71. Bölüm

32. Bölüm 1. Kısım"Yenilgi"

Songül harmanda
sonsuzluksb

Bölümün ilk kısmı Emir Karademir ikinci kısmı ise Derin Asu Aldinç bakışından anlatılacaktır.

 

 

Emir Karademir

 

Keskin bir bıçak, kesip kanatmadığı bir et parçasına çarpıp duruyordu. Her darbe bir öncekinden daha sert ve her seferinde parçalanıp kanamasını tercih edeceğim bir acı bırakıyordu. Bıçak bir yarık açsaydı kalbime, kan oluk oluk aksaydı ve damarlarıma gidecek tek bir damla kalmasaydı bu denli acı çekmezdim sanki.

 

Hiç bu bedende var olmamışım gibi organlarım göğüs kafesime sığmıyordu. Hepsi kalbimi sıkıştırıyor, nabzımı parmak uçlarıma kadar hissettiriyordu.

 

Birkaç saniye içinde devasa bir dalganın altında kalacak, şiddetli bir depremle yerle bir olacak gibi büyük bir endişe sardı bedenimi. Sona varınca hissedilen türden, kaçışın olmadığı.

 

Soğuk havaya rağmen alnımda biriken terler, durmadan kayan yer ve yer dursa dahi bedenimden çekilen güçle titreyen bacaklarım neyin nesiydi? Arabadan aldığım desteğin bir an kesilmesi bile yere yığılmama neden olabilirdi. Düğmelerimi bir bir açtığım halde nasıl nefes alamazdım hala?

 

Ben Emir; babasının soyadıyla varolmayı reddeden, annesi gözlerinin önünde öldürülen o çocuk. Bunca zaman sonra, yıllar geçip gitmiş ve aklımın benle oynadığı gibi onunla oynamayı öğrenmişken bugün panik atak geçiriyordum.

 

Yıllar sonra ilk kez panik atak geçiriyordum ve bunun sebebi bir kadındı. Asuydu.

 

Bedenimi daha fazla ayakta tutamadım. Yere çöktüm, sırtımı arabanın lastiğine yasladım. Bu korkunç hissin beni öldürebileceğini düşündüm.

 

Beynim bu sorunla daha önce defalarca karşılaştığımızı ve sakinleşmenin yollarını bana her saniye hatırlatıyordu fakat bu hissi götürecek tek şeyin Asu olduğunu biliyordum. Kollarını göğsüne bağlamış, etrafa attığı kaçamak bakışları ile bana doğru yürümeliydi. Omuzlarına gelen sarı saçları rüzgarla savrulurdu, çekik gözlerini benden kaçırıp 'yalan değildi.' Demeliydi.

 

Aksi halde bu his nasıl geçerdi?

 

Hatırlamak önemlidir. İnsanları, anıları ve detayları. Hatırlamak önemlidir Emir. Asu'ya ait her şey, sesini duyduğun ilk an bir yabancıdan, onu ilk kez gördüğünde ise yalnızca adından ibarettin. Sözleri, kaçışı, bakışı. Kaçmak isteyip kaçmadığı, gelmek isteyip gelmediği her an. Sustuğunda konuşan ve konuşunca susan gözleri. Hayır, babanla annesi evli olduğu için değil. Mektup için, kardeşi için. Fakat kollarındaydı, senin kollarındaydı. Dün gece sen ona o da sana aitti. Bu başkaydı, biliyorsun sen de. Yalan değildi, istemeyi istemediği doğruydu. Hadi! Nefes al! Yalan değil biliyorsun. Asu o! Sözleri ne zaman gerçekten doğruydu ki? O gözleriyle konuşur, sen anlarsın her zaman.

 

 

Ciğerlerime ulaşan ilk nefesle birlikte ağrı azalmaya başladı. Önce nefesim, hemen ardından nabzım düzene girdi. Endişe hissi yavaşça terk etti bedenimi ve rahatlayarak gözlerimi kapattım.

