9. Bölüm

9. Bölüm

Sude Nur Çelik
sude_nur.clk

8.BÖLÜM

“Anne gitme”

“ Dur lütfen anne “

“ ne olur beni bırakma “

“ Bekle anne”

Annem nereye gidiyordu böyle ? Arkasını dönmüş hızlı adımlarla bir arabaya doğru gidiyordu. Arkasından ne kadar seslenip koşsam da ona yetişemiyordum , seslenmelerime aldırış etmiyordu . Arabaya binip uzaklaştığında arkasından ne kadar gidersem gideyim yetişemedim. Kalbim çok hızlı atarken bir anda gözlerimi açmamla günün tam aymadığını gördüm , neyse ki sadece bu bir rüyaydı hatta kabus . Artık uyumak istemediğim için yatağımı topladım , duş aldıktan giyindikten sonra hava almak için dışarı çıktım , dışardan bazı sesler geliyordu binadan çıktığımda bazı askerlerin antrenman yaptığını gördüm biraz dolaşmak istediği için kendime uygun bir yürüyüş alanı bulduktan sonra önce düşük tempoda sonrada yüksek tempoda koşmaya başladım , aklımdaki görüntülerin silinmesi gerekiyordu bunları hafızamdan silmem gerekiyordu . Buna artık son vermeliyim diye geçirdim içimden , zaten içime ata ata kendimi öldürüyordum bunları bırakmanın zamanı gelmişti . Rüyamda gördüklerim beynimi kurcalarken gözlerim dolmaya başladı , o adamdan nefret ettim yine , nefes alışverişlerim hızlanırken adımlarımda hızlanıyordu . Sadece yere odaklanarak koştuğum için birine çarparak sert bir şekilde yere düştüm . Zaten ağlamaya yer alıyordum bu yere düşme olayı da tuzu biberi olmuştu . Çarptığım kişi kimdi kesinlikle bilmiyordum ama umurumda da değildi , kim görüyorsa görsündü. Gözlerimden yaşlar boşalmaya başlayınca yabancı bir ses duydum

“ Çok mu acıdı?” dedi tek kaşını kaldırarak

“ Ne çok mu acıdı ?” dedim gözyaşlarımı silerek

“Oranız” dedi kalçamı işaret ederek

“ Yok iyiyim sadece sinirlerim bozuldu “ dedim ayağa kalkarak , elindeki su şişesini bana uzatarak

“ Hızlı koşuyordunuz susamışsınızdır” su şişesini alıp

“ Teşekkür ederim “ dedim

“ Bu arada ben Ateş Timinin komutanı Şeref Yol”

“ Çilem , Çilem Buse ÖZTÜRK” dedim

“ ÖZTÜRK mü? Binbaşı Taylan ÖZTÜRK ile bir bağlantınız var mı?”

“ Evet kuzeniz”

“ Aaa bir kuzeni olduğunu bilmiyordum”

“Birilerine bir şeylerini anlatmayı sevmez “ dedim

“ Askeriyeye gidiyordum sizde gelecek misiniz ?”

“ olur aslında “ dedim

“ Lojmanda mı kalıyorsunuz ?”

“ Evet , dün taşındık “

“ Sorun olmazsa sebebini öğrenebilir miyim , yani bunun boynunuzdaki izle bir alakası var mı ?”

“ Var ama gereksiz bir durum “ dedim geçiştirerek . Sohbet ede ede yürürken askeriyeye gelmiştik zaten lojman ile karşı karşıyaydı.

“ Geri zekalı telefonunu evde bırakmış Taylan Abi ya başına bir şey geldiyse ?” diyen Buğlem’ i görünce ne olduğunu anlamadım ama geri zekalı diyorsa benden bahsediyordur çünkü ben dışında başka kimseye karşı kullanmazdı bu kelimeyi,

“ Arkadaşım Buğlem, haber vermediğim için endişelenmiş olmalı , gitsem iyi olacak sanırım “ dedim

“ Tabi , sonra görüşürüz “ dedi

Bende “ görüşürüz “ diye yanıt verdikten sonra Buğlem’ e doğru yürüdüm

“ Buğlem?” dedim

“ Ay sanırım deliriyorum Taylan abi arkamda sesini duyuyorum sanki , ama bir gelsin görecek o Buğlem’ i aklımı yitireceğim şimdi ya “

“Buğlem arkandayım zaten” dedim

“ Bak yin-“ arkasına döndüğünde lafı yarım kalmıştı çünkü beni görmeyi beklemiyordu.

