım bi anlığıma geldi. Zaten sonradan izlendiğini anlamıştım. "

 

 

" Kara o üşür. Annesi de ona kızınca soğukta bırakırdı. Korkar o, üşür orda."

 

 

" Yapma Çilen kendini öldürüyorsun. "

 

Yavaşça ayrıldık ben sendeleyerek ayağa kalktığımda oda kalktı.

 

 

" İncelememe izin ver "

 

Başıyla beni onayladı ben göz yaşlarımı sildim. O tekrardan Kutayın yüzünü açtı.

 

 

Elime tekrar yeni eldivenleri geçirdim. İlk kafasını incelemeye başladım. Kafasında hafif morluklar vardı.

 

 

Saçları hâlâ aynı. Dedi iç sesim fakat hızlıca onu susturdum.

 

 

Boynunda kalın bir halat izi vardı. Elim titreye titreye kumaşı tuttum. Ve yavaşça beline kadar çektim.

 

 

Her tarafı kurumuş kandı. Bıçaklarla kesikler atılmıştı göğsünün her bir tarafına.

 

 

Elimi yaralardan birine bastırdım. Elimi çekip baktığımda eldiven kan olmuştu ama toz şeklinde sabah öldürülmüştü bu çok açıktı.

 

 

" Taze kan komşulara tek tek sorulacak, bu Kara Kutu sabah girmiş eve. "

 

 

Üst kısmını kapattım. Bedende bir gariplik vardı. Kutay son zamanlarda kilo mu vermişti. İşte.sizce kendimi ayak kısmına aldım.yavaşça dizine kadar kaldırdığımda ellerim ağzıma gitti ve kahkağa attım.

 

 

" Kara bu o değil. Bu Kutay değil. "

 

 

Kara bana deli görmüş gibi baktı.

 

" Kara dizinde doğum lekesi yok. Bu o değil. "

 

 

Kahkahalarla gülmeye devam ettim. Aniden kapı açıldığı an kendimi dışarı attım. Gülerek arabay doğru koştum. Ellerim titriyordu. Mutluluktan ellerim titriyordu.

 

Telefonumu aldım hemen Mert i tuşladım telefon ilk çalışta açtı.

 

 

" Çilen neredesiniz sabahtan beri size ulaşmaya çalışıyoruz. "

 

 

" Dur. Dur. Dur. "

 

 

Dedim nefes nefese

 

 

" Mert ben Kutayı görmeye gittim. "

 

 

Diğer taraftan ses gelmedi.

 

 

" Doğum lekesi yok Mert. Dizindeki doğum lekesi yok. "

 

 

Derin bir nefes verdi.

 

 

" Çilen, güzelim bak doğum lekeleri kay- "

 

 

Kara gelip tam önümde durdu. Ama birşey demedi.

 

 

" Hayır Mert hayır ben hepinizin sağlık kayıtlarına çok önceden baktım onun doğum lekesi damarına bağlı değil yani ceset çürüyene kadar kalması lazımdı. "

 

 

Diğer taraftaki ses ciddileşti.

 

 

" Yüzü berbat tı ama Kutay olduğunu en başından anladım Çilen, Eminmisin."

 

 

" Emin Mert anlamazmıyım ben. Şimdilik kimseye demeyelim. Gizem ve Eflin nasıl."

 

 

" Berbatlar Gizem ağlaya ağlaya perişan oldu Eflin onu evine götürdü. "

 

 

Ciddileştim ve gözlerimi Kara ya diktim.

 

 

" Dikkat edin, şimdi baş Savcı ile haberleşicem hepinize birer koruma ayarlayacak ben birdaha hiçbirinizi kaybetmeyeceğim. "

 

 

" Dikkat et Çilen her bir yanlış hareketimiz hem onun hem bizim canımızı yakar. "

 

 

" Biliyorum. "

 

 

Telefonu kapatıp çantama koydum.

 

 

" Çilen fazla acele ediyorsun. "

 

 

Parmağımı kaldırdım ve onu uyarır bir şekilde salladım.