 

"Senden çok şey alabilirim Karademir." Demişti bana. "O zamanda yenilgi böyle tatlı gelir mi sana?" Sesi kulaklarımdaydı.

 

Hayır Asu. Güzel gözlerini gözlerimden ayırmasan dahi bu yenilgi bana tatlı gelmezdi. Haklıydın. Benden çok şey alabilirsin.

 

Telefon sesi düşüncelerimi alt etti. Bir süre o rahatsız edici melodiyi dinledim. Sonra cebimden çıkarıp yanıtladım.

 

"Derin yanında mı?"Dedi Kuzey açtığım gibi. "Bugün Gökçe'yi ayarladığım eve götürecekti"

 

"Değil."

 

"Hastaneye mi geçti?"

 

"Hayır"

 

Durdu. Bir süre telefondan ses gelmedi. "Sen iyi misin?"

 

"İyiyim. Asu annesinin yanında. Gökçe için seninle gelecektir zaten. Sen önce atacağım adrese gel."

 

"Tamam"

 

***

 

Bir anda bastıran kar çok kısa bir sürede yerlere tutundu. Hızlı ve iri taneliydi. Esen sert rüzgar karı yüzüme çarpıyor ve görüşümü zorlaştırıyordu. Yarım günlük bir süre içinde çoğu yolun kapanacağına ve büyük araçların sürüş izninin olmayacağına emindim.

 

Kuzey, elleri ceplerinde hızlı adımlarla bana yaklaştı. Attığı her adımda geride izini bırakan kar başka adımlarla tekrar tekrar eziliyordu. Bu şiddetli yağışa rağmen sokaklar doluydu.

 

"Ne yapacağız burada?" Derken etrafına hızlıca göz attı. "Bir saate işimiz biter mi? Gökçe 2 de taburcu olacak."

 

"Biter."

 

Önünde durduğumuz apartman kapısını itip içeri girdim. Kuzey bir adım geride beni takip ediyordu. Dışarının dondurucu soğuğundan sonra apartman merdivenleri sıcak gelmişti. Attığımız her adımda üzerimizde biriken karlar basamakları ıslattı. Yıllanmış kapının apartmanın diğer taraflarından bir farkı yoktu. Yerde duran küçük paspas ve kenara atılmış bir çift terlik vardı. Ben cebimden çıkardığım maymuncuğu kapıya uzatırken Kuzey omzunu duvara yaslayıp bana baktı.

 

"Kimin evi burası?"

 

"Asu'nun"

 

"Ne? Maymuncuk neden o zaman? Geldiğinden haberi yok mu?"

 

"Var gibi mi duruyor Kuzey?"

 

"Ne yapacağız lan burada? Ne arıyorsunki eski evlerinde?"

 

Çömelip dikkatle kapıya bakıp derin bir nefes aldım. "Emin olmalıyım." Derken anahtarın çıkardığı o kısık sesi işittim.

 

Kapı gıcırtılı bir sesle açıldı. İçeriye attığım ilk adımda zaman durdu sanki. Hiç bulunmadığım bir evin şahit olmadığım anılarını gördüm. Asu'nun bu koridorda yürüdüğünü, açtığı kapıları ve hiç duymadığım kahkahasını duydum. Bundan uzun bir süre önce, Lale hala yaşıyorken, mavilikleri derin bir acıyla koyulaşmamışken, Asu gerçekten gülümsüyordu. Omzunda başka acılarla beli bükülse de bu evin duvarları onun kahkahasını duymuştu, aynaları görmüştü. Fakat ben hiç onun içten gülümsediği anı görmemiş, güzel sesi ile kahkaha attığını duymamıştım.

 

Cansız duvarları, terk edilmiş bir evi kıskandım.

 

Kapalı kapıların ardına baktım. Eski bir oturma grubu, ufak bir tv ve gelişi güzel atılmış bir battaniye öylece yerdeydi. Asu'nun odası olduğunu rahatlıkla anlayacağım bir sadelik, beni bir süre kapı önünde durdurdu. Ardından Lale'nin odasını buldum. Duvarlara asılı tablolar, renkli yatak örtüsü, aynalar, dolaba yapıştırılmış resimler ve gözlerimi yoran başka aksesuarlar. Burası Lale gibi dolu doluydu, odanın her bir yanı başka birine ait gibiydi.

 

Bir süredir sessizliğini koruyan Kuzey benim gibi odanın içine girdi.

 

"Neyden emin olmak istiyorsun?" Başını eğip yüzüme baktı. "Sen iyi değilsin Emir. Ne oldu?"

 

"Lale bir mektup bırakmış Asu'ya."

 

"İntihar mektubu mu? "

 

Kış bahçesinin içinde buldum kendimi bir anda. Karşımda Asu vardı. Ortamızda duran cam sehpanın üzerinde bir mektup. Parmaklarımın arasındaki kuru, kağıt hissi tekrarlandı. İnce, eğik bir yazı geldi gözlerimin önüne. Başlangıçta karışık duran her kelime kendi yerini buldu ve cümleler ağzımdan döküldü.

 

"Bu intiharın suçlusu bir Karademir. Kim olduğunu söylemeyeceğim abla, öfke ile kendine zarar verecek bir şey yapmaman için. Tek isteğim annemle konuşup onu o evden çıkmaya ikna etmen. İnsanların kendi günahlarını örtmek için yapamayacakları şey yoktur.

Umarım bu günah annemi, bu mektupta seni incitecek bir şeye yol açmaz. "

 

"Karademir mi?" Sesi dehşet içinde çıktı. "Babam mı? Lale'ye ne yapmış?"

 

"Akla gelen ilk isim o olsa da ben bu işle alakası olduğunu sanmıyorum Kuzey."

 

"Başka kim olabilir? Bora mı? Şerefsizin teki de olsa Lale'yi incitmezdi asla." Başımı sağa sola salladığımda öfkelendi. "Sırf aralarında bir şeyler vardı diye Mert demeyeceksin değil mi?"

 

"Mert karıncayı bile incitmezdi."

 

"Kim o zaman? Ben mi? Sen mi?"

 

"Eminim Asu'da her gün bu soruyu sorup durmuştur kendine. Hangimiz olduğunu düşünüp delirmiştir her defasında. Fakat buraya başka bir şey için geldim Kuzey."

 

İyi bir hafızam vardı. Gördüğüm şeyleri kolay kolay unutmaz ve her detayıyla hatırlardım ben. Ama ilk kez kendime güvenmiyordum. Hatırama, hatırladığım ana güvenmiyordum.

 

Oysa benim arabamdaydık. Lale, fermuarlarına renkli taşlar geçirdiği çantasını dizine çekmiş ve bir defter çıkarmıştı. Rastgele açtığı sayfanın bir yanı ders notlarıyla doluydu diğer yanı boştu. Boşluktan bir kağıt yırttı. Kalemi beyaz sayfaya izini bıraktı. Y'leri yamuk, harfler düzensiz, i harfinin noktaları uzun bir çizgi gibi. B'ler olması gerektiğinden daha geniş.

 

Çekmeceleri açtım. Dağınık duran birkaç defter gözüme çarptı. Her birine özenle baktım. Yamuk y, çizgili noktalar, düzensiz harfler. Gözlerimi yumdum sıkıca. Doğru hatırlıyordum.

 

"Ne oldu?"

 

"Yazılar farklı." Omzumun üzerinden ona baktım. "Mektubu Lale yazmamış."

 

***

 

Derin Asu Aldinç

 

 

1 Gün Sonra

 

 

Pansumanın ardından sargı bezini nazikçe Gökçe'nin bileğine doladım. Bantla sabitledikten sonra çöpleri bir poşete toparladım.

 

"Kendim halledebilirdim Derin." Dedi şefkatle. Bileklerindeki kesiği bile benden saklamaya çalışıyordu. "Acımıyorlar bile."

