
ZEYNEP KARAHANLI'DAN;
“Gece boyunca Derin’in sözleri kulağımda çınladı Semih. O çocuk hüzünlü, ama içinde öyle bir sevgi var ki...”
“Ben de fark ettim. Gözlerinin içiyle konuşuyor. Sessiz ama derin… Adı gibi.”
“Bir oda hazırlayalım diyorum."
"Çok iyi düşünmüşsün sevgilim."
Semih'e sarılıp;
"Çok mutlu olacak."
"Mutlu olmayı en çok hak edenlerden."
"Ne zaman başlayalım?"
"Yarın sabah Derin'i de alıp alışverişe gidelim."
"Olmaz. Derine süpriz yapalım. Haberi olmasın. Her şeyi hazırlayalım sonra eve getirir gösteririz. Gereken izinlerimiz de var zaten istediği zaman gelip bizimle kalır. Hem belki sonra..."
Cümlemin devamını getirmek konusunda kararsızdım. Semih'in nasıl bir tepki vereceğini tahmin edemiyordum.
"Sonra?"
"Sonra belki artık evimizde minik bir kalp atar."
"Emin misin Zeynep? Sorumluluk az değil. Ama eğer sen hazırsan... Ben senin arkandayım.”
"Ben kendimi yıllar sonra ilk defa doğru bir şey yaparken hissediyorum. Belki de Derin kadar benim de bu şefkate ihtiyacım varmış.”
"Peki o zaman. Başlayalım. Bu evde artık bir kalp daha atacak.”
Verdiğimiz bu karar hem bizim hem de Derin'in hayatını tamamen değiştirecekti.
Bu kararımızı Derinle paylaşmak için sabırsızlanıyordum.
•••
Sabah kahvaltımızı yaptıktan hemen sonra alışverişe çıkmıştık.
Derin'in zevkini geçirdiğimiz süre zarfında az çok biliyorduk.
Tamamen Derin'in zevkine göre alışverişi yapmıştık.
Şimdi sıra oyuncaklardaydı.
Semih her Derin'i ziyarete gittiğimiz de elinde oyuncak ve giysi kıyafetleriyle gitse de onları oradaki çocuklara bırakmamızı istemişti.
Oyuncaklar ve kıyafetler aldıktan sonra evimize gidip odanın kurulumunu bekledik.
Odanın her bir detayı ayrı güzel oluyordu.
Hazırlıklar hız kesmeden devam ederken bende Ayla abla'yı arayıp verdiğimiz karardan bahsettim.
"Çok güzel ve bir o kadar da riskli bir karar olmuş Zeynep."
"Evet abla ama Derin'in gözlerindeki ışık her şeye değer."
"Sizin için en hayırlısı ne ise o olsun güzelim."
"Teşekkür ederim abla. Şey ben sana bir şey soracaktım."
"Sor dinliyorum."
"Şimdi ben pek çocuk psikolojisine hakim değilim. Ne tepki verecek bilmiyorum ve nasıl davranmam gerektiği konusunda hiçbir bilgim yok. Bu kararımızı onunla paylaşırken Çocuk Gelişimi Uzmanı olarak bizimle gelir misin sende?"
"Tabiki gelirim sen onu şimdi dert etme işinizi halledin eminim Derin de çok mutlu olacak."
"İnşallah abla. Gereken belgeler var zaten elimizde yarın kuruma gidip son imzaları da atıp alacağız inşallah."
"Kaç gibi orda olursunuz?"
"Öğlen gideriz büyük ihtimalle abla. Oda tam anlamıyla bitmedi."
"Tamam o zaman haberleşiriz."
"Aslan ve Melisa'yı nereye bırakacaksın?"
"Yiğit idare eder bir iki saat."
"Teşekkür ederim ablam."
"Ne demek güzelim."
Telefonu kapatıp Semih'in yanına gittim. Tabloları duvara asarken arkadan sarıldım.
"Ayla ablayla konuştum. Kararımızı ona da söyledim. Yarın o da bizimle gelecek. Derin'in nasıl tepki vereceğini bilmiyoruz işin uzmanı ile gitmek daha doğru olur diye düşündüm."
"İyi düşünmüşsün güzelim de senin morelin mi bozuldu?"
Gözlerim istemsizce dolmaya başlamıştı.
Odadan çıkıp oturma odasına geçtiğimizde;
"Noldu güzelim hadi söyle bana?"
"Semih bu kararımız Derin için iyi bir karar mı ki?"
"Seni bu düşüncelere iten şey ne?"
"Bilmiyorum ya hoşuna gitmezse, ya istekli kalmazsa, ya ona yeterince vermemiz gereken sevgiyi, şefkati veremezsek. Semih, o kız yaralı. Daha küçük yaşta annesi gözü önünde katledildi yanlış bir şey yapıp eskileri hatırlatmak düşüncesi beni mahvediyor."
"Öyle bir şey olmayacak. Şu düşünceleri at kafandan olumlu şeyler düşün. Hem yıldız kayarken dilediği dileği hatırla. Derin olgun kız, güçlü kız o çok farklı bir çocuk. Sen şimdi sil gözyaşlarını ve git Derin'in sevdiği şeyleri yapmaya başla. Yarın sabahtan gidip evimize getireceğiz."
"Öğlene kadar işiniz anca biter sanıyordum."
"Çoğu bitti zaten hızlı ilerliyor."
"İmza işleri nolcak."
"Halloldu sayılır onlar. Sadece ellerinde resmi belge olsun diye imza atacağız bu kadar."
"Nasıl yaptın bunu?"
"Yaptım bir şekilde işte."
"Sen, Semih Karahanlı’sın... İstediğini elde etmeden durmayan, gözü karalığıyla nam salmış Semih Karahanlı."
Bir an duraksadık.
“Ama iş Derin’e gelince... İlk kez ellerin titredi. Çünkü bu sefer mesele kazanmak değil, hak etmek.”
"Evet, doğru. Her şeyi savaşarak aldım. Ama Derin bir savaş değil, bir sınav. Ve bu kez kazanmak için değil, doğruyu yapmak için buradayım.”
Eveett bir bölümün daha sonuna geldikk💃
Keyifli Okumalar❤️🩹
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.6k Okunma |
343 Oy |
0 Takip |
46 Bölümlü Kitap |