
ZEYNEP BAŞAR'DAN;
Ayla ablanın cümleleri bir nebze de olsun beni rahatlamıştı. Sanki bütün heyecanımı nikaha saklamış gibi nişan ve kınada zerre heyecan yoktu içimde.
Semih yanımıza geldiğinde Ayla abla odadan çıkmıştı.
"Çok güzel olmuşsun."
Başımı eğip;
"Teşekkür ederim."
Sesim o kadar kısık çıkmıştı ki ben bile kendi sesimi zor duyabilmiştim.
Semih başımı yukarı kaldırıp gözlerine bakmamı sağladı.
"Başını asla eğme. Hep dik tut."
Allah kahretsin ben neden şuan deli gibi utanıyordum.
Başımı sallayıp;
"Tamam."
Dedim evet sadece tamam diyebilmiştim. Bir numaralı salağın önde gideniydim sanki gören diyecek ilk defa karşılaşıyoruz.
"Sen utanıyor musunuz?"
"Biraz."
Semih tebessüm edip;
"Neden utanıyormuş bakalım benim güzelim?"
"Bilmiyorum ki. Aşağısı çok kalabalık mı?"
"Biraz."
"Ya Semih dalga geçme."
"Tamam tamam kızma. Yavaş yavaş gelmeye başladılar."
Kapı tıklatıldığında içeri Çise Abla girdi.
Gözleri dolu dolu bana bakıyordu.
"Prensesler gibi olmuş benim bebeğim."
Yanına gidip sarıldım. Kısa sürede abla kardeş ilişkisi kurabilmiştik.
Kapı tekrar açıldığında bu sefer Ayla abla girdi.
"Çise seni buraya ağla diye göndermedik çağır aşağı gelsinler nikah memuru bekliyor diye gönderdik."
"İki dakika insanı rahat bırakma tamam mı Ayla. Rahat rahat duygularımızı ifade edemeyelim çiçeğim."
"Sonra ağla Çise şuan sırası değil. Hadi Semih, Zeynep sizi bekliyoruz."
Ayla ve Çise abla odadan çıktıklarında bizde aşağı inmiştik.
Alkışlar eşliğinde yerimize oturduğumuz da nikah memuru soruya geçmişti.
O malum sorunun içinde annem ve babamın ismini duymam ile gözlerimden yaş akıp sonsuzluğa karışmıştı.
Şuan en mutlu günümde annem ve babam yanımda yoktu.
Nikah memuru soruyu tekrarladığında kendime gelip;
"Evet!"
demiştim. Beni düşünmeyen, yıllar önce beni terk eden insanlar yüzünden bu güzel günümü mahvetmeyecektim.
Aynı soru Semih'e sorulduğunda onunda gözleri dolmuştu.
İkimizinde ortak yarası vardı, ortak tamamlanmamış yarım kalan şey aile...
"Belediyenin bana vermiş olduğu yetkiyle sizleri eş karı koca ilan ediyorum."
Nikah cüzdanını alıp Semih'e döndüm.
"Seni çok seviyorum güzelim."
"Seni çok seviyorum sevgilim."
•••
Takı töreni de sonunda bitmişti. Sıra vedalaşmaya gelmişti.
Herkese tek tek sarılıp arabamıza binmiştik.
Zaten hep birlikte olacaktık onun için vedalaşmamız da zor olmamıştı.
Eve geldiğimizde odamıza çıkıp üzerimize rahat şeyler giyindik.
İkimiz de yatağa uzanıp;
"Bizim ne çok ortak noktamız varmış Zeynep. Bunu nikah zamanı daha iyi anladım."
"Evet, ortak nokta ortak acılarımız ve ortak yarım kalmışlarımız var."
Daha fazla bir şey demeden dudağını dudağıma birleştirip öpmeye başladı.
Öpmesine karşılık vermem ile gece bizim için oldukça uzun olmuştu.
•••
SEMİH KARAHANLI'DAN;
"Zeynep hadi güzelim kalk günün yarısını uyumakla geçirdin."
"Of biraz daha."
"Geç kalacağız hadi ama."
"Nereye?"
"Güzelim hani biz dün evlendik ya."
"Hıhım."
"Adın ne senin?"
"Hıhım."