 

"Önemli değil Gökçe." Tebessüm ettim. "Kendini iyi hissetmediğin için buradayım. Sana yardımcı olmak istiyorum."

 

"Ben iyiyim, endişelenme. Bana evini açtın zaten daha ne kadar yardımcı olabilirsin?"

 

"Elimden geldiği kadar."

 

Evin fazla lüks olmaması inandırıcılık açısından iyiydi. Gökçe bu konuda Kuzey ile ilgili hiç şüphe duymamıştı. Bunun için mutluydum. Dilediği kadar kalacağı ve hayatını istediği gibi yaşayabileceği olanakları olmasını gönülden istiyordum. Bir zamanlar umut etmekten bile korkarken şimdi özgürdü.

 

Ortalığı toparlayıp ikimiz için birer kahve yaptım. Üçlü koltuğun köşelerine oturup bacaklarımızı bir battaniye altında gizledik. Camdan görünen kar manzarası, sıcak bir kahve ve tatlı bir sohbet ikimizinde içinde savaşıp durduğu her şeyi bir an için unutturdu.

 

O anın içinde sıkışıp kalmayı arzuladım. Ölümlerin acısını tatmamış, terk edilmemiş ve imkansıza aşık olmamış gibi. Yalnızca arkadaşı ile güzel bir gün geçiren sıradan bir kadın gibi hissettim. Eve döndüğünde ailesini görebilecek, dilediğinde sevdiği adamın kollarına koşabilecek bir kadın gibi.

 

Bu güzel his çok uzun sürmedi. Kapı ard arda çalındı. Gökçe endişe ile doğruldu. "Birini bekliyor muyduk?"

 

"Bizimkilerden biridir endişelenme."

 

Gelenin Kuzey olduğunu düşünüyordum ama kapı bir an önce açılmasını ister gibi, endişe ile çalınıyordu. Onun böyle bir endişeye sahip olmadığını biliyordum. Bu yüzden temkinli davrandım.

 

Kapının önünde duran adam Emir'di.

 

Hiçbir şey düşünmeden araladım kapıyı. Ne için geldiğini, neden endişeli olduğunu düşünmedim. Arsız bir istekle yalnızca sesini duymak istedim. Asu diyişini duymak istedim.

 

"Konuşacağız Asu."

 

Yanımdaki boşluktan içeri girdi. Hızla toparlanıp kapıyı kapattım. Onun yüzü bir duvarı andırıyordu, ben de zırhımı giydim. Savaşsa savaş, zaten birbirimize defalarca yenilmedik mi?

 

Rastgele bir odaya girdiğinde ardından girdim. Kapıyı kapattı sertçe. Ela gözleri daha önce hiç böyle öfkeli bakmamıştı bana. Başım dik, çenem yukarıdaydı. En az onun kadar incitmek istedim, mavilerim buz gibi baktı ona.

 

Elini boynuna attı ve kolyesini çekip koparttı. Elini havaya kaldırdığında kısa bir an sallanıp duran zincire baktım.

 

"İçindeki nerede?"

 

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum."

 

"Yapma Asu!" Öfke ile bağırdı. "Senden başka kimseyle uyumadım. Kardeşlerimle bile uyumadım! Kapısını kilitlemeden uyuyamayan bir adamım ben. Yapma! Senden başka alacak kimse yok."

 

Emir Karademir çok öfkeliydi. Öyle öfkeliydi ki

Geçen kısacık sürede onun şefkatli gülümsemesini özlemiştim.

 

"İçindekileri izledim."

 

"O kadarını tahmin ediyorum." Bana doğru yaklaştı. "Nerede olduğunu soruyorum ben. Nerede?"

 

"Polise verdim."

 

Korkunç bir şey söylemişim gibi yüzüme baktı. İfadesinde pek çok duygu vardı. Gözlerini yumdu, yüzünü avuçlarına bastırdı. Elleri yüzünden saçına doğru bir yol izledi. Odada turlamaya başladı.

