6. Bölüm

ÖZLEM

Sena
soslutavuk

 

Adamın sözlerinin ardından daha da korkmuş ve sinirlenmiştim ama konuşamıyordum. Arabadaki gibi değildim, sanırım bu kadar büyük bir nefretle karşılaşacağımı düşünmemiştim. Kitlenmiştim bağırıp çağırmam gerekiyordu.

 

"Bırakın beni bakın babam sizi sağ bırakmaz, ben bile kurtaramam." Dedim adeta yalvararak . Biliyordum babam benim için her şeyi yapardı ama adam öldürmezdi, katil olmazdı ama yine de korkutmak için söylemiştim. Pek işe yaramamış gibiydi ki Güney'in kuzeni seslendi

 

"Hep yaptığı şey alışıksındır sende birilerinin öldürülmesine acıyor gibi davranma bize." Dedi iğreniyorlardı.
"Ne demek hep yaptığı şey? Benim babam kimseye zarar vermez." Dedim öne atılarak. Tam Güney cevap verecekken babamın sesinin duyulmasıyla herkes durdu.
"Kızım." Diyordu babam.

 

Ekrandan görebiliyordum ne kadar kahrolduğunu. Bir haftada yaşlanmış gibiydi, çok yorgun görünüyordu şiş gözaltından anlayabiliyordum bunu. Özlemiştim. Kendime söz vermeme rağmen dayanamadım ağladım.
“Baba çok özledim seni.” Dedim hıçkırıklarımın arasında. Ağlarken hıçkırıklarımı durduramazdım hiç bir zaman.

 

”Bende kızım bende.” Demesiyle telefonu götürmüştü adamlardan biri. Telefon giderken ileri atılmamla yere düşmüştüm. Bağırıyordum, ağzıma yine o kumaştan bağladılar. Güney beni kaldırdı

 

”Yere atma artık kendini.” Dedi sinirle ve bir anda beni kucaklayıp ilerlemeye başladı. Kulübenin içinde olan merdivenden çıkıyorduk, ben debelendikçe çıkardığımız gıcırtı sesi artıyordu. Bir odaya girmiştik, beni bir yatağa bıraktı. Buranın da duvarları çok kötüydü, siyah lekeler vardı yerlerde aynı şekildeydi. Oda büyüktü tam ortada duvara sırt kısmı duvara yaslanmış bir yatak vardı. Beni yatağın üstüne bıraktı.

 

”Hak ediyorsun aslında ama zarar vermeyeceğiz sana.” Bunu söylerken daha da sinirlenmişti.

 

”Adam akıllı dur sağ salim çıkarsın buradan.” Ben ise artık ona bana baktığından çok daha büyük bir nefretle bakıyordum. Ama o umursamadı çıktı gitti…

 

Yan duvarda bir pencere olduğunu farketmeme oraya doğru ilerledim. Çok şükür ki ağzım dışında başka hiç bir yerimi bağlamamışlardı. Teşekkür etmek lazımdı. 2 siyah araba çıktı gitti. Onlardı.
Muhtemelen sadece güvenlikler vardı. Kaçma girişiminde bulunacaktım tabi ki ama çok zordu. Sadece benim sayabildiğim 26 güvenlik görevlisi vardı. Hepsi benim yüzümdendi kaçmasaydım bunların hiç biri başıma gelmeyecekti. Çok pişmandım ama artık çok geçti...

 

Her şey için…

 

Yatağımda uzanarak geçirdiğim saatlerin ardından içeri bir adam girip yatağıma yemek bırakıp gitti. Tabi ki de yemeyecektim. Açlıktan ölme uğruna da olsa hiç bir şey yememeliydim buradaki kimseye güvenmiyordum.
İçeri o adamlar gelmeye başladı birden. “ Birde seninle uğraşmayalım ye şunları.” Dedi içlerinden biri. Umursamıyordum, yattığım yerden doğrulmamıştım bile. “Kalk artık uyumadığını biliyoruz.”

”Çıkın gidin!” Dedim nefretle.

”Babanı özlemedin mi? Görüşmek istemiyor musun gerçekten?” Dedi biri alaycı bir tavırla. Şu an en ihtiyacım olan şey babamın sesiydi. Mecburen doğruldum. Bom boş bakıyordum yüzlerine

”Ama önce bizi tanıman lazım. Daha ismimizi bile bilmiyorsun.” Dedi en küçükleri olduğunu tahmin ettiğim

”Barış ben. Seni buraya getiren adam var ya Güney, onun kardeşiyim.” Tahminlerim doğru çıkmıştı. Güney’le çok benzemiyorlardı ama simaları andırıyordu. Barış diğer adamlara göre bi tık daha kısaydı ama yine de uzundu. Kahverengi saçlara kahverengi gözlere sahipti. Hala alaya devam ediyordu.

