Chapter 26: Şeytan Kral Geri Döndü 1. Kısım

Form değiştiren Kando büyük ve siyah bir canavara dönüşmüştü. Tokito'nun buradan kurtulmasının tek yolu Kando'ya bir tane darbe indirebilmekti. Kando olduğu yerde daha fazla mana toplayıp büyümeye devam ederken Tokito plan yapıyordu. Ormana saklanan Tokito bir ağacın gölgesinin altında ağaç dalıyla yere plan çiziyordu.

"Burasıda olmayacak gibi duruyor. Kocaman bir canavarla silah olmadan nasıl savaşabilirim? Sistem olmadan büyüde kullanamıyorum."

Tokito planı silip tekrar çizerken aklına bir şey geldi. Kando her ne kadar büyük bir hedef olsa da çok hızlıydı. Tokito'nun yapması gereken şey büyü kullanan bir canavardı. Planı tekrar çizmeye başladığında ilk yapması gereken onun daha fazla büyümesine izin vermekti.

"Eğer daha fazla büyürse büyülere karşı açık bir hedef haline gelir. Bu olduğunda bende büyüyle ona saldırırım. Büyülü bir canavar bulmam gerekiyor."

Bulunduğu yerden kalkan Tokito üstünde bulunan toprağı sildikten sonra ormanın içlerine girmeye başladı. Kando ordusunu harekete geçirdiği için bu epey zor bir şeydi. Tokito adım adım yanmaya başlayan ormandan giderken önüne bir Elf çıktı. Uzun ve sivri kulakları, yeşil ceketli, beyaz gömlekli, saçları taranmış ve kısa olan bu Elf eğilerek Tokito'ya selam verdi. Tokito karşısında duran Elf’e elini tamamen açarak "Daha fazla yaklaşma. Kimsin sen?" dedi. Elf kısa parmaklarını birleştirip elini uzatarak "Siz Obur Kraliçe Nefi'nin babası olmalısınız." dedi.

Tokito iki elini de sallayarak "Ben onun babası değilim abisiyim." dedi. Elf şaşkın bir yüz ifadesiyle onun gözlerinin içine bakmaya başladı. Yanağı kızaran Tokito bakmaması için ona kızdı. Elf sağ elini kalbine koyup sol elini arkaya uzatarak "Ben, bu dünyada bulunan Elflerin en güçlüsü Terada Iwao. Bana kısaca Terada olarak hitap etmen yeterlidir." dedi.

Tokito Elf’in elini tutarak sıktı ve sallamaya başladı.

"Memnun oldum Terada. Ben Şeytan Kral Tokito. Burada neler oluyor sen biliyor musun?"

"Bu tür konuları ormanda konuşmamız tehlikeli. Zindan tamamen onun bölgesi."

Terada Tokito'nun elinden tutarak ormanın derinliklerine doğru ilerledi. Büyük ağaçların olduğu bölgeden geçtikleri sırada ağaçların tepesinde Elfler vardı. Hepsi Tokito'yu görünce oklarını çekseler de Terada onu getirdiği için okları yeniden yerlerine koydular. Tahtalardan ve odunlardan yapılmış bir köy girişi vardı. Elfler Tokito ve Terada giriş yaptığında başlarına toplandılar.

Terada hepsine işlerinin başlarına geçmelerini söyleyip Tokito'yu baş Elflerin evine götürüyordu. Tahtadan ve daha çok ağaç dallarından yapılan daire şeklinde evler Elflerin yuvasıydı. Tokito hepsine göz gezdirirken önünde kocaman ve kırmızı bir Elf evi vardı. İki kapısı bulunan bu evin girişini iki Elf koruyordu.

Terada Tokito'yu kapıyı açıp içeri attıktan sonra etrafı kolaçan edip kendisi de girdi. Tokito eve girdiğinde ilk fark ettiği şey evin çok ilkel durmasıydı. Sanki Elfler bunca zamandır sadece yaşıyormuş izlenimi vardı.

Yerde bulunan yeşil mindere oturan Tokito etrafa göz gezdirirken Terada Tokito için çay yapıyordu. Etrafta bulunan mobilyalara göz gezdirirken Terada Tokito'nun karşısında bulunan mindere oturdu.

"Artık güvendesin Tokito-sama."

"Terada burası senin köyün mü? Daha önce burada hiç Elf görmedim."

"Bize Elf demen hakaret olur biz o düşük varlıklardan değiliz."

"Ne yani geldiğim dünyadaki Elflerden değil misiniz? Mavi derinizden anlamıştım da belki renginiz farklıdır sanıyordum."

"Bizler senin geldiğin dünyada 6000 yıl önce yaşamış Gece Elf’i kabilesiyiz. Şeytan Kral Kando'nun meleklerle savaşında Kando'nun düşmanlarıydık."

"Sizi burada esir mi aldı?"

"Kando bizi esir alacak karakterde bir şeytan değil. Bizler onun halkına saldırdığımızda bizi bir gecede durdurmayı başardı. Hayatta kalanlarımız ona bağlılık yemini ettik."

"Bana hiç iyi biri gibi gözükmedi. Herkesi öldürecek bir tip var onda."

"Efendimiz Kando sadece halkı için huzur isteyen bir şeytandı. Biz gece Elf’leri şu an yaşadığın dünyadaki Elflerden 100 kat daha güçlüyüz ve o bizi yenerken bile merhametini eksik etmedi."

“Buraya nasıl geldiniz?"

"Efendimiz Kando savaşta öleceğini bildiği için bizi bir zindana götürdü. Bir mağaranın içinde kapısı kapalı bir zindandı. Efendi Kando bize öldüğünde açılacağını söyleyip beklememizi emretti."

"Peki neden efendinizi korumadınız?"

"Onun için bu canımı vermeye tamamen hazırdım. Efendi Kando benim kafama hafifçe vurarak, sakın beni takip etmeye kalkmayın Elf bozuntuları sizler benim malımsınız, demişti gitmeden önce."

Tokito söylediği kelimelerden sonra Kando'nun onu neden öldürmek istediğini hâlâ anlayamamıştı. Kafası iyice karışan Şeytan Kral elini Terada'nın omzuna attı.

"O halde Kando'nun bu hali ne Terada?"

"Efendimiz şu anda bence sadece sizin buradan gitmenizi istiyor. Zindanı ayakta tutan Obur Nefi olmadığı için onu kurtarmanızı istiyor olabilir."

"Öyleyse neden canavar formuna girdi?"

"Meleklerin gücünü ilk elden görmüş bir gece Elf’i olarak şunu söylemeliyim efendi Tokito. Melekler Kando-sama'ya zarar verebilecek kadar güçlüler. Seni test etmek için canavar formuna girmiş olmalı."

"Kando'nun zayıf noktası nerede?"

"Zayıf nokta... Sanırım hiç yok. Meleklerin hepsiyle savaşırken bile yenilmez gibi görünüyordu. Sana bir büyü vereceğim Kando'ya darbe indirecek kadar güçlü fakat darbe hasar vermez."

Tokito'ya cazip gelen bu teklif onun kulaklarını açarak dinlemesine neden olmuştu. Eline üstünde ağaç şeması olan bir taş vererek "Bunu kırarak yere atarsan bir sarmaşık büyüsü çıkar ve ona saldırır." dedi.

Tokito planı anlayarak taşı cebine koydu. Terada'ya son kez sarılan Tokito kapıyı açarak dışarı çıktı. Terada arkasından ona el sallarken Tokito hedefini yerine getirmek için ormana geri döndü.

Kando Tokito kaçtıktan sonra olduğu yerde büyümeye devam ediyordu ve canavarları çağırarak etrafa gönderiyordu. Kendi kendisine konuşan Kando bir şeyler söylüyordu.

"Söylediklerinde haklı değilsin Nefi. Abin asla iyi bir şeytan kral olamaz. O sadece korkak bir çocuk."

Kando kontrolsüz büyüyen vücudunu bilerek bu hale getirmişti. Tokito'nun seviyesine göre vücudunu ayarlamıştı. Kocaman göbeğine vurarak eğlenen Kando Tokito'nun ona doğru geldiğinden haberdar değildi.

Ormanda bulunan canavarları atlatan Tokito Kando'nun aurasını takip ederek ormandan çıktığında bir tepede Kando'yu gördü. Kando son gördüğü zamana göre biraz daha büyümüştü. Kafası artık tamamen et kütlesine dönmüştü. Tokito ona el salladığında Kando ona doğru yüzünü çevirdi.

Tokito'nun yüzünü gören Kando alev büyüsünü hemen üzerine fırlattı. Tokito sola doğru zıplayarak alevden kaçmayı başardı. Koca göbeğinden dolayı zor hareket eden Kando epey bir yavaşlamıştı.

Tokito kocaman kütlesi olan Kando'nun etrafında dolaşarak boş bir an yakalamaya çalışıyordu. Tokito Kando'nun yüzünü fazla göremese de Kando aslında gülüyordu. Koşarken Kando'nun arkasında duran Tokito taşı kırarak yere attı. Kando ona dönecekken yön değiştiren Tokito Kando'yu şaşırtmıştı.

Taşta bulunan bitki büyüsü açığa çıktığında Kando'nun arkasında beliren 7 metre büyüklüğündeki sarmaşık eğilerek Kando'ya saldırdı.

Kando tuzağa yakalansa bile kocaman kütlesini kullanarak bitkiyi tamamen ezmişti.

Kando kazandığını düşündüğü için bağırarak gülüyordu. Tokito'nun ayaklarını göbeğinin üstünde hisseden Kando bakmaya çalışsa da başaramamıştı.

Tokito Kando'nun karnına sert bir yumruk atarak "Ben kazandım." dedi emin bir şekilde. Kando kaybettiği için canavarlar birden yok oldular. Kando kazandığı kütleyi büyüyü iptal ederek yok etti. Eski bedenine dönen Kando Tokito'yu görünce duygusallığını tutamadı.

Tokito onu iki eliyle sımsıkı bir şekilde kucakladığında Kando biraz ağlamaya başlamıştı. Evrenin varlığından beri yaşayan Şeytan Kral ilk duygusunu yaşamıştı.

Kando Tokito'yu iterek "Sen kazandın artık dünyana dönebilirsin." dedi. Tokito dizinin üstüne çöküp başını eğerek "Benim için sen en iyi ustasın." dedi.

Yüzü kızaran Kando arkasını döndüğünde gözlerini kapatarak zevk alma duygusunu yaşamıştı. Tokito arkasından şaşkın bir bakış atarken Kando'nun yüzüne bakmaya çalışıyordu.

Kando Tokito'yu ayağa kaldırarak ona bir anahtar verdi.

Altın sarısı renginde olan anahtarın başında üçgen şekli vardı. Tokito anahtarı eliyle sıkarak Kando'nun yüzüne baktı. Kando Tokito'nun diğer elini tutup sıkarak "Bundan sonra artık yalnızsın Tokito. Söz verdiğim gibi 1 sene sonra canavarlarım dünyaya varacak. Onları durdurmak senin görevin." dedi. Tokito başını aşağı ve yukarı sallayarak kabul etti.

Çıkış kapısı anahtarın elde edilmesiyle gözüktü. Tokito'nun geldiği yerde açılan bu kapıyı gören Tokito Kando'ya doğru yüzünü döndü.

"Sende gel Kando. Beraber daha eğlenceli olacağına eminim."

"Hihihihih, bizler bu zindana aitiz o yüzden çıkamayız. Sen bizi unutacaksın fakat ben yine rüyalarında belireceğim. Nefi'yi kurtar ve dünyanı koru."

"Terada'ya teşekkürlerimi ilet!"

"Terada... Bekle şerefsiz onun adını nereden biliyorsun!"

"Yakalayamaz ki hahahahah."

Kapıya koşan Tokito anahtarı gösterdiğinde siyah kapı anahtar deliğini beyaz bir şekilde ortaya çıkardı. Tokito anahtarı taktığı anda anahtar kendi kendine dönerek girişi yeniden açtı.

Tokito içeriye adım attığında uzakta duran beyazlığı gördü. Beyaz ışığa doğru koşan Tokito sonunda sevdiklerinin yanına kavuşabilecekti.

Girişe yaklaştığında tünelin duvarları beyazlamaya başlıyordu.

Kando, Tokito gittikten sonra girişi tamamen kapatarak sıkıcı zindanında yaptığı sıkıcı aktivitelere geri döndü. Tokito beyaz yere geldiğinde kafasını kapıya vurdu.

Kapı Tokito geldiğinde siyah bir kapı kulpu ortaya çıktı. Tokito eliyle dokunduğu anda kapı tamamen açıldı. Tokito içine doğru adım attığında kendini boşluğa düşerken buldu. Tokito dünyanın atmosferinden aşağıya düşüyordu. Kendi bedenine doğru ruh halinde düşen Tokito'nun önünde ekran yeniden açıldı.

.

"Kullanıcı Masajuka Tokito dünyaya yeniden giriş yaptı. Saklanan kullanıcı verileri geri yükleniyor..."

.

"Kullanıcı verileri geri yüklendi. Vücut hasarı tamir etmek için kaybolmaya başlayan manasını yeniden toplayacaktır."