 

"O lanet olası görüntüler için yıllarca uğraştım. Onlar için yıllarca Çağdaş Karademir'in evinde, onun emrinde kaldım." Bana döndü bir anda. "Ve sen onları götürüp polise mi verdin? Hangi ellere gideceğini bilmeden! Her yerde aklının alamayacağı kadar adamı var onun! Her şeyi çöpe attın! Asu her şeyi mahvettin!"

 

"Bana bağırmayı kes!" Derken ben de bağırıyordum. "O eve neden geldiğimi söylemedim mi sana? Karademir'lerin mahvolmasını istedim. Her an bunun için çabaladım! O görüntüleri bulduğumda gelip sana mı verecektim?"

 

"Kendine yalan söylemeyi bırak artık." Hızlı birkaç adımla aramızdaki mesafeyi yine kapattı. "Karademir'lerden nefret mi ediyorsun? Benden nefret mi ediyorsun?"

 

"Başka bir ihtimal var mı?" Dolan gözlerimi tutmak zordu. "O eve hanginizin buna sebep olduğunu öğrenmek için geldim ben. Her gün acaba hanginiz Lale'nin ölümüne sebep oldu, hanginiz tüm bunlara rağmen benimle konuşmaya cüret ediyor diye düşündüm! Yalnızca katilin değil hepinizin bedel ödemesini istedim." Akan iki damla yaşı hızlıca sildim. "Bir şeyler bulma umuduyla yaklaştım sana. Bana ilgin olduğunu anladım çünkü. Onu bulduğumda da her şeye dur dedim."

 

"Bunları sesli söyleyince inanıyor musun bari?" Yüzüme doğru eğildiğinde geri çekilmedim. "Beni seviyorsun Asu." Başını salladı. "Yenilgini kabul et. Benden nefret etmek istesende edemediğini kabul et. Her şeye rağmen beni istediğini kabul et."

 

 

İkimiz de deli gibi öfkeliydik. Öyle bağırıyorduk ki Gökçe'nin diğer odadan her şeyi duyduğuna emindim. Ne için kavga ettiğimizi bile unuttuk bir an. Sebepleri, sonuçları unuttuk. Öfkemiz yaşanılanlara mıydı yoksa yaşanılanlar yüzünden yaşanamayacak olanlara mıydı?

 

Bunu düşünmek beni sakinleştirdi. Kastığım bedenimi biraz gevşettim ve birkaç damla yaşın daha akmasına izin verdim. Bu kez silmedim.

 

"Buraya neden geldin Emir? Hesap sormak için mi? Söyledim sana işte polise verdim görüntüleri. Ne yapacaksın peki şimdi? Bana zarar mı vereceksin? Yapamayacağını biliyorum." Yumuşayan sesimle birlikte onun da bakışları yumuşadı. "Benden duymak istediğin o yenilgiyi sen de yaşıyorsun. Her şeyi berbat ettim ama hala ağzımdan çıkacak iki kelimeyi bekliyorsun. Dün de söyledim sana...Bir önemi yok diye."

 

İkimiz de yenilmiştik. Ben bir Karademir'i sevmiştim o ise yıllarını verdiği şeyi ondan çalan kadından hala sevildiği duymak için çabalıyordu.

 

Söylenilenler hiçbir şey ifade etmiyormuş gibi alnını alnıma yasladı. Elleri önce omuzlarıma değdi sonra yavaşça boynuma ve yanaklarıma tırmandı.

 

"Her şeyi berbat ettin Asu." Diye fısıldadı. "Ama biliyor musun ben her zaman bir yolunu bulurum."

 

"Bir yolu yok." Dedim acı içinde.

 

Dudaklarını alnıma bastırdı, tenimden çekmeden şakaklarımdan yanağıma doğru bir yol izledi. Sadece bir günde onu nasıl bu kadar özleyebilirdim? Bu nasıl bir histi böyle?

 

Alnımı göğsüne bastırdığında kollarımı beline doladım. Bunun bir veda olduğuna kendimi ikna etmeye çalışsamda kalbim inatla kabul etmedi.