Devam etti

“Bak yan tarafımda duran da babam, adı Gökhan ama sen Gökhan Amca falan de saygızlık olmasın.” Babası Güney’e çok benziyordu kırk beş elli yaşları arasındaydı. Saçlarında hafiften beyazlıklar çıkmıştı ama çoğunluğu siyahtı, karizmatik bir adamdı.

“Yeter!” Dedi Gökhan Bey bağırarak. Ve çıktı sanırım çok sinirlenmişti. Barış çok umursamış görünmüyordu

“Bak bu, kuzenimiz Cüneyt.” Bu adam Gökhan ve Barış’ın ortasında bir yaştaydı. Esmerdi, diğerlerine göre daha sert bir havası vardı. Neredeyse hiç konuşmamıştı şimdiye kadar.

“Şuan yok ama daha önce gördüğün hafif yaşlı adam var ya o da Cüneyt’in babası bizim de amcamız.” O adam da Gökhan Beyle benzemiyordu Cüneyt babasına benziyordu.
“Güney abimi biliyorsun zaten. O ilgilendi çoğunlukla seninle.” Güney babasına benziyordu. Kumraldı. Gözleri elaydı sanırım ama tam göremiyordum buradan. Gözlerimi kısarak onun gözlerinin rengini anlamaya çalışyordum. O ise bana bakmak yerine duvara bakıyordu, bir an önce gitmek ister gibi bir hali vardı. Bir anda ne yaptığımı fark edip yüzümü ekşittim. Barış’sa susmak bilmiyordu sanırım yıllardır bu anı beklemişti. “Ama emin ol hiç istemiyordu zorunda kaldı yani” dedi Barış

”Sen bir daha buraya yaklaşmayacaksın Barış çık .” Dedi Güney.

”Abi ne yaptım? Tanımasın mı kız bizi?” Hala alay ediyordu. Sanki her şey benim için çok kolaydı, korkuyordum, özlüyordum.
Güney birden öne çıkarak

”Hala işin dalgasındasın lan. Çocuk oyuncağı mı bu? Bir de seninle mi uğraşacağız?” Dedi öfkeyle

Barış ise hızla kapıyı çarparak çıkmıştı. İyiki büyümemişti.

”Babamla görüştürmeyecek misiniz beni?” Dedim

“Lütfen.”

”Bugün olmaz yarın.” Dedi Güney

“Ama görüştüreceğiz dediniz.” Dedim hayal kırıklığıyla

”Yemeğini ye.” Dedi Güney. Biz bunları konuşurken Cüneyt çıkmıştı.

”Sen hep böyle sözlerini tutmaz mısın?” Dedim

”Ben sana söz vermedim.” Dedi sakinlikle

“Yemek.” Dedi gözüyle göstererek

”Nereden güveneceğim ben size? Belki içine zehir attınız?”
“Sana zarar vermeyeceğiz.” Dedi, bu beni ikna etmek için yeterli değildi. Çok açtım ama yemeycektim

”Çık git buradan. Nefret ediyorum hepinizden.” Dedim bağırarak. Bir anda sinirlenme!” onu şaşırtmıştı ama durmayacaktım, yumuşamamalıydım.
O ise hiç umursamadı, yatağımın yanına sandalye getirip oturdu.
“Çık!”

”Çık!”

”Çık!” Her seferinde daha da yüksek sesle bağırıyordum ama o umursamıyordu. Sanki yokmuşum gibi davranıyordu.
“Umursamıyorsun yani beni.” Dedim sakinlikle. O zaman ben de umursamazdım. Yemeği yere attıktan sonra yatağa girdim.

”Allah hepinizin belasını versin!”

Uyumuştum.

Gözlerimi araladığımda Güney’in biriyle hararetle telefonla konuştuğunu duydum. Uyandığımı belli etmeyerek dinlemeye devam ettim.

”Önlem almadınız mı? Nasıl bulabilirler bu kadar sürede?” Diyordu öfkeyle

Sanırım babam bulmuştu beni. Doğruldum.

Penceye baktığımda gördüğüm manzarayla kalbim hızla atmaya başlamıştı…

Diğer bölümlere göre daha kısa oldu kusura bakmayın🙃

Umarım beğenmişsinizdir🫶🏻

Bölüm : 26.12.2024 16:03 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş