36. Bölüm

Chapter 35: Veldoria Ziyafeti

Fatih Öcal
storikay

Nanagi'nin uyanmasının ardından Tokito'nun elde ettiği muhteşem güç tamamen bedenini terk etmişti. O, artık normal bir Şeytan Kral'dı. Hafil köyünü birbirine katan o kraldan eser yoktu. Geriye sadece onu sevenler kalmıştı.

Kafasından geçen birçok düşünce vardı. Bunlar olurken neredeydi? Neden sevdiği kişilere zarar vermişti? Bunlar onun kafasında sadece soru olarak kalacaktı.

Veldoria ordusunun köye gelmesiyle köyde tadilat yapılmaya başlandı. Şeytan Kral sadece o küçük kızı önemsiyordu. Her ne kadar yüzünü gördüğünde başı ağrısa da bir ejderhayı görmek onu heyecanlandırıyordu.

Küçük Lilia'yı kucağına alan Tokito onun yüzüne başı ağrısa bile bakmaya devam ediyordu. Küçük kızın bembeyaz yüzü onun kalbinde bir şeyleri uyandırıyordu.

"Beni uyandıran küçük kız sensin demek. Bir ejderha olduğun için kesinlikle seni koruyacağım. Şeytanların bir tanesi bile sana elini uzatamayacak."

Etraftaki askerleri yöneten Kortus efendisini görünce el sallayarak yanına doğru yürümeye başladı. Yürürken sallanan göğüslerini gören Tokito'nun yüzü kızarmıştı. Arkasına dönerek gözlerini kapattı ve elini yumruk yaparak ağzına koydu ve öksürüyormuş gibi yaptı.

"Koşarken dikkat et aptal kadın kitle imha silahın dikkat dağıtıyor."

"Anlamadım efendim? Göğüslerimden mi bahsediyorsunuz?"

"Başka neyden bahsedebilirim? Onlara sahip çıkman gerekiyor!"

"Nasıl isterseniz kralım."

Kortus yanına geldiğinde kucağında duran kızın yüzüne baktıktan sonra efendisine bakmaya başladı.

"Neden bu kız kucağınızda duruyor efendim? Küçük kızlara ilgi duyduğunuzu bilmiyordum."

"S-Sen ne diyorsun aptal kadın! Ben sadece o bir ejderha olduğu için ilgi gösteriyorum o kadar."

"Bu kadar ciddiye almayın efendim erken yaşlanacaksınız hahahah."

Utanan Tokito'nun yanakları kızardıktan sonra ellerin kıpırdadığını hissetti. Kıza baktığında yavaş yavaş uyanıyordu.

"A-Abi?"

Gözlerini ovalayan kız abi dedikten sonra yine baş ağrısı artmıştı. Kızın yüzüne bakarken ateşini kontrol etmek için elini alnına koydu.

"İyi misin? Ejderhalar kolay iyileşir ama sanırım senin ejderha kanın zayıf."

"Ejderha mı? Ben insanım."

"Sen insan değilsin. Tamamen bir ejderhasın eline bak."

Lilia eline baktıktan sonra pulları fark edince gözlerini açarak şaşırmış bir şekilde bakmaya başladı.

"Bu nasıl olabilir..."

"Bizimle Veldoria şehrine gel. Senide festivalimde görmek istiyorum. Kralların görevi halkını gözetmektir."

"Çok teşekkür ederim Şeytan Kral fakat sizin gibi yüksek birisinin benim gibi bir köylüyle olması kötü karşılanır."

"O halde senin kralın olarak emrediyorum. Benimle Veldoria şehrine gelip yemek yiyip güleceksin ve eğleneceksin. Aksi halde köyündeki herkesi Kortus ezecektir."

"Kral nasıl emrederse öyle yapacağım."

Küçük kızın resmi halleri Tokito'nun atmayan kalbini yeniden attırmaya başladı. Dışarıya vuramasa da içinden gülüyordu. Ordunun bir kısmı köyde düzeni sağlamak için kalırken Tokito ve dostları Veldoria şehrine geri dönüyordu. Rodius, Nanagi, Kortus, Tokito ve Lilia at arabasının içinde yolculuk ediyordu.

Bir günlük yolculuk ardından Veldoria kapısına gelmişlerdi. Şehrin askerleri onları karşılayarak kapıyı açmıştı.

İçeri girdiklerinde şehir halkı festival hazırlıklarına başlamıştı bile. Tokito, Vikont Beril'inde katılmasını istemişti fakat Beril bölgesine geri döneceğini söyleyerek gitmişti.

İç kaleye geldiklerinde arabadan indiler ve Nanagi direkt efendisine sarıldı.

"Gerçekten öldüğünüzü düşünmüştüm. Evinize tekrar hoş geldiniz Şeytan Kral!"

Nanagi ağlarken onu sıkıca sararak sarılmaya devam ediyordu. Kortus ve Rodius'ta efendilerine sarılarak hep beraber ağlıyorlardı.

