14. Bölüm

Kardeşlik

Gecenin Doğuşu
startofthenight_

Karşımda Kartal timinin komutanı vardı. Adını dahi bilmediğim ama simasını tanıdığım kişi meğersem benim abimmiş ama benim haberim yokmuş.

 

"Abim misin sen benim"

 

Batın

 

"Abinim fıstığım"

 

Dünyanın en güzel kelimesi bu olabilirdi.

 

Benimde bir abim vardı ya.

 

Hiç birşeyi umursamadan direk abime sarıldım. Bu tepkimi beklemiyor olaki şaşırmıştı. Hemen sırtıma kollarını sardı ve bekledi.

 

Ardından yanımda bir beden daha hissetmemle babamında geldiğini anladım.

 

"Biraz kızgınım size"

 

Babası

 

"Haklısın kızım özür dilerim daha önce o itin elinden seni alamadığım için"

 

Batın

 

"Aman be hiç kasvete gerek yok şuan"

 

"Evet ya"

 

Batın

 

"Kardeşimi buldum benden daha mutlusu varmı ya"

 

"Varr benn"

 

Hep birlikte mutlu aileler gibi kahkaha atmıştık.

 

Mutluluk

 

Harp okulunu kazandığımda,

Rütbe aldığımda,

Ve

Her görevden sağ salim döndüğümüzdeki

 

Nadide duygu.

 

Batın

 

"Üsteğmendin dimi kardeşim sen"

 

"Üsteğmen İzgi Alev emret komutanım " dedim dalgasına

 

Batın

 

"Ben senden rütbelimiyim şimdi ay canım kardeşim emirleri artık benden alırsın"

 

"Bir istihbarat la dağa çıkmama bakar be abicim :)"

 

Dedim ve göz kırptım.

 

Babam abimin kafasına hafiften vurup konuştu.

 

Babası

 

"Bende senden rütbeliyim eşşek sıpası ayağını denk al ses etme kızıma"

 

"Babam işte ya"

 

Ağzımdan çıkan kelimeye şaşırmıştılar. Bu kadar çabuk kabullenebilme ihtimalim akıllarında yoktu Yılların özlemiyle pat diye söyleyesim gelmişti.

 

Batın

 

"Abisinin gülü ya aynı anneme benziyorsun"

 

Burukça gülümsedim anneme benziyormuşum.

 

"Fotoğrafını gösterirmisin?"

 

Cevap vermeden babam direk arka cebinden cüzdanını çıkardı.

Vesikalık bölümünde hem bir bebek fotoğrafı hemde bir kadın yani annemi çıkardı.

 

Fotoğrafları bana uzatınca güldüm. Ama öylesine mutluluktan değildi işte.

 

Kendimi annemin yanında düşününce gerçekten çok benziyormuşum.

Onunda benim gibi kumral hafif dalgalı saçları ela rengi , küçük ama çekik gözleri varmış.

 

Bebek fotoğrafına bakmaya başladım.

 

"Bu kim?"

 

Abim gülüp cevap verdi.

 

Batın

 

"Kendini tanıyamadı akıllı ama zekası düşmüş kardeşim benim"

 

Ben miydim şimdi bu küçüklük fotoğraflarımı görünce şaşırmıştım.

 

Batın

 

"Küçükken orda ilk senin fotoğrafın var diye hep seni kıskanıyordum. O zamanlar kardeşimin öldüğünü sanıyordum. Meğersem bizim bebe küçükken daha göreve başlamış" dedi ve kocaman eliyle suratımı kapattı.

 

"Abii yapma"

 

Batın

 

"Abinin kızım ben senin yaparım hem kaç senenin hıncını çıkarmam lazım senden"

 

Babam susmuş sadece gülümseyerek bizi izliyordu.

 

Abim beni kolunun altına almıştı

Ben şuan çok mutluydum ya.

Artık yapbozumun sadece 3 5 parçası eksikti. Annem.

Ama onuda vatan için feda etmekten mutluydum.