“Çilem” dedi içi rahatlamış gibiydi ama sonra ona haber vermeden çıktığım aklına gelmiş olmalı ki

“ Neredeydin kayboldun sen” dedi ve sonra ne yaptı biliyor musunuz ayakkabısını çıkartıp bana fırlattı . Zor bela ayakkabısından kaçtıktan sonra diğerine yöneldiğini görünce bu sefer hızımı alamayıp Gölge timinin arkasına saklandım zaten Taylan abimde onların yanındaydı , Buğlem de beni göremeyince burada antrenman yapan timin yanına gelmiş olmalıydı

“ niye bana haber vermedin sen ?”

“ Nasıl vereyim uyuyordun” dedim hâlâ ayakkabısı elindeydi

“ uyandırsaydın ya aptal” mantıklı

“ bak sakin ol ve o elindekini yere bırak , bir tanesi kafama gelirse Allah’a kavuşurum, on metre topuklu ayakkabıyı nasıl gitmeyi başarıyorsun hâlâ anlamıyorum ki. Ayrıca onca insanın karşısında ne yapıyorsun sen aptal “

“Banane lan, akıl mı bırakıyorsun sanki insanda hem ayrıca o yanındaki adam kimdi ?” dedi sesi hâlâ sinirli geliyordu “ sizde çekilin önümden “ dedi time, adamlar da ne yapacağını şaşırmış bir şekilde bize bakıyorlardı , Hilmi ve Kenan da eğlenerek, sanki karşılarında film varmış gibi bizi izliyorlardı. Tam şu anda rezil olduk baba diye bağırasım vardı .

“ Hayır sakın çekilmeyin, yanımdaki adam Ateş Timinin komutanıymış hava alıyordum orada karşılaştık “ . Tim aynı anda özellikle de Hilmi ve Kenan ,

“ Ateş timi mi?” dediğinde evet dercesine kafamı salladığım an hepsi önümden çekildi ve Buğlem ile göz göze geldik . Ne oluyordu ya? Taylan abim Karan hatta Cesur bile değişik bir ifadeyle bana bakıyorlardı

“ Buğlem bak çok yorgunum hadi işe gitmem lazım , sende hastaneye gideceksin zaten hadi gel gidelim “ dedim uzlaşmalı bir sesle , evet son derece deli bir arkadaşa sahiptim

“ İkinizde yerinizde durun , nereye gittim demiştin Çilem?” dedi Taylan abim

“ Sabah uyku tutmayınca biraz hava almak istedim “

“ Kiminle karşılaşıp tanışmıştın?”

“ Ateş Timinin komutanı Şeref Yol ile” dedim

“ iyi bir daha konuşmuyorsun o zaman “

Ne oluyordu ya , adam ne yapmıştı ki böyle davranıyorlardı

“ İyi de neden, gayet sıcakkanlı biriydi”

“Onu gerçekten tanımış olsaydınız bunları söylemezdiniz “ bu sefer konuşan da Hilmi idi .Hilmi bile böyle düşünüyorsa ...

“ Aman canım boş verin onun kalbinde biri var zaten o adama bakmaz yani rahat olun yani” Buğlem konuşunca kaşlarım çatılmıştı bile umarım ağzından yanlış şeyler çıkaramazdı

“ Kimmiş benim kalbimdeki tek kişi?” dedim

“ Kar-“ diye söze girmişti ki elimle hemen ağzını kapatıp

“ Yürü boş boş konuşma aptal”

“ Konuşacağız bu konuyu” dedi Taylan abim o sırada Gölge Timi de antrenmanlara devam etmeye başlamıştı . Az kalsın Karan diyecekti iyi ki yanındaydım da Buğlem’ i susturmuştum. Şimdi ise tekrar duş alıp büroya gitmem gerekecekti dün yapmam gereken işlerde aksadığı için hepsini bugün yapmalıydım.

“ Senin gibi dost düşman başına “ dedim Buğlem’ e ters ters bakarken ,

“Asıl senin gibi dost düşman başına be. İnsan haber vermeden çıkar mı sakak , aklımı yitirdim bir şey oldu diye “ dedi

“ Neydi o dışarda söylediklerin?”

“ Ne demişim ben pardon ?” dedi

“ Yok kalbim doluymuş da başkası giremez miş de. Ayrıca nereden çıkardın benim kalbimin dolu olduğunu belki kapımı kilitleyip , kilidi de bir okyanusa atmışımdır ya da kimse bulamayacaktır kalbimin yolunu , birde Taylan abimin yanında söylüyorsun”

“bok attın okyanusa , demek ki Karan çıkarmış oradan kızım, ayrıca sinirli olması gereken biri varsa o da benim açtırma ağzımı şimdi “

“Allah aşkına, nereden çıkarıyorsun Karan’ a karşı bir şeyler hissettiğimi ya da onun bana karşı bir şeyler hissettiğini, ben de bir türlü bunu anlamıyorum “ dedim.

“ İnsanlar bazen farkında olamasa bile dışarıdan açık birer kitap gibidirler Çilem, sende her ne kadar kendini gizlemeye çalışıyor olsan da aslında çok açıksın , kaç yıldır arkadaşız ve senin bir erkekle bu kadar didiştiğini ve bir erkeğe bu kadar değişik bir şekilde baktığını görmedim . Yani kendinden bile sakladığın duygularını benden gizleyemezsin “ dedi , hiçbir şey söylemedim çünkü ne diyeceğimi bilmiyordum . Bir ihtimal hatta çok cuyuk bir ihtimal dedikleri doğruydu . Bu konuyu sonra düşünecektim.

“ Onu bunu boş ver de haftaya Karan ile dövüşeceksin kızım , adam özel kuvvetler de asker hatta yetmezmiş gibi bir timin komutanı hatta o da yetmezmiş gibi yüzbaşı ne bok yiyeceksin acaba ?” dedi

“ Hayrola bana güvenmiyor musun, ben de hatırlatayım canım beş yılı aşkın bir süredir dövüş eğitimi alıyorum “

“ Valla bence bunların hiçbiri yetmez ama ben sana güveniyorum yaparsın , hadi yapamadın diyelim dişil enerjini kullanır , bir iki cilveyle de işi kurtarırsın . Ben sana cilve dersi veririm “ dedi saçlarını savurarak .

“ Saçını başını yolar eline veririm beni daha fazla sinirlendirme , kapat artık şu Karan konusunu , bize ne canım elin adamından “ dedim her şeye tepki verip şaşıran teyzeler gibi aa ' lamayı da unutmamıştım , Buğlem önümden koşarak giderken ,

“ Elin adamı senin adamın olunca anlarsın “ dedi ve banyoya girip kapıyı hızla kapattı , çünkü kapatmasa onu döveceğimi biliyordu . La havle çekip odama gittim işlerimi hallettikten sonra ofise gitmeye gelmişti. İkimizde kendi iş yerlerimize giderken bu sabahı hiç dusunmemeyi umup işime odaklanmayı seçmiştim.

⚔️💂

Gölge Timi yine her zamanki gibi yeni bir görevdeydi. Bugün çökertmeleri gereken tam olarak 25 terör ini vardı iki gün içinde bitmesi gerekiyordu ve Taylan BİNBAŞI da en güvendiği tim olan Gölge Timini bu göreve yollamıştı . Operasyon çok yorucu olacağı için dinlenmeye vakit bulacaklarını sanmıyorlardı . Hiçbir operasyonları sıkıcı geçmezdi çünkü Hilmi ve Kaan vardı , ikili formdan hiç düşmemiş ve konuşmaya son gaz devam ediyorlardı .

