
Hızla yatağından kalkıp odadan çıkmaya çalıştı ama kapı kilitli yada sıkışmıştı. Korku içinde yataktan en uzak noktaya geçip korkuyla arkasındaki duvara yaslandı.
Kırmızı ışık arttı. Küçük bir ses yankılandı. Bu ordaki antikacı çocuğun sesiydi. Peki onun burda ne işi vardı?
"Sen neden burdasın ve benim evimde ne işin var?!"
Seungmin'in kahkaha sesi odada yankılandı. Görülebilir bir hale gelip Chan'ın çenesini tuttu. Onun gözlerini kendisine odakladı.
"Beni hatırlamadın mı Bang Crishtopher Chan?"
Sesi derin ve şehvetliydi. Parmaklarını Chan'ın çenesinde ve yanağında gezdirdi.
Chan korkudan konuşamıyor hatta zar zor nefes alıyordu. Mesafeleri yakındı ve Chan en ufak temasta telaşlanırdı.
"Hatırlamadın mı antikacı çocuk? Ah tabi~... Ölüme terk ettiğin birini nasıl hatırlarsın ki?"
Gülerek yaklaştı Chanı duvara yaslayıp bileklerini yukarı kaldırdı. Chan nefes almaya çalışıyordu. O kişiyi hafıza rehberinde bulmaya çalışıyordu.
Flashback
Chan büyük kazanın sonucu okul otobüsüne baktı. Kafası kanıyordu acıyla iç çekip kemerini çıkardı. Sürücü ve servis annesi ölmüştü.
Aynı zamanda kendi anne ve babası...
Hızla etrafındaki kişilere bakıp onları çıkardı. Otobüsten dumanlar çıkıyordu ve alevler vardı. Seungmin umutla onu bekliyordu.
"C-Chan... Burdayım"
Dumanla öksürdü. Chan ona gelecekken alevler yükselmişti. Bir Seung'a bir alevlere baktı. Derin bir nefes alıp o otobüsten çıktı.
Seungmin şokla bağırarak ağlamaya başladı.
"Chan bana bunu yapma! Lütfen kurtar beni!"
Flashback the end
Chan o anıyı hatırlayınca yutkundu ama onun sıcak nefesini teninde hissediyordu. Nefes almak için başını çevirdi ve nefes almaya çalıştı.
O ölmemiş miydi. Nasıl olmuştu? Gibi düşünürken Seungmin kafasını kendisine çevirdi.
"Bu gece benlesin Channie~... Hemde çok"
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |