15. Bölüm

İhanet

Gecenin Doğuşu
startofthenight_

İlk defa yaşadığım duygunun tarifi yoktu.

Abi dediğim adam bir hainmiydi.

İhanetin en acı tonuydu bu bende. Abi demiştim ben ona ilk defa birine aile acımı sevdiğim kişiyi söylemiştim.

 

Ateş'in işaretiyle ona baktım. Daha doğrusu hepimiz baktık.

Çıkmamız için baş hareketi yapmıştı.

 

Telefonuma gelen ikinci mesaja baktım. Albay dinleme cihazını sökmemizi söylemişti.

 

En yakın ben olduğum için eğilip cihazı yapışmış olduğu yerden çekerek çıkardım.

 

Uzunca bir süre cihaza baktım.

Büyük ihtimalle Fırat abi takmıştı. İçim acıya acıya gözlerimi cihazdan çektim.

 

Hepsi ayakta beni bekliyorlardı.

 

Ayağa kalkıp kapıya doğru sessizce ilerledim.

Kapıdan çıkmamızla Gökhan konuşmaya başladı.

 

Gökhan

 

"Nasıl şimdi ya idrak edemedim ben hiç birşeyi"

 

Ateş

 

" İdrak edilmiyicek birşey değil herşey yalanmış bir kez daha bok gibi kaldık ortada"

 

Abi demiştin ama ben ona.

Bir kez daha insanlara güvenip ortada kalmıştım.

Zordu 

 

Hızlı ama sanki yavaş adımlarla Albayın yanına gittik.

 

Düşündüm.

 

Düşündükçe kafayı yedim. Canım çok acıdı ama belli edemedim.

 

Belki yalandır diye geçirdim içimde. Yalan olmasını diledim. Herşeyin bir oyun olma ihtimalini düşündüm.Sadece düşündüm.

 

Albay

 

"Hazmetmesi zor birşey fakat herşey doğru komutanınızın yani şey Fırat'ın ortadan kaybolmasındada zaten bir şüphe vardı silinmesi unutulmuş kamera kayıtlarındanda durum tespit edildi. Gözde askerlerimizden biri deyip bahsettiğimiz Fırat bir hain çıktı ve gitti. "

 

Gözlerimi kapadım açmak istemedim.

 

Gözümden yaş istemsizce aktı.

Hemen sildim.

 

Albay

 

" Ortadan giderkende yanında birini daha götürdü. Revir hemşiremizi Gökçe'yi"

 

Gökhan

 

"Ne komutanım Gökçe iyi mi ha"

 

Deliye dönmüş durumdaydı. Kız Gökhan'ın neyiydiki şimdi.

 

Gökhan

 

"Kardeşim o kansızların elinde mi şimdi o hiç birşey yapamaz ki koruyamaz ki kendini korkar"

 

Kardeşimiydi.

Bok gibi bir gün geçiyordu ve bizim elimizden hiç bir şey gelmiyordu.

 

"Görev izni ne zaman komutanım ve kaçan kadınlada ne alakası var"

 

Kaçan kadın kimmiydi annem sandığım kadın işte dilim varmıyordu demeye.

 

Albay

 

"Anladığımız üzere Fırat'ın annesiymiş o kadın"

 

Yapma ama ben ona kendi annesini bana sevgi göstermedi diye anlatmışmıydım şimdi. Ağlamak istiyordum.

 

Doruk

 

"Hakaret edicem dilim varmıyor niye komutanım ya"

 

Yağız

 

"Binlerce testten geçip geliyorlar buraya nasıl anlaşılmıyor anlamıyorum"

 

Albay

 

"Oluyor işte bir şekilde Yağız şimdi size bu seferki görevimiz şehir içi yarın akşam bir balo düzenlenicek balo görünümlü katliam aslında toplantı sırasında Gökçe'nin yerini söyliyeceklerinden şüpheliyiz."

 

Ateş

 

"Bizim burda ki görevimiz ne acaba komutanım"

 

Albay 

 

"Siz o davete davetli gibi sızıcaksınız olay sadece bu Gökhan hedefimiz kardeşin olduğu için görev takibinde olucaksın"

 

Gökhan

 

"Olmaz komutanım"

 

Albay

 

"Mazeret kabul etmiyorum emire karşı gelme"

 

"Hangilerimiz o davette olucak komutanım"

 

Albay

 

"Görevin baş elamanı aslında sen ve Ateş o davete bir çift gibi gidiceksiniz toplantı başlamadan hemen önce toplantının olacağı yeri bulup dinleme cihazını yerleştireceksiniz plan basit gibi ama tehlikeli"

 

Ateş

 

"İzgi'den başka biri gelemiyor mu komutanım"

 

Ne diyon birader

 

