52. Bölüm

25. Bölüm 1. Kısım "Pranga"

Songül harmanda
sonsuzluksb

Derin Asu Aldinç

 

Değişim çoğu zaman endişe vericidir. Gündelik işlerin veya sahip olduğumuz maddiyatın değişiminden bahsetmiyorum. Değişimin beni endişelendiren yanı, benim. Duygularımın, fikirlerimin ve sözlerimin değişimi. Dokunup müdahale edemeyeceğim şeyler tüm bunlar. Çabalasam da engelleyemediğim ve gelip ayaklarıma prangalarını vuran sert değişimler.

 

Karademir'lerden almak istediğim intikamın artık istisnalarının olması, anneme duyduğum öfkenin yerini endişenin alması ve kalbimin aklıma açtığı o kanlı savaş.

 

Emir haklıydı, yine. Kalbimden korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmuyordum. Ama kalp de benim değil miydi zaten? Korkudan kaçışın olmadığını, aklımın ona yenik düşeceğini bilmiyor muydum?

 

Beni ayaklarımdaki prangalardan tutup bu kata sürükleyen de kalbim değil miydi?

 

Çağdaş Karademir'in metresini boğarak öldürmesini öğrendiğim ilk anda aklımdaki tek şey Emir'di. Fakat şimdi o kadına benzediği için bu evde tutulan annem de aklımdaydı. O kadının ölümü bir ihanetin sonucu muydu yoksa Çağdaş Karademir'in bana bahçede dediği gibi, zaaflarının onu ele geçirmemesi için kurtulması mıydı?

 

Bu ihtimal bir gün annemi de boğabileceği anlamına geliyordu. Benden, bana kalan son şeyi alacaktı. Yine bir Karademir yapacaktı bunu. Lale haklıydı, annemi bu evden çıkarmalıydım.

 

Beyaz kapının önünde dikilip aklımla verdiğim savaşın sonunda işaret parmağımın kemiği o kapıyı buldu. Tok bir ses yankılandı koridorda. Bir cevap beklemeden odaya girdiğimde Annem irkilerek kapıya döndü. Camın önünde duran çiçeği suluyordu, Lale'nin ektiği. O ufak saksıya attığım hüzünlü bir bakışı yakaladı ve burukça tebessüm etti.

 

"Gelsene Derin."

 

Tereddütle içeri girip kapıyı ardımdan kapattım. Gelip yatağın ucuna oturdu ve sol eli ile yavaşça yanına vurdu. Karşı gelmeden yanına oturdum. Şimdi ben geleceğe o ise geçmişe bakıyordu. Öyle benziyorduk birbirimize.

 

"Nasılsın?" Dedim asıl söylemek istediklerime bir zemin hazırlamak için. "Biraz rahatsızdın, iyi hissediyor musun artık?"

 

"Yalnızca üşütmüşüm. Birkaç günde toparladım bile. Bugün yine bahçeye çıkıp çiçek ekeceğim, benimle ekmek ister misin?"

 

"Olabilir."

 

"Sen iyi misin peki? Mert'in ölümü seni kötü etkiledi."

 

Yutkundum sertçe. "Seni de." Gözlerine baktım. Bizi terk etmişti fakat burada onların yanındaydı. Onların büyüdüğüne şahit olmuştu. Sırf bu yüzden Lale'nin acısına benzer bir acı yaşadığını biliyordum.

 

"Ben iyiyim."

 

Başımı salladım usulca. Bir süre aramıza sessizlik girdi. Bu sessizliği bozan ben oldum. "Bugün bir şey öğrendim." Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Söze nasıl girilir bilen biri değildim. Yumuşatmayı da beceremezdim. "Emir'in annesinin nasıl öldüğünü biliyor muydun Anne?"

 

Söylediklerimden önce ona anne diyişime takıldı. Hiç söylemese de bakışlarından anladım bunu.

 

"Çağdaş kalp krizi demişti."

 

Ellerimi yüzüme koyup sertçe sıvazladım. "Adi herif." Başımı sağa sola salladım. "Onu boğmuş anne. Kendi elleriyle öldürmüş kadını. Sana benzeyen o kadını."

 

"B-bu doğru olamaz."

 

"Olamaz mı? Daha bir ay kadar önce bahçede birinin kafasını taşla ezerek öldürdü bu adam! Çocuğu için tek damla göz yaşı dökmedi. Ne demek doğru olamaz? Yapmaz diyebilir misin?" Sessizliği beni öfkelendirdi. "Diyebilir misin dedim anne?"

 

"Onu sevdiğini söylemişti."

 

"Bu adam manyak anne. Onunla evli kalmana izin veremem. Bunu yapamam. Bir sabah yatağında seni ölü bulmayı bekleyerek geçiremem günlerimi."

 

"Deri-"

 

"Korkak sözlerini duymak istemiyorum. Kaçmayı çok iyi bilirsin sen, insanlardan ve gerçeklerden ama beni sen doğurdun ve tanıyorsun. Durmam, susmam, göz yummam anne. Başıma gelebilecek hiç bir şey beni öylece durmaktan daha çok korkutamaz."

 

Telaşla ellerimi tuttu, mazi gözleri çoktan dolmuştu. "Yapma Derin yalvarırım. Sen demedin mi? Kendi çocuğuna bile üzülmeyen bir adam sana neler yapar? Ne olur delilik yapma. Ondan boşanmama izin vermez. Takıntılı bana görmüyor musun?" Ağlamaya başladı. "Derin bilmiyorsun, yaptıklarını bilmiyorsun. O hasta bir adam ve çok güçlü. Pişman oldum, size dönemedim izin vermedi. Sen bana gel istedim ama tehlikeye girmen için değil! Lale'den sonra seni de kaybetmeyi nasıl kaldırırım?"

 

Onun gibi ağlıyordum fakat yüzüm donuktu. Göz yaşları yalnızca bir tabloya sıçratılan boya gibiydi yüzümde. Donum gözler ve donuk bir yüzden ibarettim. Bir süredir böyle tezatlıklar içindeydim zaten. İçimde yanan ateşe rağmen buz gibiydi gözlerim.

 

Annemin o adamdan boşanmayı göze alacağı tek şeyin ne olduğunu biliyordum. Bunu ona vermenin büyük bir risk olduğunu da. O da bir Karademirdi ama Ezra yanılıyordu, soyadının Karademir olması annem olduğunu değiştiremezdi.

 

"Lale intihar etmeden önce bir mektup bırakmış anne."

 

Acı ile kasılan yüzünden çekilen duygular aynı benim gibi donukça bakmasına neden oldu. "Ne?" Dedi sadece bir fısıltı gibi.

 

"İntiharının sorumlusu bir Karademir'miş. Hangisi olduğunu yazmamış mektupta fakat bu evden biriymiş." Boğazıma sıralanan taşları yutmaya çalıştım acı ile. "Senin de bu evden çıkmanı istediğini yazmış."

 

"Bu yüzden geldin." Sesi acı doluydu fakat yine bir fısıltıdan ibaretti. "Kim olduğunu bulmak için. Derin..." Ayağa kalkıp ellerini yüzüne kapattı. Birkaç adım atıp yüzüne vurmaya başladı sertçe. "Benim yüzümden. Benim yüzümden. Benim yüzümden."

 

İleri atılıp ince bileklerinden yakaladım ve kendine vurmasını engelledim. "Sakin ol." Direnişine ben de direndim. "Anne lütfen sakin ol." Mücadele edemeyecek kadar güçsüzdü. Durup ağlamaya başladığında ona sarıldım. Yine yatağa çöktük fakat bu kez yüzü göğsüme gizliydi. O içli içli ağlarken ben damla damla akıtıyordum acımı. "Lale'nin son isteği için bile yapamaz mısın bunu? O adamdan kurtulmayı deneyemez misin?"

 

"O yaptı." Yavaşça ayrıldı benden. "Çağdaş yaptı. Ona saldırdı mı Derin? Benim Lale'me saldırdı mı?"

 

Başımı salladım zorlukla "Bilmiyorum. Kim bilmiyorum. Ona ne yaptılar bilmiyorum Anne. Ama güçlü durmalıyız. Kimse bilmemeli, duyuyor musun beni? Hiç kimse neden burada olduğumu bilmemeli. Onları mahvedeceğim sana söz veriyorum. Tek istediğim yanımda olman. Bu mücadeleyi göze almanı istiyorum, korksanda kaçma anne, bu kez kaçma."

 

"Kaçmayacağım."

 

Hissettiğimiz acıya rağmen tebessüm ettim. Bana eşlik etti fakat onunki daha buruktu. Gerçekleri öğrenmenin sancısını iyi bilirdim. Bir şeyler söylemek için dudaklarımı araladığımda kapı açıldı. Çağdaş Karademir'in keskin bakışları bizi buldu.

 

"Bir şeyi mi böldüm?"

 

Ayağa kalkıp başımı salladım. "Ben de çıkıyordum zaten."

 

"Açelya'm sen ağladın mı?" Anneme yaklaşıp elini yanağına uzattı. Ayaktaydı, eğilmedi bile. "Seni üzen bir şey varsa bana söyleyebilirsin."

 

Annem yalnızca başını salladı. Bu sahneye daha fazla bakmak istemediğim için kapıya yaklaştım.

 

"Evde sıkılmıyor musun Derin?" Gözleri beni buldu. "İstersen senin için bir iş ayarlayabilirim."

 

Annemden uzak durmam için mi yoksa onun gözü önünde olmam için mi istiyordu bunu? Vereceğim cevabın ona nasıl bir şüphe uyandıracağını bilemedim.

 

"Bu beni çok mutlu eder, teşekkür ederim."

 

"Ne demek."

 

Bakışlarıyla yaptığı işkenceye dayanamayarak odadan çıktım. Karmakarışık duygularla alt kata indiğimde gözlerim Emir'in odasına takıldı. Ona gitmeyi arzulayan kalbim, aklımın her sorusunu es geçiyordu. Ona bu ölümden haberdar olduğumu dahi söyleyemezken ne diye dikilecektim kapısına?

 

Mesele sebepler değil, onu görmek istiyorsun.

 

Bunu biliyordum. Kalbimin dediği gibi yalnızca görmek istiyordum. Onun kapısına doğru defalarca kalkıp inen ellerim sonunda ani bir cesaretle tahtaya değdi. Odadan ses gelmeyince kapıyı açmak için kolu çevirdim fakat kilitliydi. Kaşlarım çatıldı ve birkaç kez daha kapıya vurdum. Odada olmadığını düşünecek olduğumda bir adım sesi işittim. Kilit sesi ve ardından kapı açıldı. Emir uykulu gözlerle bana baktı. Üzerinde bir şey yoktu ve altından yalnızca eşofman vardı. Boynundan göğsüne doğru sarkan kolyeye takılı kaldı gözlerim.

 

"Uyuyor muydun?"

 

Hafifçe kenara çekildi ve odaya girmem için başını çevirdi. İçeri girdiğimde kapıyı ardımdan kapattı.

 

"Kapı kilitli mi uyuyorsun?"

 

"Evet."

 

"Neden?"

 

Bu sorum onu afallattı. Bana bakarken kaşları çatıktı. "Kapı kilitli olmayınca uyuyamıyorum çünkü"

 

"Neden?" Diye tekrarladım. Bu sorunun onun hoşuna gitmediğini anlayacak kadar tanıyordum bakışlarını.

 

"Sen neden gelmiştin?" Dedi sorumu es geçerek. Mesafeli oluşu şüphesiz son konuşmamızdandı. Veya yalnızca uykudan yeni uyanışının etkisiydi. Her iki ihtimalde de mesafesi canımı sıktı.

 

"Gelmek için bir sebebe mi ihtiyacım var?"

 

Yarım ağız güldü ve yatağa çöktü. Geriye doğru ellerini götürüp yatağa yasladı. Bu halinin beni etkilediğini gizlemek için yanağımın içini dişledim. Kaslı vücudu, dudaklarındaki yarım gülümseme, dağınık saçlar ve daha çok dağıtmayı arzuladığım o dağınık yatak.

 

"Hayır Asu, bana geliyorsan eğer hiçbir zaman bir sebebe ihtiyacın yok."

 

"Fakat mesafelisin." Dedim hissettiğimi gizlemeyerek.

 

"Hangi anlamda?"

 

"Bunun kaç tane anlamı olabilir?"

 

"Kalbim sana uzak değil Asu. Fakat kast ettiğin bedensel bir mesafeyse evet öyleyim."