 

"Sırf soyadım Karademir olduğu için bizi bitirmene izin vermeyeceğim." Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Şimdi söyle bana hangi karakola verdin o görüntüleri?"

 

###
 

yorumlarınızı ve oylarınızı heyecanla beklediğimi lütfen unutmayın. Sizin geri dönüşleriniz benim ilham perilerim. Diğer bölümde görüşmek üzere 🥹🤍

Bölüm : 24.06.2025 20:13 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Songül harmanda / KARADEMİR / 32. Bölüm 1. Kısım'Yenilgi'
Songül harmanda
KARADEMİR

84.7k Okunma

4.58k Oy

0 Takip
85
Bölümlü Kitap
1. Bölüm "Kanlı Küvet"2. Bölüm "Bir Şüphe, Beş Şüpheli"3. Bölüm "Karanlıkta Gizlenen Adam"4. Bölüm "Açık Çek"5. Bölüm "Bir Kadını Kurtarmak"6. Bölüm "Tehlikeli Adamlar"7. Bölüm "Dikenli Duvarlar"8.Bölüm "Çığ"9.Bölüm “Kimsesiz Kız Çocuğu”10.Bölüm “Ölüm Oylaması”11. Bölüm “Kış Bahçesi”12.Bölüm”Kabuk Tutmuş Yaralar”13. Bölüm “Bir Fotoğraf Karesi”Duyuru14. Bölüm “Her İnsanın Bir Zaafı Vardır”DuyuruGüncelleme15. Bölüm "Gözlerini hep açık tut!"DuyuruDuyuru16. Bölüm “Bir Kadın Tüm Oyunu Bozar”Yeni bölüm yayınlandı17. Bölüm “Kral Paradoksu”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuru18. Bölüm “Vicdana Asılı Urganlar”Yeni bölüm yayınlandıDuyuruDuyuru19. Bölüm”Bir Hiç Sıfıra Eşit Olur Mu?”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuru20. Bölüm “Kan”Yeni Bölüm Yayınlandı21. Bölüm “Yalan”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuruDuyuru22.Bölüm “Üç Bilet Meselesi”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuru23. Bölüm “Bedelleri Her Zaman Masumlar Öder”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuruDuyuru24. Bölüm 1.Kısım “İkilem”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuru24. Bölüm 2. Kısım “Korkak Kalp”Yeni Bölüm Yayınlandı25. Bölüm 1. Kısım "Pranga"25. Bölüm 2. Kısım "Yol Ayrımı"26. Bölüm "Gerçeğin Acı Yüzü"Yeni bölüm hakkında27. Bölüm 1. Kısım "Yaralı Bir Adam"27. Bölüm 2. Kısım "Gözler Yalan Söylemez"Duyuru28. Bölüm 1. Kısım "Geriye Kalacak Birkaç Anı"28. Bölüm 2. Kısım "Tabut"Yeni bölüm sınırı29. Bölüm 1. Kısım "İmkansıza Aşık İki Kadın"29. Bölüm 2. Kısım "Veda"Yeni bölüm sınırı30. Bölüm "Görünmeyenin Ardında"Yeni Bölüm yayınlandı!Yeni bölüm sınırıYeni bölüm sınırı31. Bölüm "Yüzleşme"Yeni bölüm sınırı32. Bölüm 1. Kısım"Yenilgi"32. Bölüm 2. Kısım "İntikam ve İhanet"33. Bölüm "Kıyamet"34. Bölüm "Yas"35. Bölüm "Aklımız Bize Düşman"36. Bölüm "Bir Ölümün Günahı"37. Bölüm "Umudun Kurumuş Çiçekleri"Yeni bölüm yayınlandı38. Bölüm "Pişmanlıklar"Yeni bölüm yayınlandı39. Bölüm 1. kısım "Anılarda Yaşayanlar"39. Bölüm 2. Kısım "Kalbimi Titreten Adam"40. Bölüm "Bahar" FinalTeşekkürlerGüncellemegüncelleme
Hikayeyi Paylaş
Loading...