
DERİN KARAHANLI'DAN;
Ben bazen geceleri uyanıyorum.
Eskiden sessiz kalırdım. Çünkü kimse duymasın isterdim. Korktuğumu belli etmezdim. Belki biri kızar diye. Belki kimse uyanmaz diye…
Ama artık biri uyanıyor. Her seferinde.
Zeynep annem geliyor. Saçımı okşuyor. Bazen sadece elimi tutuyor. Hiçbir şey demeden. Ama o zaman bile anlıyorum: Buradayım. Güvendeyim.
Semih babam... O bazen konuşmuyor ama gözleriyle söylüyor her şeyi.
Bir keresinde göğsüne başımı koyduğumda kalbi çok hızlı atıyordu. Ama sesi çok sakindi.
O zaman anlamıştım.
Artık yalnız değilim.
---
Bu ev ilk geldiğimde yabancıydı.
Kokusu bile tanıdık değildi. Zeynep annem bana çorba yapmıştı ama içememiştim. Elini uzattığında korkmuştum. Ama sonra yavaş yavaş… elim onunkinin içinde kayboldu. Ve kaybolmak hiç bu kadar güzel hissettirmemişti.
Zaman geçti.
Şimdi mutfakta tost kokusu demek, gülmek demek.
Zeynep'in sesi demek, anne gibi hissetmek demek.
Semih babamın sarılması demek, dünya demek.
Ben artık onların bakışında bir çocuk değilim sadece.
Ben bir umut gibiyim, onların hikâyesinde büyüyen.
---
Geçen gün Zeynep annemin karnını öptüm.
Orada biri var. Benden daha minik.
Ona “korkma” dedim. “Burası güzel bir ev,” dedim.
Çünkü ben artık biliyorum: Ev, dört duvar değil. Ev, biri uyanınca gülümseyen bir yüz. Ev, senin ne söylemek istediğini duymadan anlayan bir kalp.
Zeynep annem bana “Her çocuk iyileşir, yeter ki biri elini tutsun,” demişti.
Ben iyileşiyorum.
Ve belki… bir gün ben de birinin elini tutarım.
Tıpkı onların benim elimi tuttuğu gibi.
Ben Derin.
Bir zamanlar sessizdim.
Şimdi ise… evin sesiyim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.6k Okunma |
343 Oy |
0 Takip |
46 Bölümlü Kitap |