 

"Bu ne demek şimdi?"

 

Sesim oldukça huzursuz çıkmıştı. Benim kaşlarım çatıktı fakat onun yüzünde birkaç saniye öncesine kadar bir gülümseme vardı. Şimdiyse yalnızca ciddi bir ifade ile doğrulmuş ve ayağa kalkmıştı. Aramızdaki boy farkı başımı geri atmama neden oldu. Yakınlaşmasını arzulasam da bunu yapmadı.

 

"Sana bunun sadece tensel bir çekim olmadığını göstereceğim."

 

İlk tahminimde haklıydım, bu mesafe son konuşmanın eseriydi. Ama kızdığı için değil bana bir şeyleri ispatlamak istediği için yapıyordu bunu. Fakat ben zaten bunun tensel bir çekimden ibaret olmadığını biliyordum, bu yalnızca aramıza öreceğim bir duvar olacaktı. Emir ise tüm duvarları yumruklarıyla devirmeye bile razıydı. Onun bu mücadelesine karşı kafamı salladım. İki adımda yanına yaklaşıp mesafeyi öldürdüm.

 

"Bana dokunmayacaksın yani." Dedim imalı bir fısıltıyla. "Ben sana dokunsam bile."

 

"Asu." Sesi boğuk çıkmıştı. Mavilerime bakarken sertçe yutkundu. "Beni zorlama." Dudaklarıma eğildi ama hiç değmeden fısıltıyla konuştu. "Seni deli gibi arzuladığımı biliyorsun."

 

"Biliyorum." Elimi yanağına koydum ve yavaşça boynundan aşağıya doğru çektim. Parmaklarım çıplak göğsünde durdu. Dudaklarımı boynuna yaklaştırıp ıslak bir öpücük kondurdum. Sonra kulağına yaklaştım. "Dokunmayacak mısın bana?"

 

"Sana yapmak istediklerimi bilseydin böyle cesur davranmazdın."

 

Sesi artık kendini zorladığını belli edecek kadar boğuktu. Bana dokunmak için delirdiğini yalnızca Ela gözlerine bakarak bile anlayabilirdim. Bana bir şeyleri kanıtlamasını istemiyordum. Bir anlaşma için buradaydım, onun duygularını işin içine katmaktansa yalnızca dokunması daha iyiydi. Çünkü o zaman onu kandırmış olmazdım.

 

"Bana yapmak istediklerini bilmek istemiyorum." Göğsünde duran elimi kemerine götürdüm. Bu dokunuşun onun direncini kıracağına emindim. "Göstermeni istiyorum."

 

"Bunun için pişman olacak mısın?"

 

"Olmayacağım, ya sen?"

 

"Asla."Yaklaştı. "Benden uzaklaşacak mısın Asu?" Cevap vermediğim için kaşları çatıldı. "Eğer bu benden uzaklaşmana neden olacaksa dururum."

 

"Durmanı istemiyorum."

 

"Uzaklaşacak mısın?"

 

"Belki sen uzaklaşacaksın. Bunun garantisini verebilir misin? Bu arzunun ateşi söndüğünde ne olacağını bilebilir misin?"

 

Gülümsedi. Masum bir tebessüm değildi bu. Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı.

 

"Bunun yalnızca tensel bir çekim olmadığını kanıtlamanın iki yolu vardı Asu. Biri mesafeydi, şüphesiz bunu başaramadık. İkincisi ise, karşı koymamak. Arzunun ateşi söndüğünde kalbinin sesini duyacaksın. Ben ikisini ayırt edebiliyorum Asu ama senin ayırt etmen için yanmamız gerekecek sanırım."

 

Dudakları ve elleri ile bana eziyet etti. Tüm bunları yaparken tek arzusunun benim sona ulaşmam olduğunu biliyordum. Buna karşı koymaya çalışsamda Emir Karademir izin vermedi.

 

"Bunun arzudan ibaret olmadığını kabul et Asu. Hemen şimdi sor kendine, bedenin tatmin olmasına rağmen hala sana dokunmamı istemiyor musun?"

 

"Sadece bunu duymak için miydi?"

