5. Bölüm

ESİR

Sena
soslutavuk

Peşimdeki yaklaşık 20 adamla beraber koşuyordum ve buralarda hiç insan yoktu. Koskoca İstanbul'da nasıl olurda kimse olmazdı anlayamıyordum. Biliyordum yakalanmama çok az kalmıştı ama yinede devam ediyordum koşmaya. Gördüğüm ilk dönemeçten saptığımda bir adama çarpmıştım. Yaklaşık beş adam önümde barikat kurmuştu. Anlaşılan yolun sonuna gelmiştim, omuzlarımı indirerek durdum.

"Tamam, hadi gidelim." Dedim teslim olarak. Adamlar şaşırmış olacak ki kaşlarını çatmışlardı. Arkamdan gelen bir sesle benim de kaşlarım çatılmıştı "Gülce onlar benim adamlarım değil kızım gitme sakın." Diyordu babam telaşla

"Koşun kaçıracaklar." Dedi babam adamlarına emir vererek. Babamın adamları bize çok yaklaşmıştı. Onlara doğru koşmak üzereyken önümdeki adamlar kolumdan tutup beni önümüzdeki arabaya bindirmeye çalışıyorlardı. Neye uğradığımı şaşırmamla beraber kaçmaya çalışıyordum ki babamlar bana yetişemeden arabaya bindirilmiştim.
"Baba!"
"Baba!" Diye ağlamaya başlamıştım. Anlaşılan her şey berbat olmuştu, cama tutunarak ağlamaya devam ediyordum. Babam ve adamları peşimizden geliyordu ben ise cama yapışmış babamlara bakarak ağlıyordum, arabadan gelen bir sesle irkildim

"Oturtun şunu." Karşılıklı ikili koltuğa sahip olan geniş arabada karşı koltuktan gelmişti ses.Adamın emriyle yerime oturtulmuştum. Adam rahatsızca ve boş gözlerle bana bakıyordu. Bu adam bana bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkartamamıştım.
"Bırakın beni." Dedim arabanın içinde tepinerek. Yanımdaki adamlara tekme atmaya ve saçlarını yolmaya başlamıştım.
"Ne istiyorsunuz?" Korkup kenara sinmemeliydim bu adamlara daha çok cesaret verirdi.

"Durdurun şunu." Dedi yine emir verip duran adam. Öyle emir vermek kolaydı tabi. İleri atılmamla onun da saçlarına yapıştım.
"Hadi sen durdur beni durdurabiliyorsan." Dedim tekme atarak

"Alın şu manyağı başımdan." Dedi adam adeta kükreyerek.

Diğer adamlarsa zor da olsa beni karşı koltuğa alabilmişlerdi. Önce ağzımı bağladılar. Ses çıkarmamam için, sonra elimi, sonra bacaklarımı. Her ne kadar çabalasam da her biri benim iki katım olan dört adama karşı koymam mümkün değildi.
En sonunda durdum nefes nefese kalmıştım. Yaklaşık yarım saattir gidiyorduk ve ormanlık, ıssız bir alana gelmiştik. Arkadan gelen bir silah sesiyle rahatladım. Evet bir silah sesi beni rahatlatmıştı çünkü bu silah sesinin babamlara ait olduğunu biliyordum.

"Geldiler işte, hepiniz bittiniz." Dedim ağzımdaki kumaşın izin verdiği kadar. Kimsenin beni anlamadığına emindim.
Sürekli silah sesi geliyordu, korkuyordum. Bu arabadan da ateş etmeye başlamışlardı ve sanırım bir çatışmanın içindeydim. Açıkçası korkuyordum, yerime sinmek ve sakinleşmek zorunda kalmıştım. Arabanın içindeki ben dışındaki herkes arkadaki arabaya ateş ediyordu.
Yaklaşık beş dakika sonra çatışma durmuştu. Camdan arkaya baktığımda hiç bir şey göremememle korkum on kat artmıştı sanırım babamları atlatmışlardı. Dinlenme sürem bitmişti.

Kendimi bir anda yere atmış ve sürünerek karşı tarafa geçmiştim. Çabalasalar da beni tutamıyorlardı, çok hareketliydim. Sanırım bu süreçte az da olsa kendimi korumayı öğrenmiştim. Karşı koltuğa geçtiğimde hemen kafamı şoförün kafasına vurmaya başladım az da olsa yavaşlatabilsem belki bize yetişirlerdi.
Tabi ki de bunu iki saniye falan yapmamla adamlar beni geri çekmişlerdi.

"Bir daha hareket etmesine izin verirseniz hepinizin kafasına sıkarım." Dedi adam ve sinirle devam etti

"Boşuna mı aldık sizi lan biz sahip çıkamıyorsunuz küçücük şeye." Dedi, kıpkırmızı olmuştu sinirden.
"Abi durmuyor bu bayıltalım işte." Dedi yanımdaki adamlardan biri. Hayır olmazdı, olamazdı bilincimi kaybedersem, başıma ne geleceğini bilmezsem çok daha kötü olurdu.

"Babamın emri var diyorum anlamıyor musun? Başına ne geldiğini bilecek." Dedi karşı koltuktaki adam. Rahatlamıştım açıkçası. Ama başıma kötü bir şey geleceğinden emindim.
Ben debelenmeye devam ediyordum. Biraz daha şansımı zorlarsam adamların çıldıracağını fark etsem de durmadım.

"Abi şunu bir yere atalım bak böyle olmaz." Dedi yanımdakilerden biri

"Bununla baş edemeyiz biz." Dedi diğeri

"Biz sanki size çok yüz verdik. Kim verdi lan size konuşma hakkını?" Dedi karşı koltuktaki adam. Onu fazlaca sinirlendirmiştim. Şu an buradaki herkesin benden nefret ettiğine adım gibi emindim. Umrumda değildi ki ben de onlardan nefret ediyordum.
Araba yaklaşık on dakika sonra durdu ve babamlar hala yoktu. Anlaşılan bu aile çok güçlüydü çünkü aksi olursa babamları atlatamazlardı.

Arabadan ineceğim zaman yürüyebilmem için mecburen ayaklarımdaki ipi çözdüler. Etrafımda tam on yedi adam vardı, ikisi koluma girmek için hareketlenmişti ama ben izin vermedim. En önde ise patronları olduğunu düşündüğüm o adam vardı. İleride gördüğüm kulübe ile korkum daha da artmıştı. Eski, yıkık dökük bir yerdi. Dışarıda kül parçaları vardı, evin camları kırıktı. İçini şimdiden tahmin edebiliyordum.
İçerisinin tavanı çok yüksekti, karanlık bir ortam vardı. Duvarları nemden dolayı kararmıştı. Korkutucuydu, bir insan böyle bir yerde yaşayamazdı. Çok genişti, oda yoktu, kapı yoktu sadece geniş bir alandı. Ve ortada bir sandalye vardı. Oraya doğru ilerliyorduk.

"Otur." Dedi biri. Oturmadım. Dedikleri hiç bir şeyi yapmayacaktım. Sanırım onlarda bunu anlamışlardı ki beni zorla oturttular. Bacağımı bağladılar sandalyeye kaçamayayım diye.
Bağlama işlemi bittikten sonra içeri birileri girmeye başlamıştı arkama dönemiyordum.

Karşıma geçtiler.

Beş kişiyidiler.

Beş adam.

Garip bakışlar atıyorlardı, nefret ve alaycı ifade vardı yüzlerinde. Ben bu bakışları hak edecek hiç bir şey yapmamıştım.

"Yaman'ın emanetini sağ salim getirdin mi oğlum?" Dedi 50'li yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim, beni buraya getiren adama çok benzettiğim adam. "Şimdi ne olacak amca?" Dedi bir diğeri, hiç birinin adını bilmiyordum tabii ki.
Az önce konuşan 50'li yaşlardaki adam

"Seni biraz misafir edeceğiz." Dedi. Bense bir şeyler söylemeye çalışıyor ama söyleyemiyordum. Bunu farkedince

"Çözün ağzını." Dedi aynı adam. Anında çözdüler.

"Bırakın beni bunları hak edecek hiç bir şey yapmadım ben." Dedim neredeyse bağırarak ve öne doğru atılarak

"Mesele de bu ya hani, her şeyi bilip hiç bir şey yapmamaman." Dedi beni buraya getiren adam, çok sinirliydi, üstüme geliyordu.

"Güney, sakin ol oğlum!" Dedi adının Güney olduğu öğrendiğim adamın babası

"Bak bir şey yaparsan bir daha yaklaşamazsın bile buraya rahat dur!." Dedi bir diğer orta yaşlı adam

"Amca!" Diyerek geri gitti Güney.
"Hepimiz yıllardır bu anı bekliyoruz da biraz heyecanlandık kusura bakma." Dedi en genç görünenleri, o da nefretle bakıyordu yüzüme. Daha önce hiç konuşmamıştı. Korkuyordum, daha önce hiç bir şeyden olmadığı kadar korkuyordum. Ben neyi beklediklerini, benim ne yapmadığımı, neden burada olduğumu bilmiyordum. Tam bunları soracakken Güney'in amcası benden önce lafa girdi

"Bağlayın ağzını babasıyla görüşecek." Dedi buz gibi bir ifadeyle.




Evet arkadaşlar, bu bölümde bitti.

Sonunda asıl konuya girebildim ki unutmayın daha hiç bir şey başlamadı.
Umarım beğenmişsinizdir.

Hepiniz seviliyorsunuz 🫶🏻

 


 

 

 

Bölüm : 06.12.2024 16:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş