Sabah kalkınca günlük rutin işlerimi hallettikten sonra üniformamı giyindim. Tabancamı da aldıktan sonra postallarımı giyip evden çıktım.
Arabaya bindiğimde bizimkileri arayıp konuşarak karargaha vardım.
Karargaha girince arabamı park ettim. Ağacın altında bir şeyler içen bizimkileri fark edip onlara doğru adımladım.
"Sağ olun Komutanım" diyerek esas duruşa geçti fosil.
Selamını aldıktan sonra "rahat' diyerek üsteğmenimin yanına oturdum.
"Üsteğmenim ya benim arabayı değiştirmem lazım. Senin şu galerici arkadaşla bir konuşsak olur mu?" Diye sordum.
"Olur Elif var mı düşündüğün bir model?" Dedi Kaya
"Komutanım çakın altınıza bir 4x4 off ne de yakışır komutanıma" dedi Mavi baş , işaret ve orta parmağını dudağına götürüp bıraktıktan sonra
Gülümsedim ve tekrar Üsteğmene(kayaya) döndüm.
"Arazi aracı olabilir , renk sorun değil. Arkası açık olanlar önceliğim ama Üsteğmenim."
"Tamamdır ben bir konuşur haber veririm sana diğer arabana da bakalım ne kadar fiyat biçer ona göre de fiyattan düşer."
"Üsteğmenim onsuzda bir fiyatını öğrenelim ya şehir içinde bu daha rahat oluyor ama buraya gelirken sıkıntılı bir de yayla düşüncem falan var"
"Anladım o zaman dediğim gibi ben konuşur derim sana , haydi içeri geçelim Yüzbaşı bizi aramasın" diyerek ayaklandı.
Başımı sallayarak ayaklandım. Hep beraber katımıza çıkıp dinlenme odamıza girdik.
"Kurt nerede görmedim onu " diye sordum bizimkilere
"Elif hemşireyle meşgul komutanım" diye güldü Fosil
"Yapma ya" dedim bende gülerek, ardından da koltuklardan birine oturup televizyonu açtım.
Televizyon izlerken odanın pat diye açılmasıyla ayaklandık. Yüzbaşıyı görünce esas duruşa geçtik.
"Spor salonunda bekliyorum biraz idmana ihtiyacınız var gibi gözüküyor. 5 dakikaya spor salonunda!"
"Mavi sen Kurt'a haber ver." dedi Kaya
"Emredersiniz komutanım" diyerek revire gitti.
Hepimiz spor salonuna geçtik. Gördüğümüz kişilerle idman olarak dövüş yapacağımızı anladık.
2-3 saatlik dövüşün ardından Yüzbaşı "Tebrikler Avcı timi" dedikten sonra hazır ol a geçtik.
"Rahat olun , operasyon var hazırlanın sahada bekliyorum." diyerek geri çıktı.
"Komutanım ama olmaz ki ben öldüm bittim" diye mızmızlanmaya başladı Fosil.
"Hadi hadi mızmızlanma düş önüme" diyerek teçhizat odasına gittik ve hazırlanmaya başladık. Herkesin hazırlanmasıyla sahaya indik. Bizden bir kaç dakika sonra Yüzbaşı geldi.
"Dikkat! Hazır ol!" diyerek bizimkilere bağırdım.
Hepimiz esas duruşa geçtiğimizde Yüzbaşı "rahat" diyerek operasyon hakkında bir kaç bilgi verdi.
Dedikten sonra "Avcı timi helikopter bin!" dedi Büyük patron
Hepimiz sırayla helikopterlere bindik. En son kapıyı kapatmamızla havalandık ve operasyon bölgesine en fazla 5 km uzaklıkta helikopterden indik. Geri kalan yolu haritayla beraber yürüyerek tamamladık.
Operasyon bölgesine gelince konuşlandık ve etrafı izlemeye başladık.
"İşimiz uzun sürmeyecek tim hızlıca içeriye giriyoruz , belgeleri ve adamı alıp çıkıyoruz. Anlaşıldı mı!"
"Sibirya her zaman ki gibi seninle başlıyoruz ama bu sefer gözün evin camlarında olsun irtibata geçeni görebilirsen direk indiriyorsun anlaşıldı mı!"
"Anlaşıldı Komutanım , O zaman başlıyorum. Haydi Bismillah" dedikten sonra Kahramanların Ölümü şiiriyle atışlarıma başladım.
Gerilir zorlu bir yay
Oku fırlatmak için;
İlk atışı sözlerin ardından yaptım ve çatışma başladı. Her önüme geleni her bir sözle teker teker indirmeye devam ettim.
Gece gökte doğar ay
Yükselip batmak için.
Mecnun inler, kanını
Leyla'ya katmak için.
Cilve yapar sevgili
Gönül kanatmak için.
Şair neden gam çeker?
Şiir yaratmak için.
Dağda niçin bağırılır?
Feleğe çatmak için.
Açılır tatlı güller
Arılar tatmak için.
Tanrı kızlar yaratmış
Erlere satmak için.
İnsan büyür beşikte
Mezarda yatmak için.
Ve...
Kahramanlar can verir
Yurdu yaşatmak için...
"İrtibat için harekete geçen şerefsiz irtibat edemeyecek hale getirildi Komutanım" dedim sırıtarak.