Albay 

 

"Görev için tecrübeli kişiler lazım ikiniz ve Gökhan dışında daha önce böyle bir operasyona katılanınız yok o yüzden İzgi gerekli"

 

"Tanıdık kişilerin olma ihtimali var komutanım hadi Ateş Komutanımı tanımazlar belkide beni net tanırlar"

 

Albay

 

"Davetli listesinde herhangi bir tanıdık isim yoktu zaten senin imajını biraz değiştiricek kuaförler"

 

Umarım saç rengimi kızıl falan yapmazlar

 

"Emredersiniz komutanım"

 

Albay 

 

"Sonradan bir kez daha operasyonun üzerinden geçeriz. Şimdi çıkabilirsiniz."

 

Hep bir ağızdan "Emredersiniz komutanım" dedik ve teker teker çıktık.

 

Kolumun tutulmasıyla arkamı döndüm.

 

Ateş

 

"İstemiyorum o göreve seninle beraber gitmek itin biri sanki bişey yapmıcak sana"

 

"İtin biri bana birşey yaparsa ben ona gereğini yaparım"

 

Ateş

 

"Ben yanından illa gidicem o zaman napıcaksın sanki yanına gelmiyecekmi hiç biri"

 

Sinirlendim.

 

"Hiç yanımdan ayrılmada kapmasınlar o zaman"

 

Cevabını beklemeden odama doğru ilerledim.

 

Manyak yeminle manyak ya binbir türlü derdimiz var bu bunları düşünüyor. Sanki bende onunla aynı eğitimi almadım.

 

Odama girip sıkıcı sıkıcı oturmaya başladım. Boş durmamam gerekiyordu boş durdukça daha çok düşünüp daha çok yıpranıyordum. Fırat Abiyi düşündüm. Herşey yalan olsun istedim içten içe inanmak istemedim. Ama hiç kimse elinde delil yokken hain olmazdı.

 

Acıma duygumu yitirmem gerekiyordu. Çok kısa bir sürede çok derin bağlanmış olsam da hayat buydu işte bir çok şeye sebep olan kişi Fırat abiydi.

 

Artık bende bir terörist dışında hiç birşey değildi.

 

Gökçe'de geldi aklıma henüz tanışmamıştım ama sanırsam yaralarıma bakan kızlardan biriydi.

 

Gökhan'ın o anki çaresizliği geldi aklıma eğer Fırat abiyi düşünüyorsam Gökhan'ı ve onların elinde olan gencecik kızıda düşünmeliydim.

 

Düşüncelerime karşı kendimi koruma altına almak adına oturduğum masamın üstüne kafamı koyarak uykuya direnen gözlerime yenilgiyi sunarak uykuya daldım.

 

Yarım saat sonra

 

Çalan kapıyı duyunca kafamı kaldırdım boynumun acısından ufacık bağırınca kapı açıldı.

 

Ateş

 

"Noldu iyimisin?"

 

"Boynum tutulmuşta bir an kapı çalınca kalkınca bende acıdı"

 

Ateş

 

"Geçmiş olsun Albayın kızı geldi seninle alışverişe gidicek"

 

"Ne alışverişi ya"

 

Ateş

 

"Yarın akşamki balo için albay emretti."

 

"Ya ama Naz iki saat bakar seçemez banada bir dünya kıyafet denettiririr hayatımda senden duyduğum en kötü söz bu"

 

Kapıdan kafasını uzatan Naz ı gördüm.

 

Naz 

 

"Alınıyorum tatlım gidip sana şöyle kan kırmızısı bir elbise alalımda balonun yıldızı ol hem benden söylemesi kırmızıyla çok sexysin"

 

Ateş'in bozaran suratını görünce bakmadan geçtim.

 

"He naz He üzerimi değiştirip geliyorum bekle burda odamdaki hiç bir şeye dokunma"

 

Naz

 

" Tamam ya bir kere karıştırdım diye her seferinde uyarmana gerek yok"

 

"Ben yine uyarıyımda"

 

Ateş

 

"Alma öyle elbise"

 

"Sizene canım komutanım zaten bende meraklı değilim balodur şeydir yani"

 

Cevabını duymadan direk diğer odaya geçip üzerimi giydim.

 

Çantamı alarak odama Naz'a haber vermeye gittim.

 

Ateş'le konuştuklarını gördüm.

 

Ateş' in yanına gidip silahımın tutukluk yaptığını söylemem lazımdı.

 

"Komutanım benim beylik silahım yağlanmalı tutukluk yapmaya başladıda. Almıyorum yanıma şuan gelince bakımlarını yapıp kullanırım haberiniz olsun"

 

Ateş

 

"Olmaz öyle şey siz kaç saate gelirsiniz ?"

 

"En fazla 2 3 saat sürer fazlasına dayanamam"

 

Naz

 

"Ay ama sende sanarsın güzeller güzeli çıtır bir kız değilsin"

 

Ateş

 

"Ben görev çıkana kadar buradayım zaten sen benim beylik silahımı al burda lazım olmaz zaten bana"

 

"Banada bişey olmaz olurda çok gerekliyse depodan alırım bir tane"

 

Ateş

 

"Al benimkini işte İzgi"

 

Uzattığı silahı mecbur almak zorunda kaldım. Silahı alınca belime yerleştirdim. Alt kısmına baktığımda Türk Bayrağı ve ateşin imzası vardı.

 

Elimi onun üstünde gezdirdim.

 

Bunu gören Ateş kulağıma eğildi.

 

Ateş

 

"İmzamı çok beğendiysen nikah dairesine gidip hemen bir imza atabiliriz"

 

Gözlerimi kocaman açıp Ateş'in karın boşluğuna kolumu geçirdim.

 

Ateş

 

"Bazen asker olduğunu unutup yapıyorum böyle hatalar"

 

"Ayağını denkk al canım ben o sarışın platinlere benzemem utanıp sıkılmam yani."

 

Naz'a başımla çıkalım işareti yaptım. Ateş ve ben sırıtıyorduk hala.

 

Naz

 

"Sizin aranızda vallahi bir şey var"

 

"Aaaa Naz ya dedikoducu teyzeler gibi tüneme başıma yok birşey"

 

Naz

 

"Hemen bağır sende ya ama valla yakışıyorsunuz"

 

Kafasına vurmamla benden kaçmaya başladı.

 

"Çocukluk yapma bin arabaya"

 

Arabaya binmişti. Çok mağaza olmadığı için birine doğru arabayı sürdüm.

 

Naz

 

"Babam çok çektirmiyor dimi size"

 

"Çektirmek zorunda çektirmesse ona çektirirker tugayda disiplin olmassa"

 

Naz 

 

"Oda doğru tabi hayırlı olsun be babanı bulmuşsun ha birde abini tabi"

 

"Buldum valla ya abim de varmışta haberim yokmuş"

 

Araba ile son virajı alıp arabayı uygun bir yere park ettim.

 

Naz benden hızlı bir şekilde mağazaya daldı.

 

Naz

 

"Ay İzgi bu sana çok yakışır ya"

 

Diyerek yine lanet olası renk olan kırmızı elbiseyle geldi.

 

"Az dur be Naz az dur valla yeni adımımı attım hem rahat edemem ben o elbiseyle alta doğru bol kesim olması lazım"

 

Naz

 

"Anladım bak ben senin istediğini şuan iki dakika içinde bulup gelicem sende ayakkabı bak şu köşeden kendine"

 

"Tamam"

 

Çok farklı türden bir ayakkabı giymiyeceğimi bildiğim için direk stiletto benzeri ayakkabılardan 38 numarasını aldım. Asker kadındık çıtı pıtı ayaklarımız yok tabi.

 

Ayağıma deneyip olduğuna kanaat getirip yanımda dikilen kıza teslim ettim.

 

Koşa koşa elindeki elbiseyi getiren Naz 'ı görünce kahkaha attım. Ama komikti.

 

Naz

 

"Gülme be buldum istediğin elbiseyi"

 

Getirdiği elbise saten kumaş kırmızı renkliydi.

Arkadan ip bağlamalıydı ve önünde derin bir yırtmaçı vardı. Aşağı kadar uzanıyordu.

 

"Afferim pıtırcık beğendim hadi alıp gidelim"

 

Naz

 

"Eh yok artık deniyiceksin"

 

"Of ya"

 

Diyerek kabine girdim. Kısa süre de elbiseyi giydim. Dışarı çıktım

 

Naz 

 

"Tütüh maşallahh"

 

"Olmuş dimi hadi ödeyip çıkalım"

 

Sözünü beklemeden içeri girip günlük kıyafetlerimi giydim.

 

Naz

 

"Deri ceketin var mı? Varsa üstünede onu giyersin."

 

"Var var giyerim ben onu"

 

Diyip kabinden çıktım.

 

Kasaya gidip ücreti ödedikten sonra arabaya doğru gittim.

 

"Eve mi bırakıyım seni yoksa askeriyeye gelirmisin benimle"

 

Naz

 

"Sen beni durağa bırak"

 

"Tamamdır"

 

Naz'ı durağa bırakmıştım ki onun inmesinin ardından yan koltuğa biri oturdu.

 

X Naber kız

 

Kafamı çevirip baktım suratı kapalıydı.

 

"Sen kimsin be"

Bölüm : 04.01.2025 01:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş