17. Bölüm

Kül mü ? Anka mı ?

Gecenin Doğuşu
startofthenight_

Sadece bedenim değil ruhumda ağlıyordu. Koşarak nereye gittiğimi bilmeden gidiyordum.

 

Bir bedene çarptım. Ağlamaklı gözlerimle kafamı kaldırıp ona baktım.

 

Abimdi.

 

Batın

 

"İzgi neyin var senin?"

 

Konuşmuyordum. Konuşamıyordum. Ağlıyordum.

 

Düşünmeden abime sarıldım.

 

"Abi ben öyle istemedim ama ben yapmadım ki sebebi ben değilim zaten. Abi ben korkuyorum abi o çok üzüldü."

 

Batın

 

"Kim abicim kim üzdü seni güzelim hadi gel benim odama gidelim"

 

Ona hala sarılıyorken yavaş adımlarla beni odasına götürdü.

 

Nerede olduğumu bilmiyordum. Ama abimin bir kapıyı açmasıyla 3.katta yani bizim katın üstünde olduğunu anladım ne ara merdiven çıkmıştım.

 

Batın

 

"Otur abicim söyle anlat bana şimdi"

 

"Abi ben Ateş'i seviyorum oda beni seviyor galiba"

 

Batın

 

"Bunda bir sıkıntı yok abicim biraz çektiririm Ateş' e sadece o kadar niçin buna ağlıyorsun? "

 

"Abi ben onunla sevgili olamam sevgili olursam elbet bir gün benimle evlenmek istiyicek belkide çocuk sahibi olmak istiyicek ama ben olamam abi yapamam"

 

Batın

 

"Neden abicim çocuk sahibi olmak istemiyor musun?"

 

"Abi ben yaralıyım bebeğin büyümesi gereken yerden yaralanmıştım. Olamıyor yani olsa bile ihtimali çok düşük"

 

Batın

 

"Canını sıkma sen güzelim ben onla konuşur duruma anlatırım"

 

"Ama abi çok üzüldü"

 

Hala ağlıyordum. Ben söyledikten sonraki dolu gözleri ve çaresizliği gözümün önünden gitmiyordu.

 

Uğruna çoğu şeyi feda edebileceğim adamı ben ağlatmıştım.

 

Batın

 

"İzgi bak bana kardeşim"

 

Yavaşça kafamı kaldırıp baktım.

 

Batın

 

"Bak kardeşim seni böyle üzgün ve ilk defa ağlamaklı gördüğüm için birazdan bende ağlıyıcam."

 

"Sende ağlama sende ağlarsan daha çok ağlarım"

 

Batın

 

"Hayır ağlamak yok Türk subayına yakışır birşey değil bu ağlama kardeşim biz yeni bulmuşuz birbirimizi ağlamak yok"

 

"Üzgünüm ama"

 

Batın

 

"Ağlayınca çirkin oluyorsun pıtırcığım hadi kalk bana gidelim ilk defa gör evimi"

 

Güldüm.

 

Batın

 

"Hah şöyle gül be güzelim sen ağlayınca içim parçalandı. Ben konuşurum Ateş'le ki zaten onunda seni o şey için sevmediğine eminim ayrıca bu kadar çabuk evlendirmiyicem seni onuda karı koca arasında kendiniz halledersiniz."

 

Utanmıştım abimden.Bebek yani sonuçta bu off.

 

" Tamam hadi gidelim yüzünü görmiyim ağlamıyım yine "

 

Batın

 

" Hadi balım hadii"

 

Yanıma almış olduğum şeyleri yeniden elime alıp abimle beraber dışarıya doğru ilerledik

 

Batın

 

"Çalıştırma boşuna arabanı zaten benimle gelirsin yarında"

 

"Tamam abicimm"

 

Batın

 

"Abicinmiyim gerçektenn"

 

Gülüp cevap verdim.

 

"Abicimsin gerçektenn"

 

Beni kolunun altına alıp yanağımdan öptü.

 

Batın

 

"Seninki camdan bakıyor."

 

Yüzüm anında düştü.

 

"Yüzü kızarık mı?"

 

Batın

 

"Herkes senin gibi naif değil bordo berecik ağlasa bile salya sümük ağlamaz zaten"

 

"Sensin bordo berecik"

 

Boyuma bakıp konuştu.

 

Batın

 

"Kız babamda uzun ben de uzunum sen niye kısasın? "

 

Karnına dirseğimi geçirip güldüm.

 

"Sensin kısa be ben dünya standartlarına göre uzun bir kadınım"

 

Batın

 

"Elin ağır be kızım yaralı falan olsam napcan"

 

"Kanar kanar durur nolcak kaç tane dikişim patladı elbet kuruyup duruyor."

 

Batın

 

"Yeniden diktirmiyon dimi onları"

 

Arabaya binmesiyle bende ön koltuğa geçtim.

 

"Kendim dikmeyi öğrendim de kendim dikiyorum."

 

Batın

 

"Yuh be kızım insanın canı acır"

 

"Bir kere narkossuz yarı ameliyat olduktan sonra alıştım."

 

Batın

 

"Nasıl canın acımadı mı?"

 

"Canım acısa ne olur delip deşip dikti dağda timin sıhhiyecisi"

 

Batın

 

"E sen baya güçlüsün o zaman"

 

"Az önce bordo berecik diyordun nolduuuu"

 

Batın

 

"Sen benim küçük bordo bereciğimsin başkası derse alırım ayağımın altına haberin olsun o Ateş'ede söyle çok yakın temas yok"

 

Oflayıp cevapladım.

 

"Sevgili olursak söylerim"

 

Batın

 

"Olursunuz olursunuz"

 

Sakin geçen yolculuğumuzdan sonra abimin evine gelmiştik. Lojmanda değildi.

 

Kapıyı açıp abimin lüküs arabasından indim.

 

"Abi araban çok lüküsmüş"

 

Batın

 

"Büyü seninde olur fıstığım" dedi dalga geçerek.

 

"Yaşın kaçtı abi senin"

 

Batın

 

"30"

 

"Aramızda yakında üç yaş olucak ve sen beni senden küçük görüyorsun aşk olsun ya"

 

Batın

 

" babam sanada alır ayrıca seninde öyle az bucak bir araban yok yani benim ki jeep seninki de jeepin az küçüğü"

 

Citroen 3008 olan canım arabamdan bahsediyordu.

 

"Çok şükür mutluyum 2 senedir 3008 imle fazlasına gerek yok"

 

Batın

 

"Rengi kırmızı olduğu için alev alevsiniz arabanla"

 

"Öyledir benim bebeğim neyse hadi eve girelim havalar ısınmaya başladı diye üstüme pek birşey giymedim üşütmeyelim senin üstünde ince"

 

Abim kafasını salladıktan sonra beraber asansörün olduğunu tahmin ettiğim yere doğru ilerliyorduk.

 

"Babam nerede oturuyor?"

 

Batın

 

"Az ilerde dizili 2 katlı küçük villalar var ya orada gidelim istersen yemeğimizi yiyip."

 

"Olabilir özledim babacığımı 27 senenin özlemi var nasıl gideririz bilemiyorum"

 

Batın

 

"Sen üstün hünerlerini konuşturarak bize yemek yaparsın sonra babama gideriz"

 

Dediği şeye adeta anırarak güldüm.

 

"Ben ve yemek bir cümle içinde yer almamız bile mucize asla anlamam o işlerden"

 

Batın

 

"Bu zamana kadar açlık sınırında mı yaşadın kız"

 

"Dışardan söylemek diye bişey var arıyorum veriyorum siparişi geliyor mis gibi hiç uğraşamam mutfakla falan"

 

Batın

 

"Şuan eminim kesin kardeş olduğumuza çünkü bende asla anlamam bu işlerden o yüzden telefonumdan yemek uygulamasına giriyorsun sipariş ediyorsun geliyor"

 

Asansöre binmemizin ardından yukarıya saniyesinde çıktık.

 

Soldaki kapıya doğru gitti. Bende arkasından gittim. Anahtarı yuvasına yerleştirip kapıyı açtı.

 

Batın

 

"Hadi bakalım bu eve adımını atan ilk kadınsın"

 

Şaşırmıştım.

 

"Aaa gerçekten mi?"

 

Batın

 

"Dışardan piç biri gibimi görünüyorum İzgi kim girsin benim evime ben zor giriyorum görevlerden"

 

"Yok yok son derece namıslı görünüyorsun"

 

Dedim ve kahkahamı bastım.

 

Batın

 

"Hadi gir içeri karşı dairedeki teğmen yeni geldi görevden kovalamasın bizi"

 

Dediği şeye daha çok güldüm.

 

Batın

 

"Gir içeri öyle gül"

 

Karşı dairenin kapısının açılmasıyla gülümsemem soldu.

 

Teğmen

 

"Ah be kardeşim iyi güzel hoş gülüyonuz da" dedi ve bakışları bana döndü. Abim içeri girdiği için görünmüyordu.

 

Teğmen

 

"Siz yenimi taşındınız?"

 

"Yo -"

 

Batın

 

"Kendisi kardeşim olur kardeşim benim kardeşim olduğu için otomatikman seninde kardeşin"

 

Abimden korktuğu belliydi.

 

Teğmen

 

"Hoş geldiniz kardeşlerim o zaman"

 

Dediği şeye yine anırarak güldüm ve postallarımı çıkarıp kenara koydum. Evin kapısından kafamı uzatıp konuştum.

 

"Ben seni askeriyede gördüm sen beni hiç görmedin mi?"

 

Teğmen

 

"Yoo doktor falan mısın?"

 

Sırıttım ama ciddi ifademide takındım.

 

"Üsteğmen İzgi Alev ben kasırga timinin komutan yardımcısı"

 

Teğmen

 

"Hıı Teğmen Cüneyt Aydın Emret Komutanım"

 

"Rahat asker"

 

 

Teğmen

 

"Birşey sorabilirmiyim komutanım?"

 

"Sor teğmen ama kısa kes ayakta durmaktan yoruldum"

 

Teğmen

 

"Namı değer dağların Gecesi sizsiniz dimi öyleyse son patlamayı kim yaptı bilmiyorum fakat bence siz yaptınız."

 

"Bilmem aramızda kalsın ama ben yaptım"

 

Koşarak içeri girdim.

 

Batın

 

"İzgi harbi sen mi yaptın o patlamayı"

 

"Şakacıktan yaptım abi"

 

Batın

 

'Heh bok şakacıktan kızım oradan canlı çıkan yok denmişti. Hatta bu peşinde olduğumuz adamın karısıda orada ölmüştü. Patlamayı yapan kişininde ölü olduğu söylenmişti. "

 

" Bir süre bana bulaşmamaları için ölü gösterilmiştim"

 

 

Batın

 

"Öldü öldü dirildi cümlesinin vücut bulmuş halisin."

 

"Öyleyim valla ne yemek istersin ona göre söyleyelim"

 

Batın

 

"Lahmacun olur bence sende yersen"

 

"Bana fark etmez"

 

Telefondan uygulamayı açıp yemeği söyledim.

 

Çok geçmeden yemeklerimiz gelmişti.

 

 

Abim daha birinciyi yerken benim ikinciye başlamama şaşırmıştı.

 

 

Batın

 

 

"Yuh kızım az yavaş ye"

 

 

 

"Ah Batın efendi siz beni yarım yiyip ay doydum diyen kızlardan mı zannediyorsunuz. Askeriyede büyüdüğüm ve hep aç olduğum gerçeğine bakarsak epey yemek yiyen bir kızım"

 

 

Batın

 

 

"MaşAllah yani ne diyim başka"

 

 

Yemekleri hızla yiyip babamın evine yürümeye başlamıştık.

 

 

Batın

 

 

"Neden asker oldun İzgi?"

 

 

"Bilmem küçüklükten beri babam diye bildiğim o itin Türk Askerini sevmediğini biliyordum babam kötü biri olduğu için onları sevmiyor sa onlar iyidir diye düşünüyordum. Öyle karar vermiştim."

 

 

Batın

 

 

" O adam çok canını yaktı mı?"

 

 

Aklıma yine o anlar gelmişti. Kafamı hızla sallayıp bu düşüncelerden kurtuldum.

 

 

 

" Az yaktı diyemem ama sonuçta geçti "

 

 

Batın

 

" Of İzgi niye ayırdılar ki bizi "

 

 

" Bilemiyorum ama neyse neyse hangi ev? "

 

 

 

Batın

 

 

 

" C blok daire 3 "

 

 

Evin önüne gitmiştik. Kapıyı çaldım.

 

 

Babamın kapıyı açıp suratıma bakmadan kim o demesiyle gülerek konuştum.

 

 

"Hırsız Albayım kellenizi almaya geldik"

 

 

Albay

 

 

"Senden gelene razıyım hırsız hanım hadi geçin içeri"

 

 

 

Babamın boynuna atlayıp sarıldım.

 

 

 

Batın

 

 

 

"Kıskanıyore Kıskanıyore yani yapışmayın her yerde birbirinize"

 

 

Babası

 

 

"Ulan eşşek sıpası bunca sene sana sarıldım azcıkta kardeşine sarılsam nolcak"

 

 

 

Gırgır şamata eve girmiştik. Gülüyordum ama aklım Ateş'teydi. Üzülüyordu. Hemde çok onu üzmek istemeyen bendim ama elimden birşey gelmiyordu.

 

 

2 saat geçmişti.

 

Şuan babamın kalın ısrarına rağmen evden ayrılmıştık. Abimdede yarın giymek için kıyafetim olmadığını hatırladığım anda beni karargaha bırakmasını istemiştim. Karargaha gelmiştik.

 

 

Batın

 

 

"Dikkat et abicim"

 

 

"Tamam abilerin en yakışıklısı" dedim ve boyu benden uzun olduğu için parmak uçlarım da yükselip yanağından öptüm.

 

 

Batın

 

 

"Dikkat et kendine asker"

 

 

Ast üst ilişkisine geçtiği için hemen esas duruşa geçtim.

 

"Emredersiniz komutanım"

 

 

Dedim ve arabama doğru ilerledim.

 

 

Koltuğa oturduktan sonra emniyet kemerimi taktım. Elim müzik açmaya doğru gitti ve açtım.

 

 

 

 

Sakin bir şekilde müziği dinleyerek evime doğru sürdüm. Dakikalar içinde bir çok şarkı gelip geçti fakat ben birinde takılı kaldım."Benimle kayboldun."

 

 

 

Kısa sürenin ardından lojmana gelmiştim. Arabadan inip eve yürürken ağacın altında duran kişi tahmin ettiğim kişiydi.

 

 

Ateş

 

 

Usulca yanına gittim. Suratıma bakmadı ama ben olduğumu anlamıştı.

 

 

 

Sesim kısık çıktı ama çok şey anlatıyordu.

 

" Özür dilerim"

 

 

 

Ateş

 

 

"Özür dilenecek birşey yapmadın ki asıl herşey benim suçum seni daha önceden bulmalıydım."

 

 

"Seninle durumun hiç bir alakası yok o kansızların suçu hepsi"

 

Dedim ve gözümden istemsiz bir damla düştü. Yere düştü ve çıkardığı sesi Ateş duymuştu.

 

 

Bedenini bana çevirdi.

 

Yüzümü elleri arasına alıp göz yaşlarımı sildi.

 

 

Ateş

 

 

"İzin ver o yaşadığın kötü anıların hepsini sana unutturuyum benim için o şey mühim değil evet isterdim bir mucizemiz olsun ama senden bizden daha önemli değil bu izin ver zamanı geri alıp belkide durdurup seni iyileştireyim."

 

 

Yüzü yüzüme yaklaşıyordu.Ona cevap vermem gerekiyordu fakat sanki dilim düğümlenmişti.

 

 

 

Bende cevap niteliğinde olarak aramızda ki mesafeyi kapatıp dudaklarımızı buluşturdum.

 

 

İşte şimdi iki aşık birbirini dahada kor etmeye başlamıştı. Yanıp yanıp küllerinden yeniden doğabilecekmiydiler yoksa kül olup kalıcakmıydılar. Bundan sonrası onlara kalmıştı. Ya kül olucaklar yada anka kuşu gibi yeniden doğucaklar.

 

 

 

Bölüm : 04.01.2025 01:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş