54. Bölüm

Chapter 53: Loropis Kuşatması 1. Kısım

Fatih Öcal
storikay

Ordu Loropis ovasında destek bekliyor gibi gözüküyordu. Ön saldırılar surlarda zayıflamaya neden olmayacak kadar zayıftı. Kuşatma ordusuna saldırmak istiyordu Guter fakat ordunun bunu yapmayacağından korkuyordu.

Kuşatma kampında askerler herhangi bir dal kırılmasını bile dikkatle dinleyerek kontrol ediyorlardı. Gözcüler sürekli şehir kapısından çıkacak orduyu kontrol ediyordu bazıları da arkadan saldırı almamak için arkayı kolaçan ediyorlardı.

Kuşatma karargâhında sadece Kortus vardı. Tokito kayıp gibi görünüyordu. Ordudaki yüksek seviye komutanlar bile onun nerede olduğunu bilmiyorlardı. İçerde bazı stratejik planlar dönüyordu.

Kortus komutanlara olası bir arkadan ve önden saldırı geldiğinde yapılacak geri çekilmeyi anlatıyordu. Tüm yaptığı hareketler efendisinin ona anlattığının kopyasıydı.

“Gözcüleri Halvur ovasında konuşlandıralım. Düşman eğer takviye istediyse sadece Halvur üzerinden bizi sıkıştırabilirler.”

“Peki bize destek bir ordu gelecek mi efendim? Bu kadar az askerle Loropis surlarına zarar versek bile içeriye girmemiz imkansız.”

“Eh, sizlere açıklamanın zamanı geldi. Şeytan Kral oraya başından beri kuzeyden saldırmayacaktı. Bizler bir yemiz.”

Son kelimenin ardından hepsi korkuyla bakmaya başladılar. Bir yem olduklarını öğrenmek morallerini epey düşürmüştü. Hepsinin içini korku sarmıştı. Bu savaşta ölmeleri mi emredilmişti? Kortus sözüne devam etmeden önce hançeri güneye sapladı ve komutanların yüzlerine baktı.

“Şeytan Kral İblis Krallığı ordusuyla beraber güney surlarına gelecek. Bizler sahte kuşatma yaparak oyalayacağız. Kralımız anlaşmayı yaptıktan sonra ordusuyla yürümeye başlayacak.”

“B-Bu bizim ölmemiz demek! Düşman er ya da geç az sayıda olduğumuzu anlayıp kuşatma kampına saldıracaktır.”

Kortus sinirlendiği için elini masaya vurdu ve ardından konuşan komutanı kıyafetinden tutarak keskin, sivri dişleriyle tehditkâr şekilde bakmaya başladı.

“Kralımızın hayatı ve krallığın geleceği için ölmekten korkuyor musun? O halde savaşa gerek kalmadan seni burada öldüreyim. Ordumda senin gibilere ihtiyacım yok.”

“B-Ben özür dilerim. Sadece benimde bir ailem var. Ölmek istememem doğal değil mi?”

“Aileni ve tüm topraklarımızı kaybedersek senin canının ne önemi kalacak? General Guter bizi öldürürse sence ne olacak? Üç büyük krallığa karşı hangi kozu kullanacağız?”
Askerin kıyafetini bıraktıktan sonra sert bir yumruk atarak komutanın dişlerini kırdı. Ayağa kaldırılan komutan başını eğdi ve ardından dizlerinin üstüne çöktü. Efendisi önünde saygı duruşuna geçti.

“Kararları sorguladığım için beni affedin. Krallığım için canımı vereceğim.”

“Mükemmel, bir komutandan beklenen bir cevap bu olmalı. Bizler efendimiz için neyimiz gerekiyorsa veririz.”

Kortus, bu dünyaya önceki şeytan kral tarafından çağrılmadan önceki hayatında bir komutandı. Öldükten sonra önceki şeytan kral tarafından çağrılınca onun hizmetkârı olmuştur. Sadakat onun her zaman birinci önceliği olmuştu.

Can almaya hazır, vermeye hazır, gerekirse yok etmeye hazırdı. Yetiştirilişinden gelen zariflik ve asillik onun kralın sağ kolu olduğunun düşünülmesine sebep olmuştu. Eski efendisinin oğlundan önce duygusuz bir kadındı. Canını umursamadan her şeyi kendisi yapardı…

Tokito onu tamamen değiştirmişti. Artık canını da önemsemeye başlamıştı. Efendisinin üzülmemesi için verdiği görevleri yapmalıydı ve canını korumalıydı. Bu görev her ne kadar canını tehlikeye atsa da Kortus ölmemek için elinden geleni yapacaktı.