 

Kaşları çatıldı. "Hayır Asu. Senin için deliriyorum." Üzerime eğildi. "Sana dokunmama izin verdin. Daha fazlasını da yapabilirdik ama benim istediğim yalnızca bedenin değil. Ve senin görmen gereken de seni bu odaya getiren şeyin yalnızca arzu olmadığı."

 

Bunun arzudan ibaret olmadığını biliyordum elbette. Ama o yalnızca arzu olduğunu düşünürse her şey açığa çıktığında daha az incinirdi.

 

Sevildiğine inanmak hiç sevilmemekten daha zordu. Ama onun sevildiğine inanıp da incinmesini dahi istemeyişim de bir şeylerin ispatı değil miydi?

 

Bölüm : 16.06.2025 23:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Songül harmanda / KARADEMİR / 25. Bölüm 1. Kısım 'Pranga'
Songül harmanda
KARADEMİR

84.7k Okunma

4.58k Oy

0 Takip
85
Bölümlü Kitap
1. Bölüm "Kanlı Küvet"2. Bölüm "Bir Şüphe, Beş Şüpheli"3. Bölüm "Karanlıkta Gizlenen Adam"4. Bölüm "Açık Çek"5. Bölüm "Bir Kadını Kurtarmak"6. Bölüm "Tehlikeli Adamlar"7. Bölüm "Dikenli Duvarlar"8.Bölüm "Çığ"9.Bölüm “Kimsesiz Kız Çocuğu”10.Bölüm “Ölüm Oylaması”11. Bölüm “Kış Bahçesi”12.Bölüm”Kabuk Tutmuş Yaralar”13. Bölüm “Bir Fotoğraf Karesi”Duyuru14. Bölüm “Her İnsanın Bir Zaafı Vardır”DuyuruGüncelleme15. Bölüm "Gözlerini hep açık tut!"DuyuruDuyuru16. Bölüm “Bir Kadın Tüm Oyunu Bozar”Yeni bölüm yayınlandı17. Bölüm “Kral Paradoksu”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuru18. Bölüm “Vicdana Asılı Urganlar”Yeni bölüm yayınlandıDuyuruDuyuru19. Bölüm”Bir Hiç Sıfıra Eşit Olur Mu?”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuru20. Bölüm “Kan”Yeni Bölüm Yayınlandı21. Bölüm “Yalan”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuruDuyuru22.Bölüm “Üç Bilet Meselesi”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuru23. Bölüm “Bedelleri Her Zaman Masumlar Öder”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuruDuyuru24. Bölüm 1.Kısım “İkilem”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuru24. Bölüm 2. Kısım “Korkak Kalp”Yeni Bölüm Yayınlandı25. Bölüm 1. Kısım "Pranga"25. Bölüm 2. Kısım "Yol Ayrımı"26. Bölüm "Gerçeğin Acı Yüzü"Yeni bölüm hakkında27. Bölüm 1. Kısım "Yaralı Bir Adam"27. Bölüm 2. Kısım "Gözler Yalan Söylemez"Duyuru28. Bölüm 1. Kısım "Geriye Kalacak Birkaç Anı"28. Bölüm 2. Kısım "Tabut"Yeni bölüm sınırı29. Bölüm 1. Kısım "İmkansıza Aşık İki Kadın"29. Bölüm 2. Kısım "Veda"Yeni bölüm sınırı30. Bölüm "Görünmeyenin Ardında"Yeni Bölüm yayınlandı!Yeni bölüm sınırıYeni bölüm sınırı31. Bölüm "Yüzleşme"Yeni bölüm sınırı32. Bölüm 1. Kısım"Yenilgi"32. Bölüm 2. Kısım "İntikam ve İhanet"33. Bölüm "Kıyamet"34. Bölüm "Yas"35. Bölüm "Aklımız Bize Düşman"36. Bölüm "Bir Ölümün Günahı"37. Bölüm "Umudun Kurumuş Çiçekleri"Yeni bölüm yayınlandı38. Bölüm "Pişmanlıklar"Yeni bölüm yayınlandı39. Bölüm 1. kısım "Anılarda Yaşayanlar"39. Bölüm 2. Kısım "Kalbimi Titreten Adam"40. Bölüm "Bahar" FinalTeşekkürlerGüncellemegüncelleme
Hikayeyi Paylaş
Loading...