Uyku serseminden ne yaptığını bilmiyordu. Telefonu elime alıp videoya çekmeye başladım.
"Adın ne senin?"
"Hıhım."
"Ne yapıyorsun şuan?"
"Hıhım."
Her sorduğum soruya hıhım demesine daha fazla dayanamayıp kahkaha atmaya başlamıştım.
Telefonu kapatıp bu sefer de öperek uyandırmaya çalıştım.
Sonunda gözlerini açtığında;
"Günaydın sevgilim."
"Sanada günaydın güzelim."
Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Neden gülüyorsun?"
"Hıhım."
"Ne hıhım?"
Kahkaha atmam ile omzuma geçirilen yumruk bir olmuştu.
"Kızım az yavaş cani misin?"
"Sende dalga geçme o zaman benimle."
"Ama halini görsen sende kendine gülerdin."
"Ne varmış halimde?"
"Emin misin güzelim gösterim mi?"
"Göster."
Telefonu alıp videoyu açtım.
Gözlerini bana devirip;
"Ya ama senin bu yaptığın haksızlık. Uyku serseminde ne yaptığımı bilmiyorum biliyorsun."
"Bildiğim için yaptım ya zaten."
"Ya git Semih."
Kollarını birbirine bağlayıp başını başka yöne çevirmişti.
Beline sarılıp kendime doğru çektim ve saçlarına öpücük kondurmaya başladım.
"Benim güzelim bana trip mi atıyormuş?"
"Ama hak ediyorsun."
"Ona ne şüphe."
"Ya bak hala dalga geçiyorsun ya."
Cümlesini bitirmesi ile yanında duran yastığı bana fırlatması ve yataktan kalkması bir olmuştu.
Hızla kapıya doğru ilerlerken yataktan kalkıp kucağıma aldım ve yatağa geri yatırıp gıdıklamaya başladım.
"Ahahah dur, d-dur tamam dur Semih ahaha."
Kahkahalarının arasından zar zor cümle kurabiliyordu.
"Benim güzelimin canı sabah sabah oyun mu istedi."
"Of tamam yeter bu kadar yoruldum. Çok güldürdün."
"Hadi o zaman kalkda hazırlan artık. Uçak hazır."
"Nereye gideceğiz ki?"
"İtalya."
"Semih İtalya'ya gitmek yerine Ayla ve Çise ablaları da çağırıp geçen gün gittiğimiz yere gidelim mi? Orada hep birlikte vakit geçirmiş oluruz hem."
"Güzelim onu da başka bir gün yaparız."
"Hayır Semih şimdi yapalım daha zevkli olur."
"Peki nasıl istersen. Ara haber ver o zaman bizde çıkalım yola."
•••
ZEYNEP BAŞAR'DAN;
Ayla ve Çise ablayı arayıp haber vermiştim. İkisi de çok mutlu olmuştu.
Bugün bizim için çok güzel geçecekti emindim.
Yeşim anneye de gelmesi için ısrar etmiştim ama o kabul etmemişti.
Dağ evine geldiğimizde hepimiz birden eşyalarımızı yerleştirip mutfağa geçip kahve yapmıştık.
Çocuklar oyun oynarken bizde sohbet ederek kahvemizi içiyorduk.
1 hafta burada kalacaktık. Sevdiklerim ile birlikte olduğum her an benim mutluluğum iki katına çıkıyordu.
Bulunduğumuz ortamda huzur vardı. O huzurun adı da ailemdi.
"Devrem hadi bir maç yapalım."
"Ne maçı Alperen otur oturduğun yerde."
"Aferim lan Alperen akıllı çıktın. Hadi abi ya az heyecan olsun hem oturmaya mı geldik eğlenelim."
"Vay Semih sen ve eğlenmek ne değişti aslanım."
Semih'in bakışları bana kaydığında;
"Tahmin bile edemeyeceğim şekilde çok şey değişti."
Gözlerimin içine bakarak kurduğu bu cümle karşısında ona ait olduğum için bir kez daha şükrettim.
İviitt bir bölümün daha sonuna geldiikk🥳 artık yavaş yavaş finale yaklaşıyor zaman atlamalı olacak burdan bilgisini vermiş olayım💙
Keyifli Okumalar❤️🩹
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.6k Okunma |
343 Oy |
0 Takip |
46 Bölümlü Kitap |