Bir süre geçtikten sonra hepsi ayrılarak normal hallerine döndüler. Sarayın içine girdiklerinde Lilia etrafına sürekli bakıyordu.

"Burası vikontlara ait olan yer mi? Vay be..."

"Evet küçük kız burası efendim Koloton Veldoria tarafından inşa edilen büyük saray. İstediğin yeri gezebilirsin."

"Bende o halde efendim Lilia'yla beraber gezeyim. Onu korumam gerekiyor."

"Neden sende beni koruyacaksın amca?"

"Ben anlatırım Rodius bekle."

Tokito, eğilerek elini kızın omzuna koydu ve yüzüne bakmaya başladı.

"Bu gördüğün koca aslan artık senin hizmetkarın. Seni koruyacak ve kollayacak. Ne dersen yapar ama benim aslanıma güzel bak olur mu?"

"Neden bana hizmet ediyor? Ben küçük bir kızım sadece."

"Bu yüzden sana hizmet ediyor. Küçük olduğun için seni koruyacak."

"Ama senin dostun değil mi neden bana veriyorsun?"

"Sorgulama küçük ejderha. Sen şu an sorgulayabilecek konumda değilsin anlaştık mı?"

"Anladım Şeytan Kral."

Anlaştıktan sonra kızın saçlarını okşadı ve taht odasına doğru Kortus ve Nanagi'yle beraber gitmeye başladı.

"Efendim neden Rodius'u böyle önemsiz bir kızı koruması için görevlendirdiniz?"

"Emekli bir komutanın savaşlarda bize yararı olmaz. Artık onunda dinlenmeye ihtiyacı var. Küçük bir kızı korumak onun için kolay."

Kortus daha fazla konuşmadan önüne dönerek yürümeye devam etti. Kapıya geldiklerinde muhafızlar direkt kapıyı açarak dizlerinin üstüne çöktüler.

Tokito yaydığı aurayla içeri girdiğinde artık tamamen olgunlaşmıştı. Çok istediği krallık tahtı artık garantilenmişti.

Tahtına oturduğunda evine dönmenin verdiği huzurla dolmuştu. Bir süre kalkmadan sadece tahtta oturarak egolu bir poz veriyordu.

Bir askerin içeri girmesiyle beraber gözü kapıya döndü. Askerin elinde sararmış bir mektup vardı. Bazı yerlerinde kan lekesi bulunuyordu.

Fark ettiği anda bir anda ayaklandı ve tahtından hızlı bir şekilde uzaklaşarak askerin yanına gitti.

"Ne oldu asker? Bu kanla kaplı mektup ne?"

"Efendim... Gargantua bölüğü tamamen katledildi. Bu mektup oraya gitmek için görevlendirilen bir komutanın son mektubuymuş. Yaralı bir asker getirdi kendisi buraya gelmekten korkuyor."

"Derhal o asker huzuruma gelsin emrediyorum!"

"İçeri gel!"

"B-B-B-Buyurun beni ... çağırmışsınız... lordum."

"Ne oldu derhal anlat!"

"Gargantua'yı sağ salim bir şekilde güvenli bölgeye taşıdığımız esnada bir anda saldırıya uğradık. Onlar...Onlar... Canavardı, kesinlikle canavardı!"

"Saldıranlar hangi ırktan?"

"Orman, orman canavarları bir anda saldırdı. Komutanlar tepki bile veremeden katledildi. Sona kalan komutan bu mektubu buraya getirmemi emretti."

"Bu nasıl olabilir? Orman canavarları Gargantua'yı nasıl öldürebilir?"

"Gargantua hâlâ hayatta fakat yaraları çok ağır. Dönüşmesine rağmen iyileştirilemiyor."

"Efendim isterseniz Rodius'u çağıralım."

"Gerek yok kaleyi savunsun. Uçabilen var mı aranızda? Ben kanatlarımı çıkartamam manam yok."

"Ben uçarım efendim."

"Güzel, Nanagi sende uçarak arkamızdan gel. Gargantua bu krallığın can damarı. Ölmesi halinde sınırlarımızı koruyamayız."

"Emredersiniz!"

Hepsi bir anda telaş içinde hazırlanarak iç kaleden çıkarak uçmaya başladılar. Gargantua keleron ormanında bekliyordu.

Uçarak oraya varmaları 4 saat sürüyordu. Telaş içinde Kortus'un kucağında uçarak keleron ormanına gelmeyi başardılar. Gargantua'nın bir dağ kadar büyük olan vücudu yerini hemen belli ediyordu.

Aşağı atlayarak askerlerin arasına girdi. Askerler gelenin Şeytan Kral adayı olduğunu gördüklerinde dizlerinin üstüne çöktüler.

"Gargantua gerçekte böyle görünüyormuş. Gerçekten çok büyük fakat yaraları derinleşmiş. Bu büyüklükte bir vücudu iyileştirmek için büyülü söz kullanmalıyım. Askerler uzaklaşın! Nanagi ve Kortus siz güvenliği sağlayın."