“ Bu Şeref komutan Çilem Hanımı da kullanmasa bari , ulan şu adamı bir kaşık suda boğsam içim rahat etmez ha” diye homurdandı Hilmi

“ Al benden de o kadar Hilmoş” dedi Kaan

“Hilmoş ne lan zibidi, sende bu aralar kendine kız bulamadın diye sana katlaniyorum ileriye gitme birader “

“ Umarım bulurum , slay 777 999 “ dedi Kaan bu aralar fazla sosyal medyada gezinmişti anlaşılan

“Ulan dağ domuzu slay ne lan kız mısın oğlum sen , ayrıca ne o rakamlar “ dedi Hilmi kınayıcı bir sesle

“ Manifesto yapıyorum canım yani dua gibi bir şey “

“Amin demek neyinize yetmiyor komutanım açın ellerinizi semaya edin duanızı 777 den daha etkili , emin olun “ diye araya girdi Hasan Ali ,

“ Neden kız Aliş, buda etkili olur belki “ dedi Kaan sesini de pick me kızlar gibi çıkarıyordu .

“ Umay , senin bir arkadaşın falan yok mu be , kurtar bizi şu Mükremin kılıklıdan “ dedi Hilmi

“Daha onun kendine hayrı dokunmamış Hilmi , birde size mi yardım edecek “ dedi alayla Göktuğ

“Neden daha kendime hayrım dokunmuyormuş Göktuğ komutanım , biri her benimle konuştuğunda araya damlamayın , komik duruma düşüyorsunuz “ dedi Umay ardından devam etti “ ayrıca bir arkadaşım olamayabilir ama Gökçe ile gayet iyi anlaşıyoruz isterseniz onunla konuşabilirim , hem birine hayrım dokunmuş olur “ İşte bu hamle iyiydi çünkü Gökçe Göktuğ’un Küçük kız kardeşiydi ve Göktuğ onu canından çok seviyordu .

“Aklınızdan dahi geçirmeyin “ dedi Göktuğ

“Nedenmiş o Gökoş beni kardeşine yakışır bulmuyor musun?” dedi Kaan , biraz daha böyle devam ederse yiyeceği dayak ve küfür sınırsız bir limite ulaşırdı.

“ Evveliyatını siktirme bana Kaan , o düşünceyi aklından çıkar ve kendine gel artık ne bu hareketler?” dedi sinirle kendini tutmaya çalışıyordu zira elinden bir kaza çıkması kaçınılmazdı.

“ yok yok, görevden sonra ben bir konuşayım Gökçe ile, hem belli mi olur belki aranızı yaparım bu iş de evliliğe kadar gider fena mı?” dedi Umay bu işi kesinlikle yapmalıydı.

“ Bak sinirlerimi bozmayın, Umay sende kendine gel . Yoksa bugüne kadar sana vermediğim cezayı veririm “ dedi tehditkâr bir sesle,

“ Olur komutanım verin , zaten günümün çoğunu sizin yanınızda ceza alarak geçiriyorum “ dedi Umay , zerre korkmamıştı

Hilmi gülen ve eğlenen bir sesle araya girerek , “ Şöyle bir yazı okumuştum geçenlerde, diyordu ki ' iki insan ne kadar birbiriyle didişirse ilişki yaşama olasılıkları yüksektir' yani uzun lafın kısası siz olmuşsunuz “ dedi

“ Sen ve Kaan Abim gibi mi?” dedi Hasan Ali

“Senin dilin bu aralar fazla mı uzamış lan “ dedi Hilmi

“ Ağzına sağlık Aliş” dedi Göktuğ, bu ilişki olasılığı kulağa hiçte fena gelmiyordu ,

“ Ağzından çıkanı kulağın duysun Hilmi” dedi Umay

“ Niye , biriyle ilişki yaşamaya korkuyor musun ?”

“ benim Allah dışında korktuğum başka biri yok Komutanım, o kişinin siz olma ihtimali sadece korkunç hepsi bu” dedi Umay kararlılıkla,

“ Demek benim olmam korkunç olur öyle mi , taam Umay yarın görev dönüşü görüşeceğiz seninle”

“Neden şimdi konuşmuyoruz?” dedi Umay

“ Anlarsın sonra” dedi Göktuğ

“ Ahan da ilk kiss geliyor beyler , timimizin ilk çifti “ dedi Hilmi , Hasan Ali tam konuşacağı sırada ,” Tek kelime etme lan , siktirme belanı “ diye kızdı hemen Hilmi

“ Kesin lan yaygarayı” diye sert bir ses duydular kulaklıklarından , evet bu Karandı

“ Emredersiniz komutanım “ dediler sessizce hep bir ağızdan ,

“Saat dokuz yönünde bir hareketlilik var komutanım “ dedi Cesur , bütün tim ayrı ayrı yerlere dağılmış önlerindeki manzaraya bakıyorlardı , Ebu Vahib ve adamlarına . Bugün bu şerefsizlere ölümü tattırmak için buradaydılar . Karan için ise apayrı bir operasyondu çünkü ezeli düşmanı olan Ebu Vahibi öldürmek için sonuna kadar savaşacaktı, o şerefsiz Karan’ın abisini öldürmüştü, hatta bunu bizzat Karan’a yaptırmıştı. Abisi esirken onu kurtarmak için elbette bir operasyon düzenledi başkan torba getirilmiş bir adam vardı evin önünde gelen bilgiye göre Ebu Vahib buydu çünkü ondan nefret eden bir terörist başkanı vardı . Karan o gün ateş etti ve kafasına torba geçirilmiş olan adamı vurdu hem de alnının tam ortasından. Ebu Vahibi öldürdü diye sevinirken tam o sırada evin kapısında Ebu Vahib belirdi ve iğrenç bir şekilde kahkaha atmaya başladı . Sonradan öğrendiler ki Ebu Vahib terör örgütü başkanını öldürmüştü ve ate edilen kişi de Komutan Fatih Hilal idi . Karan o günden sonra kendini asla affetmemiş herkesle arasına mesafe koymuştu çünkü onlarında başına bir şey gelmesinden korkuyordu , bugün dedi içinden bugün onu öldüreceğim, elinden gelse şu anda kafasına sıkardı ama kendi meselesi için kimseyi tehlikeye atamazdı ,

“ Atış serbest ama sakın o ite bulaşmayın o benim , karışanı yakarım “ dedi ve silah sesleri dört bir yandan duyulmaya başladı . Epey kalabalık bir it sürüsüydü

“ Bir kurşun bile kaçırmayacaksınız , her kursuna bir leş istiyorum “ dedi . Yaklaşık 10 dakikada herkes ölmüştü bir tek Ebu Vahib kalmıştı ama Karan onu bilerek öldürmedi , önce sağ bacağından sonra da her iki kolundan da vurdu onu, acı çekerek ölecekti sürünecekti .

“ Tim koruyun beni “ dedi ve Ebu Vahibin yanına doğru hızla ilerledi ,

“Komutanım ne yapıyorsunuz, açık hedef halindesiniz” diye hep bir ağızdan konuşmaya başladı tim

“ Lan bir delilik etme Karan “ dedi Cesur , arkadaşının içindeki yangını bildiği için fazla müdahale etmek istemiyordu ama arkadaşı da hiç akıllı bir şekilde davranmıyordu.

Karan hızla Ebu Vahibin saçlarını kavramış yüzüne art arda yumruklarını geçiriyordu . Ama bu adam acı çekmek nedir bilmediği için bayılmıyordu bile ama yüzündeki ifade Karan için yeterliydi, onun gözünde saf bir korku vardı. Tam kafasına sıkacağı sırada omzununsıyıran kurşun ile siper almak zorunda kaldı .

“ Lan ne işe yarıyorsunuz siz , niye etrafı kontrol etmiyorsunuz geri zekalılar” diye kükredi kulaklığa doğru

“Komutanım Ebu Vahib yok “ dedi Cesur

“Nasıl yok ?” dedi hiddetle

“ Yok işte kaçmış” dedi Cesur artık o da sinirlenmeye başlıyordu

“Etrafı temizleyin , hemen” dedi Karan , sakin olmaya çalışıyor ama bir türlü başaramıyordu.

5 dakikanın ardından etraf temiz dönütü aldı , olduğu yerden çıkıp time doğru yürüdü , hâlâ çok sinirliydi, yere göğe sığamıyordu bugün de alamamıştı intikamını ,

Oldukları yerden ayrılıp bir askeri üsse gittiler zaten birkaç saatin ardından tekrar görev başında olacaklardı...

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 23.04.2025 19:44 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...