"Ellerinize sağlık Avcı Timi ve senin de ağzına sağlık Sibirya"
"İçeriye giriyoruz arkadaşlar , Sibirya etraf sende"
dedikten sonra içeri girdiler gerekli ve bulabildiklerimizi toparladıktan sonra içerideki bir şerefsizle beraber dışarı çıktılar. Helikoptere haber verdikten sonra buluşmaya yerine yürüdük. Helikopter gelince bindik ve karargaha geldik.
Helikopterden inince Yüzbaşı "Ellerinize sağlık , dinlenebilirsiniz." diyerek içeriye geçti. Bizde arkasından içeri girdik. Önce teçhizat odasına gidip üzerimizdeki silahları, bombaları, bıçakları ve yeleği çıkarıp rahatladık ardından da ayakkabılarımızı değiştirip dinlenme odasına geçtik.
"Fosil hadi bize bir çay kap gel de içelim." dedim.
"Elif arkadaşa çıkmadan yazmıştım geri dönüş yapmış , fotoğrafta atmış. Al bak bakalım beğenecek misin?" diyerek telefonu uzattı.
Telefonu alarak arabaya baktım. İstediğim gibi arkası açıktı. Ve çok beğenmiştim.
"Baya iyi fiyatı neymiş Ömer , söylemiş mi bir şey?" diye sordum.
"Fiyatı hallederiz tanıdık , bakalım çıkışta istiyorsan."
"Bugün nöbetçiyim ya , yarın bakalım o zaman."
"Sen okey misin şimdi buna beğendin demi?"
"Evet beğendim baya direk alırım. Fiyat için biraz babamı tırtıklarım." diyerek güldüm.
"Deli kız " diyerek oda güldü ve telefonu elimden aldıktan sonra arkadaşını aradı.
"Ali biz beğendik aracı sen bize aracı yollasana kardeşim"
"Aynen karargaha , hatta gelebilirsen sende gel diğer işlemleri falan hallederiz."
"Tamam kardeşim çok sağ ol bekliyoruz." diyerek kapattı ve ardından bana döndü. "Geliyor senin aslan"
"Ee sarı bide aslan gibi işte ne bileyim " diyerek güldü.
"Ha ondan , iyiymiş ya beğendim Aslan. Çok sağ ol ya Ömer "
"Ve çaylar geldi , buyurunuz komutanım"
"Sağ ol Fosil, size afiyet olsun ben odama geçeyim. Dosyalar kesin beni bekliyordur."
"Sağ olun" diyerek çayımla beraber odama geçtim. Ve masamdaki dosyalarla uğraşmaya başladım. Son dosyayı da bitirdikten sonra telefonumun çalmasıyla kimin aradığına baktım.
"Yiğit" yazısını görünce hafif bir heyecan bastı. Niye arıyor ki şimdi beni.
Doğru , "Efendim" diyerek açtım telefonu
"Nasılsın Elif" diye sordu Yiğit
"İyiyim bende şey diyecektim sana senin trençkot bende kalmış."
"Sende mi?" diye sordum ve düşünmeye başladım neden onda olduğunu.
"Evet benim arabada arka koltukta"
"Aaa doğru oraya koymuştum binince" taşlar şimdi yerine oturmuştu.
"Nasıl yapalım nasıl yapalım" diyerek düşünmeye başladım.
"Müsait isen seni yemeğe davet edeyim " dedi Yiğit. Hem de öyle dan diye1
"Bugün nöbetçiyim ben , sende kalsın alırım ben onu bir ara. Yemek işini de şey yapalım benim zaten sana bir sözüm vardı. Ben seni bir yere davet edeyim."
"Onu da yaparız. O zaman yarın bendesin." emrivaki bir de öyle mi Yiğit bey
"Diyorum ve bekliyorum" dedi. Kesinlikle şuan sırıtıyor.
"Iıı tamam o zaman sana zor olmayacaksa" diyerek istemem yan cebime yaptım ahahha. Eee ama ne yani hayır mı deseydim.
"Aa ne zoru ya benim için bir zevk sevdiğin bir yemek varsa yapabilirim."
"Ayırt etmiyorum yerim ben her şeyi"
"Tamamdır o zaman haberleşiriz yarın o zaman sana iyi nöbetler."
"Teşekkür ederim iyi geceler görüşürüz" dedim.
"Görüşürüz iyi geceler" dediğini duyduktan sonra telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.
Hafif şaşkınlık ve mutlulukla telefonu masaya bıraktım. Ardından da dosyaları alarak Yüzbaşının odasına bıraktım sonra da dinlenme odasına girdim.
"Hah bende sana geliyordum Elif , senin aslan gelmiş. Haydi gidelim."
"Tamamdır gidelim" diyerek dışarı çıktık.
Gerekli her şey konuşulup anlaşıldı.
"Hayırlı olsun o zaman Komutanım" diyerek elini uzattı Ali
"Sağ ol Ali" diyerek uzattığı eli sıktım.
Aslanın anahtarını aldıktan sonra cebime koydum ve nöbet öncesi acıktığım için yemekhaneye geçip karnımı bir güzel doyurdum.
Kafeteryadan da çayımı aldıktan sonra dışarı çıkıp bir banka oturdum. Sigara eşliğinde çayımı yudumlamaya başladım. Kısa keyiften sonra koğuşlara adımladım ve sayımlara başlayarak nöbetime geçtim.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
20.63k Okunma |
1.14k Oy |
0 Takip |
36 Bölümlü Kitap |