Komutanın tekrar ayağa kalkmasının ardından kuşatma kampını dört kampa bölerek sayının fazla olduğunu göstermek istiyordu. Düşmanını kandırarak sayısını arttıracaktı ve bu düşmanın kampa saldırması olasılığını azaltacaktı.

Akşama kadar süren büyü atışları sona erdikten sonra gece olunca atışlar kesildi ve nöbetçiler etrafı gözetlerken ordu uykuya geçti. Düşman surlardan onları gözetlemek istiyorlardı fakat ordu barikatlarla gizlendiği için ne yapmaya çalıştıkları belli olmuyordu.

Sabah olmaya başladığında kuşatma tarafı yeniden taciz atışlarına başladılar. Aralıksız 11 saat boyunca surlara büyülerle ateş edildi ve zarar verilmeye çalışıldı. Kuşatma kampı ikmal desteği aldığı için erzakları yenileniyordu.

Şehirdeyse durumlar hiç iyi olmamaya başlamıştı. Üçüncü haftaya girdikten sonra şehir erzak kıtlığı çekmeye başladı. Tedarikler yolda yağmalanıyordu ve yağmalanan erzaklar kuşatma kampına götürülüyordu.

General Guter bunun daha fazla böyle gitmeyeceğinin farkındaydı. Şeytan Kral’ın surlara yönelik saldırı yapmaması içindeki şüpheleri arttırsa da bir tarafı ona düşmanın güçsüz olduğunu söylüyordu. Artık orduyu komuta etmekte zorlanıyordu.

Üçüncü haftanın ortasında sonunda düşman birlikleri taarruz hazırlıklarını göstermişlerdi. Şehirdeki askerler bitik bir haldeydi. Savaşmaları ancak içeriye girmeleri halinde mümkün olabilirdi.

“Ya biteceğiz ya da bitireceğiz. Tüm birlikler dışarı-“

Sözünü bitiremeden şehrin güney tarafında sallantılar olmaya başladı. Arkasını döndüğünde güney tarafından dumanlar ve alevin yükseldiğini gördü. Bir asker at üstünde bilgi vermek için surlara yaklaşıyordu.

Surların üstüne çıktığında nefesini toplayan asker dizlerinin üstüne oturdu. Cebinden çıkardığı komutan raporunu General Guter’e uzattı. Kağıdı açıp okuduğunda gözleri tamamen açılmıştı. Haberler çok kötüydü çünkü İblis Krallığı güneyden şehri kuşatmadan direkt saldırmaya başlamıştı.

Bunun planlı bir saldırı olduğunu biliyordu fakat kuzeyi bırakamayacağını biliyordu. Önce kraliyet ailesinin son üyesini öldürmesi gerekiyordu.

“Vikont İris diğer vikontlara haber ver dışarı hücum yapacağız.”

“Emredersin, peki güney bölgesi?

“İlerlemelerine izin vereceğiz. Öncelikle kraliyet ailesinin icabına bakmalıyız. Ardından iblis krallığına saldırıp geri püskürtürüz.”

İris başını eğerek haberi vermeye gitti. General Guter kılıcını çekerek askerlere kapının açılmasını emretti. Ordu hızlı bir dışarı hücumla saldıracaktı.

Kılıçlarla ve kalkanlarla dışarı fırlayan ordu taarruza geçen orduya saldıracağı esnada savaş boruları öterek orduya geri çekilme emri vermişti. Guter’in kafası çok karışmıştı. Neden geri çekildiğini anlaması için ordu komutanını görmesi yetmişti.

Kortus tamda karşısında elinde geri çekilme borusuyla atın üstünde bekliyordu. Yanındaki askerin mızrağını elinden aldı ve gerilerek onu Kortus’a fırlattı.

Sanki bir tank mermisi gibi hızlı giden mızrağı Kortus sadece başını çevirerek atlatmıştı. Son bir kez baktıktan sonra ordusuyla geri çekilmeye başlamıştı. Evet, Guter o anda her şeyin masa üstünde bittiğini anlamıştı. Bu işe hiç girmemeliydi…

Düşmanın geri çekilişinin ardından Guter silahını kınına geri koydu ve korku dolu gözlerle şehre geri döndü. Ordusunun artık savaşacak gücü kalmamıştı. Bunu bildiği için güneye gitmeliydi.

Güneyden yükselen ateşler artmaya başlamıştı. Guter’in aldığı raporlar üst üste geliyordu. En sonunda şehrin surlarının düştüğü bilgisi verilmişti. Loropis’in yüz yıllardır aşılmayan surları aşılmıştı… Bu haber tüm ülkelere dağılacaktı. Tokito surları yıkarak neyi amaçlıyordu?

İblis Krallığı ordusunun içeri girişinin ardından şehri savunan askerler saldırmaya başladılar. Tokito savaş haline girerek atıyla direkt düşman askerleri atlatmaya başladı. Güney tarafının dayanıksız olması onun kolay sızmasına neden olmuştu.

Şeytan Kral güneyde bulunan orduyu komuta ediyordu. İblis Kralı’nın yardımıyla tahta oturtulacaktı. Peki kocaman İblis Kralı Nevil Jatur nasıl Tokito’ya bir orduyu emanet etmişti? Bu sorunun cevabı Tokito’nun ordudan ayrılışın da yatıyordu.

Bölüm : 07.11.2025 13:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Fatih Öcal / Yanlışlıkla Zalim Şeytan Kral Olarak Reenkarne Oldum Vol 1 / Chapter 53: Loropis Kuşatması 1. Kısım
Fatih Öcal
Yanlışlıkla Zalim Şeytan Kral Olarak Reenkarne Oldum Vol 1

253 Okunma

40 Oy

0 Takip
57
Bölümlü Kitap
ÖnsözChapter 1: Doktor TokitoChapter 2: Yeni Bir Şeytan Kral Doğdu!Chapter 3: Davetsiz MisafirChapter 4: Eski Kral ve Eşinin AnısıChapter 5: Kraliyet Ailesi SarayıChapter 6: Kraliçenin SırlarıChapter 7: Taht YolculuğuChapter 8: Hertoria YolculuğuChapter 9: Yolda Kurulan TuzakChapter 10: Küçük KomutanChapter 11: Vikont Beril’in Gerçek GücüChapter 12: Barış GörüşmeleriChapter 13: Taht Yolculuğu Devam EdiyorChapter 14: Gizemli KomutanChapter 15: Eğitim BaşlıyorChapter 16: Tokito'nun Cehennem Dolu Eğitimi 1. KısımChapter 17: Tokito'nun Cehennem Dolu Eğitimi 2. KısımChapter 18: Tokito'nun Cehennem Dolu Eğitimi 3. KısımChapter 19: Eğitim MolasıChapter 20: Zombi Kral 1. KısımChapter 21: Zombi Kral 2. KısımChapter 22: Zombi Kral 3. KısımChapter 23: Tokito’nun Kararı ve İlk Şeytan KralChapter 24: Nefi’nin KararıChapter 25: Kutsal SavaşçılarChapter 26: Şeytan Kral Geri Döndü 1. KısımChapter 27: Şeytan Kral Geri Döndü 2. KısımChapter 28: Şeytan Kral Geri Döndü 3. KısımChapter 29: Elf OrmanlarıChapter 30: Büyük Savaşçı KimoChapter 31: Varah’ın İnadı Ve SonuçlarıChapter 32: Küçük Lily'in MacerasıChapter 33: Keiken LoncasıChapter 34: Büyük Ticaret MerkeziChapter 35: Veldoria ZiyafetiChapter 36: Gargantua ve Antik Büyü?Chapter 37: Veldoria Festivali Başlıyor!Chapter 38: Festivalin OrtasıChapter 39: Arena SavaşıChapter 40: Slary'in YüzüChapter 41: Gizemli ŞeytanlarChapter 42: Dark Curses?Chapter 43: Momoi'nin SadakatiChapter 44: İşkence Edilmiş ÇocuklarChapter 45: Momoi'nin Karanlık TarafıChapter 46: Loropis Yolculuğu Başlıyor! 1.kısımChapter 47: Loropis Yolculuğu Başlıyor! 2. KısımChapter 48: İntikamcılar GrubuChapter 49: Kraliyet Hazırlıkları 1. KısımChapter 50: Kraliyet Hazırlıkları 2. KısımChapter 51: Karşı SaldırıChapter 52: Darbe PlanıChapter 53: Loropis Kuşatması 1. KısımChapter 54: Zuvir Bölgesi İsyanı 1. KısımChapter 55: Zuvir Bölgesi İsyanı 2. KısımChapter 56: İblis Krallığı Macerası 1. Kısım
Hikayeyi Paylaş
Loading...