
12. Bölüm
O olayın üstünden tam yarım saat geçmişti. Aykut ve o adam gitmişti. Tabiki adam bir şey unutmuştu. Neşter ve bu neşter benim kurtarıcım olucaktı ellerim iple bağlı olduğu için bu ipleri neşterle kesicektip. Gelip giden olmadığı için hemen neşteri düstüğü yerden aldım. Ve kolumdaki ipi kesmeye başladım. Umarım çabuo keserdim çünkü o ş***** gelme olasılığı çok yüksek. Hemen kesmeye başladım
......
Ahh sonunda kesmiştim. Ve kapının orda bir ses gelmeye başladı. Benimde bir fikrim vardı. Hemen neşteri koluma tuttum ama sonra vaz geçtim. Çünkü eğer gelen Aykut'sa kolumun ve ayak bileğimin açık olduğunu görürse o zaman bütün pilanım mahvolurdu. Hemen ayağa kalktım ve kapının arkasına saklandım
Adam içeri girdi. Bende hemen kapıyı kapatıp adamın boynuna elimle vurdum adam bayılınca hemen onu sürükleyip kalktığım yatağa yatırdım. Ve üstünü örtüyle örttüm. Sonra havaya bakınca sağ tarafta bir dolap vardı. Onun üstüne çıkarsam kimse fark etmezdi. Hemen oraya çıktım. Siz şimdi diyeceksini ki o odanın içindeki adamlar seni görmüyormu. Görmüyorlar çünkü sanırsam şu an saat sabahın beşi oyüzden herkez uyuyor. Hemen dolabın üstüne çıkıp oturdum. Ve üstündeki eşyaları hafiften önüme çektim. Tam o anda bir tıkırtı sesi geldi bu ses kapının ordan geliyerdu. Sonra sesler duydum.
Adam birşeyler söylüyordu. Neşter yanımdaydı. Kolumun içine koymuştum. Daha sonra kapı açıldı ve içeriye biri girdi bu kişiyi hiç görmemiştim. Daha sonra benim yattığımı sandığı yataktaki örtüyü kaldırdı. Ve gözleri ilk önce şaşkınlıkla büyüdü. Daha sonra bir küfür savurdu. Ve dışarı çıkıp kapıyı kapattı.
"Nerde o zaman bu kız nereye kaçmış olabilir ki. Biz çıktığını görmedik. Eemekki bu odanın içinde hala"
Bir tane adam konuşuyordu. Ve kapı açılıp kapanma sesi geldi. Dolabın üstünde beni kimse göremezei çünkü dolap baya yüksekti.
....
Burada ne kadar kaldım bilmiyorum ama sabah olduğu kesindi. İçeriye Aykut girdi. Ama sanırım benden haberi yoktu. Çünkü gülümsüyordu. Bu gülümsemenin yüzünde çok fazla kalmicağını bildiğim için ben sırıtmaya başlamıştım. Sonra ben bir anda nereden geldiğini bilmediğim cesaretle bir anda Aykut'un üstüne atladım. Aykut kocaman olmuş gözlerle bana bakıyordu. Ve benim atlama sesimi duyan adamlarda uyanmışlardı.
"Sen nasıl kurtuldun o iplerden çünkü bu imkansız."
"Evet zordur ama hiç hir bir şey imkansız değildir. Aykut"
Bu hareketim sanırım Aykut'un hoşuna gitmişti. Benim saçlarımı kim açtı bilmiyorum ama biraz zorlanıcağım kesindi.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 61.8k Okunma |
1.46k Oy |
0 Takip |
46 Bölümlü Kitap |