 

Batın

 

"Sen bu evde mi oturucaksın yoksa babamın evinemi gelirsin"

 

"Burda otursam daha iyi timde burda ya irtibat kurmamız daha kolay oluyo"

 

"Albay arıyor bazen gecenin 3 ünde 4 ünde kapılarına dayanmadan açmıyorlar."

 

Batın

 

"Bende timle yaşıyorum eve nadiren geliyorum gerek yok o yüzden"

 

Babası

 

"İzindemisiniz siz"

 

"Ben izindeyim de acil bir durum olursa gideriz görev beklemez"

 

Batın

 

"Katılıyorum sisterima"

 

Babamın telefonunun çalmasıyla odak noktamız o oldu.

 

Babası

 

"Efendim albayım"

 

Bizim telefonu dinlediğimizi anlayan babam balkona doğru adımladı neyseki kulaklarım çok iyi duyuyordu.

 

Telefondaki kişinin annem bildiğim mal kadından bahsettiğini anlayınca dahada meraklı bir şekilde dinledim.

 

Kadının kaçtığını duyunca yerimden fırladım.

 

"Nasıl ya koskoca alaydan nasıl elini kolunu sallayarak çıkıyor bu manyak"

 

Üzerimi yeni değiştirmiştim fakat karargah için uygun değildi. Hemen odama gidip ne olur ne olmaz diye yedeğini eve koyduğum üniformamı giydim.

 

Silahımı pantolonumun yanına taktım.

Künyemide düzeltip salona geçtim.

 

Batın

 

"Sakin ol şampiyon beraber gidelim"

 

"Hadi çabuk o zaman"

 

Kapıyı açıp hızla postalarım giymeye çalıştım. Giyemememin ardından küfür ettim.

 

"Hay ben senin gibi postalın boyunu posunu ırzını ırkını si-"

 

Batın

 

"Buşt be kızım abinim ben senin yanımda bari etme"

 

"Abimsen abimsin abi bir tabur askerin arasında sanki hiç küfür duymuyonda ben ediyom diye kızıyon"

 

Sonunda postallarımı giyip abimi beklemeye başladım.

 

Abimde çıktıktan sonra hızlı arabama doğru gittim. Telefonumun çalmasıyla durdum.

 

Ateş arıyordu.

 

"Efendim"

 

Ateş 

 

"Nereye gidiyorsun hararetli hararetli"

 

"Kadın kaçmış"

 

Ateş 

 

"Hangi kadın"

 

"Hastanede fingirdeştiğin kadın hangi kadın olucak şuan hayatımın odak noktasında hangi kadın var benim"

 

Ateş 

 

"Sakin ol sakın bişey yapıyım deme"

 

"Bu sefer emir memir dinlemem yüzbaşı hangi cehennemdeyse bulup kafasına sıkıcam o mal değneyinin"

 

Ateş 

 

"Saçmala sakın mesleğin elinde gitse memnun mu olucan"

 

Gerisini dinlemeden telefonu kapattım.

 

Batın

 

"İzgi sakın bir şey yapıyım deme dilekçeni kendin yazar kendin verirsin"

 

"Çok mu umrumda benim bu acaba o kadın bana neler yaptı az bile ölüm onun için"

 

Batın

 

"İple bağlayıp gezdiricem seni anca böyle zapt ederim "

 

Arabama atlayıp abimi beklemeden ilerledim.

 

Tabiki onu öldürmiyicektim ama bir elim hafif mi ağır mı öğrenmesi gerekti.

 

En donanımlı tim bizim tim olduğu için bu görevide bize vericeklerdi.

 

Time çoktan haber gitmiş hatta benden sonra çıkmışlardır diye düşündüm.

 

Onlardan önce gitsemde bir fayda olmazdı bana görev emri verildiyse zaten timle gitmem lazımdı.

 

Tabi nerde olduğu bulunduysa.

 

15-20 dakikaya gelmiştim.

 

Arabamı park edip doğru Yavuz Albayın odasına çıktım.

 

Kapıyı tıklatıp gel komutundan sonra içeri girdim.

 

"Üsteğmen İzgi Alev Emredin Komutanım"

 

Albay

 

"Buyur İzgi"

 

"Kaçmış o kadın komutanım ama nasıl komutanım bir tabur askerin arasından nasıl kaçar aklım almıyor"

 

Albay 

 

"Benimde almıyor içeri sızmış biri mi var diyorum ama oda olamaz"

 

Geçenki görevde yaşadığım olay aklıma geldi.

 

"Aslında olabilir komutanım geçen yakaladığımız adam bana sen gecesin demişti. Oysaki dağda yüzümü mit operasyonları dışında gören olmadı. Banada garip gelmişti. Ama o dönem Ateş komutanla zıtlığımız olduğu için beni pek dikkate almamıştı."

 

Albay

 

"Aslında almıştı fakat senin haberin yoktu bu durumu o bana önceden bildirdi şuan da kabullenemediğim için köstebek yok gibi düşünüyorum ama var gibi."

 

Duyduğum şeye şaşırmamıştım. Hep yaptığı şeydi zaten. Somurtkan adamın ardında beni düşünen biri vardı. Beni düşünmesi mutlu birşeydi aslında fakat ben normal biri değildim ki. Asker olmamın sebebinden ben onun istediği gibi bir sevgili yada eş olamazdım.

 

Albay 

 

"Sen kontrol merkezine git timde birazdan gelir orada bekleyin beni"

 

"Emredersiniz komutanım"

 

Baş selamı verip odadan çıktım.

 

Kontrol odasına doğru giderken Ateş ile konuşan abimi gördüm.

 

Sonra aklıma acaba bende onlarla beraber büyüsem nasıl olurdu düşüncesi geldi.

 

Elbet güzel olurdu fakat işte o zaman biz bırak birbirimize aşık olmayı kavgadan ayrılmazdık.

 

Aklıma gelen şeyle gülümsedim.

 

Yanağımdan makas alan kişiye bakınca timin geldiğini fakat Fırat abinin olmadığını fark ettim.

 

Yağız yanağımdan makas alan kişinin ta kendisiydi.

 

Sonra elini omzuma atıp zorla abimlerin olduğu yere götürmeye başladı.

 

"Fırat abi nerde"

 

Demir

 

"Ulaşamadık yengeyede onada onun için hızlı hızlı geldik sen gördün en son işte "

 

"Allah Allah noldu acaba"

 

İçime şüphe düşmüştü. Yağız hala kıçımın dibindeydi. Bunu gören abimde sinirliydi. Alışmalıydı abim neyse onlarda benim için kardeşim gibiydi.

 

Abimin gözünde şimşekler çaktığını Yağız henüz görmemişti galiba biraz kıskanmıştı beni.

 

"Siksin seni şimdi abim"

 

Yağız

 

"Ne abisi Ateş komutanım sizin abiniz mi hayır olamaz ben sizi tam bir çift olarak kodladım. Hatta hayal dünyamda öpüştünüz bile."

 

Batın

 

"İzgi ne diyor bu lavuk"

 

Yağız'ın kafasına vurup konuşmaya başladım.

 

" Abi valla antik çağdan gelme o ne dediğini bilmiyor"

 

" Ulan gerizekalı Ateş nasıl benim abim olsun"

 

Demir

 

"Hay ben senin konuşan dilini seviyim Yağız"

 

Batın

 

"İzgi noluyo"

 

"Bir bok olduğu yok abi Yağız' ın hayal dünyası işte ne beklersin"

 

Yağız

 

"Şimdi Ateş komutanım değilde Batın komutanım mı senin abin komutanım"

 

"Bravo sana ilk defa birşeyi anladın"

 

Gökhan

 

"Vay anasını kız 2 saatte hayatının gerçekleriyle yüzleşti."

 

Batın

 

"Abisiyim ona göre"

 

"Abi yapma sende ne dedi çocuk sanki kendi dünyasında yakıştırmış işte hem sanki Ateş değilde benim başka hiç mi sevgilim olmucak"

 

Abim şaka yaptığımı anlamamış gözlerini pörtletip konuşmaya başlamıştı.

 

Batın

 

"Yaşın kaç senin ya daha yeni reşit oldun ne sevgilisi"

 

"Ne daha yeni reşiti be 27 ime gircem ben"

 

Batın

 

" Oha o kadar oldumu ya ondan kafanda kırışıklar çıkmış senin"

 

"Sensin kırışık be"

 

Dedim ve ayağına tekme attım.

 

İlerde abimin timini gördüm.

 

Ateş

 

"İzgi kaç"

 

"Niye ki"

 

Dememle abimin kükremesini duydum.

 

Tabi ya timinin yanında vurmuştum ona. Gelde donlara sıçma şimdi.

 

Batın

 

"İzgi kaçma illa yakalıyıcam seni"

 

"Sensin kırışık ya demeseydin sende"

 

Merdivenlerden hızla iniyordum. Abimde arkamdan geliyordu tabi.

 

Batın

 

"Üsteğmenn durmanı emrediyorum sana"

 

Gelde uyma emire.

 

"Emredersiniz komutanım"

 

Dedim ve durduğum yerde kaldım.

 

Batın

 

"Şimdi nereye kaçıcaksın kaçak"

 

Ateş'inde bana kaçak dediği gelmişti aklıma. Git kafamdan be adam.

Ateş'i düşünmeyi bırakıp abime laf yetiştirmeye devam ettim.

 

"Hiç bir yere sanırsam"

 

Batın

"Bir daha timimin yanında bana vurma bu bir, Ateş'le aranda bişey olucağından eminim bu 2, kendine dikkat et buda 3 her mermiye atlama seni düşünen birileri var."

 

"Sen nerden anladın hemen ya"

 

Batın

 

"O zaman aranızda bişeyler oldu."

 

"Olmadı da"

 

Batın

 

" Ne da İzgi Ateş benim kardeşim beraber büyüdük onunla elbet anlarım"

 

"Of ya hadi gidebilirsin emri ver bana sıkıldım"

 

"Hem bana albay kontrol odasına git dedi."

 

Batın

 

Kahkaha atarak konuştu.

 

"Ah benim saf salak kardeşim benden daha rütbeli birinin emrini uygulamak varken neden benim emirime uymak zorunda hissediyorsun kendini."

 

Hay kafama sıçayım. İlk günden dalga konusu oldum abime. Dicek ki bu gerizekalı nasıl bizim aileden.

 

Koşarak kontrol odasına çıktım.

 

İçeri girince timle karşılaştım. Albayın gelmemiş olduğunu görünce bir oh çektim.

 

Ateş dışında hepsi ayağa kalkmıştı onlardan rütbeli olduğum için otursunlar diye baş işareti yaptım.

 

Ateş 

"Çok koşturdumu Batın"

 

"Yoo uygun bir dille konuştu sadece."

 

Ateş 

 

"Kardeşi olmasan rahat 20 tur koştururdu."

 

"Şükür kardeşiyim o zaman" dedim ve yerime yani Ateş'in karşısına oturdum.

 

Elimde oynadığım kalem yere düşünce masanın altına eğildim.

 

Olduğum yerde masanın altında olan şeyi görünce şaşırdım.

 

Dinleme cihazı

 

Masada duran kağıtlardan birine tim okusun diye gördüğüm şeyi yazmaya başladım.

 

Eğer cihaz aktifse anlamasınlar diye yazmıştım.

 

Operasyonda kullandığımız işaretlerden birini yapınca hepsi bana odaklandı.

 

Parmağımla susun işareti yaptım.

 

Tek tek hepsi kağıdı okudu.

 

En son okuyan kişi Ateş olmuştu. Hepimiz masanın altına eğildik.

Baktığım yere hepsi bakmıştı.

 

Tam o anda hepimizin telefonuna bildirim gelmişti.

 

Telefonuma baktım.

 

Albay:"Çocuklar köstebek şuan aranızda olmayan tek kişi dinleme cihazını fark ettik. Kontrol odasından çıkıp derhal odama gelin. "

 

O an hepimiz birbirimize baktık ve aramızda olmayan tek kişiyi düşündük.

 

Fırat Abiyi

Bölüm : 04.01.2025 01:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...