"Emredersiniz."

Gargantua'nın önüne gelerek ellerini açtı ve bağırmaya başladı. Büyü aktif olmaya başladığında koca canavarın altında mor bir büyü çemberi aktif oldu.

"Şeytanların efendisi olarak manaya emrediyorum. Sesime kulak verin ve önümde duran kulumun kurtulması için yaralarını doldurun. Karanlık büyü karanlık şifa!"

Büyü aktif olduğunda büyü çemberi parıldayarak Gargantua'nın derin kesiklerini kapatmaya başladı.

Manası az olmasına rağmen böyle bir büyüyü kullandığı için kan kusan Tokito bir ağaca yaslandığında Nanagi ve Kortus efendilerini tuttu.

"İyi misiniz efendim?"

"Şeytan Kral dinlenmek istiyorsanız bana yaslanın."

"Kapayın çenenizi ben iyiyim."

Tüm askerler Tokito'nun bu koca canavarı iyileştirmesi üzerine alkışlayarak efendilerini desteklediler.

Hepsi efendileri için kılıçlarını çıkardı ve sesli sloganlar atmaya başladılar.

"Gerçek Şeytan Kral hayatta. Gerçek Şeytan Kral hayatta."

 

Tokito'nun elde ettiği desteğin haddi hesabı yoktu. Bu destek zaten yüksek olan egosunu daha fazla büyütüyordu.

 

Bölüm : 02.08.2025 14:08 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Fatih Öcal / Yanlışlıkla Zalim Şeytan Kral Olarak Reenkarne Oldum Vol 1 / Chapter 35: Veldoria Ziyafeti
Fatih Öcal
Yanlışlıkla Zalim Şeytan Kral Olarak Reenkarne Oldum Vol 1

253 Okunma

40 Oy

0 Takip
57
Bölümlü Kitap
ÖnsözChapter 1: Doktor TokitoChapter 2: Yeni Bir Şeytan Kral Doğdu!Chapter 3: Davetsiz MisafirChapter 4: Eski Kral ve Eşinin AnısıChapter 5: Kraliyet Ailesi SarayıChapter 6: Kraliçenin SırlarıChapter 7: Taht YolculuğuChapter 8: Hertoria YolculuğuChapter 9: Yolda Kurulan TuzakChapter 10: Küçük KomutanChapter 11: Vikont Beril’in Gerçek GücüChapter 12: Barış GörüşmeleriChapter 13: Taht Yolculuğu Devam EdiyorChapter 14: Gizemli KomutanChapter 15: Eğitim BaşlıyorChapter 16: Tokito'nun Cehennem Dolu Eğitimi 1. KısımChapter 17: Tokito'nun Cehennem Dolu Eğitimi 2. KısımChapter 18: Tokito'nun Cehennem Dolu Eğitimi 3. KısımChapter 19: Eğitim MolasıChapter 20: Zombi Kral 1. KısımChapter 21: Zombi Kral 2. KısımChapter 22: Zombi Kral 3. KısımChapter 23: Tokito’nun Kararı ve İlk Şeytan KralChapter 24: Nefi’nin KararıChapter 25: Kutsal SavaşçılarChapter 26: Şeytan Kral Geri Döndü 1. KısımChapter 27: Şeytan Kral Geri Döndü 2. KısımChapter 28: Şeytan Kral Geri Döndü 3. KısımChapter 29: Elf OrmanlarıChapter 30: Büyük Savaşçı KimoChapter 31: Varah’ın İnadı Ve SonuçlarıChapter 32: Küçük Lily'in MacerasıChapter 33: Keiken LoncasıChapter 34: Büyük Ticaret MerkeziChapter 35: Veldoria ZiyafetiChapter 36: Gargantua ve Antik Büyü?Chapter 37: Veldoria Festivali Başlıyor!Chapter 38: Festivalin OrtasıChapter 39: Arena SavaşıChapter 40: Slary'in YüzüChapter 41: Gizemli ŞeytanlarChapter 42: Dark Curses?Chapter 43: Momoi'nin SadakatiChapter 44: İşkence Edilmiş ÇocuklarChapter 45: Momoi'nin Karanlık TarafıChapter 46: Loropis Yolculuğu Başlıyor! 1.kısımChapter 47: Loropis Yolculuğu Başlıyor! 2. KısımChapter 48: İntikamcılar GrubuChapter 49: Kraliyet Hazırlıkları 1. KısımChapter 50: Kraliyet Hazırlıkları 2. KısımChapter 51: Karşı SaldırıChapter 52: Darbe PlanıChapter 53: Loropis Kuşatması 1. KısımChapter 54: Zuvir Bölgesi İsyanı 1. KısımChapter 55: Zuvir Bölgesi İsyanı 2. KısımChapter 56: İblis Krallığı Macerası 1. Kısım
Hikayeyi Paylaş
Loading...