 

 

" Çünkü vaktimiz yok çünkü bizim onu kaybetmeye tahammülümüz yok Kara. Ve bana engel olma beni durdurma."

 

 

Parmağımı indirdim hâlâ bana bakıyordu kapıyı açtım ve hızlıca kapıyı çektim. Yavaş adımlarla oda arabanın Diğer tarafına geçti ve kendi yerine oturdu.

 

 

" Nereye. "

 

 

" Eski halk merkezinin yanında evi. "

 

 

Başını salladı ve arabayı çalıştırdı.

 

 

Aradan birkaç dakika geçti ikimizde konuşmadık. Fakat içim içimi yiyordu.

 

 

" Özür dilerim bi anlık duygu patlamasıyla sana sert davrandım. "

 

 

Bi anlık olmuştu her şey.

 

 

" Davranmadın. "

 

 

" Davrandım. Neden böyle oldu bilmiyorum. "

 

 

Kara tam bişe diyecekken telefon çaldı. Baş Savcı arıyordu hemen açtım.

 

 

" Duruşmadaydım Çilen Savcım neden aramıştınız. "

 

 

" Arkadaşlarım Kutay Kurt olayından sonra tehlikede ler sayın baş Savcım. İzin verirseniz onların başına da bana diktiğiniz gibi asker dikmek isterim. "

 

 

" Hallederim o kolay iş Çilen sen nasılsın. Yanına gelmemi istermisin. "

 

 

Kara ya döndüm.

 

 

" Gerek yok Kara yanımda. "

 

 

" Şu başına koyduğum asker mi. "

 

 

Araba durdu gelmiştik.

 

 

" Evet şimdi İzninizle olay yerini incelemem lazım. "

 

 

" Tabikide tabikide. Fakat seni hiç o dosyaya koymamalıydım Çilen. "

 

 

" İyikide koymuşsunuz sayın savcım. "

 

 

Telefonu kapattım.

 

 

Arabadan yavaşça indim gözlüğümü düzelttim.

 

 

" Çilen belli etme. " Dedi Kara kulağıma doğru, beni hiç tanımıyordu.

 

 

Etrafta fazla polis veya asker yoktu. Kara yı görenler asker selamı veriyordu. O ise sadece etrafı incelemek ile meşguldü.

 

 

Evine daha önce gelmiştim. İlk gelen bendim. Küçük ama hoş bir evi vardı. Bir odayı sadece bize ayırmıştı...

 

 

Koridoru geçtiğimiz an salona geldik. Sahte Kurayın yatış pozisyonu beyaz boya ile çizilmişti.

 

 

Eşyaların bazıları kırılmış bazıları ise yerinden oynamamıştı.

 

 

Sahte bir çatışma gibi gösterilmiş olabilirmiydi?

 

 

" Sayın Savcım. "

 

 

Yanıma gelen bir askerin baş selamına karşılık verdim.

 

 

" Yardıma ihtiyacınız olursa ben buradayım. Sayın baş Savcım, Savcı hanıma yardım edin dedi. "

 

 

" Ben zaten buradayım asker görmüyormusun. " Dedi Kara.

 

 

" Görüyorum fakat baş savcının talimatı. "

 

 

Yavaşça yanımızdan ayrıldı.

 

" Neden bukadar sert tepki verdin. Oda görevini yapıyor. "

 

 

" Görevi görevime karışmaksa, ki öyle tepkiyi hak eder. "

 

 

Omuz silkip gözlerimi çizili alandan ayırdım.

 

O an aklıma rüyam geldi.

 

 

Ne demişti Kutay. Neredeydi.

 

Hah bilgisayar, bilgisayar.

 

 

Hızlıca televizyonun altındaki çekmeceleri karıştırmaya başladım.

 

 

" Çilen yavaş ol. "

 

 

Ellerimi olabildiğince hızlı kullanıyordum.

 

 

İlk çekmecede kitaplar kalemler vardı diğerini açtığımda içinde bir albüm buldum. Pembe kapaklı bir albumdü.

 

 

Yavaşça açtım ilk sayfayı lise yıllarından çekilen bir fotoğraf vardı ilk başta.

 

 

Hepimizin olduğu. 7 kişinin olduğu...

 

 

Hepimiz gülüyorduk. Ben, Mert ve Kutayın arasındaydım. Beni kollarımdan tutuyordu, kaldırmışlardı.

 

 

Meryem kutayın diğer kolundan tutmuş omzuna yatmıştı. Gamze Görkemi omuzlarından destek alarak yukarı zıplamıştı. Eflin ise ortada durmuş kollarını açmış bizi gösteriyor gibiydi.

 

 

" Çok güzeldi... "

 

 

Altında bir not vardı.

 

 

' Dünya gelsin ister yağsın tüm yükleri omuzuma ama sizin omuzlarınıza kuş tüyü bile düşmesin. ,'

 

 

Diğer bir sayfayı çevirdiğimde nutkum tutuldu. Kutayın ve benim küçüklük halimiz vardı.

 

 

İstemeden dudaklarımdan bir hıçkırık koptu.

 

 

Ben onun dizlerindeydim uyuya kalmıştım. Onunda elinde bir hikaye kitabı vardı bana okuyordu. Evet hikaye küçük aslan dı Büyük ihtimalle benim annem çekmişti.

 

 

Elimi kutayın üstüne getirdim. 1 saat önce o sandığım bir bedeni severken şuan çocukluğu yanımda gibiydi.

 

 

" Bu senmisin. "

 

Dedi Kara.

 

 

" Evet daha 3,4 yaşlarındayım en iyi oyun arkadaşım hep Kutay dı. "

 

 

Altında küçük bir not vardı.

 

 

' ölüme kadar değil ölümden sonra bile candan kardeşim. Sen benim hep küçük Çilem olarak kalacaksın.'

 

 

Başka bir sayfaya geçtim Meryem vardı. Kutayın yanağına kocaman bir öpücük konduruyordu. Sınıfça pikniğe gittiğimiz bir gündü.

 

 

Onun altında da bir not vardı.

 

 

' Sevdiğim, sevgilim, hep seveceğim, meleğim. '

 

 

Başka bir sayfaya geçtim. Bir sonraki sayfada sadece erkekler vardı. Görkem,Kutay ve Mert. Kollarını birbirlerinin omuzlarına atmış poz veriyorlardı.

 

 

' Bizi kim kırabilir ulaaaa '

 

Yazıyordu

 

 

Sayfalarca fotoğraflar vardı. Gözüm dolmuştu hızlıca sildim. Şuan daha fazla vaktim yoktu. Albümü çantama attım.

 

 

" Kara bilgisayar bulmamız lazım."

 

 

Sorgulamadı başıyla hızlıca onayladı ve benimle aramaya başladı.

 

 

Salonda yoktu. Hızlıca bize ayırdığını söylediği odaya girdim. Burayı bana göstermemişti. Yavaşça kapıyı araladım.

 

 

Elim dudaklarıma gitti, burası çok güzeldi. 5 tane yatak vardı. Her yatağın üst kısmında kişiyi belli eden objeler veya fotoğraflar koymuştu. Hepimizin çocukluğumuzdaki sevdiğimiz renklerden yatak örtüsü vardı.

 

 

Kendiminkini direkt anlamıştım. Küçükken doğayı çok severdim. E haliyle en sevdiği. Renk te yeşildi. Yatak başlığım yeşil tüller ile çevriliydi. Yatağımın üstünde kahve rengi bir ayıcık vardı. Gamzenin sarı Eflinin ise mor ayıcığı vardı.

 

 

Erkeklere ise hiç beklemediğim bir şey koymuştu ciddi ciddi Görkeme ve Mert e nörf tabancası koymuştu.

 

 

Renk renk çekmeceler vardı. Çekmecelerin bazılarında bizim için alınmış kıyafetler bile vardı. Yavaşça aynanın yanındaki Dolaba ilerledim.

 

 

Yavaşça açtım. Evet bilgisayar buradaydı.

 

Üstünde ise bir not vardı.

 

 

ÇİLEME yazıyordu. Yavaşça aldım bilgisayarı ve Kutayın benim için hazırladığı yatağa geçtim.

 

 

" Kara, kapıyı kapatıp gelirmisin. "

 

 

Kara hızlıca yanıma geldi.

 

Kapıyı kapattı. Etrafa küçük bir bakış attıktan sonra yanıma oturdu.

 

 

" Bizim için. " dedim tane tane.

 

 

" Bizim için oda hazırlamış. "

 

 

Bilgisayarı açtım. Yavaşça açıldı bilgisayar.

 

Mavi ekran açıldı.

 

 

" Bir şifre girin. " yazıyordu.

 

 

Kara ya döndüm.

 

" Şifre, şifre ne olabilir ki? "

 

 

" Hepinize ait bir şifre varmı. Veya bir kod adınız. "

 

 

Aklıma ilk gelen şey ortak ninnimiz veya şarkımız her neyse 'Aslan' geldi.

 

 

Hızlıca yazdım, anında kabul oldu. Ve bilgisayar açıldı.

 

 

Bilgisayarın ana ekranını hızlıca taradım. Kodlar başlığı altında binlerce klasör vardı. Fakat onca klasör adının yanında kendi ismimi gördüm.

 

 

Hızlıca ona tıkladım.

 

Bir video vardı. İçinde Kutayın olduğu.

 

 

Video ya tıkladım ve başladı...

 

 

" Merhaba Çilem,

 

 

Eğer bu video yu izliyorsan ya ben ölmüşümdür yada çok uzaktayımdır.

 

Yada tüm ihtimallerin haricinde benim bir katil olduğumu düşünüp evimi karıştırıyor da olabilirsin."

 

 

Nefes verdi.

 

 

" Çilem, Meleğimin ölümünden beni sorumlu tuttuğunu az çok biliyorum. Çünkü biliyorum elinden benim kolyemi alan sendin kardeşim.

 

 

Olayı sana daha en başından anlatacağım çünkü sen benim kıymetlimsin, benden nefret etmene dayanamam. "

 

 

Bu sefer Derin bir nefes aldı ve kendini gülümsemeye zorladı.

 

 

" Çilem Meryem benim yanıma terasa geldiğinde her şey çok normaldi. Fakat sonra bir şey oldu. Aniden her şey değişti.

 

Aklını kaybetmiş gibiydi. Kahkağa atmaya başladı. "

 

 

Aklımda şimşekler çaktı. Yanıma geldiğinde kaşınmaya başlamıştı. Kırix geçirme belirtileriydi bunlar.

 

 

" Bana vurmaya başladı boynumdaki kolye çekti kopardı onu yaklamaya çalıştım durdurmaya çalıştım. Fakat yapamadım Çilen, yapamadım gücüm yetmedi ayağı takıldı ve düştü. Tutamadım. "

 

 

Ben bunları ağzım açık dinlerken, Kutay bize bunlardan hiç bahsetmeden nasıl kendi içine atabilmişti. Neden yapmıştı hunu kendine.

 

 

" Beni suçlamakta çok haklısın Çilen Meryem öldükten sonra yüzüme bile bakmadın ilk birkaç ay. Evime gelip eşyalarımı karıştırırdın. Bu yüzden en çok sana güvendim Çilem. Onu benim öldürdüğüme dair okadar ipucun varken gelipte bana intihar edeceğim gün sarıldın. Ben senden vazgeçmem. Çünkü beni anlayan bir sendin kardeşim. Şimdi neredeysem bul beni. Çünkü senin bana inandığını bilmeye ihtiyacım var. Ve eğer çoktan Meryemin yanına gitmişsem hakkım sana sonuna kadar helal olsun kardeşim. Seni hep seven ve sevecek olan abin, kardeşin"

 

 

9. Bölüm sonu

 

Evet arkadaşlar şunu anladım zorla güzellik olmuyor ister yorum yapın ister yapmayın. Ben bu hikayeye devam edeceğim. Umarım beğenmişsinizdir.

 

Sevgiyle, saygıyla sağlıcakla kal.

~E~

 

Bölüm : 25.04.2025 22:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...