16. Bölüm

Özür

Gecenin Doğuşu
startofthenight_

Gelen kişi kapişonunu çıkarmasıyla daha çok şaşırdım.

 

Can

 

"Siz Mit'le operasyon yapıcaksınız da ben orada olmuyacakmıyım be tatlım"

 

"Salak söylesen doğru düzgün gelir alırdım seni ne diye atlıyon arabaya"

 

Can

 

"Otobüs bekliyordum baktım senin araba geldi atlıyım dedim bende, benden önce inen kız kimdi güzel kızmış"

 

"Sert lokma o yanaşma sen ona albayın kızı"

 

Can

 

"Aman aman kalsın o zaman dayak yimeye niyetim yok"

 

Arabayı sürmeye başladım.

 

Can

 

"Kız özlemişim senide ha abim napıyor"

 

"Aynı işte napsın"

 

Can

 

"Bu poşetler ne?"

 

"Görev için elbise aldım mecbur."

 

"Sen ne olarak katılacaksın göreve"

 

Can

 

"Garson olurum herhalde abimle sana destek amaçlı işte"

 

Kafamı sallayıp konuşmadım. Tabura giriş yapmıştık.

 

"Arkama geç abine gidip sürpriz yapalım"

 

Can

 

"Aşırı mantıklı bir fikir yakında tayinimi buraya istiyicem ya burası daha eğlenceli"

 

Merdivenleri çıkıyorduk. Elimde elbisem vardı çünkü yarın akşam burada giyinicektik.

 

Ateş 'in odasına gelmiştik.

Can arkama geçmişti. Kapıyı tıklatıp gel komutunu bekledim.

 

"Selam komutanım"

 

Ateş

 

"Selam askerim de arkandaki dev asla görünmüyor"

 

"Ulan hayvan herif düzgün saklansana"

 

Can

 

"Napıyım İzgi sığamadım arkana"

 

"Sığsaydın banane ya" diyip elimdeki poşetleri önce Can'ın suratına sonrada koltuğa fırlattım.

 

"Oturuyorum komutanım yoruldumda. Ha bu arada veriyim silahı ben size"

 

Belimden silahı çıkarıp masanına koydum.

 

Can

 

"Oha abim beylik silahını birine mi verdi. Şokum şuan."

 

"Ne sandın kardeşim bana veriyor sadece"

 

Ateş

 

"Yoo senden önce gelen kadın askere de vermiştim."

 

"Hığğ öyle olsun komutanım öyle olsun gidiyorum ben"

 

Diyip odasından çıkıp kendi odama girdim.

 

Trip atmıyordum kıskanmamıştım da. Sadece azcık peşimde koşturmaktı amacım.

Yine masamdaki dosyaları görünce ofladım.

 

"Ya ne çabuk artıyor bu dosyalar bıktım artık"

 

Zaman kaybetmeden masanın başına oturdum.

 

"Niye bana nefrettiğim şeyleri yaptırıyorlar ya "

 

Dosyaları tek tek inceleyip sisteme işliyordum.Yeni gelicek olan sözleşmeli erlerin dosyalarına bakıyordum. Nedense hepsi bana geliyordu.

 

Her türlü dosyayla cebelleştikten sonra kapım çaldı.

 

" Gel "

 

Ateş

 

" Elbiseni odada unutmuşsun "

 

" Koy şuraya sana zahmet"

 

Ateş

 

"Kızdın mı sen"

 

"Yoo ne alakası var yüzbaşım siz diğer kadın askerlere verin silahınızı benim ne haddime ayrıca benim de çiçek gibi silahım var yani yok değil şükür sadece yorulmuş canım silahım . İzgi beni biraz yağla diye uyarı yapıyor"

 

Ateş

 

"Silahında mı canın be İzgi nedense herkeste senin canın yani"

 

"Herkes değil yüzbaşım bazı kişiler canım değil"

 

Ateş

 

"Ben değilmiyim canın mesela hiç canın olduğumu belirticek bir hareket yapmadın ya"

 

"Ne gibi bir hareket isterdiniz yüzbaşım"

 

Ateş

 

"Bilmem ufak bir öpücük tarzı bişey olabilirdi üsteğmenim"

 

"Avucunuzu yalarsınız yüzbaşım konumuzu dönelim elbiseyi getirdiğin için teşekkürler"

 

Ateş

 

"Yanımda kuğu gibi durucağına eminim o elbiseyle ama umarım o davetten birilerinin ağzını burnunu kırmadan ayrılabiliriz"

 

"Valla ben mükemmel irademle dayanıcağımdan şüphem yok siz kendinizi düşünün yüzbaşım"

 

Ateş

 

"Yüzbaşım diyip durma"

 

Neden eriyip bitiyor musunn ha ha haaa :)

 

"Yüzbaşıya yüzbaşım denir yüzbaşım tabi eğer sana yıldızımı vermek istiyorum dersen hemencecik alır bir sağdan bir soldan takarım bir sağıma bir soluma yani"

 

Ateş

 

"Kalbimi çaldığın yetmedi onlarıda çal be üsteğmenlerin en güzeli ben razıyım"

 

 

"Şey izninle ben dosyalara döniyim yeni devreler gelmiş er hepsi birde onların yanına gitmem lazım zaten saatte geç olmuş sonra eve geçerim ben"

 

Ateş

 

"İki araba gitmeyelim boşuna gel benimle"

 

"İşim bitince olur o zaman"

 

Ateş

 

"Tamamdır"

 

Ateş'in odadan çıkmasının ardından askerlerin bir kaçının dosyası dikkatimi çekti. Onları daha detaylı inceledikten sonra herhangi bir sorunun olmadığına kanaat getirip dosyaları alması için Albayın postasına haber verdim.

 

Onunda dosyaları almasının ardından içtima alanına erlerin yanına gittim.

 

Üniformam üzerimde yoktu hala sivil olduğum için benim asker olduğumu anlamadılar. Diğer askerler anlamıştı fakat çaktırmıyordu.

 

Er

 

"Nerden düştü bu güzellik buraya ya biz hadi zorla geldik senin ne işin var buralarda"

 

"Damdan düştüm"

 

Er

 

"Neyden neyden"

 

"Sen benim kim olduğumu biliyormusun?"

 

Er

 

"Yook kimsin ki"

 

"Asker, ben Üsteğmen İzgi Alev bir daha bilmediğin kişiler hakkında konuşma oldu mu?"

 

Er

 

"Ben özür dilerim komutanım"

 

Yüzümde şeytani bir gülümseme belirdi.

 

"Şimdi ben sana napıyım mesela asker,donundan barfiks direğine mi assam yoksa bir gece Şırnağın ayazında mı bıraksam sen hangisini tercih edersin?"

 

Ağzının içinden dediğini şuan duymuyorum zannediyordu.

 

Er

 

"Şırnağın ayazı olsun lütfen"

 

"Bence en mantıklısı donundan barfiks direğine asmak 5 saatliğine"

 

Er

 

"Hay azına sıçıyım sizin"

 

"Komutana ufak çaplı hakaret ha üstler duyarsa ne olur asker biliyorsun dimi askerliğin 6 değil 12 ay olur. Bir dahaki itirazında 2 gün olur haberin olsun insaflı bir insan olduğum için 5 saat askeriyenin ortasında asılı kalmanın yeterli olduğunu kabul ediyorum "

 

Karşıdaki atsubaya baktım ne dediğimi anladığı için askeri kolundan tutup barfiks direklerinin yanına götürdü.

Karşımda dizili olan 200 e yakın askere bakıp yüksek çıkan ve yankı yapan sesimle konuşmaya başladım.

 

" Demek ki neymiş askeriye hata kabul etmiyormuş. Az önce şekil a birde gördük. Evet sizler bu vatanın geleceği olarak şuan karşımdasınız belkide bazılarınız buraya istemeyerek geldi ama şunu bilin ki siz buraya odun olarak geldiyseniz kereste olarak çıkıcaksınız. "

 

Hem konuşuyor hemde önlerinde volta atıyordum.

 

İlerden gelen Ateş'i gördüm.

 

" Dikkaaatt!!! "

 

Diye adeta kükredim.

 

" Üsteğmen İzgi Alev emredin komutanım "

 

Ateş

 

" Rahat asker "

 

Ateş

 

" Üzerinde sadece iç çamaşırıyla barfiks direğine bağlı asker niye bağlı üsteğmenim"

 

"Haddini aşmıştı bende gerekeni yaptım"

 

Gözlerini yavaş yavaş kırpıp en öndeki askerin yanına ilerledi.

 

Ateş

 

"Asker tekmil verr"

 

Asker

 

"Ahmet Yılmaz Giresun emret komutanım"

 

Ateş

 

"Ne olduda komutanınızın kafası attı? "

 

Asker önce bana sonra Ateş 'e baktı.

 

Ateş

 

"Ona değil bana bak"

 

Asker

 

"Barfiks direğine asılı olan arkadaş komutanımıza laf attı." Hadi biz zorla geldikte bu güzellik buraya nerden düştü" dedi. Komutanım da" damdan"

Dedi. "

 

Ateş

 

" İzgi odama "

 

Ateş beni beklemeden ilerledi.

 

" Ha senin dilini eşşek arısı soksun sikicek belamı şimdi "

 

Asker

 

" Şey ben komutanım komutanım çok sinirli bakınca mecbur söylemek zorunda kaldım. Çünkü komutanım valla komutanım çok sinirli duruyordu. Utanmasam ağlıyıcaktım."

 

"Sıç sende yani abartma o kadar kızgın değildir alışırsın elbet"

 

Dedim ve koşar adım Ateş'in yanına gittim.

 

"Komutanım kızmadınız dimi yani kızsanızda pek sallamam çünkü sıkıntı şu ki ben hakkettiğini yaptım pişmanda değilim ne ceza verirseniz kabulüm"

 

Ateş

 

"Eline sağlık yaratıcı bir ceza bundan sonraki ceza takvimime ekliyicem"

 

"Nasıl kızmadın mı ?"

 

Ateş 

 

"Niye kızıyım İzgi hak ettiğini yapmışsın bende senin yerinde olsam muhakkak bir ceza verirdim."

 

"Oh be valla dosya falan kitliyicen diye aklım çıktı"

 

Ateş 

 

"Çok mu olmuşlar uzunca süredir bakamadığım için bütün dosyalar sende"

 

"Ondan ben dosyalarla cebelleşiyorum bütün gündür valla bıktım bakıver azcık sende"

 

Ateş

 

"Canım isterse bakarım üsteğmenim istersem de sana kitlerim hepsini"

 

Dedi ve güldü.

 

"Ha ha ha çok komik yıldım valla lütfen artık göreve falan birşeye gidelim it kovalayalım"

 

Ateş

 

"Normal kadınlar evde cici bici oturmak ister bizim ki dağda 30 40 kg yükle dolanmak istiyor valla hi değişiksin"

 

"Napıcaksın be Ateş benide bunlar paklıyor işte"

 

Ateş

 

"Neyse hadi işin bittiyse çıkalım"

 

"Hadi çıkalım o zaman yarın zaten operasyon var suratıma azcık krem falan süriyim makyaj falan yaparım davete gidiyoruz sonuçta"

 

Yanıma yaklaşıp saçları elime uzandı.

 

Ateş

 

"Bence makyaja gerek yok zaten çok güzelsin"

 

"Gerekliymiş işte elbise abiye olduğu için"

 

Ateş

 

"Hadi bakalım çıkalım o zaman Can'ın canı çok sıkılmıştı zaten"

 

Söylediği şey komik gelmişti.

 

"Canın canıı"

 

Bana baktı ve sadece güldü. Başka ne yapıcak tı ki zaten.

Odama gidip telefonumu ve silahımı aldım ben dosyalarla uğraşırken erlerden birine temizletmiştim.

 

Bıraktığım yerde duran Ateş'e gülümsedim.

 

Gül sen gül yap flörtünü sonra net olma Ateş'ciğine.

 

"Hadi çıkalım artık"

 

Ateş

 

"Şükür geldin."

 

"Sen bu kadarcık dakikayı dert ediyorsan ilerdeki karın asker olmassa onu nasıl bekliyiceksin ben onu merak ediyorum ya"

 

Elimden tutup hızla ne odası bilmediğim odaya soktu beni ve duvarla arasında kaldım.

 

Ateş

 

"İlerdeki karımın senin olmanı istediğimi bildiğin halde neden bana acı çektiriyorsun zevk mi alıyorsun bundan"

 

Suratına öylece baktım sadece baktım. Ben onunla sevgili olupta bazı şeylerden onu mahrum bırakamazdım, yapamazdım.

 

Ateş

 

"İzgi bana bişey demeden bakma işte net ol, askerim ben ikimizde askeriz yarının garantisi yokken beni oyalama. Demiyorum hemen gidip evlenelim diye ama en azından bir tek birşey söylesen bana yeter"

 

Gözlerim dolmuştu herşeyde ağlamakta güçlük çeken gözlerim ağlamak istiyordu.

 

"Söyleyebilsem söylemezmiyim zaten ben seni asıl zaten oyalamamak için birşey söylemiyorum benden olmaz Ateş ben yapamam işte olmaz"

 

Ateş

 

"Bana tek bir neden söyle İzgi tek bir neden"

 

"Söyleyemem Ateş özür dilerim"

 

Arkamdaki duvara sert yumruklar indirmeye başladı.

 

"Yapmaa!!!"

 

Beni dinlemiyordu canı çok acıyordu. Hiç düşünmeden ellerimi ellerinin üstüne koydum fark etmediği için benim ellerimi duvara vurdu. Ellerim zaten geçmemiş yaralarla dolu olduğu için kanamışlardı.

 

O bunu fark edemiyecek kadar sinirliydi.

 

" Yeter artık ellerin kanıyor!!"

 

"Yürü revire gidiyoruz"

 

Elinden tutup askerleri umursamadan revire doğru ilerledim.

Elini bırakmamıştım.Onun canı acıyınca benim kide acıyordu sanki.

 

Ateş

 

"Bıraksana ne diye umursuyorsun"

 

Dinlemedim.

 

Revirin kapısını tıklattım ses gelmeyince kimsenin olmayışı beni mutlu etti.

 

"Otur şuraya"

 

Dediğimi ikiletmeden oturdu. Gerekli malzemeleri çıkartıp bende malzemeleri ortamıza koyup yanına oturdum.

 

Elini elime alıp pamukla tentürdiyot sürdüm.

 

Sargı bezini alıp güzelce sardıktan sonra diğer eline geçtim. Diğer elinede aynı şeyleri uygulayıp yutkundum.

 

"Bitti"

 

Ateş

 

"Hala nedenini söylemedin ve neden ağladın"

 

"Nedenini söylemek istemiyorum"

 

Ateş

 

"Başka birini mi seviyorsun seviyorum de ne diyicem ben sana sanki"

 

Ağlamaya başlamıştım . Bu benim en büyük acizliğim ve üzüntüm olmuştu.

 

Yüzümü yaralı elleri arasına alıp beni kendine çekti. Başımı göğsüne koydu. Kalp atışlarını duyuyordum.

 

Ateş

 

"Ağlama lütfen daha çok yakma canımı söyle nedenini eğer haklı bir gerekçeyse sana yemin ediyorum aramızda ast üst ilişkisinden başka birşey olmaz"

 

Kafamı kaldırıp ona baktım sanırım artık zamanı gelmişti ne de olsa sevdiği kadının nasıl biri olduğunu ve kusurlarını bilmek en büyük hakkıydı.

 

"Ateş benim.."

 

Ateş

 

"Anlat hadi senin ne İzgi"

 

"Sen evlilik hayalleri kuran birisin ve bir bebeğe çok güzel babalık yapabilirsin ama benim anne olabilme ihtimalim yok. 2 sene önce çıktığım bir sınır operasyonunda yaralanmıştım. Karın bölgemden yani rahmimden orası bir bebeğe yuva olamayacak kadar yaralı seni böyle birşeyden mahrum bırakamam başlamadan bitsin özür dilerim. Lütfen kızma bana."

 

Sadece sustu. Hiç konuşamadı.

 

odadan koşarak çıktım.

 

Sevdiğim adamın yıkılışını izledim.

Arkamda bir enkaz bırakmıştım. Onun öyle olmasına sebep olduğum için binlerce kez kendime küfür ettim.

 

Buna sebep olan adi heriflerede küfür ettim.

 

Küçük bedenin büyümesi gereken yer yani rahmim yaralıydı benim, tıpkı ruhum gibi.

 

 

Bölüm : 04.01.2025 01:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...