OY VERİP YORUM YAPARSANIZ ÇOK SEVİNİRİM. İYİ OKUMALAR...
INSTAGRAM HESABIM : storia_rgn
***
Eray bilgisayarının başında gece sadece bir buçuk saat uyumanın verdiği yorgunlukla duruyordu. Uykusuzluğa alışkındı ama kaşı dün gece çok sızladığı için bir türlü uyuyamamıştı. Bir yandan canı da çok sıkılıyordu. Yapabileceği en iyi şey poligona gitmekti. Bilgisayardaki kısa işini halletti ve bilgisayarı kapattı.
‘‘ Anka. Ben poligona gidiyorum gelen var mı?’’ Ayaz hemen bilgisayarını kapattı ve ayağa kalktı. ‘‘ Ben geliyorum devrem. Paslandık valla.’’
‘‘ Bizde geliyoruz o zaman.’’ Hakan ve Mert’te bilgisayarların kapatıp ayağa kalktılar. Ayaz masadaki silahını beline taktı ve diğerlerine döndü.
‘‘ Hadi bakalım ense tıraşınızı görelim beyler’’
Mert montunu giyerken bir anda Ayaz’a baktı ‘‘ Görelim Ayaz komutanım’’. Hepsi hazırlandıktan sonra üsten çıktılar ve Eray’ın arabasına bindiler. Hakan ve Mert kim oturdu benim arabamın arkaya, Ayaz ise yan koltuğa oturdu. Eray’ın ise sürücü koltuğuna oturmasıyla kafasını tavana vurması bir oldu. ‘‘ Ulan kim bindi benim arabama yine ya?’’ Ayaz Mert’te alışkın olduğu bir soru sordu. ‘‘ Mert kim bindi bu arabaya?’’
‘‘ Hande olabilir mi Hande ?’’ Hakan sırıtarak sorduğu soruyu Ayaz devam ettirdi.
Eray dan da yanıt gecikmedi. ‘‘ Gamze?’’
‘‘ Aylin bindi komutanım.’’ Ayaz ellerini iki yana açtı ve ‘ ‘ Biliyordum’’ der gibi bir bakış attı. Eray koltuğu geriye aldı ve cebinden yirmi lira çıkardı. ‘‘ Tebrikler devrem.’’
Ayaz Eray’dan parayı aldı ve cebine koydu. ‘‘ Lan Mert senin aşk hayatında olmasa başka eğlenecek bir şeyimiz olmayacak ha. Aynen devam et.’’
Eray kemerini bağladıktan sonra Mert’e aynadan sert bir şekilde baktı. ‘‘ Oğlum senin kendi araban yok mu niye benim arabamla gezdiriyorsun manitalarını?’’
‘‘ Ya komutanım benim arabanın aküsü bitmişti. E kızda araba kullanmayı bilmiyormuş. Sizin arabanın anahtarı da bende olunca bende kıza araba kullanmayı öğreteyim dedim. Boyu yetmeyince biraz öne almış kusura bakmayın.’’
‘‘ Oğlum sende bir evlen artık bir başını bir bağla. Hep karavana hep karavana yeter ben usandım.’’
‘‘ Valla komutanım dün sanki sizi muayene eden doktora vuruldu biraz arkadaş galiba ama neysee’’
‘‘ Valla Hakan sende şimdi alnının ortasına mermi yiyecek gibisin ama neysee’’
‘‘ Tamam kes tantanayı.’’ Eray kontağı çalıştırdı ve üsten çıktılar. Aradan bir kaç dakika geçtikten sonra arabanın bluetooth una bir arama düştü.
‘‘ Gelen Çağrı: ANAM’’ Eray direksiyondan telefon açtı. ‘‘ Efendim anacığım’’
‘‘ Oğlum nasılsın yoğun musun?’’
‘‘ Yok anacığım timle poligona gidiyoruz.’’
‘‘ He iyi. Oğlum bak ne diyeceğim. Hani feride'nin kızı var ya Asel-’’
‘‘ Anacığım bunu sonra konuşsak olur mu?’’
‘‘ Oğlum bak öyle deme. Kız güzel, kız azimli, kız başarılı. Ayrıca tanıdık hani birlikte bir yola falan girseniz iyi olmaz mı?’’
‘‘ Olmaz anacığım, olmaz. Şimdi biz bir yola girelim deriz sonra Umut amcanın ruhu falan uğraşır benimle rüyama falan girer ‘‘ Kızımı rahat bırak devremin oğlu’’ falan der. Hani sakata gelmeyelim.’’
‘‘ Ay oğlum ağzından yel alsın deme öyle’’
‘‘ A-Anne tü-tünele giriyoruz. B-Ben se-seni so-sonra arayayım mı?’’ Eray Leyal'in cevap vermesini beklemeden telefonu kapattı. Mert ise arkadan öne doğru uzandı. ‘‘ Komutanım Asel Yüzbaşımın kız kardeşi veya kuzeni var mı?’’
‘‘ Mert. Allah aşkına biir siktir git.’’ Mert tekrar yerine döndü ve camdan dışarı bakmaya başladı. Ayaz ise aklına takılan soru ile Eray’a döndü
‘‘ Devrem, Asel Yüzbaşı senin eski bir arkadaşın falan mı?’’
‘‘ Uzun hikaye devrem. Bir ara anlatırım.’’ Eray arabayı kullanmaya devam etti. Yaklaşık yarım saat sonra poligona vardılar. Her biri bir bölüme yerleşti. Silahlarını hazırladılar, kulaklıklarını ve gözlüklerini taktılar, kağıt hedefi asıp tuşa bastılar. ‘‘ Bir,iki,üç’’ Eray’ın komutuyla hepsi silahların davrandı. Mermileri bittiğinde tuşa basıp hedefi yakınlaştırdılar. ‘‘ Haydaa, gene mi 7 anasını satayım’’ diye bir yakınışta bulunda Hakan. Mert ise alaycı bir şekilde gülüp ‘‘ Hako hiç ateş etmeseydin ya.’’ diye karşılık verdi.
‘‘ Yine iki kere altıya atmışım kafayı yiyeceğim ya.’’
‘‘ Kendini fazla kasıyorsun Eray’’ Eray duyduğu tanıdık sesle arkasına döndü. Sesin sahibi Asel’den başkası değildi. Eray Asel’in söz üstüne silahını bırakıp Asel’e döndü. ‘‘ Yıllardır bu işi yapıyorum Asel. Kendimi kasıyor olsam anlardım’’
‘‘ İnadım inat diyorsun ha. Ayrıca bende askerim ateş etmeyi biliyorum, ver şu silahı’’
‘‘ Asel Yüzbaşım emin misiniz? Hani biz önemli değiliz de yanlışlıkla Eray Komutanım falan vurursunuz’’ diye aklından geçen tek şüpheyi söyledi Mert.
Eray ‘‘ Dur Mert. Asel uzun zamandır görmedim ama eğer inadı babasına çektiyse buradan iki kurşun sıkmadan ayrılmaz.’’ dedi ve kenara çekilip yerini Asel’e bıraktı. Asel Eray’ın hedefini çıkardı ve Eray’ın eline tutuşturdu. Kulaklık ve gözlük takmadan silahını hedefe doğrulttu. Ard arda yedi kere hedefe bastı ve hepsini tam 12’den vurdu. Mert şaşkınlıkla Asel’e baktı. ‘‘ Asel Yüzbaşı özel ders veriyor musunuz acaba?’’ Asel hafifçe sırıttı. ‘‘Eray ise sadece hedefe kitlenmişti. Asel Eray’a dönüp ‘‘ Kasma kendini.’’ dedi ve poligondan çıktı. Eray ise arkasından bakakaldı. Ayazın dürtmesiyle kendine geldi. ‘‘ Devrem, kadın sana ağzının payını verdi ne düşünüyorsun bu konuda?’’
‘‘ Biraz daha konuşmaya devam edersen ana yapacaklarımı düşünüyorum devrem. nka , üsse dönüyoruz.’’ Eray’ın hafif sinirli ses tonuyla verdiği emirle hepsi toplandı ve tekrar arabayı bindiler. Yarım saat sonra üsse vardıklarında Eray Asel’in Timi ‘‘ Yıldırım’’İn bulunduğu alana gitti. Gittiğinde Asel yoktu. Oradan rastgele bir askeri durdurdu. ‘‘ Pardon, Asel Yüzbaşı nerede acaba?’’
‘‘ Sedef Yüzbaşı ile operasyona gittiler. Iraklılar havadan Türkiye ye girmeye çalışıyorlar. Eğer desteğe ihtiyaçları olursa bizim timden bir kaç kişi gidecek.’’
‘‘ Asel Yüzbaşıyla şu an nasıl konuşabilirim.?’’
‘‘ Uçağın telsizi şu odadaki megafon bağlı. İlker Binbaşım Asel ve Sedef Yüzbaşılarımla iletişim halinde.’’
Eray ‘‘ Sağol aslan parçası’’ diyip askerin omzuna hafifçe vurdu ve askerin gösterdiği odaya gitti. İçeriden İlker Binbaşının sesi duyuluyordu ‘‘ Asel, dikkatli ol. Düşman saat 2 yönünde.’’
***
Asel telsizden gelen komutla F16’yı Iraklıların uçağına daha çok yaklaştırdı. Babasının anlattıkları bir bir aklında canlandı. ‘‘ Eğer hedef sana doğru yaklaşıyor uçağı düşmanın üstünden uçurarak kurtulabilirsin. Ama eğer sen düşmana yaklaşacaksan yavaş yavaş ilerlemen lazım. Önce sinsi sinsi yanına yaklaş, sonra bir anda kendini belli et ve tüm gücünle uçağa vur.’’ Asel derin nefes verdi. Uçağındaki fotoğrafa baktı. Sinsice Iraklıya yaklaştı, uçakları aynı hizaya getirdi. İstediği gibi Iraklının dikkatini çekti. Iraklı üstüne geldiği gibi uçağı yukarı çekti, Iraklı yavaşlayınca tüm gücüyle Irak uçağına vurdu. Iraklı uçakl beraber yere çakıldı. Asel ise gökyüzüne Iraklılara girdiği it dalaşında şehit olan babasının imzasını atıp kokpitinde duran babasının fotoğrafına baktı. ‘‘ İntikamın alındı komutanım. Umarım rahat uyursun’’ Asel zihnindeki düşüncelerle boğuşurken telsizden bir ses geldi. ‘‘ Aferin Karaca.’’ Asel duyduğu sesle şaşkınlığını ne büyüğünü yaşadı…
Okur Yorumları | Yorum Ekle |